Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

(Geniş Haber)1- KEMAL KILIÇDAROĞLU: 24 KASIM'DA ÖĞRETMENE BİRER MAAŞ İKRAMİYE VERELİMHaber-Kamera: Taner YENER - İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHACHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beylikdüzü'ndeki açılış programında yaptığı konuşmada, 'Öğretmenler Meslek Yasası'nın çıkması gerektiğini...

24.11.2017 14:21
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(Geniş Haber)

1- KEMAL KILIÇDAROĞLU: 24 KASIM'DA ÖĞRETMENE BİRER MAAŞ İKRAMİYE VERELİM

Haber-Kamera: Taner YENER - İdris TİFTİKCİ/ İstanbul DHA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beylikdüzü'ndeki açılış programında yaptığı konuşmada, 'Öğretmenler Meslek Yasası'nın çıkması gerektiğini vurgulayarak, "Her 24 Kasım'da toplanırız, okulları ziyaret ederiz, öğretmenlere ve öğrencilere güzel laflar ederiz; bir de bugün her öğretmene birer maaş ikramiye verelim" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Beylikdüzü'nde okul açılışı törenine katıldı. Açılışa Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra törene, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Bülent Tezcan, CHP milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız, İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Beylikdüzü Kaymakamı Mehmet Okur, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, merhum işadamı Cevat Güleç'in ailesi ile sanatçı Şevval Sam, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Törende konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, okulun temeline geçen yıl attıklarını bugün de resmi açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Okulun açılmasına destek verenlere teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Hepimiz, en tepeden aşağı kadar öğretmenlere şükranlarımızı sunuyoruz. Öğretmenlerin ne kadar değerli olduğunu, hatta çocuklarımızı birer mimar gibi yetiştirdiklerini biliyoruz. Peki bunları bildiğimiz halde öğretmene neden değer vermiyoruz? Neden onun uygarca yaşayabileceği bir ortam hazırlamıyoruz? Öğretmen kardeşlerime açık ve net bir siyasetçi olarak düşüncelerimi ifade edeceğim. Eğer diğer siyasetçiler de bizimle aynı görüşü paylaşırlarsa, onları el üstünde tutan bir Türkiye'yi dünyaya duyurmuş olacağız. Hepimizin hayatında ortak bir kişi var, o da öğretmen. Yaşımız ne olursa olsun bir öğretmen bizi alır ve yetiştirir" dedi.

"ÖĞRETMENLER MESLEK YASASI'NIN ÇIKMASI LAZIM"

Öğretmenlere özel bir yasa çıkarılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Öğretmenler Meslek Yasası'nın çıkması lazım. Devlet Memurları'ndan bunu çıkarmalıyız, öğretmenler için bağımsız, güzel bir yasa çıkarmalıyız. Öğretmenlik mesleğini, diğer mesleklerden ayrı tutmalıyız. Neden? Doktoru yetiştiren öğretmen, avukatı yetiştiren öğretmen, mimarı, mühendisi yetiştiren öğretmen, esnafı yetiştiren öğretmen, sanayiciyi yetiştiren öğretmen o zaman öğretmenler için özel ayrı bir yasa çıkarmalıyız. Bu konuda söz veriyorum, gelirse önce biz buna evet diyeceğiz" dedi.

"DOĞRU DÜRÜST AYLIK VERELİM"

Öğretmenlerin düşük maaşla çalıştığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "15 yıllık bir öğretmen, 3 bin 40 lira net aylık alıyor. Birinci derece dördüncü kademede olan bir öğretmen 3 bin 144 lira aylık alıyor. Yoksulluk sınırı 7 bin 56 lira. Yani öğretmenlerimizin tamamı yoksulluk sınırının altında aylık alıyor. Özel bir yasa çıkaracağız ve bütün öğretmenleri istisnasız yoksulluk sınırının üstünde bir aylık verelim. Gelin diyorum hep birlikte buna evet diyelim. Emin olun parlamentoda hiç kimse buna hayır demez. Öğretmen bizim öğretmenimiz. Çocuğu emanet ediyoruz. Geleceğe hazırlayacaklar. Öğretmene vermeyip kime vereceğiz Allah aşkına maaşı? Toplumun hiçbir kesimi öğretmene aylık verilmesine karşı çıkmaz. Oturalım, doğru dürüst bir aylık verelim. Ayrıca öğretmene kesinlikle 3 bin 600 ek gösterge hakkını da verelim. Ayrıca her 24 Kasım'da geliriz, toplanırız, okulları ziyaret ederiz, öğretmenlere, öğrencilere güzel laflar ederiz. Bir de bugün her öğretmene birer maaş ikramiye verelim. Niye vermiyoruz? Verelim mi? Evet... 24 Kasım Öğretmenler Günü. Onun da mutlu olmasını sağlayalım. 80 milyonluk bir toplum, bir Türkiye Cumhuriyeti öğretmenine bir ikramiye veremeyecek durumda mı? Verelim. Öğretmen bizim öğretmenimiz. Bizim çocuklarımıza bakıyor. Bizim çocuklarımızı yetiştiriyor. Bizden daha fazla çocuklarımızın üstüne titriyor" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Kılıçdaroğlunun gelişi

-Protokol detay

-Kılıçdaroğlunun konuşması

-Plaket takdimi

-Kurdele kesimi

-Genel ve detaylar

24.11.2017 - 12.27 - Haber Kodu : 171124060

24.11.2017 - 13.04 - Haber Kodu : 171124066

=====================================

2- İSTANBUL'DA 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI

İstanbul Valisi Vasip Şahin,

"Önümüzdeki dönem Türkiye için zorlukların engellerin sahneleneceği bir dönem olacak. Çok daha diri olmamız ve gençliği şuurlu bir şekilde hazırlamalıyız. Kuvayi Milliye ruhunu dipdiri tutmalıyız."

Haber-Kamera: Enver ALAS/ İstanbul DHA

24 Kasım Öğretmenler Günü, Harbiye'deki Cemal Reşit Rey Salonu'nda düzenlenen törenle kutlandı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gerçekleşen programa başta İstanbul Valisi Vasip Şahin olmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci'nin yanı sıra İstanbul genelindeki çeşitli okullardan gelen öğrenci ve öğretmenler ile veliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşan Vasip Şahin, bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutladı. Öğretmenlerin şevkle ve aşkla mesleklerini icra ettiklerini belirten Vali Şahin, her zaman öğretmenlerin arkasında olduklarını ve onlara yardımcı olmaya da devam edeceklerini ifade etti.

"ŞEHRİM VE MİLLETİM ADINA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM"

Şahin, "İyi bir kadro ile işine saygı duyan bir kadro ile çalışıyoruz. Bu ürettiğimiz hizmetten, verdiğimiz emekten ziyadesiyle memnunuz. Sizlerin sayesinde ve gayretiyle bir şeyler üretiyoruz. Sadece valiliğim adına değil şehrim ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

"BU MİLLETİN EVLATLARINA ÇOK DAHA FAZLASINI VERMEYE GAYRET ETMEMİZ LAZIM"

Öğretmenlere hitaben, "Sizler geleceğimizin mimarısınız" diyen Vali Şahin, "Bugün yaşadığımız, iyilik adına, gelişme ve ilerleme adına ne varsa öğretmenlerimize borçluyoruz. Ama bunun yanında kaybettiğimiz, zaman adına ne varsa onun da sorumluluğu maalesef sizlerin omuzundadır. Hep birlikte el ele vererek aşkımızı, şevkimizi kaybetmeden bu milletin evlatlarına çok daha fazlasını vermeye gayret etmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"KUVAYİ MİLLİYE RUHUNU DİPDİRİ TUTMALIYIZ"

Vasip Şahin şunları söyledi:

"Hepimiz çocuk olduk. Öğretmenler hepimizin idealleri, idolleriydi.  Eğer genç nesil, sizlerden iyi örnekler alırsa geleceğe daha iyi hazırlanmış olur. Sizlerden aldığı vatan, bayrak sevdası onları ömür boyu doğru yolda ve milletin hizmetinde yürümesine vesile olur. Öğrencilerimize evlatlarımız gibi hatta evlatlarımızdan daha fazla önem vererek yaklaşalım. Önümüzdeki dönem Türkiye için zorlukların, engellerin sahneleneceği dönem olacak. Çok daha diri olmamız ve gençliği şuurlu bir şekilde hazırlamalıyız. Kuvayi Milliye ruhunu dipdiri tutmalıyız. Bu mücadelede en büykü görevler sizlere düşüyor."

Vali Şahin, konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün "Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Nesiller" yetiştirilmesini öğütleyen sözlerini hatırlatarak, "Her bir iyi değerden iyi bir gruptan istifade edeceğiz ancak kendimizi asla bir gruba teslim etmemiş olacağız. Bilim ve teknolojiyi ıskalama lüksümüz yok. Önümüzde yeni bir fırsat doğdu. Sanayi döneminde açılan mesafeyi bilgi çağında kapatma imkanımız var" şeklinde konuştu.

YELKENCİ: BÖYLE BİR ÖĞRETMEN NESLİNİN MİRASÇISI OLARAK...

Ömer Faruk Yelkenci de konuşmasında Cumhuriyet ilan edilmeden önce hem Çanakkale Savaşı hem İstiklal Savaşı'nda büyük fedakarlıklar gösterdiğini, Cumhuriyetin ilanından sonra da buna devam ettiğini vurguladı. Yelkenci, "Böyle bir öğretmen neslinin mirasçısı olarak bize düşen de vatan ve millet sevgisinin büyük fedakarlıklar gerektirdiğini öğretmektir" dedi.

EMEKLİ ÖĞRETMENLERE PLAKET

Törende Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın mesajı okunurken, 15 Temmuz şehidi Murat Naiboğlu'nun öğretmen eşi Gülsu Naiboğlu ile emekli öğretmen Şener Hazinedar da birer konuşma yaptı. Ardından 'Benim Öğretmenim' konulu şiir yarışmasında 'Sen Öğretmenim' adlı şiiriyle birinci olan Pendik Namık Kemal İlkokulu öğrencisi Ahmet Eren Yılmaz, sahneye gelerek şiirini okudu.

Öğretmenlik mesleğinden bu yıl emekli olanlar ile meslekte 20, 25, 30, 35 yılının tamamlayan bazı öğretmenlere Vasip Şahin tarafından plaket verildi. Ayrıca şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere de hediyeleri takdim edildi.

YENİ ÖĞRETMENLERİN YEMİN HEYECANI

Zeytinburnu Şemsettin Sami Ortaokulu Öğretmenler Korosu'nun konseri, halk oyunları gösterisinin ardından program mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin 'Öğretmen Yemin' töreni ile sona erdi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Törene katılan protokol

-Vali Şahin

-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı

-Konuşmalar

-15 Temmuz şehidinin öğretmen eşinin konuşması

-Vali Şahin'in konuşması

-Ömer Faruk Yelkenci'nin konuşması

-Şiir okunması

-Halk oyonuları

-Öğretmen yemini edilmesi

-Genel ve detaylar

=====================================

3- MARMARA ÜNİVERSİTESİ'NDEN AHMET DAVUTOĞLU AÇIKLAMASI

Haber: Hakan KAYA - İSTANBUL DHA

Marmara Üniversitesi'nden Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun konferansının iptal edilmesiyle ilgili yapılan açıklamada, "Söz konusu etkinliğin planlanması, gerekli izinlerin alınması ve ön hazırlıkların yapılması sürecinde yönergenin ilgili maddesine uygun bir şekilde hareket edilmemesinden dolayı, Sayın Davutoğlu'nun katılımından rektörlüğümüzün çok geç haberi olmuştur" denildi.

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan yazılı açıklama şu şekilde:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin 62., 63. ve 64. Hükümetlerinin başbakanı ve değerli bilim insanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun, üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Araştırmalar Öğrenci Topluluğu adlı öğrenci kulübünün daveti üzerine üniversitemizde bir konferans vermesi hususunda medyada çıkan haberler dolayısıyla kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması ihtiyacı duyulmuştur. Bilindiği üzere Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu 1996-1999 yılları arasında üniversitemiz bünyesinde bulunan Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda doçent doktor kadrosunda görev yapmış ve sonrasında istifaen ayrılmıştır. Üniversitemizde öğrenci kulüplerinin faaliyetleri Öğrenci Kulüpleri Yönergesine uygun olarak yürütülmektedir. Yönergeye göre, bütün öğrenci kulüpleri, herhangi bir etkinliği düzenlemeden önce, planlanan etkinlik tarihinden en az 15 gün önce rektörlüğe yazılı olarak müracaat eder ve rektörlükten onay alır (md. 16). Bu hüküm, A grubu protokole dahil şahsiyetlerin üniversitemizdeki etkinliklere katılımı halinde, daha hassas bir şekilde uygulanmaktadır"

"REKTÖRLÜĞÜMÜZÜN ÇOK GEÇ HABERİ OLMUŞTUR"

"Söz konusu etkinliğin planlanması, gerekli izinlerin alınması ve ön hazırlıkların yapılması sürecinde yönergenin ilgili maddesine uygun bir şekilde hareket edilmemesinden dolayı, Sayın Davutoğlu'nun katılımından rektörlüğümüzün çok geç haberi olmuştur. Ayrıca, kulübün gecikmeli olarak yaptığı başvuruda ise rektörlük onayı bulunmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmiş değerli bir devlet adamı ve saygın bir bilim insanı olarak Sayın Davutoğlu'nun üniversitemizde konferans vermesi, taşıdığı sıfatlar dolayısıyla özel önem taşımaktadır. Bu nedenle, hem güvenliğin sağlanması hem de gerekli hazırlıkların kapsamlı bir şekilde yapılması bir zarurettir. Sayın Davutoğlu'nun uygun bir zamanda teşrif etmesi halinde, etkinliğin en iyi şekilde gerçekleştirileceği hususu, hem öğrenci kulübünün yetkililerine hem de ilgili diğer çevrelere açıkça ifade edilmiştir. Bir öğrenci kulübünün, yönergeye aykırı olarak sebep olduğu fiili durum, köklü bir mazisi ve yerleşmiş gelenekleri olan üniversitemizi müteessir etmiştir. Ortaya çıkan bu durumun, Sayın Davutoğlu'nun şahsı ve üniversitemizin duruşu ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Yaşanan bu durumun malüm çevrelerce başka mecralara çekilmesi ve iyi niyetle bağdaşmayan bir kampanyaya dönüştürülmesi, Marmara Üniversitesi camiasını derinden üzmüştür. Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Üniversitemizdeki bilimsel ve kültürel faaliyetlere katılımının, camiamızı her zaman memnun edeceğini özellikle belirtmek isteriz"

======================================

(olay anı görüntüsüyle )

4-  ESENYURT'TA EŞİNE BIÇAKLA SALDIRAN KOCAYI POLİS BACAĞINDAN VURDU

O ANLAR KAMERAYA YANSIDI

Haber-Kamera: Soner HASIRCIOĞLU/İSTANBUL DHA

Esenyurt'ta kocasının bıçakla saldırdığı kadın kaçarak bir fırına saklandı. Olay yerine gelen polislere de saldırgan tavrını devam ettiren adamı polis önce havaya ateş ederek uyardı, daha sonra da bacağından vurarak etkisiz hale getirdi. Yaşanan o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay Esenyurt, Örnek Mahallesinde akşam saat 22: 00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 1604 Sokak üzerinde 2 katlı bir evde yaşayan Canser ve Ayten Mutlu çifti henüz bilinmeyen bir nedenle kavga etti. Canser Mutlu, eşi Ayten Mutlu'ya elinde bulunan bıçaklarla saldırdı. Bir fırsatını bulup evden çıkan kadın cadde üzerinde bulunan fırına girerek çalışanlardan yardım istedi. Bu sırada Canser Mutlu eline aldığı bıçaklarla eşinin peşinden dışarı çıktı. Mahalle sakinleri durumu hemen polis ve sağlık ekiplerine haber verdi.

İHBAR İÇİN GELEN POLİS EKİPLERİNE DE BIÇAKLA SALDIRDI

Kısa sürede olay yerine gelen Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri, Canser Mutlu'yu sakinleştirmeye çalıştı. Fakat sakinleşmeyen şahıs polis ekiplerine de bıçakla saldırdı. Bu sırada polis ekipleri önce havaya 2 el uyarı ateşi açtı. Saldırgan tavrını sürdüren kocayı, polis ekipleri bacağından vurarak etkisiz hale getirdi. Yaşanan o anlar güvenlik kamerasına da yansıdı. Polis ekiplerinin üzerinde yaptığı aramada belinde de 3 adet bıçak bulundu. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralıya ilk müdahaleyi olay yerinde yaptıktan sonra en yakın hastaneye kaldırıdı. Ayrıca olay yerine gelen bir diğer ambulans ile de Ayten Mutlu tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı.

KOCAM BENİ ÖLDÜRECEK SAKLAYIN BENİ

Olayın olduğu sırada fırında olduğunu söyleyen Mehmet Hanifi Oğuzbey isimli vatandaş, "Ben fırının içindeydim ekmek alıyordum. Bir baktım karısı telaşla girdi içeri, 'Kocam beni kovalıyor öldürecek saklayın beni' dedi bizde sakladık onu. Adam geldi dolandı buraları karısını göremeyince çevredekilere saldırdı. Polisi çağırdık olay yerine. Polis gelince onlara da bıçakla saldırdı. Polis iki el havaya ateş açtı. Adam durmayınca polis ayağına sıktı" dedi.

POLİS OLAY YERİNDE ÇALIŞMA YAPTI

Polis ekipleri olayın yaşandığı yere şerit çekerek kapattı. Polis ekiplerinin yerde bulunan bıçakları ve delilleri tek tek numaralandırdığı görüldü. Ayrıca olay sonrası polis ekipleri çevredeki vatandaşların bilgisine başvurup güvenlik kamera görüntüsü aradı. Polis her ayrıntıyı tek tek fotoğraflayarak kayıt altına aldı. Polis ekiplerinin çalışması yaklaşık 1 saat sürdü. Hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınan Canser ve Ayten Mutlu çiftinin hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

GÜVENLİK KAMERASI

-Yaşanan hareketlilik

-Şüphelinin görüntüsü

-Vurulma anı

AKTÜEL GÖRÜNTÜ

Olayın meydana geldiği yer

Polis ekiplerinin çalışması

Görgü tanıkları ile röp

Olayın yaşandığı ev

Genel ve detaylar

==================================

5- ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİSİNİN DARP EDİLEREK ÖLDÜRÜLMESİ DAVASI; "TAHLİYEMİ İSTEMİYORUM"

Haber: Yüksel KOÇ - Kamera: İstanbul DHA

Kadıköy'de özel güvenlik görevlisini darp ederek öldürdükleri iddiası ile tutuklanan 4 kişinin yargılanmasına başlandı.Olay anında özel güvenlik görevlisine vurduğunu kabul eden tutuklu sanık Cem Doğan, "Öfkeme yenik düştüm, çok pişmanım. Tahliyemi istemiyorum" dedi.

Kadıköy Atatürk Caddesi üzerinde 9 Nisan 2017 tarihinde bir apartmanın özel güvenlik görevlisi Osman Karabulut'u darp ederek öldürdükleri gerekçesi ile, "Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle haklarında dava açılan 4 kişinin yargılanmasına başlandı.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu yargılanan sanıklar Anıl Yeşiltaş, Mehmet Miraç Aksel, Oğuzhan Tokyay ve Cem Doğan, sanıkların avukatları ile maktül Osman Karabulut'un eşi Nur Karabulut ve oğlu Mustafa Can Karabulut katıldı.

"TAHLİYEMİ İSTEMİYORUM"

Kimlik tespitinin ardından sanıkların sorgusuna geçildi. Tutuklu sanık Cem Doğan, olay günü Maltepe sahilde buluşup içki içtiklerini belirterek, "Maddi durumumuz iyi olmadığı için hırsızlık yapmaya karar verdik. Hırsızlık fikri benden çıktı. Taksiyle Kadıköy'e doğru yola çıktık. Olayın meydana geldiği yerde taksiden indik. Boş olduğunu düşündüğümüz bir yer tespit ettik. Anıl ve ben içeriye girdik. İşyerinde bir adet laptop, 2 adet cep telefonu, bir adet muştu, bir adet bıçak ve biber gazı alarak çıktık. Olay yerinden baya uzaklaştık. Site olduğunu sonradan öğrendiğimiz yere giriş yaparken bir şahıs bize müdahale etti. 'Ne yapıyorsunuz burada serseriler' dedi. O anda Miraç ile aralarında bir tartışma çıktı, küfürleşme oldu. Yanlarına ben gittim, bana da küfür etti. Ben ölen kişiye yumruk attım. Kendisi 'imdat' diye bağırmaya başladı. Kaçmaya başladı. Biz de arkamızı döndük, olay yerinden uzaklaşmak isterken rahmetli sopayla geldi. Oğuzhan Tokyay'a vurdu. O karmaşada sopayı ele geçirdim, vurmaya başladım. Yanımdaki arkadaşlar vurduklarını söylüyorlar ama kimin vurduğunu hatırlamıyorum. Benim niyetim iki tane vurmaktı, etkisiz hale getirmekti. Öfkeme yenik düştüm. Anıl Oğuzhan'ı çekerek olay yerinden uzaklaştı, ben orada kaldım vurmaya devam ettim. Kendimde değildim, çok pişmanım. Bu şahsı uzaktan yakından tanımayız. Tahliyemi istemiyorum" dedi.

"BU İŞİN BÜYÜYECEĞİNİ ANLAYINCA ORADAN UZAKLAŞTIM"

Savunması alınan tutuklu sanık Mehmet Miraç Aksel, hırsızlık amacıyla Kadıköy'e istikametine doğru taksiye bindiklerini, olay yerinde indiklerini, Anıl ile Cem'in hırsızlık için işyerine girdiğini, dönüşte arkadaşlarının ölen güvenlik görevlisi ile tartıştığını söyledi. Maktul'ün alkollü oldukları için kendilerine, "Ne geziyorsunuz burada serseriler" dediğini öne süren Aksel, "Aramızda tartışma çıktı, küfürleşme oldu. Cem'e de küfür edince Cem şahsa vurdu. Bu işin büyüyeceğini anlayınca ben oradan uzaklaşıp kaçtım. Beraatimi istiyorum" diye konuştu.

Tutuklu sanık Oğuzhan Tokyay, hırsızlıktan sonra giderken hal ve hareketlerinden dolayı özel güvenlik görevlisinin dikkatini çektiklerini belirtti. Görevlinin, "Ne işiniz var burada serseriler" dediğini, tartışma sırasında Cem'in ona yumruk attığını, şahsın da kendisine sert bir cisimle vurduğunu, ayağa kalkarak olay yerinden kaçtığını ve bir markette polislerin kendisini gözaltına aldığını söyledi.

Diğer sanık Anıl Yeşiltaş ise sorgusunda, hırsızlık yapmak amacıyla Kadıköy istikametine doğru taksiye bindiklerini, olay yerinde indiklerini belirterek, hırsızlıktan sonra olay yerinden ayrılırken başka bir apartmanın güvenlik görevlisinin dikkatini çektiklerini, aralarında tartışma çıktığını, Miraç hariç olaya müdahil olduklarını söyledi.

MÜŞTEKİLER SANIKLARDAN ŞİKAYETÇİ OLDUKLARINI SÖYLEDİLER

Müşteki Mustafa Can Karabulut, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Diğer müşteki Nur Karabulut, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Önce Allah'a sonra da adalete güveniyorum" dedi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kadıköy Atatürk Caddesi'nde 9 Nisan 2017 tarihinde hırsızlık yapmak amacıyla bir işyerine giren şüpheliler Anıl Yeşiltaş, Mehmet Miraç Aksel, Oğuzhan Tokyay ve Cem Doğan'ın, olaydan sonra başka bir apartmanın güvenlik görevlisi Osman Karabulut ile tartıştıkları, tartışma sırasında onu darp ederek öldürdükleri belirtiliyor.

İddianamede şüphelilerin, "Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. Şüpheliler hakkında ayrıca, "Konut dokunulmazlığını ihlal" ve "Nitelikli hırsızlık" suçlarından da cezalandırılmaları isteniyor.

Görüntü Dökümü: (ARŞİV)

------------------------

-Olay anının güvenlik kamera kayıtları

24.11.2017 - 13.40 - Haber Kodu : 171124077

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement