Dha Yurt Bülteni - 16 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 16

AK PARTİLİ ŞENTOP: BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI SAHTEKARLIKTAN VAZGEÇMELİTBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu eleştirerek, "Barolar Birliği Başkanı sağda, solda gezeceğine, önce oturup eleştirileri...

15.03.2017 18:39
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK PARTİLİ ŞENTOP: BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI SAHTEKARLIKTAN VAZGEÇMELİ

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu eleştirerek, "Barolar Birliği Başkanı sağda, solda gezeceğine, önce oturup eleştirileri için hazırladıkları metindeki bilgi hatalarını düzeltmesi lazım. Milleti kandırmaması, sahtekarlıktan vazgeçmesi lazım" dedi.

Mustafa Şentop, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen 'Yeni Hükümet Sistemi Olarak Cumhurbaşkanlığı' isimli konferansa katıldı. Gaziantep Valisi Ali Yerlika, üniversite rektörü Prof. Dr. Ali Gür, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı konferansta konuşan Şentop, yeni Anayasa ile mevcut sistemdeki vesayetçi yapının ortadan kalkacağını söyledi. Yenisi yapılmadığı sürece Türkiye'nin Anayasa ile ilgili sorunlarının bitmeyeceğini ifade eden Şentop şunları söyledi: "Yeni Anayasa ile birlikte mevcut Anayasa ruhunu teslim edecektir. Seçilenler tarafından yapılan yeni bir Anayasa gelmediği sürece Türkiye'nin, Anayasa ile ilgili sorunları bitmeyecektir. Peki bu Anayasa ruhu nedir ' Bunu bir otomobile benzetiyorum. Bunun içerisinde bir farklılık var.Hepiniz biliyorsunuz sürücü kurslarında kullanılan otomobilleri. Bunun sol tarafı normal bir sürücünün kullanması için düzenlenmiş. Bu aracın sağ tarafında da bu aracı kontrol etmek için düzenlenmiş ve gaz var, debriyaj var, fren var. Şimdi aracı soldaki şoför kullanıyor ama sağdaki de istediği zaman, gerektiği zaman sürücüye müdahale ediyor. Bazen bunu soldakine fazla fark ettirmeden, bazen onunda fark edeceği kadar, bazen soldakini tamamen devre dışı bırakarak, bazen de sinirlendiği zaman soldakini kapıyı açarak aşağı iterek gerçekleştiriyor. Ama istediği zaman aracın hem hızına hem de istikametine hükmedebiliyor. İşte bu örnekle izah ediyorum. Soldaki seçilmiş siyasetçi aracı yönetmesi gereken aslında o. Sağda ki de vesayeti temsil ediyor. Sürekli müdahale halinde de, müdahale bazen çok görünür boyuta ulaştığı zamanlarda işte 12 Mart 1971'de, 28 Şubat 1997'de soldakini etkisiz hale getirmiş, aracın kumandasını almış kendileri götürüyor. 12 Eylül 1980 ise, kapıyı açıp soldakini aşağıya atmış araçtan. Şimdi tabi vesayet söylendiği zaman '14 senedir Türkiye'de bir iktidar var, vesayeti hep telaffuz ediyorsunuz. Hala bu vesayet konusunda bir yol alınmadı mı" diyorlar. Vesayet ile mücadele 14 senedir yapıldı. Bu mücadelenin sonunda yavaş yavaş süreç içerisinde önce sağdakinin müdahalesine ses çıkartarak, sonra sağdakini etkisizleştirmeye çalışarak en sonunda da sağdaki kapıyı açıp sağdaki vesayetçiyi aşağıya atarak mücadeleyi sürdürdük. Bu yeterli mi' Yeterli değil. Çünkü sadece adamı indirmek yetmiyor. Aracın sağ tarafında araca kontrol etmek için konulan mekanizma durduğu sürece birileri sağ tarafa oturmak için heves edecektir. İşte 15 Temmuz'da Türkiye'nin yaşadığı budur. FETÖ aracın sağ tarafından da araca istikamet verildiğini kontrol edilebildiğini biliyor. 40 yıldır da bu sağ tarafa oturmak için hazırlanmış. 15 Temmuz 'da sağ tarafa oturmak için teşebbüs etti. Yine milletimizle beraber onu aşağıya attık. Yapılması gereken ne? Yapılması gereken; bu aracın sağ tarafındaki araca kumanda imkanı veren o mekanizmaları sökmektir. Aslında doğrusu aracı değiştirmektir. Trafikte seyreden normal araçlardan birisi haline dönüştürmek yada yeni bir araç yapmaktır."

BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI BİLGİLERİ GİZLİYOR

Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun, Anayasa değişikliği paketindeki bazı bilgileri paylaşmadığını öne sürdü. Şentop, Feyzioğlu'nun Anayasa paketindeki bir maddeyi baz alarak, "Kendi kendini bile toplantıya çağıramayan bir meclisle karşı karşıyayız" diyerek yorum yaptığın dile getirerek şöyle konuştu: "Hal bu ki 3'üncü fıkra duruyor. Meclis Başkanı'nın toplantıya çağırması, milletvekillerinin 5'te 1'nin talebi üzerine meclisi toplantıya çağrılması ile ilgili 3'üncü fıkraya hiç dokunmamışız. Ama bunu koysa oraya bu yorumu yapamayacak. Bu yorumu yapabilmek için madde metnindeki bazı bilgileri saklamış. Bir bilgiyi veriyor diğer bilgileri saklıyor ki eleştirebilsin, yorum yapabilsin. Bu bir sahtekarlıktır, açık söylüyorum sahtekarlıktır. Görüşünüz, sonuçta çıkardığınız yorum ne olursa olsun ama bilgi doğru olması lazım. Bilgiyi bozarak bilgiyi deforme ederek bir algı oluşturmaya çalışırsanız bu sahtekarlıktır. Onun için Barolar Birliği Başkanı sağda, solda gezeceğine, önce oturup bu metindeki hataları, bilgi hatalarını düzeltmesi lazım. Milleti kandırmaması lazım, sahtekarlıktan vazgeçmesi lazım."

Anayasa metninin hazırlanma sürecinden bahseden Şentop, yeni Anayasa'nın bir hükümet sistemi değişikliği olduğu ve parlamenter sistemdeki bazı şeylerin Cumhurbaşkanlığı sisteminde olmayacağını söyledi. Gensoru'un yeni Anayasa'da olmamasının nedeninin sistem değişikliğinden kaynaklandığını aktaran Şentop, "Gensoru, parlamenter sistemin bir özelliğidir. Hükümet meclisten çıkıyor, hükümet güvenoyu ile kuruluyor, Gensoru ile güvenoyu geri alınıyor. Bu bir hükümet sistemi farklılığı. Biz hükümetin meclis içinden seçildiği bir sistemden hükümetin direkt halk tarafından seçildiği bir sisteme geçiyoruz. Yine otomobilden örnek verirsek, bugünkü sistem manuel sistemli bir araçken, yeni sistem otomatik sistem bir araç olacak" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Toplantıya katılanlar

Mustafa Şentop'un konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet ÖZER-Eyyüp BURUN-GAZİANTEP-DHA)

=================================================

BOZDAĞ: AVRUPA ADALET DİVANI'NIN ADALETİ VE HUKUKU YOK ETMESİ KABUL EDİLEMEZ (2)

BU MİLLET TANKTAN, TÜFEKTEN, JETTEN KORKMADI HOLLANDA'NIN İTLERİNDEN KORKACAK ZANNEDİYORLAR

Ak Parti Yozgat İl Teşkilatı tarafından düzenlenen bir dizi toplantı ve ziyaretlere katılmak üzere Yozgat'ın Sorgun ilçesine gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada partilileriyle buluştu.

Sorgun Belediye Düğün Salonunda konuşan Bozdağ, PKK terör örgütü, DAEŞ terör örgütü ve FETÖ terör örgütü dahil olmak üzere 10 civarında terör örgütünün Türk devletine ve Türk milletine saldırdığını söyledi. Bozdağ, "Almanya bir yandan, Avusturalya bir yandan, Hollanda bir yandan, İsviçre bir yandan, Belçika bir yandan sanki herkes kendi ülkesinden hükümet sistemi değişiyormuş gibi telaş içinde, korku içinde. Hollanda en son affedersiniz itlerini vatandaşlarımızın üzerine saldı. Demokrasi nerede? İnsan hakları nerede? Hukuk nerede? İnsan hakları sözleşmesi nerede? Avrupa Birliği'nin değerleri nerede? Hepsi mevta" dedi. Avrupa'nın hukuksal değerlerini yok ettiğini belirten Bozdağ, "Avrupa Birliği susuyor. Avrupa Konseyi susuyor. Sizin bu yaptığınız ayıptır. Avrupa değerlerini ve hukuksal değerleri çiğnemektirö dedi.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hollanda itlerini salıyor vatandaşlarımızın üzerine. Zannediyorlar ki korkarlar. Bu millet tankın altına yattı. Jetlerden bomba yağarken korkmadı. Otomatik silahlardan korkmadı. Hollanda'nın itlerinden korkacak zannediyorlar. Bunlara en büyük cevabı hep birlikte vereceğiz. Onun için diyoruz ki 16 Nisan Almanya'ya, Hollanda'ya ya, İsviçre'ye, Belçika'ya, ismini sayamadığım ülkelere ve PKK terör örgütüne, FETÖ terör örgütüne, DAEŞ terör örgütüne verilecek en büyük cevap olacaktır. Bu terör örgütlerinin hepsi de güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Güçlü iktidarın olduğu yerde mikroplar yaşam hakkı bulamazlar. Nasıl ki gençken insanlar kolay hastalanmıyor. Mikroplar vücudu teslim alamıyor. Ama yaşlandıkça mikroplar daha tesirli hale geliyor. Onlarda Türkiye'nin zayıf düşmesini istiyorlar. HDP'yi siz Hayır kampanyasında görüyor musunuz? Neden CHP ile anlaştılar. 'Benim tabanın senin çalışmandan rahatsız, onun için gizliden çalışın. Görünür propaganda yapmayın.' dediler. Neden, halktan korktuğu için bunun yapıyorlar. Onun için bu sistem siyasetçiyi halka mecbur kılan, halka mahkum eden bir sistem.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan görüntü

-Salondan görüntü

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın konuşması

-Salondan detay görüntüler

Haber: Halit YILMAZ/ SORGUN, (Yozgat)

========================================

CHP'Lİ BUDAK: HOLLANDA'YLA BÜTÜN İLİŞKİLERİ ASKIYA AL

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hollanda'ya karşı 'haddini hesabını bildireceğiz' dediğini belirterek, "Bildir bekliyoruz. Bildir, ne yapacaksan arkasındayız. Hollanda'yla bütün ilişkileri askıya al. ve bunu bütün dünyaya duyur. Ticari ilişkileri dondur. Hadi buyur. Ama İsrail'deki, Rusya'daki gibi olmasın" dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Akra Hotel'de düzenlenen toplantısının konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak oldu. Budak, 'Türkiye ve Antalya Ekonomisi ile Anayasa Değişikliği' konulu bir konuşma gerçekleştirdi.

Türkiye'de bugün 1923'ten bu yana olabilecek en önemli referanduma gidildiğini dile getiren Budak, "Şimdi bu tek kale maç gibi ama diğer partilerden milletvekili arkadaşlarımız da burada olsaydı interaktif olurdu. Belki ben eksik söylerdim, belki onlar. Ben onların, onlar da benim eksiğimi tamamlardı. Sizler de tam olarak anlama ve aydınlanma şansına sahip olurdunuz" dedi.

'ÇANTACILAR ŞİRKET PAZARLAMAYA BAŞLAMIŞ'

OHAL kapsamındaki kanun hükmünde kararnamelerle devlet yönetildiği eleştirilerinde bulunan Budak, şöyle konuştu: "Şu anda 1000'e yakın şirkete el konuldu. İlk önce kayyum atandı ve büyük kısmı sıkıntıya düştü. Çünkü hiç kimse mal vermiyor, bankalar krediyi kesti, çek defterleri geri istendi. Nasıl üretime devam edilecek? Isparta'da bir firma daha henüz kanıtlanmamış, yargılanmamış, FETÖ'cü iddia edilen birinin binde 7'lik hissesi olduğu için şirkete kayyum atanmış. Bankadaki kredileri durduruldu, çek defteri geri istendi. Adam çek kesip mal da alamıyor. FETÖ'cü diye şüphelendiğin adamın binde 7 hissesi var, ver o adamlara, sat, aldığın parayı da götür bankaya yatır. Adam aklanırsa gider parasını alır. Kayyum atamaları böyle yapıldı. Sonra TMSF başkanına yetki verildi, o şirketleri TMSF yönetiyor ve satma kararı çıkardılar, yargılama süreci bile başlamadı henüz. Çoğunda da durum böyle. Serveti 15 milyar dolar olan şirketler var. Bir yığın ortağı var ve eğer kefil olduysa ortakları onlar da gitti, şahsi mal varlıklarına el konuldu. TMSF başkanına baskı yapıldı, 'bunların satışını yapın' diye. 'Bu davalar sonuçlanmadan bunların satışı yapılamaz' dedi bir cesaretle ama sonra yine KHK çıkardılar ve satış yetkisini başbakan yardımcısına verdiler. İnşallah o bakan arkadaşımız duyar bunu, duyuyorum ki elinde çantalarla çantacılar şirket pazarlamaya başlamışlar. TMSF'deki şirketleri 'bu veya şu değerden ben sana işi bağlayayım, şu değerden gel sen satın al.'"

YURTDIŞINDA PROPAGANDA YASAĞI 2008'DE GETİRİLMİŞ

Bazı Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerilime de değinen Çetin Osman Budak, "298 sayılı kanunun yurtdışı seçmenlerin oy verme yöntemleri ve genel ilkeler başlıklı 94/a'nın 5'inci fıkrasına göre yurtdışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz. 2008 yılında kendileri getirmiş. Şimdi Rauf Denktaş 2004 yılında buraya gelecek propaganda yapacak, o zamanda dönemin başbakanı yurtdışına gidiyor havaalanında konuşma yapıyor. 'Ne işi var, burada propaganda yapıyor Rauf Denktaş. Gitsin Kıbrıs'ta yapsın' diyor. Dönemin başbakanı diyor" dedi.

'HOLLANDA'YLA BÜTÜN İLİŞKİLERİ ASKIYA AL'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son olarak 'Hollanda'ya haddini hesabını bildireceğiz' dediğini kaydeden Budak şöyle devam etti: "Bildir bekliyoruz. Bildir, ne yapacaksan arkasındayız. Hollanda'yla bütün ilişkileri askıya al. ve bunu bütün dünyaya duyur. Ticari ilişkileri dondur. Hadi buyur. Ama İsrail'deki, Rusya'daki gibi olmasın. İyi, güzel gururumuzu okşuyorsun, yani bize yapılanlara net ve sert bir şekilde karşılık veriyorsun, bizim de koltuklarımız kabarıyor. Ama sonra utançtan yerin dibine geçesimiz geliyor. O yüzden dış politika milli meseledir, burada siyaset falan yapılmaz. Eğer haddini bildirecekseniz sonuna kadar arkanızdayız. Söyledik bunları, genel başkanımız da söyledi. ve hala da ısrarla söylüyoruz. Yapılması gerekeni yapın, takipçisi olacağız. Yaptığınız açıklamalar, verdiğiniz notalar, efendim işte diplomatik ilişkilerin bir süre kesilmesi, ee büyükelçimiz duruyor orada. Hollanda büyükelçimiz duruyor, geri çekin. Niye geri çekmiyorsunuz. Bir şey söylüyorsanız da gereğini yerine getireceksiniz. Bu işin lamı cimi yok. Bu 80 milyonun onurudur. Onurumuzla da oynatmayız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Toplantı salonundan görüntü

Çetin Osman Budak'ın konuşması

HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

===================================

TAŞERON İŞÇİLERİN MAAŞ EYLEMİ

DENİZLİ'de, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 5 milyon 600 bin liraya yaptırılan Çok Amaçlı Spor Salonu inşaatında çalışan 40 taşeron işçi, 2 aydır maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylem yaptı. İnşaat sahası bir araya gelen işçiler, inşaat atıklarını ateşe verdi.

Merkezefendi İlçesi Adalet Mahallesi'nde Adliye Sarayı üzerindeki Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yaptırdığı Çok Amaçlı Spor Kompleksi'nin inşaatında çalışan taşeron işçiler, 2 aydır maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle, inşaat atıklarını ateşe vererek eylem yaptı. İnşaattan duman yükseldiği gören vatandaşlar ise yangın şüphesiyle durumu, itfaiye ve polise bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerine işçiler, engel olarak alevleri söndürmelerini engelledi. Eylem yaptıklarını belirten işçiler, itfaiyenin müdahalesini engelledi.

"YİYECEK YEMEK BULAMIYORUZ"

İşçilerden Erdal Altıntaş, bakanlığın ihaleyi alan firmaya parayı ödediğini ancak parayı firmadan alan alt taşeron şirketin işçilerin parasını ödemediğini belirterek, "Biz burada bakanlığın yaptırdığı spor salonu inşaatında çalışıyoruz. Yaklaşık 40 kişi, 2.5 aydır parasını alamıyor. Taşeron firmaları arıyoruz ancak bugün, yarın diye bizi sürekli oyalıyorlar. Aramızda parasını alamadığı için evinin elektriği kesilen işçiler de var. Yiyecek yemek bulamıyoruz. Sesimizi duyurmak için inşaat atıklarını ateşe verdik. Taşeron firmalar kaçtı ortada hiçbir yetkili yok. 3 gündür iş bıraktık, evlerimizin kiralarını bile ödeyemedik. Bakanlığın bu işe el koymasını istiyoruz. Mağduriyetimiz giderilsin" dedi.

Polis ekipleri işçileri yangının söndürülmesi konusunda ikna etti. İtfaiye ekipleri yangını söndürdü. İşçiler ise bir süre sonra eylemi sonlandırdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

İşçilerden görüntüler

İşçilerin yangına inşaat atıkları atması

İşçilerin konuşmaları

Polislerin ikna etmesi

Yangının söndürülmesi

Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,

===========================================

SEYDİŞEHİR'DE EKİLİ ARAZİLER SULAR ALTINDA KALDI

Konya'nın Seydişehir ve Yalıhüyük ilçelerinde eriyen karların ve yağan yağmur nedeniyle Suğla Depolama Göleti ve drenaj kanallarının taşması sonucu yaklaşık 3 bin 500 dekarlık ekili tarım arazisi sular altında kaldı. Çiftçiler kanalın kenarına, traktörleriyle kurdukları yüzlerce tahliye pompasıyla hem yeniden taşkının yaşanmaması hem de ekili arazilerdeki suyu azaltmak için çalışmalara başladı.

Seydişehir'in eskiden köy statüsünde olan Ortakaraören Mahallesi'ndeki tarımsal sulamada kullanılan Suğla Depolama Göleti ve hemen paralelindeki drenaj kanalı eriyen kar ve son günlerde yağan yağmur nedeniyle suyun debiyi yükseldi. Bunun üzerine gölet ve drenaj kanalındaki pompalarda yetersiz kalınca sular taşmaya başladı. Taşma sonucu çevresindeki yaklaşık 3 bin 500 dekarlık, çoğunluğu buğday, arpa ve pancar ekili olan arazi sular altında kaldı. Bölgedeki çiftçilerde kanalın kenarına yaklaşık 100 traktörle kurdukları tahliye pompasıyla drenaj kanalındaki suyu Suğla Depolama Göleti'ne aktarmaya başladı. Traktörlerin mazot parasının da Seydişehir Belediyesi tarafından karşılanacağı belirtildi.

Karaören Sulama Birliği Başkanı Hasan Gökçe "Drenaj pompaları yetersiz kalıyor. Ayrıca drenaj dereleri ve düdenlerin temiz tutulması gerekiyor. Sorunu kesin çözüm getirmek için Saray boğazından ana kanala cazibeli bir şekilde suyu akıtılması gerekiyor.ö diye konuştu.

(Görüntü Dökümü

------------------

Gölet ve kanaldan detay

Traktörlerle pompayla kanaldan suyun çekilmesi

-Çiftçilerden detay

Hasan Gökçe röp.

Haber- Kamera: Ali SAYLAM SEYDİŞEHİR KONYA

===============================

KAMYON KASASINDA ÖLÜM YOLCULUĞU

İZMİR- Çeşme Otoyolu'nda polis tarafından durdurulan bir kamyonun kasasından, yasa dışı yollardan Yunan adalarına gitmek istediği belirlenen toplam 54 kaçak yakalandı. Bu kişileri yurt dışına çıkartmak istediği ileri sürülen ve polis tarafından gözaltına alınan K.G., işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı.

Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen 13 Mart'ta İzmir- Çeşme Otoyolu'nun Balçova kısmında bir kamyonu durdurdu. Kamyonun brandayla örtülen kasasını açan polisler, 49'u Suriye, 5'i Afganistan uyruklu olmak üzere toplam 59 kaçak yakalandı. Bu kişilerin, yasadışı yollardan Avrupa ülkelerine gitmek için Yunan adalarına geçmek istedikleri öğrenildi. Operasyon sırasında, 6 can yeleği, 1 lastik bot, çeşitli ebatlarda 7 bot tahtası, 2 bot küreği ve 1 bot motoru ele geçirildi. Kaçakları yurt dışına çıkartmak istediği belirtilen K.G. ise gözaltına alındı. Kaçaklar Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edilirken, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.G. tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Kaçaklardan görüntü

-Genel ve detay görüntü

Haber, Kamera: İZMİR,

===================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 16 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement