Dha Yurt Bülteni-12

1)OTOBÜSTE BAŞINI KIZ ARKADAŞININ OMZUNA KOYUNCA DÖVÜLDÜLER

İZMİT'te, halk otobüsünde başını yanındaki kız arkadaşının omzuna yasladığı için bir kişi tarafından dövüldüklerini iddia eden Yağız Berke Birtane, 'Benim çoluk çocuğum var. Kendinizi düzeltin' diyerek uyaran kişinin, otobüsten indirerek ölümle tehdit ettiğini ile sürdü.

8 Aralık'ta meydana gelen olayda, Kocaeli Üniversitesi öğrencisi Yağız Berke Birtane, iddiaya göre halk otobüsünde başını kız arkadaşı Rozerin Aykul'un omzuna koydu. Bu sırada gençlerin oturduğu koltuğun iki sıra gerisinde oturan başka bir kişi, gençlerin yanına gelerek Yağız Berke Birtane'yi omzundan dürterek, 'Benim çoluk çocuğum var. Kendinizi düzeltin' diyerek uyardı. Gencin cevap vermesi üzerine daha da hiddetlenen kişi, daha sonra gençlere saldırdı. Otobüsten indikten sonra da gençlere vurmaya devam eden kişi, daha sonra otobüse binip gitti. Gençlerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen polis ekibi, Yağız Berke Birtane ve Rozalin Aykul'u ifadelerini almak üzere Bekirpaşa Polis Merkezi'ne götürdü. Darp raporu da alan gençler, kendilerine saldıran kişi hakkında şikayetçi oldu. Yaşadıkları anları anlatan Yağız Berke Birtane, "Cumartesi günü yurda gitmek için otobüse bindik. İkimiz de yorgunduk. Ben arkadaşımın omzuna başımı yasladım. Ondan sonra bir kişi beni sert bir biçimde dürterek, 'Kendinizi düzeltin. Benim karım, çocuğum var. Ne biçim oturuyorsunuz' şeklinde uyardı. Ben de olay büyümesin diye 'Tamam' dedim. Bunun üzerine daha çok cesaretlenerek küfretmeye başladı. Biz, 'Siz ahlak bekçisi misiniz? Biz yanlış bir şey yapmıyoruz' dedikten sonra arkadaşımın başına vurmaya başladı. Sonra ben ayağa kalktım. Kafa attı, boğuştuk. Sonra bıçağını istedi. Şoföre, 'Arabayı durdur. Ben şunları şu köşede öldüreyim' dedi. İndik aşağı. Aşağıda da saldırdı, vurdu bana. Sonra otobüse geri bindi. Şoförle beraber yollarına devam ettiler. Polisi aradık, şikayetçi olduk. Benim üstüm başım yırtıldı. Burnum kanadı. Darp raporu aldık. Psikolojik ve fiziksel olarak etkilendik. Arkadaşımın gözlüğü kırıldı" dedi.

Yaşanan olay nedeniyle şoka girdiğini söyleyen Rozalin Aykul ise, "Ben de şoka girdim. Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Zaten yurtlarımıza dönecektik. Böyle bir olay yaşadığım için üzgünüm. Umarım başkalarının başına gelmez böyle bir durum. Yıprandık yani. Gerçekten gereksiz bir olaydı. Biz davacı olduk. Umarım bu şahıs bulunur. Çünkü bunlar, böyleleri her yerde ve başkalarının başına da gelecek bu olaylar. Biz böyle olsun istemiyoruz. Umarım insanlar da bilinçlenir ve bunu duyar. Bu adam bulunsun istiyoruz. Olaydan sonra yıprandım. İster istemez derslerime de etki etti. Bölümüm de ağır olduğu için sürekli ders çalışmam gerekiyor. Biraz etkilendim. Sınavlarım var. Konsantrasyonum bozuldu. Maddi ve manevi her açıdan olumsuz etkilendim" diye konuştu.

Olayın şüphelisinin henüz belirlenemediği, otobüs ve çevreden güvenlik kamerası görüntüleri araştırıldığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Yağız Berke Birtane ve Rozalin Aykul ile röp

(Haber-Kamera: DİNÇER AKBİR-ALİŞAN KOYUNCU-İZMİT(Kocaeli),

==================================================

2)BAYDEMİR: AKP'NİN FİLİSTİN VE KUDÜS POLİTİKASI DUYGU SÖMÜRÜSÜ

HDP Bitlis 2'nci Olağan Kongresi yapıldı. Kongreye katılmak üzere Diyarbakır'dan karayoluyla Bitlis'e gelen HDP Sözcüsü Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Nur Caddesi üzerinde bulunan parti binasında partililer tarafından karşılandı. Kongrede konuşan Baydemir, Filistin'deki gelişmelere değinerek, "AKP'nin Filistin ve Kudüs politikası müslümanlara dair politikası sadece ve sadece duygu sömürüsü politikasıdır. Yalan üzerine kurulmuş bir politikadır" dedi.

Bitlis'te düzenlenen HDP 2'nci İl Kongresi'ne HDP sözcüsü Şanlıurfa milletvekili Osman Baydemir, Bitlis Milletvekilleri Mahmut Celadet Gaydalı, Mizgin Irgat, Parti Meclis Üyesi Abdurrahman Doğar ve partililer katıldı. Kongrede konuşan Baydemir, AK Parti hükümetinin Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olarak nitelendirdiği 'Çözüm sürecini' tek başına iktidar olamadığı için yıktığını öne sürdü. Baydemir, şöyle konuştu: "Tamı tamına 15 yıl önce bir siyasal hareket doğdu. Çıktı dedi ki, "Ben ülkede bu coğrafyada yoksulluğu yeneceğim, Yasakları ortadan kaldırarak yolsuzlukla mücadele edeceğim. Halk hep beraber toplum olarak yolsuzluklardan şikayetçiydik. Yasaklardan, OHAL'den ve baskı rejimlerden bıkmıştık. 'Bizim 1 yüzüğümüz var. Bunun dışında başka bir şeyimiz yok. Biz mütedeyyiniz, inananların yanındayız" dediler. Aradan 15 yıl geçti. 15 yıl boyunca ne istedilerse bu toplum onlara verdi. Belediye başkanlığı istediler, halk destek verdi. Milletvekili hükümet ve yetmedi Cumhurbaşkanı olmak istediler. Halk destek verdi. 7 Haziran'da 'Halk yeter' dedi. 'Yolsuzlukla mücadele edeceğiz' dediler. Gırtlaklarına kadar yolsuzluğa battılar. Gemiler, gemicikler, hanlar, hamamlar haddi- hesabı olmayan servetler edindiniz. 'Yasaklarla mücadele edeceğiz' dediniz, tarihin en büyük yasakçısı oldunuz. 'Seçimle gelen seçimle gitmelidir' dediniz, 'Seçimle geldiler seçimle gitmiyoruz' diyorlar. Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olan çözüm sürecini tek başına iktidar olamadıkları için yıktılar. Seçim sonuçlarını sindiremeyip faturasını Kürt ve Türk analarına ödettiler. Tek başlarına iktidar olmalarının yegane sebebi kan dökmekti. Sen iktidarını sürdüreceksin diye bu ülkede en az 3 bin insan toprağa düştü. Ne uğruna AKP tek başına iktidar olsun diye. İnsanların silahsızlanmasına ramak kalmıştı. Silahlı mücadele olgusu bu coğrafyadan kalkacaktı. Eşitlik, özgürlük temelinde, birlikte yaşam temelinde yepyeni bir sayfa Türkiye'de ve Ortadoğu'da açılacaktı."

FİLİSTİN POLİTİKALARINI ELEŞTİRDİ

Baydemir, Filistin'in işgal altında, mazlum olduğunu anlatırken, "Peki ya Kürdistan ve Kürt halkı mazlum değil mi? Bitlis ili belediye başkanlarının hangisi dışarıda? Halkın iradesi gasp edilip cezaevine konulmadı mı?. Ha kayyum, ha zukkum. Bunlar zukkumun iradesidir. Milletin önüne çıkarak diyeceksiniz ki; milletin iradesi. 1 şiir okudun 4 ay cezaevine girdin. 15 yıl boyunca onun mağduriyet edebiyatını yaparak milletin duygusunu sömüreceksin, iş Kürtler'e gelince 96 belediye başkanını cezaevine koyacaksın. İşte bu işgalin sömürge hukukunun ta kendisidir" dedi. HDP Sözcüsü Baydemir, şöyle devam etti: "Bütün sömürgeciler tek dişi kalmış canavar gibidirler. İnanan insanlarımızın şu an da Kudüs üzerinden Filistin üzerinden duygusunu sömürmekten başka hiçbir şey yapmıyor bu hükümet. Bir kez daha Bitlis'te açıkça söylemek istiyoruz. AKP'nin Filistin ve Kudüs politikası AKP'nin Müslümanlar'a dair politikası sadece ve sadece duygu sömürüsü politikasıdır. Yalan üzerine kurulmuş bir politikadır. Mavi Marmara gemisine olan saldırıdan sonra onlarca insanımız hayatını kaybetmişti. Bir protokol imzaladılar. O protokolde ne diyordu biliyor musunuz? Ankara ile Kudüs arasındadır. Yani bundan 2 yıl önce 'Ey Ankara, Ey Erdoğan' sen Kudüs'ün başkent statüsünü zaten tanımışsın. Sen Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğu statüsünü zaten tanımışsın. Kimi kandırıyorsun? Mazlum, inanan, mütedeyyin kesimi kandırıyorsun. Peki Kürtler sana kanar mı artık? Hayır artık Kürt inanmaz. Eğer 'Sen bir devlete işgalcisin, sen halka zulmediyorsun, sen 16 yaşındaki çocuğu cezaevine koyuyorsun' dediğinde, dünya dönüp 'Sana sen ne yapıyorsun diye sormaz mı? Peki sen Şırnak'ta, Cizre'de, Sur'da ne yaptın? Senin siyasi rakibin olan HDP'nin eş başkanları şu anda nerede? Dünyanın başka bir yerinde var mıdır ki, sana muhalefet eden legal demokratik siyasetin öncü kadrolarını cezaevine koymak."

"DARBE ÖNCESİ UYARDIK"

15 Temmuz darbe girişimi öncesi birçok kez uyarılarda bulunduklarını söyleyen Baydemir, 15 Temmuz darbe kalkışmasının esas mimarının bugünkü iktidarın icraatı olduğunu, aylarca avazları çıktığı kadar yüksek sesle uyarıda bulunduklarını söyledi. Baydemir, şöyle devam etti:

"Darbe mekaniği geliyor, iç savaş geliyor, bu politikalarınız darbecileri harekete geçiriyor dedik. 15 Temmuz'u gerekçe yapıp esas darbeyi neredeyse OHAL'ın ilanı ile getirdiniz. Hemen akabinde esas darbeyi legal siyasete getirdiniz. Şimdi darbe hukuku ile ülke yönetiyorlar. '3 ay sürmeyecek' dediler tam 17 ay oldu. Sormazlar mı adama; Milletin iradesi diyorsunuz. 317 sandalyeniz var, parlamentoda dilediğiniz kanunu çıkarabilirsiniz. Senin bastonun olan bir MHP'de var. İstediğin yasayı çıkarabiliyorsun. Parlamentoda milletin iradesinin şekillendiği yer ise niye OHAL ve KHK'lara ihtiyaç duyuyorsun? Onun derdi başka, o parti rejimi kurmak istiyor. Yargı, polis, belediye, valisi kaymakamı partiye ait olacak ve tek bir adam o partinin başkanı olacak ve tek bir adamın rejimi olacak. Bunun adı dünyanın neresinde olursa olsun diktatörlük olacaktır. Bunun en sonunda büyük acı, ızdırap ve gözyaşı olacaktır. HDP tam da bu noktada acılar derinleşmesin, yıkım daha fazla derinleşmesin, ölüm annelerin daha fazla göz yaşı dökmesin diye behemahal yanlıştan dönülsün diye mücadelesini sürdürmeye çalışıyor."

Baydemir'in konuşmasının ardından seçime geçildi.  Tek liste halinde gidilen kongrede Mehmet Yalçınkaya HDP İl Başkanlığına seçildi.

Görüntü Dökümü

----------------------------

-HDP Sözcüsü Osman Baydemir'in salona gelmesi

-Partililerle tokalaşması

-Kongreye katılanlardan detaylar

-Osman Baydemir'in Konuşması

-Detay görüntüler

BİTLİS/DHA

===========================================================

3)BORÇ CİNAYETİ ZANLISI YAKALANDI

ADANA'da kafede borç- alacak yüzünden çıkan tartışmada, eski ortağı olan kardeşler Mustafa Karaibişoğlu ve Tufan Karaibişoğlu'nu tabancayla başlarına ateş ederek öldüren Serhan Girgis, yakalandı. Olay, 4 Aralık'ta Gürselpaşa Mahallesi Türkmenbaşı Bulvarı üzerindeki bir kafede meydana geldi. Serhan Girgis, Mustafa Karaibişoğlu ve Tufan Karaibişoğlu birlikte kafe açtı. Ancak bir süre sonra Girgin, ortaklıktan ayrıldı. Aralarındaki borç- alacak meselesini konuşmak için bir araya gelen eski ortaklar tartışmaya başladı. Kafenin önündeki tartışma büyürken, Serhan Girgis üzerindeki tabancasını çıkarıp, eski ortakları 50 yaşındaki Mustafa Karaibişoğlu ve 48 yaşındaki Tufan Karaibişoğlu'nun başlarına ateş açıp kaçtı.

'ÇEKTİM VURDUM'

Saldırıda ağır yaralanan kardeşler, çağrılan ambulanslarla hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Ölenlerin yakınları olay yerine gelerek gözyaşı döktü. Adana Emniyet Müdürü Selami Yıldız'ın talimatlarıyla kurulan özel polis ekibi, Serhan Girgis'in Pınar Mahallesi'nde bir arkadaşının evinde kaldığını öğrendi. Evde yakalanan Serhan Girgis'in, "Tartışınca üzerime yürüdüler. Silahlı olduklarını bildiğim için silahımı çektim ve onları vurdum" diye ifade verdiği öğrenildi. Sorgusunun ardından Adana Adli Tıp Birimi'nde sağlık kontrolünden geçirilen cinayet şüphelisi adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Adli Tıp Birimi genel görüntüsü

Zanlının Adli Tıp Birimi'ne götürülmesi

Zanlının Adli Tıp Birimi görüntüleri

Adli Tıp Birimi'den çıkarılması

Polis aracına bindirilmesi

Polis aracı giderken

SÜRE: 00'59"    BOYUT: 60MB

Haber-Kamera: Yusuf BAŞTUĞ/ADANA,

=====================================================

4)KAYIP DİYE ARANIRKEN ORMANDA CESEDİ BULUNDU

ANTALYA'nın Kemer ilçesinde dünden beri aranan Musa Kahraman'ın(58) ormanlık alanda bir ağaca boynundan iple asılı halde cesedi bulundu.

Kemer'e bağlı Aslanbucak Mahallesi'nde oturan Musa Kahraman, dün evden ayrıldı. Kendisinden haber alamayan yakınları durumu polise bildirdi. Kahraman'ın ağabeyi Kadir ve yeğeni Canan Ertuğrul, kendi çabalarıyla sürekli gezdiği yerlere baktı. Yol kenarından ormanlık alanı kontrol eden Canan Ertuğrul, Aslanbucak Tepecik Mezarlığı'nın yakınındaki tepede yer alan ormanlık arazide Musa Kahraman'ın iple boynundan ağaca asılı halde olduğunu gördü. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen polis, Kahraman'ın yaşamını yitirdiğini belirledi.

Musa Kahraman'ın cenazesi Kemer Cumhuriyet Savcısı Filiz Sarkaya ve olay yeri inceleme ekiplerinin araştırmaları sonrası Kemer Devlet Hastanesi morguna buradan da otopsisi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

"BU KIŞ AĞABEYİNİ KAYBETMİŞTİ"

Musa Kahraman ve ailesini yakından tanıyan Yılmaz Pöze, "Dün sabahtan beri kayıpmış. Akşam aramış, bulamamışlar. Sabah polise gitmişler. Polis 'gidebileceği yerlere bakın' demiş. Yolda ararken burada görmüşler. Canan görmüş, yeğeni. Daha önce traktör işlerinde çalışıyordu. Şimdi ise yevmiyeli işlere gidiyordu, günlük işlere. Bir sıkıntısı yoktu. Bir tek şeker hastalığı vardı. Bu yıl ağabeyini kaybetmişti" dedi.

Musa Kahraman'ın ağabeyi Hamit'i bu yıl başlarında kaybettiği belirtildi.

Kemer'de önceki gün gece de Çalış Tepesi mevkiinde Oğuzhan Türk'ün (25) boynundan iple ağaca asılı cesedi bulunmuştu.

Görüntü Dökümü

-------------

Mezarlık levhası

Mezarlığa giden yol detay

Polislerin ceset başında detay

Olay yeri inceleme ekibinin cesedin olduğu yere çıkması

Cesedin getirilmesi

Cenaze aracına konulması

Yılmaz Pöze'nin açıklaması

Yeğeni Canan Ertuğrul'un cenaze aracına binmesi

Aracın ayrılması

212 MB/// 03.29"

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

============================================================

5)SAMANLIK YANGININDA EŞİ ÖLÜ BULUNAN KADIN TUTUKLANDI

AFYONKARAHİSAR'ın Şuhut ilçesinde yanan samanlıkta zincirle direğe bağlı ölü bulunan Ali Çaputçu'nun (30) gözaltına alınıp serbest bırakılan eşi Emine Çaputçu (32), savcılığın itirazı sonrası tutuklandı. Şuhut'a bağlı Mahmutköy'de 12 Aralık salı sabah saatlerinde bir evin samanlığından duman çıktığını görenler, jandarmaya haber verdi. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve itfaiye ekipleri geldi. Yangın, yaklaşık yarım saat süren müdahalenin ardından kontrol altına alındı. Samanlıkta inceleme yapan jandarma ve itfaiye ekipleri, içerideki beton direğe zincirle bağlanmış erkek cesedi buldu. İncelemede, cesedin Ali Çaputçu'ya ait olduğu belirlendi.

YENİDEN GÖZALTINA ALINIP, TUTUKLANDI

Soruşturma başlatan Şuhut İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri Ali Çaputçu'nun eşi Emine Çaputçu ile aynı köyden Halil İbrahim Karataş'ı gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen Halil İbrahim Karataş tutuklandı, Emine Çaputçu ise serbest bırakıldı. Ailesine teslim edilmeyerek Afyonkarahisar'daki Kadın Sığınma Evine yerleştirilen Emine Çaputçu, Şuhut Cumhuriyet Savcılığının itirazı üzerine dün akşam jandarma tarafından tekrar gözaltına alındı. Afyonkarahisar sulh ceza hakimliğine sevk edilen Emine Çaputçu, tutuklandı.

"GÖMLEKLE BOĞDU, ZİNCİRLE DİREĞE BAĞLADI"

Emine Çaputçu'nun ilk gözaltına alındığında verdiği ifadeler dikkati çekti. Emine Çaputçu, "Olayın olduğu gün eşim ve kayınvaliden komşumuzun yemeğine gitti. Yatsı ezanı sıralarında traktörle geldiler. Kayınvalidem eve geldi, eşimin kahvehaneye gittiğini duydum. Eve geldiğini kendim görmedim. Saat 23.30 sıralarında evdekiler yattı ben de yatak odama geçtim. Cama taş geldi. Baktığımda Halil İbrahim Karataş bana el salladı ve dışarı çağırdı. Sonra beni kilere kadar götürdü, orada öpmeye çalıştı. Kilerin ışığı bozuk olduğu için telefonunun ışığını açtı. Kapısı tam kapanmayan kilerde eşim bizi gördü. 'Allah belanızı versin' diyerek geri döndüğü sırada Halil İbrahim Karataş arkasından sarılarak boğmaya çalıştı. Arbede yaşandı. Eşim yere düştü. Eşimi bulduğu gömlekle boğdu. Bulduğu zincirle sürükleyerek götürdüğü samanlıktaki direğe bağladı. Beni de tehdit ettiği için zincirle bağlanmasına yardım ettim. Sonra mazot dökerek samanlığı ataşe verdi. Ben de eve çıkarak yattım. Bir süre sonra da uyumuşum. Sabah 06.30 sıralarında kalktım. Olayı hatırladım. Eşimin samanlıkta olduğunu bilmeme rağmen nedendir bilmiyorum telefonla eşimi aradım. Dışarı çıktığımda dumanı gördüm. Amcamlara haber verdim. Daha sonra olay ortaya çıktı" dedi.

"İFTİRA ATIYOR"

Tutuklanan Halil İbrahim Karataş ise Emine Çaputçu'nun kendisine iftira attığını belirterek, olayın olduğu gün ne yaptığını ve kimlerle görüştüğünü saati saatine ifadesine aktardı. Karataş, "Gündüz Şuhut ilçesindeki işlerimin ardından saat 17.30 gibi evime geldim. Çocuklarımla oturdum. Akşam namazının ardından birlikte yemek yedik. Evimiz köyün biraz dışında olduğu için büyük oğlumu berbere götürdüm. Yatsı namazını kıldıktan sonra kahvehanede kardeşlerimle alacağımız traktör meselesini konuştuk. Arkadaşlarımla bilardo oynadım ve saat 23.00 sıralarında evime geldim. Eşim ve çocuklarla meyve yedik, televizyondaki diziyi seyrettik. Saat 01.00'a kadar evde internetten okey oynadım ve yattım. Sabah eşim namaza kaldırdı. Namazı kıldım, çocuklar kahvaltısını yaptı, okullarına gitti. Ben tekrar yattım. Saat 09.00 gibi kardeşim telefonla aradı, Ali Çaputçu'nun samanlığında yangın çıkmış diye. Apar topar evden çıktım olay yerine gittim" diye konuştu.

GÖRGÜ TANIKLARI NE DEDİ?

Görgü tanıkları ise Ali Çaputçu'nun kahvede bir televizyon dizisini seyrettiğini belirterek, dizi bitip kahve kapatılırken saat 00.10 gibi ayrıldığını anlattı. Halil İbrahim Karataş'ın arkadaşları ise kardeşleriyle kahvehanede konuştuklarını ve birlikte bilardo oynadıklarını aktardı.

ÇOCUKLAR KORUMA ALTINA ALINDI

Diğer yandan olayın ardından Ali Çaputçu'nun çocukları M.Ç. (11), N.Ç.(10) ile F.Ç.(6) Afyonkarahisar'daki sevgi evlerine götürülerek koruma altına alındı.

Görüntü Dökümü

-----------

Not: Yangına ait görüntüleri 12 Aralık'ta servis edilmişti

Adliye dış görüntüsü

Emine Çaputçu'nun adliyeye getirilişi

Adliye dış görüntüsü

44.8 MB/// 00.44"

Haber- Kamera: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,

=========================================================

6)TRABZON'DA ABD VE İSRAİL'E KUDÜS TEPKİSİ

TRABZON'da ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, düzenlenen 'Büyük Kudüs' yürüyüşüyle protesto edildi.ABD'nin Kudüs'ü İsrail'i başkent olarak tanımasına tepkiler Türkiye'de çığ gibi büyürken, Trabzon'da oluşturulan Kudüs Platformu'nca da protesto yürüyüşü ve miting organize edildi. Saat 13.00'de Cumhuriyet Caddesi'nden başlayan yürüyüşe Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, siyasi partilerin il başkanları, bürokratlar, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Atatürk Alanı'nda sona eren kortej yürüyüşünün ardından düzenlenen mitingde mehteran ekibi de sahne aldı. Mitinge katılanlar, sloganlar atarak tepkilerini dile getirdi.

uran okunan ve dua edilen mitingde konuşan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu İsrail'i zalim olarak nitelendirdi. Başkan Gümrükçüoğlu, "Bugün bir araya gelişimiz sıradan bir araya gelme değildir. İmanı bir vazife olmak için toplanmışız. İşte hepimiz Kudüs kendilerine gönderilen peygamberlere isyan eden Yahudilerin baş şehri olarak kabul edilemez. Bugün zalim İsrail ve onun işbirlikçilerine meyil etmemek, mazlum Filistin kardeşlerimizin yanında bulduğunu haykırmak için buradayız. 'Size ne Kudüs'ten sizi ne ilgilendiriyor Kudüs' diyen zalimlere sesleniyoruz; Miraç hediyemiz mübarek kılınan topraklardır. Kudüs bizim için manevi meseledir. Milli meseledir. Haremimizi işbirlikçilerce kirletilmesine asla izin vermeyeceğimiz. Zalimler mutlaka diz çökecektirö dedi.

VALİ YAVUZ:  TRABZON'DAN DÜNYA'YA DEKLARASYONDUR

Trabzon Valisi Yücel Yavuz ise yaşanlarla İslam dünyasının uyandığına işaret ederek "İslam dünyasını hedef alan sonucunda din çatışmasını hedefleyen büyük bir proje adım adım uygulanmakta. Bütün sinir uçlarını harekete geçirecek kararı ABD Başkanı tarafından saçma sapan karar alınmıştır. Bu olay nereye ulaşmıştır. İslam dünyasının uyanmasına ulaşmıştır. Dünya lideri Erdoğan'ın 'Kudüs İslam dünyasının başkentidir' açıklaması her şeyi gösterdi. Lamı cimi yoktur kabul etmeyiz. Bütün İslam dünyasında lider olan Türk milletinin öncülüğünde bu mesele de hallolacaktır. Bu muhteşem tablo farkında olduğumuzu gösteriyor. Bu bir dünyaya Trabzon'dan deklarasyondur. Trabzon üzerinden gösterilen müthiş bir duruşturö diye konuştu.

Miting, alanda edilen dua ve getirilen tekbirlerle sona erdi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Yürüyüşten görüntüler

Alandaki miting ve konuşmalar

Detaylar

Haber: Fatih TURAN Kamera TOLGA SAĞLAM/DHA

===========================================================

7)NİĞDE'DE 5 BİN KİŞİ KUDÜS İÇİN YÜRÜDÜ

NİĞDE'de yaklaşık 5 bin kişi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını protesto etti.

Sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen 'Kudüs İslamındır' yürüyüş ve mitingine katılanlar Derbent Kavşağı'nda toplandı. Niğde Belediye Başkanı Rifat Özkan, ilçe ve belde başkanları  ve kurum müdürlerinin de katıldığı etkinlikte toplanan yaklaşık 5 bin kişi, tekbir getirip ABD ve İsrail aleyhine slogan atarak yürüyüşe geçti. Protestocular, yaklaşık 1 kilometre yürüyerek Ömer Halisdemir Meydanı'na geldi.  Burada saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı'nı okuyan eylemciler, basın açıklaması ardından dağıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------

Yürüyüş alanından görüntü

Çocuklardan detay

Yürürken görüntü

Miting alanından görüntü

Detay görüntüler

SÜRE: 01'42"   BOYUT: 113 MB

Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,