Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

(ÖZEL HABER)1)KONTEYNER KENTTEKİ SURİYELİLER, AFRİN'DEKİ MEHMETÇİK İÇİN DUA ETTİKAHRAMANMARAŞ'taki konteyner kentte kalan Suriyeliler, camide toplanıp Afrin'deki terör örgütlerine yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'na katılan Türk askeri için dua etti.

26.01.2018 11:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(ÖZEL HABER)

1)KONTEYNER KENTTEKİ SURİYELİLER, AFRİN'DEKİ MEHMETÇİK İÇİN DUA ETTİ

KAHRAMANMARAŞ'taki konteyner kentte kalan Suriyeliler, camide toplanıp Afrin'deki terör örgütlerine yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'na katılan Türk askeri için dua etti. Suriyeliler, Zeytin Dalı Harekatı'nı işgal olarak nitelendirenlere de tepki göstererek Türk ordusunun Afrin'i terör örgütlerinden temizlemek için operasyon yaptığını ve bundan da memnuniyet duyduklarını söyledi.7 yıl önce ülkelerinde başlayan iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için oluşturulan konteyner kentlerden biri de Kahramanmaraş'ta kuruldu. Yıllardır iç savaşın bitip ülkelerine dönme hayali kuran Suriyeliler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'deki terör örgütlerine yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na katılan askerlere dua etmek için bir araya geldi. Konteyner kentteki Faruk Alıç Camisi'nde toplanan Suriyeliler, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Garnizon Komutanı Tankçı Albay Adnan Köşker, İl Emniyet Müdürü Doğan İnci, Dulkadiroğlu Kaymakamı Kadir Okatan, AFAD Müdürü Zafer Özcan ile birlikte dua ettiler.

GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

İlk olarak Kur'an-ı Kerim okunup Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mohammed Rabi Zein Arapça olarak dua yaptırdı. Ardından İl Müftüsü Celal Sürgeç cemaate namaz kıldırdı. Daha sonra Sürgeç de Türkçe olarak dua yaptırdı. Camiyi dolduran Suriyeliler de ellerini semaya açarak Türk askerinin Afrin'den zaferle ayrılması için Allah'a dua etti. Dua edenlerin arasında çocuklar da yer alırken, Muhammed İsteyf dua ederken göz yaşlarına hakim olamadı.

ÖZKAN: ORDUMUZA BERBAER DUA ETTİK

Duanın ardından camiden ayrılan Suriyeliler Vali Vahdettin Özkan ile beraberindekilere yakın ilgi gösterip duaya katıldıkları için teşekkür etti. Camiden ayrılırken bir açıklama yapan Özkan, Zeytin Dalı Harekatı'nın Türkiye'nin güvenliği ve Suriyelilerin huzuru için yapıldığını söyledi. Özkan, "Türk insanı, Anadolu insanı, Suriyeli muhacirlerle beraber bir ensar muhacirin günümüzde tezahürü olarak birleşmelerini, gönül birlikteliklerini hep beraber müşahede ettik, hep beraber tek ağızdan ordumuza dua ettiler. Özellikle sınırımızda Suriyeli insanlarımızın huzurunun, sükununun sağlanması açısından milletimizin Türk ordusuyla beraber orada huzur için, barış için, istikrar için icra etmiş olduğu faaliyete ilişkin askerlerimize, ordumuza, Kahramanmaraşlı hemşerilerimizle beraber Suriyeli misafirlerimizin bir talebi olarak beraber dua ettiler. Biz de burada bulunmaktan dolayı büyük bir memnuniyet ve onur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle şehitlerimizin manevi huzurunda tazimle eğiliyor, kendilerine rahmet diliyoruz. Allah memleketimize, milletimize zeval vermesin, ordumuzu muzaffer etsin" diye konuştu.

ZEİN: ORADAKİ HALK, TÜRK ASKERİNİN BULUNMASINDAN MEMNUN

Suriyeliler ise Türk askerinin Afrin'de olmasından dolayı memnun olduklarını söyledi. Zeytin Dalı Harekatı'ndan dolayı Türkiye için 'İşgalci' diyenlere de tepki gösteren Suriyeliler, Türk askerinin Afrin'de huzuru sağlayacağını kaydetti. Bunlardan biri olan ve KSÜ'de görev yapan Halepli Yrd. Doç. Dr. Mohammed Rabi Zein, Türk ordusunun Afrin'deki halka yardım etmek için operasyon yaptığını söyledi. Türk askerinin muvaffak olması için camide toplanıp dua ettiklerini ifade eden Zein, şöyle konuştu:

"Türk askerinin oraya girmesi oradaki halkın talebi. Oradaki halkın özgürlüğünün sağlanması için gereklidir ve oradaki halk Türk askerinin bulunmasından memnuniyet duymaktadır. Bu, oradaki bölgeyiz özgürleştirmek ve oradaki inanların özgürce yaşaması için gerekli bir adımdır. Buraya geldiğimizde Türk Milleti bize sahip çıktı ve bize gerekli olan tüm hizmetleri yaptı ve buna minnettarız. Aynı şekilde oradaki Türk askerimiz bir şerefe, onura, askeri düzene ve nizama sahip. Orada halka yardım için bulunmaktalar."

SİLO: ALLAH TÜRK ORDUSUNA ZAFER VERSİN

Suriyeli Bayırbucak Türkmenlerinden Bilal Silo da Türk Milleti'ne minnettar olduklarını söyledi. Silo, "Türkiye milletine ve başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'a çok teşekkür ediyoruz. Allah selamet versin, Allah razı olsun tüm Türkiye milletinden. Afrin'deki Suriye ordusuna ve Türk ordusuna Allah nusret (zafer) versin, kazanmasını sağlasın, Allah o milleti de kahretsin, yok etsin kendilerini biz de kurtulalım rahat edelim. Biz çok teşekkür ederiz Türkiye'ye. Bizi, cümlemizi korumak için, bize yardım etmek için biz her vakit Türkiye'ye teşekkür ederiz" dedi.

İSTEYF: ZEYTİN DALI, AFRİN'İ PYD/ PKK'DAN KURTARMA OPERASYONUDUR

İdlibli olan ve 5 yıldır Türkiye'de bulunduğunu söyleyen Muhammed İsteyf de Afrin'in terörden temizlenmesi gerektiğini belirtti. Bunun için dua edilirken de gözyaşlarına hakim olamadığını belirten İsteyf, şunları söyledi:

"Türk ordusunun Afrin'de gerçekleştirmiş olduğu operasyon; şundan eminiz ki Türk ordusu mazlum Suriye halkının PYD, PKK gibi terör örgütlerinden kurtarıp Afrin'i asıl sahiplerine vermesi operasyonudur. Dua ederken avuçlarımı açıp Allah'ın huzurunda olduğum için  duygulandım ve Allah'a 'Bizleri zalimlere karşı muzaffer eyle' diye dua ettim, ondan dolayı da duygulandım. Türk halkına ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türk hükümetine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz."

Muhammed Habib de Türk askerinin özgür Suriye ordusu ile gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı'nın kazasız belasız bir şekilde yapılması için Allah'a dua ettiklerini belirtirken, Suriye'de yaşanan savaşın bir an önce bitmesini, Suriye ve Irak halkının bir an önce ülkelerine sağ salim dönmelerini temenni ettiğini söyledi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Konteyner kent tabelası

Konteyner kentteki Suriyeliler

Oyun oynayan çocuklar

Kur'an-ı Kerim okunması

Dua edilmesi

Mohammed Rabi Zein'in dua ettirmesi

Dua eden çocuklar

Müftü Celal Sürgeç'in namaz kıldırması

Namaz kılanlar

Tesbih çekilmesi

Sürgeç'in dua ettirmesi

Muhammed İsteyf'in ağlayarak dua etmesi

Dua edenlerden detaylar

Suriyelinin Vali Özkan'a sarılması

Vali Özkan ile röp.

Bilal Silo ile röp.

Mohammed Rabi Zein ile röp.

Muhammed İsteyf ile röp. Muhammed Habib ile röp.

( Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 490 MB

=====================================================

(ÖZEL HABER)

2)CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A HEDİYE EDİLEN ASLANLARA ISITMALI BARINAK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Sudan ziyareti sırasında hediye edilen ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi'ne getirilen 4 yavru aslan ziyaretçi akınına uğruyor. Aslanlar hayvanat bahçesindeki diğer yırtıcılar gibi yerden ısıtmalı kafeslerde tutularak tavuk etiyle besleniyor.

Türkiye'nin en büyük Avrupa'nın 3'üncü, dünyanın ise 4'üncü büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Hayvanat Bahçesi barındırdığı teknolojik alt yapı ile içerisindeki hayvanlara 5 yıldızlı otel konforu sunuyor. Soğuk havalara karşı dirençsiz olan, su aygırı, yılan, aslan, timsah gibi hayvanlar yerden ısıtmalı kafeslerde yüksek kalorili besinlerle beslenerek vücut ısılarının yüksek kalması sağlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Sudan ziyareti sırasında devlet başkanı Ömer El-Beşir tarafından hediye edilen 2'si dişi 4 yavru aslan da buradaki yuvalarında ziyaretçi kabul etmeye başladı. Geldiklerinde zayıf ve bakımsız olduğu görülen aslanların 10 günlük sürecin ardından kilo aldığı gözlemlendi. Şu anda alışma süresi için ayrı kafeslerde tutulan Nil, Sultan, Sudan ve Sevakin isimli aslanlar ziyaretçi akınına uğruyor.

Gaziantep Hayvanat Bahçesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, alışma sürecinin ardından yavru aslanların diğer aslanlarla bir araya getirileceğini söyledi.

Hayvanat bahçesindeki hayvanların rahatı için her şeyi düşündüklerini aktaran Özsöyler şunları dedi:

"Cumhurbaşkanımızın hediye etmiş olduğu 4 tane aslan yavrusu ile birlikte ziyaretçi akışında büyük bir artış oldu.  Özellikle Cumhurbaşkanımızın aslanlarını görmeye gelen ziyaretçiler, hayvanat bahçesinin de ziyaretçi sayısında büyük bir oranda arttırdı.  Aslanlar geldiklerinde biraz daha küçüklerdi ve kilo olarak daha hafiflerdi. Gaziantep Hayvanat Bahçesi'nde dengeli ve kilolarına uygun olarak beslemeye başladık. Özellikle tavuk rasyonu ile besliyoruz. Şu anda ileri bir ebatta kilo alıyorlar. Hayvanların genel durumları iyi sağlıklı bir şekilde hayvanat bahçemizde misafir ediyoruz. Hayvanat bahçemizde özellikle Afrika kökenli hayvanlarda aslanları, leoparları ve jaguarları ısıtmamız gerekiyor. Bizler de bu hayvanların barınak sıcaklıklarını yaklaşık 20 derecede sabit tutuyoruz. Bununlar Cumhurbaşkanımızın aslanlarıyla diğer aslanlar iler ki bir zamanda uyumlu bir şekilde yırtıcı hayvanlara özel yeni yapacağımız safari parkta kendilerini gezdireceğiz."

Aslanların, hayvanat bahçesindeki yırtıcı safari parkının tamamlanmasının ardından buraya taşınacağı öğrenildi.

Görüntü dökümü

-----------------------

Yavru aslanlar

Aslanların beslenmesi

Aslanların barınakta dolaşması

Aslanları zıyarete gelenler

Celal Özsöyler'in konuşması

Hayvanat bahçesinde sıcak suya giren su aygırları

Hayvanat bahçesinde ısıtmalı kafeste kalan yılan ve timsahlar

Genel ve detay görüntüler

(Haber- Kamera: Eyyüp BURUN- GAZİANTEP-DHA)

(332 MB)

==================================================================

3)EGE ÜNİVERSİTESİ MİLLİ AŞI ÜRETECEK

Ege Üniversitesi, Türkiye'nin aşı konusunda dışa bağımlılığını azaltmak için  "Aşı Geliştirilmesi ve Üretimi Altyapı Projesi" geliştirdi. Projede öncelikle çocuk felci aşısı, boğmaca aşısı ile toksoplazma/layşmanya aşısı ve insan papilloma virus (HPV) aşılarının prototiplerinin geliştirilmesi ardından sanayi işbirliği ile tedaviye kazandırılması amaçlandı. İkinci aşamada ise kanserin tedavisine yönelik olarak DNA ve otolog aşıların prototiplerinin geliştirilmesi hedeflendi. Projenin maliyeti yaklaşık 40 milyon dolar olarak hesaplandı.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, aşı üretiminin ihtiyaç duyduğu en önemli zenginliğin donanım kadar bilgi birikimi ve kültür olduğuna dikkat çekerek, projeyi üniversite- sanayi işbirliği ile hayata geçireceklerini, öncelikle ulusal gereksinlerin karşılanarak dışa bağımlılığın azaltılacağını, daha sonra uluslararası piyasada yer edinileceğini anlattı. Prof. Dr. Budak, Ege Üniversitesi'nin aşı projesini çok disiplinli olarak hayata geçirmeyi planladıklarını belirterek, "Projemizde, Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik bölümü, Tıp Fakültesi Parazitoloji ana bilim dalı, Eczacılık Fakültesi, Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi bölümleri çağrı çerçevesinde ihtiyaç duyulan aşı üretimi için bir araya geldiler. Tüm bu birimlerimiz milli aşı projesi için el ele vererek bu projeyi ülkemize kazandıracak olmanın heyacanı içerisinde" dedi.

MALİYET 40 MİLYON DOLAR

Türkiye'de bağışıklamada kullanılan insan aşılarının yaklaşık yüzde 60'ının Sağlık Bakanlığı, yüzde 30'unun özel sektör tarafından ithal edilirken, yüzde 10'unun ise bağış olarak sağlandığını söyleyen Proje Koordinatörü Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Deliloğlu Gürhan Türkiye'de uygulanmakta olan tüm bakteri ve virüs aşılarının üretilebileceği bir Aşı Üretim Tesisleri Kurulması Projesi'nin maliyetinin yaklaşık 40 milyon dolar olarak hesaplandığını ifade etti. Gürhan, ulusal beşeri aşı üretim tesislerinin kurulmasına destek verilmesini şart koşarken projenin Ege Üniversitesi'nin "Biyobenzer Ürünler Mükemmeliyet Merkezi Projesi" kapsamında hayata geçireceğini, bilimsel ve altyapı potansiyelinden destek alarak büyük ölçüde yerel kaynaklarla sürdürülebileceğini anlattı. Projede öncelikle çocuk felci aşısı, boğmaca aşısı ile toksoplazma/layşmanya aşısı ve insan papilloma virus (HPV) aşılarının prototiplerinin geliştirilmesi ardından sanayi işbirliği ile tedaviye kazandırılması amaçlandı. İkinci aşamada ise kanserin tedavisine yönelik olarak DNA ve otolog aşıların prototiplerinin geliştirilmesi hedeflendi. Kanser aşılarının protopinin geliştirilmesinde gerekli bilgi birikimi, özel sektör ve  bir yurtdışı üniversite ile birlikte geliştirileceği bildirildi.

Görüntü dökümü

---------------------------

Laboratuvardan görüntü

Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak'ın bilgi vermesi

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: İZMİR,

====================================================================

4)BAĞIŞLADIKLARI ORGANLARI AĞLAYARAK UĞURLADILAR

Ordu'da yolu karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada otomobilin çarpması sonucu ağır yaralanan üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Reyhan Yiğit'in tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Ailesinin de onayı ile kalp, karaciğer ve iki böbrekleri bağışlandı. Alınan organları 4 hastaya umut oldu.

Çoruh Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü birinci sınıf öğrencisi Reyhan Yiğit, 4 gün önce üniversiteden memleketi Ordu'ya geldi. Altınordu ilçesinde otogar karşısında otobüsten inen Reyhan Yiğit, yaya olarak yolu karşıdan karşıya geçmek istediği sırada bir otomobil çarptı. Ordu Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınan Yiğit, yaşam mücadelesini kaybederek beyin ölümü gerçekleşti. Yiğit ailesinin isteği üzerine organları bağışlandı. Dün gece yarısı Erzurum, Samsun ve İstanbul'dan Ordu'ya gelen ekip, başarılı operasyonla Reyhan Yiğit'in karaciğer, kalp ve 2 böbreğini aldı. Kalp 112 Acil Servis Ambulansı ile Ordu-Giresun Havalimanı'nda hazır bekleyen uçakla İstanbul'a, böbrekler ambulansla Samsun'a, karaciğer ise Erzurum'da bekleyen bir hastaya gönderildi.

KALP NAKLİ OLAN HASTAYLA GÖRÜŞMEK İSTİYORLAR

Hastane kapısında ekiplerin organları nakli esnasında 3 çocuklu Gülsüm-Salih Yiğit çifti ile yakınları gözyaşlarını tutamadı. Gülsüm Yiğit eşi Salih Yiğit'e sarılıp ağlarken yürekleri dağladı. Kızının öğretmen olmayı hayal ettiğini, fakat olamadığını belirten acılı baba Salih Yiğit, "Kızım melek gibi bir insandı, çok iyiydi. Melek gibi geldi uçtu gitti. Meleğimiz meleklere gider inşallah. Üniversite birinci sınıf öğrencisiydi, öğretmen olacaktı ama olamadı. Herkes gibi onunda bir hayali vardı, öğretmen olmayı hayal ediyordu. Bizimle irtibat kursunlar. Kalbi kime nasip olmuş, kimi hayata döndürmüş, nasıl bir insan, bizim kızımız kadar temiz birimi, bunu görmek istiyoruz" dedi.

Anne Gülsüm Yiğit ise, kızının organlarını bağışladıkları için çok memnun olduklarını anlatarak, "Kızımın kalbini taşıyanı görmek istiyoruz. Gelsin bize ulaşsın, onun kalbini dinlemek istiyoruz" diye konuştu.

-Görüntü Dökümü

----------------------------

-Reyhan Yiğit'in fotoğrafları

-Gülsüm-Salih Yiğit çifti ile röportaj

-Organlar ambulansa taşınırken görüntü

-Hastaneden görüntü

-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Nedim KOVAN/ORDU-DHA

(3.56 Dk-229 MB)

===================================================================

5)RESİMLE YAŞAMA TUTUNDU

Muğla'nın Ortaca ilçesinde tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşayan bedensel engelli 39 yaşındaki Gülay Çolak, resimle hayata tutundu. Mahallesinde yerleşik yaşayan yabancılar ile eski ve yeni muhtarının desteğiyle atölyeye dönüştürülen evinin odunluğunda tuvale ve çeşitli objeler üzerine resimler yapan Çolak, bu sayede renklerin dünyasından hayata baktığını söyledi.

Ortaca'nın kırsal Okçular Mahallesi'nde doğup büyüyen Gülay Çolak, Muğla Kız Meslek Lisesi Resim Bölümü'nü bitirdikten sonra hedefini resim öğretmenliği olarak belirledi. Bunun için özel yetenek sınavına giren Çolak, mülakatta elenince, bu hedefini rafa kaldırdı. Bu süre içerisinde evde resim çalışmalarını sürdürdü. Denizli'de 18 yaşındayken tanışıp, gönlünü kaptırdığı Suat Çolak (48) ile evlenen Gülay Çolak, evinin geçimine katkı sağlamak için bir fabrikada desinatör olarak çalışmaya başladı. 1997 yılında 'Şerife Ayşe' ismini verdikleri kızları dünyaya geldi. 'Her şey tam yoluna giriyor' derken, 2001 yılında 22 yaşındayken geçirdiği trafik kazası Çolak'ın hayatını altüst etti. Çolak, kazadan 2 ay sonra, omurilik felçlisi olup, bir daha asla yürüyemeyeceğini öğrenince yıkıldı. Doğup, büyüdüğü Okçular Mahallesi'ne dönen Çolak'ın talihsizliği burada da yakasını bırakmadı. Sırtındaki platin kırılan ve akciğeri bu nedenle su toplayan Çolak, Ankara'daki Ayaş Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada doktorların yüzde 10 yaşama şansı olduğunu söylediği Çolak, "Herkesle vedalaşıp, ameliyata girdim. Ameliyatım 18 saat sürdü. 7 bin lira tutan hastane masraflarının yarısını ödeyemeyince Ankara'daki Ayaş Hastanesi'nde rehin kaldım. Ankara'daki bir işadamı durumu öğrenip, parayı ödeyince taburcu edildim. O dönemde üzüntüden saçlarım döküldü" dedi.

EVİNİN ODUNLUĞUNU ATÖLYEYE DÖNÜŞTÜRDÜLER

Hastaneden çıktıktan sonra tekrar Okçular'a döndüğünü ve tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşamını sürdürmeye başladığını belirten Çolak, yaşadıkları şöyle aktardı:

"O dönemde Dalyan Mahallesi'nde yaşayan işadamı Atilla Karabulut, benden kanserden ölen babasının resmini yapmamı istedi. Böylelikle tekrar resim yapmaya başladım. Ardından bunu, Okçular İlkokulu'nun duvarına İngiliz Alan Fenn ve eşi Janet Surman ile İskoçyalı Fiona Mac Rae ile birlikte yaptımğız resimler takip etti. Sonrasında ise ilçede yaşayan yabancı uyrukulardan çok büyük destek gördüm. Okçular Mahallesi'nde yaşayan John Codling, Stave Smith, Tina Roymattingly, Karl Pilcher, Therasa Whideof ve Rolant Whideof, Joes Macrhe, Alan Fenn, Janet Surman, Len Young, Fiona Malrae ile Nazan Albayrak, o dönem muhtar olan Ömer Çoban ve eşi Zennur Çoban ve şu an muhtar olan Bayram Özal, elele verip, evimin yanındaki salaş durumdaki oldunluğumuzu restore ederek ve bana da tek kuruş harcatmadan pırıl pırıl bir resim atölyesi haline getirdi. Şimdi bu atölyede eserlirimi yapıyorum. Sipariş üzerine tablolar yapıyorum. Çoğu zamanda değişik obje ve materyalleri tuval gibi kullanıp, yaptığım resimler de oluyor. Ayrıca son bir yıldır su kabaklarına şekline göre penguen ve keklik resimleri çiziyorum" dedi.

"RENKLERİN DÜNYASINDAN BAKIYORUM HAYATA"

Hedefinin ileride resim sergisi açmak olduğunu da söyleyen Gülay Çolak, "İnsanlar bizlere acımasınlar, sadece imkan yaratılsın yeter. Hayat güzel ile çirkinin içiçe girdiği, herkesin başka bir pencereden baktığı çeşitlilik ülkesidir. Ben o pencereyi kendi yaratanlardan biri olarak, renklerin dünyasından bakıyorum hayata. Çünkü aslolan yaşamak, sevdiklerinle bir gün daha güneşin doğuşunu görebilmektir" diye konuştu.

Görüntü dökümü:

------------------------

-Yaşama resimle tutunan Gülay Çolak ile röp.

-Gülay Çolak'ın yaptığı eserlerle görüntüsü

-Gülay Çolak'ın evinde görüntüsü

-Gülay Çolak ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Cihan KAYA/ ORTACA (Muğla),

=====================================================================

6)KOCASINDAN BOŞANDI, LOKUM DAĞITIP KUTLAMA YAPTI

Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde yaşayan ev hanımı Ümmü Çakır(42), kendisini aldattığı gerekçesiyle dava açtığı eşi İ.Ö'den boşanmasını kutladı. Kiraladığı otomobilin arka ve ön tarafına, 'Boşandım. Çok mutluyum. Kurtuldum" yazarak ilçede tur atan Çakır, mahallede komşuları, kahvelerde oturanlar ve esnaflara lokma dağıttı.

Malkara'da yaşayan Ümmü Çakır,  22 yıl önce evlendiği 3 çocuğunun babası İ.Ö., hakkında 3 yıl önce kendisini aldattığı gerekçesiyle Malkara Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açıp, evini terk ederek annesinin yanına yerleşti. Açtığı davayı kazanan ve adliyeden ayrılan Çakır, önce bir otomobil kiralayıp, balonlarla süsledi. Çakır, ön ve arkasına, "Boşandım. Kurtuldum. Çok mutluyum" yazdırdığı otomobille ilçede tur atarak boşanmasını ilk etabını kutladı. Çakır, daha sonra da mahallesindeki komşuları, kahvede oturanlar ve esnaflara lokma dağıttı. Çakır, gecede evinde arkadaşlarıyla bir araya gelerek kutlama yaptı.

Boşandığı için dünyanın en mutlu insanı olduğunu söyleyen Ümmü Çakır, "22 yıl önce severek evlendik. Ancak 3 yıldır bugünü bekliyordum. Mahkemenin verdiği karar çok sevindim. Davayı kazandım. Kahvelerde, mahalledeki komşularıma ve esnafa lokum dağıttım. Ayrıca bir otomobil kiralayıp süsleyip şehir turu attım. Çok sevinçliyim. Akşamda arkadaşlarımla birlikte parti yaptım" dedi.

Görüntü dökümü

-----------------------

-Ümmü Çakır'ın kahve ve sokaklarda lokum dağıtması

-Sevincini vatandaşla paylaşması

-Kiraladığı otomobili süslemesi

-Balon ve yazıları takması

-Otomobille tur atması

-Ümmü Çakır ile röp.

-Detaylar

Haber-Kamera: Murat YAYIN/MURATLI(Tekirdağ,)

===================================================================

7)TUTUKLU HDP'Lİ ESKİ İL BAŞKANI HAKİM KARŞISINDA

KONYA'da  aralarında HDP İl Başkanlığı yöneticilerinin de bulunduğu 8'i tutuklu, 13 kişinin 'terör örgütü  PKK/KCK üyesi olmak ve propagandasını yapmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı. Tutuklu HDP Konya eski İl başkanı Erol Şan, mahkeme başkanının "Konya'da bir mahalleyi neden 'Kürdistan Bölgesi' diye nitelendirdin?" diye sorması üzerine "O mahallede genelde Kürtler oturuyor. Ben de o nedenle o bölgeye Kürdistan diyorum" dedi.

Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri terör örgütü PKK ve örgütün şehir yapılanması KCK'ya yönelik çalışma başlattı. Gizli bir tanığın verdiği bilgiler doğrultusunda 6 ay boyunca yapılan teknik ve fiziki takibin ardından  geçen yıl 13 Eylül günü, çok sayıda adrese eşzamanlı operasyon düzenlendi. Yapılan operasyonda HDP Konya eski İl Başkanı Erol Şan, Karatay İlçe Başkanı Musa Göz ile parti yöneticileri ve kadınların da bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 8'i çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 5 şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİYLE YARGILANMALARINA BAŞLANDI

13  kişinin Konya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak ve propagandasını yapmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı. Duruşmaya tutuklu 8 sanıktan 6'sı bulundukları Kayseri 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nden, 2 kadın sanık da Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nden 'SEGBİS' yöntemiyle katıldı.

KONYA'DAKİ BİR MAHALLEYİ 'KÜRDİSTAN BÖLGESİ' DİYE NİTELENDİRMİŞ

Tutuklu sanıklardan Erol Acar, savunmasında HDP Konya eski il başkanı Erol Şan ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Şan'ın, Konya'daki bir mahalleye 'Kürdistan Bölgesi' dediğini söyledi.

Mahkeme başkanı da sanık Erol Şan'a, bahsi geçen mahalleye neden 'Kürdistan Bölgesi' dediğini sordu.

Şan da "Kürdistan ismini kullanmamdaki maksat, o bölgede yoğunlukta Kürtler oturur. Doğu kökenliler bulunur orada. Bu nedenle o bölge için Kürdistan tabirini kullandım" dedi.

Tutuklu sanık Erman Akay da daha önce verdiği  "PKK'ya girersen namusuna girerler. Onlar Müslüman bile değil. Abdullah Öcalan, Kürt değil, Ermeni'dir" ifadesini değiştirmek istediğini söyledi.

Mahkeme heyeti, tutuklu kadın sanıklar Hülya E. ve Nazime B.'yi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakırken, diğer 6 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi, duruşmayı erteledi.

Görüntü Dökümü

---------------------

Erol Şan ve diğer şüphelilerin gözaltına alındıkları dönemde sağlık kontrolüne getirilmesi

Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA)

======================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement