Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-5

Şeyh Hadid Beldesi de kurtarıldıTSK'nın sürdürdüğü 'Zeytin Dalı Harekatı' kapsamında, Afrin'in Şeyh Hadid Beldesi de terör unsurlarından arındırıldı.

04.03.2018 12:52
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şeyh Hadid Beldesi de kurtarıldı

TSK'nın sürdürdüğü 'Zeytin Dalı Harekatı' kapsamında, Afrin'in Şeyh Hadid Beldesi de terör unsurlarından arındırıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak'ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı kapsamında TSK ve ÖSO güçleri Afrin'in doğusundaki Şeyh Hadid beldesinde çatışmaların ardından öğle saatlerinde kontrolü sağladı. Belde dışında direnen bazı teröristler ile çatışmalar yaşandığı belirtilirken, harekat kapsamında Bülbül ve Raco'nun ardından Şeyh Hadid ele geçirilen üçüncü belde oldu.

Haber: HATAY - KİLİS

==================================

Afrin'de 2 köy daha teröristlerden temizlendi

Suriye'nin Afrin kentinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda Türk Silahlı Kuvvetleri ile Özgür Suriye Ordusu'nun ilerleyişi sürüyor. Bu sabah saatlerinde Şeran beldesine bağlı Ali Bedirli ve Kırıklı köyleri de PKK/ YPG'den alındı. Teröristlerden arındırılan iki köyde tuzaklanan patlayıcıların bulunup imha edilmesi için çalışmalar başladı.

Böylece, Afrin'de bu iki köyle birlikte terörden arındırılan nokta sayısı 130'a ulaştı.

Haber: HATAY - KİLİS

======================================

TIR'ın açılan brandası, otomobilin tekerleğine sıkıştı: 4 yaralı

BURSA İnegöl ilçesinde TIR'ın dorsesinin açılan brandası, karşı yönden gelen otomobilin ön tekerleğine sıkıştı. Takla atan otomobildeki 1'i çocuk, 4 kişi yaralandı.

Kaza, İnegöl- Domaniç karayolunda meydana geldi. Kütahya'nın Domaniç ilçesinden Bursa'nın İnegöl ilçesine giden Musa Kurt yönetimindeki 34 NT 7259 plakalı TIR'ın dorsesini kapatan branda açıldı. TIR'ın taşıdığı beşer kiloluk bidonlardaki su yola saçılırken, sürüklenen branda ise karşı yönden gelen Mahmut Akay (38) yönetimindeki 16 Z 0646 plakalı otomobilin sol ön tekerleğine sıkıştı. Kontrolden çıkan otomobil, yolun sağındaki bariyerlere çarparak takla attı. Kazada, otomobil sürücüsü Akay ile yanındaki Rabia Akay (9), Ahmet Akay (73) ve Ahmet Durgut (72) yaralandı.

Olay yerine sevk edilen İnegöl İtfaiye Arama Kurtarma ekipleri ve diğer sürücüler tarafından otomobilden çıkarılan yaralılar, ambulanslarla İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

SULARI ARAÇLARINA YÜKLEYİP GÖTÜRDÜLER

Kaza sırasında TIR'ın dorsesinden yola dağılan suların bir kısmı ise yoldan geçen bazı sürücüler tarafından araçlarına yüklenip götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Kaza yeri genel görüntü

Suları alan sürücülerin görüntüleri

Yaralıların görüntüleri

Detaylar

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), -

===================================================

Kaçırılan eserler için 1 milyon imzayla UNESCO'ya başvuracak

ANTALYA Tanıtım Vakfı (ATAV), Antalya'dan yurt dışına kaçılan 8 tarihi eserin iadesi için 'Eserler Ait Olduğu Yerde Güzeldir' adlı proje başlattı. Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali'ne bu eserlerin fotoğraflarından oluşan sergi açılacak, Nereidler Anıtı'nın replikası konulacak. Gelen her turistle anket yapılacak ve eserlerin iadesi için hedeflenen en az 1 milyon imza UNESCO'ya gönderilecek.

Antalya turizminin önemli sivil toplum örgütlerinden ATAV, Türkiye'nin ve Antalya'nın kanayan yarası, geçmiş dönemlerde yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi için proje başlatıyor. Projede, Antalya'dan kaçırılan ve çeşitli ülkelerin müzelerinde sergilenen Nereidler Anıtı, Harpy Anıtı, Payava Lahdi, Ksanthos F-G-H Anıtı, Trysa Antik Kenti'nden Trysa Heroonu ve Sion Definesi, Myra Kaya mezarlarından bir çocuk kabartması, Perge Antik Kenti'nden Tyke Heykeli'nin iadesi isteniyor. ATAV'ın bu yıl çıkartılan 'Memleketim Antalya' takviminde de kullanılan Antalya'nın yurt dışına kaçırılan arkeolojik eserlerinin iadesi için başlatılan projeye 'Eserler Ait Olduğu Yerde Güzeldir' adı verildi.

NEREİDLER ANITI'NIN REPLİKASI

Proje hakkında bilgi veren ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege, Antalya Havalimanı işbirliğiyle nisan ayında turizm sezonu açılışında, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminal 1 ve Terminal 2'de Nereidler Anıtı'nın replikasının da sergileneceğini söyledi. Ayrıca gümrükten bagaj alımına kadar oluşturulacak tünelde şu anda yurt dışında sergilenen eserlerin fotoğraflarına yer verileceğini belirten Yeliz Gül Ege, "Misafir gümrük kapısından geçip bagaj alma kısmına ulaşana kadarki alanda yurt dışına kaçırılan bu eserlerimizi görebilecek" dedi.

TURİSTLERE ELMALI SİKKESİ

Sonrasında da her misafire bir anket sunulacağını anlatan Ege, bu ankette 'Eserler ancak ve ancak ait olduğu topraklarda güzeldir, katılıyor musunuz" diye tek soru yöneltileceğini, 'evet' veya 'hayır' diye iki şıktan oluşacağını söyledi. Ege, ankete katılarak 'evet' yanıtı verenlere bir tarafında Antalya logosu bulunan ve Antalya Müzesi'nde sergilenen 'Yüzyılın Hazinesi' olarak kabul edilen Elmalı sikkelerinin bakıra baskılı kopyalarından armağan edileceğini kaydetti.

EN AZ 1 MİLYON İMZA HEDEFLENİYOR

Toplanan bütün imzaların UNESCO ile paylaşılacağını belirten Yeliz Gül Ege, "Bu konuda UNESCO'nun da kamu spotları var. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da kaçırılan eserlerimizin geri getirilmesine yönelik ciddi çalışmaları var ve buna da katkıda bulunmak istiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, UNESCO'ya 1-2 milyon imza gönderdiğimizi? Antalya'ya gelen turist potansiyeline baktığımızda, o kapıdan geçen herkes kaçırılan bu eserlerimizi görecek ve çoğunluğunun da anketimizi imzalayacağını düşünüyorum. Antalya'ya gelen turist sayısıyla kıyasladığımızda en az 1 milyon imza toplayacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.

KAÇIRILAN ESERLER NEREDE?

NEREİDLER ANITI: Milattan Önce 400 yıllarına tarihlenen ve İon tapınağı görünümlü anıt mezarların Anadolu'daki ilk ve en önemli örneği olan Nereidler Anıtı, Antalya'nın Kaş İlçesi'ndeki Xanthos Antik Kenti'nden 1840 yılında İngiliz arkeolog Charles Fellows tarafından çalındığı biliniyor ve British Museum'da sergileniyor. 4x6 sütunlu anıtın çevresinde sütunlar arasında durduğu sanılan 12 heykel var. Bunların çoğu, mezara da adını veren deniz perileri Nereidler'den oluşuyor. Bugün yerinde boş tepe bulunuyor.

HARPY ANITI: Xanthos Antik Kenti'nden kaçırılan ve bugün British Museum'da sergilenen Harpy Anıtı, M.Ö. 5'inci yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Yarı insan, yarı kuş yaratık Harpiler'den adını alan anıt mezar, 30 ton ağırlığında, dikdörtgen ve tek kayadan yontulan 5.5 metre yüksekliğinde, dört ayak üzerinde yükselen ve kapısı olan bir gömüt odası. Dört cephesinde mezar sahibinin yaşantısından kabartmalar bulunan anıt mezarın yerinde bugün sadece çıplak kalmış kulesi bulunuyor.

PAYAVA LAHDİ: Yine Xanthos'tan kaçırılan M.Ö. 370-360 yıllarına ait anıtın bir yüzünde huzura kabul sahnesi ile üstte iki satırdan oluşan Pers Satrabı Autophradates'in adını veren Likçe yazıt bulunuyor. Diğer yüzünde ise savaş sahnesi ile kabartmanın üst kısmında bir satır halinde bu anıtı Payava'nın yaptırdığını bildiren Likçe yazıt var. Semerdam biçimli kapağın uzun yüzlerinin her ikisinde de dört atlı araba ile birer sürücü kabartması bulunuyor. Payava Anıtı da 1842 yılında Charles Fellows tarafından British Museum'a götürüldü.

TRYSA HEROONU: M.Ö. 380 yıllarına ait Demre ilçesindeki Trysa Antik Kenti'nden çıkartılan ve 1880'li yıllarda yurt dışına kaçırılan Trysa Heroonu, Viyana'daki Sanat ve Tasarım Müzesi'nde sergileniyor.

SİON HAZİNESİ: Kumluca sınırlarındaki Korydalla Antik Kenti'nde 1963 yılında bulunan ve M.S. 6'ncı yüzyıla tarihlenen altın ve gümüşten yapılmış, litürjik kilise eşyaları, levhalar, ayaklı kaplar, küçük sütunlar, sütun kaideleri, başlıklar ve ikonografik kaplamalardan oluşan 15 parçalık define, 1900'lü yıllarda Georges Zagos tarafından kaçırılmış ve ABD'nin Dumbarton Oaks Müzesi'nde sergileniyor.

KSANTHOS F-G-H ANITI: İÖ 390-380 yıllarına ait anıt, 1841 yılında İngiliz arkeolog Charles Fellows tarafından İngiltere'ye götürüldü. Ksanthos'tan kaçırılan eser, şu an British Museum'da sergileniyor.

TYKE HEYKELİ: Roma döneminde yapılan ve Perge'den götürülen heykel, şu an Belçika'da sergileniyor.

ÇOCUK KABARTMASI: Myra Kaya Mezarları'ndaki çocuk kabartması, İÖ 4. Yüzyıl'a ait. Kabartma halen Atina Müzesi'nde bulunuyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------

Havalimanı dış plan görüntü

Turistlerden görüntü

RÖP: Yeliz Gül Ege

Müze dış plan görüntü

Müze içi eserlerden görüntü

HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

===========================================

Suriyeli Sibra'dan Mehmetçiğe duygu dolu mektup

MERSİN'in Anamur ilçesindeki Hidayet Sinanoğlu İlköğretim Okulu'nda eğitim gören birinci sınıf öğrencisi Suriyeli Sibra Bazan, Afrin'de mücadele eden Mehmetçik için mektup yazarken babası Mahmut Bazan'ın 3 yıl önceöldüğünü hatırlayınca gözyaşlarına boğuldu.

Arkadaşları ile birlikte yazdığı mektubu okumak için ayağa kalkan küçük kız, şehit olan askerlerin cennete gitmelerini isteyerek dua etti. Bu sırada babası aklına gelen Sibra, daha sonra ağlayarak sınıf öğretmeni Füsun Nizamoğlu'na sarıldı. Sibra'yı sakinleştirmek için sarılan öğretmen ve sınıftakiler de duygusal anlar yaşadı. Küçük kızı teselli etmeye çalışan öğretmen Nizamoğlu, "Onlar şimdi cennette. Mehmetçiğimiz ülkenizi teröristlerden temizleyecek, sizde inşallah memleketinize döneceksiniz. Öldüren teröristler cehenneme gidecek, senin baban şehit Mehmetçiklerimizle birlikte cennette" dedi.

Yaşı büyük olmasına rağmen Türkçe bilmediği için okula birinci sınıftan yazılan Sibra, gözyaşlarını silip arkadaşları ile mektup yazmaya devam etti. Askere duygularını anlatan mektuplar yazan öğrenciler, mektuplarının yanına birer çift çorap koyarak Mehmetçiğe ulaştırılması için İlçe Jandarma Bölük Komutanlığından gelen ekiplere teslim etti.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Suriyeli kızın duası ve mektup okuması

-Öğretmenine sarılması

-Öğretmeninin teselli edişi

-Öğrencilerin mektuplarının görüntüleri

-Müdürün açıklaması

-Öğrenci İstiklal Marşı okurken

-Okul önünden görüntüler

-Jandarma paketi teslim alırken

-Paket jandarma aracına konurken

Haber-Kamera: Mithat ÜNAL/ ANAMUR, (MERSİN),

================================================

Kadınlarda taş hastalıkları arttı

ÇUKUROVA Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Arıdoğan, son yıllarda erkeklere oranla kadınlarda daha fazla böbrek taşı görüldüğünü belirterek, "Özellikle beslenme alışkanlıkları ve hava durumunun değişmesi, belki küresel ısınma, bilemiyorum ama taş hastalıklarının artışına sebep oluyor" dedi.

Minimal İnvaziv Üroloji Derneği tarafından düzenlenen '5. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi', Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'ndeki Susesi Otel'de yapıldı. Kongreye, Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi alanından yaklaşık 350 hekim katıldı. Birçok konuda son gelişmelerin detaylı ele alındığı kongrede 31 oturum gerçekleştirildi.

Kongrenin basın toplantısında konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ender Özden, ilk böbrek naklinin 1954 yılında ABD'de yapıldığını hatırlatarak, "Ülkemizde ise 1975 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. O günden bugüne kadar böbrek nakliyle ilgili çok iyi sonuçlar alınmaya başlandı. Bu iyi sonuçların nedenlerine baktığımızda daha çok, böbreğin vücuttan reddini engelleyen ilaçlardaki gelişmeden kaynaklandığını görüyoruz" dedi.

DOĞUM KANALINDAN İLK BÖBREK NAKLİ

İlk defa 2009 yılında Avrupa'da laparoskopik yöntemle böbrek nakli gerçekleştirildiğine dikkati çeken Doç. Dr. Ender Özden, bundan bir yıl sonra ABD'de bir ekibin robot yardımlı böbrek naklini gerçekleştirdiğini söyledi. Doç. Dr. Özden, "Ülkemizde ise ilk laparoskopik böbrek naklini, Kasım 2015'te çalıştığım üniversitede benim başkanlığımdaki ekiple gerçekleştirdik. 2015 yılından bu yana toplam 14 hastaya bu yöntemle, kadavradan elde edilen böbrekler takıldı. Sonrasındaysa ise bu yöntem bir sonraki aşamaya taşındı ve geçen yıl 2 kadın hastaya herhangi bir kesi yapılmadan vajinal yolla batın içerisine yerleştirilen böbrek yine laparoskopik yöntemle diyalize bağımlı hastalara nakledildi. Bu zor yöntemin tercih edilmesindeki temel düşünce, böbrek nakli yapılacak hastalara laparoskopik yöntemin avantajlarını yaşatırken, komplikasyon dediğimiz yan etkilerin oranını en az düzeyde tutmaktı" diye konuştu.

PROSTAT KANSERİ TANISINDA YENİ METODLAR

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen de, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanserken, ölüme neden olan kanserler arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi. Yakın geçmişte manyetik rezonans görüntüleme teknolojisindeki gelişmeler sayesinde prostat içinde kanser şüphesi olan bölgelerin daha yüksek oranda tespit edilebilir hale geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, şöyle konuştu:

"Prostat kanseri tanısında transrektal ultrason yardımlı biyopsi halen en yaygın kullanılan tanı metodu. Transrektal ultrason her ne kadar prostatın spesifik anatomik bölgelerini veya görülebilen lezyonları hedeflemede kullanışlı olsa da tek başına görüntüleme yöntemi olarak prostat içindeki lokalize kanseri saptamada magnetik rezonans (MR) ile karşılaştırıldığında yetersiz kalmaktadır. MR teknolojisindeki gelişmeler ve yenilikler, özellikle 3 Tesla denilen yüksek çözünürlükteki cihazların gelişmesiyle birlikte prostatın daha iyi değerlendirilebilmesi artık mümkün hale gelmiştir. MR ile elde edilen görüntülerde özellikle saldırgan kanser odakları yüksek oranda tespit edilebilmektedir. Biyopside kullanılan iğnenin sapma olmadan kanserli bölgeye yüksek doğrulukta ulaşması sağlanabiliyor. Navigasyon özelliği kanser şüphesi olan bölgenin yerini gösteriyor. Bu teknoloji sayesinde doğru yerden parça alınması mümkün oluyor."

Prostat kanseri ameliyatının insanlarda ciddi hasarlar bırakan bir ameliyat olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu ameliyatlardan sonra erkeklerin korkulu rüyası olan iktidarsızlık, idrar kaçırma büyük risklerdir. Bu ameliyatların yüzde 30'u gereksiz olduğu bildirilmiştir. Fakat yeni gelişen yöntemlerle gereksiz tedaviden uzak kalındığı gibi, ameliyatsız tedaviler de mümkün. Günümüzde prostat kanseri erken evrede yakalandığında ve doğru tedavi uygulandığında başarı oranı yüzde 90'ların üzerine çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar tarama yoluyla prostat kanserinden ölüm oranının yüzde 30 oranında azaldığını göstermiştir. Hastalığın erken teşhis edilmesi halinde tedavi başarısı artacaktır. Tanı anında kanser sadece prostatla sınırlı ise hastanın tamamen iyileşme şansı çok yüksektir."

TAŞ HASTALIKLARINDA ARTIŞ

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Arıdoğan ise böbrek taşının nedenleri ve tedavilerini anlattı. Son yıllarda böbrek taşında artış yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Arıdoğan, "Eskiden böbrek taşı erkeklerde daha fazlaydı. Şimdi ise kadınlarda daha sık görülmeye başlandı. Özellikle beslenme alışkanlıkları ve hava durumunun değişmesi, belki küresel ısınma, bilemiyorum ama taş hastalıklarının artışına sebep oluyor" dedi.

Taşların insan vücudunun bazı yerlerinde oluştuğuna işaret eden Prof. Dr. Arıdoğan, şunları söyledi:

"Taşlar insanın idrar torbasında, idrar torbası ile böbrek arasında ya da böbrekte olabilir. Öncelikle, taş oluşumunu engellemek için dengeli beslenme ve sıvı alımına dikkat etmemiz gerekiyor. Belli bir yiyeceği aşırı yeme alışkanlığımız varsa bunu değiştirmemiz lazım. Eğer taş oluşumu engellenemiyorsa o zaman çeşitli cerrahi yöntemler devreye giriyor. Aşağıdan, idrar kanalından girerek taşı kırarak, parçalayarak alabiliyoruz. ya da sırttan bir delikle böbrek içine girip taşı kırıp alıyoruz. Taş alındıktan sonra 8-10 yıl içerisinde tekrarlama riski yüzde 50'lere kadar çıkıyor. Dolayısıyla taş alındıktan sonra beslenme alışkanlığına dikkat etmekle birlikte mutlaka yılda en az bir kez kontrole gitmemiz gerekiyor."

Türkiye'de en sık taş hastalıklarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Atilla Arıdoğan, "Ancak ülkemizin geneli taş hastalığı açısından yoğun görülen bir konumdayız. Dünyada yüzde 12 insanda bir taş oluyor. Bu demektir ki birtakım genetik faktörler de taş oluşumunda önemli rol oynuyor. Soda ve maden sularının aşırı tüketimi de taş oluşumuna neden olabiliyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Toplantıya katılan doktorların görüntüsü

Doktorların konuşmasından görüntü

Toplantıyı takip eden gazetecilerden görüntü

Doç. Dr. Ender Özden röp

Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen röp

Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen röp

Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,

===============================================

Ali Yalçın: Küresel emperyalizmin şah damarı Fırat Kalkanı'nda kesildi

MEMUR- Sen ve Eğitim- Bir- Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Türkiye, küresel emperyalizmin ve istilacı Siyonizm'in şah damarını Fırat Kalkanı Harekatı'nda kesti" dedi.

Eğitim- Bir- Sen Afyonkarahisar 1 Nolu Şubesi tarafından bir düğün salonunda 'Eğitim- Bir- Sen Genel Başkanı Üyelerle Buluşuyor' programı düzenlendi. Memur- Sen ve Eğitim- Bir- Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın konuşmacı olduğu programı Ak Parti Afyonkarahisar milletvekilleri Ali Özkaya ve Hatice Özkal, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Ak Partili Burhanettin Çoban, İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle sendika üyeleri takip etti.

Programda konuşan Ali Yalçın, Türkiye'nin güney sınırlarında olup biteni doğru görmek gerektiğini belirterek, "Şu an yanı başımızda cereyan eden hadise sıradan bir hadise değil. Türkiye'nin güney sınırlarındaki olay, Oded Yinon Planı'nın sahaya sürülmüş halidir. Irak konusu çözüldü. Libya diye bir devletten bahsedilebilir mi? Tabi ki mümkün değil. Mısır ipotek altına alındı. İslam ülkeleri kadife devrimlerle yerle bir ediliyor" dedi.

2000 yılından sonra Türkiye'ye karşı 9 hamle yapıldığına dikkati çeken Yalçın, "9 hamlenin tamamında da bu millet ayakta kalmayı başardı. Fırat Kalkanı ile başlayıp Afrin'de devam eden Zeytin Dalı Harekatı'na kadar devam eden süreci okumakta ve anlamakta zorlanıyorsak, bu konuda çok okumak zorundayız. Türkiye küresel emperyalizmin ve istilacı Siyonizm'in şah damarını Fırat Kalkanı Harekatı'nda kesti. Şu an Afrin'de küresel teröre karşı bir süpürme harekatı yaparak, 'Bunu başaramayacaksınız. Topunuz gelin' diyor. Bu akıl doğru bir akıl" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Genel Başkan Ali Yalçın'ın salona gelişi

Genel Başkanın üyeler ile selamlaşması

Genel Başkanın oturduğu masadan detay

Salondan genel detay

Genel Başkan Ali Yalçın'ın konuşması

HABER- KAMERA: Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR,

===========================================

Runatolia'da zafer Türk ve Rus sporcunun

ANTALYA'nın fethinin 811'inci yılı kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen 13. Uluslararası Antalya Runatolia Maratonu Fetih Koşusu'na 26 ülkeden 8 bin 280 atlet katıldı. Maratonu erkeklerde 2 saat 33 dakika 12 saniyeyle Murat Kurtak,  kadınlarda 2 saat 49 dakika 8 saniyeyle Rus Olesya Nurgalieva ilk sırada tamamladı.

Antalya'da bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Uluslararası Antalya Runatolia Maratonu Fetih Koşusu, Antalya Kültür Merkezi önünde başladı. Yarışta 10 kilometrelik koşuda 5 bin 500, 21 kilometrelik yarı maratonda 2 bin 500 sporcu, 42 kilometrelik maratonda 280 sporcu koştu. Maratonun startını, Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Başsavcı Ramazan Solmaz, Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya verdi. Vali Karaloğlu, İl Emniyet Müdürü Uzunkaya, Başsavcı Solmaz, Başkan Türel ile eşi Ebru Türel 10 kilometre koşusunda yarıştı.

Profesyonel sporcuların da katıldığı maratonu çok sayıda sporsever izledi. Yarışa tekerlekli sandalye ile katılanlar ve bebekleriyle koşanlar dikkati çekti. Bazı sporcular organ bağışı, çocuk evliliği, çocuk istismarı, engellilerin sorunları gibi konular hakkında pankart taşıyarak koştu.

Yarışmada 42 kilometre maratonda erkeklerde Murat Kurtak, kadınlarda Olesya Nurgalieva, 21 kilometre yarı maratonda erkeklerde Üzeyir Söylemez, kadınlarda Nevin Şahin, 10 kilometrelik koşuda erkeklerde Etiyopyalı Fetene Alemu Regasa, kadınlarda Tuğba Güvenç birinci oldu. Dereceye giren sporculara madalyaları verildi.

İP ATLAYARAK 42 KİLOMETRE KOŞTU

Yarışta 42 kilometrelik maratonda yer alan Volkan Yıldız da iple atlayarak koşusunu tamamlayıp, dünya rekoru kırdı. Koşuda düşmeden, ipe takılmadan ve su içmeden 3 saat 29 dakika 54 saniyede bitiş çizgisine ulaşan Volkan Yıldız, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi hedefliyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Müzik eşliğinde ısınanların görüntüsü

Koşu için hazırlananlardan görüntü

Startlardan görüntü

Vali ve protokol üyelerinin koşarken görüntüsü

Bebek arabaları ile koşanlardan görüntü

Köpeği ile koşan yarışmacı

Yaşlı iki kadının görüntüsü

Koşanların görüntüsü

Finişe gelen sporcuların görüntüsü

Finişe gelen babasına karşılayan küçük çocuğun görüntüsü

HABER: Tolga YILDIRIM- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

==================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement