Afganistan'da yönetimin Taliban tarafından ele geçirilmesi sonrasında ülkede yeni bir dönem açıldı. Vatandaşların büyük bir bölümü ülkeden kaçmaya çalışırken, özellikle kadınlar iş ve eğitim hayatındaki konumları için endişeli.
Kadınların bir süreliğine evden çıkmamalarını isteyen Taliban, 250 kadın hakimin de işine son verdi. Taliban rejimi tarafından işe geri dönmemeleri emredilen 250 kadın hakimden biri olan Nebile, yalnızca Taliban üyelerinden değil, bir zamanlar hapse attığı adamların da misilleme yapmasından korktuğunu söylüyor. Nebile, "Artık kendimizi güvende hissetmiyoruz; aynı suçlular benim ve ailemin peşinden geliyor. İntikam peşinde olurlarsa Allah korusun" diyor.
ABD merkezli Uluslararası Kadın Hakimler Birliği'nden (IAWJ) Yargıç Vanessa Ruiz'e göre, Ağustos ortasında Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinin ardından onlarca kadın hakim Afganistan'dan kaçtı ve geride kalanlar şu anda saklanıyorlar. Afgan hükümeti altında çalışan kadın ve erkek tüm hakimlerin yerini şimdi Taliban tarafından atananlar aldı. Ancak Ruiz, kadın hakimlerin cinsiyetlerinin onları erkeklere daha fazla değer veren bir rejim için belirli hedefler haline getirmesinden korktuklarını söylüyor.
Kadın hakimlerin çoğu ülkedeki tecavüz, cinayet ve aile içi şiddet de dahil olmak üzere kadınlara yönelik en kötü şiddet davalarında yer aldı. Ruiz, "Onları mahkum eden herhangi bir hakime kızacaklardı ancak bir kadının resmi yetkilere sahip olması ve bir erkeğin yargılaması düzenle ilgili farklı tepkileri beraberinde getiriyor" diye konuşuyor.
Bununla birlikte IAWJ ve diğer kuruluşlar, kadınlar için güvenli bir çıkış yolu bulmak için yarıştıklarını ancak çok geç olmadan ABD ve diğer Batılı ülkelerden daha fazla yardıma ihtiyaçları olduğunu belirtiyor.
Diğer taraftan, Afganistan'daki kadın hakimler için riskler, Taliban'ın ülkeyi ele geçirmesinden öncesine dayanıyor. Reuters'e göre, Ocak ayında Kabil'de iki kadın yüksek mahkeme yargıcı kimliği belirsiz silahlı kişilerce vurularak öldürüldü ancak Taliban sorumluluğu reddetti. O zamandan beri Afgan kadınlarına ve eski hükümete bağlı kişilere yönelik tehditler yoğunlaştı.
Geçen hafta, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michele Bachelet, İnsan Hakları Konseyi'ne, ofisinin Taliban'ın kapı kapı dolaşarak belirli hükümet yetkililerini ve ABD ile işbirliği yapmış kişileri aradığına dair 'birden fazla iddia' duyduğunu açıkladı. Ayrıca, kadınların kamusal alandan giderek dışlandığını ve çok sayıda profesyonel sektörde artan kısıtlamalarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Nebile ise ölüm tehditleri almasının çok uzun sürmediğini belirterek, "Taliban Kabil'e geldikten bir veya iki gün sonra cep telefonumdan arandım ve ölümle tehdit edildim" dedi. Nebile ardından telefon numarasını değiştirdiğini ve ailesiyle birlikte sürekli taşınmak zorunda kaldığını sözlerine ekledi.
Başka bir kadın hakim Bibi ise, Taliban Kabil'e girdiğinden beri üç küçük çocuğuyla birlikte saklandığını söyledi. Güvenlik nedeniyle sadece adını kullanan Bibi, "En büyük korkum, çocuklarımın annelerinin öldürüldüğünü görmeleri. Uyuyamıyoruz. Sadece bekliyoruz, normal bir insan gibi yaşamayı bıraktık" diyen Bibi, Kabil düştüğü için iş yerinden aceleyle ayrılmak zorunda kaldığını aktardı: "Beni bulmanın, vurmanın, öldürmenin hakları olduğunu düşünüyorlar, korkacak kimseleri yok."
Öte yandan hem Nebile hem Bibi ve aileleri, IAWJ dahil olmak üzere çeşitli örgütlerin yardımıyla Afganistan'dan ayrılmaya çalışıyorlar ancak ilerleme çok yavaş. Ellerinden geleni yaptıklarını ancak kaynaklarının sınırlı olduğunu söyleyen Ruiz, Batılı ülkeleri daha fazlasını yapmaya çağırdı: "Hükümetler şu anda Afganistan'da tehlikede olan insanları kabul etme konusunda daha iyi, daha hızlı, açıkçası daha cömert olmalı. Acil bir durumla uğraşırken bürokrasiyi kesmelisiniz. Burada acil bir durumla uğraşıyoruz."
Diğer taraftan ABD, 31 Ağustos tarihinden sonra bile Amerikalıları, Afganları ve diğer vatandaşları Kabil'den tahliye etmeye devam ettiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, geçen hafta Senato Dış İlişkiler komitesi oturumunda yaptığı açıklamada, son iki hafta içinde iki tahliye uçağının Kabil'den ayrıldığını söyledi.
Blinken, "Amerikalılara ve özel bir taahhüdümüz olan Afganlara, isterlerse Afganistan'dan ayrılmalarına yardım etmeye devam edeceğiz, tıpkı büyükelçiliğimizi tahliye ettiğimiz diğer ülkelerde yaptığımız gibi. Bu görev için bir son tarih yok" diye konuştu.
Son Dakika › Dünya › Dev medya kuruluşu, röportaj yaptığı hakim ve ailesinin fotoğraflarını güvenlikleri için buzlayarak servis etti - Son Dakika
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanlığı ekipleri tarafından hareket halinde bir lastik bot tespit edildi. Yapılan operasyonda Afganistan ve İran uyruklu 8'i çocuk toplam 29 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezine teslim edildi.
Kayseri'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda arama yapılan bir araçtan çok sayıda tarihi eser çıktı. İstihbari çalışmalar sonucunda durdurulan araçta ve sürücüsü üzerinde yapılan aramalarda 10 adet sikke, 5 adet obje ve 20 gram altın tozu bulundu. Materyallere el konulurken, sürücü gözaltına alındı.
İzmir'in Karaburun ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik ekipleri tarafından bir lastik botta 3'ü çocuk toplamda 45 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı 'sus payı' davasında 12 jüri üyesinin belirlenmesinden dakikalar sonra mahkeme binasının önünde gelen bir kişi kendini ateşe verdi. Olay sonrası şahıs hastaneye kaldırıldı ve soruşturma başlatıldı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı tarihi ''sus payı'' davasında 12 jüri üyesinin belirlenmesinden dakikalar sonra mahkeme binasının önünde gelen bir kişi kendini ateşe verdi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Macaristan, Bosna Hersek ve Arnavutluk'ta çalışmalarını sürdürüyor. TİKA, Budapeşte'de "Geçmişten Günümüze Türk-Macar İlişkileri" konulu sempozyum düzenledi. Bosna Hersek emniyet mensuplarına "Yolsuzlukla Mücadele Eğitimi" verildi. Arnavutluk'ta "Osmanlı'da Göriceli İki Önemli Şahsiyet: İmrahor İlyas Bey ve Koçi Bey Sempozyumu" düzenlendi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı tarihi 'sus payı' davasının görüldüğü mahkeme binasının önünde bir kişi kendini yaktı. Görgü tanıkları, ABD'nin New York kentinde havaya broşürler atan bir erkeğin bir tenekeden kendisini yakıta buladığını ve ateşe verdiğini anlattı. Olay yerinden sedyeyle götürülen kişinin durumu bilinmiyor. Polis, olay yerini kordon altına alırken, yerde kalan bir sırt çantası ve çantanın kenarında 'şeytan milyarderler' başlıklı bir broşür olduğu belirtildi. Trump'ın suçlu bulunması halinde dört yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.
Sizin düşünceleriniz neler ?