DHA YURT BÜLTENİ - 2

Deprem bölgesinde gece yağışlı geçti

MANİSA'nın Akhisar ilçesinde, 22 Ocak'ta Richter ölçeğine göre 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntıların sürmesi nedeniyle vatandaşlar dün geceyi de AFAD ve Kızılay'ın yardım çadırlarında geçirdi. Bölgede gece başlayan sağanak yağış etkili oldu.

Akhisar'da meydana gelen depremlerin ardından evlerine giremeyen vatandaşlar, dün geceyi de AFAD ve Kızılay'ın yardım çadırlarında geçirdi. Soğuk havaya rağmen çadırlarda yaşayan vatandaşlar, geceyi ise sağanak yağış altında geçirdi. Saat 02.00 sıralarında başlayan sağanak, sabahın ilk saatlerine kadar devam etti. Depremzedeler, çadırlara kurdukları sobalarla ısınmaya çalıştı. Sağanak yağışın yanı sıra artçı sarsıntılar gece boyu devam etti. Bölgede, en ufağı 1.5 şiddetinde en büyüğü 3.9 şiddetinde yaklaşık yüz kadar artçı sarsıntı da meydana geldi. Geceyi artçı sarsıntılar ve yağış altında geçirdiklerini anlatan Mehmet Çoban (45), "Çadırları verdikleri için Allah devletimizden razı olsun. Evimiz, çadırların karşısında olmasına rağmen giremiyoruz. Sabah namazına kalktık ve bir artçı depremle daha karşı karşıya kaldık. 22 Ocak'tan bu yana geceleri çocuklarımla birlikte çadırda geçiriyoruz" dedi. İsmail Ören (72) ise, "Gece hava yağışlıydı. Biz de devletimizin verdiği çadırlarda kaldık. İlçe olarak diken üstündeyiz. Depremler bir an önce son bulursa evlerimize geçmeyi arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı. Evlerini özlediklerini belirten Atiye Küçük, "Çok şükür depremde can kaybımız olmadı. Evimizi çok özledik ve en kısa sürede evimizde uyumak istiyoruz. Yağışlı bir gecenin sabahına uyandık" şeklinde konuşurken, Hüdayi Küçük ise çadırların içinin sıcak olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Haber: Cemil SEVAL -Kamera: Tolga TAHÇI/MANİSA,

==============================

Elazığ'da AFAD'ın deposu yardımlarla doldu

ELAZIĞ'da, depremin ardından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca (AFAD) kentin farklı bölgelerinde kurulan yardım depoları dolup taştı. Elazığ Organize ve Sanayi Bölgesi'nde kurulan depoya gelen tüm yardımlar, AFAD ekipleri tarafından kontrol edildikten sonra depremzedelere dağıtılıyor.AFAD, Elazığ ve Malatya'da 41 kişinin yaşamını yitirdiği 6.8'lik depremin ardından, gelen yardımlar için depolar oluşturdu. Elazığ'ın pek çok yerinde bulunan depolar, halktan gelen yardımlarla doldu. Elazığ Organize ve Sanayi Bölgesi'nde (OSB) bulunan en büyük depo da yardımların dağıtılmadan önceki son durağı. Yüzlerce gönüllünün çalıştığı depoda, gelen yardımlar yetkililerce incelendikten sonra depremzedelere dağıtılıyor.'GÜNDE YAKLAŞIK 20 TIR GÖNDERİYORUZ'Yardım Dağıtım Koordinatörü Melik Uçar, "Burası, lojistik yani gelen birçok yardımın sevk edildiği depodur. Burada TIR'lardan boşaltılan eşyalar meyve, sebze, kıyafet ve ısıtıcı tarzında ayrıştırılıyor. Ayrım yapıldıktan sonra listeler belirleniyor, diğer koridordan TIR'lara geri yükleniyor ve gönderiliyor. Burada AFAD başta olmak üzere birçok kurum ortaklaşa çalışır" dedi.'GELEN ÇOK CİDDİ YARDIMLAR VAR' Gönüllülere de değinen Uçar, "Gönüllü ekiplerimiz de STK'lardan ve belli başlı platformlardan geliyorlar. Gönüllüler, kendilerince bir program yapıp, burada toplandı. Bir saat önce gelen 100 kişilik gönüllü grubumuz vardı. Türkiye'nin her yerinden gelmiş ve 'AFAD'ın deposunda buluşalım' diye anlaşmışlar. İnsan kaynağı açısından problemimiz yok. Fakat bunları yapmak belli bir süre alıyor. Bin kişi de olsa fark eden bir şey yok. Günlük yaklaşık 20 TIR'a yakın bir alım yapıp, boşaltıyoruz, inceliyoruz ve daha sonra gönderiyoruz. Gelen çok ciddi yardımlar var" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Depodan görüntülerÇalışanlardan görüntüYardım Dağıtım Koordinatörü Melik Uçar röp.Genel detay

Haber-Kamera: Fatih POYRAZ- İbrahim KÖRDEMİRCİ- Harun ÖZALP/ELAZIĞ,

==============================

Elazığlı pazarcılardan, depremzedelere destek

Elazığ'da, deprem sonrası ilk kez kurulan semt pazarında esnaf, fiyatları sabitledi. Esnaftan bazıları sebze ve meyveleri, depremzedelere ücretsiz dağıttı.Elazığ ve Malatya'da 41 kişinin yaşamını yitirdiği Sivrice ilçesi merkezli 6.8'lik depremin ardından, başlatılan yardım seferberliğine destek sürüyor. En çok hasar gören Mustafa Paşa Mahallesi'nde deprem sonrası ilk kez tezgah açan 'Çarşamba Pazarı' esnafı da depremzedeler için fiyatları sabitledi. Pazarcılar, sebze ve meyve fiyatlarında artışa gitmezken, bu ürünler bazı tezgahlarda da halka ücretsiz verildi. 'ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA HAZIRIZ'Pazarcı Bülent Ekener, deprem öncesindeki fiyatların sabit kalacağını belirterek, "Hiçbir ürüne zam yapmadık, halkımızı bekliyoruz. İhtiyaç sahiplerini de bekleriz, onlara ücretsiz meyve ve sebze verebiliriz. Pazarda hafiften bir canlılık var. Ben buranın yerlisiyim ve yıllardır bu işi yapıyorum" dedi.Bölgeye ulaştırılan yardımlar sayesinde, pazardaki ürünlere pek bir ihtiyacın kalmadığını söyleyen pazarcı Hamza Çelik ise ellerindeki malları satmaya çalıştıklarını ve ihtiyacı olanlar için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını belirtti. 'PAZAR ESNAFINDAN MEMNUNUZ'Pazardan alışveriş yapan Mehmet Karabulut ise fiyatlardan memnun olduğunu belirterek, "Pazarımız uygun. Millet ev kiralarını artırmış, bence bu terbiyesizliktir. Bu hareketler bizim Elazığ'ımıza yakışmaz. Allah'a şükür evlerimizin de hasarlarına gelip baktılar. Korkumuz sadece buydu; ama çok şükür sağlam çıktı. Biz kendi kendimize yetiyoruz. Fakat Elazığ'ın adını kirletmek için araya laf katanlar olmasın lütfen. Pazar esnafından memnunuz. O ev sahiplerine de 'vicdan' diyorum sadece" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Pazarcı Bülent Ekener röp.Pazarcı Hamza Çelik röp.Pazardan alışveriş yapan Mehmet Karabulut röp.Pazardan detaylar

Haber-Kamera: Fatih POYRAZ- İbrahim KÖRDEMİRCİ- Harun ÖZALP/ELAZIĞ,

==============================

Kars'ta çarşı ve mahalle bekçilerinin zorlu kış mesaisi

KARS'ta 67 çarşı ve mahalle bekçisi, hava sıcaklıklarının sıfırın altında 10 ile 25 arasında değiştiği kış gecelerinde görev yapıyor.Kars Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 28'i il merkezi, 39'u da ilçeler olmak üzere 67 çarşı ve mahalle bekçisi 1 Mart 2019 tarihi itibariyle göreve başladı. Saat 22.00 ile 06.00 arasında devriye gezen bekçiler, mahallelerin asayişini sağlamaya çalışıyor. İkişer kişilik ekipler halinde çalışan bekçiler, devriyeye çıkmadan önce Kazımpaşa Polis Merkezi Amirliği'nde toplanıyor. Burada polis merkezi amirinden son talimatları alan bekçiler görev yerlerine gönderiliyor. Cadde ve sokaklar ile mahallelerde devriye görevi yapan bekçiler şüpheli gördükleri kişilerin kimlik sorgusunu yapıyor ve önemli durumlarda da telsiz anonsuyla polis amirlerini bilgilendiriyor.Tarihi ve turistik mekanlarda titizlikle görevlerini yürüten bekçiler, olası huzursuzlukların önüne geçtikleri gibi ev ve işlerine giden vatandaşlara da güven veriyor. Üniversite öğrencilerinin geliş gidiş istikametlerinde de devriye atan bekçiler öğrencileri sokak köpeklerinin saldırısından da koruyor. Bekçiler, nöbetçi amirleri ve müdür yardımları tarafından belli aralıklarda denetleniyor. Görev defterlerini imzalayan amir ya da müdür yardımcıları bekçilere başta kendi can güvenliklerini, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaları noktasında titiz olmaları tavsiyesinde bulunuyor. Kentin dört bir yanındaki metruk binalar bekçiler tarafından sık sık kontrol ediliyor. Uyarı düdüklerinin de çalındığı kontrollerde hem metruk binaların kötü amaçlı kullanımı önleniyor hem hırsızlıkların önüne geçiliyor hem de suçun önlenmesi sağlanıyor.Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü'nün talimatına istinaden, meslek işleyişi ve içeriğiyle ilgili hem idari yönden hem de müdahale edilen adli olaylarda adli yönden eğitim veriliyor. Diğer bir adıyla Çarşı Mahalle Bekçileri Hizmet İçi Eğitimlerini de alıyorlar.Öte yandan mahalle bekçileri aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik eğitimlerini de sürekli alıyorlar.Başta üniversite öğrencileri olmak üzere vatandaşlar, bekçilerin görevlendirilmesinden çok memnun olduklarını belirtti. Bekçileri cadde ve sokaklarda özellikle de mahallelerinde görmekten mutlu olduklarını ifade eden vatandaşlar, "Onları görünce kendimizi güvende hissediyoruz. Kış mevsimi çok soğuk geçiyor ve bekçilerimiz bu ayazlı Kars gecelerinde zorluk çekiyorlar" dedi.ESNAFTAN ÇAY İKRAMIHava sıcaklıklarının sıfırın altında 10 ile 25 derece arasında değiştiği soğuk kış gecelerinde devriye atan bekçilere ısınmaları için esnaflardan çay ikramında da bulunuyor. Kış gecelerinde bekçilerin soğuğa rağmen görevlerini aksatmadığını belirten esnaf kendilerinin de yardımcı olmaya çalıştığını söylüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Bekçi düdüğü-Kazımpaşa Polis Merkezi amirliğinde toplanmaları-Polis amirinin talimatları-Görev yerlerine dağılmaları-Bir üniversite öğrencisinin konuşması-Caddede devriye atmaları-Bir üniversite öğrencisi ve annesinin konuşması-Emniyet amirinin bekçileri denetlemesi-Vatandaşların üst araması-Bir yoklama kaçağının tespit edilmesi-Bekçinin telsiz anonsu-Şüphelinin polis otosuna götürülmesi-Buzlu camlar arasından geçen bekçiler-Bekçilere esnafın çay ikramı-Esnafın konuşması-Kale civarında gezmeleri-Nöbetçi emniyet müdür yardımcısının bekçileri kontrol etmesi-Çevrede inceleme yapmaları-Fenerle arama yapmaları-Soğuktaki etayları-Yürümeleri-Metruk binadaki aramalar-Çevrede fenerle arama yapmaları-Düdük çalmaları

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

===============================

Emekli torna ustası 5 yılda 21 kurstan sertifika aldı

KAYSERİ'de emekli torna ustası Hasan Karaca (81) son 5 yılda Kayseri Büyükşehir Belediyesi Mesleki Edindirme Kursu (KAYMEK) bünyesinde 21 farklı kursa katılarak sertifikalarını aldı.3 çocuk 6 torun sahibi torna ustası Hasan Karaca, 7 yıl önce emekli olduktan sonra boş günlerini değerlendirmek için KAYMEK bünyesinde Ebru kursuna gitmeye başladı. Karaca, bu kursun ardından ahşap boyama, ev yemekleri, pastacılık, Osmanlıca gibi 20 kursa daha giterek sertifikalarını aldı. Karaca, şimdi 22'nci sertifikasını almak için KAYMEK Göznuru Tesisleri'nde Hüsnü Hat kursuna devam ediyor. Hasan Karaca "Emekli olduktan sonra boş zamanımı değerlendirmek için evimin yanındaki KAYMEK'te Ebru kursuna gittim. Bulunduğum ortam ve öğrendiklerim beni çok mutlu etti. Bu kursun sertifikasını aldıktan sonra kurslara devam etme kararı aldım ve sırasıyla ahşap boyama, pastacılık ve ev yemekleri gibi birçok kursa gittim. Şimdi de Hüsnü Hat kursuna gidiyorum. Yazı çeşitlerinin hepsini yazabiliyorum" dedi.Tüketen değil üreten bir kişi olmak istediği için kurslara katıldığını söyleyen Karaca "Haftanın 3 günü kursa geliyorum. Hiç devamsızlığım olmadı. Kursun olmasını iple çekiyorum. Çünkü severek geliyorum. Hüsnü Hat manevi yönden çok geliştiriyor. Bütün emeklilere öneriyorum. Bazı kaydolup gelmeyenlere üzülüyorum. İnsan azmederse başarır. Ben yemek kursuna gittiğimde hamur yoğurdum, bulaşık yıkadım. Yaptığım yemekleri birçok kişiye ikram ettim. Bir işe yaramıyormuş gibi bir kenara çekilmek istemiyorum. Ne olursa olsun tüketen değil üreten olmak istiyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------81 yaşındaki kursiyer İsmail Karaca'nın kursa gelmesiİsmail Karaca kurs çalışmalarıİsmail Karaca'nın el yazması kuran çalışmasıİsmail Karaca ile röportajDiğer görüntüler

Haber-Kamera:  Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,

===============================

H1N1 virüsünü beş dakikada tespit edecek cihaz geliştirdiler

İZMİR Biyotıp ve Genom Merkezi'nde görevli bilim insanları, halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünü beş dakikada tespit edebilen taşınabilir bir cihaz geliştirdi. Türkiye'de bu konudaki tek çalışma olma özelliğini taşıyan cihaz sayesinde, salgınların önlenmesi hedefleniyor. Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde kurulan İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi'nde görevli bir grup bilim insanı, halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünü beş dakika içerisinde tespit edebilecek, 70 gram ağırlığında taşınabilir bir cihaz geliştirdi. 2009 yılında küresel bir salgına dönüşen domuz gribi hastalığının yayılımının önüne geçmeyi amaçlayan grup, böylelikle salgınların önlenmesini hedefliyor. Türkiye'de bu konudaki tek çalışma olma özelliğini taşıyan ve test aşamasında olan cihazın patentinin alınması ve seri üretime geçilmesi hedefleniyor. Klasik yöntemlere göre cihazın birçok avantajı olduğunu söyleyen araştırmanın grup lideri Dr. Arif Engin Çetin, "Klasik yöntemlerde kullanılan cihazlar yurt dışından ithal edilen ürünlerle yapılıyor. Bizim cihazımız ise tamamen yerli kaynaklardan üretildi. Aynı zamanda taşınabilir bir platform olduğu için merkezi laboratuvarlar dışında hastane ve sağlık ocaklarında da kullanılabilir. Aynı zamanda maliyeti yaklaşık 3 bin TL değerinde, diğer yöntemlere göre oldukça düşük" dedi.'SİSTEM BİR BUÇUK YILDA GELİŞTİRİLDİ'Cihazın bir kamera, biyosensor çipi ve ışıktan oluştuğunu belirten Dr. Çetin, "Üzerinde H1N1 virüslerine duyarlı antikorlar bulunan akıllı bir biyoçip kullandık. İlk önce hasta olduğu düşünülen bireylerin burun veya boğazlarından alınan mukus örnekleri geliştirdiğimiz örnek hazırlama kitiyle çipimizi teste hazır hale getiriyoruz. Daha sonra bu çipi sisteme yerleştiriyoruz. Işık kaynağını yaktığımızda biyoçipin kamerayla görüntüsünü çekiyoruz. Bu görüntüyü dizüstü bilgisayara aktarıyoruz. Burada sıvı test ediliyor ve kod bize H1N1 virüsünün olup olmadığını söylüyor. Bu sistem yaklaşık 1 buçuk yılda geliştirildi. Şuanda sistemin test aşamasındayız. Kullanılabilirliğini ve limitlerini test etmekteyiz. Patentini aldıktan sonra seri üretimine geçmeyi hedefliyoruz" dedi.KÜRESEL SALGINA YOL AÇMIŞTIH1N1 belirtileri hakkında bilgi veren araştırma grup liderlerinden Zeynep Ahsen Koçer ise, "H1N1 yüksek ateş, boğaz ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Çok ciddi kas ağrısı ve bitkinlik yapabiliyor. Bu yıl H1N1'deki klinik bulgular biraz daha ciddi seyretti. 2009 senesinde küresel bir salgına yol açmıştı. Bunun yanı sıra mevsimsel grip hastalıkları da yeterince insanın hastalanmasına hatta ölmesine sebep olabiliyor. 1 Ekim 2019 ile 18 Ocak tarihleri arasında 20 bin kişinin H1N1'den öldüğü açıklandı" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Zeynep Ahsen Koçer ile röportajArif Engin Çetin ile röportajCihazdan genel detay görüntülerCihazın çalışma prensibinin anlatılmasıMuhabir anonsu

Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=================================

Teknik direktör ve futbolculardan lösemili taraftara ilaç gibi ziyaret

BÜYÜKŞEHİR Belediyespor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, futbolcular Hasan Hatipoğlu, Mücahit Albayrak ve Mahamadou Ba ile birlikte, lösemi hastası Suat Karaköse'yi evinde ziyaret etti. Sözeri, sezon sonu şampiyon olmaları halinde bunu, Suat Karaköse'ye armağan edeceklerini söyledi.Fanatik bir Erzurumspor taraftarı olan Suat Karaköse, geçen yıl yakalandığı lösemi hastalığı nedeniyle tedavi görmeye başladı. Hastane ve zaman zaman da evinde devam eden tedavisi nedeniyle maçlara gidemeyen Suat Karaköse'ye Büyükşehir Belediye Erzurumspor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, futbolcular Hasan Hatipoğlu, Mücahit Albayrak ve Mahamadou Ba, bir grup taraftarla birlikte geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Merkez Palandöken İlçesi Yıldızkent semtinde yaşayan Suat Karaköse'nin evine giden Sözeri ve futbolcular, bir süre onunla sohbet etti. Üzerinde Mahamadou Ba'nın ismi bulunan 25 numaralı formayı hediye eden teknik direktör Erkan Sözeri, "Suat kardeşimizin hastalığı sebebiyle sağlığında etkilenme var. Onu da çok çabuk atlatacak, dualarımızla. Biz de onu ziyaret etmeye geldik. Onun sağlığının iyileşmesinde, azıcık bu çorbada tuzumuz olursa çok mutlu olacağız. Bu ziyareti taraftarlarımız organize etti. Çok teşekkür ediyorum. Suat kardeşimize acil şifa diliyoruz. Şunun sözünü veriyorum, şampiyon olup bunu da Suat kardeşimize armağan etmek istiyoruz" diye konuştu.Suat Karaköse'yi kısa sürede tribünde görmek istediklerini belirten Mücahit Albayrak, "Defansta sol kanatta oynuyorum, golcü değilim ama eğer gol atarsam Suat ağabeye armağan ederim. Sezon sonunda şampiyon olursak beraber kutlayacağız" dedi.Hasan Hatipoğlu ise Suat Karaköse'ye destek vermeye geldiklerini ifade ederek, kısa sürede sağlığına kavuşması temennisinde bulundu. İLK TOKALAŞTIKLARIM HOCA VE FUTBOLCULAR OLDUYaklaşık 4 ay hastanede yattığını belirten 2 çocuk babası Suat Karaköse, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hastalığı nedeniyle doktorların tokalaşmasına izin vermediklerini anlatan Karaköse, ilk tokalaştıklarının teknik direktör ve futbolcular olduğunu söyledi. Hastanede yattığı sırada odasının camından Kazım Karabekir Stadyumu'nu izlediğini kaydeden Karaköse, tribünleri ve davulun sesini özlediğini kaydetti. Takıma olan inancını dile getiren Karaköse, şunları söyledi: "Takımdan bu sene çok ümitliyim. Şampiyonluğu inşallah beraber kutlayacağız. Hastanede tedavi sürecimin tamamlanmasına bir ay kaldı. İnşallah şampiyon olacağız, ben de inşallah sağlığıma kavuşurum. Bu ziyaret beni daha da motive etti. Bu hızla bir aylık tedavi sürecim 15 güne düşer."Ziyaret sonunda Teknik Direktör Erkan Sözeri, Suat Karaköse'nin çocukları, yeğenleri ve taraftarlarla fotoğraf çektirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Kulüp tesislerinin görüntüsü-Futbolcuların tesislerden çıkması-Teknik direktör Erkan Sözeri'nin lösemi hastasının evine gelmesi-Sözeri ve futbolcuların Suat Karaköse ile konuşması-Sözeri'nin Karaköse'ye forma hediye etmesi-Erkan Sözeri ile röp-Futbolcular Mücahit ve Hasan ile röp-Suat Karaköse ile röp-Sözeri'nin çocuklarla fotoğraf çekilmesi-Sözeri, futbolcular ve taraftarların fotoğraf çekilmesi

-Hoca ve futbolcuların binadan çıkmaları

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Salih TEKİN/ ERZURUM,