Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-4

Kurban Bayramı dönüşü Bolu'da trafik rahatKURBAN Bayramı tatilini memleketlerinde geçirenler, dönüşte TEM'in Bolu geçişinde yoğunluk oluşturmasına rağmen ulaşımda aksama görülmedi.

04.09.2017 13:26
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kurban Bayramı dönüşü Bolu'da trafik rahat

KURBAN Bayramı tatilini memleketlerinde geçirenler, dönüşte TEM'in Bolu geçişinde yoğunluk oluşturmasına rağmen ulaşımda aksama görülmedi.

Tatilciler, 10 günlük bayram tatilinin son gününde oluşabilecek yoğunluğa yakalanmamak için dün yola çıkmaya başladı. TEM'in Bolu kesiminde İstanbul yönünde dün başlayan hafif yoğunluk, bugün de devam etti. Özellikle otoyolun Çaydurt ve Elmalık kesimlerinde yoğunluk oluştu. Akıcı yoğunluk, Bolu Dağı Tüneli çıkışında da devam etti. Tatilin son gününde sürücüler TEM'in Bolu kesiminde sıkıntı ile karşılaşmadan yola devam etti.

Görüntü dökümü:

----------------------------

-Trafikten görüntüler

-Tünelden geçerken radyodaki uyarı anonsu

-Detaylar

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

========================================

Bar görevlisinin öldürülme anı kamerada

ÇANAKKALE'deki bir kafe barın kapısında güvenlik görevlisi olan 36 yaşındaki Mustafa Özpınar'ın, iddiaya göre, alkollü olduğu için içeriye almak istemediği 30 yaşındaki Haydar Ç. tarafından bıçaklanarak öldürülme anı, işletmenin güvenlik kamerasınca kaydedildi.

Olay, geçen çarşamba gühü saat 23.00'te, Cevatpaşa Mahallesi Kayserili Ahmet Paşa Caddesi üzerinde bulunan kafe barda meydana geldi. Eğlence mekanına gelen Haydar Ç., kapıdaki görevli Mustafa Özpınar tarafından alkollü olduğu gerekçesiyle içeri alınmadı. Duruma sinirlenen Haydar Ç., yanındaki bıçağı, tartıştığı Mustafa Özpınar'ın göğsüne sapladı. Tek bıçak darbesiyle ağır yaralanan Özpınar, ambulansla Çanakkale Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Özpınar, yapılan müdahalelere rağmen öldü.

Cinayet anı ise eğlence mekanının güvenlik kamerasına anbean kaydedildi. Görüntülerde, Haydar Ç.'nin mekanın önüne gelerek görevli Mustafa Özpınar ile konuşmaya başladığı görülüyor. Bir süre devam eden sözlü tartışma sonrası Mustafa Özpınar, Haydar Ç.'ye vurarak yere düşürüyor. Yerdeki boğuşma sırasında altta kalan Haydar Ç.'nin bıçağı Mustafa Özpınar'ın göğsüne sapladığı görülüyor. Olayı gören iki kişi yerde boğuşan Mustafa Özpınar ile Haydar Ç.'yi ayırıyor. Görüntülerde, Mustafa Özpınar'ın bıçaklandıktan sonra ayağa kalktığı görülürken, iki kişi ise Haydar Ç.'yi dövmeye başlıyor.

KATİL ZANLISI TUTUKLANDI

Polis tarafından olay yerinde yakalanarak gözaltına alınan katil zanlısı Haydar Ç., işlemlerin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı. Öte yandan otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderilen Mustafa Özpınar'ın cenazesinin memleketi Trabzon'da defnedileceği öğrenildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Güvenlik kamerası görüntüleri

Haber: Burak GEZEN/ ÇANAKKALE,

==========================================

Bakan Yılmaz: 2018'de öğretmen ataması yapacağız

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen ataması konusunda çalışma yapacaklarını belirterek, "Bütçe meclise sunulsun. Meclisten çıkacak rakamdan sonra 2018 yılında öğretmen atamasını gerçekleştireceğiz" dedi

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz Kurban Bayramı nedeniyle geldiği memleketi Sivas'ta bayram ziyaretleri kapsamında Gürün İlçesi'ne geldi. Bakan Yılmaz burada Gürün Ulu Camisi bahçesinde düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Programa Bakan Yılmaz'ın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Bayraz, Gürün Kaymakamı Fatih Özdemir ve çok sayıda vatandaş katıldı. Bayramlaşma programında konuşan Bakan Yılmaz, birlik ve beraberliğe değindi.

"BAYRAMLAR BİR EĞİTİMDİR"

Bayramların toplum üzerindeki önemine değinen Bakan Yılmaz, "Bu bayramlar bir eğitimdir. Eğitimin amacı toplumun değerlerini, kültürünü okullar marifetiyle nesilden nesile yaşatmaktır. Eğitim 4 duvar arasında olmaz. Bu Kurban Bayramı'nın değeri nedir? Sıla-i rahim. Nedir Sıla-i rahim? Anneyi, babayı, akrabayı ziyaret etmektir. Nerede olursanız olun. Bir bayram gelmişse, bayramda akrabayı ziyaret etmek lazım. Onlarla bayramlaşmak lazım. Küskünlükleri unutmak, dostlukları artırmak lazım, kimsesizlerin kimsesizi olmak lazım. Bir olacağız, beraber olacağız ki toplumumuz güçlü olsun. En güçlü toplumlar birlik ve beraberlik içinde davrananlardır. Önemli olan birlik beraberliktir. İşte bu bayramlar birlik ve beraberliğimize vesile olan rahmet günleridir. Bunları değerlendirmek lazım. Eğer Gürün'de bayramlaşma var deniliyorsa, bir hastalık bir de cenaze durumu hariç mutlaka ve mutlaka bir bayramlaşma için gidebilmek lazım. İbadet tek başına olabilir ama bayramlar tek başına olmaz. Değerlerimizi yaşattığımız halde kimsenin şüphesi olmasın 21'inci yüzyıl Tükiye'nin yüzyılı olacaktır" dedi. Konuşmanın ardından Bakan Yılmaz hemşehrileriyle bayramlaştı.

"2018 YILINDA ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ"

Bayramlaşma sonrası basın mensuplarının önümüzdeki dönemde öğretmen ataması yapılmasına yönelik sorusunu cevaplayan Bakan Yılmaz, "Önümüzdeki yıl, yani yeni yılda, 2018 yılında öğretmen ataması yapacağız. Bütçe meclise sunulsun. Meclisten çıkacak rakamdan sonra 2018 yılında öğretmen atamasını gerçekleştireceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü:

-İlçedeki bayramlaşma programı

-Bakan Yılmaz'ın konuşması

-Vatandaşlarla bayramlaşması

-Öğretmen atamasıyla ilgili açıklaması

Haber-Kamera:  Hüsnü Ümit AVCI/GÜRÜN(Sivas),

========================================

Bakan Özlü: Herkes kendi işini yapsın

BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Düzce'nin Boğaziçi Beldesi'nde yapılması planlanan hayvan rehabilitasyon merkezine muhtarların karşı çıktığına yönelik soruya, "Herkes kendi işini yapacak. Muhtarsa köyü ile sınırlı sorumlulukları vardır. Sadece köyü ile ilgilenecek. Belediye başkanıysa sadece belediye işlerine bakacak. Vali ise valilik yapacak. Dolayısıyla bu muhtarların işi değil" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Düzce'nin Akçakoca İlçesi'nde partisinin İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Bakan Özlü, ilçe merkezindeki Fedai Karabıyık Parkı'nda düzenlenen programda partililer ve vatandaşlarla bayramlaştı. Doğa, Hayvan, İnsan Hepsi Can Derneği yönetiminden Nermin Altay, Düzce'nin Boğaziçi Beldesi Subaşı Köyü mevkiinde yapılması planlanan hayvan rehabilitasyon merkezi ile ilgili düşüncelerini yazılı olarak Bakan Özlü'ye verdi.

'HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN'

Bakan Özlü, ardından bir restoranda akşam yemeği yedi. Yemekten sonra basın mensuplarının yerel konularda sorularını cevaplandıran Bakan Özlü, bir gazetecinin Boğaziçi Beldesi'nde bir grup muhtarın hayvan rehabilitasyon merkezine su kaynaklarının yanına yapılacağı iddiasıyla karşı olduklarını hatırlatması üzerine şöyle konuştu:

"Seçimden önce söz verdim Düzce'ye doğal hayvan yaşam alanı yapacağıma. Medeni ülkelerde bir tane sokakta hayvan göremezsiniz. Sahipli hayvanları görebilirsiniz ancak. Herkes kendi işini yapsın. Nereye yapacağız? Herkes kendi işini yapacak. Muhtarsa köyü ile sınırlı sorumlulukları vardır. Sadece köyü ile ilgilenecek. Belediye başkanıysa sadece belediye işlerine bakacak. Vali ise valilik yapacak. Dolayısıyla bu muhtarların işi değil. Kusura bakmasınlar. Herkes kendi işine baksın."

Bu konunun Orman Bakanlığı ile Düzce Valiliği arasında olduğunu söyleyen Bakan Özlü, "Sayın Valimiz bu konuda yetkili arkadaşları çağıracak, onları bilgilendirecek. Bakın Kocaeli yapmış. Modern medeni hayvan yaşam alanı yapmışlar. Fotoğrafları var, gidip baksınlar, görsünler. Şimdi arkadaşlarımız su uzmanı mı nereden biliyorlar su kaynaklarının oradan geçtiğini? Bunlar dedikodu. Bana şöyle bir şey de geldi; Karadeniz'in bütün hayvanlarını, köpeklerini oraya getireceğiz. Böyle bir şey olabilir mi? Saçma. Düzce ile sınırlı bir sorumluluğumuz var. Düzce'deki sokak hayvanları için bir yaşam alanı oluşturuyoruz. Bu muhtarların işi değil. Bu Valinin işi. Sayın valimizle ben konuştum. Kendileriyle konşacak, görüşecek. Herkes kendi işini yapsın." dedi.

Görüntü dökümü:

-------------------------

-Bakan Özlü'nün açıklaması

Haber-Kamera: Ayşenur YAMAN/AKÇAKOCA(Düzce),

================================================

Otomobilde havasızlıktan ölen Murat, gözyaşlarıyla uğurlandı

ŞANLIURFA'da ailesinden habersiz evden aldığı anahtarla girdiği otomobilde uyuya kalan ve sıcakta havasız kalıp yaşamını yitiren 4 yaşındaki Murat Birinci'nin cenazesi,yapılan otopsinin ardından gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Hayati Harrani Mahallesi'nde çiftçilik yapan Hıdır ile Sümeyye Birinci çiftinin 2 çocuğundan küçüğü olan Murat, dün saat 14.30 sıralarında iddiaya göre evdeki vestiyerden anahtarını aldığı babasına ait sokakta park halinde duran 63 PA 750 plakalı otomobile girdi. Murat Birinci, bir süre sonra kapıları otomatik kilitlenen otomobilde uyuya kaldı.

Ailesi, yaklaşık 2 saat sonra önce yakında oturan dedesinin yanına gittiğini düşündüğü ancak telefonla aradıklarında olumsuz yanıt aldığı Murat'ı sokakta ararken, komşuları, çocuğun otomobilde olduğunu fark etti. Minik Murat, yedek anahtarı bulunmadığı için çevredekiler tarafından otomobilin sürücü kapısının camı kırılarak dışarı çıkarıldı.

Başka bir araçla Eyyübiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Murat'ın acil serviste yapılan kontrolde yaşamını yitirdiği belirlendi. Ölümüyle yakınlarını yasa boğan Murat'ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi. Ön otopsisinde aşırı su kaybından öldüğü saptanan Murat'ın cenazesi, amcası Mehmet Birinci tarafından teslim alınıp Yeni Mezarlıkta gece saatlerinde toprağa verildi.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Murat'ın ölümüyle ilgili ihmali olup olmadığına dair baba Hıdır ile anne Sümeyye Birinci'nin de polis tarafından ifadeleri alındı. Birinci çifti ifadelerinde Murat'ın vestiyerde bulunan otomobilin anahtarını kendilerinden habersiz aldığını söyledi. Baba Hıdır Birinci, "Çocuğumuz her zamanki gibi birkaç sokak uzaklıktaki büyük babasını ziyarete gittiğini düşündük. Aradan biraz zaman geçince telefonla aradık ama Murat'ın dedesinin evinde olmadığını öğrenince, çıkıp aramaya başladık. Bu sırada komşularımız otomobilde uyuduğunu söyledi. Anahtara baktığımızda vestiyerde yoktu, yedek anahtar da olmadığı için bir komşumuz camı kırdı. Hastaneye götürdüğümüzde vefat etmişti" dedi.

Birinci çifti, ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, Murat'ın ölümüyle ilgili soruşturma sürdürülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------------

Olay yerinde bulunan otomobil

Camı kırılan otomobil

Taziye gidenler

Mahallenin çocukları otomobilde bakması olayı anlatması

Adli Tıp Morğundan çıkan cenaze aracı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

================================================

Can kurtarırken canından olan İbrahim'in ailesi yasta

BURSA'da, Uludağ'ın zirvesinde bulunan Kilimli Göl'de boğulma tehlikesi geçiren 14 yaşındaki Burak Uygun'u, bir arkadaşıyla birlikte suya atlayıp kurtaran, ancak kendisi boğularak can veren 25 yaşındaki İbrahim Doğan'ın ailesi yasta. Bir fabrikada işçi olarak çalışan ve çok iyi yüzme bildiği söylenen Doğan'ın ölüm nedeni, otopsi sonucu belirlenecek. Uzmanlar, Doğan'ın soğuk olan gölde vücuduna oluşan kramp sonucu boğulmuş olabileceğini söyledi.

Bursa'nın Kestel İlçesi'ne bağlı Gözede Köyü'nde çiftçilik yapan Ayşe ve Orhan Doğan çiftinin 2 kızından sonra dünyaya gelen İbrahim Doğan, Bursa'da Tophane Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirip 2 yıllık meslek yüksek okulundan mezun oldu. İbrahim Doğan, ardından Bursa'daki bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı. Çok iyi yüzme bildiği söylenen İbrahim Doğan, geçen cumartesi günü amca çocukları ve bir grup arkadaşı ile bir gecelik kamp kurmak için Uludağ'ın zirvesindeki Kilimli Gölü'ne gitti.

Burada gece boyunca arkadaşlarıyla sohbet edip eğlenen İbrahim Doğan, dün öğleden sonra dönüş için çadırlarını toplarken göl kenarında piknik yapan Uygun Ailesi'nin çocukları Burak'ın boğulma tehlikesi geçirdiğini fark etti. Hiç düşünmeden arkadaşları ile göle atladı. Burak'ı kurtaran İbrahim Doğan, gölde bir anda gözden kayboldu. Paniğe kapılan arkadaşları hemen yetkililere haber verdi. İhbar üzerine Bursa'dan jandarma, polis, AFAD, AKUT ve BAKUT ekipleri geldi ve seferber oldu. Dalgıçlar, gölün dibinde İbrahim Doğan'ın cesedine ulaştı. Doğan'ın cesedi, otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Yetkililer, İbrahim Doğan'ın eriyen karlar nedeniyle soğuk olan gölde vücuduna giren kramp sonucu batıp, çamur olan dibe saplanmış olabileceğini söyledi.

Kesin ölüm nedeni yapılacak otopsinin ardından beirlenecek olan İbrahim Doğan'ın ailesi ise yasa boğuldu. Doğan'ın cenazesi, bugün  ikindide kılınacak cenaze namazının ardından köyünde toprağa verilecek.

Öte yandan, boğulma tehlikesi geçiren ve İbrahim Doğan tarafından kurtarılan Burak Uygun'un sağlık durumunun ise iyi olduğu bildirildi.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Haber: Halil ÖZÇOBAN/ BURSA, -

===================================================

19 büyükbaş hayvanı bir gece de telef oldu

KONYA'da besicilik yapan Halil Uğur akşam yemlediği 19 büyükbaş hayvanının sabahleyin bakmak için ahıra gittiğinde ölüleriyle karşılaştı. Büyük şok yaşayan Uğur, durumu polise bildirdi. Telef olan yaklaşık 200 bin lira değerindeki hayvanların ölüm nedenini tespit etmek için Tarım İl Müdürlüğü yetkililerince ölen hayvanlardan, yedikleri yonca ve içtikleri sudan numune alındı.

Olay, merkez Meram İlçesi Yaylapınar Uhud Mahallesi Erdemsu Sokak'ta meydana geldi. Besicilik yapan Halil Uğur, sabah hayvanlarına bakmak için ahıra gitti. Kapıyı açtığında 19 adet büyükbaş hayvanının ölüsü ile karşılaştı. Ahırın içerisinde ve arka bölümündeki bahçede yerde yatan hayvanları görünce büyük şok yaşayan Uğur, hayvanlarının birileri tarafından zehirlendiğini düşünerek durumu polise bildirdi. Olay yerinde araştırma yapan polis, hayvanların yediği yoncadan zehirlenmiş olabileceği ihtimali üzerine Tarım İl Müdürlüğü yetkililerini çağırdı. Görevliler neden öldüğünü tespit edebilmek için hayvanlardan, yedikleri yonca ve içtikleri sudan numune aldı.

Zararının yaklaşık 200 bin lira olduğunu belirten Halil Uğur, "Akşam hayvanları yemledikten sonra ahırın hemen yanındaki evime gitmiştim. Sabah geldiğimde hepsini ölü görünce şaştım kaldım. Hemen polise haber verdim. Akşam hayvanların önüne attığımız ottan şüpheleniyoruz. 180-200 bin lira zararımız var. Ölen hayvanları içinde hamile olan hayvanlarımız da vardı." dedi.

Yaşanan olayla ilgili yetkililerce soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Olay yeri görüntüsü

-Ölen hayvanlar

-Yetkililerin yaptığı inceleme

-Genel ve detaylar

-Halil Uğur ile yapılan röp

Haber-Kamera:  Hasan DÖNMEZ/KONYA,

===========================================

13 yaşındaki piyanist Kaan'a uluslararası ödül

YAŞAR Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) Müzik Okulu öğrencisi 13 yaşındaki Kaan Turan, İtalya'nın Milano kentinde 17 ülkeden 45 yarışmacının katıldığı Lovere Uluslararası Tadini Piyano yarışmasında, 13 yaş kategorisinde birinci oldu.

Müziğe 6 yaşında başlayan ve Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi'nde girdiği piyano sınavıyla burslu olarak 'Üstün yetenekli çocuklar' programına kabul edilen Bilfen Koleji 8'inci Sınıf öğrencisi Kaan Turan, 3 yıldır çalışmalarını Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Payam Gül Susanni ile sürdürüyor. Küçük yaşta yurtdışında birçok yarışma, festival ve sanat organizasyonlarına katılan, verdiği konserler ve aldığı derecelerle uluslararası çapta başarılan kazanan İzmirli piyanist Kaan Turan, ödüllerine her geçen sene bir yenisini ekliyor.

Geçen ay, İtalya'nın Milano kentinde düzenlenen 17 ülkeden toplam 45 yarışmacının katıldığı Lovere Uluslararası Tadini Piyano Yarışmasında Fazıl Say'ın Kara Toprak, Chopin'in Küçük İhtilal Etüdü ve Mozart'ın La Minör Piyano Sonatı'nı seslendiren Kaan Turan, 13 yaş kategorisinde İzmir'e birincilikle dönerek gurur yaşattı. Turan, yine 2014 yılında Mozart Akademi 2'nci Ulusal Piyano Yarışması'nda ve 2015 yılında Romanya'nın başkenti Bükreş'te düzenlenen 19. Uluslararası Piyano Yarışmasında birincilikler kazandı.

KONSERLER VERDİ

Elde ettiği derecelerle adını duyuran Kaan Turan, yurtdışında birçok organizasyondan davet aldı ve 2016 yılında Polanya Krakow'da Krakow Konservatuarının düzenlediği Chopin Festivaline katıldı. Yine 2016'da yıl boyunca Yaşar Üniversitesi Gençlik Orkestrası ile birlikte konserlerde solist olarak seyirci karşısına çıkan Kaan Turan, 2017 yılı Nisan ayında da Rotary Vakfının Adnan Saygun Sanat Merkezinde düzenlediği Rotary Senfoni Orkestrası ile solist olarak sahneye çıkarak "Çocuk felcine son" temalı sosyal sorumluluk projesinde yer aldı. Geçen Haziran ayında, 100 yılı aşkın süredir İngiltere'de ve yurt dışında çeşitli seviyeler için müzik, tiyatro ve iletişim dallarında sınavlar düzenleyen Londan College of Music'in 8. kurdan girdiği sınavında en yüksek puan aralığıyla tüm dünyada geçerli olan müzik lisesi mezunu diplomasını alan Kaan Turan, 13 yaşında 2018 ön lisans sınavlarına girmeye de hak kazandı. Son 6 yılda ulusal ve uluslararası festivallerde ustalık sınıflarına da katılan Turan, dünya çapında tanınan piyanist ve eğitimcilerle de çalışma fırsatı buldu.

HEDEFİM DÜNYA ÇAPINDA BİR PİYANİST VE İYİ BİR CERRAH OLMAK

Bir Türk bestecinin eserini çalarak bu birinciliği kazanmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Kaan Turan, "Fazıl Say'ın Kara Toprak eserini çaldım ve jürinin büyük beğenisini kazandı. Yarışma sonunda bu eseri bildiklerini ve çok beğendiklerini belirten birçok kişi oldu. Gelecek hedefimde ise hem dünya çapında bir müzisyen hem de eğitimimi tamamlayıp iyi bir beyin cerrahisi uzmanı olmak var" dedi. Kaan'ın piyano eğitmeni Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Payam Gül Susanni ise öğrencisinin başarılarının gurur verici olduğunu belirterek, "Kaan kendi bestelerini de yapıyor. Absolut - Mutlak Kulak gibi çok özel bir yeteneğe sahip. Kaan'ın daha önce olduğu gibi bundan sonra da piyanoda Türkiye'yi dünya çapında temsil ederek başarılara imza atacağına yürekten inanıyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber: İZMİR, -

====================================================

Şırnak Silopi'de 4 engelli çocuğu olan Acer ailesi yardım bekliyor

ŞIRNAK'ın Silopi ilçesinde 4 çocuğu sonradan engeli olan Acer ailesi, çocuklarının tedavisi için kendilerine uzatılacak yardım elini bekliyor. Çocuklarını Ankara ve Adana'daki çeşitli hastanelere götüren işsiz baba Agit Acer, doktorların engelli çocuklar için fizik tedavi uygulaması gerektiğini söylediğini belirterek, "Silopi'de fizik tedavi imkanlarının bulunmaması çocuklarının tedavisini engellediği gibi dahada kötüleşmelerine neden oluyor. Yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekliyorum"dedi.

Silopi'nin Şehitharuboy Mahallesi 47. Cadde 839. sokakta oturan Acer ailesinin 7 çocuğundan Elif (9), Ersin (11), Viyan (18), Vahide (25) adlı engelli çocukları tedavi edilmeyi bekliyor. Doğumlarında hiç bir anormallik yaşamayan Elif ve Ersin 1 yaşından sonra, Viyan 2 yaşında, Vahide ise 8 yaşından sonra fiziksel engelli durumuna düştü. İlerleyen aşamalarında konuşma yetilerini yitiren çocuklar büyüdükçe yürüyemez hale gelip tekerlekli sandalyeye mahkum oldular ve bir süre sonra da yatalak hale düştüler. Çocuklarını Ankara ve Adana'daki çeşitli hastanelere götüren işsiz baba Agit Acer, doktorların engelli çocuklar için fizik tedavi uygulaması gerektiğini söylediğini ifade ederek, "Silopi'de fizik tedavi imkanlarının bulunmaması çocuklarının tedavisini engellediği gibi dahada kötüleşmelerine neden oluyor. Yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekliyorum. Engelli çocuklarım fizik tedavi uygulaması ile yürüme ve konuşma kabiliyetlerinin tekrar geri kazanılması için fizik tedavilerinin aksatılmadan yapılması gerekiyor. Ancak engelli çocukların sevkleri ve gittikleri yerde uzun süre kalacak olmaları bizi zorluyor" dedi.

Baba Acer, engelli çocuklar için verilen bakıcı maaşıyla bazı imkanlarını karşıladıklarını, maddi imkansızlık nedeniyle çocuklarının her geçen gün biraz daha fiziksel fonksiyonlarını yitirmesini çaresizlikle izlediklerini söyledi. Aile olarak yetkililerden ve hayırseverlerden bu konuda gelecek yardımı beklediklerini söyleyen anne Delile Acer, "Çaresizlik içinde çocuklarımın gözlerimizin önünde erimesini izliyoruz. Ç ocuklarım yürüyemiyor, konuşamıyor. Hastalığını da bilmiyoruz. Nereye götürdüysek 'fizik tedavi' dediler. Film ve Emar'dan bişey çıkmadı. Tedavide burada yetersiz. En büyük çocuğum Vahide 8 yaşına kadar yürüyordu. Diğerleri 1 yaşına kadar hiç bişeyleri yoktu. Anne karnındayken doktorlar hiç bir şeyi yok dediler. 1 yaşından sonra çocukları Adana'da doktora götürdük hastalığı ile ilgili birşey demedi. Ancak, fizik tedavi yapılmasını istedi. Bir şeyi yok bu çocuklar mutlaka yürür dediler. Yemeklerini banyolarını hepsini ben yapıyorum. Yemekleri çiğnemiyorlar. Önce konuşuyorlardı. Ersin anne baba diyor diğerleri hiç konuşmuyor. Günden güne kötüye gidiyorlar. Yetkililerden doktorlardan ve hayırseverlerden yardım bekliyorum. Çocuklarım yürüsün başka bişey istemiyorum"dedi.

Görüntü Dökümü:

-Engelli çocuklar

-Çocuklara ayaklık giydirilmesi

-Çocuklardan detaylar

-Anne Delile Acer'in konuşması

-Çocukların üstlerin değiştirilmesi

-Annenin çocuklara su içirmesi

-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ,-

==================================================

BBP'den MHP'li Akçay'a tepki

BALIKESİR'in Ayvalık ilçesini ziyaret eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, partilerini itibarsızlaştırma çabaları nedeniyle MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay'ı eleştirdi.

Balıkesir'de partisinin İl İstişare toplantıları nedeniyle bulunduğunu belirten BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, 24 yıllık bir siyasi parti olarak kongre hazırlığı içinde olduklarını kaydetti. BBP'nin iktidar olmak adına ilkelerinden taviz vermediğini dile getiren Ahmet Gürhan, MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay'ın MHP'den istifa edenler için, 'BBP'den de beter olacaklar' sözüne yanıt verdi. Gürhan, partilerini itibarsızlaştırmak amacıyla eleştiriler yapıldığını savunarak "BBP, ilkelerin partisidir. Önce millete hesap vermiştir sonrada Allah'a hesap vermesini bilmiştir. Bu yüzden de biz bu tür söylemlere dönüp de bakmıyoruz bile. Biz doğru bildiğimiz yolda devam ediyoruz. Biz, projelerin partisiyiz. Biz milletin menfaati için doğrunun yanında oluruz. Bugünlerde ortaya çıkıp da insanların 'proje' diye ortaya koydukları şeylere, biz dönüp gülüyoruz. Henüz parti bile olamadan, projelerini söyleyen arkadaşların aslında hiçbir projesi yok. Bize 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin adını değiştireceğiz. Külliyenin önüne tabela koyacağız' diyorlar. Bu; millete hizmet etmek değildir. Külliye'nin yanına bir üniversite koyarsınız, ha o zaman millete hizmet edersiniz. Külliye'nin adını değiştirmek, millete hizmet değildir. Jandarma Genel Komutanlığı'nın tabelasını değiştirin, Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapın. Tabela değiştirmekle siz hizmet edemezsiniz. Siz, Hava Kuvvetleri filonuzu geliştirirniz. Filoları kapatmak, filoları küçültmek, Cumhurbaşkanlığı makamını küçültmeye çalışmak bize bir fayda sağlamaz. Siz oraları büyütün. Külliyenin yanına okullar yapın, üniversiteler yapın. Biz de diyelim ki; 'Tamam. Millete hizmet etmek için proje üretilmiş. Ortada proje var'… Bu yüzden de; tabelaları indirmek, yıkmak, kırmak millete hizmet etmek değildir" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan'ın açıklamalarından görüntü.

Haber - Kamera: Tuncel YILMAZ/ AYVALIK (Balıkesir),

=================================================

Engelliye özel deniz aracı

ANTALYA'nın Kumluca İlçesi'ne bağlı turistik Adrasan tatil merkezine gelen engelli Yusuf Pektaş'ın denize daha kolay girebilmesini sağlamak amacıyla belediye tarafından özel araç alındı.

Kumluca Belediyesi tarafından yaklaşık 10 yıldır Adrasan'a tatile gelen bedensel engelli 16 yaşındaki Yusuf Pektaş'ın denize daha kolay girebilmesi için özel engelli aracı satın alındı. Vatandaşın ve engellilerin tesislerden denize yürümesini kolaylaştırmak için de ahşaptan platform yaptırıldı.

Yusuf Pektaş, "Ankara'dan geldim. 10 yıldır geliyorum. Kumluca Belediyesi'ne çok teşekkür ediyorum. Denizi çok seviyorum. Denizden çıkmıyorum" dedi.

Baba Ahmet Pektaş, "Tatil için geldik. Belediye başkanımızı kaldığımız otele davet ettik, tanıştık. Denize gitmekte zorluk çektiğimizi söyledik. Bize tahta yol yaptı. Bu gün tekerlekli araç geldi, deneyeceğiz" diye konuştu.

Anne Ayşe Pektaş, şöyle dedi: "Buralara geldiğimizde tahta yollar yoktu. Denize girmekte zorlanıyorduk. Çocuğumuzla denize girip çıkmak zor oluyordu. Başkanımız buralara gelmişti. Biz de gördük. Kendisinden hizmet istedik. Sağ olsun bizleri kırmadı. Şimdi Yusuf'un denize kolay girebilmesi için yeni bir engelli araç gönderdi. Bundan sonra denize daha kolay girebileceğiz. Daha kolay olacak. Bu konuda destekte bulunan herkese çok teşekkür ederiz. Yusuf Ankara'dan buraya gelmeyi iple çekti. Denizden çok fayda görüyor. Denizi çok seviyor. Fizik tedavisinde de çok yardımcı oluyor."

Kumluca Belediye Başkan Yardımcısı Süleyman Falay da "Belediyemize gelen talep üzerine Yusuf Pektaş'a özel engellilerin denize girmesi için tasarlanan araçtan satın aldık. Belediyemiz Kültür ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından temin edilen bu araç sayesinde Yusuf bundan sonra denize daha kolay girebilecek" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

RÖP 1: engelli Yusuf Pektaş

RÖP 2: Ahmet Pektaş (baba)

RÖP 3: Ayşe Pektaş (anne)

Yusuf'un kaldığı otelden yapılan özel araçla çıkması

Yusuf'un engelli deniz aracı ile sahile gelmesi

Yusuf'un denize girmesi

Babasının Yusuf'a denize girmekte yardımcı olması

Detaylar

HABER- KAMERA: Ramazan SARIKAYALI/KUMLUCA,

==============================================

13 yaşındaki kızına tecavüz edeni öldüren şüpheli, 15 yaşındaki kızla evlenmek istemiş

ADANA'da kızı 13 yaşındaki F.N.B.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla 17 yaşındaki Muhammet Reşit Yıldırım'ı tabancayla öldüren 33 yaşındaki Emrah Bulut'un, Suriyeli 15 yaşında bir kızla evlenmek için olay çıkartıp karakolluk olduğu ortaya çıktı. Bulut'un, yaşı küçük olduğu için kendine kızlarını vermeyen Suriyeli aileyi ölümle tehdit ettiği ifade edildi.

Merkez Yüreğir İlçesi'nde 14 Ağustos'ta bir elektronik firmasında çalışan Muhammet Reşit Yıldırım, işyerinin kamyonetine bindiği sırada, Emrah Bulut'un tabancalı saldırısına uğradı. Yıldırım'a 4 el ateş ederek yaralayan Emrah Bulut, kaçmaya çalışırken polisler tarafından suç aleti tabanca ile yakalandı. Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Yıldırım ise, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Emrah Bulut, adliyeye sevk edilirken, "Öldürdüğüm kişi 13 yaşındaki kızıma tecavüz etti. Ben bu cinayeti, başka kızların başına gelmesin diye işledim" derken, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. Muhammet Reşit Yıldırım ile sevgili olduklarını ve isteyerek ilişkiye girdiklerini söylediği öne sürülen F.N.B. ise, psikolojisi bozulduğu için Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde tedaviye alındı.

EVLENMEK İSTEDİĞİ ÇOCUĞUN AİLESİNİ ÖLÜMLE TEHDİT ETMİŞ

Sosyal medyada serbest bırakılması için kampanya başlatılan Emrah Bulut'un, cinayetten 8 gün önce 15 yaşındaki Suriyeli sığınmacı C.N. ile evlenmek istediği ortaya çıktı. Pazar yerlerinde tezgahtarlık yapan Emrah Bulut'un, alışveriş sırasında gördüğü ve aynı mahallede oturan C.N. ile evlenmek istemesine küçük kızın ailesi izin vermedi. İddiaya göre, C.N.'nin ailesiyle birlikte kaldığı evine giden Emrah Bulut, evliliğe karşı çıkan küçük kızın babası A.N. ile tartışıp ölümle tehdit etti. Olay yerine çağrılan polislere de zorluk çıkartan Emrah Bulut, biber gazı sıkılıp etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı. Polis merkezinde ifade veren A.N., "Kızımla evlenmek isteyen Emrah Bulut'a, kızımın küçük olduğunu belirterek evlenmesine izin vermeyeceğimi söyleyince evimi bastı. Kızımı zorla almak istedi, beni ölümle tehdit etti" dedi.

İddiaları reddeden Emrah Bulut ise, "Pazarda gördüğüm C.N.'nin 18 yaşında olduğunu söylemişlerdi. Evlenecektik. Alışveriş için benden 3 bin lira aldılar. Sonra 20 bin lira istediler. Veremeyeceğimi söyleyince tartıştık. Bunun üzerine daha önce verdiğim 3 bin lirayı isteyince kavga ettik. Kimseyi tehdit etmedim" diyerek kendini savundu.

Bu olay nedeniyle hakkında 'Tehdit ve görevli memura mukavemet' suçlamalarından soruşturma başlatılan Emrah Bulut'un tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı, cinayet olayından sonra da Suriyeli A.N.'nin şikayetinden vazgeçtiği kaydedildi.

Haber: Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, -

==========================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement