Dha İstanbul Bülteni- 4 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni- 4

1- BÜLENT TEZCAN'DAN RIZA SARRAF AÇIKLAMASI CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan,"(Rıza Sarraf'ın yargalanması) Bütün ilişkileri gayrimilli olan birinin, neresinden milli mesele çıkaracaksınız?

24.11.2017 16:30
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- BÜLENT TEZCAN'DAN RIZA SARRAF AÇIKLAMASI

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan,

"(Rıza Sarraf'ın yargalanması) Bütün ilişkileri gayrimilli olan birinin, neresinden milli mesele çıkaracaksınız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni böylesine acz içerisine düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur."

Haber-Kamera: Taner YENER - İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL,

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Beylikdüzü Belediyesi tarafından yaptırılan okulların açılış töreninin ardından, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE, DİPLOMASİLERDE MİLLİ ÇIKARLAR VARDIR"

Tezcan, "Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta soruları yanıtladı. Şu ana kadar Şam yönetimiyle bir temasın olmadığını ama siyasetin kapılarının o ana kadar ki şartlarda değerlendirileceği, sonuna kadar siyasetin kapıları açık" yönündeki açıklamasına ilişkin sorusuna, "Yani bu noktaya gelmiş olması Sayın Erdoğan'ın tabiki sevindirici bir şey ayakları suya ermiş nihayet. Başından bu yana diyoruz ki, uluslararası ilişkilerde, diplomasilerde milli çıkarlar vardır. Bu çerçevede uluslararası ilişkilerde husumetle, kapıları kapatarak, kavga ederek bu iş olmaz. Suriye meselesinde ilk günden bu yana bizim söylediğimiz şey Suriye'nin toprak bütünlüğünün esas alınmasıdır. Suriye devlet başkanının ismine nazire yaparak, ismiyle uğraşarak hakaret ederek bu işler olmaz. 'Bölgedeki bölünme, parçalanma ve çatışma bize sirayet eder, bize yansır' demiştik. Bunu anlatamadık. Ama bugün en azından sayın Erdoğan'ın ayaklarının suya eriyor olması sevindiricidir. Bundan sonra da aynı soğukkanlılıkla devam ederse sorunun çözümünde Türkiye önemli bir noktada olur. Ne yazık ki Suriye meselesinde Türkiye, çözümün aktörü olmaktan çıkmış, tam tersine AK Parti'nin dış politikası nedeniyle sorunun parçası haline dönüşmüştür. Bu son sözlerim bu politikalardan da vazgeçerek olumlu bir noktaya gidişin işareti olmasını arzu ediyoruzö dedi.

"ESAD HUSUMETİ ÜZERİNE KURULMUŞ BİR BÖLGE POLİTİKASI DOĞRU BİR POLİTİKA DEĞİLDİ2

Bülent Tezcan, " Soçi'de o fotoğrafta yoktu ama Esad'la yüz yüze bir görüşmeye de sıcak bakarmısınız?" sorusu üzerine Tezcan, uluslararası ilişkilerde milli çıkarların önemine değinerek, Türkiye'nin çıkarı neyi gerektiyorsa onun yapılması gerektiğini belirterek, "

"Bu çerçevede de Suriye meselesinde de, Irak'ta da, Ortadoğu ilişkilerinde de hep bu pencereden bakılması gerektiğini söyledik. Zaten Esad husumeti üzerine kurulmuş bir bölge politikası doğru bir politika değildi. Türkiye'nin çıkarına göre hareket edilmesi gerekir. Yapılması gereken şey o. Türkiye'nin çıkarı görüşmeyi gerektirdiği zaman görüşülür. Mesafe koymayı gerektirdiğiniz zaman mesafe koyarsınız. Ama hiçbir zaman kategorik olarak biz buraya biz buraya karşıyız diye bir düşmanlık üzerinden bir siyaset yürütülmemeliydi. Bu güne kadar bu şekilde yürütülen dış politika Türkiye'yi biraz önce de söyledim. Çözümün parçası ve aktörü olmaktan çıkarmış tam tersine sorunun parçası haline dönüştürmüştür. İnşallah oradan çıkacak yeni uygulamaları umutla bekliyoruz." dedi.

"MUHTEREM HOCA EFENDİ' DEDİKLERİNDE BİZ 'ÇETE REİSİ' DİYORDUK"

Tezcan, "Sayın Arınç'ın bir açıklaması vardı; '80 kişi dışında, 80 milyon FETÖ'ya sempati duyuyordu.'. Siz o 80 kişi içinde miydiniz'ö sorusuna, "Tabiki bizim sayılarla ilgili bir rakam vermem mümkün değil ama sempati duymaların içinde olduğumuz kesin. Sayın Arınç biraz daha tabi ki çarpıcı olsun diye böyle bir sayısal örnek vermiştir mutlaka ama. Bir gerçeği ifade ettiği doğru Türkiye'de özellikle AK Parti iktidarının Fethullah Gülen çetesini, FETÖ terör örgütünü devletin içine yerleştirdiğini biliyoruz. O zaman 'muhterem hoca efendi' dediklerinde biz 'çete reisi' diyorduk Fethullah Gülen'e. Şimdi Fethullahçı terör örgütü demeye başladılar. Devletin içerisine bu yapıyı yerleştirirlerken biz karşı çıktığımız da bize 'Muhterem hoca efendiye 'Niye bu lafları söylüyorsunuz' diye savunmaya geçiyorlardı. Sayın Arınç'ın bu söylemi bir gerçeği ifade ediyor. Şu anlamda gerçeği ifade ediyor. İktidar FETÖ'yü devlete yerleştirmiştir.Sıradan memur kamu görevlisi, devlet içerisinde çalışanların ikbal ve istikbali bu çeteye bağlanmıştır. Kim sayesinde bu iktidar sayesinde AK Parti iktidarı eliyle FETÖ devletti güç kazanmıştır. Vatandaşın kaderi, memurun kaderi, bürokratın kaderi de FETÖ'nün eline terk edilmiştir." dedi.

"BİZ NE MUTLU BİZE Kİ DÜNDE BUGÜNDE AYNI NOKTADAYDIK"

Bülent Tezcan konuşmasına şöyle devam etti: "Dolayısıyla herkesin FETÖ'cü olsa da olmasa da kendini bir şekilde FETÖ'ye yakın ya da FETÖ'yle iktisaklı gibi gösterme ihtihacı hissettiğini ifade eden Tezcan, "Öğretmen okul müdürü olmak için bunu yapma ihtiyacı hissetmiştir, Polis memuru terfi etmek için, bürokrat daire amiri olmak için bunu yapma ihtiyacı hissetmiştir. Yani bir tarafta gerçekten çete mensubu olanlar vardır. Bir taraftan da bu iktidarın devleti FETÖ'ya teslim etmesi nedeniyle FETÖ'ye yakın durma kendini hissedenler vardır. Bir tarafta da bizim gibi her hal ve şart altında FETÖ'ya karşı mücadele etmiş, hiçbir zaman güzelleme düzmemiş, laik demokratik cumhuriyetten başka çıkış yolu olmadığını düşünen bir kesim vardır. Biz ne mutlu bize ki dünde bugünde aynı noktadaydık." diye konuştu.

"ZARRAF MESELESİNİ BİR MİLLİ MESELE GİBİ GÖRMEYE VE GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR"

Bülent Tezcan, bir gazetecinin "Gazetelere yansıyan bir başlık var. AK Parti kulislerinde Zarraf'ın Amerika'ya gitmesi neden engellenmedi sorusuyla birlikte istihbaratı suçlayıcı bir hava oluştuğu yazıldı bugün bir köşede. Katılır mısınız?" sorusu üzerine,

"Ben bir şeyi anlayamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve devleti, niye Zarraf meselesini bir milli mesele gibi görmeye ve göstermeye çalışıyor. Ortada bir suç varsa, suçun yargılaması yapılır. Bizim söylediğimiz şey açıktır, evin mahkemesinde yargıla, elin mahkemesine mahkum olma dedik. Evin mahkemesinin elini kelepçelediler, ayağına pranga vurdular, elin mahkemesine mahkum ettiler. Rıza Zarraf'ı Türkiye'de yargılatmamak için bütün gücünü kullandı bu hükümet. Siyasi gücünü, mahkemeler üzerindeki gücünü kullandı. Rıza Zarraf'ı adeta bir koruma altına aldılar. Evin mahkemesini kapattın, elin mahkemesi şimdi yargılamaya kalkıyor. İftiracı olacağından, konuşacağından telaş ediyorlar. Suç işlemeyen telaş etmez. Neredesinden milli mesele çıkaracaksınız Rıza Zarraf meselesinin? Bütün ilişkileri gayrimilli olan birinin, neresinden milli mesele çıkaracaksınız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni böylesine acz içiresine düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Hükümetin de hükümetin başındakilerin de hakkı yoktur. Rıza Zarraf meselesi nota verilecek mesele midir? Askerin başına çuval geçirilirken nota vermeyenler, Rıza Zarraf söz konusu olduğunda nota veriyorlar. Bu telaşınız niye? Vakur durun biraz. Bu telaşı anlamıyorum. 'Varsa birinin suçu, versin hesabını' deyin. Niye onu diyemiyorsunuz? O yüzden bu meselenin milli mesele haline getirilmesi doğru değildir. Türkiye'yi dünyanın önünde rezil etmenin hali yoktur."

"ADAYLIK MESELESİ BUGÜNÜN TARTIŞMASI DEĞİLDİR"

Bülent Tezcan, "Dün kadınlar buluşmasında Sayın Genel Başkan (Kapı kapı dolaşmanız lazım. Sizin de göreviniz. Kılıçdaroğlu sizden sadece 4 yıl istiyor) şeklinde bir ifade kullandı. Bunu Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yorumlayabilir miyiz?" şeklindeki soruya Tezcan,

Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin genel başkanı, CHP'nin de önümüzdeki dönem iktidar adayı tek parti olduğunu ifade ederek, "Şu anda bu çerçevede de bütün örgütüne, herkese, vatandaşlara görev veriyor. Adaylık meselesi sonranın işidir. Tabii ki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bütün sorunlarını çözecek kapasite, birikim, inanç ve ahlaka sahiptir. Bu çerçevede bu siyaset birikiminden Türkiye zamanı gelince yararlanacaktır. Adaylık meselesi bugünün tartışması değildir. Şu çok açık, 2019'un Türkiyesinde artık CHP'nin damgası olacaktır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------

-Tezcan'ın açıklaması

24.11.2017 - 15.01 Haber Kodu : 171124114

=================================

2-  DAVUTOĞLU "ŞERİF MARDİN" SEMPOZYUMUNDA KONUŞTU

Haber-Kamera: Hakan KAYA - Harun UYANIK/İSTANBUL,

Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, geçen yıl hayatını kaybeden akademisyen Prof. Dr. Şerif Mardin anısına İstanbul'daki özel bir üniversitede düzenlenen sempozyuma katıldı.

Sempozyumda konuşan Ahmet Davutoğlu, "Bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum. Bir talebesi olarak da böyle bir günde Şerif Mardin hocam hakkında konuşmak bir bakıma benim içinde çok güzel bir tevafuk oldu. Hocam Şerif Mardin de bu vesiyelle de sadece bizim nesile  yaptığı katkılar dolayısıyla değil Türk düşünce hayatına yaptığı katkılar dolayısıyla bir kez daha rahmetle anıyorum.Ve inşallah önümüzdeki dönemde hoca talebe ilişkisi bağlamında güzel örneklerin bundan sonrada devam edeceğine olan  inancımı bir kez daha teyit etmek istiyorum" dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Davutoğlu'nun konuşması

-Sempozyumdan genel ve detaylar

24.11.2017 - 15.57 - Haber Kodu : 171124139

======================================

3- SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN "DAVUTOĞLU'NA HAKARET"TEN YARGILANDIĞI DAVA

Duruşma sonrası HDP'li vekillerden adliye önünde açıklama...

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davaya devam edildi. Mahkeme, Demirtaş hakkında aynı konuşma nedeniyle Diyarbakır'da dava açıldığı gerekçesiyle davanın Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dosya ile birleştirilmesine karar verdi.

İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen üçüncü celseye, Selahattin Demirtaş katılmadı. Demirtaş'ı çok sayıda avukat temsil ederken; müşteki Ahmet Davutoğlu'nu da avukatı temsil etti. Duruşmayı HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Pervin Buldan ile birlikte çok sayıda kişi izledi.

DEMİRTAŞ DURUŞMAYA KATILMADI

Halen başka suçtan Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunduğunu Selahattin Demirtaş ile Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı kurulmak istendi. Ancak Demirtaş'ın, SEGBİS ile duruşmaya katılmak istemediğini belirttiği ve bu yönde dilekçe verdiği tutanağa geçirildi.

AVUKATLARI DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ TALEP ETTİ

Demirtaş'ın avukatlarından Ercan Kanar, mahkemeye ulaşan cevap yazılarına göre sözkonusu konuşmanın yapıldığı yerin Diyarbakır Havalimanı'nda gerçekleşmiş olabileceğinin bildirildiğini ifade ederek aynı konuşma nedeniyle Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başka bir dava olduğunu belirtti. Avukat Kanar, " Aynı sözlerden iki ayrı dava olamaz. Bu açıdan derhal düşürülmesini talep ediyoruz" dedi. Sanık Demirtaş'ın avukatlarından Yıldız İmrek ise "Olmayan bir fiilden dolayı bir iddianame hazırlanmış. Bu şekilde bir iddianame tanzimi yerinde değildir. Bundan kaynaklı düşme kararı verilmesi gerekir. Bu konuşma her nerede olursa olsun siyasetçilerin eleştirilerini içeren bir konuşmadır. Bu da yasama dokunulmazlığını içeriyor. Bundan kaynaklı derhal düşürülmelidir. Aksi takdirde yetkisizlik kararı verilerek Diyarbakır'a gönderilmesi gerekiyor" diye konuştu.

DİYARBAKIR'DAKİ DAVA İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERİLDİ

Hakim Bekir Nabi Çelen, düşme kararı verilmesini gerektirecek herhangi bir yasal neden bulunmadığından bu talebi reddetti. Hakim, sanık hakkında İstanbul'daki havalimanında söz konusu konuşmayı yaptığı iddiasıyla dava açıldığını belirterek İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden gelen cevabi yazıda, basın açıklamasının Diyarbakır Havaalanı'nda kayda alınmış olabileceğinin bildirildiğini belirtti. Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde de aynı sözlerden dolayı dava açıldığını belirten hakim, her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve suç yeri itibariyle davaların Diyarbakır'daki dava ile birleştirilmesine karar verdi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Selahattin Demirtaş'ın 7 Eylül 2015'te Hakkari'ye gitmek üzere İstanbul'daki havalimanında açıklama yaparak eski Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkındaki sözleri nedeniyle alenen hakaret ettiği iddia ediliyordu. Demirtaş'ın 3 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapsi talep ediliyordu.

DURUŞMA SONRASINDA AÇIKLAMA YAPILDI

Duruşmanın ardından HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Pervin Buldan, Erol Dora ve partinin İstanbul il örgütü üyelerinin de bulunduğu grup, adliye önünde toplanarak "SEGBİS çöpe, Demirtaş duruşmaya" yazılı pankart açtı.

"386 GÜNDÜR TEK BİR DURUŞMAYA ÇIKMAMIŞTIR"

Grup adına HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu yaptığı basın açıklamasında, "Şu an da burada eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş'ın olması, gereken açıklamayı da onun yapması gerekirdi. Aslında hakkında bu tür davaların açılmaması gerekirdi. İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Selahattin Demirtaş'ın yaptığı bir açıklama iddiasıyla açılan bu dava tamamen gereksiz ve gerekçesiz bir dava. Aslında İstanbul'da değil Diyarbakır Havalimanı'nda yapmış olduğu bir açıklamadan doğan bir dava. Ortada bir suç yokken suç üretmeye çalışmaktan ibaret olan bir davadır. Dolaysıyla ortada bir dava yoktur. Ama Selahattin Demirtaş konuşturmamalıdır ya, yargılanmalıdır ya, konuşursa insanlar etkilenir ya bu yüzden Selahattin Demirtaş hakkında onlarca böyle saçmalıklarla dava açılmak zorundadır. O yüzden Demirtaş 386 gündür cezaevindedir. ve 386 gündür tek bir duruşmaya çıkmamıştır" dedi.

Demirtaş'ın farklı gerekçelerle duruşmalara çıkarılmadığını öne süren Kerestecioğlu, "Bugün Edirne Valiliği yaptığı açıklamada Selahattin Demirtaş'ın çevresinin çok geniş olduğunu söylemiş. Evet eş genel başkanımız muhiti geniş bir insan. Sevilen bir insan. Eş genel başkanımız milyonlarca insandan oy almış öyle seçilmiş bir insan" ifadesini kulandı.

"OLMASI GEREKEN EŞ GENEL BAŞKANIMIZIN ÖZGÜR KALMASIDIR"

Yargının kullanıldığı bir dönemden geçildiğini dile getiren Kerestecioğlu, "Bu durumdan bir hukukçu olarak çok ciddi bir üzüntü duyuyorum. Şu dönemde yapılan bütün yargılamalar hukuki değil. Siyasidir. Olması gereken eş genel başkanımızın özgür kalmasıdır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

Filiz Kerestecioğlu'nun konuşması

Genel ve detay görüntüler

===================

(ÖZEL)

4- ATAŞEHİR'DE PİZZACIYI SOYUP ÇALIŞANLARI HASTANELİK ETTİLER

Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ/ İSTANBUL DHA

Ataşehir'de bir pizzacıya gelen silahlı beş kişi, kasadaki paraları alıp kayıplara karıştı. Şüpheliler soygun sırasında üç çalışanı da dövüp hastanelik etti.

Olay, Örnektepe Mahallesi'nde saat 01.45 sıralarında meydana geldi. Otomobille pizzacının önüne gelen beş kişi bir süre burada keşif yaptı. İş yerinde müşterinin kalmadığını gören maskeli silahlı şüpheliler içeri girdi. Üç kişiyi darp eden hırsızlık şüphelileri, silah zoruyla kasayı açtırdı. Buradaki paraları alan beş kişi pizzacının iç tarafındaki çelik kasaya yöneldi. Onu da silah zoruyla açtıran şüpheliler paraları alarak geldikleri otomobille kaçtı.

3 KİŞİYİ DARP ETTİLER

Olayı gören vatandaşlar durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, darp sonucu yaralanan Ümit Onur ve Emrullah Ece'yi ilk müdahalenin yaptıktan sonra Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Diğer yaralı Nurullah Ceylan'ın çevredekiler tarafından Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.

POLİS ŞÜPHELİLERİN PEŞİNDE

Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Ekipleri pizzacı dükkanında yaklaşık iki saat delil araştırması yaptı. Çalışanların ifadesinden ve çevredeki güvenlik kameralarından eşkalleri belirlenen beş şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Olay yeri ve polis ekipleri

-İşlerinde çalışanlar

-Olay yeri inceleme ekiplerin delil araması

-Polis memuru çalışanlarla konuşması

-Genel ve detaylar

24.11.2017 - 15.16 - Haber Kodu : 171124120

====================================

5- ÖNCE DEPO KAPAĞINI SONRA MOTOSİKLETİ ÇALMIŞLAR

Haber-Kamera: Ali AKSOYER/İSTANBUL

İstanbul'da motosiklet çaldıkları iddia edilen 3 kişi polis tarafından yakalandı. Şüphelilerin çaldıkları son motosiklet ise Küçükarmutlu semtinde bir evin bahçesinde üzerine branda örtülmüş olarak bulundu. Şüphelilerden biri tutuklanırken diğer şüpheliler serbest kaldı.

İstanbul, Bostancı semtinde Aydın Ç.(39)'a ait bir motosiklet park ettiği yerden çalındı. Olayla ilgili güvenlik kameraları incelendiğinde şüphelinin bir süre motosikletin çevresinde dolaştığı, sokağın boş olduğu esnada ise motosikletin üzerine binerek cebinden çıkardığı anahtarla çalıştırdığı ve hızla uzaklaştığı görüldü.

Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis güvenlik kameralarını incelediğinde motosikleti çalan kişinin daha önceden benzer suçlardan geliş kaydı olan Emre K.(29) olduğunu tespit etti. Emre K. Gültepe'de bulunan adresinde gözaltına alındı. Şüpheli motosikleti Küçükarmutlu semtinde oturan bir akrabasının evinin bahçesine sakladığını söyledi. Şüphelinin söylediği yere giden polis ekipleri, çalınan motosikleti üzerine branda örtülmüş bir halde buldu.

Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri yaptıkları soruşturmada olaya karıştıkları öğrenilen Soner E.(30) ile Fazlı K.(33)'yı da yakaladı. Şüphelilerin çalmayı düşündükleri motosikletin önce depo kapağını çaldığı ve hemen ona uygun bir anahtar yaptırdıkları öğrenildi. Şüphelilerin daha sonra bu anahtarla takip ettikleri motosikleti sahibinin park ettiği uygun bir yerden çaldıkları tespit edildi. Poliste işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Emre K. tutuklanırken, diğer şüpheliler serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Hırsızlık anı

-Şüphelilerin adliyeye sevki

24.11.2017 - 15.04 Haber Kodu : 171124116

===================================

6- "TOKAT" CİNAYETİ ŞÜPHELİLERİ GÖZALTINA ALINDI

Haber-Kamera: Ali AKSOYER/ İstanbul DHA

Bağcılar'da dün sokakta pompalı tüfekle vurularak öldürülen Muharrem Yılmaz'ın (32) cinayetiyle ilgili şüpheli 3 kişi gözaltına alındı. Cinayetin, birkaç gün önce meydana gelen bir tokatlama olayının ardından oluşan husumet sonucu işlendiği ortaya çıktı.

Bağcılar Yeni Mahalle'deki Konut Sokak'ta dün saat 01.30 sıralarında meydana gelen olayda, uyuşturucu bulundurmak suçundan daha önceden kaydı bulunan Muharrem Yılmaz pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Cinayet Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada Muharrem Yılmaz'ın birkaç gün önce tartıştığı Oktay Y.(18) adlı genci tokatladığı tespit edildi. Olay günü de içki içerken gencin babası Muammer Y. (43)'le karşılaştığı öğrenilen Muharrem Yılmaz'ın, aralarında çıkan tartışma sonucunda onu da darp ettiği ortaya çıktı. Babasının dövüldüğünü duyan Oktay Y.'nin  olay yerine gelerek pompalı tüfekle Muharrem Yılmaz'a ateş ettiği tespit edildi. Polis, olayı gerçekleştiren Oktay Y. ile baba Muammer Y. ve olay sırasında yanlarında bulunan Hasan O.'yu gözaltına aldı. Şüphelilerin, öldürdükleri kişinin uyuşturucu sattığını, kendilerini de zorla satıcı yapmak istediğini ve bu yüzden aralarında tartışma çıktığını söyledikleri öğrenildi. Poliste işlemleri tamamlanan 3 kişi adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Şüphelilerin adliyeye sevki

24.11.2017 - 15.28 - Haber Kodu : 171124122

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement