Dha Yurt Bülteni-11 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-11

Dha Yurt Bülteni-11

1)ŞEHİT ANNESİ: HAKKIMI SANA HELAL ETTİM ANAMİZMİR'de askerlik görevini yaptığı TCG Ertuğrul gemisinde çıkan yangında dumandan etkilenerek şehit olan deniz topçu er 20 yaşındaki Hüseyin Karaca'nın cenazesi Burdur'a getirildi.

21.02.2017 15:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)ŞEHİT ANNESİ: HAKKIMI SANA HELAL ETTİM ANAM

İZMİR'de askerlik görevini yaptığı TCG Ertuğrul gemisinde çıkan yangında dumandan etkilenerek şehit olan deniz topçu er 20 yaşındaki Hüseyin Karaca'nın cenazesi Burdur'a getirildi. Şehidin annesi Şerife Karaca, "Hakkımı sana helal ettim anam. 'Ana ben şehit olacağım, içime öyle doğuyor' dedin şehit oldun. Gülerek gönderdim, ağlayarak karşılıyorum anam" diye gözyaşı döktü. Foça Deniz Üssü'nde konuşlu, L-401 borda numaralı çıkarma gemisi TCG Ertuğrul'da, geçen cumartesi sabah klimanın elektrik aksamındaki kısa devreden yangın çıktı. Gemideki yangına eğitimli personel müdahale etti. Yangında dumandan etkilenerek hastaneye kaldırılan deniz topçu er Hüseyin Karaca, dün sabah tedavi gördüğü Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde şehit oldu.Şehit er Hüseyin Karaca'nın cenazesi askeri uçakla Isparta'ya getirildi. Anne Şerife, baba Osman ve kardeşi Süleyman Karaca'nın da bulunduğu Türk Hava Kuvvetleri'ne ait askeri uçak, Isparta Süleyman Demirel Havalimanı'nda Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Isparta Valisi Şehmus Günaydın, CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Burdur Garnizon Komutanı Albay Cem Tuce, Burdur Belediye Başkanı CHP'li Ali Orkun Ercengiz, Burdur İl Jandarma Komutanı Albay Tayfun Dündar, Burdur İl Emniyet Müdürü Saim Akpınar, askeri yetkililer ve şehidin yakınları tarafından karşılandı.

Askerler tarafından uçaktan alınan şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu cenaze aracına konulduğu sırada anne Şerife Karaca, "Hakkımı sana helal ettim anam. 'Ana ben şehit olacağım, içime öyle doğuyor' dedin şehit oldun. Gülerek gönderdim, ağlayarak karşılıyorum anam" diye gözyaşı döktü. Şerife Karaca, kadın askerlerle Aile ve Sosyal Politikalar Burdur İl Müdürü Nurdan Kamal tarafından teskin edilmeye çalışıldı.Şehidin cenazesi daha sonra toprağa verilmek üzere, karayoluyla memleketi Burdur merkeze bağlı Büğdüz Köyü'ne götürüldü.

ŞEHİT TOPRAĞA VERİLDİ

İzmir'de askerlik görevini yaptığı TCG Ertuğrul gemisinde çıkan yangında dumandan etkilenerek şehit olan deniz topçu er Hüseyin Karaca için memleketi Burdur'un merkeze bağlı Büğdüz Köyü'nde öğle vakti cenaze töreni düzenlendi. Törene, Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Isparta Valisi Şehmus Günaydın, Ak Parti Burdur milletvekilleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek, Foça Garnizon ve Amfibi Görev Grup Komutanı Tümamiral Aydın Şirin, Burdur Garnizon Komutanı Albay Cem Tuce, Burdur Belediye Başkanı CHP'li Ali Orkun Ercengiz, Burdur İl Jandarma Komutanı Albay Tayfun Dündar, Burdur İl Emniyet Müdürü Saim Akpınar, askeri yetkililer, şehidin ailesi, yakınları ve Burdurlular katıldı. Şehit askerin özgeçmişinin okunmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. İl Müftüsü Hıdır Bayrak tarafından kıldırılan cenaze namazı sonrası Şehit Hüseyin Karaca, Büğdüz Köyü Mezarlığı'nda defnedildi.

Görüntü DÖkümü

-------------

-Cenazenin getirilmesi

-Cenaze töreninden görüntüler

Detaylar

BURDUR/DHA

===================================================

2)KIRIK KOLDAN ÖLÜM DAVASI ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞINDI

SAMSUN'da 2009 yılında, kırılan kolunun tedavisi için götürüldüğü özel hastanede, ameliyat sonrası yaşamını yitiren 5 yaşındaki Yiğit Yakup Sarı'nın ailesi, başlattıkları hukuk mücadelesini 8 yıldır sürdürüyor. Açtıkları ceza davasında ameliyata giren anestezi uzmanı F.B.'nin beraat etmesinin Yargıtay tarafından onanması aileyi kahretti. Sarı çifti, adil yargılama hakkının ihlal edildiğini gerekçe gösterip yeniden yargılama talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Aile, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Dairesi'nin vermiş olduğu birbiriyle çelişkili raporlarla F.B.'nin beraat ettiği iddiasında bulundu. Samsun'un Atakum İlçesi'nde 20 Ekim 2009'da meydana gelen olayda, 15 yıllık evli 43 yaşındaki Ömer ile 36 yaşındaki Senem Sarı çiftinin üçüz çocuklarından 5 yaşındaki Yiğit Yakup Sarı, şeker almak için çıktığı mutfak tezgahından dengesini kaybedip düşerek sol kolunu kırdı. Bayındırlık İlkokulu ana sınıfı öğrencisi Yiğit Yakup Sarı, ailesi tarafından özel bir hastaneye götürüldü. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. S.A.A. tarafından muayene edilen Yiğit Yakup Sarı, aynı gün ameliyat edildi. 1 saat süren operasyonun ardından minik Yiğit normal servise alındı.

KALBİ DURDU, ÇABALARA RAĞMEN ÖLDÜ

Ancak, servisteki tedavisi sırasında çocuğun kalbi durdu. Doktorlar tarafından yapılan müdahale ile Yoğun Bakım Servisine alınan Sarı'ya kardiyoloji uzmanı tarafından kalp pili takıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Yiğit Yakup Sarı,yaşamını yitirdi. Yapılan otopside kesin ölüm nedeni belirlenemeyince, Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.

ADLİ TIP ANESTESİ UZMANINI SUÇLU BULDU

Ardında da savcılık dosyanın İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu'na göndererek küçük çocuğun kesin ölüm nedeninin tespitini istedi. 14 ay sonra gelen raporda Yiğit Yakup Sarı'nın akciğerlerinde iltihap olduğu, anestezi uzmanının bu durumu fark etmesi gerektiğini, eksiklik olduğu ve buna bağlı olarak anestezi ve ameliyatın yükü sonucu ortaya çıkan oksijensizlik ve gelişen komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

CEZA VE TAZMİNAT DAVALARI AÇILDI

Cumhuriyet Başsavcılığı da rapor doğrultusunda ameliyata giren anestezi uzmanı F.B.'nin mesleğinde gerekli dikkat ve özeni göstermediği için taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan hakkında 3'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açtı. Öte yandan aile hem hastane, hem de anestezi uzmanı F.B. hakkında 3'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 140 bin TL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı.

İTİRAZ SÜRECİ

Tazminat davası sürecinde hastane yönetimi ve anestezi uzmanı F.B., İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun raporuna itiraz etti. Bunun üzerine kurul, ilk rapora eklenecek bir husus olmadığını belirterek aynı raporu tekrar gönderdi. Rapora ikinci kez itiraz edilmesi üzerine ceza mahkemesi bu defa dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilip tarafların kusur ve kusur oranlarını belirtir şekilde rapor hazırlanmasına karar verdi.

YENİ BİR RAPOR GELDİ

Dosya Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilirken, bu kez İstanbul 1'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu, mahkeme istemediği halde bir rapor daha gönderdi. 5 Eylül 2012 tarihli 3'ncü rapor taraflara ulaştı. Üçüncü raporda 'Küçükte iltihabın mevcut olduğu, anestezi uzmanı tarafından değerlendirme sırasında fark edilmemiş olduğu, bu durumun bir eksiklik olduğu ancak çocukta tespit edilen humerus kırığının acilen ameliyat edilmesi gerektiğinden; tanı konulmuş olması durumunda da ameliyatın acil yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle anestezi, ortopedi uzmanına kusur atfedilemeyeceği oy birliğiyle mütalaa olunur' ifadesi yer aldı.

ANEZTEZİ UZMANINA BERAAT

Gelen son rapor Samsun 3'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Yapılan yargılama sonucunda, anestezi uzmanı F.B., 23 Ekim 2013'de küçük çocuğun ölümünde kusuru olmadığı belirtilerek mahkeme tarafından beraat etti.

TAZMİNAT DAVASI İÇİN BİLİRKİŞİ HEYETİ

3'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki hastane ve anestezi uzmanı hakkında açılan 140 bin TL'lik maddi ve manevi tazminat davası süreci ise devam etti. Mahkeme 3 Ekim 2014 tarihindeki duruşmada tarafların kusurunun olup olmadığı, varsa kusur oranlarının ne kadar olduğunun belirlenmesi için 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmasına, Samsun'da bu konuda sağlık raporu alınacak bilirkişilerin de bulunmaması nedeniyle dosyanın nöbetçi Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.

ÜNİVERSİTEDEN RAPOR

Ankara Üniversitesi'nden oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan son raporda ise "Servis hemşirelerinin ifadelerine göre çocuğun ağzı kusmuk materyaliyle doludur ve büyük olasılıkla akciğerlerine aspire etmiştir. Bu bakımdan bize göre çocuğun ölüm nedeni büyük ihtimalle aspirasyona bağlıdır. Bu bağlamda bu kadar risk faktörü (tok olması ÜSYE) mevcut iken çocuğun neden anestezi sonrası uyanma ünitesine alınmayıp servise çıkarıldığı, yada hastanede neden uyanma ünitesinin bulunmadığı anlaşılmamış ve kesin kanaat oluşturulamamıştır" ifadeleri yer aldı.

YARGITAY BERAAT KARARINI ONADI

Ceza davasında çıkan beraat kararına yapılan itiraz Yargıtay inceleme aşamasında iken bu rapor 5 Ekim 2015'de dosyaya sunuldu. Ancak Yargıtay 17 Ekim 2016'da verdiği kararla beraat kararını onadı.

ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURU

Bunun üzerine aile, avukat Soner Gümüşkaya aracılığı ile adli yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama talebiyle 24 Ocak 2017'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Yapılan başvuruda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Heyeti tarafından sunulan raporda beraat eden sanık F.B.'nin kusurlu bulunduğu belirtilerek, "İstanbul Adlı Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Dairesinin vermiş olduğu birbiriyle çelişkili, dosya içeriğine ve maddi gerçeğe uygun olmayan,bilimsellikten uzak raporu sonucunda beraat etmiştir" denildi.

ADALETE İNANIYORUM

Sarı ailesinin avukatı Soner Gümüşkaya, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından sunulan son rapora rağmen böyle bir karar çıktığını belirterek şöyle dedi:

"Yargının da eninde sonunda adaleti bulacağına inanıyorum. Ailesi elbette ki çok üzüntülü. Bir taraftan çocuğun acısını yaşarken, bir taraftan da bu hukuk sürecindeki yaşananları artı bir acı olarak hissediyor. Adalete inanıyorum. Sonunda gerçek ortaya çıkacak ve adalet yerini bulacak. Biz sonuna kadar bu davayı takip edeceğiz gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz."

Görüntü Dökümü:

------------------

-Yiğit Yakup Sarı'nın mezarından ve ailesinden, düştüğü yerden arşivg örüntüler

-Avukat Soner Gümükaya ile röportaj

(SÜRE: 6.55 Dk) (BOYUT: 220.81 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

==============================================

3)NAMAZ KILARKEN SOBA GAZINDAN ÖLEN ÇİFT TOPRAĞA VERİLDİ

KARABÜK'te, namaz kılarken sobadan sızan karbonmoksit gazından zehirlenerek ölen 82 yaşındaki Ayşe ve 85 yaşındaki Osman Çerçel çifti, imam oğulları Mustafa Çerçel'in kıldırdığı cenaze namazları ardından toprağa verildi. Karabük merkeze bağlı Sipahiler Köyü'nde oturan Ayşe ve Osman Çerçel çifti, dün öğle saatlerinde damatları tarafından aynı odada seccadelerin üzerinde ölü olarak bulundu. Yapılan incelemede Çerçel çiftinin, akşam yatsı namazını kılarken sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendikleri belirlendi.Ayşe ve Osman Çerçel için Hürriyet Mahallesi, Köprübaşı Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi. Fatih Mahallesi, Elif Camisi'nde imam olan 55 yaşındaki Mustafa Çerçel ve kardeşi Ahmet Çerçel, anne ve babalarının tabutları başında taziyeleri kabul etti. İl Müftüsü Halil Bektaş, anne ve babasına son görevini yapması için üzerindeki cüppe ve sarığı çıkarrarak Mustafa Çerçel'e verdi. Müftü Bektaş, "Osman ve Ayşe Çerçel, namazlarını eda ettikleri sırada secde halinde ruhlarını teslim etmişler. Böylesi rabbimize ibadet ederken nefsimizi teslim edebilmeyi cümlemize nasip eylesin" dedi. İmam Mustafa Çerçel, önce babası sonra da annesinin cenaze namazını kıldırdı. Karabük Demir Çelik Fabrikaları'ndan işçi emeklisi, 3 çocuk babası Osman Çerçel ile eşi Ayşe çerçel, öğlen kılınan cenaze namazının ardından Sipahiler Köyü mezarlığında yan yana toprağa verildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------------

-Taziye için sıraya giren vatandaşlar

-İl Müftüsü Halil Bektaş cenaze namazını kıldırmak isteyen Mustafa Çerçel'e cübbesini vermesi

-Mustafa Çerçel'in önce babası sonrada annesini cenaze namazını kıldırması

-Mustafa Çerçel'in dua etmesi

-Cenazelerin cenaze aracına götürülmesi

Süre: (03.18) Boyutu: (153 MB.)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

===============================================

4)ESNAF YOL KAPATTI, ZABITA EYLEMCİLERİ GÖRÜNTÜLEDİ

ADANA'da tarihi Büyüksaat Kulesi'nin bulunduğu cadde, belediye ekiplerince toplu taşıma araçlarına kapatılınca, iş yapamadıklarını söyleyen esnaf, yolu kesip eylem yaptı.Merkez Seyhan İlçesi'ndeki Büyüksaat Kulesi'nin bulunduğu Ali Münif Yeğenağa Caddesi'nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Adana Büyükşehir Belediyesi'nce restorasyon çalışmaları yapıldı. 2013'te tamamlanan çalışmaların ardından cadde, araç trafiğine kapatıldı. Adana Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin (UKOME) aldığı yeni bir kararla cadde dün itibariyle otomobil türündeki araçların geçişine açıldı. Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odası gibi kurumların caddenin, dolmuş ve halk otobüsü gibi büyük araçların geçişine açılması istemi ise reddedildi.

YOLU KAPATIP TEPKİ GÖSTERDİLER

Caddenin toplu taşıma araçlarına açılmasını isteyen esnaf, sabah erken saatlerde Ali Münif Yeğenağa Caddesi ile 5 Ocak Anıtı etrafındaki yolları trafiğe kapattı. Polis ve Adana Büyükşehir Belediyesi'nde görevli zabıtalarla tartışan yaklaşık 200 kişi, toplu taşıma araçları caddeye giremediği için iş yapamadıklarını, mağdur olduklarını söyleyerek yolun toplu taşıma açılmasını istedi. Yaklaşık 3 saat boyunca görevlilerle tartışıp slogan atan göstericileri, çevik kuvvet ekipleri uzaklaştırdı. Bu sırada bazı zabıtaların kamerayla eylem yapan esnafı görüntülemesi dikkat çekti. Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Nihat Sözütek, "Esnaf, yolun dolmuşlara açılmasını istiyor. Bu kadar zor mu bu talebi yerine getirmek. Sesimizi duysunlar" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Esnafların dolmuşların önünde durması

Yaşanan tartışma

Kapanan yolun görüntüsü

Esnafların yola oturması

Çevik Kuvvet Polislerinin yolu kapatan esnafı uyarması

Yaşanan gerginlik

Esnaf ile Röp.

Zabıta ekiplerinin görüntü çekmesi

Esnaf Odası Başkanı Nihat Sözütek'in konuşması

SÜRE: 06'31" BOYUT: 729 MB

Haber: Yusuf BAŞTUĞ-Kamera: Can ÖNDEMİR/ADANA,

=================================================

5)DİYARBAKIR'DAN FRANSA VE DUBAİ'YE TESBİH GÖNDEREN KADIN

TÜRKİYE'de tesbih imalatı yapan 4 kadından biri olan Diyarbakırlı 26 yaşındaki Taha Enuştekin', 5 yıl önce kurduğu tesbih imalathanesinde yaptığı tesbihleri yurt içinin yanısıra Fransa ve Dubai gibi ülkelerede gönderdiğini söyledi.

Diyarbakır'da, 5 yıl önce arkadaşının yönlendirmesiyle tesbih dükkanındaki bir ustanın yanında işe başlayan 26 yaşındaki Taha Enuştekin, daha sonra ustasının ayrılmasının ardından Bağlar ilçesinde kendine ait iş yeri açtı. İşe başlarken, kadın olduğu için erkeklerin "Bu işi yapamaz" sözleri ile sık sık karşı karşıya kalan Enuştekin, kısa süre içerisinde kendini geliştirdi. Elinin yatkınlığı nedeniyle tesbih yapımında her geçen gün farklı modeller yapan Enuştekin, şimdi ise, yurtdışından sipariş teklifleri aldı. Son zamanlarda yurtdışından gelen tesbih siparişlerini yapan Enuştekin, bunlardan 4'ünü Fransa'ya, 4'ünü ise Dubai'ye gönderdi. Yurt dışı tesbih meraklıları ile temaslarını sürdüren Enuştekin, Türkiye'deki tesbih imalatı yapan 4 kadından biri, Diyarbakır'da ise tek kadın olduğunu söyledi. İsminin "Taha" olmasından dolayı gelen müşterilerin kendisini görmeden erkek olarak bildiklerini ancak gördükten sonra şaşırdıklarını belirten Anuştekin, şöyle konuştu:

"Tespihin ham madesi bana geliyor bende burada işleyip tespih haline getiriyorum. 4 tespih Fransa'ya 4 tane ise Dubai'ye gitti. Şuan anda görüşmeler var. Anlaşırsak eğer yurtdışı ile çalışmaya başlayacağız. Beni internet üzerinden buldular. İşçilikle ilgili yayınladığım bir çok tespih vardı. Onları gördükleri zaman işçiliği beğeniyorlar. Bu sebeple internet üzerinden bana ulaşmaya başladılar. Bize de işçilik yapar mısın? Gibi sorularla geldiler. Anlaşırsak eğer böyle bir iş olanağıyla tespih yapıp göndereceğim. Ustamla daha önce beraberdik. Daha sonra il değiştirdi. Elimde meslek olarak bulunan tespih işiydi. Bende bu işi devam ettirmek istedim. En azından kendi ayaklarımın üzerinde durabileceğime inandım. Bu güven duygusu olduğu içinde pişmanlık duymadım. Devam etmeyi de düşüyorum."

Görüntü Dökümü:

------------------

-İmalattan çalışma

-Tesbih yapımı

-Kadın ustanın çalışması

-Taha Enuştekin ile röportaj

-Müşterinin gelmesi

-Tesbihlerin incelenmesi

-Genel ve detay

Haber-Kamera: DİYARBAKIR,-

====================================================

6)ŞANLIURFA'DA, YİVSİZ AV TÜFEĞİ KULLANIMI YASAKLANDI

ŞANLIURFA'da, güvenlik güçlerinin kullandığı uzun namlulu ve tam otomatik silaha benzeyen yivsiz av tüfeklerin kullanımı OHAL süresince valilik tarafından yasaklandı.

Şanlıurfa Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, yurt genelinde terör olaylarına karşı alınan tedbirler doğrultusunda, kentte de OHAL süresince yivsiz tüfeklerin kullanımının ve taşınmasının yasaklanmasının kararlaştırıldığı belirtildi.Açıklamada, kararın OHAL'in 9'uncu maddesine dayanılarak alındığı vurgulanarak, "22.02.2017 tarihinden itibaren ruhsatlı olsa dahi güvenlik kuvvetlerince kullanılan uzun namlulu ve tam otomatik atış yeteneğine haiz harp silahı görünümünde olan yivsiz tüfeklerin kullanımı ve taşınması Olağanüstü Hal uygulaması devamı süresince yasaklanması kararı alınmıştırö denildi.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

Av tüfeği satısı yapan işyerleri

Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 35 MB

======================================================

7)KAHRAMANMARAŞ'TA, 7 MOTOSİKLET HIRSIZI TUTUKLANDI

KAHRAMANMARAŞ'ta, motosiklet hırsızlarına yönelik yapılan operasyonda yakalanan 7 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, kent merkezinde ev ve iş yerleri önündeki motosikletleri kilitlerini ve zincirlerini kırarak çalan kişilerin yakalanması için çalışma başlattı. Ekipler yaptıkları araştırmada çalınan motosikletlerinde bazı parçalarının sökülüp değiştirilerek ya da yeni parçalar eklenerek tanınmaz hale getirildiğini saptadı. Hırsızlıkların meydana geldiği yerlerdeki iş yerlerinin güvenlik kameralarını inceleyen polis, 10 ayrı adres eş zamanlı operasyon düzenledi. Adreslerde arama yapan ekipler 7 çalıntı motosikleti ele geçirirken, 10 kişiyi de gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 7'si tutuklandı, motosikletler ise sahiplerine teslim edildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

2 kişinin motosikleti götürmesi

Hırsızın motosikletle uğraşması

Hırsızın motosikleti götürmesi

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTLARI: 4.5 MB, 2 MB

==================================================

8)'YETKİSİZ İŞ TAKİPÇİLERİ MEMURU RÜŞVETE ALIŞTIRIYOR'

HATAY'ın İskenderun İlçesi'nde Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Ali Aygün, yetkisiz kişilerin gümrüklerde iş takibi yaparken, memurları bahşiş adı altında rüşvete alıştırdığını daha sonra kaçak işler yaptırmaya çalıştırdıklarını söyledi.Gümrük müşavirlerinin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için düzenlenen toplantı, Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü binasında yapıldı. Toplantıya liman gümrük müdürleri, Gümrük Müşavirleri Derneği üyeleri ile iş adamları katıldı.

Burada konuşan Ali Aygün, yetkisiz kişilerin iş takibi yapması sonucu sorunlar yaşadıklarına dikkat çekti. Gümrüklerde rüşvetin önüne geçilebilmesi için konunun tüm paydaşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğine inandığını belirten Aygün şöyle konuştu:

"Özellikle gümrük müşavirlerimizden, işadamlarımızdan belli taleplerimiz var. Taleplerimizin temelinde şu sıkıntı yatıyor. Yetkisiz iş takibi, yani gümrük müşaviri ve müşavir yardımcısı arkadaşlarımız, dirsek çürütüyorlar, emek veriyorlar sınavlara giriyorlar. Bunun sonucu olarak da beyin kalitesi olarak mesleğinde uzmanlaşma anlamında ciddi bir kaliteyi yakalıyorlar. Ancak yetkisiz kişilerin gümrük müdürlüklerimizde iş takibi yapmaya başlamasıyla birlikte bu kalite ve çıta bir anda yerlerde sürünmeye başlıyor. Bu sorunun neticesinde başka sıkıntılarda ortaya çıkıyor. Bu tip insanlar bizim memurlarımıza bahşiş adı altında rüşvet vermeye de çalışıyorlar. Ondan sonra buna alıştırıyor, arkasından kaçak işler yaptırmaya çalışıyor, memuru baştan çıkarmaya çalışıyor. Bu tür sıkıntılar yaşanıyor. Bunu nasıl engelleyebiliriz? Ancak, Gümrük Ticaret Bakanlığı yetkili gümrük müşaviri ve müşavir yardımcısı arkadaşlarımız ve işadamlarımızın işbirliği ile engelleyebiliriz."

Görüntü Dökümü

-------------------------

Toplantıya katılanlardan görüntüler

Gümrük Bölge Müdürü Ali Aygün Konuşması

SÜRE 3'43" BOYUT: 176 MB

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),

========================================================

9)SURİYELİ GELİN ÇORUM'DA İLK GECEDE DAMADI UYUTUP KAÇTI

Çorum'da Suriyeli gelin 27 yaşındaki Safa S., damadı ve ailesini ilk gece uyku ilacıyla uyutup altın ve paralarla kaçtı. Şikayet üzerine Suriyeli gelin, jandarma tarafından yakalandıOlay Çorum'un Ortaköy İlçesi Aşdavul Köyü'nde meydana geldi. Çobanlık yaparak geçimini sağlayan 34 yaşındaki Eray Bolat, evlenmek istediğini dile getirince, bir tanıdığı olan Y.Ö., "Madem evlenmek istiyorsun, biz seni evlendirelim. Gaziantep'te bir kız var. Gel seni oraya götürelim, kızı da alıp gelelimö diyerek, ikna etti. Eray Bolat, babası Halil Bolat, ağabeyi Temel Bolat ve tanıdıkları O.K., Y.Ö ve Ş.K. ile Gaziantep'e gitti.

KADININ AKRABALARI 12 BİN 500 TL İSTEDİ

Damat adayı ile birlikte 6 kişi Gaziantep'te Suriyeli 27 yaşındaki Safa S.'nin ailesinin yaşadığı eve gitti. Burada Eray Bolat ve Safa S. ile tanıştı. Kadının akrabaları olduğunu söyleyen kişiler 12 bin 500 TL para istedi. Damat adayı Eray Bolat ve ailesi istenilen bu parayı verdi. Gelinin yakınları ve damadın yakınları birlikte Çorum'a geri döndü. Çorum'da da 6 bin TL'lik altın ile çeşitli kıyafetler ve eşyalar alındı. Gençlerin evlenme arifesinde aracılar 7 bin 500 TL daha para istedi. Bu para da ödendi. Eray Bolat ve Safa S.'nin imam nikahının kıyılması sırasında Suriyeli aileden birisi "İmam nikahını biz kıyarızö diyerek sözde nikah kıyıp daha sonra gelini köyde bırakıp ayrıldı.

KAHVENİN İÇİNE UYKU İLACI ATMIŞ!

Gecenin ilerleyen saatlerinde ise, Eray Bolat, annesi Kamer Bolat, babası Halil Bolat, gelinleriyle birlikte bir süre oturup sohbet etti. Gelin Safa S., yaptığı kahvenin içine uyku ilacı atıp aileye servis yaptı. Kahveleri içen Bolat ailesi, uykuya daldı. Para ve altınlarla evden çıkan Suriyeli gelini fark eden köylüler durumu jandarmaya bildirdi. Safa S., kendisini almaya gelen 3 kişi ile birlikte jandarma tarafından yakalandı.

"50 BİN TL PARA HARCADIM"

Uyandığında başından geçenleri jandarmaya anlatarak şikayetçi olan Eray Bolat, "Cezalarını çeksinler. Bunlar şebekeymiş, civarda pek çok kişiyi içimizdeki insanların da katılmasıyla aynı yöntemle dolandırmışlar. Alın terimizle kazancımıza göz dikiyorlar. Ben 50 bin TL'ye yakın para harcadım. Kısacası dolandırıldım. İlaçla uyutulduk. Cezalarını çeksinler" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Damat Eray Bolat ile röportaj

-Baba Halil Bolat röportaj

Anne Kamer Bolat röportaj

-Evden görüntü

Detaylar

(SÜRE: 4.29 - BOYUT: 175 MB)

Haber : Yusuf ÇINAR/ÇORUM,

DHA-Gündem tr 2017-02-21 15: 39: 29

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-11 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement