Dha İstanbul Bülteni - 2

1- BERBEROĞLU : DIŞARIYLA HABERLEŞMEYİ KESME KARARI ALDIM

İstanbul DHA

CHP'nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu,  "Mahkemelerde savunma hakkımı kullanmama ve dışarıyla haberleşmeyi kesme kararı aldım" dedi.

Enis Berberoğlu, avukatları aracılığıyla yazılı açıklama yaptı. Yargıtay 16. Dairesinin kararına tepki gösterdiğini belirten Berberoğlu'nun yazılı açıklaması şu şekilde:

"İşte bağımsız kararım...

Anayasal hakkımın Yargıtay 16. Daire tarafından ayaklar altına alınmasına ne tepki vereceğimi epeyce düşündüm.

Sonuçta pazartesi sabahından itibaren ailemle, avukatlarımla ve milletvekilleriyle açık-kapalı görüşe çıkmama, mahkemelerde savunma hakkımı kullanmama ve dışarıyla haberleşmeyi kesme kararı aldım.

Bu zor karar doğaldır ki ailemi, avukatlarımı, partimi ve sevenlerimi mutlu etmeyecek, dolayısıyla onlardan bağımsız ve hatta onlara rağmen uygulamam zorunlu. Ama herkes bilsin ki niyetim onları üzmek değil tam aksine daha fazla üzülmelerini engellemek ve korumak.

Çünkü görüyorum ki benim etrafımda dönen tartışmalarda aileme, partime ve hatta seçmenlerime bile çamur sıçrıyor, çektiğim eziyet yoldaşlarıma korku salma amacıyla malzeme ediliyor.Tabii ki görüşemediklerimi çok özleyeceğim ve fakat biliyorum ki her ne kadar ormanda yaşasa da her ağaç tek başına ve ayakta ölür"

===========================

2- KADIKÖY'DE İŞ MAKİNESİ DOĞALGAZ BORUSUNU PATLATTI (3)

Büyük bir gürültüyle boşalan gaz paniğe neden oldu

Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ İstanbul DHA

Kadıköy Kurbağlıdere'deki ıslah çalışmaları sırasında,Göztepe Köprüsü'nden geçen doğalgaz borusu delindi.

Kadıköy D-100 Karayolu Kurbağalıdere ıslah çalışmaları sırasında iş makinesi doğalgaz ana borusunu patlattı. Göztepe Köprüsü yakınlarında saat 10.00 sıralarında meydana gelen olayda etrafa büyük bir gürüytüyle doğalgaz sızmaya başladı. Polis çevrede güvenlik önlemi aldı. İGDAŞ ekipleri boruya gelen gazı kesti. Boruda kalan gazın boşalmasının ardından İGDAŞ ekipleri borunun onarım çalışmalarına başladı.  Bu arada, çalışma nedeniyle Göztepe Köprüsü altındaki yan yol trafiğe kapatıldı. Hasar nedeniyle doğalgaz alamayan bölgenin bulunmadığı öğrenildi.

Görüntü dökümü:

------------------

-Olay yeri

-İş makinesinin görüntüsü

-sızan gazın görüntüsü

-Polis ekipleri

-Genel ve detaylar

21.07.2018 - 09.55 - Haber Kodu : 180721018

21.07.2018 - 10.55- Haber Kodu : 180721021

===============================

3- AMERİKALI BABA ACİL AMELİYATA GİRDİ, ÇOCUKLARINA TÜRK DOKTOR SAHİP ÇIKTI

3 çocuğunu doktora emanet eden Amerikalı siber güvenlik uzmanı, doktorun teklifi karşısında gözyaşlarını tutamadığını söyledi.

Haber-Kamera:  Merve DUNDAR - Özgür KUMANOVALI/ İSTANBUL,

Amerika'nın New York şehrinde yaşayan 45 yaşındaki Shiman Wright, iki hafta önce 3 çocuğuyla birlikte tatil için İstanbul'a geldi. Geçtiğimiz hafta şiddetli karın ağrısı şikayetiyle Medicana International İstanbul Hastanesine başvuran Wright'a, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ulvi Abdullayev tarafından apandisit tanısı koyuldu ve ameliyata alınması gerektiği söylendi. Bırakacak kimsesi olmadığı için ilk önce 3 çocuğunun durumunu düşünen Wright'ın yardımına Azeri asıllı Türk doktor Ulvi Abdullayev koştu .  Abdullayev, çocukları evinde misafir edebileceğini söyledi. Wright, bu teklif karşısında gözyaşlarını tutamadığını söylerken, Doktor Abdullayev, "Tüm apartman çocuklara sahip çıktı. El birliğiyle baktık" dedi.

Siber güvenlik uzmanı 45 yaşındaki Shiman Wright, 4 ve 5 yaşlarındaki üç erkek çocuğu Dean, Bilal ve Uweis ile iki hafta önce New York'tan İstanbul'a geldi. Tatil için geldiği İstanbul'da talihsiz bir şekilde rahatsızlanan Wright, geçtiğimiz hafta şiddetli karın ağrısıyla uyandı. Bir süre ağrılarının dinmesini bekleyen ABD'li turist, çocuklarının korkmaması için durumu gizlemeye çalıştı. Ancak öğle saatlerinde ağrısı artan Wright soluğu önce eczanede daha sonra hastanede aldı. İlk müdahalelerin ardından apandisit tanısıyla acil ameliyata alınması gerektiğini öğrenen Wright'ın ilk düşündüğü şey ise çocukları oldu. Kendisine ilk müdahaleyi yapan doktor Ulvi Abdullayev'e çocukları bırakabileceği kimsesinin olmadığını söyleyen baba, aldığı yanıtla şaşkına döndü.

"SAĞLIĞIMDAN ÖNCE ÇOCUKLARIMI DÜŞÜNDÜM"

Çocukların kendisinde kalabileceğini söyleyen doktorun sözlerine önce inanamadığını ifade eden Wright,"Türkiye'de bu şekilde ameliyat olacağım hiç aklıma gelmezdi. Hastanedeki ilk müdahalenin ardından doktor burada uzun süre kalma ihtimalim olduğunu da söyleyince sağlığımdan önce çocuklarımı düşündüm. Sonuçta yabancı bir ülkedeyiz, çocuklarımı bırakacağım biri yok ve kimseye kolay kolay güvenemezsiniz. Ama doktor Ulvi beye içten içe güven duydum ve çocuklarımın onda kalmasına izin verdim" dedi.

"DİNLENMESİ GEREKEN ZAMAN ÇOCUKLARIMI YANIMA GETİRİYORDU"

Çocuklarına çok bağlı olduğunu ve her anının onlarla geçtiğini söyleyen Wright, "Hastanede kaldığım süre boyunca doktor bey beni hiç kırmadı. Sürekli çocuklarımı yanıma getirdi. Mesaisi bitip eve gidiyor dinlenmesi gereken zamanda beni çocuklarımla buluşturuyordu. Bu benim için çok değerli" diye konuştu.

"BİR BABA OLARAK EMPATİ YAPTIM VE BÖYLE BİR KARAR VERDİM"

Medicana International İstanbul Hastanesi'nde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan olayın kahramanı Op. Dr. Ulvi Abdullayev hastanın geldiği gün acilde nöbetçi olduğunu söyledi. Şiddetli karın ağrısıyla kendilerine başvuran hastanın tüm incelemeleri yapıldıktan sonra apandisit teşhisiyle ameliyata alınması gerektiğine karar verildiğini belirten Dr. Abdullayev olayı şu sözlerle anlattı:

"Hastanın yanında 3 çocuğu vardı. Yaşları küçüktü ve yerlerinde duramıyorlardı. Hastamız ağrısına rağmen bir yandan da onlarla ilgilenmeye çalışıyordu. Kontrolleri yapıldıktan sonra hastaya durumunu anlattık, hastaneye yatması gerektiğini söyledik. O arada hasta kendinden çok çocuklarını düşündü. Türkiye'ye seyahat için gelmişler, burada yakınları da yoktu. Ne yapacağımızı düşünürken bir baba olarak empati yaptım ve çocukları kendi evime götürmek istedim. Eşimin de buna hayır demeyeceğini biliyordum.  Önce hastane yönetimine danıştım ve olumlu yanıt aldım. Hastanın yatışını yaptıktan sonra çocukları alıp eve götürdüm."

"KOMŞULARIMIZDAN DA ÇOK DESTEK GÖRDÜK"

Kendisinin de 3 yaşında bir kız çocuğu olduğunu ifade eden Dr.Abdullayev, "Yolda çocuklara birkaç gün bizde kalacaklarını anlatmıştım. Eve girdiğimizde kızım biraz şaşırdı. İlk başta biraz kültür çatışması yaşadık.Özellikle eşim yemek konusunda neyi sevip neyi sevmeyeceklerini bilemedi. Ama çok çabuk alıştık. Zaten ilk gün çok yorgunlardı hemen uyudular. Çocukları eve bıraktıktan sonra hastaneye dönüp babalarına bilgi verdim ve o iyileşene kadar bizimle kalabileceklerini bir sorun olmayacağını söyledim. O anda Shiman gözyaşlarını tutamadı. Bir gün sonra ameliyat gerçekleşti ve hastamız 3 gün hastanede kaldı. Bu süreçte çocuklar hep bizimleydi. Uygun oldukça onları babalarının yanına götürdüm, gidemediğimizde görüntülü konuştuk. Evde ise kızım, komşularımızın aynı yaşlardaki çocukları ve misafirlerimiz hep birlikte oynadılar, oyuncaklarını paylaştılar. Komşularımız da 3 gün boyunca bize çok destek oldu, çocukları hep beraber sahiplendik" diye konuştu.

Hastanın bundan sonraki süreçte kendi takiplerinde olmadığını söyleyen Abdullayev, "Hasta olarak değil ama arkadaş olarak görüşmeye devam edeceğiz. Dünya küçük belki bir gün yine denk geliriz" dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------

-Çocuklar, baba ve doktordan detaylar

-Çocukların evde dans ettiği görüntüler

-Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ulvi Abdullayev'ın açıklamaları

-Hasta Shiman Wright'ın açıklamaları

===========================

4- İSTANBUL'UN 'CENNET' SOKAĞI...

Yeniköy'deki Kürkçü Faik Sokak 100 yılı aşkın koruduğu doğallığı ile kitaplara konu oldu.

Bugüne kadar tek bir taşın dahi yerinden oynamadığı bu sokak, yolu Yeniköy'e düşen ve İstanbul'un farklı köşelerini merak edenlerin uğrak noktası olmaya aday.

Haber-Kamera: Merve DUNDAR-Özgür KUMANOVALI-Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL,

İstanbul'un Boğaz'a kıyısı olan semtlerinden Yeniköy, sınırları içinde keşfedilmeyi bekleyen bir sokak barındırıyor. Senelerce Türk-Rum dostluğuna ev sahipliği yapmış bu yer, yüz yılı aşkın koruduğu tarihi dokusuyla Kürkçü Faik Sokak. Bugüne kadar tek bir taşın dahi yerinden oynamadığı bu sokak, yolu Yeniköy'e düşen ve İstanbul'un farklı köşelerini merak edenlerin uğrak noktası olmaya aday.

Akdoğan Özkan'ın "İstanbul'da Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 101 Şey" kitabına da konu olmuş Kürkçü Faik Sokak, İstanbul'un gizli kalmış köşelerinden biri. Dar ve kısa mesafesi ile geçit havasındaki sokağın bir duvarı Ayios Nikolaos Rum Ortodoks Kilisesi ile komşu diğer yanında ise eski tip evler var.

YIKILAN EVLERİN YERİNE DOĞAL DOKUYU BOZMADAN YENİLERİ İNŞA EDİLDİ

Bir dönem Rumlarla Türklerin iç içe yaşadığı bu sokakta şu anda Rum nüfusu azalmış durumda. Semtin sakinlerinden 55 yaşındaki Havva Erkan doğduğundan beri yaşadığı bu sokakta önceden çok daha fazla Rum komşuları olduğunu söylüyor. Yıllardır doğal dokusunu koruyan sokakta önceden Rumlara ait, ahşap, sadece 5 tane ev olduğunu belirten Erkan, daha sonra bunların yıkıldığını ve yerine tarihi dokuyu bozmadan yeni evler yapıldığını dile getirdi. Sokağın dar olması ve fazla insan yaşamaması sebebiyle çok kullanılmadığını söyleyen Erkan, doğallığın korunmasında bu faktörün de etkili olduğunu ifade etti.

"BURADAKİ TARİHİ GÜZELLİĞİ KEŞFETMEYE BAŞLADILAR"

Doğma büyüme Yeniköylü olan 91 yaşındaki Necati Foça ise sokakta önceden Rum evleri olduğunu onların mallarını satıp gittiğini söyledi. Önceden bu sokakta kimsenin yürümediğini, sadece evlerine gitmek isteyenlerin geçtiğini ifade eden Foça, şimdi insanların merak edip, buraya geldiğini belirtti ve ekledi, "Burada tarihi bir güzellik var. Bazen gelip dizi bile çekiyorlar. Buranın bugüne kadar korunmasında yol üzerindeki evlerin de etkisi var. Orada yaşayanlar koruyup, bozulmasına hiç izin vermediler."

"KÜRKÇÜ FAİK, ESKİ BİR RUM MAHALLESİ'NİN SOKAĞIDIR"

2002 yılından bu yana Yeniköy Mahalle Muhtarı olarak görev yapan Engin Cevahiroğlu da semtin yerlilerinden. Kürkçü Faik Sokak'ın eski bir Rum Mahallesi'nin sokağı olduğunu belirten Cevahiroğlu bölgedeki Rumların 1970'li yıllardan sonra semti terk etmeye başladığını söyledi. Sokağın en önemli özelliğinin Boğaziçi imar kapsamında olduğu için yapılaşma olmadığını dile getiren Cevahiroğlu, "Yapılaşma olmadığı için bina yapılmıyor ve sokağın öz yapısı korunmuş oluyor. Yeni bir imar planı çıkmazsa binalar ve kilise duvarı aynı şekilde kalacağı için sokağımız bizden sonraki nesillere de doğal özelliğini koruyarak kalabilir" dedi.

Yeniköy'ün hem İstanbullar hem turistler için gezilip görülesi çok fazla yeri olduğunu söyleyen Cevahiroğlu, semtte 5 kilise, 1 havra ile Osmanlı döneminden kalma Osman Reis Camisi'nin bulunduğunu da belirterek sözlerini noktaladı.

Görüntü dökümü:

--------------

-Yeniköy'den Boğaz detayları

-Kürkçü Faik Sokak'tan detaylar

-Yeniköy Mahalle Muhtarı Engin Cevahiroğlu'nun açıklamaları

-Mahalle sakinlerinden Necati Foça'nın açıklamaları

21.07.2018 - 09.53 - Haber Kodu : 180721017

=============================

5- "VİTİLİGO HASTALIK DEĞİL, CİLT SANATIDIR"

Haber-Kamera : Selen ÖZÇELİK - Müge YARIMBATMAN İstanbul DHA

15 yıldır vitiligo hastası olan genç kız hastalığa karşı farkındalık yaratmak ve olumsuz algıyı yıkmak için t-shirt ve bileklikler tasarladı ve internet üzerinden kendisine ulaşan vitiligo hastalarına hediye etti. "Vitiligo bir cilt sanatıdır" sloganını taşıyan tasarımlar ile hastalığı yüzünden olumsuz duygular yaşayanlara destek olmayı amaçladığını belirten Fulya Özbıyık "Öncelikle vitiligomuzu nasıl kapatabiliriz diye elime birkaç tane kapatıcı aldım, sonrasında 'Hayır vitiligomuzu kapatmamıza gerek yok. Atıyoruz bunları' diyerek bir ters köşe yapmış oldum. Bana göre kapatılmaması gereken bir şey. Bu algıyı da yıkmak gerekiyor. Vitiligomuzla güzeliz bence" dedi.

"EN ÖNEMLİSİ DE BULAŞICILIĞI YOK"

İstanbul'da vitiligoya  farkındalık oluşturmak için bir araya gelen gençler "Vitiligo hastalık değil, cilt sanatıdır" etiketiyle farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını anlattılar. Fulya Özbıyık, "Ben yaklaşık 15 yıldır vitiligo sahibiyim. Başlangıcından beri beni hiç rahatsız etmedi, yani ben hastalık olarak görmedim vitiligoyu. Ağrısı yok, sızısı yok, en önemlisi de bulaşıcılığı yok. Bu yönden dolayı beni hiç bir şeyden kısıtlamıyor, hiçbir şeyden alıkoymuyor. Vücudumun tüm organları yerlerindeyse neden bunu hastalık olarak göreyim diye kendime sordum ve dediğim gibi hastalık olarak görmedim. Bunun bir sanat olduğunu, cildimize yansıyan bir sanat, bir farklılık, bir ayrıcalık olduğunu düşündüm" dedi.

"VİTİLİGOMU MAKYAJ ÜRÜNLERİYLE KAPATMIYORUM"

Vitiligolu bölgeleri makyaj ürünleriyle kapatmadığını belirten Özbıyık "Vitiligosunu kapatmak isteyen arkadaşlar oluyor. Bir video yayınladım, aslında ters köşe yapmayı hedeflemiştim. Öncelikle vitiligomuzu nasıl kapatabiliriz diye elime birkaç tane kapatıcı aldım,sonrasında 'Hayır vitiligomuzu kapatmamıza gerek yok. Atıyoruz bunları' diyerek bir ters köşe yapmış oldum. Bana göre kapatılmaması gereken bir şey. Bu algıyı da yıkmak gerekiyor. Vitiligomuzla güzeliz bence. Aslında farklı olduğu için farklılıkları güzelleştiriyor." dedi. Amacının vitiligoya dikkat çekmek,  farkındalık oluşturmak olduğunu söyleyen Özbıyık "Bunun için en özellikli olanın t-shirt olduğunu düşündüm, çünkü birçok moda sektöründe her şey tişörtle yansıtılıyor. Bu yüzden de t-shirt yapmaya karar verdim. Yapmış olduğum şeylerden olumlu dönüşlerin olması inanılmaz güzel. Zaten amacımda bu insanlara dokunabilmek."şeklinde konuştu.

"VİTİLİGONUN IRKÇILIĞA MEYDAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Özbıyık vitiligo için "Vitiligonun aslında ırkçılığa meydan okuduğunu düşünüyorum. Özellikle siyahi olan kişilerde vitiligoyu görüyoruz. Bizde neyse pek fazla belli olmuyor, ama siyahilerdeki vitiligo bütünleştiği zaman tek bedende hem beyaz hem siyah rengin var olduğunu görebiliyoruz. Bu yüzden de ırkçılığa meydan okuduğunu düşünüyorum.Böylede ayrı bir özelliği ve güzelliği var" dedi.

Yaklaşık dört senedir vitiligosu bulunan Betül Bilgili ise"İnternette vitiligo ile ilgili araştırma yapıyordum. O arada Fulya'ya rastladım. Profilinde "Vitiligo bir hastalık değil, cilt sanatıdır" yazıyordu. Zaten bende sanatla ilgiyim, dikkatimi çekti. Fulya'nın aktiviteleri, buluşmaları, hareketleri vs. hep vitiligoyu övmek, güzelleştirmek ve farkındalık yaratmak adınaydı. O yüzden ona nasıl destek olabilirim,vitiligosu olan arkadaşlara nasıl moral olabilirim düşüncesiyle Fulya'nın yanında olmayı tercih ettim" şeklinde konuştu.

"VİTİLİGO KESİNLİKLE BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİLDİR"

Uzman Doktor Sevil Savaş Erdoğan, vitiligo hastalığı hakkında bilinmesi ve uygulanması gerekenleri şöyle anlattı: "Vitiligoda deriyi güneş ışınlarından koruyan pigment hücreleri yok olduğu için güneş ışınlarından korunmaları gerekmektedir. Güneş ışığının yoğun olduğu öğle saatlerinde güneşten kaçınmaları gerekir. Çünkü vitiligo hastalarında güneş yanığı oluşma riski daha fazladır. UA ve UV içeren güneş kremlerini kullanmaları gerekiyor. Solaryum, güneşte yanma gibi faaliyetlerden kaçınmaları gerekiyor. Yine dövme yaptırmak vitiligonun artmasına sebep olmaktadır."

Vitiligonun bulaşıcı bir hastalık olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Vitiligo kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Bazı hastalıklarla birlikte görülebilir. Troit hastalığı, şeker hastalığı, bazı kansızlıklarla birlikte gözlenebilir. Vitiligoda kırmızı kabarıklıklar, pullanma, kepeklenme gözlenmez. Sadece beyaz lekeli alanlar vardır.Genellikle 40 yaş altında ortaya çıkar, ancak bir yaştan itibaren herhangi bir hayatın döneminde de ortaya çıkabilir. Başlangıçta sınırlı iken daha sonrasında yayılabilir. Kimi hastada tek bir lezyon vardır ve tek bir lezyon şeklinde devam edebilir. Ama kimi hastada tüm vücudu kaplayacak şekilde yayılabilir. Ne kadar yayılacağını ön göremiyoruz" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Genel Detay

-Fulya Özbıyıkröp.

-Betül Bilgili röp

-Detaylar

-Doktor röp

21.07.2018 - 11.40 - Haber Kodu : 180721044