MHP Lideri Devlet Bahçeli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır'a gitmesini eleştirerek, "Madem Diyarbakır'a gitti gitmesine, evlatları dağa kaçırılan gözü yaşlı anaları da ziyaret etseydi! Terörü lanetleseydi. Pençe Harekatı ve Kıran Operasyonu'ndan dolayı kahraman Mehmetçiğe başarılar dileyip dua etseydi. Halay çekip horon tepmesini biliyor da, bunları mı bilmiyor?" dedi.
Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın 31 Ağustos'ta Diyarbakır'da kayyum kararını gaflet ve dalaletle tanımlaması Sivas Kongresi'nin ruhunu yok saymak, mirasını çiğnemektir. Büyük zaferimizin hemen ertesinde, sanki rövanş alır gibi, PKK'lılara destek turuna çıkması zillettir.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinden beri skandalların göbeğindedir. İstanbul sele maruz kalmışken o Bodrum'da denizdeydi. Hiç kimseyi işten çıkarmayacaktı, neredeyse çıkarmadığı kalmadı, nitekim acımadan ekmekle oynamayı tercih etti. Dahası zam üstüne zamla İstanbullu kardeşlerimizin hayatlarını kararttı. CHP demenin yalan demek olduğunu bariz şekilde ispatladı. Elbette yanlışa imza attı, milli iradeye çamur sıçrattı. Ama HDP'li üç büyükşehir belediye başkanı görevden uzaklaştırılınca birden ayağa kalktı.
Tertemiz şehit kanlarıyla yoğrulmuş kutlu vatan topraklarında varlık haklarımızın, varoluş hakikatimizin mücadelesini korkusuzca vere vere bugünlere geldik. Tarih boyunca zulme rıza göstermedik, zalimlere göz açtırmadık, zora düşsek de zaafa düşmedik. Bir asır önce habaset planlar, hain senaryolar, hunhar tertip ve teşebbüsler her yerimizi ölümcül ur gibi sarmıştı. Dönemin Birleşik Krallık Başbakanı "En ağır ceza Türklere verilecek… Türkiye öldü!" rezil beyan ve bildirisiyle avunuyor, düşmanlıkta eşik ve sınır tanımıyordu.
Ağır saldırıların içinden çıkarak, barbar kuşatmaları parçalayarak, en müşkül zamanlarda bile olağanüstü diriliş ruhu göstererek kefenleri yırtmıştık. Merhum M.Cemal Kuntay bakınız ne demişti: "Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta, çekmez kürenin sırtı o tabût-ı cesîmi. 4 Eylül 1919 Perşembe saat 14.00'de 38 delegeyle toplanan Sivas Kongresi yedi düvele meydan okumasıyla, İstiklal Savaşı'nın adeta ilanı olmasıyla, esarete ve erimeye karşı çıkmasıyla elbette Türk tarihindeki müstesna yerini almış, milletin azmini tamim ve temin etmiştir.
Sivas Kongresi'nde yükselen irade sayesinde; istikbalin önüne çekilen sömürge perdesi indirilmiş, kırılan umutlar tazelenmiş, azalan heyecanlar tahkim edilmiş, azgınlaşan hezimetlerin tasfiyesine baş koyulmuştur. Sivas'tan istiklal çıkmış, Cumhuriyet'in sütunları çakılmıştır. Milli Mücadele'nin ruh kökünü arayanlar, kurtuluş fikrimizin kuvveden fiile, duygudan şuura nasıl ulaştığını görmek isteyenler Sivas Kongresi'nin muhterem ve muteber sonuçlarına dikkatle kafa yormalı, sahnelenen diplomatik ve siyasi ustalıkları özenle, önemle yorumlamalıdır.
Sivas Kongresi denildiği zaman akıllara en fazla gelen hususlardan birisi hiç kuşku yok ki manda ve himayenin reddidir. Ancak bunun ne kadar muhataralı, münakaşalı ve maliyetli bir tartışma konusu olduğu Kongre ortamın vaziyetiyle, tarihi vesikaların verileriyle malumdur. 8 Eylül 1919'da, Kongre'ye iştirak eden 38 delegenin 25'inin imzasıyla Amerikan mandasını esas alan bir önerge verilmiştir. Bu 25 kişinin arasında kimler yoktu ki! Mücadeleye dudak büken, kurtuluştan umut kesen nice tanınmış şahsiyet ABD'nin himayesine el uzatmıştı.
Gazi Mustafa Kemal manda ve himaye özlemi çekenleri şu sözlerle reddetmişti: "Oh ne ala! Mücadele yerine mandayı kabul edeceğiz ve rahata kavuşacağız.Bu ne gaflet, bu ne körlük, bu ne budalalık!" Rauf Orbay da aynen demişti ki: "Hayret, en güvendiğimiz arkadaşlar bile yanılıyor. Sivas Kongresi'nde milli onur galip geldi. Manda ve himaye arzusu püskürtüldü. Çok şükür istiklal sancağı altında toplanmanın cesaretiyle uzun, meşakkatli ve muzaffer bir rota çizildi. Ne var ki, Sivas Kongresi'nde yeşeren manda ve himaye damarı bugünkü CHP'de aynısıyla yaşıyor.
Aziz Atatürk CHP'nin 1927 tarihli kurultayında Sivas Kongresi'ni ilk kurultayları olarak açıklar. Ancak o günkü CHP'yle bugünkü kaçak ve korsan CHP geceyle gündüz kadar birbirinden uzaktır, birbirine yabancıdır. CHP'nin bugün Sivas'ta toplanan PM ve Genel Başkanlarının yaptığı konuşma eğer orta oyunu değilse aczin telaş maskesi takıp görücüye çıkmasından başkası olamayacaktır. CHP Genel Başkanı dününe küsmüş, çizgisi kırılmış, fikri küflenmiş, Kandil'e çoktan dümen kırmıştır. CHP Genel Başkanı yanılıyor, Türkiye'nin temellerini atan bugünkü CHP falan değildir.Bu CHP'nin Atatürk'ün CHP'siyle en küçük bağ ve bağlantısı kalmamıştır.Sayın Kılıçdaroğlu'nun Sivas Kongresi ilk kongremiz demesi tükenmişlik sendromudur. Çünkü Sivas Kongresi Türk milletinindir. Sayın Kılıçdaroğlu Sivas Kongresi'ni, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önemli bir aktör(!) olarak ortaya çıktığı bir kongre şeklinde tanımlıyor. Samsun'a kim çıktı? Amasya Genelgesi'ni kim yayınladı? Erzurum Kongresi'ni kim yaptı? Peki Anaftartalar ve Conkbayırı'ında kim vardı?
CHP'li Belediye Başkanı'nın HDP'lileri görünce "Aynı yerdeyiz, aynı noktadayız" itirafı bölücü bir dil, terörü aklamaya çalışan lekeli bir duruş, hıyanete selam duran köhne bir üsluptur. İstanbul'da işler bitti de sıra Diyarbakır'a mı kaldı? CHP, HDP'nin kuluçka yerine yatmıştır. Ali Galip Sivas Kongresi'ni nasıl dağıtmaya muvaffak olamadıysa, Damat Ferit ve Dahiliye Nazırı Adil Bey nasıl Milli Mücadele kararlılığına boyun eğdiremediyse bugünkü takipçileri ve teminçileri de aynı şekilde başarısızlığa mahkum olacaklardır.
İstanbul'un diyetini Diyarbakır'da ödemeye kalkanların önüne Türk milleti bedel faturasını demokratik olarak ilk fırsatta koyacaktır. Teröristle yatan terörist kalkar. HDP'yle elele tutuşanın yolu Kandil'e açılır. CHP güzergahından sapmış, yakasını bölücülere kaptırmıştır. Kuva-yı Milliye'nin emaneti Cumhur İttifakı'ndadır. Sivas Kongresi'nin şan ve şerefi Cumhur İttifakı'nındır. CHP'nin bu alanlarda dolaşması beyhudedir. Bu partinin anıları şu anda işgal ettiği vahim ve trajik alanla birlikte gömülmüştür. CHP kayış koparmış, dingili kırmıştır.
Sivas Kongresi'nde söz alıp konuşan Erzurum Delegesi Hoca Raif Efendi "Bizim hedef gayemiz tam istiklal" demişti. Şu veya bu devletin himayesi altına girmeyi, müzaheret adıyla bile olsa karşı çıkmıştı. CHP ise tamamen Türkiye muhaliflerinin eline geçmiş, kontrolüne girmiştir. Sivas Kongresi'nin 100. yıl dönümünü hürmetle anıyorum. Aziz Atatürk'e, kahraman şehitlerimize, Milli Mücadele'yi fedakarca yerine getiren Türk milletinin asil evlatlarına Allah'tan rahmet diliyor, Türkiye'nin sonsuza kadar yaşayacağını inançla ifade ediyorum. Mücadele ya başarılı olmazsa diyenlere Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cevabını ikazen hatırlatıyorum:"Ya başarılı olamazsa demek,o milletin ölmüş olduğuna hükmetmek demektir.Binaenaleyh,millet hayatta kaldıkça ve fedakarca teşebbüsüne devam ettikçe başarısızlık söz konusu olamaz."
Son Dakika › Politika › Devlet Bahçeli'den İmamoğlu'na Diyarbakır eleştirisi: Terörü lanetleseydi - Son Dakika
Adana Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bir barda bulunan ruhsatsız silahlarla ilgili operasyon düzenledi. Operasyonda 7 tabanca ve 18 av tüfeği ele geçirildi. Olayla ilgili 2 şüpheli gözaltına alındı.
Çanakkale'de polis ekipleri tarafından bir araçta yapılan kontrolde Afganistan uyruklu 7 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenler Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildi. Ayrıca araçta bulunan sahte bin 500 Amerikan doları ile ilgili sahtecilik suçundan tahkikat başlatıldı. Göçmen kaçakçılığı suçundan 2 şüpheli tutuklandı.
Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı olmaya hazırlanan CHP Çeşme Belediye Başkan Adayı Lal Denizli seçime günler kala temposunu arttırarak çalışmalarına devam ediyor. Adaylık sürecini ve projelerini ANKA Haber Ajansına anlatan Denizli, Çeşme’nin en büyük ihtiyaçlarından birinin sosyal konut olduğunu belirterek "Ekonomimizin geldiği yer itibarıyla alım gücünün düşmesi ile birlikte sosyal konut Çeşme’de ciddi bir beklenti. Biz de zaten bu konuyu proje lansmanımızda duyurduğumuz gibi 419 hanelik bir sosyal konut projesini Çeşme halkı ile benim dönemimde buluşturacağız” dedi.
Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde, FETÖ'ye üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan İ.Ç, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Hüdai Kaplıcaları mevkisinde yakalandı. Hükümlü, savcılıktaki işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.
Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Kayseri'nin en büyük mahallesi Mevlana'da esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldi. Yapılan hizmet ve yatırımlar nedeniyle takdir ve teşekkür aldı.
İsmailağa Cemaati'nden kovulan Cübbeli Ahmet, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçim öncesi tartışma yaratacak bir çıkışta bulundu. Cübbeli, "Şu anda Cumhur İttifakı'nın dışındaki Yeniden Refah, Saadet vb. adaylarına özellikle İstanbul, Ankara gibi kazanamayacakları kesin ama Cumhur İttifakı'na kaybettirip CHP'yi, DEM'i teröristleri kazandıracağı kuvvetle muhtemel olan yerlerde bunlara oy vermek caiz değildir" dedi.
Adana'da 31 Mart'ta yapılacak olan Mahalli İdareler Seçiminde 5 bin 164 sandıkta 1 milyon 629 bin 959 seçmen oy kullanacak. Adana'nın ilçelerinde ise toplamda 1 milyon 629 bin 959 seçmen oy kullanacak.
Edirne'de bir haftada yasa dışı yollarla yurda girdiği belirlenen 159 düzensiz göçmen yakalandı. Güvenlik güçleri denetimlerini sürdürerek göçmen kaçakçılığı yaptığı iddia edilen 3 şüpheliyi gözaltına aldı. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 1'i tutuklandı, 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi mirası Savarona'nın haziran ayı sonunda deniz eğitimleri ve tanıtım faaliyetleri kapsamında seyir yapabilir hale gelebilmesinin planlandığını bildirdi. Bakan Güler, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan'ın 'Savarona Yatı ve Ertuğrul Gemisi'nin müze haline getirilmesi' hakkında yazılı soru önergesini yanıtladı.
Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy'un başkanlığında yapılan toplantıda, 2023 yılında ilimizde yapılan çalışmalar değerlendirilerek 2024 yılı için yapılması gereken konular ele alındı. Vali Aksoy, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede etkinliğin en üst noktaya çıkarılmasını hedeflediklerini belirtti.
Çanakkale'de polis ekipleri tarafından yapılan kontrolde bir araçta Afganistan uyruklu 9 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmen kaçakçılığı suçundan gözaltına alınan bir kişi ise tutuklandı. Göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezine teslim edildi. Kontrolde, bir araca, bir çocuk can yeleğine, bir el hava pompasına, sekiz şambrel ve 11 bin 400 TL'ye el konuldu.
Sizin düşünceleriniz neler ?