Dha Yurt Bülteni - 12 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 12

Özdağ: Üçüncü güçler, bize suikastlarda bulunabilirMHP'den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "Bana yönelik, Meral hanıma, Sinan beye, Koray beye suikastlar olabilir.

11.03.2017 17:30
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Özdağ: Üçüncü güçler, bize suikastlarda bulunabilir

MHP'den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "Bana yönelik, Meral hanıma, Sinan beye, Koray beye suikastlar olabilir. Devlet Bahçeli'nin ağzından ölümle tehdit edilmişken, bu tür bir suikast politikası, Türkiye'yi karmaşaya sürüklemek isteyen güçlere büyük fırsat verir" dedi.

MHP'den ihraç edilen Ümit Özdağ, Bursa'nın İnegöl İlçesi'nde düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Özdağ, MHP'nin kritik bir süreçle karşı karşıya olduğu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partinin tüzüğüne ve siyasal ilkelerine aykırı olarak ülkede bilfiil, firavun yönetiminin önünü açacak bir sürece ön ayak olduğunu söyleyen Ümit Özdağ, bugün ülkücü hareketin yönetici kadrolarının yüzde 95 gibi bölümünün, 'hayır' noktasında bu anayasa değişikliğine kararlılık sergileyeceklerini öne sürdü.

Kendisi gibi birçok eski MHP'li milletvekilinin teşkilattan içeri alınmazken, MHP'nin kurumsal yapısıyla hiçbir ilgisi olmayan Ak Partili politikacıların, MHP teşkilatlarında 'bozkurt' selamı ile karşılatıldığını belirten Özdağ, bunu eleştirirken şunları söyledi:

"1965 yılından itibaren, MHP'nin şanlı tarihi içerisinde hiç bu kadar utanç verici bir tablo ile karşılaşmadım. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. O fotoğraflardaki gençlerin yüzlerindeki utancı gördüğünüz zaman karakterimizle ters düştüğümüzü anlamaktayız. Referandumun yapılacağı güne kadar çalışma içerisinde olacağız. Ülkücü hareket çalışmayı taşıyor, sahip çıkıyor. Bu çalışmaya yönelik saldırıları da ülkücü hareket, kendi göğsüyle karşı çıkıyor ve engelliyor."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin saldırıların devamı konusunda ısrarcı göründüğünü ileri süren Ümit Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son attığı tweetlerle de saldırıların devam edeceğinin işaretlerini verdi. 'Uzun yaşamak istiyorsanız şöyle yapmalısınız' şeklinde öğütler vererek bizleri adeta ölümle tehdit etti. Sinan Oğan ile görüştüm. Toplantısına bir saldırı yapılmak istenmiş fakat oradaki güçlü kalabalık, saldırıya izin vermemiş. Bunlar siyasi yöntemler değil, mafyavari yöntemlerdir. Ülkücülüğün şeref, haysiyet ve mücadele geleneğiyle bu yöntemlerin uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu çocuklara kim bunları yaptırıyorsa büyük vebal altındadır. Meselenin bir boyutu daha var. Toplantılara saldırılar düzenlenebilir, onlar engellenirler. Ama daha önemli ve vahim boyut Bahçeli'nin açmış olduğu bu saldırının arkasına saklanacak karanlık odaklar, üçüncü güçler, suikastlarda bulunabiliyorlar. Bana yönelik, Meral hanıma, Sinan beye, Koray beye suikastlar olabilir. Devlet Bahçeli'nin ağzından ölümle tehdit edilmişken bu tür bir suikast politikası Türkiye'yi karmaşaya sürüklemek isteyen güçlere büyük fırsat verir."

Görüntü dökümü

--------------------------

-Ümit Özdağ'ın gelişi

-Özdağ'ın açıklamaları

-Detaylar

Haber: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), -

======================================

Zeybekci'den "siyaset normalleşecek" açıklaması

UŞAK'ta konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 16 Nisan referandumunun ardından anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde siyasetin normalleşeceğini ve siyasi uçların törpüleneceğini söyledi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, işadamları, oda, borsa ve sivil toplum kuruluşları başkanlarıyla toplantı yapmak ve partisinin il danışma toplantısına katılmak üzere Uşak'a geldi. Denizli'den karayoluyla Uşak'a gelen Bakan Zeybekci, Uşak Ticaret ve Sanayi Odası'nda (UTSO) Vali Ahmet Okur, AK Parti Uşak Milletvekilleri Alim Tunç ve Mehmet Altay, AK Partili Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, UTSO Başkanı Selim Kandemir ve oda başkanları tarafından karşılandı. UTSO toplantı salonunda oda ve borsa başkanlarıyla basına kapalı toplantı yapan Zeybekci, daha sonra Ramada Otel'de UTSO, Uşak Organize Sanayi Bölgesi ve Uşak Deri Karma Organize Sanayi Bölgesi tarafından düzenlenen istişare toplantısında işadamlarıyla buluştu. Uşak iş dünyasına seslenen Zeybekci, "Dünyayla beraber dönerseniz dünyanın hızını yakalarsınız. Yavaş giderseniz geride kalırsınız. Bizim hedefimiz dünyadan daha hızlı gitmek. 'Sen bu yolun yolcusu değilsin' diye yolun dışına itildik. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye dünyadaki birçok ülkeye göre başarılı. 3 bin dolarlık milli gelir 10 bin dolara çıktı ve dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisiyiz. Şu anda 5 kat artan bir ihracat var ve biz bu mucizeyi çok zorluklara rağmen gerçekleştirdik" dedi.

"15 TEMMUZ BİR DARBE DEĞİL, İŞGAL GİRİŞİMİYDİ"

Denizli ve Uşak'ın önemli iki kent olduğunu belirten Bakan Zeybekci, "Otoyol, hızlı tren ve hükümetin yaptığı çalışmalarla Uşak çok farklı yerlerde olacak. 65'inci hükümet olarak göreve başladığımızda dünyanın en büyük teşvik ve yatırım seferberliğini başlatacakken, o hain işgal girişimi yaşandı. 15 Temmuz bir darbe değil, işgal girişimiydi. 15 Temmuz, ülkemizi soyu belirsizlere yamamak için yapıldı. Bu darbe girişimi, bu milletin feraseti, inancı ve Allah'ın yardımıyla atlatıldı. Fransız devrimi ve İngilizlerin kral ve kraliçeyi sınırlayıcı devrimleri nasıl anılıyorsa, 15 Temmuz da öyle anılacaktır" diye konuştu.

15 Temmuz'da yaşananların Almanya ve Hollanda'da gerçekleşmesi halinde bankaların uzun süre açılamayacağını öne süren Zeybekci, Türkiye'nin geldiği noktanın bir destan olduğunu savundu ve şöyle devam etti:

"Yeniden toparlandık ve herşeye rağmen 2016 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde yüzde 4.5 ortalama ile büyüdük. İnşallah mart ayı sonunda ihracatı yükselteceğiz. Uşak'ta da 300 milyon doların üzerine çıkmayı istiyoruz. Bu coğrafyada bize tehdit olarak terör örgütleri türettiler ve alfabede kullanmadık harf kalmadı. Mehmedim şu anda çöktü tepelerine ve gerekeni yapıyor. Dünyanın öbür ucundan gelip, kurgularda bulanacaksın ve bundan etkilenen Türkiye'ye dur diyeceksin. Herkes haddini bilecek ve biz bu coğrafyada masum gözyaşlarının dökülmesine izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar hep kurgulanan bir düzen üzerinden bunu yapmaya çalıştılar. Hep Türkiye'nin dilediklerinde aşağıya indirdikleri bir ülke olmasını istediler. Bunun rantını hep bunlar aldılar ve 1960'tan beri böyle olsun istediler. Menderes'ten sonra sürekli darbeler yapmaya çalıştılar. Kıbrıs'tan sonra Ecevit tek başına geldi ve sonra alem edip, kalem edip onu da indirdiler. 1980'i hazırladılar ve Evren olgunlaşmasını beklediklerini söyledi. Bu millet, buna da izin vermedi ve bir gecede ANAP'ı iktidar yaptı ve Özal'la bu milletin kaderi değişti. Yeniden bir kalkınma hamlesi başladı. Yine bu sistem ve bunların otomatikleri devreye girdi ve alem ve kalem etmeye başladılar. O dönemde bu sistemden iktidar çıkarmak için seçim rüşvetleri başladı. 32 yaşındaki erkekler seçim rüşveti olarak verildi. O ihanetlerin bedeli hala Türkiye'nin sırtındadır ve bunu 32, 33 ve 35 yaşında emekli olanların torunları ödemek zorundadır."

"ÖDEDİĞİMİZ VERGİLER FAİZE GİTTİ"

Dünyadaki büyümenin 1990- 2000 yılları arasında hız kazandığını anlatan Bakan Zeybekci, "Kore o tarihlerde Kore oldu. Biz o tarihlerde kendi kuyruğumuzu kovalıyorduk. 2001 krizinde bir gecede batan bankaların bu ülkeye maliyeti 46 milyar dolardır. O günkü Türkiye'nin bu ülkeye maliyeti 200 milyar dolardır. Bugün Türkiye'nin milli geliri 865 milyar dolardır. O parayı Uşak'taki sanayicilere dağıtsan, 1 trilyon dolardan fazlaydı. 2002 yılında benim senin, onun, bunun ve şunun ödediği verginin yüzde 87'si faize gidiyordu. Bugün 100 liranın 10 TL'si faize gidiyor ve Tayyip Erdoğan bu yüzden de her gün başımızda boza pişiriyor. Çünkü kendisi bu milletin emanetini canından aziz biliyor. 2001 ve 2002 krizlerinde faiz ödememiş olsaydık, Türkiye bugün 17 bin dolarlık milli gelir seviyesinde olacaktı. Avrupa'nın 4'üncü büyük ekonomisi olacaktık. Biz bu dayağı niye yedik, çünkü bu sistem bizi bu dayağa mecbur kılıyor. Bu sistemi kurgulayanlar böyle kurgulamışlar. Sistem, Türkiye'yi yatağa bağlamış veya ayakta kötürüm etmiş" diye konuştu.

16 Nisan'da milleti hastalıklardan kurtarmak için yeni bir sistem seçileceğini savunan Nihat Zeybekci, "Bu hastalıklı sistem, millete kader olarak dayatılamaz. Seçimler 2019'da olacak ve bu tarihe kadar Türkiye'de bazı şeyler muhteşem güzel olacak. Siyaset normalleşecek, siyasi partiler normalleşecek, uçlar törpülenecek. CHP'ye oy verenlerin yüzde 70'i partisinin tek başına iktidar olacağına ihtimal vermiyor. Bu sistem normal seçimlerle iktidara gelecek olan bir muhalefet yaratacak. Bu sistem kim olursa olsun yüzde 50 zorunluluğunu getirdiği için, milleti değerleriyle barışık hale getirecek. Tayyip Erdoğan kim? Tayyip Erdoğan bir fani. Bu sistem Tayyip Erdoğan'dan sonrasını garantiye almak için kurgulanan bir sistemdir. Millet gelene, 5 yıl kesintisiz olarak iktidar olanağı tanıyacak" dedi.

Almanya ve Türkiye'nin arasını açmak isteyen grupların bulunduğunu iddia eden Bakan Zeybekci, "Alman Del Spigel Gazetesi 23 Temmuz günü, 15 Temmuz'u kapak yapıyor ve bir zamanlar demokrasi vardı yazıyor. Bu ihanet gerçek olsaydı ve darbe gerçekleşseydi, meclis ve yargı darmadağan edilmiş olsaydı, Türkiye'de demokrasi kazanmış mı olacaktı? Bu Türkiye'ye bir operasyon ve devamıdır. Almanya bir ülkedir ve devlettir. Bu Almanya'nın içinde Türk - Alman dostluğu ve oluşacak devasa sinerjiyi ortadan kaldırmak isteyen bir oyundur ve mayın atmaktır ortaya. Avusturya'da bir havalananında 'Türkiye'ye gitmeyin' yazıyor ve eminim ki onu yazan ya PKK'lı ya da FETÖ'den birinden. Almanya'da 2 etkinliğimiz vardı ve gittik. Denizlili hemşerilerimizle bir toplantı yaptık. Bu sefer de Alman Bild gazetesi, dünyanın en ilkel ülkesindeki bir gazete de olsa bu sözü yazmaz. Bu gazete ne dedi biliyor musunuz? Medeniyet ve demokrasiden dem vuran o ülkenin gazetesi, 'Erdoğan, Köln'e en azılı tasmalı köpeğini gönderdi'. 23 Temmuz'da başlayan bu soysuzlukla demokrasinin olmadığı bir Türkiye imajı yaratılmaya çalışıldı. Bir buçuk milyon sadece Almanya'da seçmenim var ve onlara ulaşmak benim hakkım. Sen de egemen bir ülkeysen bunu sağlamak zorundasın" dedi.

Zeybekci, işadamları ile yaptığı iştişare toplantısının ardından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İl Danışma Toplantısı'na katılarak partililere seslenecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

-Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin konuşması,

-İşadamlarından detay görüntü.

Haber - Kamera: Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK,

=============================================

Tüfenkci: Rusya ile ticarette 100 milyar dolarlık hedefe ulaşmalıyız

GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Rusya ile belirledikleri 100 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalamak istediklerini söyledi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bingöl'deki programlarının ardından karayoluyla Muş'a geldi. Muş Valiliğini ziyaret eden Bakan Tüfenkci, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tüfenkci, Muş'un önemli bir il olduğunu ve ekonomik anlamda kalkınmasının, refah düzeyinin yükseltilmesinin bölge ve Türkiye için önemli olduğunu vurgulayarak, "Muş tarım ve hayvancılık kenti olarak bilinmesine rağmen ekonomisi son zamanlarda yavaş da olsa gelişen ve cazibe merkezleriyle bu ivmenin hızlı şekilde değişime uğrayacağı illerin başında gelmektedir. Alpaslan 2 Barajı'nın bitmesi ve sulamanın tamamlanmasıyla kentin tarımdaki çehresi de değişecek" dedi.

16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik halk oylamasının yapılacağını anımsatan Tüfenkci, Türkiye'nin bir anlamda geleceğini oylayacağını kaydetti. Muş'un da bu oylamada güçlü bir "evet" ile yeni sisteme destek vereceğini aktaran Tüfenkci, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinde güçlenen meclis, yönetim ve yargıyla birlikte her alanda Türkiye'nin bugünkünden farklı noktaya taşınmasının önü açılacak. AK Parti iktidarları boyunca yakaladığımız siyasi istikrar ve milletin partimize olan güveniyle parlamenter sistem içinde yapılması gerekenleri yaptık ve gelinebilecek en üst noktaya ülkeyi taşıdık. Türkiye kişi başı geliri 11 bin dolara, ihracatı 145 milyar dolara ulaşmış bir ülke. Her alanda 2002'ye kıyaslandığında 5 kat büyükmüş bir ülke oluşturduk ama bunu yeterli görmüyoruz. Türk insanının milli geliri neden 25 bin dolarlara ulaşmasın, neden 2023 hedeflerini yakalamasın, enflasyon neden yüzde 5'in altına düşmesin, neden faizler tek hanelerin altına düşmesin. Bunu yakalayabilmek için cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçmemiz gerekiyor."

23 ili kapsayan Cazibe Merkezleri Programı'nın iyi işlemesiyle bölgenin sosyal yapısının değişeceğini, gençlerin iş bulmak için Batı'ya göçünün engelleneceğine işaret eden Tüfenkci, "Şu ana kadar bütün iller bakımından değerlendirdiğimizde umduğumuzun üzerinde taleple karşılaştık" diye konuştu.

Bakan Tüfenkci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti ve yapılan anlaşmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, Rusya ile belirledikleri 100 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalamak istediklerini kaydetti. Karşılıklı ticareti artırma noktasında gayret gösterdiklerini anlatan Tüfenkci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cumhurbaşkanımız ve beraberindeki bakanlarımız yüksek düzeyde görüşmeler gerçekleştirdi. Enerji, tarım ürünleri ve turizm alanında. Rusya tarım ürünlerinin bir kısmında yasak uyguluyordu. Bu kalktı. Rus turistlerin Türkiye'ye gelmesi noktasında Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'in teşvikleriyle eski düzeyine ulaşacak. Enerji ve kıymetli madenler, sanayi ürünleri ve inşaat noktasında yatırımcılarımızın Rusya'da oluşturulan fon aracılığıyla çok daha büyük işleri almalarının önünü açmış oldu. Böylelikle ticaret hacmini önce 24 Kasım uçak krizinden önceki seviyeleri yakalamak, sonra da hedeflediğimiz 100 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyoruz." Tüfenkci, daha sonra esnaf ziyaretinde bulunduktan sonra AK Parti İl Başkanlığı'na geçti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------------------------

-Bakan Tüfenkçi'nin Muş Valiliği önünde karşılanması

-Bakan Tüfenkçi'nin Muş Valiliği Ziyareti

-Bakan Tüfenkçi'nin Rusya ticari ilişkileri açıklaması

-Bakan Tüfenkçi'nin esnaf ziyareti

Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,

=============================================

Cumhurbaşkanı'na suikast timi davasında ara karar günü (2)

TUTUKLULUK HALLERİNE DEVAM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 kişinin yargılandığı davada ara karar açıklandı. Sanıkların üzerlerine atılı suçların vasfı, olay tutanakları, görüntü radar kayıtları, kuvvetli suç kanıtı gösteren somut delilleri olması nedeniyle, adli kontrolün yeterli olmayacağı belirtildi. Kaçma şüpheleri olması nedeniyle tüm sanıkların ayrı tutuklu hallerinin devamına karar verilerek, duruşma 24 Nisan 2017'e ertelendi. Sanıklar ara kararı, soğukkanlılıkla ve sakin biçimde dinledi.

Haber: Yaşar ANTER, Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

=============================================

CHP'li İnce: Biz Köroğlu'nun torunuyuz

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında kentte yaptığı konuşmada, referandumda 'evet' denilirse 600 milletvekilinin seçileceğini, dışarıdan atanan bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcılarıyla bu sayının 650'ye çıkacağını belirterek, "Ben bir kamyon şoförünün oğlu olarak bu fakir milletin parasının 650 milletvekiline bölünmesini içime sindiremiyorum. Onun için 'hayır' oyu vereceğim" dedi.

Cumhuriyet Meydanı'nda otobüs üzerinden halka hitap eden İnce, "Bu topraklarda unutmayın ki Köroğlu vardı, Bolu Bey'ine meydan okudu. Yarın bu meydana gelecek olan Binali Yıldırım diyor ki; 'Siz Bolu Beyi'nin torunusunuz.' Cehaleti görüyor musun? Onlar Bolu Beyi'nin torunu olabilir, biz Köroğlu'nun torunuyuz" dedi. Bütün kumpaslara karşı durduklarını belirterek, referandumda hayır denilmesini isteyen İnce, "1 Mart tezkeresi geldi, onlar 'evet' dedi biz 'hayır' dedik. Ardından FETÖ geldi yargıyı teslim aldı 2010'nda, onlar 'evet' biz ise 'hayır' dedik. Kumpas davaları geldi. Balyoz, Ergenekon geldi. Generalleri gazetecileri hapse attılar. Onlar 'evet', biz 'hayır' dedik. Kozmik oda geldi, onlar 'evet' dedi, biz 'hayır' dedik. Ardından Habur'da terörist karşılama geldi. Ne dediler? 'evet' dediler, biz 'hayır' dedik. Ardından çözüm süreci geldi. Onlar 'evet' biz 'hayır' dedik. Akil insan dediler, biz 'hayır' dedik, onlar 'evet' dedi. Şimdi 16 Nisan'da 'evet mi' diyeceğiz, 'hayır mı ?' Ben madde madde neden 'hayır' dememiz gerektiğini anlatacağım ama emin olun ki onlar bu meydana gelip neden 'evet' dememiz gerektiğini söyleyemeyeceklerö dedi.

Referandumda 'evet' çıkması durumunda Türkiye'nin sistem değişikliğine gidileceğini, devlet başkanının istediğini yapabileceğini söyleyen İnce, bu konuda Ak Partilileri de uyarıp, referandumda 'hayır' demelerini istedi. Muharrem İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi 'evet' dediğimiz zaman bu sisteme, bakanlar dışarıdan olacak. Milletvekillerinden olmayacak. 30 kişi onlar. 20 de cumhurbaşkanı yardımcısı, 600 de milletvekili. Etti mi 650. Türkiye'nin nüfusu ne kadar? 80 milyon. Milletvekili sayısı 650 olacak. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki milletvekili sayısı kaç? 435. 300 milyona 435, 80 milyonluk Türkiye'ye 650. Evet verecek olan Yalovalılara sesleniyorum; senin vicdanın bunu kabul ediyor mu? Yani Türkiye'ye 300 milletvekili yeter. Trilyonlarca lira milletvekillerine maaş vereceğiz. Ben bir kamyon şoförünün oğlu olarak bu fakir milletin parasının 650 milletvekiline bölünmesini içime sindiremiyorum. Onun için 'hayır' oyu vereceğim."

Görüntü dökümü

-----------------------

-Canlı olarak yayınlandı

-Muharrem İnce'nin konuşması

-Detaylar

Haber: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, -

=============================================

Ak Partili Petek: Darbenin siyasi ayağı tespit edilemedi

Darbe girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, "Meclis Araştırma komisyonunda 141 kişi dinlendi. Yurtta sulh konseyinin 38 kişiden oluşmaktadır. Darbenin siyasi ayağı ise tespit edilemedi" dedi.

Tüketiciler Birliği'nin davetlisi olarak Kayseri'ye gelen TBMM Darbe girişimi Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, Büyükşehir Belediyesi Meclis salonunda '28 Şubat'ta Direniş, 15 Temmuz'da Diriliş ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' konulu toplantıya katıldı. Petek, "Dünya hayatının geçici olduğuna inanırken, sanki dünya hayatı geçici değilmiş gibi kavgalar ediyoruz. Cebire şiddete dayanan her türlü gayrimeşru girişim darbedir ve ayağımızın altındadır. Ben, 28 Şubat'ta savcı iken, yüce kitabımız suç delili olarak bana getirilmişti. Şimdi de Bodrum'da FETÖ ile mücadele kapsamında basılan bir evde, Kuran-ı Kerim evden alınarak suç delili olarak kayda geçiliyor. Konu ile ilgili, Muğla Başsavcılığını aradım ve 'Böyle rezalet olmaz' dedim. Başsavcılık gereğini yaptı. Şimdi FETÖ ile mücadelede geniş anlamda büyük mağduriyet içerisinde olanlar söyleniyor. Mağduriyet yaşayanlar var mıdır? Evet vardır. Ancak, mağduriyetin giderilmesi için kör sağır olmuş iktidar yok. Mağduriyet yaşadığı ifade edenler kendi haklarını yargı yolunu açarak arayabilecekler" diye konuştu. Petek sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuzda Cumhurbaşkanlığı külliyesi yanında bulunan Jandarma birliği, darbecilerin asıl merkeziydi. Her tarafa faks çekilen yer oradır. Özel Harekat operasyon yapıyor. 18 darbeci teröristi ölü olarak, diğerlerini de beyaz külotları ile teslim aldılar. 28 Şubat darbecileri ile FETÖ darbecileri arasında ne fark var? Birisi açıktan dindarlar üzerine zulüm yapıyor. Diğeri de, milletin parasını himmet diye sömürdü. Fethullah Gülen denen alçak, 28 Şubat'ta 'Başörtüsüne teferruattır' demişti. O dönem Müslümanların direnişlerini kıranlardan birisi Fethullah Gülen'dir. O zamanki askeri yönetime yalakalık, köpeklik yaptı. Seçilmiş insanlarla kendi yönetimini sağlıyorsa doğru olan budur. Türkiye de kökü dışarıda olmayan bir darbe yoktur. Dış güçlerin ülkemizde kurmak istediği baskı nedeniyle darbe olur. 15 Temmuz darbe girişimini araştırdığımızda 141 kişiyi dinledik. Yurtta Sulh Konseyinde anılan 38 isim var. Bununla ilgili Ankara'da kamu davası açıldı. Darbenin siyasi ayağı ile ilgili yapılan incelemelerde iktidardan ve muhalefetten bir isim tespit edilmiş değil. Fethullah Gülen 1967'den bu yana bir proje olarak görevlendirilmiş, kendini çok iyi gizlemiştir. FETÖ'nün siyasi ayağını detaylı incelemek için 1967'den 2016'ya kadar incelemek gerekir. Siyasi destek aranıyorsa rahmetli Bülent Ecevit'in mektubu ile Papa ile görüşmüştür. Tansu Çiller'den komisyon için yazılı cevap aldık. Görüştüklerini inkar etmedi. Ancak, o dönem örgüt olarak görmedikleri için görüştüklerini belirttiler. Fethullah Gülen, cemaatteki insanları (Perşembe günü Peygamberle, haftanın belirli günü Allah'la görüşüyorum) diyerek kandırdı."

Konferansa Reşat Petek'in yanı sıra AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Kocasinan Kaymakamı Ali Candan, Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcisi katıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Konferans alanından genel görüntü

Ak Partili Reşat Petek'in konuşması

Detay görüntü

Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ)

=======================================

Adil Öksüz'ün yeğeni FETÖ operasyonunda gözaltına alındı

HATAY merkezli 11 ilde eş zamanlı düzenlenen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonunda gözaltına alınanlar arasında firari Adil Öksüz'ün yeğeni eski profesör Hüseyin Öksüz'ün de bulunduğu bildirildi.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY operasyonunda, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları ve örgütle bağlantısı bulundukları iddiasıyla 8 Mart'ta Hatay, İstanbul, Ankara, Gaziantep, Manisa, Adana, Kahramanmaraş, Antalya, Isparta, Batman ve Konya'da belirlenen adreslere eş zamanlı baskın yapıtı. Operasyonda 104 şüpheli gözaltına alınırken bu kişilerin arasında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde görevli çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent olduğu bildirildi.

Hatay Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulanan şüpheliler arasında FETÖ'nün firari Hava Kuvvetleri imamı olduğu ileri sürülen Adil Öksüz'ün yeğeni Hüseyin Öksüz'ün de yer aldığı ortaya çıktı. Operasyon kapsamında Adana'da yakalandığı belirtilen Hüseyin Öksüz'ün bir üniversite profesör olduğu ve meslekten ihraç edildiği bildirildi.

Şüphelilerin sorgusu hale devam ediyor.

Haber: Ramazan ÇELİK/ HATAY,

===============================================

Kahramanmaraş'ta, tefeci operasyonu: 7 gözaltı

KAHRAMANMARAŞ'ta, ağlarına düşürdükleri kişilerin kredi kartlarından alışveriş yapmış gibi pos cihazından çektikleri paranın bir kısmını komisyon olarak alıp geri kalanını vererek 'tefecilik' yaptığı ileri sürülen 7 kişi gözaltına alındı.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri, bilgisayar ve telefon satan bazı iş yerlerinin kredi kartları üzerinden tefecilik yaptığı bilgisine ulaştı. Bunun üzerine çalışma başlatan ekipler, 7 ayrı kişinin bilgisayar ve telefon satışını göstermelik olarak yaptığını, gerçekte ise parayı verdikleri kişilerin alış veriş işlemi yaparak kredi kartlarından verdikleri paranın daha fazlasını çekerek tefecilik yaptığını saptadı. Polis ayrıca şüphelilerin dikkat çekmemek için de merkezi İstanbul'da olan büyük paravan şirketlerin pos cihazını kullandığını belirledi.

AYLIK KAZANÇ 15-20 BİN TL

Mali Büro Amirliği ekiplerinin uzun süren takibi sonunda topladığı delil ve bilgilerin sonunda tefecilik yaptığı ve bu şekilde ayda 15-20 bin lira haksız kazanç sağladığı tahmin edilen kişilerin iş yerlerine sabah saatlerinde operasyon düzenledi. M.K., A.E., H.A.K., M.A., Y.B., B.P. ve M.A. isimli 7 kişinin gözaltına alındığı operasyonda başka firmalara ait post cihazları ile yine başka kişilere ait kredi kartları, senetler ve tefecilikten elde edildiği değerlendirilen 58 bin 500 lira para ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Operasyonda ele geçirilen malzemeler

Kredi kartı ve senetler

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

==================================================

Asılsız ihbar alarmı

ADANA'da 'Okulda mahsur kalan bir şahıs yardım istiyor' ihbarı üzerine evinden getirilen okul müdürünün açtığı okul didik didik arandığı ancak kimse bulunamadı.

Emniyet Müdürlüğü'nün 155 hattını arayan kimliği belirsiz bir vatandaş, "Tepebağ Anadolu Lisesi'nin önünden geçerken önüme bir not atıldı. Notta, 'kazan dairesinde kilitli kaldım beni kurtarın' yazıyordu" diyerek ihbar yaptı. İhbar üzerine okula çok sayıda ekip sevk edildi. Kapıları kilitli olan liseye girmek isteyen polis, duvarlardan tırmanmaya çalıştı ancak, başarılı olamadı.

Müdür Abdulkadir Çulha'ya cep telefonuna ulaşan polis, telefonda durumu anlatarak, okula gelmesini istedi. Kentin uzak bölgesinde olduğunu söyleyen müdür, yaklaşık 1 saat sonra geldi. Müdür Çulha, "Böyle bir şey olamaz. Bizim okulun kazan dairesi bile yok. Bunun için mi geldim?" dedi. Çulha, yanında getirdiği bir deste anahtarı 2'şer kez denedikten sonra bahçe kapısını açmayı başardı.

Okula giren polis, müdür ve gazeteciler binayı didik didik aradı. Sınırlara girildi, tuvalet ve kullanılmayan tarihi binanın bodrumu bile araştırıldı. Ancak herhangi bir kişi bulunamadı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Okulun dışından genel ve detay görüntüler

Okulun önünde bekleyen polisler

Polisin duvarın üstünden okulun içine bakması

Okul Müdürünün okulun kapısını açması

Okulun tabelası

Okul Müdürü ve polislerin konuşması

Okulun içine girilmesi

Polislerin arama yapması

Bina içine girilmesi ve arama yapılması

Tuvalette arama yapılması

Bahçede arama yapılması

Haber-Kamera: Fatih KARAÇALI ADANA,

==========================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 12 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement