Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

Yargıtay'dan 'Kadın cinayeti' gerekçeli bozma İZMİR'in Menemen İlçesi'nde, eski eşi 25 yaşındaki Filiz Aktaş'ı tabancayla öldürüp, kaçarken 1 polis memurunu yaralayan 54 yaşındaki Hayri Özel'in yargılandığı davada, genç kadının ortak çocuklarına kötü muamele yaptığı iddiasını haksız tahrik...

02.08.2017 10:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay'dan 'Kadın cinayeti' gerekçeli bozma

İZMİR'in Menemen İlçesi'nde, eski eşi 25 yaşındaki Filiz Aktaş'ı tabancayla öldürüp, kaçarken 1 polis memurunu yaralayan 54 yaşındaki Hayri Özel'in yargılandığı davada, genç kadının ortak çocuklarına kötü muamele yaptığı iddiasını haksız tahrik sayan mahkeme heyeti, 20 yıl hapis cezası verdi. Yargıtay'ın, olaydan 1.5 yıl önce meydana geldiği öne sürülen bu durumun 'haksız tahrik' sayılmayacağını belirtip kararı bozmasına rağmen, yerel mahkeme, aynı gerekçeyle, ilk kararında direndi. Dosyayı tekrar inceleyen Yargıtay, bu kez de olayın  'Kadın Cinayeti' olması nedeniyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da davaya müdahil olup görüşünün alınması gerektiğini belirterek kararı bozdu.

Olay, 6 Ekim 2011 tarihinde, İzmir- Çanakkale karayolu üzerinde meydana geldi. Menemen'in Emiralem Mahallesi'nde oturan 1 çocuk annesi, 25 yaşındaki Filiz Aktaş, muhasebe biriminde çalıştığı Koyundere'deki tekstil atölyesine gitmek üzere sabah evden çıktı. Aktaş, karayolu üzerindeki Menemen yaya üstgeçidi önüne geldiğinde, 4 yıl evli kalıp 2010 yılı Mayıs ayında boşandığı Hayri Özel önünü kesti. Afyonkarahisar'da, 1992 yılında Peyami Yıldırım'ı öldürdüğü için tutuklu bulunduğu cezaevinden 2002 yılında Şartla Salıverme Yasası ile çıkan Özel, genç kadını tabancayla vurarak öldürdü.

Kaçmak isteyen Hayri Özel, peşine düşen polisle de çatışmaya girdi. Olayda polis memuru 47 yaşındaki Mustafa Gönen Yılmaz, ayağından yaralandı. Çatışmada Hayri Özel de vurularak yaralı yakalandı. Özel'in üzerinden 2 tabanca, 9 dolu şarjör, susturucu ve sahte nüfus cüzdanı çıktı. Tedavisinin ardından tutuklanan Hayri Özel hakkında, Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Filiz Aktaş'ı tasarlayarak öldürmekten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, polis memuru Mustafa Gönenç Yılmaz'ı yaralama, resmi belgede sahtecilik, dört polis memuruna karşı görevi yaptırmamak için direnme, ruhsatsız silahla ateş etme suçlarından da 40 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

MAHKEME, TAHRİK İNDİRİMİNDE DİRENDİ

Mahkeme heyeti, sanık Hayri Özel'e eski eşini öldürdüğü için önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi. Ancak, öldürdüğü Filiz Aktaş'ın, olaydan 1.5 yıl önce çocuğuna karşı kötü muamelede bulunduğu iddiasını haksız tahrik kabul edip, duruşmalardaki iyi halini de göz önüne alarak, Özel'in cezasını 20 yıl hapse indirdi. Özel, ayrıca polis memurunu yaralamaktan ve diğer suçlardan da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Filiz Aktaş'ın ailesinin temyiz başvurusunda bulunduğu Yargıtay, cinayetten 1.5 yıl önce yaşandığı öne sürülen dayak olayının, 'Haksız tahrik' sayılamayacağını belirtip, kararı bozdu. Yargıtay'ın bozma kararı üzerine yeniden yargılama yapan Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, Filiz Aktaş ve ailesinin 1.5 yıl önceki dayak olayından dolayı para cezası alıp hükmün ertelenmesinin geri bırakılmasını bir kez daha 'haksız tahrik' saydı ve ilk kararında direndi, sanık Hayri Özel'e yine aynı cezayı verdi.

İKİNCİ BOZMANIN GEREKÇESİ BAKANLIK

Filiz Aktaş'ın ailesinin itirazı üzerine Yargıtay, dosyayı ikinci kez inceledi. Yüksek mahkeme bu kez de dosyayı, kadın cinayeti olmasından dolayı başka bir gerekçeyle bozdu. Öldürülen Filiz Aktaş'ın eski eşinin kurbanı olmasından dolayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya müdahil olup olmayacağına dair görüşünün alınması gerektiği belirtilerek karar bozuldu. Hayri Özel'in 23 Ağustos tarihinde yeniden hakim karşısına çıkacağı belirtildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'a ilişkin Uygulama Yönetmeliği'ne göre, bu tkür cinayetlere müdahil olabiliyor. Yönetmelikti iylgili madde şöyle:

"MADDE 46 - (1) Bakanlık, gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan ve herhangi bir şekilde haberdar olduğu idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya müdahil olarak katılabilir."

Haber: Taylan YILDIRIM/İZMİR, -

===========================================

Eş katiline ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemi

BURSA'da bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışan 19 yaşındaki Mehmet Adıyaman hakkında, aynı işyerinde çalışan eşi 18 yaşındaki Deniz Güneş Adıyaman'ı, geçen mart ayında bıçaklayarak öldürmekten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Merkez Gürsu İlçesi'nde bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışan Mehmet Adıyaman, aynı işyerinde tanıştığı Deniz Güneş ile geçen yıl aşk yaşamaya başladı.  Gençler, ailelerinin yaşlarının küçük olduğu için karşı çıkmasına rağmen geçen aralık ayında kaçarak evlendi. Nikah törenlerine ise barıştıkları anne ve babaları ile kardeşlerini çağırdılar.

İddiaya göre Mehmet Adıyaman, kıskançlık yüzünden sürekli tartıştığı eşini, ailesine karşı ilgisiz kalmakla da suçlayıp, kendi anne ve babasıyla da konuşmaması için  defalarca uyarıp dövdü. Adıyaman, geçen mart ayında iş çıkışı 3 ay önce evlendiği eşine, "Çalışırken giydiğin iş önlüğünün üst düğmeleri neden açıktı. Erkek arkadaşın ile neden yemek yedin" diyerek tartışıp, bir kez daha tokat atıp evden ayrıldı. Buna sinirlenen genç kadın, "daha fazla dayanamayacağım sana ve laflarına. Yoruldum ben. Her şey güzel olur diye düşünmüştüm ama olmadı. Seni artık sevmiyorum. Benden buraya kadar hoşçakal. En kısa zamanda boşanma davası açacağım haberin olsun"  yazılı mektup bırakıp, aynı ilçede yaşayan annesinin evine gitti.

GENÇ KADINI PARKTA ÖLDÜRDÜ

Eve dönünce eşini bıraktığı mektubu gören Mehmet Adıyaman, eşinin orada olabileceğini düşünerek kayınvalidesinin evine gitti. Adıyaman, dışarı çağırıp kayınvalidesinin yanında yaptığı konuşmada Deniz Güneş Adıyaman'ı geri dönmesi konusunda ikna edemeyince ayrıldı. Kısa bir süre sonra tekrar aynı eve gelen Mehmet Adıyaman,  bir kez daha görüşmek için parka çağırdığı eşinden yine "hayır" yanıtı alınca, çılgına döndü ve belindeki bıçağı çıkartıp genç kadını 10 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Ardından Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne giderek teslim oldu.

Kıskançlık yüzünden cinayet işlediğini kabul eden Adıyaman yaptığı savunmasında, " Deniz aileme karşı ilgisizdi. Ben de kendisinin anne ve babasıyla konuşmasını istemiyordum. O benim sözümü tutmuyordu. Ben de bu yüzden onu dövdüğüm oldu. Olay günü Deniz, çalıştığımız işyerinde öğle yemeğini benim yanımda değil,  servisteki erkek arkadaşının karşısında yedi. Çok kızdım. Evde bu yüzden tartıştık. Ayrıca kendisine, 'Neden işyerindeki önlüğünün üst düğmesi açıktı?' diye sordum. Ters cevap verince tokat atıp evden ayrıldım. Döndüğümde bıraktığı mektubu gördüm. Annesinin evine gittim. Dönmesi için ikna edemedim. Bunu gurur meselesi yaptım. Bıçak satın alıp, belime koydum, eve bir kez daha gittim. Konuşma teklif ettim. Kabul etti. Parkta yürürken bana yine 'Hayır' deyince ben de onu bıçakladım" dediği öğrenildi.

Çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanan Mehmet Adıyaman hakkındaki savcılık soruşturması tamamlandı.  Adıyaman hakkında 'eşini kasten öldürmek' suçundan 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanığın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.

Haber: Halil ÖZÇOBAN/BURSA, -

============================================

Kansere yakalanınca kendisini terk eden eşinin boşanması ardından felç oldu

KAYSERi'de 23 yıl önce inşaat kalıpçı ustası 47 yaşındaki Hikmet Kızılkaya ile evlenen 45 yaşındaki Şaziye Ateş, meme kanserine yakalanmasından sonra eşi tarafından önce terk edildi. Sürekli kendisine şiddet uyguladığını söylediği eşinin boşanma isteğini kabul eden Ateş, üzüntüden felç geçirerek yatağa düştü.

Yanına kaçtığı Hikmet Kızılkaya ile 1994 yılında evlenen evliliğinden 21 yaşındaki Rahime, 17 yaşında Cemile, 15 yaşındaki Meryem ve 10 yaşında Şeyma isimimli çocukları olan Şaziye Ateş 10 yıl önce, rahatsızlanınca doktora gitti. Tetkiklerde Ateş'in meme kanseri olduğu ortaya çıktı. Şaziye Ateş, hastanede tedavi görürken iddiaya göre, başka kadınlarla birlikte olan eşi Hikmet Kızılkaya tarafından terk edildi. Hastalığı ardından, eşinin evi terk etmesiyle çocuklarıyla ortada kalan Şaziye Ateş, eşinin açtığı boşanma davası ile sol tarafından felç geçirdi. 4 çocuk annesi Ateş, evinin kirasını ödeyemediği için çocukları ile birlikte kaldığı daireden ev sahibince çıkarıldı. Mahkeme, eşinin kendisine sürekli şiddet uyguladığını söyleyen ve boşanma davasını kabul ederek tazminat istemeyen çifti boşadı. Kızları ile birlikte kardeşinin yanına yerleşen ve sol tarafı felçli 3'üncü evre gögüs kanseriyle mücadale eden Şaziye Ateş kızları ile yaşam savaşı verirken, yetkilerden çocuklarının okutulması konusunda yardım istedi. Boşandığı eski eşinin halen tehdit ve ölüm mesajları attığını söyleyen kanserli anne Ateş, şöyle dedi:

"Çocuklarımın cep telefonlarına ölümle ilgili mesaj atıyor. Bir kadın cinayeti daha işlenmemesi için yetkililer bize yardım etsin. 4 kızım var, gün geldi bayat ekmeklerle karınlarını doyurdum. Kız çocuklarım kötü yola mı düşsün? Bizlere yardım eli uzatılsın."

Hasta annesine yardımcı olan lise öğrencisi Cemile Kızılkaya ise mahkemenin velayeti babasına vermesinden dolayı bir süre  Ankara'ya yerleşen babası ile kaldığını ancak, babasının kendisini her gün dövmesinden dolayı annesine sığındığı söyledi. Genç kız, "Yiyecek ekmeğimiz yok, komşuların eline bakıyoruz. Sağlık Meslek Lisesi'nde hemşirelik okuyordum. Annemin hastalığı ve çaresizliği nedenle okula gidemez oldum. Babamla kalan diğer iki kardeşimin can güvenliği yok. Defalarca darp raporu almama, dayak nedeniyle hastanede kalmama rağmen kimse bizimle ilgilenmedi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Eşi tarafından terk edilen boşanan Şaziye Ateş ile röportaj

Babasının evinde şiddet gören kızları Cemile Kızılkaya

Aileden görüntü

Detay görüntü

Haber- Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,

=========================================

Denizli'de FETÖ'nün emniyet yapılanması davasında tahliye yok

DENİZLİ'de, FETÖ/PDY'nin emniyet ayağına yönelik 31'i tutuklu 44 sanığın yargılandığı davada tahliye talepleri reddedilip, duruşma ertelendi.

Denizli'de, FETÖ/PDY'nin emniyet ayağına yönelik 31'i tutuklu 44 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması, Denizli 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne dönüştürülen Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki salonda dün görüldü. İkinci duruşmaya, Denizli İl Emniyet Müdürlüğü'nde çoğunlukla emniyet müdürü ve komiser rütbesinde görevliyken ihraç edilen tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.

Tanıkların dinlendiği duruşmada, bazı sanıkların ByLock yazışmaları da okundu. Giriş tarihleriyle hareket dökümlerinin okunduğu duruşmada, tutuklu sanık M.M.'nin 33 kez ByLock'a giriş yaptığı belirtilirken, sanık M.M. ise ByLock kullanmadığını iddia etti. Tutuklu sanık C.D.'nin ByLock'ta yazışma yaptığı isimler okunurken, bunlardan 6'sının aynı davada yargılanan sanıklar olduğu görüldü.

Duruşmada tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu. Savcı ise tahliye taleplerinin reddine, sanıkların tutukluluklarının devamına karar verilmesini istedi. Verilen kısa bir aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddedip, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 14 Aralık'a erteledi.

Haber: Deniz TOKAT/DENİZLİ, -

===========================================

Türk Akımı inşaatında çalışan gemi Çanakkale Boğazı'ndan geçti

RUSYA'dan Türkiye'ye Karadeniz üzerinden doğalgaz sağlayacak Türk Akımı inşaatında çalışan 321 metre uzunluğundaki Malta bayraklı 'Audacia' adlı boru hattı döşeme gemisi, Çanakkale Boğazı'ndan geçti.

Rusya'nın Karadeniz Kıyısı'ndaki Anapa şehri yakınlarında devam eden Rus Enerji Şirketi Gazprom'un Türk Akımı projesinin deniz bölümündeki boru hattı inşaatında çalışan 56 bin 172 groston ağırlığında ve 321 metre uzunluğundaki Malta bayraklı 'Audacia' adlı boru hattı döşeme gemisi, saat 06.15'de Marmara Denizi'nden Çanakkale Boğazı'na giriş yaptı. İspanya'nın Cadiz Limanı'na giden boru hattı döşeme gemisine, 36 millik Çanakkale Boğazı geçişinde Kurtarma-4 ve Kurtarma 10 römorkörleri ile Kıyı Emniyeti 2 Tahlisiye Botu eşlik etti. Dev geminin geçişi nedeniyle Çanakkale Boğazı transit gemi geçişlerine çift yönlü olarak kapatıldı.

Saat 08.00'de gemilerin manevra yapması en güç nokta olan Nara Burnu'nu dönerek 08.15'te Çanakkale önlerine ulaşan boru hattı döşeme gemisi, Kilitbahir Köyü'nde dağda bulunan 'Dur Yolcu' yazısı ve Kilitbahir Kalesi'nin önünden geçerek, Ege Denizi'ne açılmak üzere yoluna devam etti.

'Audacia' adlı boru hattı döşeme gemisinin 09.45'te boğaz geçişini tamamlayarak Ege Denizi'ne açılması bekleniyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Geminin boğaz geçişinden görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber: Burak GEZEN - Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

====================================

Otomobilin TIR'a çarpması kameralara yansıdı

SAKARYA'nın Söğütlü İlçesi'nde sanayi sitesinde kavşakta otomobil ile TIR'ın çarpıştığı kaza güvenlik kamerasına yansıdı. TIR'a çarpan araçtan inen iki kişi kazanın şoku ile koştu.

Kaza dün, Söğütlü 3. Organize Sanayi Bölgesi içindeki kavşakta meydana geldi. Hüseyin A. idaresindeki 34 HL 8193 plakalı otomobil kavşağa girdiği sırada Nusret G. idaresindeki 41 NG 858 plakalı TIR'a yandan çarptı.TIR'ın dorsesi çarpmanın şiddetiyle dönerken, otomobil yol kenarındaki duvara çarparak durabildi. Kazada, Nusret G, otomobil sürücüsü Hüseyin A. ve otomobilde bulunan Şevval O. yaralandı. Kaza anı bir fabrikanın güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, kavşağa giren otomobilin TIR'a yandan çarpması ve araçların savrularak duvara çarpmaları, otomobildeki 2 kişinin kazanın şokuyla aşağıya inerek koşuşturmaları yer aldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Güvenlik kamerası görüntüleri

Haber-kamera: Aziz GÜVENER/SÖĞÜTLÜ(Sakarya), -

============================================

Depreme dayanıksız lojmanlar yıkılıyor

ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde depreme dayanıksız raporu verilen 12 lojmanın yıkımına başlandı.

Kemer Merkez Mahallesi Kemal Sunal Caddesi üzerinde bulunan ve 1980'li yıllarda yapılan 'Turizm Lojmanları' adıyla bilinen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne ait 12 lojmanın geçen yıl yapılan deprem testinin ardından yıkılmasına karar verildi. Lojmanda oturan kamu çalışanlarına tebligat yapılarak konutlar boşaltıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün Antalya Büyükşehir Belediyesi ile yaptığı anlaşmanın ardından Büyükşehir Belediyesi tarafından hurda bedel karşılığı yapılan ihaleyi alan firma dün yıkımlara başladı.

Kaymakam Mustafa Cihad Feslihan, "Kemer ilçe merkezimizde bildiğiniz gibi zamanında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından inşa edilmiş kamu görevlisi lojmanlarımız vardı. 'Memur lojmanları' olarak da bilinen bu lojmanlarımız uzun süre ilçemizde görev yapan memur ve kamu görevlilerimize hizmet verdi. Fakat geçen yıl özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın depremlere karşı tedbir almak amacıyla bu binalarda yaptırdığı testler sonrasında binaların çürük ve kullanılamayacağına dair raporlar çıktı. Bu raporlar doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığımızca blokların yıkılmasına karar verildi. Bu doğrultuda Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz konuya ilişkin bir çalışma başlattı ve yıkımı gerçekleştirmek üzere Antalya Büyükşehir Belediyemizle bir protokol imzaladılar. Antalya Büyükşehir Belediyemiz de bu binaların yıkımını hurda bedeli karşılığında özel sektöre ihale ederek yaptırma kararı aldı ve bu süreç tamamlandı. Bu işin ihalesi yapıldı. Hurda bedeli karşılığında sözleşme de imzalandı. Dün itibariyle de bu kamu görevlisi lojmanlarının yıkımına başlandı. Bundan sonra bu yıkım işlemleri tamamlanıp alan daha sonra belirlenecek amaca göre kullanılacaktır" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Binaların genel görüntüsü ve önünden geçen turistler

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından asılan tabela detayı

Çalışmalardan detaylar

Kaymakam Mustafa Cihad Feslihan röportaj

Yıkımdan detaylar

Haber- Kamera: Levent YENİGÜN/KEMER(Antalya),

=====================================

Üniversite yerleşkesinde yol yapım çalışması sırasında tarihi mezar bulundu

KONYA'da Necmettin Erbakan Üniversitesi Köyceğiz Yerleşkesi'ndeki inşaat alanındaki yol yapım çalışması sırasında 'Geç Roma' dönemine ait olduğu tahmin edilen yaklaşık 2 bin yıllık mezar bulundu. İçerisinde kafatası ve kemik parçaları olan mezar alanı koruma altına alındı.

Olay, Meram İlçesi Köyceğiz Mahallesi'nde bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Köyceğiz Yerleşkesi'nde meydana geldi. Üniversitenin yeni yapılan inşaatlarının bulunduğu bölgede iş makinesi ile gerçekleştirilen yol yapım çalışması sırasında, düzenleme yapılan topraklık alanda bir oyuk oluştu. Çalışanlar tarafından yapılan inceleme sonrası oyuğun mezar olduğu belirlendi. Yetkililer durumu polis ve Müze Müdürlüğü'ne bildirdi. Olay yerine gelen Müze Müdürlüğü yetkilileri mezarda inceleme yaptı. İçerisinde kafatası ile kemik parçaları bulunan ve 'Geç Roma' dönemine ait olduğu tahmin edilen mezar alanı koruma altına alındı. Polis ekiplerinin de inceleme yaptığı ve yaklaşık 2 bin yıllık olduğunu tahmin edilen mezarda alanında kazı çalışması başlatılacağı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Mezarın bulunduğu alan

-Görevlilerin incelemesi

-Mezar içerisinden detay

-Kemik parçaları ve kafatası

-Genel ve detaylar

Haber-Kamera:  Hasan DÖNMEZ/ KONYA,)

===========================================

Kavun, karpuz üreticisini hem sıcak hem fiyatlar yaktı

MANİSA'da kavun ve karpuz üreticileri, sıcak hava nedeniyle ürünlerinin yanması ve mahsül fiyatının ise geçen yıla göre yarı yarıya düşmesi nedeniyle zor günler geçiriyor. Ürününü satmakta sıkıntı çeken çiftçiler, zararlarının büyük olduğunu söyledi.

Manisa'da kavun ve karpuz üretimi yapan çiftçiler, bu yıl beklediği kazancı elde edemedi. Aşırı sıcaklardan dolayı mahsullerde yanıklar oluşurken, fiyatlar da üreticiyi memnun etmedi. Karpuzun kilosu tarlada 30 kuruş ile 50 kuruş, kavunun kilosu ise 50 kuruş ile 90 kuruş arasında değişiyor. Üretici tarla fiyatlarının düşük olmasına rağmen, pazar tezgahlarındaki fiyatların yüksek olduğunu dikat çekiyor.

Gölmarmara'da kavun üretimi yapan çiftçi Muhlis Çelik, bu yıl hava şartlarının kendilerini çok etkilediğini anlattı. Çiftçi Çelik, müşteri bulmakta zorlandıklarını belirtip, "Üretim bu sene hava şartları dolayısıyla sıkıntılı oldu. Mahsuller olmak üzereyken sıcak başladı. Fiyatlar da bizi memnun etmedi. Fiyatlar çok düşük, ürünümüzü satamıyoruz. 2.5 tonluk bir römorku 600 liraya satabiliyoruz. Kavunun dekarına 2 bin liraya yakın masrafı var. Bu şartlarda maliyeti kurtarmıyor. Sıcaktan da ürünler yandı. 10 dekarlık tarladan 50 ton ürün almamız gerekirken, 15-20 tonda kaldı. Sadece karpuz değil kavun da para etmiyor" dedi.

"ÇİFTÇİ MAĞDUR"

Diğer bir üretici Şeref Koç ise, geçen seneye göre fiyatların yarı yarıya düşmesinden şikayet etti. Koç, şunları söyledi: "Şu an çiftçi mağdur durumda. Kavunun kilosunu 50 ile 70 kuruştan satabiliyoruz. Geçen yıla göre fiyatlarda yüzde 50 düşüş var. Çiftçi şu an kavunda zarar ediyor.  Karpuzun kilosunu da 30 ile 35 kuruş. Geçen yıl karpuzun kilosunu 80 kuruşa kadar satmıştık. Hem çiftçi hem tüccar mağdur" dedi.

ÜRETİCİNİN YÜZÜ GÜLMEDİ

Kavun ve karpuz yetiştiriciliğiyle ünlü Gölmarmara'nın Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan, bu yıl sezonda üreticinin yüzünün gülmediğini söyledi. Yaz aylarında beklenmedik yağışlar ve ardından gelen aşırı sıcakların mahsullerde zarara neden olduğuna dikkati çeken Ziyan, ekim alanlarının da fazla olmamasına rağmen fiyatların yükselmediğini belirtti. Ziyan, "Yıllardır kavun, karpuz yetiştiriyoruz. İstanbul'da Gölmarmara kavunu ünlenmiştir. Geçen yıl hem kavunda hem de karpuzda yüzü gülen çiftçimiz, bu yıl maalesef hem verim düşüklüğünden hem de fiyatların düşük olmasından dolayı zarar etti. Bir dekarlık kavun karpuz için üretici 2 bin lira masraf yapıyor. Ama dekardan 1500 lira ancak kazanabildi. Dekarda ortalama 500 lira zarara uğradı" dedi.

"FİYATLAR YARI YARIYA DÜŞTÜ"

Çiftçinin umduğunu bulamadığını kaydeden Ziyan, 40-45 dereceyi bulan yüksek sıcaklıkların bitkileri olumsuz yönde etkilediğini ve verimin düştüğünü belirtti. Ziyan, "Hem verim düşük hem de para yapmıyor. Karpuz tarladan 30 kuruş ve 50 kuruş, kavun ise 50 kuruş ile 90 kuruş arasında satıldı. Halde kavun, karpuzlar alıcı bekliyor. Geçen yıl karpuz fiyatları 70 kuruş ile 90 kuruş, kavun fiyatları ile 1 lira 30 kuruş ile 1 lira 60 kuruş arasında seyretti. Yarı yarıya düşüş oldu" dedi.

"GEÇEN SENEYİ MUMLA ARIYORUZ"

Tarlada mahsulünü toplayan kavun üreticisi Hüseyin Şimşek de bu yıl sezonun çok kötü olduğunu savundu. Şimşek, "Kavunun kilo fiyatı 60 kuruş ile 70 kuruş arasında. Geçen seneyi mumla aratıyor. Geçen sene en azından 90 kuruşa, 1 liraya satıyorduk. Girdilerde çok yükseldi" dedi. Bu yıl güneş yanıklarından dert yanan Şimşek, özellikle karpuzda çok fazla güneş yanığı olduğunu ve ürünün yarısının tarlada kaldığını anlattı. Şimşek, aşırı sıcaklardan dolayı yarı yarıya zarar ettiklerini söyledi.

Tarlada kavun toplayan kadın işçiler de, sıcak havaya rağmen ailelerini geçindirebilmek için çalıştıklarını belirtti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Gölmarmara halinde üreticisi ve tüccarla röp.

-Gölmarmara halinde karpuz ve kavunlardan genel ve detay görüntü

-Gölmarmara Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan'ın konuşması

-Tarladaki mahsullerden genel görüntü

-Tarlada kavun toplayan işçilerden görüntü

-Tarlada çiftçinin konuşması

Haber-Kamera: Nermin UÇTU/ MANİSA, DHA)

=========================================

Taksitle aldığı minibüsü gözleri önünde kül oldu

ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde 42 yaşındaki Atakan Sorgun'un 5 ay önce taksitle aldığı ticari aracında seyir halinde yangın çıktı. Araçtan indirdiği oğlunu yanına alıp çaresizce söndürme çalışmalarını izleyen Sorgun, "Aracımı 3'üncü ayda taksitle almıştım hala taksitlerini ödüyordum. Daha 8 ayı vardı" dedi.

Ankara'da oturan Atakan Sorgun, 06 AZ 5616 plakalı minibüsüyle Adana'dan Kemer'e jakuzi getirdi. Ovacık Mahallesi'ne malzemeyi bırakan Sorgun, birlikte geldiği oğluyla dönüşe geçtiği sırada dün saat 15.30 sıralarında aracın motor kısmından duman yükseldiğini gördü. Güçlükle aracı yol kenarına park eden Atakan Sorgun, motor kaputunu açtığında alevleri gördü. Atakan Sorgun, oğlunu da alarak minibüsten uzaklaştı.

YANGINA MÜDAHALE EDİLDİ

İhbar üzerine olay yerine gelen Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı itfaiye ve Kemer Orman İşletme Şefliği ekipleri yangına müdahale etti. Kemer İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri de yolda güvenlik önlemi aldı. Yaklaşık yarım saat süren çalışmanın ardından yangın kontrol altına alınırken, itfaiye ekipleri alev alan benzin deposunu söndürmekte oldukça zorlandı.

"HALA TAKSİTLERİNİ ÖDÜYORDUM"

Atakan Sorgun ise oğluyla birlikte bir köşeye oturup çaresizce yanan aracının söndürülmesini bekledi. Aracın sigortası olduğunu ancak kaskosunun olmadığını belirten Atakan Sorgun, "Aracın birden bire freni boşaldı. Ben 'hidrolik mi kaçırdı' diye pompalayarak aracı durdurdum. İndiğimde motor kısmından tutuşmuştu araç. Oğlumu da hemen indirdim. Motor kaputunu açtım, 'söndürebilir miyim' diye baktım, yapacak bir şey yoktu. Mecburen uzaklaştık. Aracımı 3'üncü ayda taksitle almıştım hala taksitlerini ödüyordum. Daha 8 ayı vardı" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

İtfaiyecilerin soğutma çalışmaları

Soğutma yapılırken benzin deposundan alevlerin araçtan asfalta dökülmesi ve müdahale

Araçtan dökülen mazotun yanması detay

Baba ve oğul araçlarına bakarken ve babanın oğlunu öpmesi

Yanan araçtan detay

Atakan Sorgun'un dolan gözleri detay

Aracın motor kısmı ve ardından aracın içi

Atakan Sorgun röportaj yanında oğlu ile birlikte

Yanan aracın şoför mahalli ve arka tarafları detay

Atakan sorgun kısa konuşma

Yanan aracın önden görümü

Haber- Kamera: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

=================================================

Süt sağmaya gidenlere 'dolmuş traktör'

MUŞ'un Altınova Beldesi'nden süt sağmak için günde 2 kez koyunların yanına giden kadınlar, traktörden yararlanıyor.

Geçim kaynakları hayvancılık olan Altınova Beldesi'nde oturan kadınlar kavurucu sıcaklar nedeniyle kiraladıkları traktörle hayvanların yanına gidiyor. Üzeri tente ile kapalı traktörün römorkuna binen kadınlar, 4 kilometrelik yol için her seferde 2 lira ücret ödüyor. Sıcakların artması üzerine yaya gidemediklerini belirten kadınlardan Sabiha Taş, 150 koyununu sağmak için öğle ve akşam bu yolu kullandığını söyledi. Beldede 60 kadın olduğunu anımsatan Sabiha Taş, kadınların ev ekonomisine destek olduğunu bildirdi.

Yıllardan beri kendi hayvanlarının sağımını yaptığını anlatan Sevda Taş ise ailesinin tek geçim kaynağının hayvancılık olduğunu ifade etti. Besledikleri koyun ve keçilerin yazın sütünden peynir yapıp mandıracılara verdiklerini aktaran Taş, şöyle dedi:

"Bu yıl havalar çok sıcak. İlk kez araç kiraladık. Gidiş dönüş 12 kilometrelik yolu bu sıcak havalarda gitmemiz çok zor. Havaların biraz soğuması ile tekrar yaya olarak süt sağmaya  gideceğiz. Böylece kiralama masraflarından kurtulmak istiyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Kadınların traktörle beri yerine gitmeleri

-Kadınların traktörden inmeleri

-Sağım yapımından detaylar

-Sağımı yapılan sütlerin bidonlara doldurulması

-Röportaj

Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,

============================================

Klasik Bale'nin vazgeçilmezi Bodrum'da sahnelendi

MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'ndeki 15. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 'Uyuyan Güzel' balesiyle sürdü. İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen gösteri, izleyenleri masal dünyasına götürdü.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle Bodrum'da bu yıl 15'incisi düzenlenen Uluslararası Bodrum Bale Festivali'nde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından 'Uyuyan Güzel' balesi sahnelendi. Marius Petipa'nın koreografisiyle, Ayşem Sunal Savaşkurt tarafından Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'nde sahneye konulan bale, Çaykovski'nin müzikleriyle izleyenlere keyifli bir gece yaşattı. İzleyenleri masal dünyasına götüren gösteride 'Prenses Aurora'yı Gizem Tuncay, 'Prens Florimund'u Melih Mertel, 'Carabosse'yi Nuri Arkan, 'Kral Florestan'ı Alper Akalın ve 'Kraliçe'yi Ayça Abdu canlandırdı. 30 kişilik bir ekip tarafından sahneye konulan gösteriyi, eski bakanlardan Şinasi Altıner, Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski balerin ve manken-sunucu Çağla Şıkel ve annesi Asuman Şıkel ile birlikte 1500 kişi izledi.

Bale festivali, 4 Ağustos'ta Kazakistan'dan gelen Astana Balesi tarafından sahnelenecek 'Gaya ve A Fuego Lento' gösterisiyle devam edecek.

====KUTU====

UYUYAN GÜZEL BALESİ KONUSU

Kral Floresan ve Kraliçe kızları prenses Aurora'nın vaftiz edişini kutlamaktadırlar. İyilik perileri, prensese mutluluk ve refah bağışlarlar. Saray sekreteri Catalabutte, kötülük perisi Carabosse'u davet etmeyi unutmuştur. Maiyetiyle saraya gelen Carabosse, prenses Aurora'nın parmağına bir iğne batarak öleceğini, böylece hepsinden öcünü alacağını söyler. Fakat Leylak perisi ortaya çıkarak bu laneti hafifletir. Aurora ölmeyecektir. Yüz yıllık uykuya dalacak ve bir prensin öpücüğüyle bu uykudan uyanacaktır. Kral Florestan, kızına bir zarar gelmesinden korkarak, ülkede sivri uçlu iğne bulunduranı ölümle cezalandıracağını ilan eder. Prenses Aurora'nın onaltıncı doğum günüdür. Kutlamalarda aniden yaşlı bir kadın gelir ve prensese güller sunar. Aurora, güllerle dans ederken, parmağına diken batar ve yere düşer. Bu yaşlı kadın Carabosse'dur. Leylak Perisi sarayın üzerine bir büyü yapar ve Prenses Aurora ile birlikte tüm saray halkı uykuya dalar. Yüzyıl sonra, yakışıklı prens avlandıkları sırada, Leylak perisi ile karşılaşır ve ondan ormana doğru gelmesini ister. Prens, Prenses Aurora'yı görür ve aşık olur. Prens, Aurora'yı huzurlu bir şekilde uyurken bulur ve onu öperek uyandırır. Sonunda iki kalp bir araya gelmiş, sonsuz bir aşk doğmuştur.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Gösteriyi izleyenlerden görüntü

Baleden görüntü

Haber: Nilüfer DEMİR, Kamera: Hülya ELTEŞ/ BODRUM(Muğla), DHA)

===========================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement