Dha yurt bülteni-14 - Son Dakika
Güncel

Dha yurt bülteni-14

Dha yurt bülteni-14

MLKP'Lİ TERÖRİSTLER SALDIRI ÖNCESİ PERUKLA KEŞİF YAPMIŞAdana'da, içinde özel harekat polislerinin olduğu zırhlı polis servisine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen MLKP üyesi teröristlerden birinin olaydan bir gün önce peruk takıp, keşif yaptığı ortaya çıktı.

01.10.2019 15:52
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MLKP'Lİ TERÖRİSTLER SALDIRI ÖNCESİ PERUKLA KEŞİF YAPMIŞ

Adana'da, içinde özel harekat polislerinin olduğu zırhlı polis servisine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen MLKP üyesi teröristlerden birinin olaydan bir gün önce peruk takıp, keşif yaptığı ortaya çıktı.
Olay, 25 Eylül'de Yüreğir ilçesi Kozan Bulvarı üzerinde meydana geldi. Özel harekat polislerini taşıyan zırhlı polis midibüsüne düzenlenen bombalı saldırıda, 1'i polis memuru, 5 kişi yaralandı. Terör saldırısının ardından, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, olayın faillerinin yakalanması için özel ekip kurdu. Saldırının meydana geldiği bölgede 150 güvenlik kamerasını inceleyen polis, teröristlerin MLKP üyesi Ozan Sözmen ve Fırat Şeran olduğunu saptadı. Olaydan kısa süre önce, bölgede ev kiralayarak burada keşif yapan teröristlerin görüntüleri güvenlik kameraları tarafından da kaydedildi. Saldırganların gizlenebilecekleri yerlere baskın düzenleyen polis, Ozan Sözmen ve Fırat Şeran'ın yakalanmasının an meselesi olduğunu bildirdi.
Soruşturmayı genişleten Terörle Mücadele ekipleri, Ozan Sözmen ve Fırat Şeran başka örgüt bağlantılarını araştırırken teröristlerin yeni güvenlik kamerası görüntüleri de ortaya çıktı.
Güvenlik kamerası görüntülerinde saldırı günü şapkalı olduğu belirlenen Fırat Şeran'ın olaydan bir gün önce peruk takıp, bölgede keşif yaptığı saptandı.

Görüntü Dökümü
------------
Terörist Fırat Şeran'ın kafasında peruk ve elinde çanta ile yürürken görüntüsü

Haber-Kamera: ADANA,

=====================================

DEAŞ'IN TEL ABYAD EMİRİ, SINIRI GEÇERKEN YAKALANDI

Suriye'den yasa dışı yollarla Türkiye'ye geçmeye çalışan terör örgütü DEAŞ'ın sözde Tel Abyad emiri H.İ., Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde yakalandı. H.İ.,yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.
Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollarla geçmek isteyen şüpheli ihbarını alan jandarma, sınır bölgesinde önlemlerini arttırdı. Devriye görevi sırasında da sınırı geçmeye çalışan H.İ.'yi yakalayarak, gözaltına aldı.
İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülen H.İ.'nin sorgusunda, DEAŞ üyesi ve örgütün sözde Tel Abyad emiri olduğu ortaya çıktı. Üzerinde çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilen H.İ., jandarmadaki işlemlerinin ardından yoğun güvenlik önlemleri altında Akçakale Devlet Hastanesi'ne götürülerek, sağlık kontrolünden geçirildi. Ardından da Şanlıurfa Adliyesi'ne sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------
Jandarma aracından indirilen DEAŞ'lı
Adliyeye götürülen şüpheli
Genel ve detay görüntüler

Haber: Ali LEYLAK-Kamera: -ŞANLIURFA-DHA

=====================================

ÖLÜMLÜ KAVGANIN ARDINDAN MAHALLEDE TOMA'LI ÖNLEM

İzmir'in Karabağlar ilçesinde, 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı bıçaklı kavganın ardından polis ekipleri, mahallede TOMA'larla güvenlik önlemi aldı.

Olay, dün saat 20.30 sıralarında Salih Omurtak Mahallesi 9618 Sokak'ta meydana geldi. Osman S. iddiaya göre, 2 çocuk babası Selahattin Bakır'ın (39), 10 yaşındaki çocuğuna, gürültü yaptığı gerekçesiyle küfretti. Olayı gören Selahattin Bakır ile Osman S. arasında tartışma çıktı. Babası Osman S.'nin tartıştığı gören Orhan S., elinde bıçakla ikilinin yanına geldi. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavgada Selahattin Bakır sırtından, olayı görüp gelen kardeşi Gökhan Bakır (22) ise karnından bıçaklandı. Arbede sırasında arada kaldığı ileri sürülen Barış P. ise kolundan bıçakla yaralandı.

Çevre sakinlerinin ihbarı üzerine mahalleye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Selahattin Bakır, yapılan müdahalelere karşın kurtarılamadı. Kardeşi Gökhan Bakır'ın da sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi.
Polis olayın ardından Osman S. ve oğlu Orhan S.'yi gözaltına aldı. Emniyete götürülen baba ve oğlunun işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
Selahattin Bakır'ın cenazesi, Limontepe Merkez Camisi'nde, öğle vaktinde kılınan cenaze namazının ardından Narlıdere Mezarlığı'na defnedildi.
Yeni bir olayın yaşanmaması için Yunus, Çevik Kuvvet ve çok sayıda asayiş ekibi mahallede önlem aldı. Mahallede 2 TOMA da hazır bekletildi.

Görüntü Dökümü
------------
Muhabir Davut Can'ın anonsları
Mahalledeki polislerden görüntü
Ölen Selahattin Bakır'ın fotorafı

HABER: Davut CAN- Mustafa KÖPRÜLÜ/ İZMİR

====================================

ALAÇATI AÇIKLARINDA BALİNA HEYECANI (2)

'SULAR ISINDIĞI İÇİN AKDENİZ'DEN GELMİŞ OLABİLİR'

İzmir'in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı açıklarında, yavrusuyla birlikte yüzen balinanın Ege Denizi açıklarında görülebilen bir tür olduğunu ifade eden Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Okan Akyol, tekneyle bölgede gezenler tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülenen türün 'Fisetar Makrosefalus' denilen bir kaşalot türü olduğunu ifade etti. Bu balina türünün Akdeniz'de bulunan 20 balina türünden sadece bir tanesi olduğunu anlatan Prof. Dr. Akyol, "Dişi balinalar içerisinde en büyük olan tür budur. Dişileri 12 metre boya ve yaklaşık 20 ton ağırlığa kadar ulaşır, erkekleri ise 20 metre boya 50 ton ağırlığa kadar ulaşır. Bu balina türü zaman zaman Fethiye açıklarında Güney Ege'de rastlanan bir türdür" dedi. Kaşalot türüyle ilgili geçmişte yaşanan bazı olaylardan örnekler veren Akyol, şöyle devam etti:
"21 Haziran 2002 tarihinde bir olay yaşanmış. Kılıç ağlarına takılan büyük bir kaşalot türü 3 gün boyunca beslenememiş ve çaresiz bir şekilde o bölgede sürüklenmişti. Daha sonra Türk Deniz Araştırmaları Vakfı ile Deniz Komutanlığı'nın ortak çalışmasıyla 8 saatte yakalandığı ağlardan kurtarılarak özgürlüğüne kavuşmuştu. Yine bu kaşalot türü balinalar Fethiye'de nisan-mayıs aylarında gözlemlenebilir. En son geçen mayısta Fethiye'deki sığ sularda görüntülenmişti. İzmir'de olması, aslında bizim için ilginç değil. Akdeniz'in her tarafında olabilir. Ama daha önce İzmir'de fazla görülmemişti. Açık sularda Güney Ege'den Doğu Akdeniz'e geçip tekrar Batı Akdeniz arasında seyehat eden bu tür, suların ısınması ya da bir besinin peşinden gidiyor olması nedeniyle kuzeye doğru yönlenmiş olabilir. Olay bizim için çok şaşırtıcı değil."
Yanında bir yavrusu da bulunan balina türünün, 16 ay gebelik süresi sonucu 1 yavru yavrulayan bir tür olduğunu ifade eden Prof. Dr. Okan Akyol, "Yavrular 4 metre boyunda 1 ton ağırlığında olur. Yavrusuyla beraber balıkçılar tarafından rahat görülmesinin sebebi, yavrular dibe dalamadıkları için aileden bir bireyle yüzeyde seyahat etmiş. Normalde derin sularda ve okyanuslarda geniş dağılım gösterirler. Geçmişte balina avcılığının önemli türlerindendi. Burada bize ilginç gelen iç denizde olması. Normalde okyanusun önemli bireyleridir" dedi.
Bu balinaların herhangi bir tehlikesi olmadığına da dikkat çeken Akyol, balıkçılık için ya da insanlar için zararlı olmayan bu türün yalnız seyahat eden sessiz hayvanlar olduğunu vurguladı.

Görüntü Dökümü
------------
-Prof.Dr. Okan Akyol ile Urla İskelesi'nde detay görüntü,
-Prof.Dr. Okan Akyol ile röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

=====================================

HAYVAN SAHİPLERİNE YÜKSEKTEN ATLAMA VE DÜŞME UYARISI

Mersin'de, kedi ve köpeklerin sıkça başına gelen yüksekten düşme-atlama vakaları konusunda hayvan sahiplerini uyaran veterinerler, gerekli önlemler alınmaması halinde düşme ve atlama vakalarının ciddi sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.
Büyükşehir Belediyesi Kaşlı Geçici Hayvan Bakımevi Veterinerleri, son günlerce sıkça meydana gelen yüksekten düşme ve atlama vakaları üzerine hayvanseverlere uyarıda bulundu. Sıkça karşılaşılan yüksekten atlama vakalarına karşı hayvanseverlerin gerekli önlemleri almaları gerektiği konusunda uyarıda bulunan Veteriner İsmet Oğulcan Karakuş, "Hayvanların rahat bir yaşam sürdürebilmeleri için kısırlaştırılma ve file sistemleri şart. Böylece sıkça karşılaştığımız yüksekten atlama ve düşme vakalarının önüne geçilmesi mümkün" dedi.
Yüksekten düşme ve atlama vakalarının en önemli sebebinin çiftleşme ve eş bulma içgüdüsü olduğunu ifade eden Veteriner Hekim Karakuş, havaların ısınmasıyla birlikte bu vakaların sayısında artış olduğunu belirterek, "Özellikle kediler mevsimsel poliöstrik hayvanlar, bu demek oluyor ki havaların ısınması güneş ışığının artmasıyla birlikte seksüel siklus göstermeye başlıyorlar. Çiftleşme içgüdüleri artması ile beraber eş bulma güdüleri de harekete geçiyor. Atlamalar genellikle bu şekilde oluyor" diye konuştu.
Yüksekten atlama ve düşme vakalarının en önemli sebebinin kısırlaştırma yapılmaması olduğuna dikkat çeken Karakuş, kısırlaştırma yapılmayan hayvanlar için ise evlere file sistemi kurulması gerektiğini söyledi.  Karakuş, "Bizim en büyük önlemimiz ve tavsiye ettiğimiz önlem kısırlaştırma. Kısırlaştırma ile seksüel siklusun önüne geçerek daha rahat bir hayat yaşamaları sağlanabilir. Kısırlaştırmayı uygun görmeyen vatandaşlarımız var. Onların da kapı ve pencerelerine mutlaka file sistemi yapmaları gerekiyor. File sistemi atlamaların önüne geçmekte önemli bir sistem. Yapılmadığı takdirde ciddi sonuçlar doğabilir" ifadesini kullandı.
Gerekli önlemlerin alınmaması halinde meydana gelebilecek vakaların ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda da hayvan sahiplerini uyaran Karakuş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Atlamalar sonucunda genellikle damak yarıkları, omurgalarda mutlaka hasarlar şekilleniyor. İç kanamalar meydana geliyor. Yüksekten atlama vakalarının çoğu ciddi ve ağır yaralanmalarla geliyor. Biz Sahipsiz Hayvanlar Şube Müdürlüğü olarak sahipli hayvanlara bakamıyoruz. Ama yaralanan kedi ve köpeklerin tedavisini yaptıramayacak olan hayvan sahipleri de ne yazık ki buraya terk ediyorlar."

Görüntü Dökümü
-------------
-Veteriner İsmet Oğulcan Karakuş'un açıklaması
-Kedilerden genel ve detay görüntü
-Köpeklerden genel ve detay görüntü
-Barınaktan genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

======================================

MANDACILIK SU VE MERA OLMAZSA YAPILAMAZ

MANDALAR, ÇAMURLU SUYU SEVİYOR

Manisa'nın Salihli ilçesi, Ege Bölgesi'ndeki ilçeler arasında kayıtlı manda sayısı bakımından 6'ncı, Manisa'da ise ilk sırada yer alıyor. Meralarda otlatılan mandaların suya ve çamura girdiği anlar renkli görüntüler oluştururken, mevcut mandaların Salihli'nin sadece kırsal Eldelek Mahallesi'nde yetiştiriliyor olması da dikkati çekti.
Manisa'ya 62 kilometre, bağlı bulunduğu Salihli ilçesine ise 7 kilometre mesafedeki 439 nüfuslu kırsal Eldelek Mahallesi, manda yetiştiriciliği ile dikkati çekiyor. Toplam 420 mandanın bulunduğu mahallede köylüler, meralarında bu hayvanlar için doğal göletler ve bataklıklar oluşturuyor. Sütü özellikle yoğurt ve kaymak yapımında makbul olan mandaların, yayıldığı meralarda su ve çamurlara girdiği anlarda ortaya renkli görüntüler çıkıyor. Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, manda varlığının yoğun olduğu Eldelek Mahallesi'ni ziyaret edip, manda yetiştiricileri ile bir araya geldi. Mandanın süt verimi az olmasına rağmen talep gören bir hayvan olduğunu belirten Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, "Çünkü sütü oldukça değerli. Manda yetiştiriciliği şu an genel olarak Eldelek mahallemizde yapılıyor. Ancak Ziraat Odası olarak mandanın geniş meraları olan diğer mahallelerde de yayılmasını ve yaşatılmasını istiyoruz. Manda sütünün birçok hastalığa iyi geldiğini biliyoruz. Daha çok kalsiyum içerdiği için başta kalın bağırsak kanseri olmak üzere çocukların gelişimi ve birçok konuda süt, yoğurt ve kaymağın çok faydası olduğunu biliyoruz" dedi.

'MANDACILIK SU VE MERA OLMAZSA YAPILAMAZ'
Baba mesleği manda yetiştiriciliğini 35 yıldır yaptığını belirten Bekir Koşucu, "Tarım ile uğraşırken, bunun yanında hayvancılık yapma zorunluluğumuz var. Birçok artıklarımız oluyor, bunu mandaların beslenmesinde değerlendiriyoruz. Mısır ve buğday sapları olsun, mısır silajı olsun bunlarla mandalarımızı besliyoruz. Şu an damızlık manda yetiştiriyoruz. Yetiştirdiğimiz damızlık mandaları ise Manisa, İzmir ve Afyonkarahisar başta olmak üzere çeşitli illerimize satıyoruz. Mera olmazsa bu mandacılığı yapmamız mümkün değil. Şu an kullandığımız mera devletin olup,10 yıllığına kiraladık. Manda kültürü unutulmuş durumda. Biz de babadan kaldığı için bunu devam ettiriyoruz. Çünkü mandacılık, su ve mera olmazsa yapılamaz. Bunlar mandacılığın yapılabilmesi için en büyük unsur. Bunlar yoksa eğer çiftçinin manda yetiştiriciliği yapması mümkün değil" diye konuştu.
Diğer manda yetiştiricisi Nafiz Koşucu da, "Şu an elimizde 420 manda bulunmakta. Doğal koşullarda meralardan yararlanarak, manda yetiştiriciliği yapıyoruz. Mandalarımızın erkekleri ortalama 700-800 kilo, dişileri ise 600-700 kilo gelmekte. Mandalarımız yılda bir doğum yapmakta ve 11 aylık bir hamilelik süreleri vardır. Sağlıklı bir mandadan 30 yaşına kadar verim almaktayız. Mandalarımız doğa canlısı. Mandalarımız ayrıca güneşten etkilenmezler. Bununda sebebi normal sığır türüne göre derilerinin çok kalın olması ve derilerinin altındaki ter bezlerinin çok az oranda bulunmasıdır. Su ve çamuru çok seviyorlar. Biz de merada yapay göletler oluşturduk. Çünkü mandalarımız çamurlu suda mutlu oluyor" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
-Mandaların görüntüsü
-Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ile röp.
-Manda üreticisi Bekir Koşucu ile röp.
-Manda yetiştiricisi Nafiz Koşucu ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Emre SAÇLI/ SALİHLİ (Manisa),

======================================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha yurt bülteni-14 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement