DHA YURT BÜLTENİ - 3 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 3

DHA YURT BÜLTENİ - 3

Karadeniz'de 47 noktada yangın: 5 ev yandı, tarım arazileri zarar gördü (3)YANGIN ALANLARI 47'YE YÜKSELDİKaradeniz Bölgesi'nde Trabzon, Ordu, Giresun ve Artvin illerinde dün aksam saatlerinden itibaren başlayan orman ve örtü yangın alanlarının sayısı 47'ye ulaştı.

24.12.2019 09:57
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Karadeniz'de 47 noktada yangın: 5 ev yandı, tarım arazileri zarar gördü (3)

YANGIN ALANLARI 47'YE YÜKSELDİ

Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon, Ordu, Giresun ve Artvin illerinde dün aksam saatlerinden itibaren başlayan orman ve örtü yangın alanlarının sayısı 47'ye ulaştı. Trabzon'da 22, Ordu'da 23, Giresun ve Artvin'de 1'er olmak üzere 46 noktada yangın çıktı. Yangınların büyük çoğunluğu kontrol altına alınarak söndürülürken, devam eden yangınlara belediye ve orman müdürlüğü ekipleri müdahale ediyor.

SABOTAJ İDDİASI ARAŞTIRILIYOR Karadeniz'de 47 farklı noktada bir gecede çıkan yangınlar, sabotaj iddiasını gündeme getirdi. Güvenlik güçleri yangınlarla ilgili sabotaj iddialarını araştırıyor. Yetkililer, yangınlarda Karadeniz Bölgesi'nde mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava dalgası ve şiddetli rüzgarın etkisiyle devrilen elektrik direklerinden çıkan kıvılcımların etkili olduğunu değerlendiriyor.

(GÖRÜNTÜLER GEÇİLİYOR)

HABER: Muhammet KAÇAR- Selçuk BAŞAR-Aleyna KESKİN/ TRABZON

===========================================

Türkiye sınırına 120 bin Suriyeli akın etti Rusya destekli Esad rejiminin son günlerde İdlib'in güneydoğusuna saldırılarını artırması nedeniyle evlerini terk eden yaklaşık 120 bin Suriyeli, eşyalarını da taşıdıkları uzun araç konvoylarıyla Türkiye sınırına yakın bölgelere ve terörden arındırılan Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı bölgelerine göç ediyor. Yerleşecek mekan bulamayan çok sayıda sivil, sınıra yakın yerlerdeki tarım arazilerine çadır kurmaya başladı. İç savaştan önce 1, 5 milyon Suriyelinin yaşadığı İdlib kentinin nüfusu, Esad rejiminin saldırılarıyla muhalif güçlerin topraklarını kaybetmesi üzerine oluşan iç göçle 4 milyona ulaştı. Esad karşıtı sivillerin ve muhaliflerin son kalesi haline gelen İdlib'de ateşkes kararına rağmen Rusya ve rejim bombardımanı devam ediyor.SMO VE UKC'DEN SEFERBERLİK DESTEĞİKentin güneydoğusundaki Maaret El Numan ve Serakip ilçelerine savaş uçaklarıyla yapılan bombardıman nedeniyle her gün onlarca sivil hayatını kaybederken, yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre evlerini terk etmek zorunda kalan sivillerin sayısı 120 bini aştı. Geçici hükümete bağlı kuvvetlerin Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) eklenmesiyle ortaya çıkan ve Zeytin Dalı ile Fırat Kalkanı bölgelerinde hakimiyetini sürdüren Suriye Milli Ordusu (SMO), İdlib'e destek gönderme kararı aldı. İdlib'deki ılımlı muhalifleri temsil eden Ulusal Kurtuluş Cephesi de (UKC) tüm savaşçılarını direnmek için İdlib"in güneyine davet etti.BOŞ ARAZİLERE ÇADIR KURUYORLARCanlarını kurtarmak için yaşadıkları topraklardan ayrılarak Türkiye sınırına yakın yerlere göç eden Suriyeliler, uzun araç konvoyları oluşturdu. Araçlarına yükledikleri eşyaları ve hayvanlarıyla birlikte yaşam savaşına koyulan sivillerin büyük bir çoğunluğu Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı Harekatıyla terörden arındırılan bölgeye göç ederken, bazıları da Türkiye sınırına yakın arazilerde çadır kurmaya başladı. Yağmurlu ve soğuk kış günlerinde çaresiz kalan siviller, belirli aralıklarla kendilerine yaşam, hijyen, giyecek ve çadır yardımında bulunan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Türk Kızılay ve Diyanet Vakfı ile diğer yardım kuruluşlarına teşekkür etti.ÇOCUKLARIMIZIN SUÇU NEDİR?Bombardıman nedeniyle Halep kırsalında yaşadıkları köyü ailesiyle birlikte terk eden ve bir yakınının kamyonetiyle terörden arındırılan Afrin'e doğru hareket eden Ahmad Bekru, füzeler nedeniyle evlerinin yıkıldığını belirterek, "Çocuklarımızı bombalardan kaçırdık. Çocuklarımızın suçu nedir? Müslümanlar olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz. Bizler sana güveniyoruz. Savaşı durdursunlar. Birleşmiş Milletler'den de aynı şeyi talep ediyoruz. Esad ve Putin savaşı durdursun. Bizler artık güvenli bir yerde oturmak, güvenli şekilde yaşamak istiyoruz. Acılardan ve savaştan artık yorulduk, bıktık. Ne olur sesimizi duysunlarö diye konuştu.SALDIRILAR ÇOK ŞİDDETLİYDİEşi, çocukları ve torunlarından oluşan 11 kişilik aile grubuyla birlikte, saldırı altındaki Maaret El Numan'dan kaçan Mustaf Abu Dahil ise şunları söyledi: "Rusya, İran ve Esad rejimi uçaklarla köyümüze saldırı düzenledi ve biz kaçmak zorunda kaldık. Saldırılar çok şiddetliydi, ölebilirdik. Bu nedenle kuzeye geldik. Sırf bizim ilçemizden 100 binin üzerinde insan geldi. İdlib'in kuzeyi güvenli ama kalacak yer yok. Boş bulduğumuz bir yere branda, ip, battaniyelerle derme çatma çadır kuruyoruz. Uçak saldırıları nedeniyle başka çaremiz yok. Ailemizin can güvenliği yok. Hava burada soğuk ama yapabileceğimiz başka bir şey yok. Halimizi gören, çaresizliğimizi duyanlardan yardım bekliyoruz.öREJİM, TOPRAKLARINI GENİŞLETİYOREsad rejiminin son bir haftada muhaliflerin elinden aldığı bazı köy, beldeler şunlar: "Cercanez, Sırman, Sukeya, Ebu Mekki, Tehtaaya, Muaysurune, Hülübbe Tuh, Krestene, Krati, Ebu Şerci, Mudeyrise,, Um Celal, Um Tüveyne, Kıt, Hirakı, Mıntar, Sıhal, Es Sırc, Seyyadi, Tel Şeyh, Furce, Breysa, Rabia, Ureybe, Şara, Ebu Habbe."

Görüntü Dökümü-----------------------Eşyalarını araçlarla taşıyanlar Muhabir Nuri Pir'in anonsuDron görüntüleriGöç edenlerle röpÇocuklardan detayZeytin ağacına eşya asan kadınÇadır kuran aileler

Haber-Kamera: Nuri PİR-Eser PAZARBAŞI/İDLİB (Suriye),

================================

İzmir'in çöpünün depolandığı Harmandalı'ndaki çatlaklar tedirgin etti

İzmir'in Çiğli ilçesine bağlı Cumhuriyet ve Atatürk mahallelerinde yaşayanlar, kentin çöpünün depolandığı Harmandalı bölgesinde, toprak zeminde meydana gelen çatlaklar nedeniyle tedirginlik yaşıyor. Zemindeki çatlakların her geçen gün biraz daha belirginleştiğini öne süren bölge sakinleri, korktuklarını dile getirerek, olayın bir an önce araştırılıp açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtti.İzmir'in çöpünün depolandığı Çiğli ilçesine bağlı Harmandalı dağı eteklerinde, toprak zeminde oluşan çatlaklar, vatandaşları korkuttu. Bölgede hayvancılık yapanların yanı sıra Cumhuriyet ve Atatürk mahallelerinin sakinlerini de tedirgin eden çatlaklar, yer yer yarım metreyi buldu. 20 yıldır bölgede yaşayan ve daha önce hiç böyle bir olayla karşılaşmadıklarını söyleyen vatandaşlardan Zülfinaz Günay (39), "Bir gece kalktık baktık ki çatlaklar oluşmuş. Hayvanlarımız sürekli zarar görüyor. Korkuyoruz. Bizim bir koyunumuz doğurmuştu. Kuzusunu uzun süre aradık, en sonunda oluşan çatlağın içerisinde bulduk. Biz buradaki sorunun çözülmesini istiyoruz. Gerçekten bu durum bizi korkutuyor. Hem biz hem de hayvanlarımız büyük risk altındayız" dedi. Bölgede yaşayan Mustafa Köseler (59) de insanların güvenliğinin Harmandalı'da bulunan çöp nedeniyle tehdit altında olduğunu savunarak, "Buradaki çöpün yaptığı basınçtan dolayı, bölgede çatlaklar oluştu. Bu da bizi tehdit ediyor. Korkuyoruz. Bu çöpün kaydığını düşünsenize, kim korkmaz" dedi.'BU OLAYIN ARAŞTIRILMASINI İSTİYORUZ'Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Dursunali Kazar da, uzun süredir Harmandalı'da çöp sorunu ile uğraştıklarını, şimdi de oluşan çatlaklardan dolayı tedirgin olduklarını söyledi. Muhtar Kazar, dilekçelerine yanıt alamadıklarını belirterek, şöyle dedi: "Biz iki ay önce buraya geldiğimizde çatlakların olduğunu fark ettik. Buradaki durumun araştırılması için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne başvuruda bulunduk. Buradaki çatlaklar fay mı, gazdan dolayı mı, heyelan mı bilmiyoruz. Bunun araştırılmasını istedik. Yaşanan bu sorun bölgenin kaderi olmamalı. Yetkililerden çare bulmalarını istiyoruz. Lütfen gelin, burada inceleme yapın. Ne olduğunu araştırın. Defalarca belediye başkanlarına dilekçe vermemize rağmen, bunlara karşılık alamadık. Bu sorun, burada yaşayan vatandaşların kaderi değil. Ben uzun süredir burada muhtarlık yapıyorum. Daha önce böyle yarıklar, çatlaklar yoktu. İki ay önce fark ettik ve durumu hemen yetkililere bildirdik. Ama gelen giden yok, bize burayla ilgili rapor veren de yok. Acilen sorunun neden kaynaklandığının bulunmasını istiyoruz. Birilerinin can ve mal güvenliği tehlikeye düşmeden, bu felaketin önüne geçilmesini istiyoruz."Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer ise inceleme yapmadan net bir şey söyleyemeyeceğini ancak bölgenin kayalık zemin olduğunu, kayalık zeminlerin sağlamlığı nedeniyle ciddi bir sıkıntı yaratmayacağını tahmin ettiklerini belirtti. Öziçer, "Katı atık bertaraf tesisisin bulunduğu bölge burası. Adı üstünde katı atık. Herhangi bir riski yok. Gaz sıkışması gibi bir durumun yaşanabileceğine de ihtimal vermiyorum. Kayalık zeminlerde bu tür durumlarla pek karşılaşılmaz. Ama net bir şey söylemek için bölgede inceleme yapmak gerekiyor" dedi.

Görüntü Dökümü-------------Harmandalı katı atık depolama tesisinden görüntüOluşan çatlaklardan görüntüBölgeden görüntüVatandaşlar ve muhtarla röp.AnonsGenel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

================================

Doktora için 'santur' yapıp, satıyor Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yaşayan, gazetecilik bölümü mezunu olan, yüksek lisansını da aynı bölümde yapan İskender Karaman (40), müzik aleti olan 'santur' yapıp, satarak doktorasını tamamlamaya çalışıyor. Karaman aldığı siparişlerden memnun olduğunu söyledi.Yüksekova'da yaşayan, 12 yaşındayken gittiği İran'da 'santur' çalmayı ve yapmayı öğrenen İskender Karaman, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nü bitirip memleketine döndükten sonra öğrendiği bu mesleğini sürdürmeye karar verdi. Aynı üniversite ve bölümde yüksek lisansını bitirip, doktora yapmaya karar veren Karaman, bunu için gerekli olan parayı da bu yolla kazanıyor. Kanuna olan benzerliği ile bilinen, ancak çok yaygın kullanılmayan 'santur' yapıp, satan Karaman, kısa zamanda para kazanmaya başladı.Siparişleri yetiştirmekte zorlandığını, özellikle İran'dan talep aldığını anlatan Karaman, 'santur' yaparken bıçak ve matkap kullandığını söyledi. İlkel yöntemlerle yaptığı santur müzik aletinin 3 bin 500 yıllık bir geçmişi olduğunu anlatan Karaman, "Bu işi İran'da yaşlı bir adamdan öğrendim. Gözümü kırpmadan onu izledim. İlk enstrüman yapma denemesini ise o günden birkaç yıl sonra, yapmaya başladım. Tabi ki yaygın bir enstrüman olmadığı için bilen pek kişi yoktu. Şimdi eğitim hayatımın devam etmesi için ben de santur yapmaya karar verdim. Buradan elde edilen gelirle Ankara'da doktoramı yapacağım" dedi.YOĞUN BİR SİPARİŞ ALIYORUMYoğun siparişler aldığını anlatan Karaman, "Bir ay içerisinde 5 sipariş aldım. Makinem olmadığı için bıçak ve matkap kullanıyorum. Akademik hayatımı sürdürmek istiyorum. Bu arada da üretim yapıyorum. Dolaysıyla çaresiz olmamak gerekir. Özellikle çocukların enstrümanla büyümesi gerektiğine inanıyorum. Bizim kültürümüze de yakın bir enstrüman. İstediğin şarkıyı ve makamı söyleyebiliyorsunuz. Ben de zaman zaman çalıyorum ve gençlere de nasıl çalınacağını gösteriyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü--------------Evin önündekİ tezgah üzerinde santur kesmesinden detaylar-Santur aletini zımparalayan İskender Karaman-Aletlerden detaylar-Bıçakla santur'un tellerinin yuvasının açılması-Çalışmalardan detaylar-Santur'un çalışması ve denemesi-İskender Karaman ile röportaj-Bir iş yerinde santur'u çalan Karaman-Genel  ve detaylar

HABER: Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA,(Hakkari),

================================

Köy okullarını konser salonlarına çevirdiler, hikayeleri ödül aldı İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO) sanatçıları tarafından gönüllülük esasıyla oluşturulan Anadolu Yaylı Çalgılar Topluluğu, dezavantajlı illere giderek köy okullarında daha önce hiç müzikle tanışmamış çocuklara konser veriyor. Yönetmen Alper Akdeniz tarafından 'Güneş Gözlü Çocuklar' ismiyle belgeselleştirilen topluluğun hikayesi, İpekyolu Film Festivali'nde 3 bin 56 film arasından 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü.İZDSO sanatçıları tarafından gönüllülük esasıyla oluşturulan Anadolu Yaylı Çalgılar Topluluğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri kapsamında dezavantajlı illere giderek daha önce hiç müzikle tanışmamış çocuklara konser veriyor. Keman, viyola ve viyolonsel sanatçılarından oluşan 10 kişilik topluluk, provalarından arta kalan zamanlarda başta doğu illeri olmak üzere Türkiye'yi karış karış gezerek köy okullarını birer konser salonuna çeviriyor. 'Onlar bize gelemezse biz onlara gideriz' diyerek çocuklara sanat ve müziği aşılamayı amaçlayan grup, şu ana kadar 300 bin öğrenciye konser vermenin mutluluğunu yaşıyor. Sanatı toplumsal fayda sağlamak amacıyla kullanarak tüm vatandaşlara örnek olan topluluk, çocuklara ve gençlere müzik ile temas ediyor. Yönetmen Alper Akdeniz tarafından 'Güneş Gözlü Çocuklar' ismiyle belgeselleştirilen topluluğun fedakar hikayesi, İpekyolu Film Festivali'nde 3 bin 56 film arasından 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü.'BAYRAĞIMIZIN DALGALANDIĞI HER YER KONSER SALONUMUZ'Anadolu Yaylı Çalgılar Topluluğu'nun kurucusu İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nda keman sanatçısı olan Gündüz Öğüt, şöyle konuştu: "2005 yılında kurulan topluluğumuzun amacı büyükşehirlerdeki sanat etkinliklerini izleyemeyen çocuklara ulaşmaktı. Öncelikle İzmir ve Ege Bölgesi'nde başladık, daha sonra ülkemizin Muş, Ağrı, Ardahan gibi uzak illerine giderek gönüllülük esasıyla çocuklara konserler vermeye başladık. Çocuklarımızdan çok güzel geri dönüşler alıyoruz. 'Onlar bize gelemiyorsa, biz onlara gideriz' diyoruz ve bayrağımızın dalgalandığı, tek bir çocuğumuzun olduğu her yer bizim konser salonumuzdur diye düşünüyoruz. Hayatlarında sanat ve müziğin olmasını sağlamak için çalışıyoruz. Çocukların ilgisi, coşkusu ve yeteneğini gördükçe her çağrılan yere ulaşmaya çalışıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün çok büyük katkıları var bu konuda. Kendi prova ve konserlerimizin dışındaki zamanlarda okullara gitmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar 300 bin civarında öğrenciye ulaştık"'İNANILMAZ ŞAŞIRIYORLAR'Muş, Ağrı, Ardahan, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep, Adana, Çorum, Kocaeli, Karabük, Bartın, Zonguldak gibi illerinin yanı sıra Ege Bölgesi'ndeki tüm illerde de konser verdiklerini söyleyen Öğüt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Topluluk, kemanda ben, Sibel Aran, Banu Yenilmez, Sonat Onur Yaşlıçam, Özge Tanrıver, viyolada Betül Yıldız Tekin, Hande Taban, Olcay Alkan ve viyolonselde Başak Yalçın ve Murat Alkan olmak üzere 10 sanatçıdan oluşuyor. Çocukların bu devletin sanatçıları olduğundan pek haberleri yok ve bizi gördüklerinde inanılmaz şaşırıyorlar. Çok mutlu oluyorlar. Biz onlara hayaller kurduruyoruz. İsteyen öğrencilere keman veriyoruz. Pek çok gencimiz meslek olarak konservatuvarları seçti. Dünya müziklerinden de kendi kültürümüzden de örnekler çalıyoruz. Geçen yıl çekim ekibi yıl boyunca bizimle dolaşarak gittiğimiz illerdeki konserlerimizden yıl boyunca görüntüler aldılar. Çocuklarla daha sonra röportajlar yaptılar. 'Güneş Gözlü Çocuklar' isimli bir belgesel hazırladılar. Şu anda önemli başarılar elde etti ve dünyada birçok festivale katıldı. İpekyolu Film Festivalinde ödül almak bizi çok mutlu etti ancak bizim için asıl mutluluk çocukların gözlerinde gördüğümüz gülümsemeler oluyor. Bu ödül, yaptıklarımızın görülmesi ve anlaşılması anlamında güzel bir başlangıç oldu bizim için."'GÖREV TANIMIMIZIN İÇİNDE OLMALI'Viyola sanatçısı Hande Taban, "Bizim yaptığımızın Türkiye Cumhuriyeti'nin birer sanatçıları olarak görev tanımımızın içinde olması gereken bir adım olması gerektiğini düşünüyorum. Bu ülke zorluklarla ve her adımı planlanarak kuruldu. Biz de kendimizi sanatçı olarak tanımladığımız için bu gelişimin içinde olmak zorundayız. Işığı, bize gelemeyenlere götürmek bizim görev tanımımızın içindedir. Çocuklar bilgiye, yeniliğe çok açıklar ve onların gözündeki ışığı görmek bize çok mutluluk veriyor" dedi.Keman sanatçısı Banu Yenilmez ise "Biz bir görev bilinciyle yola çıktık. Sadece konser salonlarında konser vermek yerine buralara gelemeyen çocuklara sanatı tanıtıyoruz. Okullarda olmak çok güzel. Herkesin konser salonuna gelme imkanı olmuyor. Çocukların bir enstrüman çalmayı öğrenmesi ve müzikle yakınlaşması çok güzel aynı zamanda kaliteli bir dinleyici topluluğuna da ihtiyacımız var. Bu anlamda çocukların sanatla eğitilmesi çok faydalı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü-------------Anadolu yaylı çalgılar topluluğu sanatçıları ile röp.Provalardan genel detay görüntülerGüneş gözlü çocuklar belgeselinden görüntüler

Haber: Hande NAYMAN Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/ İZMİR,

=================================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement