Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

1)Kurtulmuş: CHP'nin yürüyüşünün sağ salim son noktaya ulaşması için her türlü gayretle emniyeti temin etmeye çalışıyoruzBİZİM ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUK GÜVENLİĞİ SAĞLAMAKTIR Bolu Abant' ta katıldığı bir toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş;

06.07.2017 12:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)Kurtulmuş: CHP'nin yürüyüşünün  sağ salim son noktaya ulaşması için  her türlü  gayretle emniyeti temin etmeye çalışıyoruz

BİZİM ÜZERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUK GÜVENLİĞİ SAĞLAMAKTIR

Bolu Abant' ta katıldığı bir toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş;"Şimdi daha evvel de bu konuda görüşlerimizi uyarılarımızı söylemiştik. Hükümet olarak en başından itibaren CHP'nin yürüyüşünün sağ salim son noktaya kadar  ulaşması için her türlü gayretle emniyeti temin etmeye çalışıyoruz. Çok şükür birimlerimiz şimdiye kadar titiz bir çalışmayla konvoya en ufak bir zarar gelmeden bu noktaya ulaşmasına da imkan oldu. Ümit ediyorum ki planlanan günde de yapılacak olan mitingle birlikte bu yürüyüş tamamlanacaktır. Bunun için, evet bunu fırsat bilip buradan herhangi bir şekilde provokasyon üretmek isteyenler olabilir. Dün yakalanan DEAŞ'lıların olduğu gibi bu sorun bu konu bütünüyle ortaya konulacaktır. Aynı şekilde bizim CHP'ye bir çağrımızda şuydu bir kere daha tekrarlamak isterim yürüyüş konvoyunun içerisinde de başka birtakım hesap edilemeyen örgütlerin ya da art niyetli grupların CHP'nin bayrağının altına ya da bu yürüyüşün gölgesinin altına sığınarak orada herhangi bir provokasyon zemininin oluşmasına mani olmak da CHP'nin siyasi sorumluluğundadır. CHP'li arkadaşlar da şimdiye kadar dikkatle titizlikle bu konuyu gözden geçiriyorlar ve buna riayet ediyorlar bu önemli bir konudur. Allah korusun ortaya konulacak olan bir provokasyon gerçekten Türkiye'ye son derece ağır bedeller ödettirir. Onun için herkesin dikkatli olması lazım yürüyüşü organize eden arkadaşların dikkatli olması lazım biz hükümet olarak bizim üzerimiz düşen sorumluluk güvenliği sağlamaktır burada bütün titizlikle sonuna kadar gayret ediyoruz ve inşallah son noktaya kadar da bir şey olmadan bu işi sonlandıracağız. dedi

Görüntü Dökümü

----------------------

-Kurtulmuş' un açıklamaları

BOLU/DHA

====================================================

2)ÖZGÜR SURİYE ORDUSU'NA ARAÇ SEVKİYATI

ÖZGÜR Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından satın alınarak İskenderun'a getirilen 50 kamyonet ve minibüs, çekicilerle Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı üzerinden Suriye'ye gönderildi.

Suriye Geçici hükümeti tarafından satın alınan 50 minibüs ve kamyonet, gemilerle İskenderun Limanı'na getirildi. Burada 7 çekiciye yüklenen araçlar, karayoluyla Kilis'e getirildi. Araçları taşıyan çekiciler, Öncüpınar Sınır Kapısı üzerinden Suriye'nin Azez İlçesi'ne gönderildi. Suriye'ye gönderilen araçlardan kamyonetlerin üzerine doçka yerleştirileceği, minibüslerin ise yine ÖSO tarafından kullanılacağı belirtildi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

Öncüpınar Sınır Kapısı

Çekiciler

Çekçicilerdeki araçlar

Çekicilerin geçişi

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 262 MB

===================================================

3)DANIŞTAY, CERATTEPE'DE 'MADENCİLİK YAPILABİLİR' KARARINI ONADI

ARTVİN'in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii'nde madencilik faaliyetleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu' raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan Türkiye'nin en büyük çevre davasında, Rize İdare Mahkemesi'nin, 'Madencilik yapılabilir' yönündeki kararı Danıştay tarafından onaylandı. Kararla Cerattepe Mevkii'ndeki madencilik faaliyetlerinin önü açılmış oldu. CHP'nin 'Adalet Yürüyüşü'ne katılan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ile avukat Bedrettin Kalın da karara büyük tepki gösterdi. Cerattepe Bölgesi'ndeki madencilik faaliyeti için Rize İdare Mahkemesi'nce 'ÇED olumlu' kararı daha önce iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015'te yeniden 'ÇED Olumlu' kararı aldı. Bu gelişme üzerine harekete geçen Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015'te Rize İdare Mahkemesi'nde, 'ÇED olumlu' raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türkiye'nin en büyük çevre davasını açtı. Mahkeme, bölgede 14 Mart 2016' da bilirkişi heyeti ile inceleme yaptı. Mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda, yıllık 500 bin ton çıkartılacağı öngörülen cevherin kapalı kabinli teleferikle taşınması halinde çevreye zararlarının azalacağı ve ara katlı üretim yöntemi ile heyelan riski oluşmayacağı belirtildi. Rize İdare Mahkemesi, Cerattepe'deki madencilik faaliyetleri için tarafları son kez 19 Eylül 2016'da  dinledi.

45 SAYFALIK KARAR

Duruşmada Yeşil Artvin Derneği yöneticileri ve avukatları redd-i hakim isteminde bulundu. İstemi aynı gün reddeden Rize İdare Mahkemesi heyeti 1 gün sonra 20 Eylül tarihinde aldığı 2016/485 nolu kararla, ÇED iptal davasının reddine karar verdi. Rize İdare Mahkemesi, 45 sayfalık kararında devlet ormanlarında gerekli iznin alınması halinde madencilik faaliyetlerinin yapılabileceği, söz konusu madencilik projesi için gerekli izinlerin alındığı ve mevzuata aykırı bir durum olmadığına yer verildi. Kararda ayrıca, maden sahasının Milli Park ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi dışında kaldığına vurgu yapılarak projeye yönelik iptali istenilen 2/6/2015 ve 3882 sayılı ÇED Olumlu Kararı'nın hukuka ve mevzuata uygun olduğuna karar verilerek iptal talebi reddedildi.

DANIŞTAY ONADI

Yeşil Artvin Derneği, Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği karara  geçen yıl 10 Ekim tarihinde Danıştay'a başvurarak itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Danıştay, yerel mahkemenin verdiği 'Madencilik yapılabilir' yönündeki kararı onadı ve 25 sayfalık kararda kararın iptal edileceği bir durumun söz konusu olmadığına yer verdi. Danıştay 14'üncü Dairesi, daha önce aynı bölge için 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen 'ÇED olumlu' raporunu iptal eden yerel mahkeme kararını onamıştı.

KARARDA BİRLİKİŞİ HEYETİNİN RAPORU ETKİLİ OLDU

Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden (KTÜ) Orman Yüksek Mühendisi Prof.Dr. Bedri Serdar, Harita Mühendisi Doç.Dr. Fevzi Karslı, İnşaat Mühendisi Yrd.Doç.Dr. Adem Bayram, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Maden Yüksek Mühendisi Prof.Dr. Birol Elevli, Ziraat Mühendisi Prof.Dr. Coşkun Gürsel, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden Çevre Yüksek Mühendisi Prof.Dr. Nihal Bektaş ile Jeoloji Yüksek Mühendisi Doç.Dr. Mehmet Salim Öncel'in yer aldığı heyetin hazırladığı bilirkişi keşif raporu mahkemelerin kararında etkili oldu.

TELEFERİKLİ TAŞIMA İLE ÇEVRE ZARARLARI AZALIR

Bilirkişi keşif raporunda, açık galeri madenciliğinden kapalı galeri madenciliğine geçilmesi ve çıkarılması planlanan cevherin kapalı taşıma kabinli teleferik sistemi ile taşınması halinde çevre zararlarının azalacağı görüşüne yer verildi. ÇED raporunda, toplam 3 bin 314 adet ağaç kesileceği görüşlerini değerlendiren bilirkişi heyeti, teleferik hattının kurulması ve maden ağzından teleferik hattı arasındaki yolun genişletilmesi ile kesilecek ağaç sayısının raporda belirtilen düzeyde oluşacağına işaret etti.

"ARAKATLI ÜRETİM YÖNTEMİ HEYELANLARI ÖNLER"

Yıllık 500 bin ton cevher çıkarılacağı öngörülen madencilik faaliyetleri sırasında heyelan riski oluşacağı yönündeki iddiaları değerlendiren bilirkişi heyeti raporda, madende ara katlı üretim yöntemi kullanılacağı ve cevherin alttan alınıp yukarı doğru sürüldüğü sırada meydana gelen boşlukların dolguyla kapatılacağı göz önüne alındığında, üretim ile eş zamanlı olarak yapılacak dolgu faaliyeti nedeniyle kayaç hareketliliği ve göçüklerin önleneceği görüşüne yer verdi.

ENDEMİK BİTKİLER SÖKÜLÜP BAŞKA YERE DİKİLEBİLİR

Bilirkişi raporunda, maden proje sahasında kalan endemik türlerle ilgili değerlendirmeler de yapıldı. Proje alanında kalan Siklamen bitkisinin maden sahası içinde yapılacak kazı ve dolgu çalışmalarından etkilenmemesi için toplanarak, yakındaki aynı ekolojik koşullara sahip alanlara taşınıp dikilmesi önerisi de yer aldı.

MADEN SAHASINDA KALİTELİ İÇME SUYUNDAN BAHSEDİLEMEZ

İçme suyu kaynaklarının kirleneceği endişelerine de değinilen raporda, maden bölgesinde kaliteli su kaynağından söz etmenin mümkün gözükmediğine vurgu yapılarak, ÇED raporunda belirtilen taahhütlere uygun hareket edilmesi ile su kaynaklarının kirlenmeyeceği görüşüne de yer verildi.

KALIN: HUKUKTAN VE ADALETTEN BU KADAR UZAK BİR KARAR OLAMAZ

Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın, Danıştay'ın onama kararını değerlendirdi. Uzunca zamandır bekledikleri kararın çıktığını ancak bu şekilde bir karar verilmesini beklemediklerini belirten Kalın, şunları söyledi:

"Adalet, hukuk adına beklemediğimiz bir karar. Sefaletin ve rezaletin hukukun en üst kurumuna tırmandığını gösteren bir karar oldu. Hukuk ve adaletten bu kadar uzak bir karar olamaz. 25 sayfalık kararın 19 sayfası sadece davacıların isimlerinin olduğu karar. 1 sayfası müdahil olan milletvekillerinin müdahilliklerinin reddedilmesine ilişkin. 4 sayfası husumetle ilgili. Sadece 1 sayfadaki 1 paragraf bu davayla alakalıdır. O paragrafta da Rize İdare Mahkemesi kararının bozulmasının gerektirdiği bir durumun olmadığıyla ilgilidir. Bu hiçbir şey yazmamakla eş değerdir. Bu kadar gerekçesi olmayan, hukuk ve adaletten uzak bir karar bu güne kadar yüksek mahkemeden çıkmadı. Gerekli her türlü hukuksal yollara da başvuracağız.  Hukuk sadece onlardan ibaret değildir. Adaleti oralarda bulamayacağımızı anladık. Şu anda da yürüyüşte adalet arıyoruz."

YEŞİL ARTVİN DERNEĞİ: BU KADAR GEREKÇESİZ KARAR BEKLEMİYORDUK

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan'da kararı eleştirdi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu Anda adalet yürüyüşündeyiz. Hukukun bu kadar bittiğini düşünememiştik. Umudumuz vardı. Daha önceki gerekçeli kararları biliyorduk ama bu kadar gerekçesiz bir karar beklemiyorduk. Ama bunlar bizim kararımızda bir değişiklik yaratmaz. Her zaman mücadelemizi sürdürdük.  Yaşam alanlarımızı, gelecek kuşaklara bırakacağımız yaşam alanlarını korumamız gerekiyor.  Hukuksuzluklar kendilerini bağlıyor. Halk, vatandaş olarak mücadelemizi sürdüreceğiz."

MÜCADELE 22 YIL ÖNCE BAŞLADI

Artvin'in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii'nde madencilik faaliyetlerinin planlanması üzerine 1995 yılında kurulan Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde birleşen Artvin halkı mücadele başlattı. 1996 yılında Kanadalı Cominco Madencilik şirketi bölgede faaliyet yapmak için ruhsat aldı. Ancak, aynı tarihte Artvin Valiliği Mahalli Çevre Kurulu'nun madencilikle ilgili olumsuz görüş bildiren raporu yayımlandı, 1998 yılında ise Maden Tetkik Araştırma (MTA) Genel Müdürlüğü bölgedeki heyelan risklerine dikkat çeken raporu açıklandı. 1998 yılında Artvin halkının 10 bini aşan imzalı metniyle dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı'na müracaat edildi ve proje tekrar incelenmek üzere durduruldu.

2002 YILINDA ŞİRKETLER ÇEKİLDİ

Kanadalı Cominco Şirketi, 2002 yılında projeden çekildi ve ruhsat hakkını yine Kanada merkezli Rize'de Çayeli Bakır Madeni'ni işleten INMET Mining Corporation'a devretti. 2005'te Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde projeye karşı açılan davada Rize İdare Mahkemesi önce, 'Yürütmeyi durdurma', ardından 2009 yılının sonunda da maden ruhsatının iptali yönünde karara verdi. Uzun süren yargı mücadelesi sonucunda Rize İdare Mahkemesi'nin maden ruhsatı iptali için verdiği kararı Danıştay 2002 yılında onadı. Artvin halkı böylece maden şirketlerinin bölgeden çekilmesini sağladı.

MADEN SAHASI YENİDEN İHALEYE ÇIKARILDI

Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2011 yılında Artvin Cerattepe ve Genya dağındaki maden sahalarını ihale yoluyla ruhsatlandıracağını duyurdu. 17 Şubat 2012'de yapılan ihalede bu alanlar Özaltın İnşaat Ticaret ve Sanayii A.Ş.'ye verildi. 2012 yılında ihalenin iptali ve ÇED raporu olmadan çalışmalara başlandığı gerekçesi ile Rize İdare Mahkemesi'nde 2 ayrı dava açıldı. İhale ile ilgili dava reddedilirken, ÇED davasında iptal kararı alındı. 2013 yılında da Özaltın A.Ş. ruhsatını Cengiz Holding'e ait Etibakır A.Ş.'ye devretti.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ÇEVRE DAVASI OLDU

Bakanlık, ihale süreci ardından bölgedeki bakır madeni için ÇED olumlu raporuna da onay verdi. Gelişme sonrasında Artvinliler, 2013 yılında yeni bir hukuk mücadelesi başlattı. Yeşil Artvin Derneği'nin Rize İdare Mahkemesi'ne açtığı davada mahkeme 24 Aralık 2014 tarihinde 'ÇED Olumlu' kararını iptal etti. Ardından firma yeni bir ÇED başvurusunda bulunarak 2 Haziran 2015'te yeniden, 'ÇED Olumlu' kararı aldı. Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde 751 kişi ile 61 avukat, 8 Temmuz 2015'te Rize İdare Mahkemesi'ne ÇED Olumlu raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türkiye'nin en büyük çevre davasını açtı.

DÖNEMİN BAŞBAKANI DEVREYE GİRDİ, ÇALIŞMALAR DURDU

Eti Bakır A.Ş., ÇED raporu ile ilgili verilmiş bir yargı kararı olmaması nedeniyle Artvin Valiliği'ne başvurarak 16 Şubat 2016 tarihinde iş makinelerini Cerattepe Bölgesi'ne çıkarmak istedi. Artvin halkı, araçları ile yola kurdukları barikatlarla iş makinelerinin bölgeye çıkmasına izin vermedi. 2 gün boyunca polis ve jandarmanın biber gazı, cop ve plastik mermi ile yaptığı müdahalelerin ardından iş makineleri Cerattepe Bölgesi'ne çıkarıldı. Olayların büyümesi üzerine Artvin heyeti ile Ankara'da görüşen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, hukuki süreç sona erene kadar Cerattepe'de çalışma yapılmaması yönünde talimat verdi.

BÖLGENİN ARŞİV GÖRÜNTÜLERİ

Muhammet KAÇAR-Adem GÜNGÖR/ARTVİN, -

===================================================

Otomobilin uçtuğu sulama kanalında 1 kişi kayıp (EK)

4)KAYIP SARIEL'İ ARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Tokat'ta sulama kanalına uçan otomobilde bulunan ancak ulaşılamayan 20 yaşındaki Zeki Sarıel'i arama çalışmaları devam ediyor. Merkeze 10 km uzaklıkta bulunan Devlet Su İşlerine ait  kanalın kapakları kapatıldıktan sonra, sulama kanalı içerisindeki su seviyesinin azalmasının ardından AFAD ekipleri sulama kanalı içerisine girerek Zeki Sarıel'i arama çalışmaklarına başladı. Yaklaşık 5 saat süren arama çalışmalarında toplam 8 kilometre alan tarandı. Fakat  Sarıel'e ulaşılamadı.  Arama çalışmalarına Zeki Sarıel'in babası Halim ve kardeşi Ramazan da katıldı.

Araç içerisinden yaralı olarak kurtulan otomobil sürücüsü Esat Özer ve Mustafa Yıldız, Tokat Devlet Hastanesi'ndeki tedavilerinin ardından Karşıyaka Polis Merkezene götürüldü. İfadesi alınan iki arkadaş serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Ekiplerin kanalda arama çalışmaları

-Çalışmaları takip eden baba ve kardeşi

-Kayıp gencin fotosu

Haber-Kamera: TOKAT,

==============================================

5)CİNAYETİ, SEVGİLİSİNDEN PARA İSTENDİĞİ İÇİN İŞLEMİŞ

KONYA'da otomobili ile hareket halindeyken pompalı tüfekle öldürülen 39 yaşındaki Yunus Şener'in, 29 yaşındaki Yaşar Urdemir tarafından vurulduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Urdemir, ifadesinde cinayeti poliste fuhuştan kaydı olan sevgilisi 20 yaşındaki Büşra  B.'den sürekli para istediği için öldürdüğünü anlatırken, "Büşra B., beni aradı, 'Sen nasıl sevgilisin, ne yapacaksan yap' dedi. Ben de pompalı tüfekli vurdum" dedi.

Olay, geçen salı günü saat 00.30 sıralarında merkez Karatay ilçesi Aziziye Caddesi'nde meydana geldi. Yunus Şener, 42 SR 969 plakalı otomobili ile cadde üzerinde seyir halindeyken, silahlı saldırıya uğradı. Göğsünden yaralanan ve kanlar içinde kalan Şener'in, direksiyon kontrolünü yitirdiği otomobili bir işyerinin camına çarpıp durdu. Ambulansla Meram Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Şener, tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

CİNAYET, KAHKAHA SESİ SAYESİNDE ÇÖZÜLDÜ

Araştırma yapan cinayet büro amirliği ekipleri, olayın meydana geldiği caddenin bir arka sokağından kadın kahkaha sesinin geldiğini duydu. Arkadaki caddeye geçen polis, daha önce poliste 'Fuhuş yapmak' suçundan kaydı olan Büşra B. ve Büşra C.'nin olduğunu fark etti. Polis, iki kadının davranışlarından da şüphelenip gözaltına aldı. Sorgulanan Büşra B., cinayeti sevgilisi Yaşar Urdemir'in işlediğini iddia etti. Polis, Yaşar Urdemir ile olay anında yanında bulunan arkadaşları Fevzi K. ile  Nihat H.'yi gözaltına aldı.

Büşra B., ifadesinde daha önceden tanıdığı öldürülen Yunus Şener'in, kendisinden sürekli para istediğini öne sürerek, şöyle dedi:

"Yunus daha önce de sürekli para istiyordu. Ona günlük 50 lira vermem gerektiğini, aksi halde beni çalıştırtmayacağını söylüyordu. Olay günü akşam saatlerinde arkadaşım Büşra C. ile beni, Ahlak Büro Amirliği ekibindeki polisler gözaltına almıştı. İfademiz ardından hakkımızda yasal işlem başlatılıp serbest bırakıldık. Emniyet Müdürlüğü'nden çıktıktan sonra Yaşar bizi çalıştığımız caddeye bırakıp, gitti. Yunus, yanıma gelerek yine para istedi, tehdit etti. Ben de Yaşar'ı  telefonla aradım. 'Gel beni bu adamdan kurtar artık. Canıma tak etti. Sen nasıl sevgilisin' dedim. Yaşar hemen geldi, Yunus'a ateş etti."

Yaşar Urdemir polise verdiği ilk ifadesinde, Yunus Şener'in, sevgilisinden sürekli para istediğini, vermediği takdirde kendisini döveceğini, çalıştırmayacağını söylediğini ileri sürerken, "5 ay önce Yunus ile kavga ettik. Beni dövüp hastanelik etti. Kendisi de hapse girdi. 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra çıktı. Olay günü sevgilim Ahlak Büro Amirliği'ndeydi. Onu alıp çalıştığı yere bıraktım. Aradan 1 saat geçtikten sonra beni arayıp, 'Yunus geldi yine para istiyor. Artık canıma tak etti. Ne yapacaksan yap. Sen nasıl sevgilisin?' dedi. Yanıma arkadaşlarımı alıp çalıştığı caddeye gittim. Yunus caddeden ayrılmak üzereydi. Yanımda getirdiğim pompalı tüfekle onu vurdum" dediği ifade edildi.

OBJEKTİFLERE GÜLDÜ

Gözaltına alınan 2'si kadın 5 şüpheli dün adliyeye sevk edildi. 'Azmettirme' suçundan adliyeye sevk edilen Büşra B., gazetecilere dönüp, kameralara gülümsedi. Şüphelilerden Yaşar Urdemir, 'Kasten adam öldürme' suçundan tutuklandı. Büşra B. ise, adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Diğer şüpheliler Büşra C., Fevzi K. ve Nihat H., savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Büşra B., geçen 30 Haziran günü de 100 lira karşılığı bir otomobilde ilişkiye girdiği bir gencin, zorla içinde 440 lira bulunan iç çamaşırındaki cüzdanını aldığı iddiasıyla polise şikayette bulunmuştu ve olaya karıştığı öne  sürülen genç, adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.

Görüntü Dökümü

----------------

Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi

Sağlık kontrolünden çıkartılması

Olay yeri detay

(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

============================================

6)KAYSERİ'DEKİ CİNAYETİN ZANLILARI, HAKİM KARŞISINDA

KAYSERİ'de 43 yaşındaki Kıvanç Kansu'yu, vurarak öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan 36 yaşındaki Hüseyin Öztürk ile yanındaki 21 yaşındaki Batuhan Kalkan, polisteki sorgularının ardından adliyeye gönderildi.

Merkez Melikgazi İlçesi Şiremenli Caddesi'nde, 2001 yılında işlediği cinayetten çarptırıldığı hapis cezasını tamamlayarak bir süre önce cezaevinden tahliye olan 43 yaşındaki Kıvanç Kansu, yolda yürürken silahlı saldırıya uğradı. 16 yıl önce öldürdüğü kişinin yakını olduğu belirtilen 36 yaşındaki Hüseyin Öztürk'ün tabancayla peş peşe açtığı ateşle yaralanan Kıvanç Kansu, kaldırıldığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yaşamını yitirdi. Soruşturma başlatan polis,  kaçan Hüseyin Öztürk ile yanındaki 21 yaşındaki Batuhan Kalkan'ı saklandıkları evde yakaladı. Şüpheliler, emniyetteki sorgularının ardından Adli Tabiplikte sağlık konrolünden geçirilerek adliyeye gönderildi.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Cinayet zanlılarının Adli Tabipliğe getirilişi

-Detay görüntü

( Haber-Kamera: Zafer BARIŞ/KAYSERİ DHA)

GÖRÜNTÜ BİLGİSİ: AA, İHA

======================================================

7)KAHRAMANKAZAN'DA 1,5 MİLYON TL'LİK HİNT KENEVİRİ OPERASYONU

ANKARA'nın Kahramankazan ilçesinde oluşturulan bir ada üzerinde yetiştirilen ve piyasa değeri 1,5 milyon lira olduğu tahmin edilen Hint keneviri ele geçirildi. Polis ekipleri, 5 gun boyunca giriş çıkışlar için pusu kurup beklerken, sonunda iş makinelerinin yardımı ile operasyon düzenledi. Aydın Mahallesi, Ovaçayı üzerinde bulunan bir ada üzerinde yetiştirilen ve hasada hazır Hint keneviri, polisler tarafından sökülerek imha edilmek üzere emniyete götürüldü.

Kahramankazan, Aydın Mahallesi Ovaçayı üzerinde sazlık ve yabani ağaçlarla çevrili doğal bir ada üzerinde Hint keneviri üretildiği ihbarını alan Kahramankazan İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polisler, düzenledikleri operasyonla hasada yakın 700'ün üzerinde Hint keneviri ele geçirdi. Piyasa değeri yaklaşık 1,5 milyon lira olduğu öğrenilen 700 kök Hint keneviri, ekipler tarafından sökülerek imha edilmek üzere emniyete götürüldü. Tarlada inceleme yapan ekipler, bulunan malzemeler üzerinde parmak izi aradı, ancak bir sonuca ulaşamadı. Emniyetin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

EKİPLER, ADAYA İŞ MAKİNESİ İLE ULAŞABİLDİ

Gelen ihbar üzerine bölgede inceleme yapan polis ekipleri, 5 gün boyunca pusuya yatıp, zehir tacirlerine ulaşmaya çalıştı. Ancak gelen ve giden olmayınca, operasyon için düğmeye basıldı. Yüksek ağaçlar ve sazlıklarla çevrili adanın içini dışarıdan görüp, adaya ulaşmanın mümkün olmadığı gözlendi. Bataklık, sazlık, dikenli ot, yüksek ve sık ağaçlarla çevrili adanın iç kısımlarında bulunan ağaçlar ve yabani otların zehir tacirleri tarafından kesilerek tarlaya çevirdiği belirlendi. İş makinası yardımıyla adaya ulaşan ekipler, Hint kenevirinin ekili olduğu bölgeye ulaşmakta da bir hayli zorlandı.

HAVADAN İNCELEME

Bölgeye ulaşımın zor olmasından dolayı tarama yapmak için drone denilen hava aracı kiralayan polis ekipleri, adanın devamında başka bir bölgenin daha aynı şekilde temizlenerek Hint keneviri ekildiğini tespit etti. Köylülerin de yardımıyla hasada hazır Hint kenevirleri sökülerek imha edilmek üzere emniyete götürüldü. Ekipler, bölgede ayrıca çalılıkların altına saklanmış küçük bir sulama motoru ve gübre, çapa aletleri ile küçük bir bidonda benzin ele geçirdi. Zehir tacirlerinin, olgunlaşmış olan Hint kenevirlerini de kurutmaya bıraktığı tespit edildi.

Aydın Mahallesi Muhtarı Ahmet Özkan, 47 yıldır bu bölgede yaşayan bir kişi olarak buralarda böyle alanların olduğunu bilmediğini söyledi. Özkan, "Buralara girmek mümkün değil. Çocukluğumuzda balık tutmaya gelirdik buralara, ancak köylülerimiz dahi bu küçük adalara geçtiğini, buralarda böyle alanların olabileceğini düşündüklerini sanmıyorum. Bölgenin yakınlarında geçtiğimiz yıllarda da yapılan bir operasyonla zehir tacirleri tarafından Hint keneviri ekildiği tespit edilmiş bir kişi gözaltına alınmıştı" dedi.

Görüntü dökümü

-------------------------------

Bölgeden detay görüntüler

Bölgenin havadan görüntüsü

Polislerin tarlaya ulaşabilmek için otlarla mücadelesi ve çabaları

Hint kenevirlerinin sökülmesi

Adayı tarlaya çevirmek için katlettikleri ağaçlar ve çalılıklar

Ele geçirilen diğer malzemeler ve onlardan parmak izi alma çalışması

Operasyonun adından iş makinasının toprak doldurduğu kanalı yeniden açması

Hasan POLAT/KAHRAMANKAZAN(Ankara), -

===============================================

8)ELMADAĞ'DA BİR HAFTADIR AKMAYAN SU VATANDAŞLARI SOKAĞA DÖKTÜ

ANKARA'nın Elmadağ İlçesine bağlı Şehitlik ve Havuzbaşı mahallerinde sık sık kesilen, son bir haftadır da akmayan musluk suları, mahalle sakinlerini sokağa döktü. Altyapı sıkıntısı nedeniyle boruların çürüyüp patladığı,  kentsel dönüşüm nedeniyle de son 5 yıldır hizmet verilemediği belirtilen iki mahallede sık sık kesilen musluk suyu, vatandaşları sıkıntıya soktu. Sıcak yaz günlerinde perişan olduklarını belirten vatandaşlar, soruna çözüm getirilmesini istediler.

Su sıkıntısı sorunlarının 5 yıldır devam ettiği belirten mahalle sakinleri, "Musluk sularımız bazen 3, bazen 5 gün, son haftada ise 7 gündür hiç akmadı. Bir ara sularımız geldi, 7-8 saat sonra yeniden kesildi. Su hayattır, susuz hiç bir şey olmuyor" diyerek tepkilerini dile getirdiler. Hasanoğlan'nın en eski yerleşim yerinde ikamet ettiklerini belirten vatandaşlar, "1953 yılında yapılan alt yapı ile idare ediliyoruz. Bu iki mahallede binlerce aile yaşıyor. Ama gel gör ki ne sularımız düzenli akıyor, ne de alt yapımız düzgün. Bu nedenle sık sık sularımız kesiliyor. Susuz kaldığımızda yüzlerce metre uzaklıktaki pınarlardan su taşıyoruz. Bu pınarların da ne derece sağlıklı olduğunu bilemiyoruz" diyerek sıkıntılarını dile getirdiler.

SU AKMIYOR, DOĞALGAZ, KALDIRIM YOK, YOLAR ASVALTSIZ

Tepkisini dile getiren Şehitlik Mahallesi sakinlerinden Havva Mercan Şafak, "Mahallemizde son beş yıldır devamlı su kesintileri oluyordu. Ama son aylarda günlerce, son 7 gündür de sularımız hiç akmadı. Çözüm için başvurmadığımız makam kalmadı. 'Taşıma su ile değirmen dönmez' diyorlar. Bizler de yüzlerce metre uzaklıktan su çekerek ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Bazen de belediye tankerlerle su gönderiyor. Şehitlik ve Havuzbaşı Mahallesi'ne kentsel dönüşüm nedeniyle hiç bir yatırım yapılmadı. 1953 yılında yapılan alt yapı ile hizmet almaya çalışıyoruz. Bu nedenle evlerimizde doğalgaz yok, yollarımız asfaltsız, kaldırım yok. Biraz rüzgar esse elektriklerimiz  kesiliyor. Kentsel dönüşüm projesinin iptal edildiği konusunda duyumlar alıyoruz. Susuz yaşam olmuyor. Yetkililerin alt yapı sorununu biran önce çözüme kavuşturup, sıkıntımızı gidermelerini istiyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

Mahalle halkının su sıkıntılarını anlatması

Vatandaşların susuz kalmamaları için bahçelerinde depoladıkları bidonlardan görüntüler

===========================================

9)MOTOSİKLET TİCARİ TAKSİYLE ÇARPIŞTI: 1 ÖLÜ

TEKİRDAĞ'ın Çorlu İlçesi'nde ticari taksiyle çarpışan motosiklette yolcu olarak bulunan 26 yaşındaki İlker İlhan hayatını kaybetti.

Kaza, Omurtak Caddesi üzeri Lale Sokak üzerinde meydana geldi. Omurtak Caddesi üzerinden Lale Sokağa dönüş yapmak isteyen Erkan B. yönetimindeki 59 T 5350 plakalı ticari taksi, karşı yönden gelen Alper Şen yönetimindeki 59 RF 245 plakalı motosiklet ile çarpıştı. Kazada devrilen motosikletten düşen sürücü Şen ile arkasında yolcu olarak bulunan arkadaşı İlker İlhan ağır yaralandı. Yaralılar, çağrılan ambulanslarla Çorlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İlker İlhan, doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. İlhan'ın cesedi otopsi için hastane morguna konuldu. Taksi sürücüsü Erkan B. ise polis tarafında gözaltına alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Kaza yeri

-Motosikletten görüntü

-Trafik polislerinden görüntü

-Ticari taksiden görüntü

-Ölenin kimliği

-Acil tabelası

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),-

====================================================

10)PSİKİYATRİ HASTASI, HASTANEDE KALDIĞI ODAYI ATEŞE VERDİ

TEKİRDAĞ'ın Çorlu İlçesi Devlet Hastanesi psikiyatri  servisinde tedavi gören M.A., kaldığı odayı ateşe verdi. Yangın itfaiyenin müdahalesiyle söndürülürken, olayda ölen ya da yaralanan olmadı.

Olay, Çorlu Devlet Hastanesi'nin psikiyatri servisinde meydana geldi. Hastanenin psikiyatri servisinde tedavi gören M.A., iddiaya göre kaldığı odayı ateşe verdi. Odadan dumanların çıktığını gören kat görevlileri itfaiyeye haber verdi. Bu sırada da M.A. odadan çıkartılıldı. Yangın, itfaiye ekibinin müdahalesiyle söndürüldü.

Olayla ilgili olarak bilgi veren Tekirdağ Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğine atanan Op. Dr. Cengiz Becerir, "İtfaiyenin müdahalesiyle yanan oda söndürüldü. Hiçbir sıkıntı yok. Ateşe verildikten sonra hemen söndürülmüştür. Zaten bina akıllı bina. Şuan için psikiyatri servisinde bir sıkıntı yokö dedi. Soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Hastane tabelası

-Acil tabelası

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),-

================================================

11)DANALAR TÖRENLE MERAYA SALINDI

ERZURUM'un Narman İlçesi'ndeki Cami Kebir Mahallesi'nde ıslah edilen meraya kurdele kesildikten sonra davul- zurna çalınarak danalar salındı.

Ot kalitesinin iyileştirilmesi, kaba yem açığının kapatılması, erozyonun önlenmesi, çevrenin korunarak geliştirilmesi amacıyla Narman'ın Cami Kebir Mahallesindeki yaylada, mera ıslah projesi uygulandı. Projenin tamamlanması nedeniyle yaylada düzenlenen törene Ak Parti Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, Vali Yardımcısı Hamza Özer, Narman Kaymakamı Mehmet Balıkçılar,  Narman  Belediye Başkanı Yücel Ahmet İşleyen, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Osman Akar, daire müdürleri ve çiftçiler katıldı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın söylenmesi ile başladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Osman Akar, meraların atalardan miras kaldığına dikkat çekerken Erzurum'da 360 bin hektar işlemeli tarım arazisi 1,6 milyon hektar mera, 650 bin büyükbaş, 800 bin küçükbaş hayvan ve 132 bin arılı kovan varlığı bulunduğunu söyledi. Akar, şöyle dedi:

"Tarımsal potansiyelimiz ağırlıklı olarak hayvancılık faaliyetidir. Hayvancılıkta en büyük girdi, kaba yem teminidir. Bölgede kaba yem teminin en ucuz yolu ise sahip olduğumuz meralardır. Erzurum mera varlığı açısından Türkiye'nin yüzde 11'i gibi çok önemli bir potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır. Bu büyük bir zenginliktir. Bizler bu zenginliği gözümüz gibi korumalı ve verimini artırmanın yollarını aramalıyız. Bunun yolu da meraların planlı yönetilmesinden geçiyor. Eğer bunları yapamazsak bu zenginliğimizin kısa süre içerisinde elden çıkmasını da engelleyemeyiz. Ayrıca kırsaldan kentlere göçü önlemenin yolu da meraları ıslah etmekten geçiyor.  Çünkü karlı ve verimli bir hayvancılık yapılamadığı anda genç nüfus için kırsal alanda yaşamak cazip hale gelmediğinden, bir süre sonra köyden göç ettiğini görüyoruz. Gençlerimizin göç etmemesi ve hayvancılığın cazip hale gelmesi için mevcut mera alanlarını koruyarak ve ıslah ederek çiftçinin hizmetine sunmak istiyoruz."

Yapılan konuşmaların ardından davul ve zurna eşliğinde yöreye özgü halk oyunları oynandı. Protokolün merada kırmızı kurdeleyi kesmesi ardından 4 bin kadar büyük ve küçükbaş hayvanın yararlanacağı merada danalar otlamaya bırakıldı. Törene katılanlar güneşe karşı çadırda ağırlandı. Mera açılış törenine katılanlara daha sonra döner, pilav ve karpuz ikram edildi.

Görüntü Dökümü (ÖZEL)

------------------------------------

-Tören yapılan mera alanı

-Törene katılan protokol ve çiftçiler

-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı

-Folklor gösterisi

-Osman Akar'ın konuşması

-Kurdeal kesilmesi

-Danaların meraya salınması

-Yerel sanatçının türkü söylemesi

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

SÜRE: 06.06 BOYUT: 372

======================================

12)HEM SERİNLİYOR, HEM DE BALIK TUTUYORLAR

SON yılların en sıcak günlerinin görüldüğü Ağrı'da, çocuklar serinlemek için Murat Nehri'ne giriyor.

Yaşları 8-12 arasında değişen 9 çocuk, kavurucu sıcaklardan korunmak için tehlikeye aldırış etmeden girdikleri Murat Nehri'nde olta ile balık tuttu, hem de yüzerek serinlemeye çalıştı. Tek taşla iki kuş vurduklarını söyleyen çocuklardan Buğra Kılıç, "Balık tutuyoruz hem de nehre girerek serinliyoruz. Nehrin suyu biraz pis ama bu sıcaklarda iyi geliyor" diye konuştu.

Ağrı kent merkezinden geçen Murat Nehri bu günlerde serinlemek isteyen ve yün yıkayan kadınların da akınına uğruyor.

Görüntü Dökümü (ÖZEL)

------------------------------------------

-Çocuklar yüzerken

-Buğra Kılıç açıklama

Haber- Kamera: Oğuzhan HANÇER/ AĞRI,

Süre: 1.34 DK/ 17.8 MB)

============================================

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement