Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3) - Son Dakika
Politika

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tahliye edilmesine ilişkin, "Bu karar bir beraat kararı değil, tahliye kararı. Tutuksuz yargılanmayla ilgili bir karar, dava devam edem ediyor" dedi.

26.02.2016 13:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tahliye edilmesine ilişkin, "Bu karar bir beraat kararı değil, tahliye kararı. Tutuksuz yargılanmayla ilgili bir karar, dava devam edem ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Kalın, Avrupa Birliği ile yürütülen müzakereler neticesinde Suriyeli sığınmacılarla ilgili bir eylem planının hayata geçirileceğini dile getirerek, "Şu anda bunun detayları çalışılıyor. Projeler hazırlandı, AB tarafına iletildi. Bunlar da çok yakın bir zamanda hayata geçecek ve Suriyeli mültecilerin daha insani şartlara kavuşması noktasında sahada bir fark yaratır diye ümit ediyoruz" dedi.

Kalın, terörle mücadele konusunda, "Çözüm Süreci'ni kimin sabote ettiği ve silah bırakma çağrılarına rağmen, bırakınız silah bırakmayı terörü ve şiddeti daha fazla azdıran tarafın kim olduğu bellidir. PKK terör örgütü, Çözüm Süreci'ni de sabote ederek, suistimal ederek, istismar ederek, silah bırakmayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti, buna karşı her demokratik hukuk devletinin yaptığı şeyi yapmaktadır. Kamu düzenini, vatandaşlarını korumak için terörle mücadele etmektedir. Operasyonlar bu bağlamda devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Ankara'da 17 Şubat'ta gerçekleştirilen terör saldırısından sonra olabilecek muhtemel saldırılara karşı ilave tedbirlerin alındığının altını çizen Kalın, konunun ilgili makamlar tarafından en üst düzeyde takip edildiğini dile getirdi.

Kalın, 17 Şubat Ankara saldırısının, terörün vahşi ve çirkin yüzünü bir kez daha gösterdiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Fakat saldırıdan sonra bu terör eylemlerini savunanlar, onların taziyelerine gidenler, o teröristten bir kahraman çıkarmaya çalışanlar da aynı şekilde kendi alçak, hain, çirkin yüzlerini göstermişlerdir. Hele hele siyaseti buna alet ederek ya da benzer kavramların arkasına sığınarak terörü estetize, romantize etmek dünyanın hiçbir ülkesinde kabul edilebilir bir şey değildir. Ankara saldırısında 28, daha sonra bir vatandaşımız daha vefat etti, 60'ın üzerinde de yaralı insanımız var. Bu saldırıyı yapan terör örgütü mensubuyla, bu canlı bombayla, Suriye'de ya da Irak'ta veya dünyanın başka bir yerinde kafa kesen, toplu intihar saldırısı yapan, araçlı bombalı saldırılar yapanlar arasında ne fark var? Siz, bunlar arasında böyle bir ayrım, hiyerarşi kurmaya çalıştığınız zaman bir kere dürüst, tutarlı davranmamış olursunuz. Siyaseti, medyayı ve benzer kavramları terörü meşrulaştırmak, şirin göstermek için kullananlar, ne demokrasiye ne bu millete ve vatana ne de evrensel değerlere bağlı olmadıklarını açık bir şekilde ifade etmektedirler."

Kalın, terörle mücadele noktasında Türkiye'ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldıranların, ister siyasetçi ister gazete yorumcusu ister raportör ister gazete başyazarı olsun, açıkça terör örgütünün propagandasını yaptıklarını ifade etti.

Başka yerlerde benzer saldırılar olduğunda, Türkiye'nin nasıl net bir tavır aldığını hatırlatan Kalın, "Terörü lanetlemiş ve bunu somut adımlarla göstermişse, aynı tavrı Türkiye'nin de müttefik, dost ülkelerden ve farklı çevrelerden beklemesi gayet doğaldır" dedi.

Terörle mücadelenin öncelikli amacının, "kamu düzenini kurmak, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamak" olduğunu vurgulayan Kalın, bunu "Kürtlerle mücadele, Kürtleri ortadan kaldırma, kazanımlarından rahatsız olma" gibi lanse etmeye çalışanların, terör örgütünün propagandasını yaptığının altını çizdi.

"Birileri Türk Hükümeti'ni, Cumhurbaşkanımızı beğenmeyebilir ama bu asla ve asla terör örgütlerini desteklemeyi, onlara arka çıkmayı meşrulaştırmaz" değerlendirmesinde bulunan Kalın, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, terörle mücadelede özgürlük, demokrasi, hukuk ve güvenlik dengesini en iyi şekilde kurmaya gayret ettiğini söyledi. Kalın, bunun dışındaki teşebbüslere müsaade edilmeyeceğini vurguladı.

"Bu karar bir beraat kararı değil tahliye kararı"

Anayasa Mahkemesinin Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dündar ve Ankara Temsilcisi Gül'e ilişkin kararının ardından Dündar ve Gül'ün tahliye edildiklerinin hatırlatılması üzerine Kalın, "Bu karar bir beraat kararı değil, tahliye kararı. Tutuksuz yargılanmayla ilgili bir karar, dava devam ediyor" dedi.

Dünyanın başka ülkelerinde de casusluk ve devletin gizli belgelerini sızdırma davalarının açıldığını anımsatan Kalın, şöyle konuştu:

"Wikileaks hadisesi olduktan sonra dünyanın farklı yerlerinde, Amerika'da, İngiltere'de ne tür tedbirlerin alındığını gördük. Julian Assange neden hala Ekvador'un Londra'daki büyükelçiliğine sığınmış bir şekilde bulunmaktadır, yaklaşık 3-3,5 yıldır? Bunu düşünmek lazım. Aynı şekilde bu Wikileaks belgelerini ilk defa sızdıran Bradley Manning 35 yıl hapse mahkum oldu ve şu anda hapiste cezasını çekiyor. Neden bu cezalar verildi? Yine aynı şekilde Edward Snowden'ın şu anda Rusya'da bir yerde gizlendiğini biliyoruz. Amerikan yönetiminin de bu kişilere karşı davalar açtığını ve buldukları yerlerde yakalayıp derhal mahkemeye çıkaracaklarını, büyük ihtimalle çok büyük cezalar alacaklarını biliyoruz. Bu tür, benzer davalarda, batılı ülkeler bu tür tedbirler aldığında bu, hukukun üstünlüğü çerçevesinde, terörle mücadele ya da devletin güvenliği noktasında alınan tedbirler olarak tarif edilirken, Türkiye'de yapılan muamelenin başka yerlere çekilmesi elbette kabul edilemez. Devletin güvenliğine tehdit teşkil eden bu tür olaylarda hukuki sürecin, hukuka uygun bir şekilde devam etmesi esastır. Dava devam edecek. Biz de tabii hukuki bir süreç olduğu için yakından takip edeceğiz"

Kesinleşmiş bir yapı söz konusu değil

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde konseylerin oluşturulacağı yönündeki haberlere ilişkin soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı, hatta belediye başkanlığı döneminden istişareye önem veren bir lider olduğunu hatırlattı.

Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da ekonomi, dış politika, enerji, eğitim, kültür, güvenlik gibi konularda toplumun farklı kesimleriyle, meslek kuruluşlarıyla, üniversitelerle yoğun istişareler yaptığını belirten Kalın, "Bahsettiğiniz konuyla ilgili henüz tam kararı verilmiş, kesinleşmiş bir yapı söz konusu değil. Bu yürütülen istişareler, değerlendirmeler çerçevesinde bir karar verildiği zaman bunu zaten sizlerle paylaşacağız. Öncelikli amacımız bu tür istişareleri devam ettirmek, bazen bunları daha yapılandırılmış, daha sistematik formatta yürütmek, bazen daha esnek bir formatta yürütmek olacaktır" diye konuştu.

"Kara operasyonu hazırlığımız yok"

Suriye'ye kara operasyonu iddialarına ilişkin bir soruya Kalın, "Biz Suriye'ye bir kara operasyonu konusunda, herhangi bir bağlayıcı açıklama da yapmadık, böyle bir hazırlığımız da söz konusu değil" yanıtını verdi.

Türkiye'nin üzerinde durduğu konunun, "uluslararası koalisyonla beraber hareket etme" noktasında olduğunu dile getiren Kalın, o nedenle ne tek taraflı ne de iddia edildiği gibi Suudi Arabistan'la böyle bir planlarının olmadığını söyledi. Kalın, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim dediğimiz, DAİŞ'le mücadelede sadece havadan yapılan bombardımanların yeterli olmadığı, saha hakimiyetini sağlamak üzere hür Suriye ordusu gibi sahada bulunan muhaliflerin desteklenmesi gerektiği konusudur. Ne Türk askerinin ne Suud askerinin ne Amerikan askerinin bu manada Suriye topraklarına girmesini gerektiren bir durum yok. Ama oradaki muhaliflere destek verilmediği müddetçe bu hava operasyonlarından ki 1,5-2 yıldır devam ediyor, netice alınıp alınmadığını hep birlikte görüyoruz. Bunların neticeye götüren yeterli adımlar olmadığını ifade ettik, bu konudaki görüşümüz de değişmedi."

"Külliye'de yeni güvenlik tedbirleri gündeme gelmedi"

Ankara Garı'ndaki terör saldırısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Devlet Denetleme Kurulunu (DDK) görevlendirdiği hatırlatılarak, araştırmanın ne aşamada olduğunun sorulması üzerine Kalın, DDK'nın çalışmasını devam ettirdiğini bildirdi.

Kalın, "Tabii hem Ankara Gar saldırısı hem 17 Şubat saldırısı hem de diğer İstanbul saldırıları bağlamında da güvenlik konseptimizle ilgili çok kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. Yeni ve ilave tedbirler gündeme getirildi. Bunların neticelerini de en kısa sürede göreceğimizi umut ediyoruz" diye konuştu.

Bu tür olaylar sonrası herhangi bir zaaf olup olmadığının tekrar gözden geçirildiğine dikkat çeken Kalın, bununla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin de çalışmalar yürüttüğünü hatırlattı.

Bunun yanında önlenen birçok saldırı hazırlığının olduğuna işaret eden Kalın, güvenlik güçleri ve ilgili birimlerin bu konuda yoğun bir çalışma yürüttüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ek güvenlik tedbiri alınıp alınmadığı yönündeki soru üzerine de İbrahim Kalın, yeni güvenlik tedbirlerinin gündeme gelmediğini söyledi.

Külliye ile ilgili zaten uygulanan son derece etkili bir güvenlik protokolü olduğunun altını çizen Kalın, bu güvenlik tedbirlerinin uygulanmaya devam edeceğini bildirdi.

Terörün küresel bir sorun olduğunu ve küresel mücadele gerektirdiğini vurgulayan Kalın, "Dünyanın hiçbir ülkesi, hangi ölçekte olursa olsun, 'ben terörden tamamen masumum, beni etkilemez, terör saldırıları bize ulaşmaz' diyemez. Bunun örneklerini gördük. Dolayısıyla burada terörle mücadelede bölgesel ve küresel işbirliği çok büyük önem arz ediyor" şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement