DURMUŞ GENÇ - Deniz turizminin önemli merkezleri arasında gösterilen Muğla'da, her yıl binlerce turisti taşıyan tekneler, zımpara, boya ve bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından tekrar suyla buluşmaya başladı.
Ortaca ilçesinin Dalyan Mahallesi, İngiliz "The Times" dergisince 2008 yılında İztuzu Kumsalı, Kaya Mezarları ve Kaunos Antik Kenti, Dalyan Kanalı, çamur banyoları ile birlikte "Avrupa'nın En İyi Korunan Açık Alanı" olarak tescillendi.
Dalyan Kanalı'nda faaliyet gösteren tur teknelerinin bakımı, tekne çekek yerinde (Teknelerin sezonun ardından karaya çıkarılarak bakım yapıldığı yer) yapılıyor. Karaya çıkartılan teknelerin zımpara, boya ve bakım çalışmaları işçiler tarafından titizlikle yürütülüyor. Uzun süren uğraşların ardından turistik geziler için bakımları tamamlanan tekneler, traktörlerle taşınarak Dalyan Kanalı'nda suya indiriliyor.
Dalyan Kanalı, göl ile denizi bağlayan yaklaşık 21 kilometre uzunluğunda doğal bir kanal olarak turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Köyceğiz Gölü'nde İztuzu sahilinden denize gidenler için tekneyle sazlıkların arasından yolculuk yapmak, yerli ve yabancı turistlerin bölgeyi tercih nedenleri arasında.
Kanalın kenarında tepedeki kral mezarları, coğrafik zenginliğin yanı sıra, tarihi eserlere meraklı olanları hayran bırakıyor. Biyolojik çeşitliliğin fazlalığıyla bir sulak alan ve kuş cenneti niteliğindeki bölge, deniz tarafındaki İztuzu plajları, nesli tehlikede altındaki caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının üreme alanı olması nedeniyle eşi bulunmaz bir ayrıcalığa sahip. Dalyan ve çevresindeki çamur banyoları ise sağlık turizmine hitap ediyor.
Dalyan Özel Yemekli Tekne Kooperatifi Başkanı Mahmut Kıydan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2018 turizm sezonunda misafirlere en iyi hizmeti verebilmek adına tekneleri en iyi şekilde sezona hazırlamaya çalıştıklarını söyledi.
Teknelerin Dalyan'da konaklayan müşterilere hizmet verdiğini belirten Kıydan, "Koylara günlük yemekli turlar yapıyoruz. Kooperatifimizde 28 teknemiz var. Bizim teknelerimiz Dalyan standartlarının üzerinde." dedi.
Kıydan, teknelerin çoğunun suya indiğini, nisanın ilk haftasında turların yoğun olarak başlamasını beklediklerini dile getirdi.
Yeni sezondan umutlu olduklarını anlatan Kıydan, "Sezonun herkese hayırlı olmasını diliyoruz. İnşallah herkesin umduğundan daha iyi olur. Amacımız Dalyan'a gelen misafirlerimizi en iyi şekilde ağılayarak daha sonraki yıllarda tekrar gelmelerini sağlamak." bilgisini verdi.
500 tekne hizmet veriyor
Dalyan'da yaklaşık 30 yıldır turizm işletmeciliği yapan Özay Akdoğan da Dalyan Kanalı'nda 500'e yakın teknenin turizme hizmet verdiğini ifade etti.
Geçen sezonun ardından yıpranan teknelerin bakıma alındığına işaret eden Akdoğan, sezon öncesinde teknelerini karaya çektiklerini, bakım onarımlarını yaptırdıklarını anlattı.
Her yıl teknelerin dış aksamının yanı sıra motor ve pervane bakımlarının da yapıldığını vurgulayan Akdoğan, "Çevreye zarar vermemek için motorlarla ilgili bütün yenilikleri teknelerimizde uyguluyoruz. Eğer fazla bir yıpranma yoksa bir teknenin ortalama bakım maliyeti 3 ile 4 bin lira arasında değişiyor." diye konuştu.
Akdoğan, bu turizm sezonundan ümitli olduklarını, Dalyan'ı her yıl yaklaşık 1 milyon yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini belirterek, bunların büyük bölümünün Dalyan Kanalı'nda teknelerle gezdiğini dile getirdi.
Bodrum ilçesinde kaptanlık yapan Derya Bilen de yeni sezon öncesi teknelerin bakımlarının yapıldığını ve bunların suya indirilmeye başladığını aktararak misafirleri Muğla'ya davet etti.
Dalyan'da teknecilik yapan Adem Aslan, tekneleri sezona hazırladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Teknemizin boyasını yapıp suya indireceğiz. Birçok tekne suya inmiş durumda. Biz de teknemizi suya indirip hizmet vermeye devam edeceğiz. Turizmden memnunuz. Tüm müşterilerimizi Dalyan'a bekleriz."
Tekne imalatçısı Hamit Güçlü ise teknelerin 1 Nisan'dan itibaren tamamen denize ineceğini belirterek, sezondan umutlu olduklarını ifade etti.
Ahşap yığma teknelerin denizde yüzmesini sağlayan "kalafat" ustası Mehmet Güngör de tekneleri sezona hazırladıklarını dile getirdi.
Son Dakika › Kültür Sanat › Dalyan Kanalı'nın 'Gerdanlıkları' Suyla Buluşuyor - Son Dakika
2003 yılında seyirciye sunulan İhtiyar Delikanlı veya orijinal adıyla Oldboy, sinema dünyasının en iyi filmlerinden birisi olarak gösteriliyor. İzleyen kişileri derinden etkileyen bu film için hayranlarını sevindiren bir haber geldi. Öyle ki yapımın dizisinin geleceği öğrenildi. Hatta bunun için anlaşma yapıldığı da belirtildi. İşte Oldboy dizisi ile ilgili ayrıntılar… Oldboy dizisi yolda. Bilmeyenler için yapımcılığını Park Chan-wook'un üstlendiği Oldboy filmi, Oh Dae-su adında bir adamın hikayesini anlatır. Sebepsiz yere 15 yıl boyunca bir hücreye hapsedilen Dae-su, hapishaneden kaçtıktan sonra intikam arayışına girer. 20 yıl sonra Oldboy hayranlarını sevindirecek bir haber geldi. Orijinal filmin yapımcısı Park Chan-wook, yapımın dizi versiyonu için kolları sıvadığını duyurdu. Bunun için Lionsgate Television firmasıyla anlaştığını açıklayan Chan-wook, dizi dilinin İngilizce olacağını bildirdi. Bununla birlikte yeni yapımın tıpkı filmde olduğu gibi yoğun duygusal derinlik taşıyacağı ve ikonik dövüş sahneleriyle de adından söz ettireceği belirtildi. Oldboy dizisi için çekimlerin ne zaman başlayacağı ve yapımın ne zaman yayımlanacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Önümüzdeki aylarda yeni detaylar belli olacaktır. Nasıl bir dizi ile karşılaşacağımızı hep birlikte göreceğiz. Şimdilik yeni bir açıklama beklemekten başka yapacak bir şey yok gibi görünüyor. Peki ya siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Oldboy dizisinden beklentileriniz neler? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.
Almanya'nın başkenti Berlin'de Rumen asıllı tarihçi, yazar ve müzisyen Dimitri Kantemir'in bestelediği eserlerden oluşan bir konser programı gerçekleştirildi. Konserde, 17. yüzyıl Moldova bölgesinin türkülerini ve halk müziğini içeren zengin bir repertuvar sunuldu. Konsere katılanlar arasında Alman tarih ve müzik severlerin yanı sıra Türkiye'nin Berlin Başkonsolosu İlker Okan Şanlı da yer aldı. Kantemir'in Osmanlı dönemindeki önemi ve bestelerinin notaya dökülmesi vurgulandı.
Ayşenur Karadibek ve Sevgi Akgül'ün küratörlüğünü yaptığı 'Sanata Dair' karma sergisi, Büyük Çamlıca Camisi sergi salonunda sanatseverlerle buluştu. Sergide, ev hanımı sanatçılar tarafından yapılan modern çalışmaların yanı sıra klasik suluboya, hat, minyatür, çini, gravür, yağlıboya ve kolajların da yer aldığı 300'den fazla eser sergileniyor. Sergi, 27 Nisan'a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Türk Sanat Müziği Korosu'nun Bahar Konseri'nde kente bin kişilik konferans ve tiyatro salonu kazandıracaklarının müjdesini verdi.
Cumhuriyetin birinci asrında üretilen sinema eserlerinden hazırlanan '100 Yılın 100 Sinema Eseri' adlı çalışma, İstanbul Dijital Sanat Festivali'nde ziyaretçilerle buluşacak. Festivalde, Anadolu Ajansı'nın yayımladığı kitaptan yola çıkılarak yapay zekayla üretilen görsel eserler sergilenecek. Ayrıca, festivalde Türk filmlerinin yanı sıra Azerbaycan sinemasının klasik filmlerinin de yapay zeka ile canlandırılması gösterilecek. Festivalde farklı kategorilerde eserlerin yanı sıra çocuk ve yetişkin atölyeleri de yer alacak. Festival, diji-fiziksel olarak gerçekleştirilecek ve sergilenen eserlerin metaverse versiyonu da festival sonrasında deneyimlenebilecek.
Küratörlüğünü Zeynep Öztürk'ün üstlendiği ressam Orhan Umut'un 50 eserinden oluşan 'Gece Görüşü' sergisi, DG Art Gallery & Projects'de ziyaretçilere açıldı. Serginin adı, gece temalı resimlerden esinlenilerek konuldu. Sergi, 11 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu, sezonun iddialı projelerinden olan 'Küçük Korku Dükkanı' adlı müzikalin prömiyerini gerçekleştirdi. Howard Ashman ve Alan Menken'in yazıp bestelediği müzikal, tiyatroseverlerin beğenisini topladı. Müzikal, sezon sonuna kadar Bursa'da sahnelenecek ve daha sonra İstanbul ve Antalya'da da gösterilecek.
Erzurum'un Tortum ilçesine ait kızılcıklardan üretilen Tortum Ekşi Pestili, TÜRKPATENT tarafından coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Şeker ve renklendirici içermeyen pestil, sadece su ve kızılcık kullanılarak doğal yöntemlerle üretiliyor.
Sizin düşünceleriniz neler ?