Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)'ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA 24'ÜNCÜ GÜN; 1369 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin Afrin bölgesindeki PKK/KCK/PYD-YPG'li ve DEAŞ'lı teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için başlattığı ve 24'üncü gününe giren 'Zeytin Dalı Harekatı'nda, etkisiz hale getirilen terörist...

12.02.2018 10:50
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)'ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA 24'ÜNCÜ GÜN; 1369 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin Afrin bölgesindeki PKK/KCK/PYD- YPG'li ve DEAŞ'lı teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için başlattığı ve 24'üncü gününe giren 'Zeytin Dalı Harekatı'nda, etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1369 oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır güvenliğini tehdit eden Suriye'nin Afrin bölgesinin terör unsurlarından arındırılması için geçen 20 Ocak günü 'Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattı. 72 savaş uçağının hava bombardımanı ile başlanan harekatta TSK ve Özgür Suriye Ordusu güçleri, karadan çatışmalarla çok sayıda yerleşim alanını terör örgütünden arındırdı. Coğrafi yapı ve hava koşulları nedeniyle zaman zaman yavaşlamasına rağmen harekat, TSK ve ÖSO güçleri tarafından derinlik oluşturularak başarılı şekilde sürdürülüyor.Ağır kayıplar veren teröristlerin kaybettikleri bölgelere yeniden sızma ve operasyona katılan güvenlik güçlerine saldırı girişimlerinde bulunduğu harekat kapsamında, sık sık sıcak çatışmalar yaşanıyor. Özellikle Cinderes bölgesinde saldırı girişiminde bulunan teröristler, güvenlik güçlerince etkisiz hale getiriliyor.

Terör unsurlarının bulunduğu noktalar, havadan ve karadan da ateş altına alınıyor. TSK'ya ait savaş uçakları havadan, sınır birlikleri ise obüs ve çok namlulu roketatarlar ile karadan teröristlerin barınma, karargah, kontrol ve toplanma alanlarını başarıyla imha etmeyi sürdürüyor.

1369 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri, bugün yaptığı bilgilendirmede teröristlere ait 15 hedefin hava harekatı ile imha edildiğini duyurdu. Harekatın başladığı günden bu yana kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısının 1369 olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi:

"Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Hava Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen hava harekatı ile PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerine ait sığınak, barınak, mühimmat deposu ve silah mevzii olarak kullanılan 15 hedef imha edilmiştir. Harekata katılan uçaklar emniyetle üslerine dönmüşlerdir. Bölgeden elde edilen bilgilere göre; 12 Şubat 2018 tarihinde, 103 PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Harekatın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1369 olmuştur. Hava harekatı ve kara ateş destek vasıtaları ile desteklenen kara harekatı planlandığı şekilde başarıyla devam etmektedir."

Hasan KIRMIZITAŞ-GAZİANTEP/DHA

==========================================================

2)'PAYİTAHT ABDÜLHAMİD' EKİBİNDEN HANEDAN ÜYELERİNE DAVET

Sultan 2. Abdülhamid'in hayatını konu alan Payitaht Abdülhamid dizisinin başrol oyuncuları Bülent İnal ve Özlem Conker, hanedan üyeleriyle kamera karşısına geçmek istediklerini söyledi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun 34'üncü padişahı olan, 1876 yılında çıktığı tahtta 33 yıl kalan Sultan 2. Abdülhamid'in hayatının anlatıldığı 'Payitaht Abdülhamid' dizisinin yönetmeni ve başrol oyuncuları, çekimlerin gerçekleştiği Kocaeli SEKA Film Platosu'nda DHA'ya özel açıklamalarda bulundu.

BÜLENT İNAL: ZORLUĞU HEP HİSSEDİYORUM

TRT 1 ekranlarında cuma akşamları izleyiciyle buluşan ve reytinglerde üst sıralarda yer alan dizide Sultan Abdülhamid Han'a ünlü oyuncu Bülent İnal hayat veriyor. Abdülhamid Han'ı canlandırmanın zorluğunu her daim hissettiğini belirten İnal, set ekibi ve senaryodan güç aldığını söyledi. İzleyiciye, hem ülke içi hem ülke dışından gelen tehlikelere karşı ayakta durarak ülkesini korumaya çalışan bir mücadele adamını izlettiklerini söyleyen Bülent İnal, "Öncelikle 100. ölüm yıldönümü sebebiyle Abdülhamid'e Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Tabii ki oynaması çok zor bir şahsiyet. Benim için ilk başta stresli ve riskliydi. Fakat çok iyi bir teknik ekibimiz ve senaryomuz var. Bizi çok iyi yönlendiriyorlar ve bize sadece oynamak kalıyor. Televizyonda bir mücadele adamını izletiyoruz. Hem içerden hem dışarıdan gelen tehlikelere karşı ülkesini korumaya çalışan önemli bir şahsiyeti anlatıyoruz. Bunun zorluğunu her daim hissediyoruz. Şimdilik her şey çok keyifli ve güzel gidiyor" diye konuştu.

"KARAKTERLERLE ÖZDEŞLEŞTİK"

Rolüne hazırlanırken tarihi veriler ve gerçeklerden ziyade Abdülhamid'in ruhuna inmek üzerine çalışmalar yaptığını anlatan İnal, Abdülhamid'i çok iyi tanıyan ve dönemi iyi bilen tarih danışmanları ve senaristler ile kitaplardan güzel şeyler öğrendiğini ifade etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde Çırağan Sarayı'nda geçtiğimiz hafta düzenlenen yemekte, Sultan Abdülhamid'in torunlarıyla bir araya geldiklerine de değinen ünlü oyuncu, bu buluşmanın çok heyecanlı olduğunu dile getirerek onlarla kamera karşısına geçmenin de keyifli olacağını vurguladı. İnal, "Uzun süredir diziyi oynuyoruz ve dizinin diğer karakterleriyle de özdeşleştik. Mesela Abdülkadir Efendi'nin torunu diyorlar, çok şaşırıyoruz. Onlarla aynı sahneyi paylaşmak isteriz ama onların heyecanı daha yüksek. Onlar da isterler mi, bunu hanedan üyelerine sormak lazım. Bence aynı sahneyi paylaşmak çok keyifli olur" ifadelerini kullandı.

CONKER'DEN HANEDAN HANIMEFENDİLERİNE ÇAĞRI

Dizide Abdülhamid Han'ın eşi "Bidar Kadın Efendiöyi canlandıran oyuncu Özlem Conker de, "Bir bölüm de olsa Abdülhamid'in torunlarıyla aynı dizide oynamak isterdimö dedi. Conker, özellikle hanımefendilerin diziye büyük katkıları olacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Özellikle hanımefendilerin diziye çok büyük özellik katacağını düşünüyorum. Onlarla oynamak çok enteresan olurdu. Gerçek hanedan üyelerinin rol aldığı bir dizi ya da film zannedersem olmadı. Kesinlikle oynamayı çok isterdim. Henüz tanışamadım ve tanışmayı çok arzuluyorum."

"KÜÇÜCÜK BİR TAN ESİNLENDİM"

Osmanlı hareminin gizli bir dünya olduğuna dikkat çeken Conker, Bidar Kadın Efendi rolüne hazırlanırken, tek bir portreden Bidar Kadın'ı çizdiğini anlattı. Conker, "Yakın dönem olduğu için bazı bilgilere ulaşmak kolay oldu ama harem gizli biz dünya. Harem, kişi ve karakterler hakkında çok fazla açık ve net bilgiler elde edebilmek mümkün değil, ancak genel yaşamı bilebiliyoruz. Ben Bidar Kadın Efendi'nin çok küçük bir fotoğrafını bulabildim. Tek portreden esinlenebildiğim kadarıyla bir Bidar Kadın çizmeye çalıştım. Sadece bakışları ve duruşu bir fikir verdi. Küçük bir fotoğraftan yola çıkarak elimden geleni yapmaya çalıştım" dedi.

YÖNETMENDEN OSMANOĞLU AİLESİNE DAVET

Osmanlı Hanedanı üyelerini dizide görmenin heyecan verici olacağını söyleyen dizinin yönetmeni Emre Konuk ise, Abdülhamid'in torunlarına şu sözlerle davette bulundu:

"Oyunculuk çok zor ama bizim için onları burada görmek heyecan verici olabilir. Onlar da bu yoğunluklarının içerisinde bize vakit ayırırlarsa mutlu oluruz. Gelseler ne güzel olur. Beraber güzel bir sahne çekeriz. Onlar geçmişi yad etmiş olurlar.  Biz de onları platomuzda ağırlarız."

"OBJEKTİF BİR İŞ ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Sultan Abdülhamid Han'ın Osmanlı Devleti'nin yıkılışını siyasi zekayla ertelediğinin altını çizen Konuk, Abdülhamid'i anlatırken başarısına ve devlete olan sadakatine bağlı kalmaya çalıştığını söyledi. Dizide tümüyle gerçek hayata bağlı kalmanın zor olduğuna dikkat çeken Emre Konuk, kurmaca karakterlere de yer verdiklerini ifade etti. Diziyi çekmeden önce tüm kaynakları okuyup objektif bir iş çıkarmayı hedeflediklerini belirten Konuk, "Abdülhamid'i ciddi ve gerçekçi bir şekilde anlatabilmeye bağlı kalmaya çalışıyorum" dedi.

"TÜRK DİZİLERİ ARTIK SİNEMA KALİTESİNDE"

Türk dizilerinin sinema kalitesine ulaştığını belirten Konuk, "Dizi sürelerimiz hala uzun olsa da biz sinema kalitesinde işler çekebildiğimizi tüm dünyaya gösterdik. Zaten bütün dünyada izlenmesi bunu kanıtlıyor. Ancak tarihi tümüyle dizilerden öğrenemeyiz. Ben dizilerin ciddi bir merak uyandırıcı ve tetikleyici etkisi olduğunu düşünüyorum. Çok mesaj alıyorum. 'Hiç okumadığım bir dönem, beni dönemle ilgili okumaya teşvik ettiniz' diyorlar. Dizi, sinema ve görsel her sanatın bence bu tip etkisi var. Okuma alışkanlığı kazandırdıysak ne mutlu bize" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-SEKA Film Platosu'ndan genel görüntü

-Payitaht Abdülhamid dizisinden kısa jenerik

- Yönetmen Emre Konuk'un setten detayları

-Bülent İnal röportajı

-Diziden Sultan Abdülhamid detayları

-Özlem Conker röportajı

-Diziden Bidar Kadın Efendi detayları

-Yönetmen Emre Konuk röportajı

(Haber: İlknur SARGUT - Kamer: Özgür KUMANOVALI/ KOCAELİ,

======================================================

3)BURDUR'DA 4 EV YANDI

BURDUR kent merkezinde çıkan yangında 4 ev kullanılamaz hale geldi. Necatibey Mahallesi Necatibey Caddesi'nde İsmail Karakaya'ya ait evde saat 07.30 sıralarında bilinmeyen nedenle başlayan yangın yan taraftaki evlere de sıçradı. Yangının büyümesinin ardından olay yerine itfaiye, AFAD ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaklaşık 1.5 saat süren çalışmanın ardından yangın kontrol altına alınırken, 4 ev kullanılamaz hale geldi. Evleri yanan vatandaşlar ekiplerin müdahalesini gözyaşları içinde çaresizlikle izledi. Bazıları itfaiye ekiplerine tepki gösterdi. Burdur Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Başgül de olay yerine gelerek bilgi aldı.

Görüntü Dökümü

-------------

Yanan evler

İtfaiyenin müdahalesi

Vatandaşların itfaiye ekiplerine yardım etmesi

İtfaiye ekiplerine tepki gösteren vatandaşlar

Detay

(Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,

========================================================

4)DATÇA'NIN BADEM ÇİÇEKLERİ RESSAMLARA İLHAM KAYNAĞI OLDU

MUĞLA'nın Datça ilçesindeki Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi (UKKSA) tarafından, 10 Şubat- 30 Ekim arasında gerçekleştirilecek '8. Knidos'un Sır'ı Festivali', 'Doğaya Saygı Badem Çiçeği Resim Çalıştayı' ile başladı.

Yaka Mahallesi'ndeki eski bir okul binasının restore edilmesiyle 8 yıl önce sanata ve sanatçılara kapılarını açan UKKSA'nın bu yıl ilk konukları, ressamlar oldu. 8. Knidos'un Sır'ı Sanat Festivali kapsamında Datça'ya gelen 30 ressam, 10 gün süreyle ortak çalışma yapacak. UKKSA Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanat Danışmanı Ressam İbrahim Çiftçioğlu, bu yıl festival süresince akademi bünyesinde resim, heykel, seramik ve cam çalıştaylarıyla edebiyat, söyleşi, imza günleri ve müzik konserleri olmak üzere 50 ayrı etkinlik düzenleneceğini söyledi. UKKSA'nın yerli ve yabancı 300 sanatçıya bu yıl ev sahipliği yapacağını hatırlatan Çiftçioğlu, "Akademi her yıl 50 bine yakın ziyaretçi ağırlıyor. Bu yıl çok daha fazla sanatseverin, akademideki etkinliklere katılmasını bekliyoruz. Sanatçısı, sanatseveri ve koleksiyoneri ile Türkiye'nin vizyonu olan UKKSA, sanatı ve sanatçıyı zirvelere taşımaya devam edecek" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------:

Datça'nın badem çiçeklerinden görüntüler…

UKKSA'da düzenlenen resim çalıştayına katılan ressamların çalışmalarından görüntüler..

UKKSA Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanat Danışmanı Ressam İbrahim Çiftçioğlu ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

=======================================================

5)ÜRETİMİ ARTAN BEYAZ ÇAY YİNE YETMEDİ

DÜNYADA 'İmparatorların çayı' olarak bilinen, Türkiye'de ise 'Beyaz iksir' adıyla kilosu 4 bin 500 lirayı bulan fiyatlardan satılan beyaz çay, bu yıl 834 kilogram dolayında üretilebildi. Geçen yıla göre üretiminde yüzde 63 dolayında artış sağlanan beyaz çay yine de talepleri karşılayamadı. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde çay tarımında 5 yıl önce beyaz çay üretimine geçildi. Çaykur tarafından başlatılan uygulamayla, 'Tomurcuk' olarak bilinen çayın üst filizleri üreticiler tarafından elle toplanmaya başlandı. Üreticiden kilosu 500 liraya alınan beyaza çay üretiminin artırılması için çalışma yapıldı. Bahçeye giren üreticiler de olgunlaşan tomurcuk filizlerinin hasadını yaptı. Geçen yıla göre yüzde 63 oranında artan üretimle bu yıl 834 kilogram beyaz çay üretildi. Kilosu 4 bin ile 4 bin 500 liraya satışa sunulan ve neredeyse tamamı satılan beyaz çayda talepler ise karşılanamadı. Üreticilerin şifalı beyaz çayı daha çok kendilerine sakladığı ve üretimin istenen seviyeye ulaşamadığı belirtildi.

SÜTLÜOĞLU: ÜRETİMİ ARTIRMAK İSTİYORUZ

Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, doğal ve sağlıklı Türk çayından elde edilen beyaz çayın üretimini artırmak istediklerini belirterek geçen yıl yüzde 63 artışla 834 kilogram ürün elde edebildiklerini söyledi. Sütlüoğlu, "2016 yılında 510 kilo üretim gerçekleştirdik. Bu yıl yüzde 63'lük bir artış oldu ve 834 kilogram üretim yaptık. Üretici sağlıklı ve eşsiz ürünü elbette kendileri de tüketsin. Ancak biz de üretmek istiyoruz. Beyaz çayı daha da fazla üreterek tüketicilere sunmak amacındayız. Vatandaşlarımız, üreticilerimiz çay tarlalarına girsin, beyaz çay ürettiğimiz tomurcuk filizleri toplasınlar. Aileler çocuklarını teşvik etsin, hep beraber tarlaya girsinler. Çalışıp üretelim. Çaylıkla, tarlayla buluşalım. Beyaz çay hasadı üreticiler için de ek bir gelir olur" dedi ve üreticilere tomurcuk için tarlaya girmeleri çağrısında bulundu.

Sütlüoğlu, Japonya ile ortaklaşa yürüttükleri Türk beyaz çayından kanser ilacı yapma çalışmalarında da sona geldiklerini ve bu konuda önemli sonuçlar elde etiklerini belirterek, bu bilgileri yakında kamuoyu ile paylaşacağını belirtti.

KİLOSU 4 BİN 500 LİRA

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 5 yıl önce beyaz çay üretimine geçildi. Çaykur tarafından başlatılan uygulama ile 'Tomurcuk' olarak bilinen çayın üst filizleri üreticiler tarafından elle toplandı ve 5 yılda bin 850 kilogram beyaz çay üretildi. Türkiye'de kilogramı ise 4 bin 500 liradan alıcı bulan beyaz çayın dünyada kilosu bin dolar ile 15 bin dolara kadar değişen fiyatlarla satılıyor. Araştırmalara göre beyaz çayın vücut direncini artırarak bağışıklı sistemini güçlendirmesinin yanı sıra insan sağlığına da önemli faydalarının bulunduğu biliniyor. Japonya'da yürütülen bir çalışmada da, Türk beyaz çayında kanserli hücreleri yok eden etken bir maddeye rastlanmıştı. Türk beyaz çayından Japonya'da kanser ilacı üretilmesinde son aşamaya gelindiği öğrenildi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Beyaz çay detayları

İmdat Sütlüoğlu açıklamaları

Haber-Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

========================================================

6)KIZILDENİZ'DEN GELEN 61 TÜR, AKDENİZ'İ İŞGAL ETTİ

İKLİM değişikliği nedeniyle Kızıldeniz'den Akdeniz'e geçen 61 balık türü tespit edildi.

Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz'deki egzotik göçlerin, hem Atlas Okyanusu'ndan hem Kızıldeniz'den gerçekleştiğini söyledi. Akdeniz'e yeni giren türler olduğunu belirten Doç. Dr. Gökoğlu, en son yakaladıkları balon balığı türünün hem Atlantik hem Pasifik'te bulunduğunu kaydetti. Balon balığının Türkiye kıyılarında önce İskenderun'da ardından Antalya Körfezi'nde ortaya çıktığını anlatan Doç. Dr. Gökoğlu, "Göçlerin ekolojik, avcılık, turizm ve çevre açısından etkileri var. Ekolojik anlamda dışarıdan gelen her balık diğerlerinin besinine ortak oluyor. Güçlü ise diğerlerini itekliyor. Yeni tür baskın hale geliyor. Doğu Akdeniz, özellikle Süveyş Kanalı aracılığıyla göçlerin en fazla yaşandığı yer. Şu ana kadar 61 türün Antalya Körfezi'nde kaydı var. Bu tür sayısı İsrail, Mısır ve Lübnan kıyılarında 100'ü geçti. İskenderun Körfezi'nde sayı 80'i buldu" diye konuştu.

AVLANAN BALIKLARIN YÜZDE 30'U KIZILDENİZ ORİJİNLİ

Doç. Dr. Gökoğlu, balıkçıların avlarında, yüzde 30 oranında Kızıldeniz orijinli balık yakaladığını söyledi. Gökoğlu, ayrıca Türkiye kıyılarında bulunan 5 tür barbun balığından 3'ünün Kızıldeniz orijinli olduğunu, bu 3 türün çok baskın hale geldiğini, kıyılarda sürüler halinde gezdiğini belirtti.

EKONOMİK DEĞERİ YOK

Akdeniz'in, biyolojik çeşitlilik açısından değiştiğini gördüklerine de dikkat çeken Doç. Dr. Gökoğlu, bu türlerin ekonomik olmadığını ve tüketilmediğini vurguladı. Gökoğlu, "Bu balıklar, balıkçının ağına yakalandığında balıkçıya zaman kaybettiriyor. Balıkçılık operasyonlarını güçleştiriyor. Balon balığı gibi balıklar balıkçılık av araçlarına zarar veriyor. Misinayı kestiği halde yine de balıkları yemeye devam ediyor. Balıkçıya ekstra bir iş gücü çıkartıyor. Turizm açısından bakıldığında da bir denizanasının kıyılarda olması durumu olumsuz etkiliyor. Ölüsü kıyıya vurduğunda kirlilik oluşturuyor. Bazı canlılar toksin de içeriyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Su ürünleri fakültesi dış plan görüntü

Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu'nun görüntüleri izlerken görüntüsü

Gökoğlu'nun çalışmasından görüntü

RÖP: Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu

Balıkların deniz altında görüntüsü

361 MB///03.18

Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement