DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3 - Son Dakika
Güncel

DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

SABİHA Gökçen Havalimanı'nda kaza yapan uçağın kaptan pilotunun ifadesi alınıyor.

24.02.2020 13:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

KAPTAN PİLOTUN İFADESİ ALINIYOR (1)

Yüksel KOÇ - İstanbul DHA -  SABİHA Gökçen Havalimanı'nda kaza yapan uçağın kaptan pilotunun ifadesi alınıyor.

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 3 kişinin ölümü 180 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan uçak kazasında hastanede tedavi gören kaptan pilot Mahmut Arslan'ın ifadesi alınıyor.  Kaptan pilotun bugün adliyeye sevkedilebileceği belirtiliyor.

Görüntü Dökümü:

---------Arşiv

24.02.2020 -12.16  Haber Kodu : 200224089

======================

2-ALTUĞ VERDİ SORUŞTURMASINDA GÖZALTINA ALINAN 12 ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Ali ABLAY-Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK  / RİZE Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin şehit edilmesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 22 şüpheliden 12'si emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'nin iki yıl önce bir polis memuru tarafından makamında şehit edilmesi ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 13 Şubatta yapılan operasyonda 20 FETÖ üyesi gözaltına alınmış, 20 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ederken soruşturma kapsamında 20 Şubat günü yapılan ikinci operasyonla 6 şüpheli daha gözaltına alınmış ve gözaltı sayısı 26'ya yükselmişti.İki ayrı operasyonda gözaltına alınan 26 şüpheliden 4'ü etkin pişmanlık yasasından yararlanarak itirafçı olmuş ve ardından serbest kalmıştı. Dün 2 kişinin daha itirafçı olduğu ve serbest kaldığı öğrenildi. Toplamda 6 kişi etkin pişmanlık yasasından faydalanarak serbest kalırken, Vatan Caddesi'ndeki Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde işlemleri tamamlanan 12 şüpheli bugün adliyeye sevk edildi. Şüpheliler adliyeye sevk edilmeden önce Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. Gözaltındaki 4 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ederken, 4 şüphelinin de başka illerde yürütülen soruşturmalarda etkin pişmanlıktan faydalanarak serbest kaldığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü---------------------Şüphelilerin emniyetten çıkarılışı -Sağlık kontrolünden geçirilmeleri

24.02.2020 - 12.28 Haber Kodu : 20022409824.02.2020 - 13.02 Haber Kodu : 200224108

=========================

3-KADIKÖY'DE YAŞLI ADAMA BETON MİKSERİ ÇARPTI

Çağrı ÇALIŞKAN/ Kadıköy Göztepe'de yolun karşısına geçmeye çalışan yaşlı adama beton mikseri çarptı.  Beton mikserinin çarptığı adam, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırılırken, mikser sürücüsü gözaltına alındı.Kaza, saat 11.00'de Kadıköy Fahrettin Kerim Gökay Caddesi ile Şair Arşi Caddesi kesişiminde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre yolun karşısına geçmeye çalışan 87 yaşındaki Mustafa Yiğit'e, Mehmet Saygın yönetimindeki 34 KM 6186 plakalı beton mikseri çarptı. Çarpmanın etkisiyle yere düşen Yiğit ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yiğit, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kaza sırasında yanında bulunan eşi fenalık geçirdi. Olay yerine gelen ikinci ambulansla  Mustafa Yiğit'in eşi de hastaneye götürüldü. Olayın görgü tanığı, "Amca karşıdan karşıya geçiyordu. Beton mikseri amcayı altına aldı. Ambulans falan çağırdılar. Aldılar amcayı götürdüler. Amcanın bacakları kötü durumdaydı, ne olduğu belli değil." dedi. Beton mikserinin sürücüsü gözaltına alındı. Kaza nedeniyle Şair Arşi Cadde'si bir süre trafiğe kapandı. Mikserin kenarı çekilmesiyle trafik akışı normale döndü.

Görüntü Dökümü: ----------------------Yaralı vatandaşın yerde yatması-Sağlık ekiplerinin müdahalesi-Beton mikserinden görüntü-Polis ekiplerinden görüntü-Yaralı adamın eşinin görüntüsü-Eşinin ambulansa bindirilişi-Görgü tanığı ile röp-Genel ve detay görüntüler

24.02.2020 - 11.48 Haber Kodu : 20022408124.02.2020 -12.36  Haber Kodu : 200224101

=======================

4- BÜYÜKÇEKMECE SAHİLDE KADIN CESEDİ BULUNDU

Alper KORKMAZ/ BÜYÜKÇEKMECE sahilde kadın cesedi bulundu. Üzerinden kimlik çıkmayan kadının vücudunda darp izlerine rastlandığı öğrenildi. Büyükçekmece, Güzelce sahilinde sabah köpeğiyle birlikte yürüyüşe çıkan bir kadın, sahilde hareketsiz halde yatan bir kadın görünce durumu sağlık ve polis ekiplerine haber verdi. Kadının ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.  Olay yerine gelen sağlık ekipleri 45 yaşlarındaki kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri olay yerine güvenlik şeridi çekerek incelemelerde bulundu. Polis ekiplerinin kadının vücudunda darp izlerine rastlanıldığı öğrenildi.  Üzerinden kimlik çıkmayan kadının cesedi olay yerinde yapılan ilk incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Kadının kesin ölüm nedeni yapılan otopsinin ardından ortaya çıkacak.

"BAZI YERLERİNDE MORLUKLAR ÇİZİKLER VARDI"İhbarda bulunan Dilek Alp, "Sabah deniz kenarında köpekleri gezdirirken, gördüm. Sonra yanına yaklaşınca suyun içinde gömüldüğünü üzerinde biraz kızarık ve çizik olduğunu gördüm. Hemen ekipleri aradım, geldiler gerekeni yapmaya çalışıyorlar. Bir kadın cesediydi. Memurların söylediğine göre yabancı uyrukluymuş. Bazı yerlerinde morluklar çizikler vardı. 45- 50 yaşlarında var" dedi.

Görüntü Dökümü: -----------------------Sahilden görüntü-Cesetten görüntü-Polis ekiplerinden görüntü-Görgü tanıkları ile röportaj-Savcının gelişi-Cenazenin cenaze aracına konuluşu-Genel ve detaylar

24.02.2020 - 11.25 Haber Kodu : 20022407324.02.2020 - 12.38 Haber Kodu : 200224102

=====================

5- KÜÇÜKÇEKMECE D-100'DE TIR'LA OTOMOBİL ÇARPIŞTI

İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, - KÜÇÜKÇEKMECE D-100 Karayolu'nda TIR'la otomobil çarpıştı. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, Avcılar yönünde trafik yoğunluğu oluştu.Kaza, saat 11.30 sıralarında Küçükçekmece D-100 Karayolu'nda meydana geldi. İddiaya göre Avcılar yönüne giden otomobil arkasından gelen TIR'ın sıkıştırması sonucu kontrolden çıktı. Otomobil sürücüsü direksiyonu kırınca geriden gelen TIR otomobile çarptı. Bir süre sürüklenen otomobil yolun ortasında yan durabildi. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, Avcılar yönünde trafik yoğunluğu oluştu. Kazaya karışan araçların kaldırılmasının ardından trafik yoğunluğu normale döndü.

Görüntü Dökümü: ---------------Kaza yapan araçlar-Sürücü ile röp-Trafikten görüntü-Genel ve detaylar

24.02.2020 - 12.23 Haber Kodu : 200224096

=============================

6- 100 MİLYON LİRALIK MİRAS DAVASI

- Tümamiralin 100 milyonluk mirasının sahte belgelerle satıldığı iddiası

Haber-Kamera: Yılmaz OKUR, Ali AKSOYER - Kubilay ÖZEV/İSTANBUL, DENİZ  Kuvvetleri'nden emekli Tümamiral Mehmet Kazım Ögel'in eşine kalan 100 milyonluk mirasın devlet hazinesine aktarılması için yeğeni Mehmet Bülent Ögel, 4 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Yeğen Ögel, amcasının tek mirasçısı olan ve 2016 yılında vefat eden yengesi Aliye Sakibe Ögel'e kalan mirasın yanındaki çalışanlar tarafından baskıyla ve korkutularak sahte evraklarla satışının yapıldığını ve köşkün içinin boşaltıldığını söyledi. Deniz  Kuvvetleri'nden emekli Tümamiral Mehmet Kazım Ögel 1991 yılında vefat ettiğinde kendisinden geriye Suadiye'de 1 köşk, 4  apartman dairesi ve bankada yaklaşık 20 milyon lira kaldı.Yaklaşık 100 milyon lirayı bulan miras, eşi Aliye Sakibe Ögel'e kalmıştı. Yeğeni Mehmet Bülent Ögel'in iddiasına göre, 2016 yılında vefat eden yaşlı kadının yanında çalışanlar cenazesini kaldırmadan önce baskıyla, korkutarak köşkü ve apartman dairelerinin sahte evrak üzerinden satışını yaptırdı. Söz konusu kişiler Aliye Sakibe Ögel'in vefatının ardından da köşkün içini tamamen boşalttı.

YANINDA ÇALIŞANLAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUMehmet Bülent Ögel, 4 yıl önce yengesinin vefat ettiğini kendi çabalarıyla ve aradan 10 gün geçtikten sonra öğrendi. O dönem mahkemeye başvuran Ögel, yengesinden geriye kalan eşyalar için ön inceleme istedi. 2017 yılında görevli hakim eşliğinde köşke girildiğinde ise köşkün talan edildiği, kullanılabilecek durumda olan hiçbir eşyanın olmadığı tespit edildi. Tapu kayıtlarında da köşkün ve 4  apartman dairesinin tanımadığı kişilerin üzerine kayıtlı olduğunu öğrenen Ögel, savcılığa giderek daha önce yengesinin yanında çalışan Ayşe G. ile onun evlat edindiği Aysel K.  hakkında suç duyurusunda bulundu. Vefat eden yengesinin geride mirasçı bırakmadığını dolayısıyla bütün mal varlığının devlet hazinesine aktarılması gerektiğini söyleyen Ögel'in hukuk mahkemesine açtığı dava devam ediyor.

BENİM ÇOCUKLUĞUM BU KÖŞKTE GEÇTİTümamiral Kazım Ögel'in öz yeğeni Mehmet Bülent Ögel şimdilerde amcasından kalan mirasın gerçek sahibi olan devlet hazinesine aktarılması için hukuki mücadele veriyor. Ögel, "Arkamızda gördüğünüz Pembe Köşk, benim rahmetli amcam Tümamiral Kazım Ögel ve eşi yengem Sakibe Ögel'in yaşadığı köşktür. Çocukluğum, gençliğim ve daha sonraki yıllarım akrabam olmaları hasebiyle burada geçmiştir. Amcam 1991 senesinde rahmetli oldu. Rahmetli olduktan sonra yengem tek başına köşkte yaşamaya başladı. Yengemle yaptığımız konuşmalarda, bu köşkün ve yandaki binaların akıbetini sorduğumda, devlete, hayır derneklerine ve Mehmetçik Vakfı'na bırakacağını söyledi. Ben de bu konuda çok destek oldum " şeklinde konuştu.

ASKERLERE SAHTE ÇÜRÜK RAPORU DÜZENLEYEN DOKTORDAN RAPOR ALMIŞLARSahte sağlık raporu düzenleyerek yengesine satış yaptırdıklarını öğrendiğini söyleyen Ögel, "Daha sonra 2008 yılında bir vesileyle tesadüfen bu malların değişik şahıslara, değişik tarihlerde satışlarının gerçekleştiğini öğrendik. Yengeme sorduğumda fazla bilgi vermedi, ben de kendi imkanlarımca bunu araştırdım. İlk satış doktor raporu ile olmuş. Askeri hastaneden bir psikiyatr binbaşının verdiği raporla fakat hastanede giriş kaydı yok. Daha sonra bu raporu veren doktorun da bir sene sonra çok ilginç, askerde çürük, çete raporu düzenleyen bir organizasyonun bir üyesi olduğu anlaşılınca askeriyeden uzaklaştırılmış. Bu satış gerçekleştiğinde yengem biyolojik olarak 99 yaşında ama nüfus kaydında yaşı küçük yazılmış 92 yaşında. Her halukarda yaşlı" dedi.

ALT VE ÜST SOYU OLMADIĞI İÇİN RESMİ MİRASÇISI DEVLET HAZİNESİDİRÖgel, geride mirasçı bırakmayan yengesinin tek mirasçısının devlet hazinesi olduğunu belirterek "Biz bu konuların üstüne gittikçe, bilemediğim sebeplerden dolayı yengem çekimser kaldı. Ben de bunun üzerine hukuki süreç başlattım. Bu hukuki süreç içerisinde Maliye Hazinesi'nden denetmen bir rapor düzenledi. Bu raporda, yengemin alt soy ve üst soyu olmadığı ve tamamen mirasçının devlet hazinesi olduğuna dair resmi raporunu düzenleyip bize verdi. Bu arada yengemin yaşam koşullarından dolayı şikayette bulunduğum için sosyal hizmetler bir uzman yolladı. Uzman 13 ayrı kişi ile röportajlar yapıp kanaatini bildiren raporda, yengemin yaşam koşullarının çok kötü olduğunu, etraftan baskı gördüğü ve sindirildiği şeklinde. Tabii o süreç sırasında ben yurt dışında görevli olduğum için bunları yakinen takip edemedim. Daha sonra geldiğimde bir dava açtım, vasi davası. Adli Tıp'a gönderildi. O da çok enteresandır, yengeme Adli Tıp'ta biyolojik yaşı 99 olan bir insana 'Aklı, mantığı yerindedir, karını hesabını biliyor' diye bir rapor verdi. Çok enteresan o raporda imzası olan 3 tane hoca şu an malum FETÖ davasından içerideler."

YENGEMİN VEFAT ETTİĞİNİ 10 GÜN SONRA ÖĞRENDİKYengemin öldüğünü bizden gizlediler diyen Ögel şöyle devam etti: "Bütün bunlar yaşanırken yengemin rahmetli olduğunu öğreniyoruz bir hafta, 10 gün sonra. Bunu da araştırdığımızda yengemin Şaşkınbakkal'dan Bağcılar'daki bir özel hastaneye nakledildiği ve kendisi amiral eşi olması hasebiyle biz aradığımızda askeri hastanenin ayağımıza kadar ambulans gönderdiği bir şahıs özel ambulansla Bağcılar'a gidiyor. Bağcılar'da vefat ediyor, hastane 'yeğeniyim' diye beyanda bulunan şahsa cenazeyi teslim ediyor, Sahrayıcedid Mezarlığı'na tekrar 'yeğeniyim' diyerek cenazeyi defin ediyorlar. Bunu da yine tesadüfen bir hafta, 10 gün sonra öğreniyoruz.  Araştırdığımızda bize bir cevap verilmiyor. Biz de kanuni haklarımızı savunmak için savcılığa başvuruyoruz ve takipsizlik kararı veriliyor. Daha sonra eve bilirkişi incelemesi üzerine sayın hakim bey ile köşke girdiğimizde gördük ki, köşkün kapısı bu şahıslar tarafından anahtarla açılıyor, içerisi bomboş ve bize hırsız girdiğini söylüyorlar. Daha sonra bu çalınan malları biz yine tesadüf eseri müzayedede ve bizim açtığımız davalardaki dosyalara delil olarak konduğunu gördük. Örneğin yengemin evlilik cüzdanı dava dosyasına kanıt olarak konulmuş. Bir insanın evlilik cüzdanı başka bir insanın elinde ne arar?"

TOPLAM MİRAS 100 MİLYON TÜRK LİRASIAmcasından ve yengesinden kalan menkul ve gayrimenkullerin kesinlikle devlet hazinesine geçmesi gerektiğini belirten Ögel, "Şu an size gösterdiğim köşk ile 4  daire ve bankadaki paraların toplam değeri 100 milyon lira ve  bunu biz tespit ettirdik emlak komisyoncularına, ekspertizlere. Benim şu andaki, hayatta yaşayan tek birinci dereceden akrabaları olarak, mücadelem, verdiğim hukuk mücadelesi bu mal varlığının, denetmenin raporuyla sabit olan bir şekilde devlet hazinesine geçmesi. Çünkü alt soy, üst soyu olmayanın mirasçısı devlettir" şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -------------------------------------Pembe Köşk'ün dışarıdan görünümü-Köşkün bahçesinden görüntü-Dört dairenin bulunduğu apartmandan görüntü-Köşkün arka bahçesinden detaylar-Köşkün ve apartmanın havadan görüntülenmesi-Köşkün bulunduğu sokaktan görüntü-Mehmet Bülent Ögel ile röportaj-Anons-Genel ve detay görüntüler 24.02.2020 - 12.13 Haber Kodu : 20022408724.02.2020 - 12.15 Haber Kodu : 200224088_

===============================

7- İSTANBUL'UN HAVA KALİTESİ BÖYLE ÖLÇÜLÜYOR

-Mega kentteki hava kalitesi 26 sabit istasyonla ölçülüyor.. 'Kırmızı' çıkan ilçeler yetkili kurumlara iletiliyor

Beyza Nur GÜLER-Harun UYANIK/İSTANBUL, İSTANBUL'un hava kalitesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) 26 farklı noktaya yerleştirdikleri 'Hava Ölçüm İstasyonları' ile anbean ölçülüyor. Yeşil renk hava kalitesinin iyi olduğunu, sarı hava kalitesinin orta seviyede olduğunu, turuncu hassas, kırmızı sağlıksız, pembe kötü ve bordo tehlikeli olduğunu gösteriyor.

İstanbul'un en büyük problemlerinden biri, hava kirliliği. Sanayileşme, trafik ve pek çok farklı neden soluduğumuz havanın kalitesini düşürüyor. Özellikle geçtiğimiz günlerde İstanbul'da puslu ve kirli bir hava hakimdi. Türkiye'yi etkisi altına alan yüksek basınç nedeni ile hava kalitesi bazı bölgelerde 'sağlıksız' denilebilecek seviyeye ulaştı. İstanbul'un hava kalitesinin nasıl belirlendiği ise merak uyandıran bir konu. Hangi bölgelerde hava kalitesinin ne durumda olduğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)'nin 26 farklı noktaya yerleştirdiği 'Hava Kalitesi Ölçüm İstasyon'larının havadan aldıkları numunelerden elde edilen veriler sayesinde ölçülüyor. Hangi bölgede hava kalitesinin ne durumda olduğunu ise vatandaşlar, havakalitesi.ibb.gov.tr sitesinden öğrenebiliyor.

HAVA KALİTESİ 26 SABİT İSTASYON İLE ÖLÇÜLÜYORİstanbul'da hava kalitesi ölçümünün nasıl yapıldığını İBB Çevre Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde bulunan Çevre Koruma Müdürlüğü Çevre Yüksek Mühendisi Bahar Tüncel, şöyle anlattı: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 1995 yılından bu yana İstanbul'da hava kalitesi ölçümleri yapılıyor. Şu anda bulunduğumuz istasyon Alibeyköy istasyonu. Toplamda 26 tane istasyon ile İstanbul'da hava kalitesi ölçümleri gerçekleştiriliyor. Tüm istasyonlarda otomatik analizörler mevcut. Partikül madde, konvansiyonel kirleticilerden gaz kirleticiler dediğimiz kükürt dioksitin, azotoksitlerin, ozon ve karbonmonoksit gibi  gaz kirleticilerin ölçümleri yapılıyor. Cihazlar anlık olarak atmosferden hava numunesi alıyor ve hava ortamındaki kirleticileri ölçümleyebiliyorlar. Ölçüm yapan cihazlardan elde edilen veriler anlık olarak her istasyonda bulunan bilgisayar sistemine aktarılıyor. Tüm istasyonlarının bağlı olduğu bir de hava izleme merkezimiz mevcut. Tüm istasyonlardan alınan veriler anlık olarak hava izleme merkezine geliyor. Veriler her 15 dakikada bir hava kalitesi izleme merkezindeki veri tabanına aktarılıyor. https://havakalitesi.ibb.gov.tr  sitesinden vatandaşlar, soludukları havanın kalitesini öğrenebiliyorlar. 26 sabit istasyonun yanı sıra 2 tane de mobil hava kalitesi ölçüm aracımız var. Kurumlardan talep geldiği takdirde bölgedeki hava kalitesini merak edenler olduğu zaman bize talepte bulunuyorlar. Mobil hava kalitesi ölçüm araçlarını oraya intikal ettiriyoruz. Belirli bir periyod boyunca bölgedeki hava kalitesinin ölçümleri yapılıyor ve sonuçlar da ilgili kuruma aktarılıyor"

HAVA KALİTESİ İNDEKSİ 6 FARKLI RENKLE GÖSTERİLİYORİstasyonlarda okunan değerlerin belirli bir indekse tabi tutulduğunu anlatan Tüncel, "Burada bazı istasyonları yeşil olarak görüyorken, bazı istasyonları sarı olarak görebiliyorsunuz. Yeşil, hava kalitesinin iyi olduğunun göstergesi, sarı orta seviyede hava kalitesinin olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra turuncu olan istasyonlar da görebiliyorsunuz, bu da  hava kalitesinin hassas seviyede olduğu anlamına geliyor. Hava kalitesinin kötü olduğu durumlarda renk skalası pembe, sağlıksız olduğu durumlarda kırmızı ve de tehlikeli olduğu durumlarda da bordo ile gösteriliyor. istasyonun üzerini tıkladığınızda çeşitli uyarılar ile de karşılaşıyorsunuz. Mesela bugün hava kalitesi spor aktiviteleri yapmaya uygun değil, yaşlı ve çocukların dışarıya çıkmasına uygun değil gibi bazı uyarılar var" dedi.

İSTANBUL'UN HAVA KALİTESİ GENELDE ORTA SEVİYEDEİstanbul'daki hava kalitesinin genellikle orta seviyede olduğunu dile getiren Tüncel, meteorolojik nedenlerle bazı günler çeşitli bölgelerde hassas ya da sağlıksız seviyelerde de görülebildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Genelde İstanbul'da renk skalası yeşil ve sarı görünüyor ama bazen özel kritik meteorolojik koşulların hakim olduğu yerlerde hava kalitesini hassas olarak görüntüleyebiliyoruz. Örneğin son birkaç gündür İstanbul'da yüksek basıncın olduğu, rüzgar esintisinin olmadığı günlerde kirli hava soluma seviyesinde asılı kalıyor ve istasyonlardan okunan değerlerde, hassas ve sağlıksız seviyelerdeki indeksleri görebiliyorsunuz. Mesela Aksaray istasyonunda 19 Şubat'ta kırmızı yani sağlıksız hava kalitesini görüntüledik. Esenler, Kartal, Ümraniye, Beşiktaş'ta 19 Şubat günü sağlıksız hava kalitesini görüntülediğimiz istasyonlar arasında. Hassas olarak görüntülediklerimiz de Kağıthane, Ümraniye, Kadıköy istasyonları. Sonraki güne geldiğimizde ise yağışın etkisi ile bölgelerdeki hava kalitesi artıyor, kırmızılar ve turuncuların giderek sarıya döndüğünü görüyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü: ----------------------- -İBB'nin Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonundan görüntüler (Alibeyköy istasyonu)-Gezici Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonundan görüntü -Çevre mühendisinin istasyondaki çalışma görüntüleri-Verileri gösteren ekranlar-19 ve 20 Şubat tarihlerindeki hava kalitesi verilerinin gösterildiği ekran-Çevre mühendisinin ölçüm istasyonunun işleyişini ve ekrana yansıyan verileri anlatması-Muhabir anonsları (Beyza Nur GÜLER)-Genel ve detay

24.02.2020 - 12.29 Haber Kodu : 20022409924.02.2020 - 12.29 Haber Kodu : 200224100_

=============================

8- ENERJİ BAKANI DÖNMEZ'DEN ÜÇÜNCÜ SONDAJ GEMİSİ AÇIKLAMASI

"Birkaç gün içerisinde seyre başlayacak. İki üç hafta içerisinde de Türkiye'de olacağını söyleyebiliriz"

Elif YAVUZ-Harun UYANIK-Mertcan ÖZTÜRK/İSTANBUL, DHA- ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, " İki tane de derin deniz arama sondaj gemisi dahil ettik. İlki 'Fatih', ikincisi 'Yavuz', üçüncüsü de en kısa süre içerisinde burada olacak. İngiltere'den alıyoruz gemiyi" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  İstanbul'da düzenlenen 3. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi'ne katıldı.

ÜÇÜNCÜ SONDAJ GEMİSİProgramın başında üçüncü sondaj gemisinin müjdesini veren Dönmez, "Denizdeki petrol arama faaliyetlerine hız verdik. Bu kapsamda filomuzu da her geçen gün artırıyoruz. İlk Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemimizle başladık. Mili imkanlarımızla filomuza Oruç Reis katıldı. İki tane de derin deniz arama sondaj gemisi dahil ettik. İlki 'Fatih', ikincisi 'Yavuz', üçüncüsü de en kısa süre içerisinde burada olacak. İngiltere'den alıyoruz gemiyi. Çıkış işlemleri, liman işlemleri için bazı prosedürleri var. Birkaç gün içerisinde seyre başlayacak. İki üç hafta içerisinde de Türkiye'de olacağını söyleyebiliriz. Bu yeni gemi de diğerleri gibi 6'ncı nesil olacak. Uzunca bir süredir ara verdiğimiz Karadeniz'de arama yapacak. Gemilerimizden bir tanesi Karadeniz'de sondaja başlayabilir" dedi. Dönmez, geminin adının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacağını ve denizcilik alanında önde gelen isimlerin ön planda olacağını söyledi.

"PETROL, DOĞALGAZ DENKLEMİNİN DIŞINDA TUTMA İSTEKLERİNİ BOZDUK" Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerinden söz eden Bakan Dönmez, "Doğu Akdeniz'de iki çeşit ruhsat alanımız var. Birisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türkiye Petrolleri için vermiş olduğu alan. Diğer ruhsat alanımız Türkiye Devletinin Türkiye Petrolleri için vermiş olduğu alanlar. Adanın kuzeyi ve batısına doğru yer alıyor. Kendi kıta sahanlığımız içerisinde yer alan bölgelerde araştırma ve sondaj faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Libya ile deniz yetki mutabakat anlaşması ile biz doğu Akdeniz'deki yetki alanlarımızın sınırlarını belirlemiş olduk. Daha önce bahsettiğim o alanların batısında kalan kısımda yer alan bölümde netlik yoktu. Uzunca süre devam eden müzakereler sonucunda, sayın cumhurbaşkanımızın riyasetinde geçtiğimiz yılın son ayında mutabakat zaptı imzalandı. Böylece Türkiye'yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Libya'yı Doğu Akdeniz'de petrol, doğalgaz denkleminin dışında tutma isteklerini de bir yerde bozmuş olduk. Bu oyunu bozduk" dedi.

"10 MİLYAR METREKÜP DOĞALGAZ DEPOLAMA İMKANIMIZ OLACAK"Doğalgaz depoları hakkında da bilgi veren Fatih Dönmez, " Silivri'de bir depomuz vardı. Orası 'da yaklaşık 2.3 milyar metreküptü. Gelir gelmez 500 milyon metreküp ilave ederek, geri gönderme kapasitesini 20 milyon küpten, 20 milyon 500 metreküpe çıkardık. Diğeri de inşaatı başlamış, henüz işletmeye geçmemiş olan Aksaray'da yapımı devam eden depolamam projesi. Şu anda da orada 700 milyon metreküpü depolar vaziyetteyiz. Oradaki çalışmalarımız bittiği zaman 5 milyar 700 metreküp depolama kapasitesine ulaşacağız. Silivri'de 4,6 milyar metreküpe çıkacak. Dolayısıyla 10 milyar metreküplük bir doğalgaz depolama imkanımız olacak" diye konuştu.

DÜNYADAKİ BOR REZEVRLERİNİN YÜZDE 72'Sİ TÜRKİYE'DEBakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü;"Türkiye, dünya bor rezervleri açısından oldukça zengin bir ülke. Bilinen rezervlerin yüzde 72'si bizi topraklarımızda. Pazar payımızda yüzde 59-60 civarında. Geçmişte ham madde ürün olarak satarken bugün, rafine ürün, işlenmiş ürün olarak satabiliyoruz. 2000'li yılların başında rafine ürün  satış içerisinde yüzde 65'ken, şimdi yüzde 97'lere ulaşmış durumdayız. Tabii bu yetmez. Bu ürünü daha katma değerli bir hale getirip, nasıl satarız diye düşünmeliyiz. Bu kapsamda başlattığımız Ar-Ge çalışmaları da netice verdi Ekim ayında Bor Karbür tesisimizin temelini attık. İki yıl içerisinde işletmeye geçecek. Yıllık bin ton üretim kapasitesi olacak. Özellikle savunma sanayiinde yüksek mukavemet gerektirilen bir o kadar da hafif ürünlerin geliştirilmesinde, zırhlama teknolojisinde kullanılacak bir madde"

Görüntü Dökümü---------------Bakan Fatih Dönmez açıklamaları-Zirve'den detaylar-Genel ve detay

24.02.2020 - 12.58 Haber Kodu : 200224107

===============================

9- TAKSİM'DEKİ PLATFORMUN KALDIRILMASINA DEVAM EDİLİYOR Haber-Kamera: Ersan SAN - İSTANBUL, - İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nin Taksim Meydanı'na, "Kavuşma Durağı" adıyla kurduğu geçici sergi platformunun kaldırılmasına devam ediliyor.İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararı doğrultusunda platformun sökümüne dün başlanmıştı. Çalışmalara bugün de devam ediliyor.

Görüntü Dökümü---------------------Ekiplerin çalışmasından görüntüler-Geçici sergi platformu görüntüsü-Detay görüntüler

=========================

10- AVCILAR'DAKİ 4 AY ÖNCE MÜHÜRLENEN BİNA HENÜZ YIKILMADI; ÇEVRE SAKİNLERİ ENDİŞELİ

İhsan DÖRTKARDEŞ/ İSTANBUL, - GÖLCÜK Depremi sırasında Avcılar'da ağır hasarlı olduğu tespit edilen ve 20 yıl sonra geçen yılın ekim ayında tahliye edilerek mühürlenen Avcılar'daki bina  geçen 4 ay içerisinde henüz yıkılmadı. "Yarın öbür gün bu bina çökerse kaç kişinin canına mal olacağı muamma" diyen çevre sakinleri yıkımın bir an evvel yapılmasını istediler. Gümüşpala Mahallesi'nde, bodrum, zemin ile birlikte 7 katlı, 24 daireli Kübra Apartmanı, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nden etkilendi. 1 hafta sonra Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nce hazırlanan raporda binanın bodrum katındaki 12 kolonda patlamalar olduğu, hasarın 'fazla tehlikeli' durumda bulunduğu, yapının bodrum, zemin ile birlikte 7 kat oluştuğu, son iki katın projeye aykırı yapıldığı, ayrıca bazı kirişlerde eğilme ve kesme çatlaklar gözlemlendiği belirtildi. Ağır hasarlı olduğu için yıkılması gereken binada oturanlar Yıldız Teknik Üniversitesi'nden uzmanların hazırladığı güçlendirme çalışmasını tamamladı. Geçen yılın Nisan ayında Avcılar Belediyesi binayı mühürlerken, bina sakinleri oturmayı sürdürdü. AFAD, geçen Ağustos ayında 1999 depreminde 'Ağır hasarlı' olduğu gerekçesiyle yıkılması gereken binayı sorunca bina sakinlerine tebligat yapıldı ve binayı kısa sürede tahliye etti. Binanın boşaltılmasından sonra atık malzeme toplayıcıları bütün malzemeleri söküp götürürken hemen karşıda iş yeri bulunan Ali Şahin'in önerisi ile binanın önüne 'Kapılı bariyer' önlemi alındı. Bu konudaki haber üzerine belediye demir bariyerler yerleştirdi.Binanın hemen karşısında kafe işleten Ali Şahin, bu binanın bir an önce yıkılması gerektiğini belirtirken, "1999'dan bu yana bu bina sorunlu. Herkes bu binanın yıkılması konusunda görüş birliğinde. Yarın öbür gün bu bina çökerse kaç kişinin canına mal olacağı muamma. Silivri depremi Avcılar'ı vurdu. Bu mahallede üniversitedeki fakültelerin kapanması ile öğrenci yurtları boşaldı. Esnaf iş yapamaz oldu. Mahallemizdeki bu cenazenin artık kaldırılmasını istiyoruz" dedi. Diğer esnaf Umut Aydın da, boşaltılan binanın evsizler ve madde bağımlılarının uğrak yeri haline geldiğini, bundan rahatsız olduklarını anlattı.

YAN BİNADA OTURANLAR ŞİKAYETÇİBoşaltılan binada yıllarca oturduktan sonra hemen yanındaki binaya taşınan Fatma Demir, "Bazıları kabul etmese de bu bina gerçekten tehlikeli. Saat 01.00'de evime dönüyorum. Cadde ile iki bina arasındaki geçitten geçerken bir kadın olarak çok tedirgin oluyorum. Hemen yanımızdaki binada ateş yakıyorlar, alkol alıyorlar. Uyuşturucusu, bağımlısı burada kalıyor. Ben buradan geçerken biri önüme atlasa, bıçağı bana saplasa, ben bayan olarak kendimi nasıl koruyacağım? Bunun sorumlusu kim? Bu bina ne olacaksa olsun. Yıkılsın artık.  Geç kalındı. Birisinin canı yandıktan sonra mı yapılacak?"

Görüntü Dökümü: --------------------Binanın drone ile görüntüleriBinanın çerçeveleri sökülmeden önceki ve sonraki görüntüleriBinanın çevresindeki kapılı bariyer önlemi görüntüleriKafe sahibi Ali Şahin ile röportajUmut Aydın  ile röportajFatma Demir ile röportajDetay ve genel görüntüler

24.02.2020 - 12.53 Haber Kodu : 200224104

===============================

11-  VAPUR MÜZİSYENİ OLABİLMEK İÇİN YETENEKLERİNİ SERGİLEDİLER

Müge YARIMBATMAN - Kubilay ÖZEV/ İSTANBUL, İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Hatları A.Ş.'nin vapur müzisyenleri seçme yarışmasında 82 müzisyen jüri karşısına çıktı.İBB şirketi Şehir Hatları A.Ş.'nin vapurlardaki müzik kalitesini artırmak amacıyla başlattığı yarışmanın ikinci etabına geçildi. Şehir Hatları, vapurlarda daha kaliteli müzik yapılması ve standart getirilmesi amacıyla sokak müzisyenlerine çağrıda bulunmuştu. Trompet, gitar, kanun ve perküsyon sanatçılarının da aralarında bulunduğu Beyaz Masa'ya kayıtlı 31 'vapur müzisyeni adayı' ilk seçmeler için geçen hafta salı günü jüri karşısındaydı. Yarışmanın ikinci etabı, bugün Kadıköy'deki Eminönü Vapur İskelesi'nde bulunan eğitim salonunda yapıldı. Bu etapta halihazırda vapur müzisyenleri havuzunda yer alan 82 müzisyen, 4  kişiden oluşan jürinin karşısına çıktı. Jüri üyesi olarak değerlendirmeleri Şehir Hatları A.Ş. İdari ve Sosyal İşler Sorumlusu ve Vapur Müzisyenleri Koordinatörü Tunç Baydar, Üsküdar Üniversitesi öğretim görevlisi Nazım Çınar, müzisyen ve akademisyen Yusuf Çetin ve gitarist Tümer Uluçınar yaptı.

"VAPUR MÜZİSYENLERİ DÜNYADA TEK"Tunç Baydar, "Biz 2016 yılından itibaren Şehir Hatları'nda vapur müzisyenliği uygulamasına başladık. O günden bu güne çok yol kat edildi. En önemli özelliklerden bir tanesi iyi bir müzik yapmak. Biz buradaki arkadaşlarımızın enstrüman çalmaları ve okumalarına istinaden görüşme ve mülakat neticesinde uygun gördüğümüz müzisyenleri vapura çağırıyoruz ve çalıştırmaya başlıyoruz. Bugünkü seçmemiz, kendi müzisyenlerimizin içerisinde tekrar bir güncelleme diyebiliriz. Kendi müzisyenlerimizden kendisini çok geliştiremeyen ve vapurdaki yolcularımızın bize yaptığı geri dönüşlerden kaynaklı yeni müzisyenler olması düşüncesiyle böyle bir güncelleme yapmayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı.Baydar,  "Müzisyen her zaman müzisyendir, bu ayrı bir konu. Fakat farklı mecralarda müzikler yapılıyor. Sokak müzisyenleri var, metrolarda müzisyenler var. Vapur müzisyenlerinin bu konudaki ufak ayrımı şu, biz 15 dakika boyunca yolcularımıza konser veriyoruz. Yolcularımıza konser tadında yolculuk yaptırıyoruz. Bunun en büyük farkı vapur müzisyenlerinin dünyada tek olmaları. Şehrin içerisinden bir deniz geçiyor ve bir ulaşım sektörü var. Bu ulaşım sektöründe de müzik yapan tek insanlar bu arkadaşlar. Yeni müzisyen alım mülakatlarımız mart ayına kadar devam edecek. Mart ayından sonrada uzun bir süre müzisyen almayı planlamıyoruz" diye konuştu.

"BENİM İÇİN KENDİMİ İFADE ETME ŞEKLİ"Seçmelere gelen Hilal Nalbant, "Vapur müzisyenliği benim için kendimi ifade etme şekli diyebilirim. Vapurda olması benim için bir ayrıcalık, çünkü denizi çok seviyorum ve aynı zamanda İstanbul'un en değerli kıymetlerinden birisinin deniz ile vapur yolculukları olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle orada bir de şarkı söylemek, yani sanat yapmak benim için çok ayrıcalıklı bir şey. Biz bu işe ilk başladığımızda izinsizdik ve biraz kural ihlalleri yapıyorduk. Fakat sonradan yapılan düzenleme ile her şey çok daha tatlıya bağlandı. Ben 4-5 yıldır vapur müzisyenliği yapıyorum. Bir süredir de izinli şekilde vapur müzisyenliği yapmaya devam ediyorum. Bugün de bir önemli sınavımız var, Daha doğrusu vapur müzisyenleri elemesi var. İçeride şu anda hocalarımız var, bizleri sınayacaklar. Amaç bu işin kalitesini arttırmak. Umarım bundan sonraki süreçte de devam ederim" dedi.

"KAPTAN OLAMADIM AMA DENİZİN ÜSTÜNDE MÜZİK YAPIYORUM"Bir senedir vapur müzisyenliği yapan Mehmet Derya Bozkurt ise, "Hepimiz burada toplandık. Bakalım jüri nasıl değerlendirecek. Denizin üstünde müzik yapmak çok keyifli. Babam ve annemin babası kaptandı. Birçok seyahate gittik. Babama 'baba ben de senin gibi kaptan mı olacağım' derdim, 'hayır oğlum, sen özgür bir ruhsun' derdi. Beni müzikle büyüttü. Denizin üstünde müzik yaparken hep o aklıma geliyor. Ben kaptan olmadım ama denizin üstünde müzik yapıyorum. İnsanlarla müziği paylaşmak çok hoş. Hepimiz için hakkımızda hayırlısı olsun" diye konuştu.

"BİR AKBİL KARŞILIĞINDA BOĞAZIN ORTASINDA MÜZİK"İki senedir vapur müzisyenliği yapan Elanur Akbulut da, "Vapur müzisyenliği benim için çok şey ifade ediyor. Çünkü vapurda müzik yaparken, gün içerisinden yanınızdan binlerce yolcu geçiyor. Binlerce yolcu, binlerce hikaye demek ve hepsine hitap etmek, hislerine dokunmak çok güzel bir şey. Vapur müzisyenliği çok ayrı bir şey. Bir akbil karşılığında boğazın ortasında müzik yapıyorsunuz. Herhangi bir sahne baskısı yok ve insanlar orada yolculuk yaparken sizi dinliyorlar. Özellikle müzik dinlemek için gelmiyorlar oraya ve bu yüzden o ruh kaybolmuyor. İnsanlara iş çıkışında, yorgunluklarında, okula giderken anlık mutluluklar yaşatmak çok güzel bir şey. Bizim için vapur müzisyenliği çok özel, geri dönüşleri çok güzel oluyor. Orada şu anda sınav gibi bir şey var ve bizim de elenme durumumuz var. Hayırlısı olsun" dedi.

SEÇMELER ÖNÜMÜZDEKİ AY DA DEVAM EDECEKBeyaz Masa'ya yapılan başvurular önümüzdeki ay da değerlendirilmeye devam edecek. 20 yaşın üzerinde, enstrümanına hakim, konservatuar mezunu ya da öğrenci olan adaylar tercih edilecek. Seçmeler tamamlanınca Şehir Hatları A.Ş.'nin müzisyen havuzu yenilenmiş olacak.

VAPUR MÜZİSYENLERİ Vapur yolcularına müziği hissederek, İstanbul'u seyretme fırsatı sunan müzisyenler, Şehir Hatları'nın Kadıköy-Beşiktaş, Kadıköy-Eminönü, Kadıköy- Karaköy ve Üsküdar-Eminönü vapurlarında farklı enstrümanlar çalıyor ve söylüyor. Şehir Hatları'nın verdiği özel kimlikleri bulunan müzisyenler, her gün 09.00-24.00 saatleri arasında müzik yapıyor. Müzisyenlerin çalacağı hatlar, 3 ayda bir değişiyor. Müzisyenler kurayla belirlenen hatlarda, günde 3'er saat çalıyor ve söylüyorlar.

Görüntü Dökümü---------------Seçmeye gelenlerden genel görüntü-Muhabir anonsu-Müzisyenlerin performansı-Tunç Baydar ile röportaj-Hilal Nalbant ile röportaj-Mehmet Derya Bozkurt ile röportaj-Elanur Akbulut ile röportaj-Müzisyenlerin performansından ve jüri üyelerinden görüntü-Genel ve detay görüntüler

24.02.2020 - 13.03 Haber Kodu : 200224109


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement