Dha Yurt Bülteni-14 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-14

14Niğde'de çığ altında kalan dağcıyı arama çalışmaları tekrar başladı (5)VALİ ŞİMŞEK: COĞRAFİ KOŞULLAR ÇOK KÖTÜNiğde Valisi Yılmaz Şimşek, çığ altında kalan dağcı Kemal Karakoç'un arama kurtarma çalışmalarının yönetildiği Demirkazık Dağevi'ne geldi.

04.12.2018 15:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DHA YURT BÜLTENİ-14

Niğde'de çığ altında kalan dağcıyı arama çalışmaları tekrar başladı (5)

VALİ ŞİMŞEK: COĞRAFİ KOŞULLAR ÇOK KÖTÜ

Niğde Valisi Yılmaz Şimşek, çığ altında kalan dağcı Kemal Karakoç'un arama kurtarma çalışmalarının yönetildiği Demirkazık Dağevi'ne geldi. Burada çalışmalar hakkında bilgi alan Şimşek daha sonra yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

"Burada koşullar çok kötü. Bir tarafta kar yağıyor, bir tarafta sis var. Coğrafi koşullar çok kötü. Olay çok sarp bir bölgede meydana geldi. Arama kurtarma çalışmaları hava şartları elverdiği müddetçe devam edecek. Ancak çalışan ekibin güvenliğini düşünmek zorundayız. Bunu da düşünerek çalışmalarımız devam edecek."

BABASI: OĞLUMUN DAĞCI OLDUĞUNDAN HABERİM YOKTU

Niğde'nin Çamardı ilçesi Demirkazık Dağı'nda çığ altında kalan Kemal Karakoç'un babası Mehmet Karakoç, oğlunun dağcılık yaptığından haberinin olmadığını söyledi. Umutla beklemeye devam ettiklerini belirten Karakoç şöyle konuştu:

"Kendini zor tutuyorsun. 5 çocuğumun en küçüğüydü, en sevdiğimdi. Benim oğlumun dağcı olduğundan haberim bile yok. Dağda kız arkadaşı varmış, onu da burada duydum. Tek dileğim sağ salim oğluma kavuşmak. Allahtan ümit kesilmez. Beraber kaldığı yeğeni, benim de torunum onunla konuşmuş. Benimle de konuştu. Ben evde sanıyordum. Meğer dağdaymış. Bilsem uyarırdım. Diyecek bir şeyim yok, umutla bekliyoruz."

Görüntü Dökümü

-----------

- Baba Mehmet Karakoç ile röp.

-Detay

-Vali Yılmaz Şimşek'in açıklaması

-Vali Yılmaz Şimşek'in baba ile görüşmesi

SÜRE: 02'55" BOYUT: 324 mb

Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,

==============

Amanoslar'da dinamitle güçlendirilmiş 15 kilo A4 plastik patlayıcı ele geçirildi

Osmaniye'de, Amanos Dağları eteklerinde sürdürülen operasyonlarda, PKK'lı teröristlere ait olduğu değerlendirilen toprağa gömülü 15 kilo dinamitle güçlendirilmiş A-4 Plastik Patlayıcı ve mazot ile güçlendirilmiş 20 kilo amonyum nitrat ele geçirildi.

Osmaniye İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Amanos Dağları eteklerinde yürüttüğü operasyonlar sırasında yapılan arazi arama tarama faaliyetlerinde toprağa gömülü 3 ayrı noktadaki jelikan bidon içerisinde, dinamit ile güçlendirilmiş 15 kilo A-4 plastik patlayıcı, mazot ile güçlendirilmiş 20 kilo amonyum nitrat, 20 adet pil, 2 adet radyo, 4 adet uyku tulumu, 50 kilo un, 50 kilo şeker, 20 kilo çay ile birlikte muhtelif miktarlarda gıda ve yaşam malzemeleri buldu. Ele geçirilen patlayıcı ve amonyum nitratın PKK'lı teröristlere ait olduğunun değerlendirildiği bildirildi.

Osmaniye İl Jandarma Komutanlığı'nca terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara aralıksız ve kararlılıkla devam edildiği kaydedildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------

Dedektörle arama yapan asker

Cihazın sinyal vermesi

Gömünün etrafının kazılması

Jelikan bidonların görüntüsü

Bidonlardan çıkan malzemelerden detaylar

Ele geçirilen un, şeker, radyo ve diğer yaşam malzemeleri

BOYUT: 36.1 MB    SÜRE: 01'09"

Haber: İbrahim EMÜL - Kamera: OSMANİYE,

==============

DEAŞ üyesi 2 kardeş, Türkiye'ye girmeye çalışırken yakalandı

Suriye'den kaçak yollarla Hatay'ın Altınözü ilçesine geçmeye çalışan, terör örgütü DEAŞ üyesi olduğu iddia edilen 2 erkek kardeş yakalandı.

Hatay İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Suriye'den kaçak yollarla Türkiye'ye giriş yapmaya çalışan F.F. ve kardeşi F.F.'yi yakaladı. Gözaltına alınan iki kardeşin 2014 yılında eşleri ve çocuklarıyla birlikte kaçak yollarla Suriye'ye gidip terör örgütü DEAŞ'a katıldığı belirlendi.

Şüphelilerin 2017'de ailelerini Türkiye'ye gönderdiği, kendilerinin ise örgüt içinde faaliyetlerini sürdürdüğü ortaya çıktı. 2 kardeş, yapılan sorgularının ardından sevk edildikleri Altınözü Adliyesi'nde tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü

---------------

Zanlıların jandarma aracından indirilmesi

Adliyeye getirilmeleri

SÜRE: 30" BOYUT: 56 mb

Haber-Kamera: Samim SELÇUK/ALTINÖZÜ, (Hatay),

===============

Mersin'deki vahşete kınama

Mersin Barosu'na bağlı avukatlar, eşi tarafından  öldürülen Cemile Ertürkoğlu ile ilgili basın açıklaması yaptı. Avukatlar, cinayet şüphelisinin en ağır şekilde cezalandırılması için mücadele edeceklerini söyledi.

Merkez Akdeniz ilçesine bağlı Mahmudiye mahallesinde yaşayan Cemile Ertürkoğlu'nun boşanmak istediği eşi Mustafa Ertürkoğlu tarafından öldürülmesini kınamak amacıyla Mersin Barosu'nda toplantı düzenlendi. Toplantıya Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri, avukatlar, Cemile Ertürkoğlu'nun abisi Cem Aslan katıldı.

Burada konuşan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Türkiye'de ve dünyada kadına şiddetin her geçen gün daha da artığını belirtti. Yeşilboğaz, "Ülkemizde ciddi anlamda bir şiddet sorunu baş gösteriyor ve bunun önüne geçmek için kimse çözüm üretmiyor. Gerek Mersin Barosu olarak, gerekse sivil toplum örgütlerimiz sokakta, basın açıklamalarımızla kadın cinayetleri konusunu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Baromuzda da en aktif çalışan Kadın Hakları Merkezimiz ve Çocuk Hakları Merkezimizdir. Keşke bu merkezlerimiz daha az çalışsaydı, daha az sorunla ilgilenseydi ama maalesef bu sorunlar çığ gibi büyüyor. Bunun artık toplumsal bir sorun olduğunun bilincine varmamız gerekiyor. Buna göre, toplumsal uzlaşıyı sağlayacak, şiddeti önleyecek etkin projelerin, yasaların bir an önce hayata geçmesi gerekiyor" dedi.

'HİÇBİRİ İLK DEĞİL, SON DA DEĞİL'

Mersin'de Özgecan cinayetinden sonra ikinci bir acı olay yaşadıklarını ifade eden Başkan Yeşilboğaz, "Hiçbiri ilk de değildi, son da değildi. Bu konudaki çığlığımıza yetkililer lütfen ses versin. Biz bu işlerin takipçisi olacağız. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezimiz çok fazla dava takip etmektedir. Bize müracaat eden veya bizim farkında olup müdahale ettiğimiz kadına şiddetle ilgili neredeyse bütün davalara müdahil oluyoruz, bütün davaları takip ediyoruz. Kadın Hakları Merkezimiz bu konuda çok etkin ve özverili çalışıyorlar. Kadın Hakları Merkezimizde görev yapan bütün meslektaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diye konuştu.

'TASARLAYARAK, CANAVARCA HİSLERLE YAPMIŞ'

Kadın Hakları Merkezi Başkanı Güner, sanığın en ağır cezayı alması için mücadele edeceklerini kaydederek, şunları söyledi:

"Mağdur ailenin acısını paylaşıyor, başsağlığı ve sabır diliyoruz. Cinayeti nefretle kınıyoruz. Yine bir kadın boşanmak istediği için öldürülmüştür. Sanık bu suçu tasarlayarak ve canavarca hislerle işlemiş bulunmaktadır. Sanığın işlemiş olduğu bu suç nedeniyle yaptığı savunma; kadın cinayetleri sanıklarının yapmış olduğu kalıp savunmadan başka bir şey değildir. Kadın Hakları Merkezi olarak yargılama süreci boyunca ailenin yanında olacağız. Cemile için adalet sağlanana dek, hukuksal mücadelemiz devam edecektir. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılması, kasten ve korkunç bir şekilde işlenen bu suç için hiçbir indirimin yapılmaması hepimizin ortak mücadelesi olacaktır."

'KADIN CİNAYETLERİ KADINI YOK SAYAN ZİHNİYETİN ÜRÜNÜDÜR'

Açıklamasının devamında kadın katillerine ceza indirimi uygulanmaması, hafifletici sebepler aranmaması gerektiğini vurgulayan Güner, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun raporlarında, 2017 yılında 409 kadının öldürüldüğü, 2018 yılı bitmeden bu sayının 397'ye ulaştığı, Mersin'de her iki ayda, bir kadının öldürüldüğü bilgisi hepimizin malumudur. Kadın cinayetlerinin tümü; kadını yok sayan, kadını yok etmeyi kendine hak sayan bir zihniyetin ürünüdür. Buna karşı toplumsal olarak mücadele öngörüyoruz. Toplumun kadın cinayetlerine, kadınların uğradığı her türlü şiddete sessiz kalması; yeni mağdurlar ve mağdur aileleri yaratacaktır. Kadınların yaşam hakkına yönelen bu suçlarda sanıklara hak edilen cezaların verilmesi, mücadelemizin temelini oluşturmaktadır. Bu mücadelemiz, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet son bulana kadar devam edecektir."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------

-Adliyenin görüntüsü

-Avukatlardan genel ve detay görüntüler

-Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz'ın açıklaması

-Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner'in açıklaması

-Cemile Ertürkoğlu'nun abisi Cem Aslan'ın görüntüsü

(BOYUT: 153 MB) (SÜRE: 01.25 DK)

Haber-Kamera: Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN,

===============

Küçük çocuğun ölümüne neden olmakla suçlanan doktorlar yargılanıyor

İzmir'de, öksürük şikayetiyle götürüldüğü hastanede yaşamını yitiren 5 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un ölümüyle ilgili, haklarında 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan dava açılan doktorlar E.A. (Elif Abay) ve E.B.Ç.K.'nin (Emine Burcu Çığşar Kuzu) yargılanmasına başlandı. Sanıkların katılmadığı duruşmada baba Murat Işıksoy, "Evladıma zamanında ve yeterli müdahale yapmadılar" dedi.

Bornova'da yaşayan Murat ve Asiye Işıksoy çifti, geçen yıl mart ayında oğulları Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'u öksürük şikayetiyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne götürdü. Burada tedaviye alınan küçük çocuk, bir süre sonra fenalaşarak hayatını kaybetti. İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside, küçük çocuğun akciğer enfeksiyonu sonucu öldüğü belirlendi. Çocuklarının ölümünde doktorların ihmali olduğunu düşünen Işıksoy çifti, acil serviste görev yapan doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K.'dan şikayetçi oldu. Konak Kaymakamlığı, doktorlar hakkında soruşturmaya izin vermedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda doktorların kusurlu olduklarının belirtilmesi üzerine Işıksoy ailesi, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi'ne itirazda bulundu. İtirazın yerinde görülmesinin ardından doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K. hakkında 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan dava açıldı.

İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanıklar E.A. ve E.B.Ç.K. katılmazken, ölen Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un annesi, babası ile tarafların avukatları hazır bulundu.

"DOKTOR, 'ÖLMESİNİ Mİ BEKLİYOR SUNUZ' DEDİ"

Duruşmada doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K.'den şikayetçi olduğunu söyleyen baba Murat Işıksoy, "Oğlumu o gece öksürük şikayetiyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne götürdüm. Triaj bölümünde sıra aldıktan sonra 5-10 dakika bekledik. Sonra bir doktor muayene etti. Film ve idrar tahlili istedi. Fakat çocuğum bir şey yiyip içemediği için tahlil veremedi. Daha sonra kan tahlili istediler. Kan almak için uğraştılar. Fakat bir türlü kan alamadılar. Çocuğumun o sırada öksürüğü devam ediyordu. Oksijen verdiler, ancak bir türlü kan alamayınca enjektörle koluna bir şey yaptılar. Sorduğumda kan alabilmek için dediler. Sonra bakı bölümüne aldılar. Orada 25-30 dakika bekledik. Bu sırada çocuğumun vücudunda morarmalar başladı. Bakı bölümünün orada duran bir doktor bilgisayardan televizyon izliyordu. Morarmaların olduğunu söyleyince bana söylendi. Ancak çocuğumu görünce panikleyip diğer doktorlara haber verdi. Gelen erkek doktor, 'Daha neyi bekliyorsunuz? Ölmesini mi bekliyorsunuz? Hemen canlandırma odasına alın.' dedi. Orada çocuğuma müdahale ettiler ve bize hiç bilgi vermediler. Kardeşim kapı açıldığında çocuğumun kefenlendiğini görmüş. Sonra biz odaya girdik ve doktorlar oradan ayrıldı. Çocuğumla zamanında ve yeteri kadar ilgilenmediler. Doktorlardan şikayetçiyim" dedi.

Hakim, sanık doktorların bir sonraki duruşmada hazır bulundurulmalarına karar vererek, duruşmayı erteledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------

Yaşamını yitiren 5 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un doğum gününden görüntü

Küçük çocuk parkta oynarken görüntü

Hastaneden görüntü

Haber-Kamera: Mehmet CANDAN/ İZMİR,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-14 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement