Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

(ÖZEL)1)SURİYELİ YETİM VE ÖKSÜZ ÇOCUKLARA YUVASURİYE'de iç savaşın başlamasının ardından 1 milyonu aşkın çocuk yetim ve öksüz kaldı, binlerce kadın da eşini kaybetti.

28.02.2018 11:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

(ÖZEL)

1)SURİYELİ YETİM VE ÖKSÜZ ÇOCUKLARA YUVA

SURİYE'de iç savaşın başlamasının ardından 1 milyonu aşkın çocuk yetim ve öksüz kaldı, binlerce kadın da eşini kaybetti. Baba ve ya annelerini çatışma, saldırı veya bombardımanda kaybeden çocukların bazıları Suriye'nin Türkiye sınırına yakın noktalarında kurulan yetimhanelerde koruma altına alındı. Yakınları ile Türkiye'ye geçerek sınır kentlerinde yaşayan yetim ve öksüz çocuklar ise Türkiye'de kurulan merkezlerde eğlenerek öğrenme metodu ile savaş psikolojisinden kurtarılıyor. İç karışıklık ile birlikte milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği, evini terk etmek zorunda kaldığı Suriye'de, savaşın faturasını en çok çocuklar ödüyor. İç savaşta anne ve ya babalarını kaybeden çocuklara, Suriye'nin Türkiye sınırına yakın noktalardaki bölgelerde kurulan yetimhanelerde barınmalarını ve eğitim almalarını sağlayan Türkiye ve yardım kuruluşları sahip çıktı. Suriye'de savaş mağduru çocuklara kucak açan kuruluşlardan biri olan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı aynı zamanda sınır kentlerinde de çocuklara ve ailelerine destek veriyor. Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından nüfusundan daha fazla Suriyeliye ev sahipliği yapmasıyla gözlerin çevrildiği sınır kenti Kilis'te, İHH İnsani Yardım Vakfı yetim çocuklar için anaokulu açtı. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün öğretmen desteği verdiği okulda, 75 çocuk aile sıcaklığında eğlenerek yeni şeyler öğrenirken, savaşın üzerlerinde yarattığı olumsuz psikolojiden de uzaklaştırılıyor. Anaokulunda eğitim gören Suriyeli çocuklar burada hem yeni yaşamlarına alışıyor hem de yeni şeyler öğreniyor.

Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına göre çocuklara, anaokulu eğitiminin yanı sıra Türkçe öğrenmeleri için de kurslar düzenleniyor. Savaşın korkunç yüzünü yaşayan çocuklara okulda hem eğitim veriliyor, eğlenmeleri sağlanıyor. Çocuklar burada müzik eşliğinde resim yapıp, sınıflar arası oyun ve yarışmalara katılıyor.

Suriye'de bombardıman sırasında anne ve babasını kaybedip 2 ağabeyiyle yaşamını Kilis'te sürdüren Sene Vaki, anaokulunda kötü günlerini unutmaya çalışıyor. Savaşta babasını kaybeden Şam Hatip ile İbrahim Dabul da kendileri için açılan okulda sevgi ve eğitimi bir arada görerek yüzü gülen çocuklardan oldu.

Anaokulu öğretmenlerinden Duygu Şenyüz, çocuklara sevgi ile yaklaşarak yaşama tutunmalarını sağladıklarını kaydetti. Şenyüz, okuldaki çocukların tek isteklerinin sevgi olduğunu belirterek, "Buradaki çocuklar, anne ve babalarını kaybetmişler. Bu nedenle özel bir ilgi istiyorlar. Sevgiye ihtiyaçları var. Biz bunu gösteriyoruz. Gelen ziyaretçilerimizden de bunu istiyoruz. Onlarını eğlenebileceği, kendilerini baskı altında hissetmeyecekleri bir eğitim ortamı da sunuyoruz. Savaş ortamından geldikleri için tek istedikleri sevgi. Çocukların genellikle babaları olmadığı içini özellikle erkek ziyaretçilerimize ayrı bir ilgileri oluyor. Bu çocuklarımız şekerden çikolatadan çok, bir aferin duymakla, saçları okşanmakla daha çok mutlu oluyorlar. Bunu da zaten gözlerinden  görebiliyorsunuz, hissediyorsunuz. Eğlenmek ve öğrenmek onlarında hakkı, gözlerinin ışıl ışıl bakması dünyalara bedel" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

Merkezin görüntüsü ve çocuklar

Sınıflarda yapılan aktiviteler

Öğretmenin çocukları eğitmesi

Öğretmenle röp.

Genel ve detay görüntüler

Taylan YILDIRIM- Güven USTA- Akın ÇELİKTAŞ/KİLİS,

===============================================

2)4 KİŞİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ OLAYDA 5 KİŞİ ADLİYEDE

BOLU'nun Seben ilçesine bağlı Çeltikdere köyünde 2 aile arasında çıkan ve 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan kavganın şüphelisi 5 kişi adliyeye sevk edildi.

Cumartesi günü Seben ilçesi Çeltikdere köyünde 2 ailenin evlerinin arasındaki odunluğun çatısının yola engel olarak traktör geçişini zorlaştırdığı gerekçesiyle Ayhan ve Zeki Büyüktopaç arasında tartışma çıktı. Tartışma, ailelerin diğer bireylerinin de katılmasıyla, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Büyüktopaç ailesinin evinin penceresinden silahla ateş açıldı. Ayhan Büyüktopaç ile eşi Emine, kız kardeşi Zekiye ve FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan uzman çavuş olan oğlu Taşkın Büyüktopaç ölürken, yeğeni Soner Büyüktopaç ise ağır yaralandı. Olay sonrası yapılan incelemede Ayhan Büyüktopaç'ın sopa darbeleri ile diğer aile bireylerinin ise açılan ateş sonucu öldüğü belirlendi. Olayın ardından, kavgaya karışan 7 kişi, jandarma tarafından gözaltına alındı. Yaşamını yitiren 4 kişi ise önceki gün toprağa verildi.

Olayda hayatını kaybeden Ayhan Büyüktopaç'ın 4 yıl önce Zeki Büyüktopaç'ı arazi meselesi nedeniyle bıçakladığı 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olduğu öğrenildi. İki aile arasında 10 yıla yakın süredir mal, mülk ve arazi meseleleri nedeniyle kavgalar yaşandığı ifade edildi.

BABA İTİRAF ETTİ

İl Jandarma Komutanlığı'nda sorguları süren şüphelilerden Zeki Büyüktopaç ifadesinde silahı kendisinin ateşlediğini itiraf ederek, oğlu Onur Büyüktopaç'ın elinde swap izi oluşması için havaya ateş ederek suçu üstlenmeye çalıştığını söyledi. İl Jandarma Komutanlığı'nda sorguları tamamlanan, Zeki Büyüktopaç, oğulları Onur Büyüktopaç, Mustafa Büyüktopaç ile dede Hasan Büyüktopaç ve büyükanne Hatice Büyüktopaç adliyeye sevk edildi. Gözaltındaki 2 şüphelinin jandarmadaki sorgusu sürüyor.

ÇATI USTASININ İFADESİ AYDINLATACAK

Bu arada, jandarma ekipleri, olay anında odunluğun çatısını yapan çatı ustasının ifadesine başvurdu. Çatı ustasının ifadesi doğrultusunda sopa darbesiyle öldürülen Ayhan Büyüktopaç'ın kimin tarafından öldürdüğü belirlenmeye çalışılacak.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

-Şüphelilerin adliyeye getirilmesi

-Adliyeden detaylar

Dosya adı: blcinayetadliye

Süre: 02: 21 Boyut: 265.5 MB

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

======================================================

3)SUNİ TENEFFÜSLE HAYATA DÖNDÜRÜLEN PREMATÜRE BUZAĞI AİLENİN MASKOTU OLDU

BURSA'nın İnegöl ilçesinde doğum süresinden bir hafta önce ölü olarak dünyaya gelen ve yapılan suni teneffüsle yaşamaya başlayan prematüre buzağı ailenin maskotu haline geldi.

İnegöl'e bağlı Alibey mahallesinde çiftliğinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Ramazan Kılıçaslan, geçtiğimiz hafta cuma günü ahırına gidince doğumundan bir ahfta önce dünyaya gelen buzağıyı görünce gözlerine inanamadı. Kılıçslan, yerde cansız yatan buzağıya beş dakika süren suni tenefüs yaptıktan sonra nefes almasını sağladı.  Ramazan Kılıçaslan çiftilk evine aldığı buzağıyı o günden sonra kaşık ile şerbet içirip biberon ile süt vererek besledi.  . Norma buzağıdan çok daha küçük olan hayvanı evinin oturma odasındaki sobanın yanında özel olarak besleyen Kılıçaslan,  "Ceylan" adını verdiği buzağı yanlarından ayırmıyor.

Veylanın evlerinin adeta maskotu olduğunu açıklayan Kılıçaslan, hayvanı görmeki için komşularının her gün evlerine geldiğini söyledi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Buzağının doğum anı

Soba yanında görüntüleri

Biberonla süt içirme görüntüleri

Elbiseli görüntüleri

Kuzu ile yanyana görüntüsü

Detaylar

Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),

======================================================

4)12 YIL SONRA İLK İŞİ KANA KANA SU İÇMEK OLDU

ÇANAKKALE'de 12 yıldır tek böbreği ile yaşam mücadelesi veren Atilla Erdoğan'a (64), Yalova'da geçirdiği trafik kazası sonrası beyin ölümü gerçekleşen İsmail Şahin'in (40) ailesi tarafından bağışlanan böbreği nakledildi. Tekrar sağlığına kavuşunca ilk işi kana kana su içmek olan Atilla Erdoğan, "Bu su bambaşka bir şey. Başka bir içeceğe benzemiyor" dedi.

Çanakkale'de yaşayan evli, 2 çocuk babası ve 1 torun sahibi Atilla Erdoğan, 2006 yılında böbrek yetmezliğine yakalandı. 12 yıldır tek böbreği ile yaşam mücadelesi verdi. Türkiye'nin birçok ilinde özel hastane ile üniversite hastanelerinin kapısını çalan Atilla Erdoğan, böbrek nakli için bir sonuç alamadı. Umutları her yıl biraz daha tükenen ve böbrek yetmezliğinin ilerlemesi nedeniyle günlük hayatında büyük sıkıntılar çekmeye başlayan Atilla Erdoğan, 1,5 yıl önce Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Organ Nakil Merkezi'ne nakil başvurusu yaptı. Atilla Erdoğan'a beklediği haber Yalova'dan geldi. 10 Şubat'ta geçirdiği trafik kazası sonrası Özel Yalova Uzmanlar Tıp Merkezinde beyin ölümü gerçekleşen İsmail Şahin'in ailesi organlarını bağışlama kararı aldı. İsmail Şahin'in bağışlanan 5 organından sol böbreği, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Organ Nakil Merkezi ekibi tarafından 12 Şubat'ta alınıp, Çanakkale'ye getirildi.

Sağlık Bakanlığı'nın gönderdiği liste sıralamasına göre, Organ Nakil Merkezi'ne çağrılan 5 hastada yapılan tetkiklerde doku uyum testleri Atilla Erdoğan'a uyumlu çıkınca, böbrek nakline karar verildi. 14 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirilen 3 saatlik operasyonla Atilla Erdoğan'ın sağ böbreğine nakledildi. Erdoğan, 12 yıl sonra sağlığına kavuştu.

ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan, Atilla Erdoğan'da genetik geçiş olan polikistik böbrek hastalığına bağlı böbrek yetmezliğinin geliştiğini söyledi. Atar damarın anormal genişlemesine bağlı yırtılma durumu ameliyatı sonrası sınırda olan böbrek fonksiyonlarının tamamen bitme noktasına geldiğini belirten Doç. Dr. Cabir Alan, şöyle konuştu:

"Atilla Erdoğan 2006 yılında bu yana diyalizle hayatını ikame ettiriyor. Diyaliz geçici bir tedavidir. Kendine ait bir takım komplikasyonlar var. Damar yapısını bozuyor. Vücutta zehirlenmelere sebebiyet veriyor. Yaşam kalitesini düşürüyor. Kişiyi sosyal hayattan koparıyor. Atilla Erdoğan'da bu durumun farkındaydı. Değişik merkezlere başvurmuş ama bu biraz nasip kısmet işi. 12 sene sonra İsmail Bey'in organı Atilla Bey'e takıldı. Böbrek fonksiyonları gayet sağlıklı."

'SAĞLIĞIMA KAVUŞTUĞUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM'

Böbrek yetmezliği nedeniyle yıllardır büyük zorluklar çektiğini kaydeden Atilla Erdoğan, "Öncelikle moralim çok bozuldu. Şu anda hiç bir iş yapmıyorum. Rahatsızlığım nedeniyle sosyal hayattan da koptuk. Bir yakınımızın cenazesi bile olsa gidemiyorduk. Torunumu sevmek için kucağıma bile alamıyordum. Aşırı yorgunluk ve halsizlik vardı. 12 sene sabrettim. Nakil oldum. Artık hemen hemen bunları atlatmış gibiyim. İnşallah bundan sonra kendime daha çok dikkat edeceğim. Rahat bir hayat yaşarım. Çok uzun bir ömür istemesem bile huzurlu ve sağlıklı bir hayat istiyorum. Bu su bambaşka bir şey. Başka bir içeceğe benzemiyor. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum" diye konuştu.

'AİLEYE ŞÜKRANLARIMIZI İLETECEĞİZ'

İsmail Şahin'in böbreği ile 12 yıl sonra sağlığına kavuştuğunu belirten Atilla Erdoğan, "Çocuklarım takip ediyor. Organ bağışı yapan ailenin Yalova'da olduğunu biliyoruz. Şuanda o ailenin acıları benim sevincimden daha çok büyük. Bizde bu konuda tam anlamıyla sevinçli değiliz. Önümüzdeki günlerde Yalova'ya gidip İsmail Şahin'in ailesini ziyaret edip, şükranlarımızı ileteceğiz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-ÇOMÜ Kepez Araştırma ve Uygulama hastanesinden görüntü.

-Organ nakli olan Atilla Erdoğan'dan görüntü.

-Doç. Dr. Cabir Alan ile röp.

-Atilla Erdoğan ile röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

3 dakika 29 saniye. 386 MB.

========================================================

5)ŞANLIURFA'DA ÖĞRENCİLERİN HAYALLERİNİN TASARLANDIĞI MERKEZ

ŞANLIURFA'da, STEM Bilim Merkezi'nde eğitim gören üstün zekalı öğrenciler, hayal edip tasarladıklarını hayata geçiriyor. 50 öğrencinin eğitim aldığı merkezde güzel sanatlar, havacılık, 3D yazılım, akıl ve zeka oyunları, yaratıcılık, mekatronik, uzay bilimleri ve robotik gibi dallarda eğitim veriliyor. Merkezde üstün zekalı ve özel yetenekli çocuklara verilen eğitimle çocuğun motivasyonunu sağlayarak, geleceği yetişmiş yetenekli bir öğrenci yetiştirmek olduklarını dile getiren merkezdeki öğretmenlerden Hümeyra Turgut, atık malzemeden eğitim verdiklerini belirterek şunları söyledi: "Merkezimizde öğrencilerimizin atık malzemeden yaptıkları  plastik şişeden maket arabası ile dondurma çubuklarından uçak hazırladılar. Yine çubuklarla hazırlanmış bir tabanca mekanizması var. Burada öğrencilerimiz çok basit malzemelerle ilginç tasarım geliştirmeye çalışıyorlar. Yine atık malzemesiyle yapılan tasarımları öğrencilerimize hediye ediyoruz. Atık malzeme çalışmasında karton kutusu ip ve pipetle yapılmış robot el tasarımı var. Burada robot elin çalışma prensiplerini önce biz anlatıyoruz sonra öğrencilerimiz kendi kafalarına göre daha kullanışlı hale getiriyorlar. Bu robot elin çalışma prensibini alan bir öğrenci gelecekte iyi bir mühendis olabilir. STEM açılımı zaten fen mühendislik ve eğitimi bir arada kullanabilmektir. Bizde burada hem attık malzemelerden hem de daha kolay bulanabilir malzemelerden mekanik anlamda çalışabilen maketler yapmayı planlıyoruz. Buradaki eğitimler sayesinde öğrencilerimiz ileriki hayatlarında mühendislik alanında ürün üretimi alanında gelişebiliyorlar. Eğitimlerimiz sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Bizde burada süreci değerlendirip ürünü oluşturan öğrencileri yetiştirmeyi planlıyoruz. Böylece öğrencilerimiz bir şey tasarlıyorlar. Burada malzemeleri toplayıp birleştirmeyi öğreniyorlar. Şanlıurfalı öğrenciler en çok 3D yazılımı seviyorlar. Öğrencilerim çok meraklı ve ilgililer buradan eğlenerek ayrılıyorlar. "

YARATICI FİKİRLERİ ORTAYA ÇIKIYOR

STEM Bilim Merkezi'ne gelen öğrencilerin burada büyük bir keyif aldıklarını ifade eden öğretmen Ferhat Selişter ise öğrencilerin 3D yazılımıyla yaptığı tasarımların baskısını aldırdıklarını belirterek, "Öğrencilerimizle yaptığımız tasarımlar tamamen öğrencilerimizin kendi tasarladıkları yaratıcı fikirlerinden ortaya çıkıyor. Her öğrenci kendine özgü bardağını tasarlıyor. Bir robot yapacağımız sırada bunun üç boyutlu parçalarını tasarlayarak, onları bütünleştiriyoruz. Şimdi robot bir kol üzerinde çalışıyoruz. Onu Ardinyo programı üzerinden harekete geçireceğiz. Yine yapı setleriyle öğrencilerimizle model inşa ediyoruz.  Öğrencilerimiz bir mühendismiş gibi köprülerini oluşturup onu en sağlam bir şekilde nasıl dizayn edeceklerini beraber yapıyoruz. Bu esnada öğrenciler fen derslerinde öğrendikleri bilgileri burada somut şekilde hayatta geçirmiş oluyorlar. Öğrencilerimiz bu merkezden gerçekten çok keyif alıyorlar" diye konuştu.

Robotik kodlama üzerinde eğitim veren Umutcan Karkış, öğrencilere 3 boyutlu tasarım eğitimi verip, yapılan tasarımları kodladıklarını dile getirerek, "Hayal ettikleri ve ortaya koydukları ürünleri hareket ettirmeye gayret ediyoruz. Bunun için elektronik kodlama ve Ardino gibi sistemler kullanıyoruz. Yine Legolarla eğitim veriyoruz. Bunlar hazır materyallerle kullanılan eğitimlerdir. Bu eğitimler çok fazla eleştiri alıyor. Ben bu eleştirilere eğitimli biri olarak cevap vermek istiyorum. Bu eğitimde öğrenciler öncelikle günlük kullandıkları makinaların çalışma prensiplerini öğreniyorlar. Bunları analiz etmeleri daha da kolaylaşıyor. Bir öğrenci bir araç sileceğini arabasında görüyor. Ama alt planda çalışan sistemi görmüyor. Bu durumda öğrenci kendi silecek yaparak, sileceğin nasıl çalıştığını görerek, oradaki sistemi farklı bir yere entegre etmesi daha kolay oluyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Merkezde eğitim gören öğrenci ve öğretmenler

Merkezde öğrencilerin tasarladığı araçlar

Legolarla çamaşır makinası yapılması

Maket uçakların yapılması iş makinlarının çalışma prensibi anlatılması

Öğretmenlerle yapılan röp.

Genel ve detay görüntüler

(Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA - DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 441MB

===================================================

6)AFRİN'E GİTMEK İÇİN DİLEKÇE VERDİLER

MUĞLA'da, 15 Temmuz Milli İrade ve Demokrasi Derneği (MİDDER) İl Başkanlığı üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'deki terör örgütü üyelerine yönelik yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na katılmak için gönüllü askerlik dilekçesi verdi. MİDDER Muğla İl Başkanlığı'ndan yaklaşık 50 kişilik bir grup, TSK'nın Suriye'nin Afrin kentinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na katılmak bir araya geldi. Dernek üyeleri, Muğla Askerlik Şubesi Başkanlığı önünde, 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım, yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım' yazılı pankart açtı.

MİDDER Muğla İl Başkanlığı Mücahit Akgün, "Amacımız Afrin'de mücadele eden kardeşlerimize destek olmak. 28 Şubat'ı unutturmayarak, 15 Temmuz ruhuyla ülkemize düşmanlık edenlerin karşısında olacağız. Cephedeki kahramanlarımıza destek için dilekçelerimizi teslim ediyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından gruptakiler, dilekçelerini Personel Asteğmen Bahri Bayık'a teslim etti.

Görüntü Dökümü

----------------------

Gruptakilerin Askerlik Şubesi önünde toplanması ve genel görüntüsü

Röp. MİDDER Muğla İl Başkanı Mücahit Akgün

Dilekçelerin Personel Asteğmen Bahri Bayık'a takdim edilmesi

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement