Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

1)KAZADA YARALANAN KÖPEĞİ DUMAN İÇİN HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTIİZMİR Bornova ilçesinde, Mehmet Kaya'nın (30) sahibi olduğu, yeğeni tarafından gezdirilen 'Duman' isimli köpeğin sağ ön bacağı, iddiaya göre Necati Kavalcı'nın kullandığı otomobilin tekerleğinin altında kalıp, yaralandı.

25.11.2018 10:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)KAZADA YARALANAN KÖPEĞİ DUMAN İÇİN HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI

İZMİR Bornova ilçesinde, Mehmet Kaya'nın (30) sahibi olduğu, yeğeni tarafından gezdirilen 'Duman' isimli köpeğin sağ ön bacağı, iddiaya göre Necati Kavalcı'nın kullandığı otomobilin tekerleğinin altında kalıp, yaralandı. Duman, bacağına takılan 8 vidayla ayağa kalkabildi. Mehmet Kaya ise köpeğine çarptığını öne sürdüğü Kavalcı'dan şikayetçi oldu. Necati Kavalcı ise kazada kusurunun olmadığını, köpeğin aracına doğru koştuğu sırada ayağının janta takıldığı ileri sürdü.Bornova ilçesinde yaşayan restoran sahibi Mehmet Kaya'nın bir süre önce sahiplenip 'Duman' ismini verdiği köpeğini, yeğeni Cemal Erol, gezdirmek için dışarı çıkardı. Oynayabilmesi için Cemal Erol'un tasmasını çıkardığı Duman'a, iddiaya göre, bu sırada yoldan geçen, Yavuz Sultan Camii imamı Necati Kavalcı'nın yönetimindeki otomobil çarptı. Sağ ön bacağı Kavalcı'nın otomobilin altında kaldığı öne sürülen Duman, yaralandı. Kazadan sonra veterinere götürülen Duman, bacağına takılan 8 vida ve pilatinle ayağa kalkabildi.

KÖPEĞİ İÇİN ŞİKAYETÇİ OLDU

Kazanın üzerinden iki ay geçmesine rağmen otomobil sürcüsü Necati Kavalcı'nın, tedavi giderlerini karşılamadığını belirten Mehmet Kaya, polise gidip şikayetçi oldu. Köpeğinin ameliyat masraflarını kendisinin karşıladığını ifade eden Mehmet Kaya, "Köpeğim ameliyat edildi ve sağ ön bacağına 8 adet vida ve platin takıldı. Ona çarpan Necati Kavalcı, kazadan sonra kendisine ulaşan polislere ve bana konuyla ilgileneceğini söyledi. Ben de bunun üzerine olay günü şikayetçi olmadım. Ancak daha sonra kendisinden hiçbir yardım görmedik. Köpeğim şu anda hala kazanın etkilerini yaşıyor" dedi.

'ÖNEMLİ OLAN BİR CANA ZARAR GELMESİ'

Köpeği Dumun'ı 45 günlükken sokaktan sahiplendiğini anlatan Mehmet Kaya, şunları söyledi: "Kendisini, polis ekiplerinin de bulunduğu anda köpeğimi götürdüğümüz veterinere davet ettik. 'Ben daha sonra ilgilensem olur mu? Şu an eve geldim' dedi. Bu sözü verdiği için adli bir suç duyurusunda bulunmadık. İki ay geçmesine rağmen hala ilgilenmedi. Bunun sonucunda kendisi ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Köpeğimin bacağı kırıldı, parçalanmış durumdaydı. Köpeğim yemekten kesildi ve kilo verdi. Artık topallayarak yürüyebiliyor. Cami hocasının hangi vicdana sahip olduğunu biz anlayamadık. Kendisini de telefonla aradığımızda 'köpek çok saldırgan, arabama saldırdı, jantın arasına da ayağı girmiş' gibi şeyler söyledi. Benim köpeğim de suçlu olabilir kendisi de suçlu olabilir. Ama bir hayvana zarar vermek ve onunla ilgilenmemek hangi vicdana sığar bunu bilemiyoruz. Köpeğimizin ameliyatı için bin 500 TL ödedik. 10 bin TL de olsa verirdik. Şahıs ile ilgili suç duyurusunda bulunduk ve adaletin işleyeceğine inanıyoruz. Önemli olan benim köpeğimin veya onun haklı olması değil bir cana zarar gelmesidir. Kendisi de camide hocalık yapıyor. Allah diyor ki, onlar benim sessiz kullarım. Onlara zarar vermeyin. Bu cana zarar verdikten sonra, kendisi hangi vicdana sahip bilemiyorum."

Devlet memuru olduğu için açıklama yapamayacağını belirten otomobil sürücüsü Necati Kavalcı ise kazada kusurunun bulunmadığını, köpeğin aracına doğru koştuğu sırada ayağının janta takıldığını söyledi.

Görüntü Dökümü

---------------------

Mehmet Kaya ve köpeği dumanın bulunduğu genel ve detay görüntüler

Mehmet Kaya ile röp.

Olayın gerçekleştiği sokaktan görüntüler

Haber: Hande NAYMAN-Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

===================================================

2)ODUN OLARAK AYRILAN AĞAÇLARA HAYAT VERİYOR

MUĞLA'nın Datça ilçesinde yaşayan marangoz 47 yaşındaki Atila Öner, modern çağın tekdüze ve birbirine benzer mobilyalarına inat, yakacak odun olarak ayrılan ağaçları, formunu bozmadan kesip biçerek birbirinden ilginç objelere dönüştürüyor. Mobilya sektöründe henüz metal ve plastiğin kullanılmadığı dönemlerde sadece ağaçlardan elde edilen eşyaların tıpatıp benzerlerine tekrar hayat veren Atilla Öner'in el işçiliğiyle yaptığı masa, sandalye, koltuk, ayna, çerçeve, raf, kitaplık, dolaplar, avize ve mumluklar büyük beğeni topluyor. Çalışmalarında kuruyan ve yakacak olarak ayrılan zeytin ağaçlarının yanı sıra badem, keçiboynuzu, kestane, meşe, çam, sandal ve benzeri ağaçları kullanan, evli ve 3 cocuk babası Öner'in tamamen ağaç malzemelerden donattığı bir inşaat bürosu ise Datçalılar'ın ilgi odağı oldu. Datçalı bir işadamına ait büronun masasını kestane ağacından, masanın kaidesini zeytin ağacından yapan Öner, avize, koltuk, kapı ve mutfakta çam, ayna ve resim çerçevelerinde ise meşe ağaçlarını kullandı. Öner'in, görenleri hayrete düşüren eşyalarla süslediği işyerinin vitrini ise adeta bir sanat galerisini andırıyor.

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinden 15 yıl önce Datça'ya gelerek marangozluğa başladığını belirten Öner, son yıllarda meslekte zor günler geçirdiklerini söyledi. Fabrikasyon üretimin karşısında arayışa girdiğini, çareyi ise geçmişte bulduğunu belirten Öner, "Sosyal medya ortamında görüp çok beğendiğim ve özellikle yabancı ülkelerde farklı ağaç türleri kullanılarak yapılan çalışmaları kendime örnek aldım. Böylelikle yakacak odun ve atık malzemeleri yeniden kullanım amacıyla dönüştürmeye başladım. Kuruyan zeytin ağaçlarından ayna çerçeveleri yaparak başladığım çalışmalar büyük ilgi gördü. Bunun üzerine yaptığım ürünleri çeşitlendirdim. Şu anda abajurlar, mumluklar, mutfak dolapları, sehpalar, masa ve sandalyeler, koltuklar yapıyorum" diye konuştu.

Ağacı kullanırken özellikle formunu bozmamaya özel önem gösterdiğini belirten Öner, "Zeytin ağacının birbirinden ilginç şekilleri insanı büyüler. Ağacı kesip keresteye dönüştürmektense, olduğu gibi kullanarak güzelliğini korumak ve ona yeniden hayat vermek beni mutlu ediyor. Yaptığım çalışmaları, işyerimin yanında açtığım sergi salonunda halkın beğenisine sunuyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Datçalı marangoz Atila Öner'in işyerindeki çalışmalarından görüntü

-Öner'in adeta bir sanat galerisini andıran sergi salonunun dışarıdan görüntüsü

-Atila Öner ile röp.

-Atila Öner'in tamamen ağaç malzemeler kullanarak donattığı bir inşaat bürosundan görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

====================================================

3)ÖĞRENCİLER, YOĞURT KABI YARDIMI İLE ATKI YAPIP, KİMSESİZ ÇOCUKLARA GÖNDERİYORLAR

İZMİR'in Çiğli ilçesinde bulunan Harmandalı İlkokulu'nda görev yapan sınıf öğretmeni Burcu Ayhan'ın (36) örgü örme hobisi, kimsesiz çocuklara umut oldu. Ördüğü yelek, hırka, atkı ve bereleri 2 yıldır çocuk yuvalarında kalan çocuklara gönderen Ayhan, öğrencilerini de bu anlamlı çalışmaya dahil etti. Öğrencilerin rahatlıkla atkı örmesi için boş yoğurt kapları alan, bunların da altını keserek çevresine 12 adet tahta çubuk yerleştiren Ayhan, böylece onların kimsesiz çocuklar için atkı örmelerine yardımcı oluyor.

Çiğli Harmandalı İlkokulu'nda görevli sınıf öğretmeni Burcu Ayhan, atkı, bere, hırka ve yelek örmeye başladı. Bu işi sevdiği için sık sık bir şeyler ören Burcu Ayhan, daha sonra ördüklerini Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü kurumlarında kalan çocuklara göndermeye karar verdi. Yaptıklarını alan çocukların mutluğu olduğunu gören Ayhan, daha fazla ördü. Okuldan arta kalan zamanının çocuğunu kimsesiz çocukları mutlu etmeye ayıran Ayhan, çalışmalarına sınıfındaki öğrencileri de dahil etti. Ancak 4'üncü sınıfta okuyan çocukların yaşı küçük olduğu için örgü öremeyeceklerini düşünen Burcu öğretmen, yaptığı araştırma sonucunda basit bir formül buldu. Aldığı boş yoğurt kaplarının altını kesen, çevresine 12 tahta çubuk yapıştıran yün ipliği çubuklar arasından geçirerek öğrencilerinin kullanıcının başını içine geçirebileceği boru şeklinde 1 metre uzunluğunda atkı örmelerini sağlayan Ayhan, bu atkıları da çocuk yuvalarındaki bulunan çocuklara gönderiyor.

35 öğrencisinin neredeyse hepsinin kendi yaşıtları için güzel şeyler yaptığını belirten Ayhan, "Öğrenciler boş zamanlarında atkı yapıyor. Kız ve erkek öğrencilerin neredeyse hepsi bu çalışmaya katıldı. ve yaptıkları onları mutlu ediyor" dedi. Çalışmanın öğrencilerin dikkatini arttırmaya yardımcı olduğunu da vurgulayan Ayhan, yine çocukların yardımlaşma duygusunun da bu şekilde geliştiğine dikkat çekti.

HOBİSİ KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN UMUDA DÖNÜŞTÜ

Örgü örmenin kendisi için bir hobi olduğunu, şimdi ise bu hobisini çocukları mutlu etmek için kullandığını vurgulayan Burcu Ayhan, "Annem bizim için örgü örerdi. Ben de ondan öğrendim ve örmeye başladım. Çok fazla ördüm. Sonra bunları ne yapacağımı düşündüm. Bana bu yaptıklarımı Sevgi Evleri'ne verebileceğimi söylediler. Anne şefkati ile yetim ve öksüz çocukları sarma, ısıtma fikri bana çok cazip geldi. Gönderdiğimiz zaman onların çok mutlu olduğunu öğrenince daha da keyifli şekilde örgü örmeye başladım. İki yıldır örgü örüp, Sevgi Evleri'ne gönderiyorum" dedi.

EŞİYLE BİRLİKTE İPLİKÇİLERİ DOLAŞIYOR

Alptuğ Ayhan (11) ve Çağan Ayhan (6) adında iki çocuğu bulunan Burcu Ayhan, eşi Refik Ayhan'ın da kendisine bu konuda hep destek olduğunu, birlikte yün satan dükkanlarda uygun ip aradıklarını belirtti. Ayhan, "Her masum çocuğun yüzüne bir gülücük kondurabilmek, beni gerçekten çok mutlu ediyor. Çocuklarım için de yapıyorum. Eşim benimle birlikte sürekli ip için dükkanları dolaşıyor. Bana çok destek veriyor" diye konuştu.

Öğrenciler de böyle bir etkinliğin içerisinde yer aldıkları için son derece mutlu olduklarını söyledi.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Sınıftan görüntü

-Öğrenciler yoğurt kapları ile atkı yaparken görüntü

-Öğretmen Burcu Ayhan öğrencilerine yardım ederken görüntü

-Burcu Ayhan ile röp.

-Öğrenciler ile röp.

-Genel ve detay görüntü

Haber-kamera: Umut KARAKOYUN/ İZMİR,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement