Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

(ek görüntü ve bilgilerle) 1- ŞİLE'DE MÜRETTEBAT YAKINLARI ACI HABERLE YIKILDI.

03.11.2017 14:49
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(ek görüntü ve bilgilerle)

1- ŞİLE'DE MÜRETTEBAT YAKINLARI ACI HABERLE YIKILDI.. YETKİLİLER BATAN GEMİNİN BULUNDUĞU YERE GİTTİ

Haber-Kamera: Nurcan KIRCALI - Erhan TEKTEN - İSTANBUL DHA

Şile'de batan gemiyle ilgili yapılan arama kurtarma çalışmaları sırasında 4 kişinin cesedine ulaşıldı. Şile sahilinde gelecek umutlu haberi bekleyen mürettebat yakınları acı haberle yıkıldı.

Yetkililerden edinilen bilgiye göre Şile açıklarında batan geminin kayıp mürettebatıyla ilgili sürdürülen arama çalışmalarında, 4 kişinin cesedine ulaşıldı. 3 gündür Şile sahilinde umutlu bekleyişlerini sürdüren mürettebat yakınları acı haberle yıkıldı.

Öte yandan Sahil Güvenlik Komutanlığı ise ulaşılan ceset sayısını 2 olarak açıkladı. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklamada," 3 Kasım'da icra edilen arama kurtarma ve dalış faaliyetleri neticesinde 2 mürettabatın cansız bedenine ulaşılmıştır" denildi.

ŞİLE KAYMAKAMI VE BERABERİNDEKİ HEYET OLAY YERİNE HAREKET ETTİ.

Bu arada Şile Kaymakamı Salih Yüce, Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu,  Cumhuriyet Başsavcısı Arif Cemil Özkurşun ve Şile Devlet Hastanesi Başhekimi batan geminin bulunduğu alana gitti. Yetkililerin arama çalışmalarıyla ilgili bilgi alacağı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Kıyıda bekleyen ekipler

-Arama çalışmaları

-Ailelerin görüntüsü

-Yetkililerin olay yerine gitmesi

03.11.2017 - 14.35 Haber Kodu : 171103127_

=====================================

2- BOZDAĞ: TÜRKİYE'DE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI OLMASA MEMLEKET CAMİ CAMİ BÖLÜNÜR

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ,

"Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığımız üzerinde kopartılan fırtınayı da iyi değerlendirmemiz lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal kuruluşlarından bir tanesi yıpratmak isteyen çevreler var"

" Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı olmasa memleket cami cami bölünür. Diyanet bir çatı kuruluş. Hiç kimseye yakın değil hiç kimseden uzak değil"

" Son günlerde bir soruşturma nedeniyle birtakım şurada burada bir sürü Diyanet'e iftira atılıyor. Deniliyor ki, 'Ayet okudu, hadis okudu diye birisini Diyanet açığa aldı.' Bunu diyenler, yalanın alasını söylüyorlar"

Haber: Hakime TORUN - İstanbul DHA

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası 2. Kıraat Sempozyumu"nda konuştu. Bozdağ, "Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığımız üzerinde kopartılan fırtınayı da iyi değerlendirmemiz lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal kuruluşlarından bir tanesi yıpratmak isteyen çevreler var. Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı olmasın memleket cami cami bölünür. Diyanet bir çatı kuruluş. Hiç kimseye yakın değil hiç kimseden uzak değil. Son günlerde bir soruşturma nedeniyle birtakım şurada burada bir sürü Diyanet'e iftira atılıyor. Deniliyor ki, 'Ayet okudu, hadis okudu diye birisini Diyanet açığa aldı.' Bunu diyenler, yalanın alasını söylüyorlar. AK Parti'nin iktidar olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bu ülkede Müslümanların yaşadığı sorunların nasıl çözüldüğü, özgürlük alanlarının nasıl genişlediği ve dini konularda nasıl bir rahatlama olduğu gün gibi ortadadır" diye konuştu.

"İNSANLARI KUTSAMAK DOĞRU ŞEYLER DEĞİLDİR"

Kur'an-ı Kerim'i doğru okuma ve anlamanın önemine vurgu yapan Bozdağ şu ifadeleri kullandı: "Hepimizin üstüne durması gereken ilk konu Kur'an-ı Kerim'i doğru okumak, anlamak, yaşatmaktır. Kur'an-ı Kerim'i doğru anlamak gibi önemli bir yükümlülük olduğuna inanıyorum. Kuran'ın doğru anlatımını İslam alimleri ve buna emek verenler yapabilir. Hiçbir alim, hiçbir, kitap, görüş Kuran'ın ve Allah Resulünün önüne geçmemelidir. Bütün tarikatlar, farklı görüşler, yollar, mezhepler bizim için Allah'ın kelamını ve Kuran-ı doğru anlamamız için bir rehberdir. Rehberlikten öte anlamlar yüklediğimizde kaybederiz. Zaman zaman böylesi sapkınlıklara rastlıyoruz. İnsanları kutsamak doğru şeyler değildir. Allah'ın Resulünden daha ahlaklı ikinci bir insan yok olamaz da zaten. İnsanlara örnek gösteriliyor. Ona öyle özellikler öyle lütuflar vermiş ki onun geçmiş ve gelecek bütün insanlardan ayırıyor hepsinin üstünde bizzat Rabbim onun makamını yüceltiyor. Herkes Peygamberimizi doğru anlamak konusunda bir gayret ve çaba içinde olmalıdır. Son zamanlarda, hadisler üzerinden tartışmalar yapmak suretiyle Kuran ile Allah'ın Resulü arasını ayırmak isteyen bedbahtlar, çevreler var. Bu tartışmalardan hareketle bu öyle bu böyle derken bir bakıyorsunuz ne yapıyorlar adeta İslam'ı buduyorlar. Yorumlar, 'Namaz öyle olmaz böyle olur' 'oruç öyle olmaz böyle olur' O yüzden hadisler üzerinden tartışmalar çıkartanları, Müslümanların ortak sorunları haline getirenleri ben iyi niyetli olarak görmüyorum. Bunlar bazı güçler tarafından finanse edilen çevrelerdir. Onu hep söyledik. Buradan bir kez daha söylüyorum. Buna izin verilmemeli. "

"MASUM İNSANLARI ÖLDÜRÜYORLAR. 'ONLAR CENNETTE' DİYOR. 'ÖLDÜREN TERÖRİSTTE CENNETTE' DİYORLAR"

Terör örgütlerine karşı ortak mücadelenin önemine değinen Bozdağ, "Hep birlikte terör örgütlerinin karşısında birlikte durmalı bunların İslam ile ilgilerinin olmadığını göstermemiz gerekir. İslamafobiyi besliyorlar. Batıda da İslam düşmanlığı olarak yayılmaya devam ediyor. Darbe teşebbüsü sırasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbecilerinden bir tanesi Türksat'ı ele geçirmeye çalıştığı sırada 2 tane vatandaşımızı şehit ediyor. Sonra orayı ele geçirip su istiyorlar. Kendilerine getirilen suyu yere çömelip 3 nefeste su içiyor. Sonrada şehit edilenlerin arkadaşlarından birisi dayanamayıp burada 2 arkadaşımızı şehit ettiniz diyor. 'Şimdi de oturmuş besmele ile 3 nefeste su içiyorsunuz' diyor. Güya İslami usulde su içiyor. 'Biz onlara iyilik yaptık onlar şehitler, şimdi cenneteler bizde şehadet şerbeti içtik öyle geldik' diyor. Kendisinin şehit olacağını düşünüyor. Mantığı görüyor musunuz bir masumu öldürüyor onun masum olduğunu biliyor. O şehittir diyor kendisi ölürse kendisinin de şehit olacağını düşünüyor. Bu DAEŞ'ın teröristleri de aynı düşünüyor. Nusra, El-Kaide teröristleri de aynı düşünüyor. Geliyorlar duraktaki masum insanları öldürüyorlar. 'Onlar cennette' diyor. 'Öldüren teröristte cennette' diyorlar. İslam buna izin verir mi ' Allah böyle birilerine böyle muamele yapar mı' Neden başka dinler arasında böyle bir şey yok da İslam'da var?" diye konuştu.

"RAKKA'DAKİ ÇATIŞMALARDA HİÇ ÖLEN YARALANAN, ATILAN BOMBALAR VAR MI DUYDUNUZ MU"

Bekir Bozdağ,"5 yıllık bir terör örgütü 102 tane ülkenin dilini, kültürünü, tarihini, sosyolojisini, dinini ve insanları ölmeye öldürmeye ikna edip ölmeye getirecek kadar uzman profesyoneli ne zaman yetiştirdi, nerede yetiştirdi? Daha dün ortaya çıkmış bir terör örgütü 5 sene içinde bunu nasıl başarıyor? Başardığı falan yok başka yerlerde başkaları onların adına o ülkelerdeki psikolojisi bozuk insanları bulup ikna ediyorlar. Silahları kim veriyor? Bütün dünya DAEŞ'a karşı ittifak etmiş durumda. ya bütün dünya bir olur da bir terör örgütünü yenemez mi? Hava kuvvetleri, kara kuvvetleri füzeleri her şeyi var ama ne hikmet bu terör örgütü bir türlü yenilemiyor. Ama şimdi ne oldu Amerika, PKK, YPG ile işbirliği yaptı ve Rakka'dan DAEŞ çekildi. Rakka'daki çatışmalara dair 1 satır haber duydunuz mu? Rakka'daki çatışmalarda ölen var mı 'Yaralanan var mı' Atılan bombalar var mı hiç duydunuz mu. Ama biz bir duyduk ki 2 terör örgütü anlaşmış koridor açmışlar DAEŞ'lı teröristler oradan gidiyor. DAEŞ terör örgütü bazı uluslararası güçlerin İslam dünyasında yapmayı planladıkları yeni siyasi programların projelerin öncü gücüdür. Vahşetin en kötüsünü yaptırıyorlar. Sonra da insanları yerlerinden ediyorlar" ifadelerini kullandı.

"FİTNE ATEŞİNİ YAKMAK İSTEYENLERİN KARŞISINDA BİRLİKTE MÜCADELE ETMEMİZ ŞARTTIR. OYUNA GELMEYELİM"

Bozdağ, "Allah'ın izniyle bütün terör örgütlerinin tamamını tepeleyeceğiz. Hepsi yok olup gidecek. Yeni bir fitne ateşini yakmak için uğraşıyorlar. Mezhepçilik fitne ateşini harlıyorlar da harlıyorlar.  Türkiye olarak mezhepçilik fitnesini yapmak isteyenleri görüyor kendi halkımızı ve diğer Müslüman halkları uyarıyoruz. Aman ha aman çok dikkatli olun. Mezhepçilik fitnesine karşı çok uyanık olmamız lazım. Mezhepler bizim gücümüzdür. Farklılıklarımızı, kavga olarak görmeye başlarsak işte bu bizim felaketimizdir. Bizim mezhepçilik ateşini yakmak isteyenlere karşı uyanık olmamız lazım. Türkiye'de mezhepçilik yapan yok, yoktur zaten ama olmasını isteyenlere karşı çok dikkatli olmamız lazım. Fitne ateşini yakmak isteyenlerin karşısında birlikte mücadele etmemiz şarttır. Oyuna gelmeyelim. Bir tuzak var bu tuzağa karşı birlikte hareket etmemiz lazım" açıklamasında  bulundu.

Görüntü dökümü

-------------------

-Bozdağ'ın açıklaması

03.11.2017 - 13.35 Haber Kodu : 171103103

============================

(geniş haber)

3-  "TAHŞİYECİLERE KUMPAS" DAVASINDA KARAR ÇIKTI

Haber: Ümit TÜRK İstanbul/ DHA

FETÖ'nün ilk kumpas davası olarak gösterilen, "Tahşiyeciler grubu"na kumpas kurdukları iddiasıyla aralarında kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Yurt Atayün'ün de bulunduğu 33 sanığın yargılandıkları davada karar çıktı. Hidayet Karaca, 31 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan karar duruşmasında 23'ü tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Mahkeme başkanı duruşmayı karara bağlayacağını açıklayarak sanıklardan son sözlerini söylemelerini istedi.

SON SÖZLERİ...

Hidayet Karaca son sözünde, "Hayali bir dizide geçen kelimelerle üç yıldır yargılanıyorum. Başından beri yaşadığım bu süreç, kaderim ise kederlenmeye gerek yok" dedi. Ali Fuat Yılmazer ise, "Burada sanık olarak bulunmaktan şeref duyuyorum" ifadesinde bulundu. Yurt Atayün de, "Kapalı devreden çıkıyoruz. Söz esas şimdi başlıyor" diye konuştu.

KARAR AÇIKLANDI

Son sözlerinin alınmasının ardından mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan duruşmayı bitirdiğini belirterek, mahkeme heyetinin kararını açıkladı.  Kararda, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, "Silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan 18 yıl, "Resmi belgede sahtecilik" suçundan 9 yıl, "İftira" suçundan da 4 yıl 6 ay olmak üzere 31yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün hakkında ise "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 12 yıl, "Resmi belgede sahtecilik" suçundan 9 yıl, "İftira" suçundan da 4 yıl 6 ay olmak üzere 25 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında da, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 12 yıl, "İftira" suçundan 4 yıl olmak üzere 16 hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Tamamı suç tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde İstihbarat ve Terör Şubede görevli eski polis olan 23 sanık hakkında, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 12'şer yıl, 15 sanık hakkında "İftira" suçundan 4 yıl 6 ay, 10 sanık hakkında da, "Resmi belgede sahtecilik" suçundan 9 yıl hapis cezasına hükmedildi.  Firari sanıklar FETÖ elebaşısı Fetulah Gülen ile eski polis müdürü Mutlu Ekizoğlu'nun dosyasının ayrılmasına karar verilirken, haklarında tüm suçlardan 25 yıl 6 ay hapis cezası verilen tutuksuz sanıklar Yasin Koyuncu, Ufuk Yıldırım ile Tufan Ergüder hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmedildi.

İDDİANAME

İddianamede, Fethullah Gülen'e bağlı olan basın ve medya kuruluşları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün değişik birimlerinde, farklı rütbelerde görev yapan polislerin, 2009-2010 yılında "Tahşiye" ismi verilen gruba mensup olduğu iddia edilen kişilere yönelik soruşturma işlemlerinde kasten delil uydurulduğu, kasten aleyhe algı oluşturulduğu, soruşturmanın altyapısının tamamen Fethullah Gülen'in emir ve talimatları altında kasıtlı olarak oluşturulduğu iddia edilmişti.

İLK DURUŞMA 22 ARALIK 2015'TE YAPILDI... 120 CELSE GÖRÜLDÜ

Davanın ilk duruşması 22 Aralık 2015'te Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapıldı. Duruşmalarda, firari sanıklar Fetullah Gülen ve eski emniyet müdürü Mutlu Ekizoğlu haricinde tüm sanıkların ifadesi alındı. Dava sürerken, bu davayanın açılmasına konu olan El Kaide terör örgütü ile bağlantılı oldukları iddiasıyla açılan "Tahşiyeciler" davası ise, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nde tüm sanıkların beraat etmesiyle sonuçlandı.  Bu karar, Tahşiyeciler grubuna kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin açılan dosyaya da girdi. Mahkeme heyeti, 120 celsenin sonunda kararını açıkladı. Bu karar FETÖ'nün kumpas davaları arasında sonuçlanan ilk karar oldu.

Görüntü Dökümü:

-------------

-Davayla ilgili arşiv görüntüler

03.11.2017 - 12.13 Haber Kodu : 171103069_

==============================

4- İSTİNAF MAHKEMESİ, HASAN AKAR'IN ATATÜRK'E HAKARETTEN ALDIĞI CEZAYI BOZDU

Haber: Yüksel KOÇ/İSTANBUL,

İSTİNAF Mahmekesi'nin, Hasan Akar'ın, "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından aldığı 2 yıl 6 aylık hapis cezasını bozduğu,  bozma kararı ile birlikte sanığın tahliyesine karar vererek dosyayı, kararı veren Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne geri yolladığı öğrenildi.

Mahkeme,  Hasan Akar'ın konuşmayı 2004 yılında yaptığı yönünde savunması bulunduğunu, yerel mahkemenin bunu araştırmadan, konuşmanın televizyonda yayınlandığı 9 Mayıs 2017 tarihini suç tarihi kabul ederek hüküm kurduğunu, 12 yıllık zamanaşımı tartışmasına girmeden kurulan hükmün bozulmasına karar verdi.

"KONUŞMANIN ALENİYET KAZANMASI İÇİN RIZASININ OLMASI GEREKLİ" KARARI

İstinaf Mahkemesi, sanığın rızası olmadan konuşmanın habercilik adına ulusal bir kanalda yayınlandığını belirterek, sanığın kapalı bir alanda yaptığı konuşmanın aleniyet kazanabilmesi için rızasının olması gerektiğine karar verdi.

İSTİNAF,YEREL MAHKEME KARARINI BOZDU

İstinaf Mahkemesi, Hasan Akar'ın yaptığı bir konuşmada, "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından aldığı 2 yıl 6 aylık hapis cezasına ilişkin yerel mahkemenin kararını bozdu. Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi, "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından tutuklu yargılanan Hasan Akar'ı, 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı.

Hasan Akar'ın Avukatı, yerel mahkemenin bu kararını İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, 5 Ekim 2017 tarihinde yerel mahkemenin bu kararını bozdu. Sanığın yargılama aşamasında davaya konu konuşmayı 2004 yılında Almanya'da yaptığı yönünde savunması bulunduğunu belirten 18. Ceza Dairesi, sanığın suça konu bu konuşmasının 9 Mayıs 2017 tarihinde bir televizyon kanalında yayınlanarak aleniyet kazandığı, ancak sanığın bu yayına rızası olmadığını belirtti.

SANIK BU KONUŞMAYI 2004 'TE YAPTI

Suça konu konuşmanın kapalı bir alanda yapıldığını belirten 18. Ceza Dairesi'nin bozma kararında, "Sanığın bu konuşmayı 2004 yılında Almanya'da yaptığı yönündeki savunması dışında videonun kayıt edildiği ve sanığın bilgisi dahilinde yayınlandığına ilişkin bir somut delil bulunmadığı görülmüştür" denildi.

2004'TEKİ FİZİKİ GÖRÜNTÜSÜ İLE BUGÜN Kİ GÖRÜNTÜSÜ KARŞILAŞTIRILMADI

Videonun televizyonda yayınlandığı tarihin suç tarihi olarak kabul edilmesi için sanığın yayınlanmasına yönelik rızasının alınması gerektiği belirtilen bozma kararında, sanığın videoyu çektiğini söylediği 2004 yılı ile bugünkü fiziksel görüntüsünün karşılaştırılmasının yapılmadığı, o günkü teknoloji ile bugünkü teknoloji kalitesi arasındaki farkın da araştırılmadığı belirtildi.

Sanığın iddiasının doğru olması durumunda suçun 12 yıllık zamanaşımına girdiği belirtilen bozma kararında, "Söz konusu Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret suçu yönünden aleniyet ilkesi suçun unsuru olup TCK'nın 206 maddesinde de aleniyet halinin suçun maddi bir unsuru olarak gösterildiği, her iki suç yönünden sanığın ulusal kanalda  videonun yayınına izin vermediği halde ulusal kanalda habercilik adına yayınlanmasının aleniyet unsurunun oluşmasına sebep olmayacağı, videonun çekildiği ortamda bulunanların durumu ve sanığın çekilen videonun yayınlanmasına izin vermesi durumunun önem arz edeceği düşünülmeksizin aleniyet unsurunun nasıl gerçekleştiği hususunun irdelenmeyerek eksik inceleme ile karar verildiği" belirtildi.

Dairenin bozma kararında şu gerekçelere yer verildi:

"Sanığın, videonun ulusal kanallarda yayınlanmasına doğrundan veya dolaylı rızası olmadığı yönündeki savunmasının ilgili kanal tarafından doğrulanarak mahkemeye bildirildiği, sanığın eyleminin mahkemenin kabul ettiği şekilde medya aracılığı ile ve basın tarafından umuma açık olarak bu suçun işlenmesinin söz konusu olmadığı halde sanığın cezasının 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkindaki Kanun 1-2 maddesi uyarınca arttırım yapılması yasaya aykırı görülmüş olmakla hükmün bozulmasına."

18. Ceza Dairesi, bozma kararı ile birlikte sanığın tahliyesine karar vererek dosyayı, kararı veren Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne geri yolladı.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Hasan Akar hakkında bir videoda Atatürk' ün hatırasına hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında 9 Mayıs'da soruşturma başlatıldı. Adresinde bulunamadığı için hakkında yakalama kararı çıkarılan Akar'ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etme" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından 2,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. 43 gün sonra 20 Haziran'da Bakırköy Adalet Sarayı'na gelerek teslim olan ve tutuklanan Hasan Akar savunmasında ev ortamında kendisine bir gencin soru sorduğunu ve soru üzerine okuduğu kitaplardaki bilgileri naklettiğini savundu. Söz konusu alıntı yaptığı kitapların isimlerini tek tek söyleyen Akar "Ben de o anda ihtiyari ve irademin dışında dini hassasiyetimle söyledim. Bazı kitaplar böyle olduğu için nakil yaptım. Atatürk ile ilgili üslubum yanlıştı. Bilerek böyle bir suç işlemedim" dedi. Mahkeme de 19 Temmuz'da görülen duruşmada Hasan Akar'ı "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etme" ve "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmeö suçlarından toplam 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Akar'ın arşiv görüntüsü

03.11.2017 - 13.11 Haber Kodu : 171103085

==============

(alev alev yanan işyerinin görüntüsüyle)

5- İKİTELLİ'DE SANAYİ SİTESİNDE YANGIN

Haber-Kamera: Sinan BİLGİLİ-İSTANBUL DHA

Başakşehir'de bulunan sanayi sitesindeki bir otomobil tamirhanesinde yangın çıktı.

Yangın saat 10.30 sıralarında Başakşehir'deki Bağcılar- Güngören sanayi sitesindeki bir otomobil tamircisinin deposunda çıktı. Henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı çıkan yangına İkitelli, Bağcılar, Başakşehir ve Bakırköy itfaiye ekipleri müdahale etti. Yangın kısa sürede söndürülürken maddi hasar meydana geldi. Yangında ölen ya da yaralanan olmadı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

ek görüntü

Alev alev yanan işyeri

İtfaiyenin müdahalesi

/////////

-İş yerinden görüntü

-İtfaiyenin müdahalesi

-İzleyen vatandaşlar

-Detaylar

03.11.2017 - 11.54  Haber Kodu : 171103059

03.11.2017 - 14.26 Haber Kodu : 171103118

===================

6- KUYUMCUNUN KAPISINI NASIL AÇTIKLARI BELLİ OLMADI

Haber-Kamera;:  Ali AKSOYER/İSTANBUL,

ESENLER'de motosiklletleriyle geldikleri kuyumcunun otomatik kepengini ellerindeki uzaktan kumanda ile açarak,  2,5 kilogram altın ile 16 bin lira çalan 4 kişi polis tarafından yakalandı. Daha önceden motosiklet hırsızlığı, ruhsatsız silah bulundurmak gibi suçlardan çok sayıda polise geliş kaydı bulunan şüphelilerle birlikte 4 tabanca 72 adet kalaşnikof mermisi ele geçirildi. Şüphelilerin olay yerine çelik yelek giyerek geldikleri tespit edildi. Şüphelilerin otomatik kapıyı açan uzaktan kumanda şifresini nasıl ele geçirdikleri ortaya çıkmadı

2,5 KİLOGRAM ALTIN ÇALINMIŞTI

Esenler, Merkez mahallesinde 26 Ekim 2017 tarihinde bir kuyumcuda meydana gelen olayda saat 22.30 sıralarında içeri giren hırsızlar vitrinde bulunan 2,5 kilo  altın ile 16 bin lirayı  alarak kaçtı. Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis, güvenlik kamera görüntülerini incelediğinde şüphelilerin dükkanın otomatik kepengini ellerindeki bir uzaktan kumanda ile rahatlıkla açtığını tespi etti. Bu kepengin arkasında bulunan demir kepengi de kırarak içeri giren şüphelilerin birkaç dakika içinde vitrinde bulunan altınları çantalarına doludurarak hızla olay yerinden kaçtıkları görüldü.

ÇALDIKLARINI SATMAYA ÇALIŞIRKEN YAKALANDILAR

Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri şüphelileri yakalamak için harekete geçerken, aynı bölgede bir kuyumcu, bazı kişilerin ziynet eşyası ve saat satmak için kendisine geldiği ihbarı yaptı. İhbar üzerine harekete geçen dedektifler çaldıkları ziynet eşyası ve saatleri satmaya çalışan 4 kişiyi gözaltına aldı.

SUÇ MAKİNESİ ÇIKTILAR

Hırsızlık Büro Amirliğine getirilen Bayram D.(25), İbrahim Y.(28) H.M.(17)) ile Semih Ş.(27)'nin daha önceden motosiklet hırsızlığı, ruhsatsız silah bulundurmak, ev ve işyeri hırsızlığı, resmi belgede sahtecilik, kasten yaralama, mühür bozmak gibi suçlardan daha önceden polise geliş kayıtları olduğunu ortaya çıktı. Şüphelilerin kendilerine "Atomlar" çetesi olarak isim koydukları öğrenildi.

72 KALAŞNİKOF MERMİ ELE GEÇİRİLDİ

Şüphelilerle birlikte ele geçirilen 4 tabanca, bu tabancalara ait şarjörlerin yanında bulunan 72 adet kaleşnikof mermiside incelenmek üzere kriminal polis laboratuarına gönderildi. Şüphelilerin kaleşnikof mermilerini niye bulundurdurları sorularına cevap vermedikleri öğrenildi.

KAPIYI NASIL AÇTIKLARININ SIRRI ÇÖZÜLEMEDİ

Öte yandan polis şüphelilerin işyerinin otomotik kapısını açan uzaktan kumandayı nereden temin etttiklerini araştırıyor. işyeri kapısının harekete geçiren sinyali kopyalayan bir cihazın şüphelilerin elinde olabileceği değerlendiriyor. Şu ana kadar böyle bir cihaz ele geçirilmediğini söyleyen yetkililer soruşturmanın çok yönlü sürdüğünü söyledi.

ADLİYEYE SEVK EDİLDİLER

Poliste işlemleri tamamlanan şüphelilerden Bayram D., İbrahim Y. ile Semih Ş. Asayiş Şube Müdürlüğünden yaşı küçük olan H.M. ise çocuk şube müdürlüğünden adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Hırsız anı güvenlik kamerasından

-Ele geçirilenler

-Adliyeye sevk

03.11.2017 - 14.29 Haber Kodu : 171103122

=========================

7- TBMM BAŞKANI KAHRAMAN, İBB BAŞKANI UYSAL'I ZİYARET ETTİ

Haber-Kamera:  Erhan TEKTEN İstanbul DHA

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Mevlüt Uysal'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Saraçhane'deki Başkanlık binasına gelen Kahraman, kapıda Uysal ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Tören Mangası tarafından karşılandı. Kahraman, 15 Temmuz şehitlerinin isim ve fotoğraflarının yer aldığı panoyu görünce, dua etti.

"İNANIYORUM Kİ İSTANBULUMUZA BÜYÜK HİZMETLER YAPACAKSINIZ"

Kahraman, İBB şeref defterine imza attıktan sonra  basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kahraman,  "Bir söz var ya; yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır' diye. İnanıyorum ki İstanbulumuza büyük hizmetler yapacaksınız, başarılı olacaksınız, çok hoş sedalar bırakacaksınız. Çok memnunum, sizin gibi değerli bir şahsiyete İstanbul'a teslim edilmesinden. İstanbul Türkiye ve dünya demek. Nice  örnek hizmetler ve başarılar dilerim" dedi.

Deftere yazdıklarından da bahseden Kahraman, "Defterde başarı dileklerimi dile getirdim. Mevlüt Uysal'ın daha önceki çalışmalarının zaten çok iyi olacağına şahitlik ettiğimi ifade ettim. İstanbul bir dünya şehri, dünya iyisi, dünya merkezi. Böyle bir şehirde, devletler ötesi bir şehir, böyle bir şehirde böyle bir şahsiyetin büyük başarı kazanacağına, bundan hepimizin mesut ve bahtiyar olacağına dair inancımı ifade ettim. Tekrar başarılar diliyorum" diye konuştu.

Konuşmasından sonra İBB Başkanlık makamına geçen TBMM Başkanı Kahraman'ın ziyareti basına kapalı olarak gerçekleşti.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Kahramanın aracının gelişi

-Karşılama töreni

-Kahraman'ın dua etmesi

-Deftere yazması

-Açıklamaları

-Uysal ile fotoğraf çektirmesi

-Genel ve detaylar

=============================

8-  İLK YERLİ UYDU TÜRKSAT 6A'NIN TÜRKİYE'DEN FIRLATILMASI GÜNDEMDE

Haber-Kamera: Gülseli KENARLI -Mehmet İlkay ÖZER/İSTANBUL,

Türk Asya Strateji Merkezi (TASAM), Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü ve Nişantaşı Üniversitesi tarafından düzenlenen "İstanbul Güvenlik Konferansı", "Yeni Güvenlik Ekosistemi ve Çok Taraflı Bedeli" başlığıyla gerçekleştirildi. Konferansı kapsamında Türksat 6A oturumu gerçekleştirildi. Türksat 6A'nın teknik detayları ve fırlatılması ile ilgili bilgileri Türksat Uydu Programları Direktörü Selman Demirel verdi.

TÜRKSAT 6A ÜLKEMİZİN İLK MİLLİ HABERLEŞME PROJESİ

Türksat 6A'nın teknik detaylarının anlatıldığı oturumun ardından açıklamalardan bulunan Türksat Uydu Programları Direktörü Selman Demirel, "Türksat 6A ülkemizin ilk milli haberleşme projesi. Projede, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türksat, TÜBİTAK, TAI, ASELSAN, Ctech farklı iş paketlerini paylaşmış durumdalar. Her bir kurum kendi uzmanlık alanlarına göre kendi iş paketlerini paylaşmış ve gerekli çalışmaları yürütüyor. Şu an için planlanan takvim Aralık 2020 itibariyle uydunun tamamlanmış olması. Uydu şu anda Ankara'daki TAI tesislerinde üretiliyor. 2020 yılından sonra da uzaya fırlatılması inşallah gerçekleştirilecek. Şu anda tasarım çalışmaları devam ediyor. Süreç uzun bir süreç, uydular uzayda 15-16 yıl minimum ömürle hizmet ettikleri için çok aşamalı testlerden geçmeleri gerekiyor. Şu an itibariyle bizim 'ısıl yapısal yeterlilik modeli' dediğimiz daha çok dayanıklılığın test edildiği, yapısal sistemlerin test edildiği model testleri yapılıyor. Önümüzdeki süreçte de tasarım dondurularak mühendislik modeli dediğimiz daha çok elektriksel ve ara yüzlerin oluştuğu mühendislik testleri yapılacak. En son olarak da uçuş modeli yani uzaya göndereceğimiz modelin üretimi ve testi yapılacak. Bu uzaya gidecek olan en son model olacak" dedi.

Demirel ayrıca, "Haberleşme kısımları ASELSAN tarafından yapılıyor, yapısal kısımlar TAI tarafından yapılıyor. TÜBİTAK Uzay daha çok yazılım ağırlıklı, güç sistemleri, bataryalar, güneş panelleri ile ilgileniyor. Ctech de yer sistemleri ile uydunun bağlantı kurduğu kısımla ilgili çalışmalarına devam ediyorlar" şeklinde konuştu.

2020'DE TÜRKSAT 5A FIRLATILACAK

Selman Demirel, Türksat  5A ve 5B ile ilgili de bilgi vererek, "Türksat 5A-5B projesi bizim yeni uydu projelerimiz. Şu anda ihale aşaması tamamlanmak üzere, sözleşme imza aşamasındayız. Önümüzdeki hafta itibariyle de sözleşmesinin imzalanması planlanıyor. Gerekli teknik çalışmalar yapıldı, değerlendirmeler yapıldı. Türksat 5A-5B tedarik ettiğimiz bir uydu, iki tane uydu olacak. 5A 31 derece doğu yörüngesinde, 5B'de 42 derece doğu yörüngesinde, farklı haberleşme sistemlerini içerisinde barındıran farklı uydular olacak. Büyük kapasiteler, hem televizyon yayıncılığı hem de K-bant dediğimiz data ve internet hizmeti sağlayan donanımlar olacak. Yerlilik oranında da şu anda biz 5B uydusunda bir yerli katkı düşünüyoruz. Mümkün olduğu kadar, takvim etkisi, yerli imkanlara etkisi gibi durumları şu anda değerlendiriyoruz. Mümkün olduğu ölçüde yerli sanayimizin de katkıları ekipman düzeyinde olsun uydunun test edilmesi gibi seçenekler üzerinde çalışıyoruz. Amacımız en optimum seçeneği bu projede kullanmak" şeklinde konuştu .Demirel, "Türksat 5A'nın 2020 yılında, 5B'nin de 2021 yılında  fırlatılması planlanıyor" dedi.

"TÜRKİYE'DEN FIRLATILMASI DA GÜNDEMDE"

6A için Türkiye'den bir fırlatma olup olmayacağı konusunda da açıklamalarda bulunan Selman Demirel, "Fırlatma olayı çok ayrı teknolojik detaylara sahip. Fırlatma üzerinde farklı kurumlar çalışmalar yapıyor. Fırlatılacak lokasyon önemli. Fırlatıldığı yerin uzaya çıkarken en kısa mesafe olması önemli. Parçalarının nereye düşeceği önemli. Bunun gibi detaylı teknik olaylar var. Fırlatmayla ilgili ciddi çalışmalar yürütülüyor. Yer seçimi konusu gündemde. Nereden fırlatılabilir, nereden bu altyapıyı kurabiliriz şeklinde güzel çalışmalar var. Umut ediyorum ki onda da ciddi gelişmeler olacak. Yer konusunda seçimler var. Türkiye'den fırlatılması da gündemde. Önemli olan Türkiye'nin bu teknolojiye de sahip olması ve bunu kullanabilir olması. Fırlatılacak yerle ilgili farklı devlet kademelerinde çalışmalar yürütülüyor. Türkiye'den fırlatılması söz konusu olabilir. Teknik kısmı var lokasyon önemli. En kısa sürede minimum yakıtla uzay çıkılması gibi detaylar var" dedi.

KONFERASTA BUGÜN

Konferansın bugünkü oturumlarında Küresel Güvenlik Mimarisinde Sudan'ın Yeri: Güvenlik Tehdidinin Model Ülkeye, İran'ın Şiddet İçinde Olmayan Devlet Aktörleri İçin Yaklaşımını Anlamak, Irak Örneğinde Kriz Sonrasından Toplumsal Rekonstrüksiyon, Çin Coğrafya Telakkisindeki Değişim Oturumları başlıklı paneller yapıldı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Oturumdan görüntüler

Demirel'in açıklamaları

Detaylar

03.11.2017 - 14.27 Haber Kodu : 171103120

==========================

9- İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI'NDA KATAR'A AMBARGO KONUŞULDU

Haber-Kamera: Gülseli KENARLI -  Mehmet İlkay ÖZER/ İSTANBUL,

TÜRK  Asya Strateji Merkezi (TASAM), Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü ve Nişantaşı Üniversitesi tarafından düzenlenen "İstanbul Güvenlik Konferansı", "Yeni Güvenlik Ekosistemi ve Çok Taraflı Bedeli" başlığıyla gerçekleştirildi. Katar Üniversitesi öğretim üyesi Khalid Shames Al-Abdulqader, (Katar ambargosu) "Ambargo uygulayan ülkeler kendilerine uluslararası anlamda sıkıntı yaşatmıştır. Uluslararası alanda onlara bir 'dur' denildi. Türkiye'nin duruşu çok önemliydi. O şoku yok etti, tersi bir şok yaşattı diğer tarafa" dedi.

Konferansta Körfez Krizinin, Körfez Ülkelerindeki Yankıları Forumu yapıldı. Katar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Dr. Mohd Abdülaziz Al-Khulfi, ülkelerine uygulanan ambargoda iyi niyet olmadığını belirterek, bundan sadece Katar'ın değil diğer ülkelerin de etkilendiğini, Suudi Arabistan'ın bu ülkelerin başında olduğunu söyledi. Bu ambargodan dolayı uluslararası sözleşmelerden doğan hakların çiğnendiğini ifade eden Khulfi, ambargo kapsamında uluslararası barışın tehdit altında olduğuna ilişkin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunulmak üzere bir rapor hazırlanacağını anlattı.

"TÜRKİYE'NİN DURUŞU ÇOK ÖNEMLİYDİ"

Forumda bir konuşma yapan Katar Üniversitesi öğretim üyesi Khalid Shames Al-Abdulqader, "Katara yönelik bir süredir ambargo ağları örülüyordu. Ama Katar bunun üstesinden geldi. Amaç Katar'ı yok etmek, ekonomisi yerle bir etmek. Katar tarihe baktığımızda Mısır'ın ekonomik kalkınmasına yardımcı olmuştur" dedi.

Khalid Shames Al-Abdulqader, Katar'a uygulanan ambargo hakkında değerlendirmelerde bulunarak, "Ambargo, kendi sıkıntılarının üstesinden gelmek için Katar'a saldırmak gibi birşeydir. Ama kendi kabuğuna çekilme olacak. Katar ekonomisini kalkındırmaktadır. Bir takım olanaklar Dubai'den Katar'a yönelmiştir. Ambargo uygulayan ülkeler kendilerine uluslararası anlamda sıkıntı yaşatmıştır. Uluslararası alanda onlara bir 'dur' denildi. Türkiye'nin duruşu çok önemliydi. O şoku yok etti, tersi bir şok yaşattı diğer tarafa. Ambargo 5 aydır devam ediyor, önümüzdeki dönemde de devam edebilir. Bir çok boyutu vardır bu olayın. Katar'ın para birimini, başka ülkeleredeki yatırımlarını da hedef aldılar. Ama biz bunların üstesinden gelebildik, karşı koyabildik. Katar ekonomisi gelirler bakımından aynı seviyesinde devam etmektedir" şeklinde konuştu.

KONFERASTA BUGÜN

Konferansın bugünkü oturumlarında Küresel Güvenlik Mimarisinde Sudan'ın Yeri: Güvenlik Tehdidinin Model Ülkeye, İran'ın Şiddet İçinde Olmayan Devlet Aktörleri İçin Yaklaşımını Anlamak, Irak Örneğinde Kriz Sonrasından Toplumsal Rekonstrüksiyon, Çin Coğrafya Telakkisindeki Değişim Oturumları başlıklı paneller yapıldı.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Al-Khulfi'nin açıklamaları

Al-Abdulqader'in açıklaması

Detaylar

03.11.2017 - 14.28 Haber Kodu : 171103121_

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement