DHA YURT BÜLTENİ - 18 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 18

DHA YURT BÜLTENİ - 18

İnternet üzerinden anlaşıp fuhuş yaptıranlara operasyonİZMİT'te bir masaj salonunda fuhuş yapıldığını belirleyen polis, salona baskın düzenledi.

26.12.2019 16:18
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İnternet üzerinden anlaşıp fuhuş yaptıranlara operasyon

İZMİT'te bir masaj salonunda fuhuş yapıldığını belirleyen polis, salona baskın düzenledi. İnternet üzerinden fuhuşa aracılık ve yer temin ettikleri gerekçesiyle 1'i kadın 3 kişi gözaltına aldı.

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro ekipleri, İzmit'te internet üzerinden anlaşarak, bir masaj salonunda buluşup fuhuş yapıldığı bilgisine ulaştı. Polis, masaj salonunun bulunduğu binayı takibe aldı. Masaj salonundan çıkan kişilerin ifadesine başvuran polis, masaj salonuna baskın düzenledi. Polis, 'Fuhuşa aracılık ve yer temin etmek' suçlarından 1'i kadın 3 kişi gözaltına altına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan 3 kişi adliyeye sevk edildi.

Masaj salonunda fuhuş yaptığı belirlenen 3 kadın hakkında adli işlem uygulandı. Masaj salonunun mühürlenmesi için işlem başlatıldı.

Görüntü Dökümü------------Adliyeye sevk edilen 3 kişinin görüntüsü-Adliye binasından detaylar

Haber-Kamera: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),

=====================

Domaniç'te kar yağışı, sis ve buzlanma

KÜTAHYA'nın Domaniç ilçesinde etkisini gösteren kar yağışı Kocayayla mevkiini beyaza bürürken, yoğun sis ve buzlanma nedeniyle sürücüler zor anlar yaşadı.

Domaniç ilçesi Kocayayla mevkiinde, kar yağışı ve buzlanma nedeniyle ulaşım zaman zaman güçlükle sağlanıyor. Yolda kalan araçlara, Karayolları ekipleri ve vatandaşların yardımı ile çekiliyor. Karayolları ekipleri küreme ve tuzlama çalışmaları yaparken trafik ekipleri de sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.

Görüntü Dökümü: ---------------Domaniç Kocayayla mevkii-Kar yağışı-Yoğun sis ve araçlar-Yolda kalan otomobiller-Karayolları ekiplerinin çalışması-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Mustafa YİĞİT/DOMANİÇ(Kütahya),-

============================

İlk yerli otomobil Devrim'in hazin hikayesi, müzesinde 300 bin kişiyi ağırladı

Türkiye'nin merakla beklediği yerli otomobilin ilk örneği için geri sayım sürerken, Eskişehir'deki müzede sergilenen ve ilk yerli otomobil olma özelliğini taşıyan Devrim otomobilini akıllara getirdi. 1961 yılındaki Cumhuriyet Bayramı'nda benzini olmadığı için yolda kalan ve seri üretileme geçirilemeyen 4 araçtan geriye kalan beyaz renkli Devrim otomobilinin hazin hikayesi sergilendiği müzede 2018 yılından bu yana 300 bin kişi ağırladı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu tarafından ilk örneği tamamlanan yerli otomobil ilk gösterimi için geri sayım devam ediyor. Merakla beklenen yerli otomobil, 1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in girişimlerle sadece 129 günde üretilen ilk yerli otomobil olma özelliğini taşıyan Devrim otomobilini ve hazin hikayesini akıllara getirdi.1961 yılında üretilen Devrim otomobili, Eskişehir'de bulunan Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. işletmesinin bahçesinde sergileniyor. Kente gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Devrim otomobili, 5 Eylül 2017'de başlayan kapsamlı bakımının ardından camekanlı bölmeye alınarak yeni yerine konuldu. İşletmedeki müzede ayrıca otomobilin yapımında kullanılan kaynak motoru, matkap ve torna tezgahları, imalat aşamalarının çekildiği fotoğraf makinesi, kumpas, pergel, cetvel, çizim masası, aracın kireç taşından maketi, yedek parçalar, Sivas'ta demir yollarında dökülmüş orijinal motor bloku ve çalışmaların görselleri de yer alıyor. Kente gelen turistler Devrim otomobilinin sergilendiği alanları gezerek bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor. Rehberler ise turistlere Devrim otomobilinin yapılış öyküsünü anlatarak bilgilendiriyor.YOLDA KALDI, SERİ ÜRETİME GEÇİLEMEDİEskişehir (ESOGÜ) Tarih bölümünde doktora öğretim üyesi ve Devrim Arabaları Müzesi Tasarımcısı Dr. Öğretim üyesi Cezmi Karasu (62), Devrim otomobili projesinin başarıyla tamamlanmasına karşın o dönemin güçlü otomobil lobileri sayesinde seri üretime geçilemediğini söyledi. Otomobilin 48 mühendis ve 200 kadar işçiyle üretildiği Türkiye Lokomotif Sanayi (TÜLOMSAŞ) 24 yıl çalıştıktan sonra üniversite kadrosuna geçen Karasu, Devrim'in 129 günlük bir hikayeye sahip olduğunu ve proje aşaması hariç 90 günde tamamlandığını söyledi. Türkiye'de 1960'lı yıllarda yerli otomobil yapılıp yapılamayacağına ilişkin tartışmaların yaşandığını anlatan Karasu, "Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in verdiği talimatla başlayan bir hediye 1961 yılı haziran ayında başlayan bir hikaye aslında. Hatta başında sonuna kadar 129 günlük bir hikayesi var. Ancak bu talimatların hayata geçirilmesi, ön incelemeler, orijinal bir otomobil fikri ve diğer 11 otomobilin modelleri inceleniyor. Bunların yapılması ön tasarımların ardından atölyeye geçildiğinde süreç 90 olarak geri işlemeye başlıyor. Bu 90 günde bir otomobil yapma talimatı fazlasıyla yerine getiriliyor. Bu sürede toplam 4 otomobil ve 10 ayrı değişik güçlerde motor imal ediliyor" dedi.'SATIŞ FİYATI 30 BİN LİRA OLARAK BELİRLENMİŞTİ'Devrim otomobilin seri üretim kararı alınıp fiyatının da o dönem 30 bin lira olarak belirlendiğini ifade eden Cezmi Karasu, güçlü otomobil lobilerinin buna izin vermediğini söyledi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın ardından Devrim'in Ankara ve İstanbul'daki sokaklara gezdirilerek halka gösterildiğini belirten Karasu, "Hazin hikayesi kısmı ise seri üretime geçilmemesiyle ilgili bir durum. Proje başında itibaren gizli yürütüldü. Otomobillerin üzerine 'devrim' logosu konuluncaya kadar da devrim adı hiç telaffuz edilmiyor. TÜLOMSAŞ'da işler yarım kalmıyor, o dönem seri üretime geçilme kararı alınıyor, satış fiyatı ise o zaman 30 bin lira olarak belirleniyor. İş sürüncemede kaldığı için bir süre sonra da unutuluyor. Güçlü otomobil lobisinin etkisinde kalıyor. İlk örnekleri çıkarıldı ama seri üretim içinde ayrıca otomobil fabrikası kurmak gerekiyordu. Prototip için ayrılan paraya bile itiraz edenler fabrika için akıl almaz bir aleyhte kampanyalar düzenleniyor. Devrim Cumhuriyet Bayramı'nda halkın önünde çıktı ama ayrı modelleri İstanbul ve Ankara'da gezdi. Güçlü lobi etkisiyle seri üretime ulaşamadı" diye konuştu.'YERLİ ÜRETİM İÇİN GÜÇLÜ SİYASİ İRADE GEREKLİYDİ'Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu tarafından ilk örneği tamamlanan yerli otomobilin çok sevindirici bir gelişme olduğunu ifade eden Cezmi Karasu, çok ciddi ve kararlı bir siyasi duruşu sergilendiğini kaydederek, "Otomobil gibi hatta uçak gibi ağır sanayi kurulmasını gerektiren sanayiler, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yapılacak işler siyasi iradenin çok kesin ve kararlı bir şekilde projenin arkasında durmasıyla ilgili. Bu daha sonra da yaşanan süreçlerde Türkiye'nin başından bir uçak fabrikası macerası da geçti. Yerli lokomotifler üretiminde de bulundum hep, o projelerin hep sağlam siyasi irade desteğine ihtiyacı var. Memnuniyetle görüyoruz ki bugün üretim aşamasına gelen yerli otomobil projesinin arkasında çok ciddi ve kararlı bir siyasi duruşu var. Dileriz ki bu Türkiye'yi çok ileri bir başka üretim alanlarına götürecek kapının aralanmasına yol açar" dedi.2018 YILINDAN BU YANA 300 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİDönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in talimatıyla yapılan 4 yerli araçtan geriye kalan tek örnek olan beyaz renkli Devrim otomobili, 2018 yılında TÜLOMSAŞ müzesinde sergilenmeye başladı. Bahçedeki cam kabin içerisinde bulunan otomobili görmeye sergilenmeye başladığı tarihten bu yana 300 bin kadar ziyaretçi geldi. Eskişehir'e gelen yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği Devrim otomobili kadar yapılışı, benzini olmadığı için yolda kalması ve hala çalışır durumda olması da dikkat çekiyor.

Görüntü Dökümü--------------Devrim otomobili müzesi-Müzedeki otomobil parçaları-Cezmi Karasu'nun müzeyi gezmesi-Muhabir Engin ÖZMEN anons-Müzeden detaylar-Cezmi Karasu ile röp.-Fabrika bahçesinde turlaması-Otomobilden detay-Devrim otomobil müzesi-Müze ve otomobil ziyaret edenler-Cam kabindeki Devrim otomobili-Devrim logosu detay-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,

===========================

Tarihi cephe gerisi hastanesi müze olacak

EDİRNE'nin Keşan ilçesinde Çanakkale Savaşı yıllarında cephe gerisi hastanesi olarak kullanılan tarihi taş binanın kent müzesine dönüştürülmesi için tarihi binanın Milli Emlak Müdürlüğü'nden, Keşan Belediyesi devri gerçekleştirildi.

Keşan'da Yukarı Zaferiye Mahallesi Necati İşcan Caddesi üzerinde bulunan ve 1914 yılında inşa edilerek Çanakkale Savaşı'nda cephe gerisi hastanesi olarak yaralı askerlerin tedavi edildiği daha sonraki yıllarda ise Kızılay ve memleket hastanesi olarak da hizmet veren bina Keşan Belediyesi tarafından kent müzesi olarak restore edilecek. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde uzun yıllar eğitim alanında da kullanılan tarihi binanın bugün düzenlenen törenle Edirne Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nden, Keşan Belediyesi devri gerçekleştirildi. Devir törenine AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Edirne Defterdarlığı Milli Emlak Şefi Servis Yetkili Taşkın Erkılıç, AK Parti Keşan İlçe Başkanı Gürcan Kılınç ve yetkililer katıldı.

'İLK ÖNCE GEÇMİŞİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR'

AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, tarihi binanın kent müzesi olarak kullanılması için verilen sözün yerine getirildiğini belirterek, "Keşanlılar'a verdiğimiz bir sözü daha tutmanın gurunu yaşıyoruz. Çok güzel bir müze olacağına inanıyorum. İnsanlara çağrı yaptık, Elinizde yakın tarihe ait eşya varsa gelin müzeye bağışlayın. İlk önce geçmişimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bina tarihi dokuya uygun olarak restore edilecek. Bahçesi çok işlevsel bir hale getirilecek. Böyle bir müzeye çok ihtiyaç vardı" dedi.

'ÖNCE MÜZE PARK AÇILACAK'

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, kent müzesinin 3 yıl içerisinde kademeli olarak tamamlanıp, hizmete gireceğini belirterek, "Önce yakın süreçte müze park açılacak. Nisan ayında bina restore edilmeye başlanacak. Tüm hemşehrilerimiz müze için oluşturulacak komisyona dahil olabilir. Geçmiş yüzyılda bölgemizi, yaşamı anlatan her şeyi müzede sergileyeceğiz. Bize destek olan, eşya getiren herkesin isimlerini de ölümsüzleştireceğiz. Bir gazimiz köstekli saatini müzeye bağışladı. Bir gazeteci büyüğümüz ile bir fotoğrafçı büyüğümüz ise eski fotoğraf makinelerini hediye etti. Bu binaları korumak bize düşer" diye konuştu.

Müze sorumlusu Aslı Avcı da, binanın tarihi dokusuna uygun olarak restore edileceğini ve çalışmalarına Nisan ayında başlayacaklarını söyledi.

Görüntü Dökümü-----------------------Tarihi binanın içinin gezilmesi-Milletvekilinin bina hakkında bilgi alması-Bina dış genel ve detay gör.-Binanın drone ile havadan gör.-Devir imzalarının atılması-AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal röp.-Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu röp.-Detaylar

Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-

============================

Mehmet Akif Ersoy anısına 'Yemen Türküsü'ne klip çektiler

BALIKESİR'in Havran ilçesinde öğrenciler, İstiklal Marşı'nın yazarı milli şair Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 83'üncü yılı ve tüm şehitleri anmak amacıyla 'Yemen Türküsü'nü seslendirip, klip çekti.Havran 8 Eylül Ortaokulu Müzik Öğretmeni Mehmet Oğuzhan Gülertan, tüm şehitler ve Mehmet Akif Ersoy anısına, Yemen Türküsü'ne; 50 öğrenci ve Havran İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Söbüoğlu ile 6 öğretmenin de yer aldığı bir klip çekti. Klip, 27 Aralık Cuma günü Havran Kültür Merkezi'nde düzenlenecek milli şair Mehmet Akif Ersoy'u anma törenlerinde şehit ve gazi yakınları ile vatandaşların katılımıyla izleyicilerin beğenisine sunulacak.Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 83'üncü yılı dolayısıyla anma etkinliğini hazırlayan Büyükdere Ortaokulu Müdürü İdris Topal, 'Havran Söylüyor' projesi kapsamında öğretmen ve öğrencilerin de çalıp, söylediği 'Yemen Türküsü' klibinin, program kapsamında ilk kez halkla buluşacağını söyledi. Müzik Öğretmeni Mehmet Oğuzhan Gülertan, "Yaklaşık 50 öğrencimiz  klipte yer aldı. 40 öğrencimiz koro olarak, 10 öğrencimiz de bireysel performans sergiledi. Ayrıca 7 öğretmenimiz de klipte türkü söyledi. Klibi hazırlama amacımız çocuklarımıza şehit, gazi kavramını daha iyi anlatabilmek, kendilerini daha iyi ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla böyle bir klip hazırladık. Çocuklarımız ne kadar çok sanatsal, sportif faaliyetlerle ilgilenirlerse o kadar çok kötü alışkanlıklardan uzak duruyorlar. Bu amaçla yola çıktık" dedi.Havran Milli Eğitim Müdürü Yusuf Söbüoğlu, bu yıl milli şair Mehmet Akif Ersoy'u, şehitlerimizi anmak amacıyla değişik bir etkinlik yapmak istediklerini belirterek, "Balıkesir Valisi Sayın Ersin Yazıcı'nın himayesinde yürütülen Balıkesir Eğitimde Niteliği Geliştirme ve İzleme (BENGİ) Projesi kapsamında çocukların sosyal kültürel gelişimlerine katkı, milli manevi değerleri edinmelerini sağlamak için çaba gösteriyoruz. 27 aralık tarihinde vefat eden milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un ve aziz şehitlerimizin anısına öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin birlikte 'Yemen Türküsü'nü seslendirmelerini hedeflemiştik. Bu çalışmadaki amacımız Anadolu coğrafyasına çok uzak bir mekanda savaş veren Yemen Şehitlerimizi unutturmamaktı. Onlara vefamızı göstermekti. Yemen'e savaşmaya giden birçok askerimiz geri dönmeyeceklerini biliyordu. Onu gönderen anneleri, babaları onların belki de geri dönemeyeceğinin farkındaydı. Ama söz konusu vatan ve millet olunca fedakarlıktan vazgeçmediler. Bizler de evlatlarımızın sorumluluk bilincine sahip olmasını, dedelerinin bu vefasını unutmamalarından yola çıkarak çocuklarımıza bu değerleri türkülerimiz üzerinden, sanat üzerinden vermeye çalıştık" diye konuştu.Klipte yer alan öğrenciler de, kendileri için unutulmaz bir çalışma olduğunu belirterek, hem duygusal hem de sanatsal yönüyle heyecan verici bir çalışma olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Öğrenciler ve öğretmenler tarafından çekilen klip-Müzik Öğretmeni Mehmet Oğuzhan Gülertan röp.-Havran İlçe MilliEğitim Müdürü Yusuf Söbüoğlu röp.-Büyükdere Ortaokulu Müdürü İdris Topal röp.

Haber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/EDREMİT(Balıkesir),

===========================

Şeref Malkoç: Vekilin Kanal İstanbul başvurusu var, inceleyeceğiz Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Kanal İstanbul konusu idari bir karardır, kurumumuzun alanına giriyor. Hatta bir milletvekili arkadaşımız, geniş dilekçe ile Kanal İstanbul'la ilgili müracaat etti. Bakacağız. Yeni müracaat, inceleyeceğiz" dedi. Kamu Başdenetçisi Malkoç, 'Ombudsman Halkla Buluşuyor' programı için Denizli'ye geldi. 'İnsan Haklarının Korunması ve Tanıtımında Kamu Denetçiliği Kurumunun Rolünün Güçlendirilmesi İçin Teknik Destek Projesi' kapsamında otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Malkoç, kurumun çalışmasını ve işleyişini anlattı. Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun, Türkiye'nin yeni, genç, dinamik kurumlarından olduğunu söyledi. Dünyada son yıllarda yargı dışı alternatif çözüm yollarının ağırlık kazandığını kaydeden Malkoç, "Vatandaşla devlet arasında, kamu hizmetleri alanında sorun çıktığında mahkemeye gitmeden, yargıya intikal etmeden bunu çözmek için kurulmuş kurumlardan, Kamu Denetçiliği Kurumu. Çok özelliği var. Birincisi çok kolay ulaşılan kurum. Müracaatlarda şart aramıyoruz. İnsanımız derdini, sıkıntısını, sorununu iletsin; altında da imzası bulunsun. Öbür tarafı biz hallediyoruz" diye konuştu.'HAK ARAMA KÜLTÜRÜ KONUSUNDA GAYRET SARF ETMEK GEREK'Türkiye'de kamu hizmetleri kalitesinin artırılmasına katkıda bulunma ve iyi yönetim ilkelerini yerleştirmenin ana görevleri olduğunu dile getiren Malkoç, şunları söyledi: "Türkiye'de insan haklarının gelişmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İdarenin şeffaf olmasını, denetlenmesini ve insan odaklı hizmet sunmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bütün bunları yapmak için de insanımızın anayasada ve yasalarda var olan haklarını bilmesi gerekiyor. İşte biz buna 'hak arama kültürü' diyoruz. Bu anlamda Türkiye'de hak arama kültürü konusunda biraz daha gayret sarf etmemiz gerekiyor. Çünkü anayasamıza ve yasalara baktığımızda Avrupa'nın birçok ülkesinden daha ileri düzeyde düzenlemeler var. Ancak bu hakların kullanılması ve uygulamada karşılaşılan problemler noktasında almamız gereken önemli mesafe var. Bu anlamda Kamu Denetçiliği Kurumu, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyor." 'ZİHİNLERİ DEĞİŞTİRMEK, ANAYASAYI DEĞİŞTİRMEKTEN DAHA ZOR'Türkiye'de kamu hizmetlerinin kalitesinin artması için de çalışmalarda bulunduklarını aktaran Malkoç, şöyle konuştu:  "Yasalarımızı da değiştirebiliyoruz, anayasamızı da değiştirebiliyoruz. Ama en zor şey anlayışı değiştirmek, zihni değiştirmek. Bunun için mücadele vermemiz gerekiyor. Zihinleri değiştirmek, anayasayı değiştirmekten daha zor. Burada hepimize görev ve sorumluluk düşüyor. İşte bizim çabamız da bu. Türkiye'de bu potansiyel var. Bu potansiyeli harekete geçirmemiz gerekir. Yapacağımız şey basit. Anayasada yasada var olan hak ve özgürlükleri kullanma konusunda biraz daha çaba sarf edeceğiz, hak arama yollarını artıracağız. Bize son 5 yılda yapılan şikayetlere baktığımızda birinci sırada ya eğitimden geliyor veya kamu personelinden. En yoğun şikayetler bunlar arasında değişiyor. Üçüncü sırada sosyal güvenlik kurumlarından, dördüncü sırada yerel yönetimlerden, beşinci sırada adaletin işleyişinden geliyor. Temel sıkıntımız, kamu hizmetleri konusunda kamu görevlilerinin iyi yönetim ilkelerini öğrenmeleri, hukukun üstünlüğü konusunda titiz davranmaları noktasında çaba göstermek, insanımız açısından da hak arama yolları konusunda biraz daha bilinçlenmesi. Bunu başarırsak çok büyük mesafe alacağız." 'KANAL İSTANBUL BAŞVURUSUNU İNCELEYECEĞİZ'Kamu Başdenetçisi Malkoç, toplantının sonunda 'Kanal İstanbul' ile ilgili soru yöneltilmesi üzerine, "Kanal İstanbul konusu idari bir karardır, kurumumuzun alanına giriyor. Hatta bir milletvekili arkadaşımız, geniş bir dilekçe ile Kanal İstanbul'la ilgili müracaat etti. Bakacağız. Yeni müracaat, inceleyeceğiz. Bu müracaat elbette hukuki bir müracaattır. Milletvekili de neticede vatandaştır, bize müracaat edebilir" dedi.

Görüntü Dökümü-------------Toplantıdan görüntü

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'un konuşması

Haber: Ramazan ÇETİN - Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

============================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 18 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement