Dha Yurt Bülteni-6

1)DEAŞ'TAN KURTARILAN TÜRKMEN KENTİ TELAFER'DE HAYAT NORMALLEŞİYOR

DEAŞ terör örgütünün 2014 yılında işgal edip 4 yıl kontrol altında tuttuktan sonra Irak ordusu tarafından kurtarılan ülkenin en büyük Türkmen kenti Telafer'de, hayat yeniden canlanmaya başladı. DEAŞ terör örgütünün izlerini silmeye çalışan Telafer'de çarşı yeniden açılırken, göç edenlerin yarıdan fazlası geri döndü. DEAŞ'ın işgal ettiği yerlerde kadınlara yasakladığı renkli kıyafetler de yeniden vitrinlerdeki yerini aldı.  DEAŞ terör örgütünün 16 Haziran 2014 tarihinde işgal ettiği en büyük Türkmen kenti Telafer, 30 Ağustos 2018 günü Irak ordusu ve El Hüseyin Tugayı tarafından kurtarıldı. DEAŞ işgalinden önce 450 bin nüfusu olan Musul'un Telafer ilçesinde, şu anda 150 binden fazla insan yaşıyor. Nüfusun yarısının geri döndüğü Türkmen kenti, 4 yıllık DEAŞ işgali ve sonrasında yaşanan savaşın yaralarını sarmaya çalışıyor. Telafer, DEAŞ'tan kurtarılışının birinci yıldönümünde, DHA ekibince görüntülendi. Yaklaşık 4 yıllık işgalin ardından kente dönen Telaferliler, DEAŞ'ın Türkmenlere ait birçok yapıyı yok ettiğini gördü. İlçede bulunan 3 bin yıllık Telafer Kalesi, Hızır İlyas peygamberin makamı, üniversite ve hastane binaları DEAŞ tarafından bombalarla patlatılırken, kentteki çok sayıda yapının da savaş sırasında zarar gördüğü tespit edildi. Telafer'in her yanına DEAŞ ile savaşırken şehit olan Türkmen gençlerin fotoğrafları asılırken, duvarlardaki kurşun izleri ise yaşanan savaşın şiddetini gözler önüne serdi.

400 TON BOMBA BULUNDU

Telafer'in DEAŞ terör örgütünden kurtarılmasının ardından, bölgedeki güvenliği Irak ordusu, federal ve yerel polis güçleri sağlamaya başladı. Güvenlik güçlerinin kontrolü sağladıktan sonra bölgede yaptıkları aramalarda, yaklaşık 400 ton patlayıcı bulunarak imha edildi. İlçede güvenliğin tam olarak sağlandığı belirtilirken, geç saatlere kadar Musul ve çevre ilçelere seyahat edilebiliyor.

DEAŞ'IN YASAKLADIĞI RENKLİ KIYAFETLER YENİDEN VİTRİNLERDE

Halen çok sayıda yıkık binanın bulunduğu Telafer'de çarşı ve pazarlarda yeniden canlanmaya başladı. Yerel polis güçlerinin güvenliği sağladığı Telafer ilçe merkezinde herhangi bir güvenlik sorunu olmadığı göze çarpıyor. İlçeye geri dönüp, iş yerlerini yeniden açan Türkmenler, göç eden diğer Telaferlilerin de topraklarına dönmesini istedi. Telaferliler gece geç saatlere kadar açık olan lokantalarda yemek yiyip sohbet ederken, DEAŞ işgali sırasında, siyah çarşaf giymeleri zorunlu olan, renkli kıyafet giymeleri yasaklanan ve yanında bir erkek olmadan sokağa çıkamayan kadınlar da artık  çarşı ve pazara çıkmaya başladı. Terör örgütünün yasakladığı renkli kadın kıyafetleri de Telafer çarşısındaki vitrinlerde yerini almaya başladı. DEAŞ işgali sırasında ilçeyi terk edenlerden 16 yaşındaki Malik Muhsin, geri döndüklerinde bir harabe bulduklarını belirterek, "Çoğu kişi geri döndü. İlçenin yüzde 50'si geri dönerek, hayatına devam etmeye başladı. Burada durum çok iyi. Herkesin evlerine dönmesini istiyoruz" dedi.

Telafer çarşısında esnaflık yapan Abbas Muhammed Cemil ise, DEAŞ döneminde çok zulüm gördüklerini belirterek, "Artık insanlar güvende ve iyi günleri görmeye başladık. Pazar ve çarşımız açıldı. İnsanlar muhabbetle yaşıyor. DEAŞ günleri, zulüm günleriydi. Artık kimse zulmetmiyor. Dışarıda olanlar dönsünler. Eski günler çok kötüydü. Kimsenin hayattan bir beklentisi yoktu. O günler geride kaldı. DEAŞ zamanında bu renkli elbiseleri satamazdık, gösteremezdik bile. Din adına gelip bizden zekat alıyorlardı. Şu anda durum çok iyi" dedi.

Telaferli Ali Felekoğlu da, kente ilk geldiklerinde her yerin harap olduğunu belirterek, "Evler yıkılmıştı. Haşdi Şabi ve devlet girdiğinde bunları düzeltti. Evler ve yollar bombalıydı. Onların hepsini temizlediler. İnsanlar geri dönmeye başladı. Hersey yolunda gidiyor. Güvenlik problemi yok. Aslında Irak'ın en güvenli yeri şu anda Telafer'dir" diye konuştu.

DEAŞ terör örgütünün yasakladığı tütün ürünleri ve nargile de ilçenin kurtarılmasının ardından yeniden Telafer çarşısında yerini almaya başladı. İşgal sırasında değişik yerlere göç ettikleri için 4 yıl birbirlerini göremeyen Telaferli gençler, yeniden çarşıda buluşarak, nargile keyfi yapıyor. Sokaklara kurdukları masalarda sohbet edip, nargile içen gençler, geçmişin acısını çıkardıklarını söyledi.

3 BİN YILLIK TELAFER KALESİNİ PATLATTILAR

DEAŞ terör örgütünün 3 bin yıllık Telafer Kalesi'ni yıktığı görüldü. Vatandaşlar, terör örgütünün kaleyi yıktıktan sonra enkazını da kamyonlara yükleyip götürdüğünü belirtti. Türkmeneli Partisi Telafer Başkanı Riyad Muhsin, Telafer Kalesi'nin yeniden onarılması için özellikle Türkiye'den yardım beklediklerini belirterek, "IŞİD Telafer'e girer girmez, kaleyi bomba ile patlattı. Daha sonra kamyonlarla eserleri ve enkazını kaldırdı. Telafer'de 35 tane cami, mezarlık ve özel dini mezarlıkları patlattılar. Telafer Üniversitesi, havalimanı ve 400 kişilik El Hüseyin Hastanesi'ni patlattılar. Milleti perişan ettiler. Şu anda bulunduğumuz yer Telafer Kalesi'ydi. 5 bin yıl önce yapılmıştı. Asuriler, Sasaniler ve Romalıların eline geçti. 1430'lu yıllarda Osmanlı döneminde yeniden onarıldı. Maalesef burada sadece toprak kalmış. Tarihimizi yok ekmek istediler. Bu kale, bütün Türk dünyasının ortak tarihidir. Özellikle benim dilimde konuşan 300 milyon Türk insanına sesleniyorum. Lütfen bize yardım eli uzatın. Burayı yeniden yapalım, insanlar yeniden gelsinler. Telafer'de 400 bin Türkmen yaşıyordu. Şu anda sayımız yarıya düştü. Savaş çok tesir etti. Köylerimizin perişan ettiler. Tarihimizi silmek, bizi yok etmek istediler. Ama biz yok olmayız. İŞİD'den sonra bin şehidimiz, 2 bin 200 yaralımız var. Herkesin Telafer'e geri dönmesini istiyoruz" dedi.

'TÜRKİYE BİZE DESTEK VERSİN'

Telafer Meclisi Başkanı Muhammed Abdülkadır Seyid ise, ilçenin artık güvenli olduğunu ve her şeyin yoluna girdiğini belirterek, "Telafer'e şu ana kadar 20 bin aile döndü. Şu anda güvenlik sağlanmış durumda. Çarşımız ve pazarımız çok iyi durumda. Telafer hakkında yalan konuşanlar, kendi çıkarları için konuşuyor. İnsanların geri dönmesini istiyoruz. Eski günlerimize dönelim ve hepimiz kardeş olalım. Telafer'in durumunun kötü olduğunu söyleyenler, yalan söylüyorlar. Telafer'de problem olduğunu söylüyorlar. Şu anda Telafer çok iyi durumdadır. Bizi kimse aldatmasın. Biz Iraklıyız ve Türkmeniz. Telafer bizim vatanımızdır. Biz vatanımıza hizmet ediyoruz. Telafer'e yardım bekliyoruz. Zalimler bizim yüreğimizi yaktı. Türkiye, Kıbrıs savaşına girdiğinde 50 kişi gönüllü olarak fedai olduk. Ben 500 yıldır bu beldedeyim ve Türkmence konuşuyorum. Şimdi Türkiye'nin bir problemi olsa, biz yetişiriz. Milletimiz geri dönsün. Telafer güvenlidir, emindir. DEAŞ artık buradan geçemez. Özellikle Türkiye'nin bize destek olmasını istiyoruz" diye konuştu.

DEAŞ'IN PATLATTIĞI TARİHİ HIZIR İLYAS MAKAMI YENİDEN İNŞA EDİLDİ

DEAŞ'ın Telafer'i işgal etmesinden sonra bombalarla patlattığı Hızır İlyas peygamberin makamı da Kaymakamlık Müsteşarı Kasım Kara tarafından yeniden inşa edildi. Makamı, aslına uygun olarak toprak ve kireçten yeniden yaptıran Kasım Kara, "Elektrik, su ve belediye hizmetleri yeniden verilmeye başlandı. Milletimizin geri dönmesini istiyoruz. Eskisi gibi patlamalar ve saldırılar kalmadı. Durum eskisinden çok iyi. Çarşı ve pazarda dükkanlar açılıyor. Bu makam Telafer'in ulusal yeriydi. Her yıl Şubat ayında Telaferliler toplanıp, bayram yapardılar. IŞİD geldiğinde burayı patlattı. İlk iş olarak burayı onardık" dedi.

'SAVAŞTAN SONRA İNSANİ YARDIM KULUŞU GİBİ ÇALIŞIYORUZ'

Telafer ve çevresinin güvenliğini ise Irak ordusu ile birlikte Haşdi Şabi'ye bağlı El Hüseyin Tugayı sağlıyor. DEAŞ'ın Telafer'den çıkarılması operasyonunda etkin rol alan El Hüseyin Tugayı, Telafer çevresinde patlayıcı aramalarına da devam ediyor. Haşdi Şabi birliklerinin bölgede Sünnilere kötü muamelede bulunduğu iddialarının DEAŞ terör örgütü tarafından dile getirildiğini ve gerçeği yansıtmadığını söyleyen El Hüseyin Tugayı Komutan Yardımcısı Ebu Zehra, "DEAŞ, Telafer'i harap etti. Bunlarla savaşmaya geldik. DEAŞ'ı ortaya çıkaran, Telafer'i bu hale getiren dünyadaki istihbarat örgütleriydi. İslamı ayrıştırmak için DEAŞ'ı getirip ortamıza koydular. Biz buraya gelerek, bunların hepsini sildik. Şimdi Telafer'de Sünni, Şii, Hristiyan, Ezidiler bir arada yaşıyor. Biz geldiğimizde bunların hepsini temizledik. Buraya geldimizde 3 yıldır DEAŞ zulmü vardı. 70 şehit verdik. Yaralılarımız çoktu. Şimdi, Haşdi Şabi'nin zulmettiğini söylüyorlar. Biz zulme gelmedik. Bizim bir akidemiz var. Biz bunları vurup çıkardıktan sonra insani yardım kuruluşu gibi çalışıyoruz. Bizim için Sünni ve Şiiler arasında fark yok. Geceleri şehirde devriye atıyoruz. Bir tehlike olsa bizim mesuliyetimizdedir. Biz, biriz, islam birdir. Kim islami ikilerse, Allah lanet etsin. Geldiler, bizi bölmek istediler. Telaferliler diyor ki; 'Haşdi Şabi çıkarsa, biz de çıkarız. Biz şehit vererek buraya geldik. Biz geldik, 'dinimiz birdir' dedik. Bunların hepsi geçti. Aramızda bir problem yok. Herkes kendi dininde, mezhebindedir. Biz Telafer halkının hizmetindeyiz" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Telafer girişindeki Türkmen şehitlerin fotoğrafları

Çarşıdan görüntüler

Alışveriş yapan kadınlar

Trafikte seyreden araçlar

Vitrinlerdeki renkli kadın kıyafetleri

Tatlı alan çocukların görüntüsü

Sokakta oynayan kız çocukları

Muhsin Malik ile röportaj

Esnaf Abbas Muhammed Cemil ile röportaj

Duvarlardaki kurşun izleri

Sokakta nargile içen gençler

Çarşıdaki trafik yoğunluğu

Yıkılan binalardan görüntü

Telaferli Ali Felekoğlu ile röportaj

DEAŞ'ın yıktığı Telafer kalesinin kalıntıları

Çıkarılmış patlayıcılar

Türkmeneli Partisi Telafer Başkanı Riyad Muhsin ile röportaj

Kale çevresinde DEAŞ'ın yıktığı evler

Sokaklarda gezen insanlar

Telafer Meclis Başkanı Muhammed ABdülkadır Seyid ile röportaj

Yıkılan tarihi evlerin görüntüsü

Sokakta oturup, sohbet eden insanlar

Yeni yapılan asfalt yolun görüntüsü

DEAŞ'ın yıktığı Hızır İlyas Peygamber makamının yeniden yapılmış hali

Kaymakamlık Müsteşarı Kasım Kara ile röportaj

Telafer çarşısında gece açık olan lokanların görüntüsü

Haşdi Şabi Komutanı Ebu Zehra ile röportaj

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Felat BOZARSLAN/TELAFER(Musul), -

===========================================================

(YENİDEN)

2)AKSEKİ'DE TUR OTOBÜSÜ 2 OTOMOBİLLE ÇARPIŞTI: 2 ÖLÜ, 30 YARALI

ANTALYA'nın Akseki ilçesi yakınlarında, Kapadokya'ya giden Çinli turistleri taşıyan tur otobüsüyle 2 otomobilin karıştığı kazada, Kemal Karataş (31) ile Ömer Karataş (2) yaşamını yitirirken, 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Kaza, sabah saatlerinde Akseki- Antalya karayolunun Geriş Mahallesi yol sapağında meydana geldi. Kapadokya'ya giden Çinli turistleri taşıyan Uğur Aydın'ın kullandığı 34 FG 091 plakalı tur otobüsüyle, karşı yönden gelen Kemal Karataş yönetimindeki 01 EUS 97 plakalı otomobil çarpıştı. Tur otobüsünün devrildiği kazada, otomobil hurdaya döndü. Tamer Kaya da yönetimindeki 07 YJY 07 plakalı otomobille kaza yapan araçlara çarpmamak için ani manevra yapınca direksiyon kontrolünü yitirdi. Savrulan otomobil, şarampole yuvarlandı. Kazanın ardından olay yerine çok sayıda sağlık ve kurtarma ekibi sevk edildi. Akseki'ye yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki kaza yerine gelen sağlık ekipleri ilk müdahalesini yaptığı yaralıları ambulanslarla çevredeki hastanelere götürdü. Hurdaya dönen 01 EUS 97 plakalı otomobildeki Kemal Karataş ile Ömer Karataş'ın yaşamını yitirdiği belirlendi.

Çinli 31 turistle şoför ve görevli olmak üzere 33 kişinin bulunduğu tur otobüsünde ise 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Yaralı turistlerden durumu ağır olan 1'i için Sağlık Bakanlığı'na bağlı ambulans helikopterden yardım istendi. Kaza yerine gelen ambulans helikoptere alınan yaralı turist Antalya'ya sevk edildi. Şarampole uçan otomobilde ise yaralı olmadığı belirtildi.

Kaza nedeniyle yol ulaşıma kapatılırken, uzun araç kuyrukları oluştu.

Görüntü Dökümü

--------------

Kazaya karışan otomobilden görüntü

Kaza yerinden görüntüler

Olay yerine gelen ambulansların ve kaza yerinin tepeden görünümü

Haber- Kamera: Adem ÇETİN/AKSEKİ (Antalya), –

Görüntü Dökümü

--------------

Kaza yerinden detay görüntüler

Sağlık ekiplerinin yaralı turiste müdahalesi

Devrilen otobüsten detay

Yaralı turist detay

Ambulans helikopterin havalanması

Kaza yerindeki kalabalıktan detay

HABER- KAMERA: Adem ÇETİN/AKSEKİ (Antalya),

====================================================

TERASTA OYNARKEN MAGANDA KURŞUNUYLA BAŞINDAN VURULDU (2)

3)DEDE: SUÇLULARIN BULUNMASINI İSTİYORUZ

Terasta oynarken nereden geldiği bilinmeyen kurşunla başından vurulan ve yoğun bakımda tedavisi süren Mehmet Emin Keser'in dedesi Mehmet Keser, torunuyla ilgili iyi haberi bekliyor. Yakınlarının ziyaret ederek destek olmaya çalıştığı dede Mehmet Keser, olayın fail veya faillerinin bulunmasını istedi. İlk etapta torununun sandalyeden düşerek yaralandığını sandığını belirten Keser, "Evde oturuyorduk, ben televizyon izliyordum. Silah sesi duymadık. Oyun oynarken yere düştü zannettim, kaldırdığımda kanlar içerisindeydi. Kurşunu atanlar kimse bulunmasını istiyoruz. Onları lanetliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------

Mehmet Keser ile röp.

Yakınlarının hastane önünde bekleyişi

Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

403 MB

=====================================================

4)ŞEHİT KEPÇE OPERATÖRÜ, SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

IĞDIR'da su arızasını gidermek için Korhan Yaylası'na gönderilen İl Özel İdaresi ekibine, PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan kepçe operatörü Nurettin Karadeniz (60), memleketi Kars'ta toprağa verildi. Olay, dün Korhan Yaylası Kadı Tepe mevkiinde meydana geldi. Su arızasını gidermek için yola çıkan ekibe, PKK'lı teröristler tarafından saldırı düzenlendi. Teröristlerin yola tuzakladığı mayın, kepçe taşıyan TIR'ın önünde giden kamyonetin geçişi sırasında infilak etti. Patlamanın ardından teröristler, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Açılan ateşte, kepçe operatörü evli 3 çocuk babası Nurettin Karadeniz şehit oldu. Dün akşam saatlerinde Iğdır'da düzenlenen törenin ardından Karadeniz'in cenazesi, Kars'a gönderildi. Bugün sabah saatlerinde Kars Devlet Hastanesi morgundan alınan Karadeniz'in Türk bayrağına sarılı cenazesi, Kars'a 25 kilometre uzaklıktaki Selim ilçesine bağlı Oluklu köyüne götürüldü. Evinin önüne götürülen Karadeniz'in cenazesi, burada alınan helalliğin ardından köy meydanına götürüldü.

İl Müftüsü Yusuf Eviş'in kıldırdığı cenaze namazının ardından Nurettin Karadeniz, yakınlarının gözyaşları arasında rköy mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı. Defin işleminden sonra Milletvekili Arslan, Karadeniz'in çocuklarına birer bayrak verdi.

Cenaze törenine, Ak Parti Kars Milletvekilleri Ahmet Arslan, Yunus Kılıç, Vali Rahmi Doğan, Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta (MHP) Gornizon Komutanı Tuğgeneral Turan İnan, Jandarma Komutanı Albay Osman Kılıç, Kafas Üniversitesi Röktörü Prof. Dr. Semi Özcan, Karadeniz'in yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Cenazenin getirilişi

-Cenaze namazı

-Cenazenin omuzlarda taşınması

-Defin

-Milletvekili Ahmet Arslan şehidin çocuklarına bayrak vermesi

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

==================================================

5)BAŞKAN ÇİFTÇİ: ÇİĞKÖFTEMİZ 8 YILDIR TESCİLLİDİR

ŞANLIURFA Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Adıyaman'ının etsiz çiğ köftenin coğrafi işaret tescilinin alınmasının ayrıt edilmesini gerektiğini belirterek, "Şanlıurfa çiğköftesi 8 yıldır tecil edilmiştir" dedi.Adıyaman'ın etsiz çiğ köftesi olarak bilinen köftesinin coğrafi işaret tescilini almasının yankıları sürüyor. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası, çiğköftenin coğrafi işaretinin kendilerince alındığını belirterek, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odasının 'etsiz çiğ köfte' coğrafi işaret tescili için Türk Patent ve Marka Kurumuna itiraz etti. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, çiğköfte deyince ilk akla gelen şehrin Şanlıurfa olduğunu  söyledi. Adıyaman'ın tescilinin sadece etsiz köfkeyi kapsadığını belirten Çiftçi, "Bizim Şanlıurfa çiğköftesi yaklaşık 8 yıldır tescilidir. Bunun için Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımızla bir araya geldik.  Konuyu takip ediyoruz. Bunun için itirazlarını yapıyorlar. Adıyaman'daki köfte farklı bir köftedir. Adıyaman ve Komagene köftesi var doğru ama bu Şanlıurfa çiğköftesi değildir. Bunu karıştırmamak lazımdır. Ayrı olarak tescil edilebilir. Fakat çiğköfte olarak Şanlıurfa çiğköftesi 8 yıldır tecil edilmiş bunun tescil numarası ve belgesi belediyemizde mevcuttur. Tescilli çiğköfte Şanlıurfa'nındır. Adıyaman'daki farklı bir köftedir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Çiğköfte yoğuranlar

Nihat Çiftçi'nin açıklaması

Etli çiğköftenin tadına bakanlar

Genel ve detay görüntüler

Haber -Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

177 MB

==============================================================

6)BURSA SAHİLLERİNDE HAFTA SONU YOĞUNLUĞU

BURSA'nın Gemlik ilçesi Kumla sahillleri tatilcilerin ve günübirlikçilerin akınına uğradı.

Gemlik sahilleri, hafta sonunda tatilcilerin akınına uğradı. Haftanın yorgunluğunu atmak isteyenler, Kumla sahilini tercih etti. Sahil boyunca yer alan tesislere ait şezlonglar tamamen doldu. Birçok tatilci de kendi havlularını kuma serip güneşlendi. Tatilciler, sıcak havada denize girerek serinledi. Bazı tatilciler de tekne, yunus ve jet ski kiralayarak denizin keyfini çıkardı. Gün boyu deniz, kum ve güneşin keyfini çıkaran tatilciler, drone ile havadan görüntülendi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Drone görüntüsü

-Saqhilden genel görüntü

-İzzet kaptan gemisi geçerken

-Detize giren vatandaşlar

-Detaylar

Süre: 4 dakika 54 saniye Boyut: 594 MB

Haber/Kamera:  Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,

========================================================

7)BURHANİYE'DE SAZLI SÖZLÜ ASKER UĞURLAMASI GELENEĞİ

BALIKESİR'in Burhaniye ilçesinde, askere giden gençler için komşuları tarafından düzenlenen sazlı sözlü eğlence geleneği, 60 yıldır sürdürülüyor.

Burhaniye ilçesinin Ören Mahallesi'nde 98/3 tertip olarak askere giden Hasan Erkaya (24) için komşuları sazlı sözlü eğlence düzenledi. Gelenek haline gelen asker uğurlamasında yurdun değişik yörelerinden türküler okunurken, oyunlar oynanıp, halaylar çekildi. Gecede Ahmet Derman akordeon çalarken, Gülabi Esen bağlama, İbrahim Genman da darbuka çaldı. Programın son bölümünde ise asker kınası yakılırken, konuklara çeşitli ikramlarda bulunan asker babası İsmail Erkaya (64) ile annesi Gülşen Erkaya (58), oğullarının asker eğlencesine katılanlara teşekkür etti.

'ASKER UĞURLAMA GELENEĞİ DEVAM ETSİN'

Komşusunun oğlu için sazlı sözlü gecede bağlama çalan Gülabi Eser, bu tür geleneklerin komşuluk ilişkilerini geliştirdiğini söyledi. Türk geleneği olan asker uğurlamanın devam etmesi gerektiğini ifade eden Eser, "Bu gece komşumuzun oğlunu askere uğurluyoruz. Türk geleneği olarak bizde komşularla birlikte görev aldık. Saz çalıp onları eğlendirmeye çalıştık. Ne mutlu bize. Allah, inşallah sağ salim geri dönüşünü nasip eder. Bu etkinliklerin devam etmesini istiyoruz. Bizde katkı sağlamaya devam ederiz" dedi.

Oğlu Hasan Erkaya için düzenlenen asker eğlencesine katılan komuşlarına ve yakınlarına teşekkür eden baba İsmail Erkaya ise bu tür geleneklerin devam etmesi gerektiğini söyledi. Güzel bir gece olduğunu belirten baba Erkaya, "Allah'ım cümlesiyle her birinin ayaklarına taş değirmeden Allah'ın yardımı ile askere gidip gelmeyi nasip eyler inşallah. Ben bütün konuklarıma, komşularıma, tüm misafirlerime geldikleri için çok teşekkür ediyorum. Aynı zamanda geleneklerimizi göreneklerimizi uyguladık" diye konuştu.

İzmir Gaziemir'de askerlik yapacak olan Hasan Erkaya ise komşuları ve ailesine asker eğlencesi için teşekkür etti. Erkaya, böyle bir günde yalnız kalmadığı için mutlu olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Asker uğurlama eğlencesinde görüntüler

Geceden detay görüntüler

Komşu Gülabi Esen'in açıklamaları

Asker babası İsmail Erkaya'nın açıklamaları

Asker adayı Hasan Erkaya'nın açıklamaları.

Haber-Kamera: Sefer TALAY/BURHANİYE(Balıkesir),

5 dakika 30 saniye, 175 MB.

====================================================

8)DÜĞÜNLERİNE BELEDİYE OTOBÜSÜ İLE GİTTİLER

TRABZON'da gazeteci Aleyna Bayram ile meslektaşı Miraç Keskin, plajda düzenlenen düğünle evlendi. Çift düğünlerine, birlikteliklerinde kavga ettikten sonra barıştıkları duraktan belediye otobüsüne binerek gitti. Otobüsteki yolcular, ilgi gösterdikleri çifte mutluluklar diledi.

Aleyna Bayram, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi'nde görevli Miraç Keskin ile hayatını birleştirdi. Genç çift, düğün arabası olarak da belediye otobüsünü tercih etti. Akşam saatlerinde Atapark'ta bulunan otobüs durağına gelinlik ve damatlıkla gelen çift, düğün salonuna gidecekleri otobüsü beklemeye başladı. Durakta gelinlik ve damatlıkla otobüs bekleyen çifti görenler şaşkınlıklarını gizleyemezken, bu anları fotoğrafladı. Beşirli- Kaşüstü güzergahında hizmet veren otobüse binen çift, biletini okutup otobüsteki yerlerini aldı. Yolcular tarafından alkışlarla karşılanan çift, trafikte kendilerini izleyen meraklı vatandaşlara el sallayarak tebrikleri kabul etti.

'İNSANLARI MUTLU ETTİK'

Otobüs durağının kendileri için ayrı bir önemi olduğunu belirten damat Miraç Keskin, "O durağın bizim için ayrı bir önemi vardı. Biz ne zaman kavga etsek, tartışsak hep o otobüs durağında barışıyorduk. Biz de dedik ki: bu mutlu günümüzde neden orada olmuyoruz. O otobüs durağı bizim ailemizin bir parçası oldu. Oradan otobüse bindik, insanlar da çok keyif aldılar, eğlendiler, insanların yüzüne bir gülümseme kattık. Belki de şu an evlerinde bizden bahsediyorlar. İnsanları mutlu ettik, bu çok güzel bir şey bizim için" dedi.

Aleyna Bayram ise insanları bu organizasyona dahil etmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, "Biz her kavgamızın ardından o durakta barışıyorduk. Güzel oldu, bu mutlu günümüzde özel bir şey yapabilmek bizim için çok güzel" diye konuştu.

Düğüne belediye otobüsüyle gelen çift, daha sonra Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nun kıydığı nikahla dünya evine girdi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Çiftin otobüs durağına gelişi ve beklemesi

Çiftin otobüse binişi

Otobüsteki vatandaşların tepkileri

-Röpler

Düğün'den görüntüler

Detaylar

Boyut: 965 MB

HABER KAMERA: EMRE KOLTUK/DHA

==================================================

9)JAPON ÇİFT, TEKE YÖRESİ ÇALGILARI İÇİN BURDUR'A GELDİ

JAPONYA'da yaşayan Hideyuki- Mika İshida çifti, üç telli cura, kaval ve sipsi çalmayı öğrenmek için Burdur'a geldi. Japonya'nın Yokohama kentinde harita mühendisliği yapan aynı zamanda amatör olarak müzikle uğraşan Hideyuki İshida (46) ile eşi Mika İshida (45), Teke yöresi müzikleri ve müzik aletlerini çalmayı öğrenmek için Burdur'a geldi. Bir haftadır kentte bulunan İshida çifti, Burdurlu sipsi sanatçısı Mehmet Bedel'den yöre müzikleri ve müzik aletlerini çalmayı öğreniyor.Mehmet Bedel, "Japonya'dan Teke yöresi müziklerimizi öğrenmek için geldiler. Mika, özellikle üç telli curayı öğrenmek istiyor. Hideyuki ise kaval ve sipsi öğrenmek istiyor. Ben de elimden geldiğince yardımcı oluyorum, kaynak kişilere götürüyorum. Birlikte Teke yöresi müziklerini çalışıyoruz" dedi.Türk müziklerini önce CD ve Youtube'dan dinleyerek öğrendiğini söyleyen Hide İshida, "Kaval Bulgaristan ve Makedonya gibi Balkan ülkelerinde var. Önce Bulgaristan'da öğrendim. Kaval çalmayı öğrenmek için Burdur'a geldim. Burdur halk kültürünü öğrenmek için geldim" diye konuştu. İshida, Teke yöresinin Türkiye içinde özel bir yeri olduğunu ve Burdur'u çok merak ettiğini kaydetti. Mika İshida da küçük yaşlardan beri müzikle uğraştığını ve bağlama çaldığını anlatırken, "Üç telli cura çalmayı öğrenmek için Burdur'a geldim. CD ve internet üzerinden öğrenmeye çalıştım, şimdi de buradayım" dedi.

Mika İshida, Türkiye'de özellikle Sebahat Akkiraz, Arif Sağ, Musa Eroğlu ve Erol Parlak gibi sanatçıları severek dinlediğini de kaydetti.

Görüntü Dökümü

--------------

Mika ve İshida çifti Mehmet Bedelle saz çalarken

Mehmet bedelle röp.

İshida çifti saz çalarken

Hideyuki İshida ile röp.

İshida çifti saz çalarken

-Mika İshida ile röp

Mika İshida türkü söylerken

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, -