DHA YURT BÜLTENİ - 3 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 3

DHA YURT BÜLTENİ - 3

Maganda kurşunuyla ölen Arif'in ailesi, katilin bulunmasını istiyorİZMİR'in Bornova ilçesinde, 2013 yılbaşında havai fişek gösterilerini izlemek için çatıya çıktığı sırada maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı'nın katili, aradan yaklaşık 7 yıl geçmesine rağmen bulunamadı.

21.12.2019 09:53
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Maganda kurşunuyla ölen Arif'in ailesi, katilin bulunmasını istiyor

İZMİR'in Bornova ilçesinde, 2013 yılbaşında havai fişek gösterilerini izlemek için çatıya çıktığı sırada maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı'nın katili, aradan yaklaşık 7 yıl geçmesine rağmen bulunamadı. Baba Şerafettin Dallı, "Belki oğlumuzu geri getirmeyecek ama yapanın yanına da kar kalmasını istemiyorum" dedi.

2013 yılının ilk dakikalarında, havai fişek kutlamalarını seyretmek için Bornova'nın Mevlana Mahallesi'ndeki evinin çatısına çıkan Arif Dallı, başına isabet eden bir kurşunla ağır yaralandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedaviye alınan Arif Dallı, 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Bunun üzerine Çiler Nazife Koşar, ailenin avukatlığını üstlenirken, hukuk mücadelesi başlatıldı. Ancak olayın üzerinden geçen zamanda, tüm çabalara rağmen Arif'i öldüren maganda bulunamadı. Yılbaşına kısa bir süre kala acılı baba Şerafettin Dallı, oğlunun katilinin yakalanması için bir kez daha yardım istedi.

'KAPILAR YÜZÜMÜZE KAPANDI'Oğlu Arif'i kaybettikten sonra kendilerini toparlayamadıklarını söyleyen Şerafettin Dallı, şöyle dedi: "Bu olayın ardından ne bayramımız ne yeni yılımız. Yılbaşı gecesi ne yapacağımızı bilmiyoruz. Oğlumun ölümü üzerinden yıllar geçse de katili hala bulunamadı. Gitmediğimiz yer kalmadı. Olay olduktan sonra görüştüğümüz polislerin birçoğu emekli oldu. Gittiğimiz kapılar artık yüzümüze kapanmaya başladı. Paramız veya gücümüz yok diye mi böyle yapılıyor? Oğlum yaşasaydı, neredeyse askerlik çağında olacaktı. Arkadaşlarını görünce kötü oluyoruz. Çünkü onlara baktıkça Arif aklımıza geliyor. Bu yüzden haftanın 5 gününü mezarlıkta geçiriyoruz. Eşim, olayın ardından başlayan sağlık problemleriyle boğuşuyor. Ayakta gibi görünsek de ölü gibi yaşıyoruz."'YANINA KAR KALMASIN'Arif'in katilinin bulunması için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Dallı, "Belki oğlumuzu geri getirmeyecek ama yapanın yanına da kar kalmasını istemiyorum. Böylelikle benim ve eşimin acısı da bir nebze olsun hafifleyecek. Arif'i vuran, vicdan sahibi biri olsaydı gidip suçunu itiraf ederdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Allah rızası için bu olayla ilgilensin" diye konuştu.Ailenin avukatı Çiler Nazife Koşar ise olayın peşini bırakmayacaklarını belirterek, "Benim vicdanımda bu olay kapanmadı. Arif'in katilini bulabilmek için pes etmeden çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------Şerafettin Dallı röportajŞerafettin Dallı genel ve detay görüntüArif Dallı fotoğraf görüntüsü

Haber: Tolga TAHÇI -Kamera: Tekin GÜRBULAK/İZMİR,

====================

Karadeniz'de kış geldi, köyler boşaldı

KARADENİZ'de yaz aylarında muhteşem doğada yaylacılık kültürünü sürdüren misafirlerini ağırlayan köyler, kış aylarında kentlere göçle birlikte sessizliğe bürünüyor. Ordu'da kışın göç nedeniyle deniz seviyesinden bin metre yükseklikteki, 50 haneli Pelitli Mahallesi'nde sadece 5 hanede 10 kişi kalıyor.Karadeniz'de kış şartları nedeniyle ilçelere bağlı onlarca köy, mezra ve yayla, baharda geri dönülmek üzere köylüler tarafından terk ediliyor. Özellikle yaz aylarında muhteşem doğada yaylacılık kültürünü sürdüren misafirlerini ağırlayan yaylalar ve köyler, kış aylarında kentlere göçle birlikte adeta sessizliğe bürünüyor. Ordu'da, yaz için köylerine gelenler, havaların soğumasıyla kent merkezindeki evlerine geri dönüyor. Kış güzelliklerinin yaşandığı bin rakımlı, 50 haneli Pelitli Mahallesi'nde, göç nedeniyle kışın sadece 5 hanede aynı aileden 10 kişi kalıyor. Göç nedeniyle öğrenci sayısının azalmasıyla okulların kapandığı mahallelerde, genç nüfusun da kent merkezini tercih ettiği gözleniyor. Kırsal mahallelerde kalan az sayıdaki çocuklar ise toplu taşımayla öğrenimlerini sürdürüyor. Boşalan ve sessizliğe bürünen mahallelerde jandarma ekipleri de, hırsızlık olaylarının yaşanmaması için sürekli devriye atıyor.'ŞEHİRDE YERİM OLSA BEN DE GİDERİM'Yöre sakini Nazmi Kondak (62), kışı kardeşleriyle köyde geçirdiklerini belirterek, "Köyden başka gidecek bir yerimiz yok. Dededen kalma bir fakirliğimiz, yoksulluğumuz var. Bunu götüremedik ve köyü terk edemedik. Şehirden fakirlikten yer alamadık, alanlar aldı. Bende çoluk çocukta olmadı. Çocuğu olanda gurbeti tercih etti. Köyde biraz fındığımız oluyor, onunla hayvanlarımıza yem alıyoruz. Kendi yiyeceklerimizi karşılıyoruz, onunla geçinmeye çalışıyoruz. Fazla hayvancılıkta yapamıyorum. Bu yaştan sonra ne kadar bakabilirim. Eşimde hasta rahatsız, buradayız. Şehirde gitmeye yerim olsa bende giderim, burada ne yaparım. Burada mecburen kalıyoruz. Hepsi 500 kilo fındığım oluyor, 62 yaşına geldim, bununla nerede nasıl geçinirim, burada kaldık mecburö dedi.'KIŞIN YOLUMUZ AÇILIYOR, AMBULANS GELİYOR'Çocuklarının gurbette yaşadığını, kendisinin ise eşiyle köyde kaldığını anlatan İnci Kondak (61) ise,  "Köyümüzde şimdi okul yok, olmayınca herkes şehre taşındı. Çocuklarım gurbette yaşıyorlar. Gençlerde şimdi köylerde kalmak istemiyor. Allah devletimizden, muhtarımızdan razı olsun. Kışın yolumuz kar nedeniyle kapanınca greyder gönderiyorlar, yolumuz açılıyor. Hasta olsak 112'yi arıyoruz oda geliyor. Kışlık yiyeceğimizi yazdan hazırlıyoruz. Köyde az fındığımızla 3-5 baş hayvanımız oluyor. Onunla da geçiniyoruzö diye konuştu.

Görüntü Dökümü------------Kırsal mahalleler (köylerden) drone görüntü-Evlerden görüntü-Pelitli mahallesinde vatandaşlarla röportaj-Pelitli mahallesinden görüntüler (drone)-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Nedim KOVAN-ORDU-DHA

=======================

'Ayaklı İşkur'un iş sahibi yaptığı kişiler yetimlere yardım ediyor

İZMİR'de özel bir elektrik dağıtım firmasında teknik yönetici olarak görev yapan İlhan Baran (40), 5 yıl önce açtığı sosyal medya üzerinden iş yerlerini gezerek haberdar olduğu iş ilanlarını paylaşarak, vatandaşları iş sahibi yapıyor. Bugüne kadar bin 500 kişinin işe yerleşmesini sağlayan Baran, başlattığı sosyal sorumluluk projesiyle yetim çocuklara kıyafet yardımı yapılmasını sağlıyor. İzmir'de 3 çocuk babası İlhan Baran, 5 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir toplantıdaki sözünden esinlenerek, her işverenin fazladan bir kişiyi işe almasıyla işsizlik sorununun çözüleceği düşüncesinden yola çıktı. Kendi adını ve soyadını taşıyan Facebook hesabından birkaç iş ilanı paylaşan Baran, yıllar geçtikçe 100 binin üzerinde takipçi sayısına ulaştı. 5 yıl içerisinde toplam bin 500 kişiyi iş sahibi yapan Baran, iş yerleriyle görüşüp aranan eleman sayılarını ve özelliklerini öğrenerek, sosyal medya üzerinden bilgileri paylaşıyor. Pastaneden hukuk bürosuna, temizlikten garsona birçok sektöre eleman kazandıran Baran, en çok tekstil ve saha dağıtım sektöründe eleman ihtiyacı olduğunu söyledi. Baran'ın bu gönüllü etkinliği kulaktan kulağa yayılarak, onun 'Ayaklı İşkur' olarak anılmasını sağladı. Yaptığı yardım karşılığında hiçbir şey istemeyen İlhan Baran, iş bulduğu kişilerden sadece ilk maaşlarıyla ihtiyaç sahiplerine giysi yardımı yapmalarını istiyor. Yaklaşık bir yıldır bir sosyal sorumluluk projesine de girişen Baran, sosyal medya hesabından hayırseverlere ulaşıp yardım toplayarak, İzmir'deki mahalle muhtarları aracılığıyla, yetim çocuklara kıyafet götürüyor.'İŞE GİRDİKTEN SONRA HAYATLARININ DEĞİŞTİĞİNİ SÖYLEYENLER VAR'Kendisine en çok 25- 35 yaş aralığındaki kişilerin ulaştığını aktaran İlhan Baran, şöyle konuştu: "İşe girenler çalıştıkları yerde personel ihtiyacı olduğunda hemen bana ulaşıp onları da benim aracılığımla iş sahibi yapıyorlar. İşe girenler de birileri için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Herkesten dua alıyoruz. İşe girdikten sonra uyuşturucuyu bıraktığını ya da ailesinin dağılmasını önlediğini söyleyenler var. Bir arkadaşımız evlenmek için kız istemeye babası olmadığı için beni çağırdı. Yaptığım çalışmalardan sonra insanlar bana 'Ayaklı İşkur' ismini taktı. Bu beni mutlu ediyor, insanlar için yaptıklarımın takdir görmesi, güzel dönüşler almam, yapmam istediklerimi yaptığımı gösteriyor. Benim paylaştığım ilanları takip edenler, kendi sayfalarında da paylaşıyor. Bir ilanımız ortalama 40- 50 bin insana ulaşabiliyor. 13 yaşındaki kızım dışarıda iş ilanı gördüğünde fotoğrafını çekip bana atıyor. Genelde kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınlara mutlaka yardımcı olmaya çalışıyorum, onlara pozitif ayrımcılık yapıyorum. Yakın zamanda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nden bana ulaştılar. Onlarla kadın sığınma evinde kalan kadınlar için bir proje yapacağız. Onlara hem meslek edindirme, hem de psikolojik destek konusunda yardımcı olacağız."İlhan Baran sayesinde işe giren Serdar Ay (42), "6 aydır iş arıyordum. Sosyal medyada iş ilanlarını görüp İlhan Bey'in yanına geldim. Bana iş buldu sağ olsun. 5 yıldır şoförlük yapıyorum. Benden sonra çevremdeki 4 kişiye daha iş buldu. Daha önce adını başkalarından da duymuştum, çoğu kişiye yardımcı oluyor. Geleni hiç boş çevirmedi, keşke herkes onun gibi olabilse" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------İlhan Baran'ın iş ayarladığı kişilerle görüşmelerinden detay görüntülerAnonsİlhan BARAN ile röp.Serdar Ay ile röp.

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Tekin GÜRBULAK/İZMİR,

=====================

Rubik küple odaklanmayı artırdı, başarıyı katladı İZMİR'deki bir eğitim kurumunda Türkçe öğretmeni olan Mutlu Çağlar, 1'inci sınıftan 12'nci sınıfa kadar olan tüm öğrencilere yapımı oldukça zor gibi görünen 'rubik küp' çözümünü, müfredata ekleyerek birbirinden farklı ve eğlenceli metotlarla öğretti. Çağlar, uzun süreli odaklanmayı artıran küp sayesinde eğitimdeki başarının da yükseldiğini söyledi.Özel bir eğitim kurumunda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Mutlu Çağlar, öğrencilerini dijitalden uzaklaştırmak ve akademik başarılarını arttırmak amacıyla rubik küp çözümünü öğrendi ve ardından ders müfredatına ekledi. 1'inci sınıftan 12'nci sınıfa kadar olan tüm öğrencilere oldukça zor gibi görünen rubik küp çözümünün eğitimini veren Çağlar, özellikle küçük yaştaki çocuklara çözümü bir oyun haline getirerek birbirinden farklı ve eğlenceli metotlarla anlattı. Uzun süreli odaklanmayı ve motivasyonu arttıran küp sayesinde öğrencilerin başarma alışkanlığı kazandığını söyleyen Çağlar, beraberinde eğitimdeki başarının da yükseldiğine dikkat çekti. Eğitim kurumundaki öğrencilerin tamamının rubik küp çözdüğünü söyleyen Çağlar, "Rubik küple birlikte başarı oranında ciddi anlamda bir artış gözlemledik. Hayatında hiç başarıyı tatmamış 7 yaşındaki öğrenciler başarının tadını aldılar. Ona zor gelen şeylerin düzenli olarak çalışarak yapılabileceğini anladı. Rubik küpün derslerde bir faydası yok, ancak istek ve azmi arttırdığı için başarıyı arttırıyor" dedi.'PİL, RADYASYON YOK, ŞİDDET İÇERMİYOR'Uzun süredir çocukların tablet, telefon gibi dijital oyuncaklarla oynamaya başladıklarını belirten Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu giderek bir hastalık haline geliyor. Biz artık genellikle çocuklarımızı güvenlik açısından sokağa çıkarmıyoruz, sokakta oynamayan çocuklar da evde dijital oyuncaklara maruz kalıyor. Ben de bunun önüne geçmek için öncelikle kendim yapmayı öğrendim, daha sonra bunu çocuklara nasıl öğretebileceğimi düşündüm. Rubik küpün müfredatını hazırladık ve zaman içinde başta akla gelmeyen pek çok faydasıyla karşılaştık. Velilerden çok güzel tepkiler gelmeye başladı. Çocuklar tabletten, telefondan ve şiddet içeren oyunlardan uzaklaştılar. Rubik küpün pili yok, radyasyon saçmıyor, şiddet içermiyor ve üç boyutlu düşünmeyi geliştiriyor. Küçük çocuklar, zaman içinde rubik küple başarının tadını almaya başladılar. Çocuklar bunu kısa süre içinde öğrendiler. Biz öğrenme metotlarını oyun haline getiriyoruz. Yüzey- yüzey değil kat- kat öğretiyoruz ve oyunlaştırıyoruz. Öğrencilere asansöre yolcuyu bindirip yukarı çıkardığımızı, anahtarla kilit açtığımızı söylüyoruz böylelikle daha kolay öğreniyorlar. Öğrenciler için küp çözmek bir alışkanlık haline geldi. Taşıması kolay ve karşılarında birine ihtiyaç duymadan oynanabiliyor, bu yüzden istedikleri anda istedikleri yerde küp ile oynayabiliyorlar."'BAŞLANGIÇTA ZOR GELİYORDU'Rubik küp yapmayı 2 haftada öğrendiğini söyleyen Beyzanur Oral (12), "Küp yapmayı öğretmenlerimden öğrendim. Öğrenmeden önce zor geliyordu, ama öğrendikten sonra kolay olduğunu gördüm, şimdi 2-3 dakika içinde küp yapabiliyorum. Başarılı olduğumu düşünüyorum. Derslerime de büyük katkısı oluyor ve oldukça eğlenceli, zamanımı böyle geçiriyorum. Ailem, öğrendiğim zaman beni alkışlamıştı" dedi.Rubik küp çözümünü 5 yaşında öğrendiğini söyleyen Gani Özağaç (10) ise, "Derslerimi hızlı bitirdiğim için çok fazla boş zamanım oluyordu, artık küp sayesinde benim boş zamanım yok. İyi ki küp yapmayı öğrenmişim. Küp artık benim için yaşam kaynağı gibi bir şey haline geldi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Rubik küp çözen öğrencilerden görüntüSınıftan genel detay görüntüMuhabir anonsuÖğrencilerle röp.Mutlu Çağlar ile röp.

Haber: Hande NAYMAN Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/ İZMİR,

=======================

Lezzetli Kış Şöleni'nde Hatay mutfağı göz doldurdu

İZMİR Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından düzenlenen 'Lezzetli Kış Şöleni' kapılarını açtı. UNESCO tarafından 26'ncı gastronomi şehri olarak seçilen Hatay'ın onur konuğu olduğu şölende, yöresel yiyecekler beğeniye sunuldu. Hatay kebabı ve künefesinin tadına bakmak isteyen İzmirliler, uzun kuyruklar oluşturdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından Kültürpark'ta düzenlenen 'Lezzetli Kış Şöleni' kapılarını açtı. UNESCO tarafından 26'ncı gastronomi şehri olarak seçilen Hatay'ın onur konuğu olduğu şölende, Hatay'ın özel lezzetleri İzmirlilerle buluştu. Yöresel yiyeceklerin beğeniye sunulduğu şölende özellikle Hatay kebabı ve künefesinin tadına bakmak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Şölende buz pateni, dev kar küresi, atlıkarınca, hediyelik eşyalar, etkinlikler ve yöresel ürünlerle de birlikte yılbaşı kutlamaları atmosferi yaratıldı.KAĞIT KEBABI YOĞUN İLGİ GÖRDÜHataylı kebapçılardan Serdar Karagöl, "Şölene Hatay'ın yemeklerini tanıtmak için katıldık. Hatay'ın kağıt kebabı İzmirlilerden yoğun ilgi gördü. Kağıt kebabı, özel satır kıymasıyla yapılıyor. Sinirler özel olarak ayıklanıyor. İçine 72 çeşit baharat ekleniyor. Sacın üzerinde pişirip soslu lavaşlarla sunum yapıyoruz. Tamamen Hatay'a özel olan kağıt kebabı acılı acısız hazırlanabiliyor. Bütün İzmir halkı kebaba yoğun ilgi gösteriyor ve bizlere teşekkür ediyor" dedi.KÜNEFE BAŞROLDEHataylı künefecilerden Zekeriya Kahramanoğlu ise, "1994 yılından beri bu mesleğin içindeyim ve dede mesleğini devam ettiriyorum. Künefe, fıstıklı kadayıf ve özel çeşitlerimizi sunuyoruz. Künefenin sırrı ustalıktır. Biz işimizi severek, özenerek yapıyoruz. Tüm fuarlara ve etkinliklere katılmaya çalışıyoruz. Fıstıklı, bademli, fındıklı, kaymaklı olmak üzere farklı çeşitlerdeki künefelerimizi vatandaşlarla buluşturuyoruz. En yoğun ilgiyi ise peynirli künefemiz görüyor" diye konuştu.   İzmir'de bir fuar etkinliğine ilk defa katıldığını söyleyen Hataylı baharatçılardan Yahya Dirlik şunları söyledi: "Hatay'ın özel baharatlarını, salçalarını, peynirlerini, zeytinlerini İzmirlilere getirdik. Şölende zeytinlerimiz yoğun ilgi gördü. Aynı zamanda sürk peynirini İzmirliler bilmiyor ve merak ediyor. Sürk peyniri çökelek ve biber salçası karışımıyla oluşturulmuş bir kahvaltılık üründür. Vatandaşların çoğu burada denedi ve hayran kaldı" şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------Şölenden genel detay görüntülerStantlardan görüntüYahya Dirlik ile röp.Zekeriya Kahramanoğlu ile röp.

Serdar Karagöl ile röp.

Haber- Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement