Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

Suriyeli anne ve bebeğinin vahşice öldürülmesine tepkiSAKARYA'nın Kaynarca ilçesinde, 10 aylık bebeğiyle birlikte katledilen 9 aylık hamile Emani Al Rahmun'un katillerinin yargılanacağı duruşma öncesi adliye önünde toplanan sivil toplum kuruluşları, canilere en ağır cezanın verilmesini istedi.

01.12.2017 11:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Suriyeli anne ve bebeğinin vahşice öldürülmesine tepki

SAKARYA'nın Kaynarca ilçesinde, 10 aylık bebeğiyle birlikte katledilen 9 aylık hamile Emani Al Rahmun'un katillerinin yargılanacağı duruşma öncesi adliye önünde toplanan sivil toplum kuruluşları, canilere en ağır cezanın verilmesini istedi.

6 Temmuz tarihinde Kaynarca'da meydana gelen olayda, Suriye'de yaşanan savaştan kaçarak gelen Halid Al Rahmun'un 9 aylık eşi Emani Al Rahmun tecavüz edilirken, 10 aylık bebeği Halaf Al Rahmun ile birlikte vahşice öldürüldü. Halid Al Rahmun'un komşusu olan, aynı zamanda aynı fabrikadan mesai arkadaşı olan Birol Karacal ile Celal Bay tutuklanırken, bugün 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. Sakarya Adalet Sarayı'nın önünde toplanan sivil toplum kuruluşları açıklamada bulundu. Kadınların çoğunlukta olurken, 'Kısasa kısas', 'Adalet için idam istiyoruz', 'Zalimler için yaşasın cehennem, 'İdam', 'Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun', 'Vahşete sessiz kalmayacağız' ve 'Müslümanlar kardeştir' yazılı dövizler açılarak, vahşi cinayete lanet yağdırıldı.

Basın açıklamasına acılı eş Halid Al Rahmun, kardeşi Muhammedi Al Rahmun ve babaları Muhammed Abdulhadi Ali Al Rahmun ile birlikte ailenin avukatı Cihad Gökdemir katıldı. Duruşma öncesinde 50 sivil toplum kuruluşu adına Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, Eğitim Bir Sen Kadın Komisyonu Başkanı Özlem Bağcı, Hüda-Par İstanbul Kadın Kolları Başkanı Esra Türk ve Kadın ve Demokrasi Platformu Genel Merkez Hukuk Komisyonu Başkanı Esra Hatipoğlu ayrı ayrı basın açıklamaları yaptı.

NEFRET SUÇUNA KARŞI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, 50 sivil toplum kuruluşu adını şu açıklamada bulundu:

"Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı ve nefret içerikli söylemler, ne yazık ki 20 yaşında genç bir kadın ve biri henüz doğmamış 2 bebeğinin öldürülmesine neden olmuştur. Hamile bir kadın ve bebeklerini katledecek kadar gözü dönen şahısların hak ettikleri cezayı en üst sınırdan almaları için her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi ifade etmek isteriz. Suriyeli mülteciler aleyhine beyan edilen nefret söylemlerinin Türkiye toplumunun merhamet ve vicdani anlayışı ile bağdaşmadığı, bu propagandaların şiddete varan daha büyük sorunlara yol açacağı uyarılarını defalarca dile getirmiştik. Gelinen noktada kendilerine profesör unvanı verilen ve siyasetin içerisinde yer alan kimi şahısların dahi, savaşın vurduğu insanları hedef tahtalarına oturtmuş olduklarını gözlemlemekteyiz. Kardeşimiz Emani'nin başına gelen dehşet verici olayda bu gibi nefret söylemlerinin payı büyüktür. Emani ve ailesi ülkemize sığınmış mültecilerdi. Ancak bazı kesimlerin özellikle benimsediği Suriyeli linçinin kurbanı oldular. Zalim bir diktadan kaçarak ülkemize sığınan ve halkımızın da bağrına bastığı ailenin başına gelen bu utanç verici olayla ilgili faillerin yargılanma sürecine dahil olarak, insani görevimizi yerine getirmeyi umut ediyoruz. 6 Temmuz tarihinde yaşanan vahşetin faillerinin cezalandırılması için olayın başından bu yana sürecin takipçisi olduk. Bugün burada görülecek ilk duruşmada avukatlarımız acılı ailenin tüm haklarını savunmak amacıyla hazır bulunmaktalar. Katillerin cezalarının bir daha böyle bir hadise yaşanmaması açısından örneklik teşkil etmesini umut ediyoruz. Bu saldırının mağdurlarının yanında yer alarak faillerinin cezalandırılması sürecini takip etmekle beraber bu gibi olayların asıl sebebi olan provokasyonları ve yalan-yanlış bilgileri körükleyen kişi ve kurumların da hukuki ve toplumsal yaptırımlarla karşılaşması gerektiğini vurguluyoruz. Sivil toplum kuruluşları olarak özelde Suriyelilere genelde tüm mültecilere karşı yürütülen linç kampanyasında payı olan ve böyle canice olayların yaşanmasına kapı aralayan insanların gerekli cezayı almaları gerektiğini düşünüyoruz. Son olarak bilinmesini isteriz ki mültecilere karşı gerçekleştirilen her türlü nefret suçuna karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Adalet sarayından görüntü

Adliyenin önünde toplananlar

Basın açıklamaları

Halid Al Rahmun ve ailesinden görüntüler

Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Aziz GÜVENER- Alişan KOYUNCU-Azim ÇELİK/ADAPAZARI(Sakarya), -

===============================================

Lodos etkili oldu deniz otobüsü geri döndü

Balıkesir'in Bandırma ilçesinden bu sabah saat 07.45'de İstanbul-Yenikapı-Bostancı seferini yaptığı sırada hareketinden 1 saat sonra fırtınaya yakalanan deniz otobüsü geri dönmek zorunda kaldı

Bandırma'da saatteki hızı zaman zaman 40 kilometreye kadar çıkan lodos fırtınası, deniz ulaşımını etkiledi. 175 yolcusuyla İstanbul- Yenikapı'ya hareket eden Kemal Reis-5 adlı deniz otobüsü, yaklaşık 15 mil açıldıktan sonra Kapıdağ Yarımadası açıklarında fırtınaya yakalandı. Yolcuların panik yaşaması sonucu deniz otobüsü Bandırma'ya geri dönmek zorunda kaldı.

Lodos balıkçı teknelerini de etkiledi. Bazı büyük balıkçı motorları balıkçı barınağında demir atarlarken çok sayıda küçük balıkçı tekneleri de liman içinde fırtınanın dinmesini bekliyor.

İDO'dan yapılan açıklamaya göre bu akşam saat 07.00'de İstanbul-Bostancı-Yenikapı-Bandırma deniz otobüsü seferi de olumsuz hava şartları nedeniyle iptal edildi.

GÖRNTÜ DÖKÜMÜ

İstanbul'dan gelen feribot

Feribottan çıkanlar

İskelede geri dönen deniz otobüsü

İskelede balıkçı tekneleri

detay

Haber-Kamera: Erdem ÖZCAN/BANDIRMA(Balıkesir),-

=============================================

Çanakkale'de ada seferlerine fırtına engeli (2)

İKİ SEFER DAHA İPTAL

Çanakkale'nin Kuzey Ege Denizi'nde olumsuz hava koşulları nedeniyle iptal edilen feribot seferlerine yenileri eklendi. Bozcaada- Geyikli arasında bugün yapılması planlanan Bozcaada'dan saat 10.00 ve Geyikli'den saat 11.00 feribot seferlerinin iptal edildiği duyuruldu.

Haber: ÇANAKKALE

==============================================

FETÖ sanığı savcı: Cezaevi kütüphanesinde Gülen kitapları var

ERZURUM'da FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla yargılanmasına başlanan eski savcı İlhami Akbaba, ele geçirilen elebaşı Fetullah Gülen kitaplarıyla ilgili, "Kitapları okumak amaçlı almadım. Kitaplar gerekli devlet denetiminden geçmiş, basılmıştır ve bandroller vardır. Şu anda kaldığım Yozgat Cezaevi kütüphanesinin demirbaş listesinde halen Fetullah Gülen kitapları yer almaktadır" dedi.

Darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında Hınıs Adliyesi'nde görevli Cumhuriyet Savcısı İlhami Akbaba, 23 Ağustos 2016'da tutuklanarak cezaevine kondu. HSYK'nın 29 Kasım 2016 tarihli kararı ile meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı hakkında Erzurum 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, eski savcının 12 Ağustos 2014'te gizli haberleşme programı ByLock'u cep telefonuna indirdiğine yer verildi. İlhami Akbaba'nın cep telefonundan çıkan Fetullah Gülen ile FETÖ sanığı komedyen Atalay Demirci'ye ait fotoğraflar suç unsuru sayıldı. Savcı Akbaba'nın kaldığı misafirhanede yapılan aramada ele geçirilen Fetullah Gülen'e ait 'Bir kırık dilekçe' ile 'Sabah-akşam zikirleri, duaları' kitaplarına el konuldu.

Erzurum 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün ilk kez hakim karşısına çıkan İlhami Akbaba duruşmaya tutuklu bulunduğu Yozgat E Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Akbaba, terör örgütü üyesi olmadığını, ByLock programının varlığından ilk kez 15 Temmuz'da haberdar olduğunu ileri sürdü. Programı indirip, kullanmadığını iddia eden İlhami Akbaba, aleyhinde ifade veren meslektaşlarının kendilerini kurtarmak adına savunmalar yaptığını söyledi. Ele geçirilen kitapları daha önce görev yaptığı Kırşehir'deki bir kırtasiyeden aldığını hatırlatan İlhami Akbaba, "Kitapların varlığından dahi haberdar değildim. Bilgi sahibi olsaydım, suçlu olduğumu düşünseydim saklardım. Kitaplara para verip almadım. Aldığım kitaplar arasında hediye olarak verilmişti. El konulmamış ise fişini size sunabilirim, orada da hediye olarak verildiği görülecektir. Okunmak amaçlı alınmış kitaplar değildir. Şu anda kaldığım Yozgat Cezaevi kütüphanesinin demirbaş listesinde halen Fetullah Gülen kitapları yer almaktadır. Kitaplar gerekli devlet denetiminden geçmiş, basılmıştır ve bandrolleri vardır. ByLock programı hacker yöntemi ile ele geçirilmiştir, suç unsuru sayılmaz. Suçsuzum, aynı koğuşta kaldıklarımın tümü tahliye edildi. Ben de tahliyemi istiyorum" dedi.

BABASI VE AMCASI KORUCU

Müvekkilinin babası ve amcalarının güvenlik korucusu olduğunu PKK ile mücadele ettiğini belirten Avukat Şenol Özel ise 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediğini söyledi. Dosyaya eklenen ByLock raporuna göre müvekkilinin sadece programı indirdiğini aktaran Şenol Özel, mesaj veya mail gönderilmediğini tespit edildiğini vurguladı. Müvekkilinin savcılık sorgusunda FETÖ'yü PKK ile eş değer gördüğüne işaret eden Avukat Şenol Özel şunları söyledi: "Komedyen Atalay Demirci ve Fetullah Gülen fotoğraflarının delil olması kabul edilemez. Gülen'in fotoğrafları halen daha tüm gazetelerde kullanılıyor. Ele geçirilen kitapları tüm milletvekilleri, bakanlar, sporcular, sanatçılar dahi zamanında okumuştur. Müvekkilim ByLock hususunda yanlış biliyor. Kayıtlar, hacker yöntemi ile değil bizzat operasyon sonucu ele geçirilmiştir. MİT, ByLock kayıtlarını ele geçirmek için Ukrayna Kiev'e operasyon yaptı. Başarılı bir operasyonla tüm kayıtlar ele geçirildi. Müvekkilimin sadece programı indirmesi hiçbir yazışma yapmaması suçsuz olduğunu gösterir."

Mahkeme, İlhami Akbaba'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.

Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, -

============================

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri 'nin ikizini gören şaşırıyor

BURSA'da Kamu Hastaneleri Birilği Genel Sekreterliği yapan Prof.Dr.Rüstem Aşkın tek yumurta ikizi.  Genel Sekreter olan kardeşine benzerliği ile dikkat çeken Şenez Aşkın muayene olmak için gittiği hastanelerde kendisini Rüstem Aşkın sanan çalışanların özel ilgisi ile karşılaşıyor. Bazı günler Rüstem Aşkın olduğunu kabul ettirmekte zorlanan Şenez Aşkın, "İnanmak için yanımda Rüstem'e telefon açanlar da var" dedi.

Bursa'da üç yıla yakın süredir KAmu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği yapan Prof.Dr. Rüstem Aşkın'ın, tek yumurta ikizi olan kardeşi Şensel Aşkın, rahatsızlandığı zaman muayene olmak için gittiği kamu hastanelerinde gördüğü ilgi karşısında zor anlar yaşıyor. Çalışanların kendisini Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri olan kardeşine benzettiğini söyleyen Şensel Aşkın, "Hastaneye gidince 'hocam' diyen çalışanlar hemen yanıma geliyor. İlgi gösteriyor. 'Ben Rüstem beyin kardeşiyim' diyorum inanmıyorlar.  En son yaşadığım olay çok ilginçti. Rahatsızlanan bir yakınımı hastaneye getirdim. Yağun bakım ünitesine geldim. Oradaki doktor ve hemşireler 'Hocam' diye ayağa kalktılar. 'Ben, Rüstem bey değil kardeşiyim' dedim, inanmadılar. 'Emin misiniz?' diye sordular. Sonra da telefon açmışlar" dedi.

SELAM VERMEDİ DİYE BOZULANLAR OLUYOR

Kardeşi Şensel Aşkın'a ikiz olması nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşadığını söyleyen Rüstem Aşkın, "Biri arkadan enseme vurdu. Dönünce, tanımadığım bir kişi ile karşılaştım. Bana, 'ne haber' dedi. Kendisini tanımadığımı söyleyince 'Şensel, beni nasıl tanımazsın?' diye sorunca gerçeği anlamış oldum. En fazla yaşadığımız sıkıntılardan biri de tanımadığımız için arkadaşlarımıza selam vermememiz. İnsanların, 'Adam bize selam vermedi, yüzümüze bile  bakmadı' diyerek yakınmaları kulağımıza geldikçe üzülüyoruz. Gerçeği anlayınca da bize hak veriyorlar" dedi.

"BİZİ GÖRÜNCE ÖLDÜKLERİNİ SANDILAR"

Prof.Dr. Rüstem Aşkın, ikiz kardeşi Şensel Aşkın ile yaşadığı unutamadığı bir olayı ise, şöyle anlattı: "Bir gün Şensel ve ben araba ile bir yere gidiyoruz. Önümüzde de bir kamyonet gidiyor. Kamyonetin arkasında 4-5 tane kadın işçi ayaklarını dışarı doğru sarkıtmışlar. Bu sırada kamyonet bir sallandı, hepsi birden yere düştü. Şensel ile birlikte koştuk yardım edelim diye. Kadınlar bir ona bakıyor, bir bana. 'Biz öldük de Münker ve Nekir melekleri geldi' diyerek fenalık geçirdiler."

Görüntü Dökümü:

Rüstem Aşkın ile ikizini görerek şaşıran sağlık çalışanları

Rüstem Aşkın ve ikisi Şensel Aşkın röp

Detaylar

Haber-Kamera: Fuat KARS/Mehmet İNAN/BURSA-

=========================================

Rize'de Salarha Tüneli inşaatı çalışanları iş bıraktı

RİZE'de yapımına 2015 yılı Ekim ayında başlanan ve yaklaşık yüzde 70'i tamamlanan Salarha Tüneli inşaatında çalışan işçiler işi bıraktı. Haklarını alamadıkları gerekçesiyle sabahın erken saatlerinde tünele girmeyen çalışanlar, tünel girişinde bekleyerek yetkililerin sorunlarına çözüm bulmalarını istedi.

Rize il merkezinin kuzeyi ile güneyini birbirine bağlayacak olan 2,9 kilometre uzunluğundaki çift tüp tünel, Dalyan Mahallesi ile Dörtyol Köyü arasındaki 12 kilometrelik mesafeyi kısaltacak. Tünelde çalışan yaklaşık 70 kişi sabah saatlerinde iş başı yapmayarak tünel girişinde yetkililerin kendileri ile görüşmelerini bekleyerek çalışmaları durdurdular.

"EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ"

Piyasanın bin lira altında çalıştıklarını belirten tünel çalışanı Zikrullah Kayış, iş güvenliğinden ve sosyal haklardan yakınarak "Hakkımızı arıyoruz" diyerek yetkililerden çözüm istedi. Haklarınnın verilmesini isteyen Kayış "Emeğimizin karşılığını istiyoruz. Değişik bir ödeme düzenimiz var. Çalıştığımız firma taşeron değil ana firmadır. Maaşlarımızın ödenmesinde sorun yok ama tünel işçiliğinin de bir piyasası var. Tünel işi ağır iştir yer altında çalışıyoruz. Bizi piyasanın bin lira altında çalıştırıyorlar. İşine gelirse çalış işine gelmezse git diyorlar. Biz Rizeliyiz burada çalışıp ekmeğimizi kazanacağız" dedi.

"İLK KEZ BU AY SİGORTAMIZ TAM YATTI"

Haklarınını alana kadar iş başı yapmayacaklarını ve tepki eylemlerinin süreceğini ifade eden Arif Yerli de şöyle konuştu: "Ödemelerde sıkıntılar oluyor. İlk kez bu ay sigortamız tam yattı. Bir senedir burada çalışıyoruz. Asgari ücretten sigortamız yatıyor. Tünel 2 kilometre oldu ama ne iş güvenliğimiz ne de iş sağlığımız var. Arkadaşımız kalp krizi geçirdi, arkadaşımızı mikserle dışarı çıkarttık. Bir diğer arkadaşımız tozdan dumandan bayıldı onu kepçe ile dışarı aldık. Ne güvenliğimiz var ne de iş sağlığımız. Biz bunların yapılmasını istiyoruz. Maaşımızdan kesintilerimiz var. Bunların nedenini bize açıklamıyorlar. Hakkımızı alana kadar tünele çalışmaya girmeyeceğiz.  Tünelcilik sektörüne göre en düşük maaşı biz alıyoruz. Tünelin fanları her şeyi durdu şu anda. Bütün ekip kamyoncu, elektrikçisi, tünel işçisi, operatör 60-70 kişilik ekip işi bıraktık. Tünelin ağzında bir yetkiliyi bekliyoruz. Hakkımızı vermeden içeri çalışmaya girmeyeceğiz. Çalışma saatlerimiz, sigortamız, servisimiz, maaşlarımız ve iş güvenliğimizle ilgili bize gerekli iyileştirme yapılmasını bekliyoruz. İçerde bana bir şey olsa ben ne yapacağım ne servisimiz var ne iş güvenliğimiz! Sadece formene ve şefe verilmiş servis işçiye yok. Neden? İşçi ölsün burada, işçiye kimse bakmıyor. İşçinin değerİ yok burada. Biz burada bunu arıyoruz fazlasını aramıyoruzö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Tünelde bekleyen işçiler

Yapılan konuşmalar

Detaylar

HABER:  Aytekin KALENDER/ RİZE

================================

Restorana alınmayınca kurşun yağdırdı

KOCAELİ Gebze ilçesinde restorana alınmayan kişi tabancası ile kurşun yağdırdı. Restoranda bulunanların yere yatması ile can kaybı yaşanmadı.

Olay gece saatlerinde, İstasyon Mahallesi'ndeki bir restoranda meydana geldi. İddiaya göre, bir kişi çalışanlar tarafından restorana alınmadı. Sinirlenen kimliği belirsiz kişi kısa bir süre sonra 2 arkadaşıyla birlikte restoranın önüne geldi. Tabancasını çıkaran kişiyi gören restoran çalışanları içeride bulunanlardan yere yatmalarını istedi. Tabancası ile kurşun yağdıran kişi daha sonra arkadaşlarının bulunduğu otomobile binerek olay yerinden kaçtı. Kurşunlar restoranın camlarına isabet ederken, olay yerine gelen polis incelemede bulundu. Restoranda görevli bir kişi, silahlı kişiyi fark etmemeleri durumunda can kaybının olabileceğini söyledi. Polis olayın ardından kaçan kişileri yakalamak için çalışma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Polisin kurşun kovanlarını numaralandırması

Kurşunlanan restorandan görüntü

Camlardan görüntü

HABER-KAMERA: Erol POLAT/

=====================================

Hatay'da sis etkili oluyor

HATAY'da sabah saatlerinden bu yana etkili olan sis nedeniyle ulaşımda zorluklar yaşanıyor.

Sabahın erken saatlerinde merkez ilçeler Antakya ve Defne'de etkili olan sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 20 metreye kadar düşerken, sürücüler yollarda zor anlar yaşadı. Sürücülerin araçlarını dikkatli kullanmaları sonucu yollarda uzun kuyruklar oluştu.

Meteoroloji yetkilileri, şehir genelinde etkili olan sisin öğleden sonra etkisini kaybetmesinin beklendiği bildirildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Şehir genelinde etkili olan sis detay

Vatandaşlardan detay görüntüleri

Araçlardan detay görüntüler

Sis içinde kalmış bayraktan detay görüntüler

Haber-Kamera: Ramazan ÇELİK/HATAY,

=======================================

Kış ortasında termal serada çilek yetiştiriyor

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde üretici 52 yaşındaki Adnan Perçin, kurduğu jeotermal serada topraksız tarım yaparak, kış mevsiminde çilek üretiyor.

Sandıklı- Hocalar karayolu üzerindeki 2 bin metrekarelik alanda geçen yıl jeotermal enerjiyle ısıtılan ve topraksız tarım uygulaması yapılan sera kuran Adnan Perçin, çilek üretimine başladı. Sandıklı'da evlerin ısıtılmasında da kullanılan jeotermal suyun, tabanına döşenen metal borulardan geçmesiyle ısıtılan serada çilekler saksıda yetiştiriliyor.

"ARIYLA DÖLLENME YAPMAKTAYIZ"

Adnan Perçin, "2 bin metrekarelik seramızda saksıda çilek üretmekteyiz. Saksı içerisinde toprak yerine 'kokopit' yani Hindistan cevizinin öğütülmüş halinde bulunan madde kullanıyoruz. Kokobiti tercih etmemizin sebebi hastalıklardan uzak olmasıdır. Çilek bitkisinin çiçeklerini arıyla döllenme yapmaktayız. Tamamen doğal" dedi.

"20 GÜNE KADAR HASADIN BAŞLAMASINI BEKLİYORUZ"

Serayı termal dönüşüm suyuyla ısıttığını aktaran Perçin, kışa dayanıklı bir sera kurduğunu anlattı. Perçin, "Geçen gün kar yağdığında dışarıdaki hava eksi 7'ye kadar düştü. Seramızın içerisindeki sıcaklık 12 dereceydi. Çilek bitkisi de eksi 15'e kadar dayanabilmekte. Domatese göre de biraz daha avantajlı konumda. Ticari olarak 20 güne kadar hasadın başlamasını bekliyoruz. 5 yıldır aklımda olan bir projeydi. Şartlardan dolayı ancak bugün bunu uygulayabildik. Üretime başlayalı 2 ay oldu. İlçemizde hep domates serası var. Ürün çeşitliliği açısından ben de çilek olmasını ve Sandıklı'mızın çilek yemesini istedim" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------

Sera dışarıdan genel görüntü

Adnan Perçin sera içerisinde çalışırken

Adnan Perçin elinde üretilen çilekleri gösterirken

RÖP: Adnan Perçin

Çiçekleri dölleyen arı kovanı ve serayı ısıtan termal su boruları

Saksılarda çilek bitkisi ve çilekler

Çilek detay görüntü

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

=======================================

Gölcük Gölü'ne hayat verecek temizlik çalışması

İZMİR'in Ödemiş ilçesindeki, Ege'nin Abant'ı olarak bilinen Gölcük Gölü'nün sazlık ve balçıktan temizlenmesi için çalışmalara başlandı.

Ege Bölgesi'nin cennete köşelerinden biri olan Gölcük Gölü, eski günlerini arar oldu. Oluşan sazlıklar ve dibinde biriken balçık nedeniyle her geçen gün göldeki canlı yaşamı da olumsuz etkilenmeye başladı. Geçmiş yıllarda milli takımların kamp yaptığı, halen daha bazı kulüplerin kamp için tercih ettiği gölün eski günlerine döndürülmesi için Ödemiş Belediyesi harekete geçti. Göldeki sazlık ve balçığın temizlenmesi için Konya'nın Beyşehir ilçesi belediyesinden getirilen makine ile çalışmalara başlandı.

Göldeki temizlik çalışmaları hakkında bilgi veren AK Partili Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem, Gölcük'te yapılacak en önemli işlerden birinin gölün temizlenerek pırıl pırıl bir hale getirilmesi olduğunu söyledi. Başkan Badem, işe bataklığa dönen göldeki sazlıkların temizlenmesiyle başladıklarını belirtip, "Bu sazlıkların temizlenmemesi halinde 3-5 yıl kadar sonra üzerinden yürüyerek geçilebilecek hale gelinecek. Bu durum hepimizin yüreğini sızlatacaktır. Bu kadar hızlıca büyüyen bir sazlık ortamı var. Burası hem doğal hem de tarihi SİT bölgesi olan bir yer. Doğal SİT alanıyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü'nün ilgili kurullarından onayımızı aldık. İnce uzun bir yol. Üniversite hocalarımızdan gerekli görüşler alındı. Gölün 1994 yılında çekilmiş hava fotoğraflarını bulduk. Buna göre göle temizliğe devam ediyoruz. Çalışmalara kasım ayında başladık. Çünkü, kuş göçlerinin, balık yuvalanmalarının ya da diğer kuşların yavru yapmalarının en uzak olduğu, en az olduğu dönem kasım. Bu nedenle çalışmalara kasım ayında başlamamıza izin verildi. Bu arada, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne ait temizleme makinesi Beyşehir Belediyesi'ne protokolle verilmiş. Biz de, Bakanlığın izni ile Konya'nın Beyşehir ilçesi belediyesinden temizleme aracını gölü temizlemek için aldık. Gölcük'ü ne pahasına olursa olsun temizleyeceğiz. Kesilen sazlar makineye tırmık takılarak toplanacak" dedi.

Başkan Badem, Sakarya veya Kocaeli'den uzun kollu kepçe getirip göl kenarındaki taşların, molozların getirdiği pisliklerin de temizleneceğine dikkati çekip, "Bir ay içersinde gölü tertemiz olarak halkımız görecektir" diye konuştu.

Deniz seviyesinden 1049 metre yükseklikte, alüvyal set gölü olan Gölcük, 1950 metre uzunluğa, 1814 metreküp hacme sahip. Gölün, en geniş yeri 1100 metre.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Gölcük gölünden görüntü

-Gölde makine ile temizlik çalışması yapılmasından görüntü

-Göldeki sazlıklardan görüntü

-AK Partili Ödemiş Belediye Başkanı Manhmut Badem'in açıkması

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Yüksel BALCI/ ÖDEMİŞ (İzmir),

===========================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement