Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

1)KALDIRIMDA YÜRÜYEN GENÇ KIZIN BAŞINA 4 METRELİK KALIP DEMİRİ BÖYLE DÜŞTÜ BURSA'nın İnegöl ilçesinde kaldırım üzerinde yürüyen genç kızın kafasına inşaattaki kalıp demiri düştü.

19.12.2017 10:32
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)KALDIRIMDA YÜRÜYEN GENÇ KIZIN BAŞINA 4 METRELİK KALIP DEMİRİ BÖYLE DÜŞTÜ

BURSA'nın İnegöl ilçesinde kaldırım üzerinde yürüyen genç kızın kafasına inşaattaki kalıp demiri düştü. Başına demir düşen 19 yaşındaki Begüm K. yaralandı. Olay anı bir işyerinin güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Mahmudiye mahallesinde ikamet eden Begüm K., arkadaşı ile buluşmak üzere evinden çıkıp kaldırımda yürürken Kasımefendi Caddesi üzerinde yapımı devam eden iki katlı inşaatın önünde, ikinci kattakn 4 metre uzunluğundaki demir başına düştü. Dengesini kaybedip düşen genç kızın yardımına inşaat ta çalışan ustalar yetişti. Haber verilmesi sonucu  ambulans ile hastaneye kaldırılan ve tedavi altına alınan Begüm K.'nin sağlık durumunun iyi olduğu belirtilirken kaza anı ise kameralar yansıdı. Olayla ilgili soruşturmaya başlandı

Görüntü Dökümü

------------------------

-Yaralı kızın olay yeri görüntüsü

-Olayın güvenlik kamera görüntüsü

-Detaylar

Görüntü Boyutu: 106 MB)

(Görüntü süresi: 1.45 DK)

Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),

================================================

2)ESİR TAKASI İLE KURTULAN SURİYELİ MUNA, TÜRKİYE'DE HAYATA TUTUNUYOR

SURİYE'deki iç savaş sırasında, muhalif olduğu için yattığı cezaevinden takas yöntemi ile kurtularak Türkiye'ye sığınan 33 yaşındaki Muna Bereket, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 2 çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesi veriyor.Eşi Hassan ile rejim tarafından aranan ve farklı zamanlarda yakalanarak tutuklanan Muna Bereket, 7 ay sonra muhalifler ve rejim yanlılarının takası sırasında yatmakta olduğu Şam'daki cezaevinden serbest bırakıldı. Bu arada eşi Hassan'ın da öldüğünü öğrendiğini belirten Bereket, "Ceza evinde kaldığım 7 ayda çeşitli işkenceler gördüm. Benimle birlikte yatan 14 kadına da çeşitli işkenceler yaptılar. Ceza evindeki hücrede yaşadığım 7 ayı unutmam mümkün değil" dedi.

ESİR TAKASI İLE SERBEST KALDI

Şam'daki cezaevinden, muhalifler ile rejim arasında gerçekleşen takas sırasında beraberindeki 14 kadınla birlikte serbest kalan ve eşi de öldüğü için tutunacak kimsesi kalmayınca çareyi Türkiye'ye gelmekte bulduğunu anlatan Bereket, 2.5 yıldan bu yana 11-13 yaşlarındaki iki oğlu ile Türkiye'de güven içerisinde yaşadığını söyledi. Ülkesinde anaokulu öğretmeni olan Bereket, çektiği acılarından kurtulmak ve iki oğluna güzel bir gelecek hazırlamak için  mücadelesini sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu:

" Suriye'deki iç savaş sırasında sadece eşimi değil birçok yakınımı da kaybettim. Çocuklarımla Türkiye'ye geldim. Burada güvende ve huzurluyum. O günleri unutmam mümkün değil. Ama çocuklarım için ayakta durmak ve babalarının yokluğunu hissettirmeden geleceğin Suriye'sinde söz sahibi olacak vatanını seven bireyler olarak yetişmeleri için çalışıyorum."

Görüntü Dökümü

---------------------------

Mune Bereket'in çocukları ile görüntüsü

Mune Bereket'in konuşması

Evinde otururken görüntüsü

Mutfakta iş yaparken görüntüsü

Kahve hazırlaması ve ikram etmesi

Çocukları ile evine girerken

SÜRE: 05'09' BOYUT: 164MB

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

======================================================

3)ÖLDÜRÜLMEK İSTENEN KADIN, DEVLET KORUMASINA ALINDI

ADANA'da eşi tarafından 10 yerinden bıçaklanıp, kayınbiraderi tarafından da öldürülmek istenen Kevser Ötgen (26), devlet korunmasına alındı.Olay, 16 Aralık'ta merkez Seyhan ilçesi Dağlıoğlu Mahallesi 14029 Sokak'ta meydana geldi. Kimliği belirsiz bir kişi, otomatik tabanca ile bir eve ateş açma hazırlığındayken, devriye gezen polisler tarafından fark edildi. Polisleri görünce gri renkli bir otomobile binen şüpheli, otomatik tabancayı da yola atıp, kaçtı. Polis saldırı düzenlenmek istenen evde 9 Aralık'ta eşi tarafından 10 yerinden bıçaklanan yaralı Kevser Ötgen'in oturduğunu belirledi. Soruşturmayı genişleten polis, fırıncılık yapan Hüseyin Ötgen'in 2 çocuğunun annesi Kevser Ötgen'i bıçakladığı, ardından da tutuklandığını saptadı. Evin önünde silahlı saldırı hazırlığında olan kişinin de cezaevindeki Hüseyin Ötgen'in kardeşi Cumali Ötgen olduğu ancak, polisin olayı fark etmesi üzerine kaçtığı ortaya çıktı. Yakalanarak gözaltına alınan Cumali Ötgen'in hırsızlık suçundan 105 suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Emniyetteki sorgusunun ardından sağlık kontrolünden geçirilen Cumali Ötgen, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

DEVLET SAHİP ÇIKTI

Hayati tehlikeyi atlatan genç kadın evlendiği günden itibaren şiddet gördüğünü söyledi. Ötgen, "Kocamdan sonra, şimdi de kayınbiraderlerim beni öldürmek istiyor. Çocuklarımın hayatından endişe ediyorum. Beni yalnız bırakmayan devletime teşekkür ediyorum" dedi. Genç kadın, devlet korumasında kadın sığınma evine yerleştirildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Olay yerinden görüntü

Otomatik tabancadan görüntüler

Olay yerindeki polislerden görüntü

Polislerin silahı incelemesi

Olay yerindeki polis araçlarından görüntü

Genel ve detay görüntüler

Adana adliyesinden arşiv görüntüler

Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'nden arşiv görüntüler

Öldürülmek istenen kadının eşi Hüseyin Ötken'in fotoğrafı

Kevser Ötgen'in fotoğrafı

SÜRE: 02'19"    BOYUT: 142 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,

====================================================

4)PROF. DR. AYAZ'DAN LÜFER UYARISI

ÇANAKKALE Boğazı'nda bu yıl balıkçılar lüfer avından umduğunu bulamadı. Lüferin fiyatı son yılların en yükseğine ulaştı, neredeyse altınla yarışır hale geldi. Lüfer avındaki azalmanın sebebi merak edilirken, konunun uzmanı Prof. Dr. Adnan Ayaz, bu balık için tehlike çanlarının 2008 yılında çalmaya başladığını söyledi. Çanakkale'de balık tezgahlarında kilosu 150 TL'den satılan 'Denizlerin prensi' lüferin fiyatı hem balıkçıları hem de vatandaşları kara kara düşündürüyor. Ne balıkçı esnafı satış yapabiliyor ne de vatandaşlar sofralarında lüfer yiyebiliyor. Bilim insanları son yıllarda azalan lüfer için ise tehlike çanlarının çalmaya başladığını vurgularken, balıkçılar ise bu yıl lüferde yaşanan sıkıntının gelecek yıllarda daha iyi olacağı görüşünde. ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, lüfer için tehlike çanları çaldığını ilk olarak 2008 yılında dikkat çektiğini söyledi. Balıkçılıkta yıllara göre bir dalgalanma olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayaz, "Lüferin bazı yıllarda fazla avlandığı göze çarpabilir. Biz bunlara 'pik noktaları' deriz. Ancak son 30 yıllık av veriminin değerlendirilmesine bakıldığında eğer bu pikler eskiye nazaran daha aşağıdaysa, bu balıkçılığın çöktüğüne dair işarettir. Stok için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Aslında stok çalışmalarının yapılıp, bir lüferde maksimum sürdürülebilir ürün miktarının hesaplanıp buna göre kota çalışmalarının yapılması ve balıkçılara da bu kotaların dağıtılması gerekiyor. Bu maksimum sürdürülebilir tespit edilmeden kalkıp bu balıkçılığın yönetimini yapmak gördüğünüz gibi bizi bu duruma getirdi" dedi. Lüferin azalmasının sebebinin sadece av baskı olmadığını, denizlerdeki aşırı kirliliğin de etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayaz, "Devletimiz sanayi kuruluşları ve evsel atıklarla ilgili düzenlemeler yapması gerekiyor. Atık miktarının bir şekilde arıtılarak denize verilmesi gerekmektedir" diye konuştu. "DÜZENLİ BALIKÇILIK POLİTİKASI OLUŞTURULMALI" Türkiye'de tutarlı bir balıkçılık politikası olmadığını da kaydeden Prof. Dr. Ayaz, şöyle devam etti: "Bizim, oturup düzenli bir balıkçılık politikası oluşturmamız gerekiyor. Devlet bir balıkçılık komisyonu kurup, bağlayıcı kararlar almalı. Stoklarımızın durumunu ciddi bir şekilde belirlememiz gerekiyor. Bunun için kaynaklar ayrılmalı. Maksimum sürdürülebilir ürünün tespit edilmesi ve buna göre kotalar düzenlenip balıkçılara bunların anlatılması gerekiyor. Ciddi denetimler ve bu belirtilen kota miktarlarının düzgün bir şekilde uygulatılması gerekiyor. Herkes elini taşın altına koymalı. Aksi halde durum giderek kötüye gidecek.Önümüzdeki yıl lüferin bol olma ihtimali kimseyi aldatmasın. Bu yıldan fazla bir av verecektir. Ancak incelendiğinde bir önceki fazla av verdiği yıldan düşük av verdiği fark edilecektir". "ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA BOL OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ" Çanakkale Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birliği Başkanı Hasan Uysal ise, bu yıl sıcak bir iklim yaşandığını, halen deniz suyu sıcaklığının 16 derecelerde seyrettiğini belirterek, "Normal şartlarda bu deniz suyu sıcaklığının 6-7 derecelerde olması lazım. Dolayısıyla balık göçünün başlamamasıyla ilgili bir durum söz konusu. Ekolojik dengede havaların bu sene sıcak olmasından dolayı bir kırılganlık var. Bu sene hava şartlarının getirdiği bazı nedenlerden dolayı belli balıklarda bolluk, belli balıklarda ise kıtlık yaşanıyor. Lüferin bu sene şu ana kadar olmamasının nedenlerinden bir tanesi de budur. Bu yılki yokluk daha ziyade, bu anlattığım etkenlerden dolayı gibi görünüyor. Ama önümüzdeki yıllarda bu balığın daha bol olacağını düşünüyoruz" dedi. ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali İşmen ise, lüfer avcılığının yıllara göre dağılımı konusunda istatistiki bilgiler aktardı.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Çanakkale Balık Hali'nden görüntü

-Balık tezgahlarından görüntü

-Tezgahlarda bulunan 2 lüferden görüntü

-Çanakkale Su Ürünleri Kooperatifi Bölge Birliği Başkanı Hasan Uysal ile röp.

-ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz ile röp.

-ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali İşmen'in istatiki bilgiler vermesi

(Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

==============================================================

5)TUNCELİ'DE 6 AYDA ERKEN TEŞHİS İLE 33 KADININ KANSERE YAKALANMASI ÖNLENDİ

Tunceli'de, Sağlık müdürlüğünün kanser ile mücadele çalışmaları kapsamında son 6 ay içerisinde 1748 kadın üzerinde yapılan kanser taramasında 33 kadında kanserleşme potansiyeli olan doku tespit edildi ve erken teşhis sayesinde bu kadınların kansere yakalanmaları önlenmiş oldu. Sağlık müdürü Sercan Özaydın, Tunceli'de kanser tarama ve erken teşhis çalışmalarında 6 aylık dönemde yaptıkları çalışmalar ile Türkiye'de birinci sırada bulunduklarını belirterek, "İl genelinde 3473 kadın ve erkek üzerinde yapılan kolan kanseri taraması sonucunda ise, 30 hastada kanser potansiyeli olan doku tespit edildi ve bu hastalara hızla müdahale edilerek kanser hastalığına yakalanmadan bu hastalarımız da sağlıklarına kavuşarak kurtulmuş oldular"dedi.

Tunceli Sağlık Müdürlüğü'nce son 6 ayda kent genelinde yapılan kanser tarama verileri açıklandı. 3 bin 473 kadın ve erkek üzerinde yapılan kolan kanseri taraması sonucunda 30 hastada kanser potansiyeli olan doku tespit edildiğini anlatan Tunceli Sağlık Müdürü Sercan Özaydın, 33 kadında kanserleşme potansiyeli olan doku tespit edildiği ve erken teşhis sayesinde kansere yakalanmaları önlendiğini söyledi. Özayadın, "Kanser taraması yapılan hastaların yaş aralığı 50-60 bu tarama sonucunda 30 hastamızda kanserleşme potansiyeli olan doku tespit edildi ve erken müdahale ile 30 hastamız yapılan tıbbi müdahaleler ile kanser hastalığına yakalanmadan sağlıklarına kavuşmuş oldu" dedi.

"ERKEN TANI ÇALIŞMALARINDA TUNCELİ EN BAŞARILI İL"

Özaydın Tunceli'nin kanser ile mücadele konusunda erken teşhis ve tarama programları ile bir çok hastanın kansere yakalanmadan erken tanı sayesinde kurtulduğunu ve bu çalışmalar ile kentin Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 6 aylık dönemde kanser taraması ve erken tanı konusunda Türkiye'de en başarılı il olduğunu  belirterek, "Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye çapında yürüttüğü çalışmalar sonucunda  özellikle akciğer kanseri, meme kanseri, rahim ağzı kanseri  ve kolon kanseri çok üst sıralarda olduğu tespit edildi. Bakanlığımız toplumda yaygın olarak görülen bu kanser türleri ile mücadele erken tanı çalışmaları için bütün sağlık müdürlüklerini seferber etti. Tunceli Sağlık Müdürlüğü olarak kısa sürede çalışmalarınızı en üst seviyede hızlandırdık. Bizlerin amacı henüz kanserleşme başlamadan önce erken tanı ile kanserleşme olmadan hastalığı ortadan kaldırmaktır. KATEM birimimizin çalışmaları ile çok ucuz ve pratik yöntemler ile kanser taramalarımızı il geneline yayarak cok ciddi bir çalışma başlattık"diye konuştu.  Erken teşhisin önemine dikkat çeken Özaydın, konuşmasını şöyle tamamladı:

"KANSER TARAMASI VE ERKEN TEŞHİS KESİNLİKLE İNSANLARI HAYATA DÖNDERİR"

"Kadınlarımızda yaygın olan rahim eğzı kanserinin önlenmesi çok basit bir yöntem ile gerçekleşiyor. 4 dakikalık bir çalışma ile kadınlarımızda rahim bölgesinde alınan bir sürüntü örneği ile hayat kurtarıyoruz. Rahim içinde alınan sürüntü örneğini gerekli merkezlerene göndererek 15 günlük süre içine yapılan testler sonucunda kanserleşemeye müsait bir dokunun olup olmadığını, bu hastalığa neden olacak virüsü taşıyıp taşımadığını tespit ederek  duruma göre hastaya yapılacak erken müdahale ile kanser riski tamamen ortadan kaldırıyor."

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Sağlık müdürünün konuşması

-Sağlık müdüründen detay

-Tunceli'den genel görüntüler

-Tunceli Devlet Hastanesinden görüntüler

-Tunceli Sağlık müdürlüğünden görüntüler

Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ,-

=======================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement