Dha Yurt Bülteni-16 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-16

MALATYA'DA PASAJDA DAMLAYAN SIVININ KAN OLMADIĞI BELİRLENDİMALATYA'da Kuyumcular Pasajının asma katından zemine damlayan koyu kırmızı renkteki sıvı endişe yarattı.

05.03.2018 21:35
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MALATYA'DA PASAJDA DAMLAYAN SIVININ KAN OLMADIĞI BELİRLENDİ

MALATYA'da Kuyumcular Pasajının asma katından zemine damlayan koyu kırmızı renkteki sıvı endişe yarattı. İl Emniyet Müdürü Ömer Urhal, inceleme yapıldığı ve sıvının kan olmadığını, paslanmadan kaynaklanan metal söküntüsü ile yağmur suyunun karışmasıyla oluşmuş olabileceğini söyledi.Olay, bu sabaha karşı Yenihamam Mahallesindeki Mücevher Sokak'ta bulunan Kuyumcular Pasajında meydana geldi. Pasaj görevlisi Hamit Alper, asma katın tavanından damlayan koyu kırmızı renkteki sıvıyı görünce, durumu polise bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, her hangi bir bulguya rastlamadı. Dün gece ve gündüz inceleme yapan polisler, sıvının kan olmadığını tespit etti. İl Emniyet Müdürü Ömer Urhal, kan olmadığı belirlenen sıvının, asma kattaki paslı metal söküntüsünün yağmur suyuyla karışmasıyla oluşmuş olabileceğini söyledi. Urhal, "Su parçası, pas damlamıştır. Polisiye açıdan hiçbir durum yok" dedi. Pasaj Başkanı Mehmet Sarıcı ise pasajda olumsuz bir durumun olmadığını ifade ederek, "Her taraf kamera dolu ve buranın güvenliği var, bekçisi var, otomatik kepenkleri var. Sabah geldiğimizde 'Böyle böyle olmuş, şurada kan lekesi var.' Koku da yok, bir şey de yok. Abartılmış ve şu anda bir komedi, başka bir şey değil" diye konuştu.

Durumu polise bildiren pasaj bekçisi Hamit Alper de sıvıyı görence durumu polise bildirdiğini anlatarak, "Geldiler, kapıyı açtım baktılar. Çekme kata baktılar, iz yok, bir şey yok" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

Kuyumcular Pasajı

Pasaj tavanından detay

Mehmet Sarıcı ile röp.

Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA)

====================================

POLİSTEN KAÇAN OTOMOBİLDE ESRAR VE PALA ÇIKTI, 3 SURİYELİ GÖZALTINDA

ŞANLIURFA'da polisin 'dur' ihtarına uymayan sürücünün kaçtığı otomobil, takip sonucu durduruldu. Otomobilde yapılan aramada 1 kilo esrar ve pala ele geçirilirken, Suriyeli 3 kişi gözaltına alındı.

Olay, akşam saatlerinde Şehitlik Mahallesinde meydana geldi. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı motorize yunus timleri, uyuşturucu ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik gerçekleştirdiği denetim sırasında durumundan şüphelendikleri bir otomobili durdurmak istedi. Polislerin 'dur' ihtarına uymayan plakası açıklanmayan otomobil, kovalamayla durduruldu. Otomobilde yapılan aramada 1 kilo esrar ve pala ele geçirildi. Esrar ve palaya el konulurken, otomobilde bulunan ve isimleri açıklanmayan 3 Suriyeli gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

Olay yerinde toplanan polisler

Şüphelilerin aracında ele geçirilen esrar

Suriyelilere ait pala bıçağını tutan polis

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

======================================

Prof. Dr. İlber Ortaylı: Antalya ucuz turizme feda edilecek yer değil

ANTALYA'nın fethinin 811'inci yıldönümü nedeniyle konferans veren Prof. Dr. İlber Ortaylı'yı dinlemeye gelenler 1500 kişilik salona sığmadı. Salon dışında da 500'ü aşkın kişi sandalyeler ve yerlerde oturarak Ortaylı'yı sinevizyondan dinledi. Prof. Dr. Ortaylı, Antalya'daki devasa otel yapılaşmalarını eleştirerek, "Antalya tabiatı böyle ucuz turizme feda edilecek yer değilö dedi.

Antalya'nın fethinin 811'inci yıldönümü nedeniyle Prof. Dr. İlber Ortaylı, Antalya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen Fetih Konferansı'na konuşmacı olarak katıldı. AKM Aspendos Salonu'nda düzenlenen konferansa ilgi yoğun gördü. 1500 kişilik salonun merdivenlerinin dahi dolduğu konferansı 500'ü aşkın kişi de AKM önünde kurulan sinevizyondan takip etti. Salona giremeyen dinleyiciler için dışarıda oluşturulan sandalyeler de dolarken, onlarca kişi de yerlere oturarak Prof. Dr. İlber Ortaylı'yı dinledi.

Prof. Dr. Ortaylı'nın konferansına Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Ak Parti Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç, Garnizon Komutanı Piyade Albay Tahir Savran, Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Partili Menderes Türel, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Cengiz Yıldız, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan, Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar gibi protokol üyelerinin de ilgi gösterdi.

TARİHİ M.Ö. 3'ÜNCÜ ASIR

Antalya'nın tarihinin fevkalade önemli olduğunu belirten Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türk arkeoloji uzmanlarının çalıştığı ilk bölge olduğunu kaydetti. Antalya'nın kıyıda, köşede, gölgede kalan bir Selçuklu- Osmanlı dönemi olduğunu ve bunun maalesef hem bölge sakinlerinin hem de Türk tarihçiliğinin hafızasında pek yer etmediğini söyledi. Şehrin Helenistik devirden sonra ortaya çıkan bir yer olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaylı, M.Ö. 3'üncü asrın sonundan itibaren kurulup gelişen bir yer olduğunu ve öncesinde de burada yerleşme olduğunu, Antalya'nın taşıdığı ismin de zaten Kral Attalos'un ismi olduğunu anlattı.

'TÜRKİYE'NİN ETNOGENETİK YAPISININ DEĞİŞİMİNİ DÜNYA KOLAY HAZMEDEMEZ'

Türklerin Anadolu'nun son fatihleri ve çok geç fatihler olduğunu dile getiren Prof. Dr. İlber Ortaylı, 12'nci asırda dünyanın yeni etnik ve yerleşim coğrafyasının oturduğunu söyledi. Avrupa ülkelerinin 5-6'ncı yüzyıllarda oluşumunu tamamladığı kaydeden Prof. Dr. Ortaylı, "Siz düşünün ki Türkiye 12'nci asırda oluşumunu tamamlıyor. Onun için Türkiye'nin etnogenetik yapısının değişimini dünya kolay hazmedemez. Bu size bir slogan olarak değil, olayı anlamanız içindir. Soğukkanlı bakarsanız bu kolay hazmedilebilecek bir olay değil. Nitekim İslam dünyası bile bir parçacık uyanmaya başladığında orada 7 asırdır oturan Endülüs medeniyetinin İspanyollar tarafından silinmesini ve itilmesini hazmedememeye başladıö dedi.

ANTALYA HEP YOĞUN GÖÇ ALIYORDU

Antalya'nın yoğun bir göç aldığını ve kültürel açıdan burada bir dengesizlik olduğunu da ifade eden Prof. Dr. İlber Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu 1960-70'den sonra değil hep böyledir. Bir tarafta göçebeliğin hakim unsurları Korkuteli, Elmalı'da, bir tarafta tamamen yeni yerleşim Side, Pamfilya, Antalya'da, bir tarafta kırsal kesimin kendine has rehaveti. Bir tarafta ticari bir atılımın hırsı bir arada bulunmaktadır. Aşırı nüfus artışı memleketin bünyesini zorlamaktadır. Bugün 70 bin kişilik bir üniversite var ve bu üniversitenin Tıp Fakültesi derhal kendini gösterdi. Çünkü Türkiye iki asırdır tıp devrimi yapan bir ülke. Yani askerliğin çok önemli bir parçası olduğundan ilk atılım tıp ve mühendisliktir. Çünkü onunla harp ediyorsun. Bu üniversite, daha da kursan kaç tane tıp fakültesi idare eder, kendini çok iyi gösteren bir tıp fakültesine sahip oldu. Ama aynı şeyi öbürleri için söylemek çok zor.ö

'ÜNİVERSİTEYLE ŞEHRİ KALKINDIRIRIZ' TEORİSİ ÇOK YANLIŞ

70 bin talebinin bulunduğu bir üniversitenin kendi içinde akademik sorunları bir ölçüde halledebilse bile bir çevre yaratamayacağını kaydeden Prof. Dr. Ortaylı, "Şu teori çok yanlıştır. 'Üniversiteyle bir şehri kalkındırırız.' Şehrin ancak bakkalını, çakkalını ve açgözlü ev sahiplerini kalındırırsınız. Şehir üniversiteyle kalkınmaz. Bu mümkün değil. İnsan, Avrupa Ortaçağından bakarak tetkikini yapmak zorundadır. Yani Avrupa'ya Oxford Üniversitesi var, niye? Çünkü Londra'nın burnunun dibinde, o tarihte bir günlük yürüyüşle gidiliyordu, bugün hiçbir şey değil 45 dakika. Çünkü şehirle üniversite her zaman bağdaşamaz. Talebeler ve hocalar şehrin kazıkçılığından şikayet eder, kavga çıkarırlar. Şehirde onların getirdiği ahlaksızlık ve gürültücülükten şikayet ederler. Dolayısıyla hiçbir Avrupa ülkesi şuraya bir üniversite kurayım da şurası kalkınsın demez. Üniversiteler doğrudan doğruya kendi fildişi kulesi içinde çalışmak, üretmek zorundadırö dedi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Antalya'da bundan sonra yapılması gerekenin İnan Kıraç'ın yaptığı gibi bir müze yapılması ve kazıların beslenmesi olduğunu, bunun da kente hayat vereceğini kaydetti. Ortaylı, "Filan veya falanın yaptığı gibi tiyatro, sinema festivali yaparsın diyemeyeceğim, çünkü o fasıl Antalya'ya gerekeni veremedi. Birtakım çıkan eserlerin tescili ve öğretilmesi yoluna gidilir. Bunun için bir takım sivil kuruluşlar fevkalade önemlidir. Efendim belediye yapsın ama belediyeden evvel sizin kendinize bakmanız gerekirö dedi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Antalya'nın çok önemli bir şehir olduğu ve 2.5 milyonluk bir kentin bir kültürel atalet içinde kalamayacağını vurguladı.

DEVASA OTEL ELEŞTİRİSİ

Gerçek anlamda Akdeniz'in fethinin Alanya'da, oradaki tershanede olduğunu da ifade eden Prof. İlber Ortaylı, şehirdeki otel yapılaşmalarıyla ilgili de eleştiride bulundu.  Prof. Dr. Ortaylı, şöyle konuştu;

"Devamlı efendime söyleyeyim bir takım arazileri, çevre zenginliğini meydana getiren bölgeleri, ekolojik alanları, otellere açmakla bunun getireceği turizmle geçinmek fazla kar getirmez. Öyle devasa otellerle devamlı bir turizm geliri sağlanmayacağı bizden evvel İspanya'da denendi. İspanya hayalet şehirlerle dolu, önüne gelen yazlık yapmış kendine, kooperatifler kurmuş, hepsi boş kalmış. Antalya tabiatı böyle ucuz turizme feda edilecek yer değil. Akdeniz'in en güzel manzaraları burada, jeolojik bakımdan en enteresan yapılaşması burada, hiçbir yerde burada 30 derecede sıcağa girip ondan sonra bir saat yol alıp bu mevsimlerde bile kar yağsa kayak yapabileceğin yere ulaşamazsın. Bunlar çok azdır ve hiçbir yerde bu derecede tabiat zenginliğiyle tarih bir arada bulamaz. Burası Roma İmparatorluğu'nun en zengin eyaletidir. İtalya bir Anatolia iki. Pamfilya da bölge olarak çok zengin. Bu kadar bereket İtalya yarımadasında bulunamaz. Bu Selçuklu devrinde de böyleydi.ö

Konferansın ardından Vali Münir Karaloğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya çini sürahi hediye etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Salon detay

-Kalabalık detay

İlber Ortaylı konuşma

Detay

Haber-Kamera: Mehmet ÇINAR-Tolga YILDIRIM/ ANTALYA,

======================================

Karadeniz derneklerinin düzenlediği 'Çadır Günleri'nde vatandaşlara 5 ton hamsi ikram edildi

Kocaeli Gebze ilçesinde Karadeniz dernekleri tarafından organize edilen 'Çadır Günleri'nde yöresel yemeklerin tanıtımına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Etkinlikte pişirilen yaklaşık 5 ton hamsiyi yemek için uzun kuyruklar oluşturdu.

Gebze'de yapılan 'Çadır Günleri'  10 Karadeniz Derneği tarafından organize edildi.  Gebze Stadı'nın önünde kurulan çadırda Karadeniz bölgesinin yöresel yemekleri ve markaları tanıtıldı. 'Çadır Günleri'nin açılışında kurdele kesimi yapılırken vatandaşların yoğun ilgi gösterdi.  Stantlardaki ürünler uygun fiyatlarla vatandaşlara sunuldu.

HAMSİ VE MIHLAMA İÇİN UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU

Karadeniz Dernekleri, 'Çadır Günleri'nin açılışında ziyaretçilere Karadeniz mutfağının vazgeçilmezi olan hamsi ve mıhlama ikram etti. Izgarada pişirilen 5 ton hamsiyi yemek için vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.  Dev kazanlarda bin kişilik mıhlama yapılıp dağıtıldı.  Vatandaşların Karadeniz yemeklerini tattığı  'Çadır Günleri' 15 Mart tarihine kadar açık olacağı belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

'Çadır Günleri'nden görüntü

Vatandaşlardan görüntü

Stant ve Karadeniz bölgesinin yöresel ürünleri

Hamsilerin pişirilmesi ve dağıtımı

Pişirilen mıhlamanın ikramı

Uzun kuyruklardan görüntü

Vatandaşlar ile röp.

Detaylar

Haber-Kamera: KOCAELİ,

=========================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-16 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement