DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu Açıklaması

DEVA Partisi İstanbul Milletekili Mustafa Yeneroğlu, evrensel standartlarda bir demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri yaşatmaya çalışmayan her türlü siyaset anlayışının halkın iradesine vurulmuş bir darbe olduğunun unutulmaması gerektiğini bildirdi.

Yeneroğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sel felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, felaketten zarar görenlere geçmiş olsun dilekleriyle konuşmasına başlayan Yeneroğlu, "Kontrolsüz bir büyüme hırsı, doğaya tahakküm arzusu, rantiyeciliğe dayalı ekonomi, doğa, kültür ve tarihi doku yıkımı olarak bize dönüyor. Bu hırsa dur diyemezsek ekolojik yıkım gelecekte hepimize yaşanmaz bir ülke vadediyor. Doğal, kültürel değerlere sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmak demek. Bu yıkıma karşı tüm toplum ve siyaset ortak mücadele etmeli, talana dur demeliyiz." diye konuştu.

Sakarya Hendek'te yaşanan patlamalara değinen Yeneroğlu, ciddi ihmaller sonucu meydana gelen iş kazalarının en önemli sorunlar arasında yer aldığını söyledi.

Türkiye'de 2019 yılında bin 736 işçinin iş kazası nedeniyle yaşamını kaybettiğini ve dünyadaki en kötü 10 ülke arasına girdiğini ifade etti.

Bu ölümlerdeki en büyük sorumluluğun iş kazalarına "bu işin fıtratında var" anlayışıyla yaklaşan zihniyete ait olduğunu kaydeden Yeneroğlu, "Dünyanın gelişmiş ülkelerinde fıtrat olmayan şey neden bizim fabrikalarımızda, madenlerimizde, inşaatlarımızda işin fıtratı olmaktadır?" değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin görüşlerini de açıklayan Yeneroğlu, "İstanbul Sözleşmesi, esas olarak kadının yaşam hakkını korumaktadır. Ne yazık ki bu hakka en ağır müdahale olan kadın cinayetleri, toplumumuzda giderek artış göstermektedir. Sözleşmeden imzanın çekilmesi durumunda, kadın cinayetleri, kadına yönelen şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda tablonun daha da kötüleşeceği, tüm hukuki kazanımların, devletin ve sivil toplumun verdiği tüm emeklerin çöpe atılacağı ortadadır." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Yeneroğlu, ülkenin ciddi bir ekonomik krizin ortasında olduğunu iddia etti.

İktidarın, milletin gündemininin çok uzağında olduğunu savunan Yeneroğlu şunları kaydetti:

"Hiç şüphe yok ki bu tablonun sorumlusu demokrasiyi, insan haklarını ve adaleti ayaklar altına alan, Türkiye'yi yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa mahkum eden yönetim anlayışıdır. Çözümü ise keyfilikten uzak, evrensel standartlarda bir demokrasi ve hukuk anlayışını egemen kılan, şeffaflığı ve liyakati ilke edinmiş bir yönetimin iş başına gelmesidir."

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin dördüncü yılı olduğunu anımsatan Yeneroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Milletimiz, iradesine vurulmaya çalışılan bu darbe karşısında demokrasiye sahip çıkmayı bilmiştir. 251 vatandaşımızın şehit olduğu ve binlercesinin yaralandığı 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar göstermiştir ki halkımız 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' anlayışından asla taviz vermeyecektir.

Öte yandan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaratılan siyasi iklim; üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen yaşanmaya devam eden hukuk tanımaz uygulamalar, demokrasimiz ve özgürlüklerimiz açısından kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. Hiç şüphesiz ki, devletimiz terörle etkin bir şekilde mücadele edecektir. Ancak terörle mücadele hukuk içinde ve hukukun üstünlüğü ilkesi gözetilerek yapılmalıdır. İktidar bunu yapmadığı için uygulamaları ciddi mağduriyetler oluşturmakta, bu durum en çok darbecilerin ve terör örgütlerinin işine gelmektedir. Evrensel standartlarda bir demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri yaşatmaya çalışmayan her türlü siyaset anlayışının halkın iradesine vurulmuş bir darbe olduğu unutulmamalıdır."