Dha Yurt Bülteni-7

BELEDİYE İŞÇİSİNDEN BİSİKLETE BİNEN KADINA 'TAHRİK EDİYORSUNUZ' SALDIRISI

ZONGULDAK'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde, belediyede taşeron işçi olarak çalışan S.K. 'Filyos'ta kadınların bisiklete binmesini istemiyoruz. Bisiklete binerek herkesi tahrik ediyorsunuz' diyerek G.G. adlı kadının boğazını sıktı. Filyos Belde Belediye Başkanı Ömer Ünal, tekrar beldeye gelen Zonguldak Kadın Platformu üyesi kadınları çiçeklerle karşılayarak, "O kişi adına sizden özür diliyorum" dedi.

Zonguldak Kadın Platformu üyesi 20 kadın, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde Filyos Beldesi'nde bisiklete bindi. Bu sırada iddiaya göre, belediyede taşeron işçi S.K. bisiklete binen kadınların arasında bulunan G.G.'ye laf atarak saldırıda bulundu. Kadının boğazını sıkan S.K.'nın "Filyos'ta kadınların bisiklete binmesini istemiyoruz. Bisiklete binerek herkesi tahrik ediyorsunuz" dediği iddia edildi. Kadınların şikayeti üzerine jandarmanın gözaltına aldığı S.K., ifadesinin alınmasının ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturmasını sürdüren jandarma, S.K. ile G.G. arasında daha önceye dayalı husumet bulunduğunu tespit etti. Ayrıca S.K.'nın ifadesinde kadınlara yönelik söylediği iddia edilen sözleri kabul etmediği öğrenildi.

BELEDİYE BAŞKANI ÖZÜR DİLEDİ

Zonguldak Kadın Platformu üyesi kadınlar, dün trenle tekrar Filyos beldesine gitti. Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, kadınları tren istasyonunda çiçeklerle karşıladı. Ünal, kadınlara çiçek vererek özür diledi. S.K.'nın iddia edildiği gibi koruması olmadığını ve olayın şahsi bir mesele olduğunu söyleyen Ünal, "Filyos'a hoş geldiniz. Olay yargıda. O kişi adına sizden özür diliyorum. İstediğiniz zaman Filyos'a gelebilirsiniz. Benim eşim de sahilde dolaşıyor. Burada kimse kimseyi rahatsız etmez, taciz etmez. Bu olay şahsidir, siyasi değildir, bizle bir bağlantısı yoktur. Bisiklete binmek istediğiniz zaman bizi de arayın. Bizde sizinle bisiklete binelim" dedi.

Zonguldak Kadın Platformu Sözcüsü Lale Tetik ise Filyos halkıyla bir sorunları olmadığını, Filyos'u çok sevdiklerini söyleyerek, "Filyos'ta saldırıya uğrayan arkadaşımızdan da özür dilenmesini istiyoruz. Şiddet uygulayan kişinin cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

Kadınlar daha sonrası Filyoslu kadınlar ile birlikte kahvaltı yaptıktan sonra beldede bisiklet gezdi. Çaycuma, Bartın, Amasra ve Devrek'ten gelen bisiklet topluluğu üyeleri de kadınlara destek amaçlı bisiklet turuna katıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Filyos Belediye Başkanının çiçek vermesi ve konuşması

Kadınların teşekkür etmesi

Kadınların bisiklete binmesi

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ÇAYCUMA(Zonguldak), -

====================================================

CESEDİ PARKA ATILAN SURİYELİ BEBEĞİ DAHA ÖNCE DE DÖVÜP SERBEST KALMIŞ

GAZİANTEP'te, cesedi valize konularak parka bırakılan Suriyeli 5 aylık Teymhim'i döverek öldüren Ziyad El Abdullah'ın (24), olaydan 9 gün önce de bebeği dövdüğü, ancak savcılık tarafından serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

Kemal Köker Caddesi'ndeki 100'üncü Yıl Parkı'nda, geçen cumartesi günü akşam saatlerinde şüpheli valiz görenler, polise haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, valizin içinde buz ile battaniyeye sarılı kız bebek cesediyle karşılaştı. Adli Tıp Kurumu'na götürülen ve yapılan otopsisinde 5 aylık olduğu, kafatasında çatlak, vücudunda ise işkence izleri ve morluklar belirlenen bebeğin ölümüyle ilgili Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği bünyesinde özel ekip oluşturuldu. Kentte son 5- 6 ayda doğan bebeklerden alınan topuk kanlarıyla eşleştirilmesi için cenazesinden numune alınan bebeğin ölümüyle ilgili oluşturulan özel ekip, çok sayıda mobese ve güvenlik kamerasının kayıtlarını incelemeye alındı.

17 SAATLİK KAMERA KAYDI İZLENDİ

Özel ekip, bebeğin cansız bedeninin bulunduğu andan itibaren 17 saat boyunca güvenlik kameralarının kayıtlarını izledi. Görüntülerden 100'üncü Yıl Parkı'ndaki bebeği valizle bırakan kişinin, Binevler Mahallesi'nde geçen 7 Aralık akşamı kaydedilen ve kucağındaki çocuğu dövüp, duvara vurduğu güvenlik kamerasına yansıyan kişi ile aynı olduğu belirlendi. Yapılan araştırmada, şüphelinin Suriye uyruklu Ziyad El Abdullah olduğunu belirleyen özel ekip, Abdullah'ı Binevler Mahallesi'ndeki kiralık evde birlikte yaşadığı bebeğin annesi İhlas El Baho ve çifte yardım ettiği öne sürülen Cerrah El Abdullah'ı (19) gözaltına aldı.

SAVCILIK SERBEST BIRAKMIŞ

Ziyad El Abdullah'ın defalarca tokatladığı bebeğin başını duvara vurduğu görülen, 7 Aralık akşamı kaydedilen güvenlik kamerası görüntülerinden 2 gün sonra 9 Aralık'ta gözaltına alınarak, Düztepe Polis Merkezi'ne götürüldüğü ortaya çıktı. Bebeğe darp raporu da alınan olaydan sonra emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ziyad El Abdullah'ın savcılık tarafından serbest bırakıldığı belirlendi.

İŞKENCE YAPMIŞ

Özel ekip tarafından derinleştirilen soruşturmada, İhlas El Baho'nun daha önce evli olduğu Muhammet Hacar ve kayınvalidesi Mefrun El Hacar ile birlikte 4 yıl önce Suriye'nin Halep kentinden Gaziantep'in Nizip ilçesine geldikleri belirlendi. Emniyette ifadesi alınan İhlas El Baho, Ziyad El Abdullah'a aşık olduğunu ve hamileyken kocasıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle kaçtığını anlattı. İhlas El Baho, 1 yıldır dini nikahla birlikte yaşadığı Ziyad El Abdullah'ın, bebeğini ve kendisini sürekli dövdüğünü ve kızının vücuduna maşayla tuttuğu közü basarak, sürekli işkence yaptığını anlattı. Baho, "Kocamla anlaşamıyordum. Hamileydim ve tanıştığım Ziyad, benimle ilgiliydi. Bana ve doğacak çocuğuma sahip çıkacağını söyledi. Ben de kocamla anlaşamıyordum. Aşık oldum ve ikna olup, kaçtım. Sonra bana ve kızıma sürekli şiddet uyguluyordu. Daha önce de başını duvara vurdu. Maşayla kızımın vücudunu yaktı" dedi.

'AĞLADIĞINDA AKREP SOKMUŞ GİBİ HİSSEDİYORDUM'

Bebeği işkence yaparak, öldüren Ziyad El Abdullah'ın ilk ifadesinde cinayeti reddettiği, aksine İhlas El Baho'ya ve bebeğine sahip çıktığını söylediği öğrenildi. Daha sonra cinayeti itiraf eden Ziyad El Abdullah, bebeğin ağlama sesinden rahatsız olduğunu, kendisini akrep sokar gibi hissettiğini öne sürerek, "Ben, onlara sevgimi verdim. Bebeği sevdim, onu uyutuyordum. Bebek koltuktan düştü. Annesine kızın nefes almadığını söyledim; ama oralı olmadı. Çok kötü ağlıyordu. Sesi rahatsızlık vericiydi. Ağladığında akrep sokmuş gibi hissediyordum. Bebek nefes alamadı ve öldü. Sonra ben, arkadaşım Cerrah'ı çağırdım. Yanına buzla valize koyduk ve valizi parka bıraktık" diye konuştu.

Emniyetteki işlemlerinin ardından 3 şüpheli, güvenlik önlemleri eşliğinde Şehitkamil Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

BEBEĞİN CENAZESİ BABASINA VERİLECEK

Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsisinde 15 Aralık günü öldüğü belirlenen bebeğin cenazesi, morga konuldu. Bebeğin cansız bedeninin, Nizip ilçesinde ulaşılan öz babası Muhammet Hacar'a verileceği belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Ölen bebek Teymhim'in fotoğrafı

Güvenlik kamerası görüntüleri

Ziyad El Abdullah'ın bebeği tokatlayıp duvara vurması

Çiftin yürümesi

Şehitkamil Devlet Hastanesi

Gözaltına alınan Suriyeli çift

Şüphelilerin sağlık kontrolüne götürülmesi

Polis araçlarının gitmesi

Genel ve detay görüntüler

GEÇİLEN GÖRÜNTÜ

Gavenlik kamerası görüntüler

Suriyeli adamın kucağında bebekle yürümesi

Adamın bebeği duvara vurması

Adamın bebeği tokatlaması

Arkadan yürüyen Suriyleli kadın

----------------------------------

Adli Tıp Kurumu

Olay yeri

Cesedin konulduğu valiz

Polislerin incelemeleri

Ambulansa konulması

Genel ve detay görüntüler

---------------------------------------

Cesedin konulduğu valiz

Polislerin incelemeleri

Ambulansa konulması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Mücahit YOLCU-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

==================================================

MOTOSİKLETLE OKULA GİDERKEN KAZA YAPAN 2 LİSELİ ÖLDÜ (2) (YENİDEN)

GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, Ertuğrul Gazi Anadolu İmam Hatip Lisesi 10'uncu sınıf öğrencileri Burak Demirci (16) ile Bünyamin Emre Kızıl (16), okula gittikleri motosikletle midibüse çarparak yaşamlarını yitirdi.

Manavgat'a bağlı Kavaklı ile Sarılar mahallelerini bağlayan 'T' kavşakta, saat 08.00 sıralarında meydana gelen kazada, Tamer C. yönetimindeki 07 J 74931 plakalı otel servis midibüsüyle Burak Demirci'nin kullandığı 07 JL 664 plakalı motosiklet çarpıştı. Kazada, midibüsün altına giren motosikletteki Burak Demirci ile arkasında oturan Bünyamin Emre Kızıl ağır yaralandı.

İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Midibüsün altından çıkarılan öğrencilerden Kızıl'ın olay yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Demirci ise yapılan ilk müdahalenin ardından ilçedeki özel bir hastaneye sevk edildi. Durumu ağır olan Burak Demirci de kurtarılamadı. Bünyamin Emre Kızıl ile Burak Demirci'nin kaza sırasında başlarında kask olmadığı belirtildi.

Acı haber, Ertuğrul Gazi Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde büyük üzüntüye neden olurken, Bünyamin ve Burak'ın okuduğu 10-A sınıfındaki öğrencilere okul yönetimi tarafından izin verildi.

Ölen öğrencilerden Bünyamin Emre Kızıl'ın Side'ye bağlı Cennetler Mahallesi'nde, Burak Demirci'nin ise Mimar Sinan Mahallesi'nde oturduğu, çocukların bulunduğu mahallelerden okullarına servis aracının gitmediği, şehir içi ulaşımın ise birkaç araçla ancak sağlanabildiği kaydedildi.

Burak Demirci'nin kaza yaptıkları motosikleti bir hafta önce bir arkadaşından geçici süreliğine okula gidip gelmek için emanet aldığı belirtildi.

Midibüs sürücüsü Tamer C., jandarma tarafından gözaltına alındı, soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Güvenlik kamerası görüntüsü

Bünyamin Emre Kızıl'ın fotosu

Burak Demirci'nin fotosu

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), -

==============================================

SİİRT'TE VİYADÜK ASMA KÖPRÜSÜ ÇÖKTÜ

ÇÖKME ANI KAMERADA

TÜRKİYE'nin en büyük konsol viyadüklü köprüsü olan ve yapımı tamamlanmak üzere olan Siirt'in Pervari ilçesindeki Beğendik Köprüsü'nün bir bölümü, henüz bilinmeyen bir nedenle çöktü. Çökme sırasında can kaybı yaşanmadı.

Pervari ilçesinde yapımına 2013 yılında başlanan, 150 metre yüksekliğindeki viyadükte yapılan, 410 metre uzunluğundaki Beğendik Asma köprüsü, bugün sabah saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle çöktü. 200 kişinin inşaattında çalıştığı ve bitmesine çok az kalan köprünün son bağlantılarının yapıldığı sırada büyük bir gürültüyle çöken köprü inşaatında can kaybı yaşanmadı.

Köprü inşatının şantiye şefi Ali Okumuş, 2013 yılında yapımına başlanan köprünün 2018 yılında tamamlanmasının planlandığını belirterek köprünün, son bağlantısının yapıldığı sırada çöktüğünü söyledi. Beğendik Köprüsü'nün son bağlantısının yapılırken yaklaşık 50 metrelik bölümün çöktüğü belirtildi. Köprünün neden çöktüğü konusunda mühendisler inceleme başlattı.

Öte yandan, yapımı 2013 yılında başlanan Beğendik asma köprüsünün, Türkiye'nin en büyük konsol viyadüklü köprüsü olduğu öğrenildi. 150 metre yüksekliğinde ve 410 metre uzunluğunda olan köprü maliyetinin de 100 milyon lira olduğu kaydedildi. 200 kişinin çalıştığı köprünün, 2018 yılı sonlarında tamamlanması planlanıyordu.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Çökme anı (CEP TELEFONU)

ARŞİV

-Köprünün görüntüleri

Haber: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT, -

================================================

BİLECİK VALİSİ BÜYÜKAKIN: TARTIŞMALARIN MAKSADI İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİLDİR

BİLECİK Valisi Tahir Büyükakın, Bilecik'in ismini 'Ertuğrul' olarak değiştirilmesi önerisi ile ilgili yazılı açıklama yaparak, "Tartışmaların maksadı isim değişikliği değildir. Sadece isim değiştirerek şehirlerin kaderinin değişmeyeceği apaçık bir gerçektir" dedi.

Bilecik'te düzenlenen  'Marka Değerleriyle Uluslararası Bilecik Sempozyumu'nun kapanışında kentin isminin değiştirilmesiyle ilgili yaptığı öneri kentte tartışma yaratan Vali Tahir Büyükakın yazılı açıklamada bulundu. Büyükakın açıklamasında şunları söyledi:

"Bilecik Belediyesi tarafından düzenlenen 'Marka Değerleriyle Uluslararası Bilecik Sempozyumu' kapanışında, 'Bilecik Şehir Markası' kapsamında ele aldığımız ve 'tartışılması faydalı olacaktır' şeklindeki bazı önerilerimizin yerel ve ulusal kamuoyunda yankı bulmasını Bilecik adına bir kazanç olarak görmekteyim. Ancak konuya ilişkin tartışmanın sadece 'Bilecik'in adının Ertuğrul olarak değiştirilmesi de tartışılabilir' önerisi üzerine yoğunlaşmasının Bilecik Şehir Markası çalışmalarını sığ ve kısır bir zemine çekeceğini düşünmekteyim. Bu nedenle bazı hususların altının çizilmesinde yarar görüyorum.ö

Ertuğrul Gazi'nin Bilecik ve Türkiye açısından çok kıymetli bir değer olduğunu ifade eden Vali Büyükakın konuşmasın şöyle sürdürdü:

"Ertuğrul Gazi'nin bundan 736 yıl önce topladığı toy da çok kıymetli bir değerdir. Bu noktada tartışılması önerilen birinci husus söz konusu toyun 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı ile uluslararası ölçekte her yıl ilimizde toplanması ve ana temanın hep insanlığın huzuru olmasıdır. Bilecik'te her yıl uluslararası bir toy düzenlenmesi şehrimiz için başlı başına bir marka değeri fırsatı sunacaktır. Dirilişin, kuruluşun ve kurtuluşun şehri olarak Bilecik aynı zamanda şehirlerin kuruluşuna beşiklik etmiş bir şehirdir. Bu açıdan Bilecik, yeni yerel yönetim modellerine ve yeni şehir mimarisi konseptine pilot uygulama şehri olarak da görülebilir. Daha açık bir ifadeyle, son dönemde sürdürülmekte olan 'bütün şehir' tasarımı açısından da 'yatay-dikey mimari' tartışmaları açısından da pilot uygulamalara elverişli bir şehirdir. Bu ise sempozyum kapanışında tartışılmasını önerdiğimiz sonuncu husustur. Söz konusu üç önerinin 'Şehirler Kuran Şehir Bilecik' başlığı altında uzun vadeli bir vizyon projesi olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda, eğer bütün şehir modelinde pilot il seçilirsek şehrin adının Ertuğrul Gazi, merkez ilçenin adının Bilecik olması veya tersinin yapılması tartışılabilir. Şüphesiz başka öneriler de tartışılabilir. Tartışmaların maksadı isim değişikliği değildir. Sadece isim değiştirerek şehirlerin kaderinin değişmeyeceği apaçık bir gerçektir."

Bu arada Vali Tahir Büyükakın'ın Bilecik'in isminin Ertuğrul odlarak değiştirilmesi önerisi kentte tantışma yarattı. Bileciklilerden bazıları öheriyi olumlu karşılarken bazıları ise kentin isminin Bilecik olarak kalmasından yana olduklarını belirtti.

Görüntü dökümü:

-Sokakta vatandaşlarla yapılan röportajlar bulunuyor.)

Haber-Kamera: Cafer ELMAS-BİLECİK,

====================================================

MARAŞ DONDURMACISI KENDİ ŞAKASININ KURBANI OLDU

MÜŞTERİLERİNE şaka yaptıktan sonra dondurmayı veren Kahramanmaraş dondurmacısı, Özbek bir turist tarafından şakalandı ve parayı alması hiç kolay olmadı. Kadın turistin parayı dondurmacı gibi şaka yaparak vermesi, sosyal medyada binlerce kez izlendi.

Kahramanmaraşlı olan ve İstanbul'da çalışan ismi öğrenilemeyen dondurmacı ustası dondurma isteyen müşterisine şaka yaptı. Kahramanmaraş'a özgü kıyafetlerini de üstünde taşıyan dondurmacı, Özbek turiste külaha koyduğu dondurmayı uzattı ancak kadın turist dondurmayı bir türlü alamadı. Dondurmacıya şakayla yumruk sallayıp gülen kadın turist, dondurmayı alamayacağını anlayınca dondurmacıdan dolabın üstüne bırakmasını istedi.

Kadının bu isteğini kırmayan dondurmacı kendisine uzatılan parayı almak istedi ancak o sırada kadın turist tıpkı dondurmacı gibi parayı çekerek vermedi. Özbek turist, dondurmacı parasını her almak istediğinde parayı geri çekti. Kendi şakasının kurbanı olan ve sosyal medyada 200 binin üzerinde izlenen görüntülerde dondurmacı, kaşığa aldığı dondurmanın tamamını Özbek kadına uzatıp dikkatini dağıtarak parasını alabildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------

Turistin dondurma istemesi

Dondurmacının külaha dondurma bırakması

Dondurmacının kadına şaka yapması

Kadının dondurmacıya yumruk sallaması

Dondurmacının dondurmayı kaseye bırakması

Kadının dondurmacıya parayı uzatıp geri çekmesi

Dondurmacının parayı almaya çalışması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Ömer KOÇ Kamera:   KAHRAMANMARAŞ-DHA)

================================================

7 YIL ÖNCE ÖLDÜRÜLEN SANATÇI MEZARI BAŞINDA ANILDI

MERSİN'de, bir barda 'Kürtçe şarkı söylemediği' için çıkan tartışma sonucu uğradığı silahlı saldırıda öldürülen şarkıcı 38 yaşında Sarp Öztürk, ölümünün 7'nci yılında ailesi tarafından mezarı başında anıldı.

Kayseri'de yaşayan baba Ali İhsan, anne Songül ve kızları Sevgi Öztürk, yakınlarıyla Sarp Öztürk'ü anmak üzere Mersin'e geldi. Çocuklarını, merkez Mezitli ilçesindeki mezarı başında dualarla ailesi, katilin hala yakalanmamasının kendilerini üzdüğünü söyledi. 17 Aralık 2010 tarihinde çalıştığı barda uğradığı silahlı saldırıda öldürülen oğlunun mezarı başında açıklama yapan emekli polis memuru baba Öztürk, konuyla ilgili resmi hiçbir makamdan bilgi de alamadıklarını belirtti.

CUMHURBAŞKANINDAN YARDIM İSTEDİ

Oğlunun katilinin yakalanmasını isteyen Öztürk, "Bu adam elini kolunu sallayarak Türkiye'nin içinde istediği gibi geziyor. Ben eski bir emniyetçiyim, bunlardan haberim var. Şimdi eskisi gibi sınırdan girip çıkmak da çok zor değil. Bu kişi istenirse 24 saat içerisinde nerede ise bulunup getirilebilir. Oğlumun geri geleceği yok ama katili bulunursa bir nebze de olsa vicdanen rahatlarız. Bu konuda Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan yardım bekliyorum. Sağlığım da bozuldu. Sarp öldükten sonra ne bayramımız ne de seyranımız oldu" dedi.

KATİL YAKALANIRSA ACIMIZ HAFİFLER

Damadı için yazdığı şiiri okuyan kayınbabası Ali Babaoğlu ise, "Öldüğü tarihte 5 aylık bebeği vardı. Biraz büyüyüp aklı erdiğinde çocuklarla oynarken, 'Herkesin babası var, benim neden babam yok?' diyordu. Bunları duyunca ben her gün ölüp ölüp diriliyordum. Bir insanı tutup getirmek bu kadar zor olmasa gerek. Katili yakalanırsa, acımız da bir nebze olsun hafifleyecek" diye konuştu.

OLAYIN ARDINDAN

Adnan Menderes Bulvarı'ndaki bir barda 'Kürtçe şarkı söylemediği' için çıkan tartışmada silahlı saldırıya uğrayan Türk Halk Müziği sanatçısı Sarp Öztürk öldürülmüş, gitarist Göktay Okçu ile garson Ramazan Koç yaralanmıştı. Mersin 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve ikisi tutuklu 5 kişinin yargılandığı davanın karar duruşmasında, Şeref P. 17 yıl 9 ay hapis cezasın çarptırılmış, M.P. ise tahliye edilmişti. Halil Ö. 3 yıl hapis cezasına mahkum edilirken diğer 2 şüpheli hakkında 'beraat' kararı verilmişti. Cinayet sonrası olay yerinden kaçan ve halen yurt dışında olduğu sanılan Metin B. hakkında yakalama kararı bulunuyor ve kırmızı bültenle her yerde aranıyor.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Öldürülen şarkıcı Sarp Öztürk'ün mezarı

Ailesi mezarın başında görüntüsü

Aile dua ederken

Babası Ali İhsan Öztürk ile röp

Kayın babası ile röp

Mezarın başında ağlayan yakınları

Haber: kamera: Mustafa İNSAN/ MERSİN,

=======================================================

İTFAİYE, OTOMOBİLİN MOTORUNA SIKIŞAN KEDİYİ KURTARDI

MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde park halindeki bir otomobilin motor kısmına sıkışan yavru kediyi itfaiye ekipleri kurtardı.

Turgutlu ilçesi Yıldırım Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerinde park halinde bulunan 33 FE 037 plakalı otomobilin sürücüsü Nebi Ekinciler'in ihbarı üzerine motor kısmına sıkışan kedinin kurtarılması için Manisa Büyükşehir Belediyesi Turgutlu İtfaiye Amirliği AKS itfaiye ekipleri, olay yerine geldi. Otomobilin ön kısmını takoslarla yerden yükselten itfaiye ekipleri, yavru kediyi kurtarmak için seferber oldu. Sıkışan kedi, itfaiye ekiplerinin uzun uğraşıları sonucu bulunduğu yerden özel aparatla kurtarılarak doğaya salındı.

Otomobilin sürücüsü Nebi Ekinciler, "Sabah Manisa'ya gitmek üzere otomobile bindiğimde yanımdaki arkadaşım içinden kedi sesi geldiğini söyledi. Kediyi otomobilden çıkarmak için uğraştık. Başarılı olamayınca itfaiyeye haber verdik. Eksik olmasınlar kediyi canlı olarak kurtardılar" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Kurtarma çalışmasından görüntü.

Haber - Kamera: Doğan ÇİZMECİ/ TURGUTLU (Manisa),

====================================================

ÖĞRETMENE CİNSEL SALDIRIDA BULUNAN MÜDÜRE HAPİS CEZASI

İZMİR'in Çiğli ilçesinde, çalıştığı okuldaki öğretmen S.M.'ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılan okul müdürü A.A., 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı.

Geçen Ocak ayında meydana gelen olayda, Çiğli'de bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapan evli öğretmen S.M., kendisine sözlü ve fiziki cinsel tacizde bulunduğunu öne sürdüğü okulun müdürü A.A.'dan şikayetçi oldu. Konunun yargıya taşınmasının ardından somut bir delil olmaması gerekçe gösterilerek A.A. hakkında takipsizlik kararı verildi. S.M.'nin avukatı, Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz ederek bu kararı kaldırttı. A.A. hakında hazırlanan iddianamede ise 'Zincirleme şekilde basit cinsel saldırı ve cinsel taciz' suçlamalarından Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Davanın duruşmasına mağdur S.M. ile taraf avukatları katıldı. Sanık A.A. ise duruşmaya gelmedi. S.M.'nin avukatı Seda Ayaz Aksoy, sanığın yargılama sürecinde pişmanlığına yönelik sözünün bulunmadığını, müvekkilinin iftira atmasını gerektiren bir durumun ortada olmadığını belirterek, A.A.'ya üst sınırdan ceza verilmesini talep etti. Sanık avukatı Türker İzzet İşbilir ise bu tür bir eyleme maruz kalan kişinin polis imdat hattını araması, feryat etmesi ya da eşine haber vermesi gerektiğini, suçun işlendiğine ilişkin kanıt bulunamadığını söyledi.

Mahkeme, sanık A.A.'ya 'zincirleme şekilde basit cinsel saldırı' suçundan 3 yıl 9 ay hapis, 'cinsel taciz' suçundan ise 2 bin 240 lira adli para cezası verdi. Adli para cezasını erteleyen mahkeme, sanığın tutuklanmasına yer olmadığına hükmetti.

Haber: Mehmet CANDAN/İZMİR, -

===================================================

BULGARİSTAN'DA 7 YAŞINDAKİ DAMLA, AĞZI BANTLI HALDE ÖLÜ BULUNDU

BULGARİSTAN'ın Kırcaali kentine bağlı Mestanlı ilçesinde yaşayan soydaş ailenin kızı Damla Güner (7), dün evinde ağzı bantlı halde ölü bulundu. Babası Belçika'da çalışan kızın annesi Saadet M. (40) ile ailenin yakını A.T., Bulgar polisi tarafından gözaltına alındı.

Bulgaristan'da Türklerin yoğun yaşadığı Kırcaali'nin Mestanlı ilçesinde dün, soydaş ailenin kızı Damla Güner, iddiaya göre, annesi Saadet M. tarafından evde ağzı koli bandı ile kapatılmış halde bulundu. Annenin haber vermesi üzerine eve gelen sağlık ve polis ekipleri, Damla'nın öldüğünü belirledi. Eşi Belçika'da çalışan Saadet M., fenalık geçirerek hastaneye kaldırılırken, Bulgar polisi olayla ilgili geniş kapsamlı soruşturma başlattı.

Kırcaali bölge savcısının talimatıyla polis ekipleri hastanede tedavi gören anne Saadet M.'nin ifadesini aldı. Anne, ifadesinde, "Eşim yurt dışında çalıştığı için Damla'yı evde yalnız bırakıp gece vardiyasına gittim. Sabah eve geldiğimde Damla'yı kafası ve ağzı koli bandıyla bağlı şekilde buldum" dedi. Polis, anne Saadet M.'nin ifadesini çelişkili bularak, aileye yakın olduğu belirtilen A.T. ile birlikte gözaltına aldı. Şüpheliler hakkındaki soruşturma sürüyor.

Haber: Ali Can ZERAY/EDİRNE, -

======================================================