Dha Yurt Bülteni-7 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-7

Başbakan Yıldırım: Şeytan taşlamaktan vakit kaldıkça muazzam eserler yaptıkBAŞBAKAN Binali Yıldırım, 14 yıllık iktidarları boyunca engellemelere rağmen gece gündüz çalıştıklarını söyledi.

06.04.2017 14:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yıldırım: Şeytan taşlamaktan vakit kaldıkça muazzam eserler yaptık

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, 14 yıllık iktidarları boyunca engellemelere rağmen gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Yıldırım, "14 senedir bu işleri yaptık ama burnumuzdan getirdiler. Binbir engelle karşılaşarak, engelleri aşa aşa bu işleri yaptık. Şeytan taşlamadan vakit kaldıkça Türkiye'ye bu muazzam eserleri kazandırdık. Engelli koşu yaparak geliyoruz. Şimdi 16 Nisan'da inşallah kararımız net, oyumuz 'evet' olacak" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin en büyük 2'nci İçme Suyu Projesi olan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nce yapılan Düzbağ Projesi'nin temel atma törenine katılmak üzere eşi Semiha Yıldırım ile birlikte Gaziantep'e geldi. Havalimanında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, milletvekilleri ve protokol üyeleri tarafından karşılandı. Havaalanında kendisini karşılayanlarla tokalaşan Başbakan Yıldırım daha sonra beraberindekilerle birlikte uzun araç konvoyu ile törenin yapılacağı Şehitkamil Kültür Merkezi önüne geldi.

KİLİS ZİYARETİ ÖNCESİ GAZİANTEP

Merkez önünde toplanan kalabalığa otobüs üzerinden seslenen Başbakan Yıldırım, programında Gaziantep olmadığını, ancak Kilis ziyaretinden önce talep oluşunca geldiğini belirterek, "Gaziantep'te programımız yoktu. İşin doğrusunu söyleyelim. Kilis'e gidecektik, havaalanında 'Burası Gaziantep, buraya uğramadan geçilmez' dediler. Biz de 'başımız gözümüz üstüne' dedik ve rotayı çevirdik Gaziantep'e. Kilisli kardeşlerimiz biraz bekleyecek haklarını helal etsinler. Zaten Kilis ile Gaziantep kardeş şehirdir" dedi.

GAZİANTEP'TE SU YÜZDE 50 UCUZLAYACAK

Alanda bulunan ve temeli atılacak projede kullanılacak olan boruyu işaret eden ve içerisinde bir cip bulunduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, "Bakın bu borunun içerisinde bir cip var. O ne biliyor musunuz? Tam 107 kilometre o borudan yapılacak. Kuzeyden güneye Kahramanmaraş'a kadar oradan Düzbağ'dan Gaziantep'e su gelecek su. Artık elektrik motorlarıyla su çekilip oradan sizin musluklarınıza gelmeyecek. Bu ne demektir daha ucuza su gelecek. Fatma hanım, belediye başkanım Fatma bacım şimdi bak bu proje bitince su parası yarı yarıya ucuzluyor tamam mı? Söz mü? Çünkü artık elektriğe lüzum yok, motora lüzum yok. Allah'ın suyu borulardan inip gelecek, ondan sonra evlere girecek. İşte böyle Ak Parti laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyan partidir" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NA 'SURİYE' ELEŞTİRİSİ

Konuşmasının devamında CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Suriye konusundaki açıklamalarını eleştiren Başbakan Yıldırım şöyle devam etti: "Size bir takım yalan yanlış bilgiler veriyorlar, farkındayım. Efendim; 'Suriyeliler, şöyle olacak, böyle olacak' diye kafanızı karıştırıyorlar. Külliyen yalan, külliyen iftira. Gaziantep ensar şehirdir, ensar. Misafirpeverdir. Zordakine, dardakine kucak açtınız, gönlünüzü açtınız Allah sizden razı olsun. Düşünebiliyor musunuz, kim doğduğu, büyüdüğü vatanını, evini, barkını terk eder gelir. Hiç birimiz yapar mıyız? Can korkusu yoksa, hayat tehlikesi yoksa kim düzenini bozup gelebilir? İşte bu kardeşlerimiz oradan canlarını kurtarmak için sığınacakları emniyetli bir yer aradılar. Dünyada onlara kucak açan asaleti tartışılmaz Türk milleti oldu, Gaziantep oldu. Bağrımıza bastık. Şimdi de Türkiye olarak Suriye'deki sorunları çözmek için Fırat Kalkanı'yla Gaziantep'imizi Kilis'imizi burada yaşayan siz vatandaşlarımızı füze ve roketlerden emniyetli hale getirmek için oralara gittik, oraları da düzene soktuk. Kılıçdaroğlu diyor ki; 'ne işimiz var orada?' Sen bu işlerden anlamazsın. Sen kahvecilerle otur, onlara yalanlarını dolanlarını anlat. Neymiş kahvecilerle bir araya geliyor, 'evet çıkarsa 17 Nisan'dan itibaren kahveler kapanıyor, haberiniz olsun' diyor. Taksicilerle oturuyor, servis şoförleriyle oturuyor; 'bak taksi plakaları iptal, ruhsatlar iptal, aman evet vermeyin' diyor. Onun bu yalanlarını dinleyen Gaziantep'in taksicileri havaalanından buraya kadar kilometrelerce kuyruk oluşturdu. Bizi karşıladılar. Demek ki yalanla dolanla bu işler olmuyor, dürüst olmamız lazım millete doğruları söylememiz lazım. Yoksa bir yalan söylersiniz aşağı mahallede yukarıya gelir unutursunuz başka bir yalan söylersiniz. Şimdi bunların yalanları ne kadar biliyor musunuz? Ne kadar yalan söylediklerini anlamanız için örnek veriyorum, biz 14 yılda Türkiye'de 350 kilometre tünel yaptık, bunların yalanlarını uç uca koy 350 kilometreyi geçiyor. Daha fazla bin şeye lüzum yok."

PARANIN ARTIK YÜZDE 8,5'U FAİZE GİDİYOR

Temeli atılacak olan projenin 1 milyar 250 milyon lira değerinde olduğunu ve Ak Parti iktidarıyla Türkiye'nin büyük projelerle buluştuğunu anlatan Başbakan Yıldırım şöyle konuştu: "Bu projeleri Türkiye; Ak Parti iktidarından önce rüyasında bile göremiyordu rüyasında. Bırak 1 milyarlık proje en temel ihtiyaçlarını göremiyordu, sağlık hizmetini veremiyordu, memurlarının maaşını zor veriyordu. Çünkü paraların yüzde 85'i faize gidiyordu. Onun, bunun cebine giriyordu. Şimdi ne kadar, şimdi yüzde 10'u bile değil, yüzde 8,5'unu faize veriyoruz. Gerisini nereye veriyoruz işte Düzbağ projesine veriyoruz, Gaziantep çevre yoluna veriyoruz, Gaziray'ın yapımına veriyoruz. Gaziantep'e 14 yılda 22 milyar yatırım yaptık, destek verdik. Helali hoş olsun Gaziantep daha fazlasına layık. 2002'de Gaziantep sadece 650 milyon dolar ihracat yaparken, bugün 6,5 milyar dolar ihracat yapan bir şehir oldu. Ankara'yı geçti, Gaziantep'e yakışır. Yapacak çok işimiz var, 14 senedir bu işleri yaptık ama burnumuzdan getirdiler. Binbir engelle karşılaşarak, engelleri aşa aşa bu işleri yaptık. Şeytan taşlamadan vakit kaldıkça Türkiye'ye bu muazzam eserleri kazandırdık. Engelli koşu yaparak geliyoruz. Şimdi 16 Nisan'da kararımız net, oyumuz 'evet' olacak."

Başbakan Yıldırım, konuşmasında Gaziantep'e hizmetlerin devam edeceğini ve büyüyen kente 5 milyon yolcu kapasiteli 5 körüklü yeni bir havaalanı terminalinin yapılacağını, ihalesine de mayıs ayında çıkılacağını kaydetti.

KILIÇDAROĞLU'NUN 82 MODEL ARABASI ARTIK İŞE YARAMIYOR

Yıldırım, iktidarlarında otoyol ve duble yollar yaptıklarını da belirterek, "Biz yolları yaptık, yolları böldük ve hayatları birleştirdik. Yolları birleştirdik, gönülleri birleştirdik. Ama yapamadığımız bir yol kaldı onu da siz yapacaksınız. O da demokrasi yolu, anayasa yolu. 16 Nisan'da bu 82 yılından kalan stabilize yolu otoyola çevirmeye hazır mısınız? Otoyol olduğu zaman artık engel yok basıyorsun gaza gidiyorsun. Kılıçdaroğlu'nun 82 model arabası artık işe yaramıyor, yeni araba lazım, yeni yol lazım" diye konuştu.

Başbakan Yıldırım konuşmasının son bölümünde alanda bulunan kadınlardan referandum için çalışmalarını istedi ve 'İyi gidiyoruz ama yetmez, daha çok çalışacağız. Bu halk oylaması geçmişte olduğu gibi sizin zaferiniz olacak. Ak partinin başarısında en büyük payı yine hanımlar alacak, bunu biliyoruz" dedi. Yıldırım, alanda bulunan erkeklere de "Siz de alınmayın, hanımlar olmaza bizim halimiz ne olacak? Onun için beraber çalışacağız, gayret edeceğiz" diye seslendi.

Başbakan Yıldırım konuşmasının ardından telekonferans yöntemiyle bağlandığı Düzbağ proje alanında ilk borunun kaynak edilişini izledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Tören alanına gelen vatandaşlar

Vatandaşların üst araması

Vatandaşların tören alanına alınması

Başbakanın otobüsünün gelmesi

Başbakanın konuşması

Tören alanındaki vatandaşların bayrak sallaması

Tören alanındaki su borusu ve içerisindeki cip

Başbakanın tören alanından ayrılması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

===================================

Kılıçdaroğlu: Oylarınızı tek adam rejiminden yana kullanmayın (2)

'YENİ SİSTEMDE EN TEPEDE ÇİFT BAŞLILIK OLUYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarlarla bir otelde bir araya geldi. Salondakilere Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi'ne karşı itirazlarını anlatan Kılıçdaroğlu, yeni Anayasa ile yapılabileceklerin parlamenter sistemle de yapılabileceğini söyledi. Türkiye'deki sorunlara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Sanayici önünü göremiyor, yatırım yapmak istemiyor. 'Yatırım yapsam, biri gelip el koysa ne olur?' diyor. Sanayicinin yatırım yapması için iyi bir iklim oluşturdunuzda birisi gelip size engel mi oldu, parlamenter sistem size engel mi oldu? Eğitim sistemi felaket. Hiç bir anne ve baba eğitim sisteminden memnun değil. Siz eğitim sistemini düzelttiniz de birisi gelip size engel mi oldu? Bütün komşularımızla düşmanız. Bunun sebebi parlamenter sistemi mi? Yani siz memlekete huzur getirdiniz de bütün vatandaşlar size engel mi oldu? Hangi gerekçeyle rejimi değiştirmek istiyorlar? 'Efenim dolar yükseldi.' Siz dolardaki hızlı yükselişi önlediniz de birisi gelip size engel mi oldu? Engel olan kimse söyleyin hep beraber üzerine yürüyelim. Avrupa Birliği uyum yasaları tamamı mecliste oy birliğiyle çıktı. Milletin seçtiği milletvekillerinin yetkilerini neden kısıtlıyoruz? Bana bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın. 'Efendin çift başlık var, bunu önlemek için rejimi değiştiriyoruz. Binali Yıldırım ile Erdoğan arasında kavga mı var? Hatta bazen espri de yapıyorum; Binali bey 80 metre öteden Erdoğan'ı görse 8 düğmesini, 8 saniye de ilikler. Hani iki Başbakan olur da dersiniz çift başlılık var. Ama bu yeni sistemde en tepede çift başlılık oluyor. Neden? Hem Cumhurbaşkanı, hem parti genel başkanı. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun?"

'ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR'

Cumhurbaşkanlığı makamının herkesin ortak paydası olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Gelmiş, geçmiş bütün Cumhurbaşkanlarına hep saygı duyuyoruz. Neden? Bayrağımızı, vatanımızı temsil ediyor diye. Sayın Abdullah Gül seçilmeden önce karşıydık ama seçildikten sonra saygı duyduk. ve tarafsız da oldu. Hala görüşüyoruz, arada ziyaret ederim. Neden; 80 milyonu temsil ediyor. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun diyorsanız; bayrağımızı temsil ediyor, 80 milyonu temsil ediyor dolayısıyla tarafsız olsun diyorsanız 16 Nisan'da gideceksiniz ve 'hayır' oyuna basacaksınız. Bu kadar basit. Bunun partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Dolayısıyla meseleyi bir parti, şahıs meselesi gibi düşünmememiz lazım. Efendim diyorlar ki 'Bu rejimi getiriyoruz; daha hızlı karar alacağız.' Bizim biz sözümüz var; acele işe şeytan karışır. Niye söyleniyor bu söz? Yüce Rabbimizin bize verdiği en değerli hazine akıldır. Yüce Rabbimizin bize sorusu; aklınızı kullanmıyor musunuz? O yüzden aklını kullan; acele etme. Acele işe şeytan karışır."

'TEK ADAM HATA YAPARSA, FATURASINI 80 MİLYON ÖDER'

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sakıncalarını anlatan Kılıçdaroğlu, yeni sistemin dünyada Suriye, Irak, Libya ve Romanya ile benzer olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Yeni gelecek tek adam rejiminde bir sabah kalkıp muhtarlığın kalktığını göreceksiniz. Bu mu doğrudur? Meclise gelip tartışıp karar alınması mı? Bir kişiye 80 milyon teslim edilemez. Ha bir başkan olur, çok iyi bir insan olur. Ama onun görev süresi dolar bir başkası gelir Türkiye'yi felakete sürükler. Biz bir kanun oylamıyoruz, Anayasayı değiştiriyoruz. İster sosyal demokrat, ister ülkücü, ister mütedeyyin olsun hepimizin oturup düşünmesi lazım. Biz, bayrağımızın altında güvenle oturmamız için, can ve mal güvenliğimizi garanti altına almamız lazım. Bu da Anayasa'dır, Anayasa önsözde der ki 'Tasada ve kıvançta beraber olan bir millet.' Yani hem üzüntülü, hem sevinçli günümüzde beraber olacağız. Bir deprem mi oldu, hep birlikte üzülüyoruz, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Milli takım şampiyon mu oldu, hep beraber seviniyoruz. Hepimizin düşünmesi lazım. Israrla söylüyorum; sandığa giderken 'Ya ben falan kişiyi seviyorum, o bunu söylediği için oyumu buna kullanacağım.' demeyin. Bu yeni gelen rejimin dünyada örneği var mı? Nerede var? Suriye'de, Irak'ta, Libya'da ve Romanya'da var. Ne oldu bunlar, hepsi gitti. Ama sadece tek adam gitmedi; binlerce, milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Çoluk çocuk demeden, vatanını terk eden binlerce kişi. Tek adam hata yaparsa, faturasını 80 milyon öder. Esad hata yaptı, faturasını Suriye halkı ödedi. Irak'ta Saddam hata yaptı, faturayı Irak halkı ödedi. Libya Kaddafi hata yaptı, faturayı halkı ödedi. Teklik Allah'a mahsustur. Biz ne deriz; akıl akıldan üstündür. Bunun özü nedir; istişare etmek, danışmaktır. Biz bir muhtar seçince, muhtar tek başına her şeye yetkili mi? Hayır. Oturup azalarıyla istişare eder. Apartman da bile yönetim kurulu var. Yeni tek adam rejiminde denetim bitmiştir. Yeni rejimde millet ile saray arasına duvar örüyorlar. Bana bir Allah'ın kulu çıkıp bunu niye yaptıklarını anlatsınlar? Tek adam rejiminde hükümet güvenoyu isteyemeyecek. Bunların hepsinin düşünülmesi lazım."

'DEVLET BİR KİŞİYE TESLİM EDİLEMEZ'

Referandumda 'evet' çıkması halinde 80 milyonun aklının bir kişiye teslim edileceğini savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tek adam rejiminde bir kişi yetkilidir ve o kişi OHAL ilan eder. Devlet bir kişiye teslim edilemez, 80 milyon 1 kişiye teslim edilemez. Ben bunları anlattığım zaman rahatsız ediyorlar. Beni takip ediyorlar. Ben ne zamlan konuşursam; o saate program koyuyorlar ki televizyonlar vermesin. Sabah, öğle, ikindi, akşam anlatıyorlar ve beni suçluyorlar. Diyorlar ki 'Kılıçdaroğlu doğruları konuşmuyor.' Ben de kendilerine çok büyük bir fırsat veriyorum. Topu topu 18 madde. Gelin kardeşim; bütün televizyonlar zaten sizin emrinizde. Gelin sizin istediğiniz televizyona çıkalım, anlatalım, vatandaş görsün kim doğru söylüyor. Japonya, Fransa, İtalya yapıyor mu? Yapıyor. Biz niye yapmıyoruz? Onlar da çok iyi biliyor ki Kemal Kılıçdaroğlu doğruyu konuşuyor. Mağdur olan biziz. Milletin bu zulme 'dur' demesi lazım. 'Sayın Cumhurbaşkanım forsun var, araban var, uçakların var. Sayın Başbakanım forsun var, araban var, uçakların var. Yahu bu Kılıçdaroğlu Allah için yola çıktı. Kılıçdaroğlu'nun neyi var?' demesi lazım. Zulme karşı çıkmak zorundayız. Zalime karşı çıkmayanın, dilsiz şeytan olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bir parti devleti kurmak istiyorlar. Cumhurbaşkanı, yardımcıları, Başbakan, bakanlar, valiler, herkes partili. Yahu böyle bir devlet mi olur? Yazıktır, günahtır bu devlete, memlekete. 'Evet' demenin vebali ağırdır. 'Evet' demenin hesabını kimse veremez; ne çocuklarımıza, ne de başkasına hesabını veremez. Biz ne istiyoruz; bu ülkede huzurla yaşamak istiyoruz. Benim gibi düşünmeyenin de düşüncesini söyleyebilmesi lazım. OHAL ilan ettiler ne oldu; 1 milyondan fazla aileyi mağdur ettiler. Bank Asya'nın önünden geçeni devlet memurluğundan attılar ama Bank Asya'ya izin verene bir şey demediler. Darbenin üstünü Allah izin verirse kapatılmasına izin vermeyeceğim. Ben mağdur istemiyorum; bu ülkede adalet istiyorum. Sadece benim için değil, 80 milyon için adalet istiyorum. Hem zulmedeceksin, hem Müslüman geçineceksin, ben bunu kabul etkiyorum. Kimsenin inancını siyasete alet etmedim. Kışlaya, okula anaokuluna, camiye siyaset soktular. Bu işin sağı- solu yok. Bu işin partilerle de alakası yok. Bakın hiç bir yerde parti bayrağımızı görmüyorsunuz. Niye? Partinin sorunu değil ki."

Kılıçdaroğlu, yeni sistemin sakıncalarını her yerde dilinin döndüğü kadar anlattığını, vatandaşlara da herkesin de bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade ederek, herkesin oy kullanması gerektiğini sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Kılıçdaroğlu'nun kahvehanede sıhbet etmesi

Kılıçdaroğlu'nun çay içmesi

Vatandaşların Kılıçdaroğlu ile selfie çektirmesi

STK temsilcileriyle yapılan toplantıdan detay

Genel ve detay görüntüler

////////////

-Kılıçdaroğlu'nun konuşması

-Detaylar

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

============================================

Bakan Özlü: Türkiye'nin güçlü, işlerini hızlı yürütmesi lazım

BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Hayır oyu verdiğimiz zaman memnun olacakları sıraladığımızda, doğrusu bunun pek hayırlı olmadığını söylemem gerekir" dedi.

Bakan Özlü, Bartın Valisi Nusret Dirim ve Belediye Başkanı MHP'li Cemal Akın'ı ziyaret etti. Bakan Özlü, belediye ziyaretindeki açıklamasında Anayasa değişikliği teklifini MHP ile birlikte hazırladıklarını söyledi. Özlü, "Bu referandumda Bartın'da yüksek seviyede bir 'evet' oyu bekliyoruz. Bu referandum Bartın için, bölge için hatta Türkiye için çok önemlidir. 'Evet' diyenler var, 'hayır' diyenler var. Ben 'evet' oylarını da 'hayır' oylarının da Ak Parti açısından muteber olduğunu her yerde söylüyorum. Ancak şunu da ifade etmek isterim ki, 'hayır' oyu verdiğimiz zaman memnun olacakları sıraladığımızda doğrusu bunun pek hayırlı olmadığını söylemem gerekir. Bakın Kandil var, PKK var, onların kardeşleri var, DEAŞ var, FETÖ var bir sürü var. Bunların memnun olacağı bir tercihi tercih etmememiz gerektiğini arzu ediyorum. Bunlar gelir geçer, önemli olan Türkiye'nin ve halkımızın geleceğidir. Biz ayırt etmeksizin milletimizi çok seviyoruz" dedi.

Milletin geleceği için bu teklifi hazırladıklarına işaret eden Bakan Özlü, "İnanıyoruz ki ülkemiz önümüzdeki dönemde bir sıçrama ve bir hamle daha yapacak. Bakın etrafımızda bir ateş çemberi var. Yine biz bu sorunlarımızı kendi gücümüzle çözüyoruz. Bir operasyon yürüttük Suriye'de, kendi gücümüzle yürüttük. Bize kimse ambargo koyup mağdur edemedi. Artık kendi silahımızı yapıyoruz. Artık o eski dönemler geride kaldı, onlar eski Türkiye'nin gündemleriydi. Bakın 4 tane operasyon yürüttük. Bir tek gık çıkmadı. Tekrar bir operasyon daha yürütebiliriz. Yine bunu kendi gücümüzle yapacağız. Bunu niye söylüyorum? Türkiye'nin güçlü olması lazım, işlerini hızlı yürütmesi lazım. Bu referandum da buna vesile olacaktır" diye konuştu.

Bakan Özlü, daha sonra Bartın Üniversitesi'nde öğrencilerle bir araya geldi, Rektör Prof. Dr. Ramazan Kaplan'ı ziyaret etti. Bakan Özlü, ardından kentten ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------

-Valilikte karşılama

-Belediye ziyaret

-Bakan özlü konuşma

-Üniversite öğrencilerle sohbet

-Rektör ziyaret

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,

==============================================

Müezzinoğlu: Yeni sistem Türkiye'yi, Almanya ve Fransa ile yarışır hale getirecek

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'yi diğer ülkelerle yarışır hale getireceğini belirterek, "Demokrasilerde milletin üzerinde güç olmaz, milletin yetki vermediği kimse millet adına yetkiyi kullanamaz. Bu anlamda milletimiz, önümüzdeki dönemde yasama görevini milletvekillerine verecek ve icraat görevini de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi'ne verecekö dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere karayoluyla Kırklareli'ne geldi. Bir fabrikayı ziyaret eden Bakan Müezzinoğlu, işçilerle sohbet ederek öğlen yemeği yedi. Yemekhanede sandalyenin üzerine çıkarak konuşan Bakan Müezzinoğlu, 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması için fabrika işçilerinden destek istedi. Referandumdan 'evet' çıkması durumunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kurulacağını anlatan Müezzinoğlu, Türkiye'nin Hollanda ve Almanya'dan daha çalışkan olduğunu belirterek, "Biz istiyoruz ki Türkiye, Hollanda ile Almanya ile yarışabilen bir Türkiye olsun. Bu büyük millet, Hollandalılardan daha çalışkan bir millet, bu millet Almanlardan da Fransızlardan da daha çok çalışan ve üreten bir millet. Tek bir şeye ihtiyacımız var, iyi yönetim. Bir iş yerinde güven ve istikrar varsa, orada iyi bir yönetim olduğu anlamına gelir. Türkiye'de iyi yönetilirse, ilerleyen ve gelişen bir Türkiye vardır. 16 Nisan'dan sonra inşallah Türkiye daha yüksek istikrarı yakalayacak ve bu büyük istikrarı görenler, Türkiye'yi, Almanya, Fransa ile yarışır hale getirecekö dedi.

"MİLLETİN ÜZERİNDE GÜÇ OLMAZ"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, koalisyon, kriz ve darbelerle Türkiye'de milletin kaderiyle oynandığını ifade ederek, kimsenin artık bu millete bedel ödetemeyeceğini söyledi. Referandumdan 'evet' çıkacağını ve güçlü bir parlamentoya sahip olunacağını anlatan Müezzinoğlu, "Birileri bu milletin kaderiyle ikide bir oynadı. Koalisyonlarla, krizlerle, darbelerle milletimize bedel ödettirdi. Biz istiyoruz ki kimse artık bu millete bedel ödetmesin, milletin kaderiyle oynayıp da kendi sefasını sürmek isteyenler değil, millet sefasını sürsün. İnşallah 17 Nisan'dan itibaren, bu milli yolculukta iki tane güçlü odağımız olacak, bunlardan biri milletin parlamentosu, millet, vekillerine yetki verecek, parlamentoda TBMM olarak, insan hakları anlamında, hukuk devleti anlamında, çalışma hayatında, işçi ve işveren hakları anlamında, dünyanın en ileri gelişmiş ülkeleriyle yarışacak yasama görevini en iyi şekilde yapacak. Artık parlamento neyi iyi yaptı neyi iyi yapmadı millet gözü önünde onu denetleyecek. Birlikte güçlü bir parlamentomuz olacak. Öbür taraftan da Cumhur adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hükümet hangi icraatları yaptı, hangi hedefleri koydu ve dünya ile nasıl yarışacak, bu sisteme de yine yetkiyi millet verecek. Burada merkeze alınan en büyük güç millettir. Demokrasilerde milletin üzerinde güç olmaz, milletin yetki vermediği kimse millet adına yetkiyi kullanamaz. Bu anlamda, milletimiz, önümüzdeki dönemde yasama görevini milletvekillerine verecek ve icraat görevini de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi'ne verecekö şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bakanın Fabrikaya gelişi

-Karşılama

-İşçilerle yemek yenmesi

-Yemekhanede konuşması

Haber-Kamera: Selçuk Vurucu/KIRKLARELİ,-

============================================

Belediye elektriğini güneşten elde edecek

MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde belediyenin ilçenin birkaç noktasındaki çatılarda kurulacağı toplam 1.2 megavatlık elektrik enerjisi üretim projesinin ihalesi sonuçlandı.

Yeni Mahalle Pazar Yeri, Kırklarsırtı Pazar Yeri ve belediye içindeki bazı müdürlüklerin çatılarına kurulacak olan toplam 1.2 megavatlık elektrik enerjisi üretim projesinde sona gelindi. 2017'de tamamlanması hedeflenen projenin ardından Tarsus Belediyesi kendi elektriğini kendi üretecek. Dünyada ve Türkiye'de hızla artan yenilenebilir enerji kullanımını göz önünde bulundurarak 6 milyonluk yatırımla güneş enerjisi santralini hayata geçirecek olan Tarsus Belediyesi, doğayı koruyarak, elektrik enerjisini güneşten sağlayarak giderlerini azaltıp ek gelir sağlayacak.

Projenin 2017 yılı sonunda faaliyete geçeceğini belirten Belediye Başkanı Şevket Can şunları söyledi: "Yerel yönetim olarak yine bir duyarlık örneği göstererek, güneş enerjisi santrallerini kuruyoruz. 1.2 MW'lik 6 milyon bedelli santrali ilçemize kazandıracağız. Türkiye'nin yüksek güneşlenme potansiyeline sahip bölgelerinden biri olan şehrimizde belediyemizin elektrik ihtiyacını güneşten karşılaması için yürütülen projemiz 2 mahalle ve belediye binamızın çatısına kurulacak. Tahminimize göre bu proje 5 yıl içerisinde maliyetini amorti edecek. Belediyemizin kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak için çalışıyoruz."

Görüntü Dökümü

--------------------------

Belediye tabelası

Belediye tesisi içindeki elektrik üretecek güneş enerjisi panelleri

Panellerden detay

Çatısına güneş enerjisi paneli döşenmemiş kapalı semp pazarı çatısı

Pazar yeri tabelası

Çatısı panellerle kaplanmış semt pazarı

Belediye Başkanı Şevket Can'ın elektriğe para vermeden üretim yapıp para kazanacağız demesi

Haber-Kamera: Tolunay DUMAN/TARSUS,(Mersin),

==================================================

Kanser hastalıklarına endoskopik yöntemlerle ameliyatsız tedavi

KOCAELİ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 5. Ulusal Hepato-Gastroentoroloji Kongresi kapsamında kanser hastalıkları ve tümörlerin tedavisinde endoskopik yöntemler kullanılarak ameliyat uygulanmadan 30 tedavi işlemi gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sadettin Hülagü de endoskopik yöntemle bir hastanın tedavisini gerçekleştirdi.

5. Ulusal Hepato-Gastroentoroloji Kongresi kapsamında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroentroloji Ünitesi'den 4 ayrı odada uygulamalı olarak 30 tedavi işlemi yapıldı. Mide, bağırsak kanserleri, pankreas, karaciğerde yer kaplayan lezyonlar ve çeşitli tümörlerin tedavisinde ameliyat yapılmadan endoskopik müdahalelerle 30 ayrı tedavi işlemi gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü mide kanseri olan hastaya ameliyat yapmadan endoskopik müdahaleyle tedavi uyguladı. Hülagü endoskopik yöntemle kanserli hücreyi keserek çıkardı.

Bu uygulamayı Türkiye'de ilk kullanan hastane olduklarını belirten Prof. Dr. Hülagü, "Bugün 4 odada özellikle erken evre sindirim sistemi kanserleri, mide ve bağırsak kanserleri ile ilgili erken tanıda kullanılan yeni cihazlar var. Kullandığımız cihaz VNI dediğimiz lazer görünümlü bir cihaz. Bunu Türkiye'de ilk biz aldık. İlk defa da burada kullanıyoruz. Hastamızda erken evre mide kanseri var. Endoskopla tümörlü bölgeyi kabartıp o kanserli bölgeyi çıkarttım. Herhangi bir ameliyata veya midenin çıkarılmasına gerek kalmadan bu teknikle hastayı tedavi ediyoruz. Bunu biz çoktandır yapıyoruz ama yeni cihazlarla en süratli şekilde yapıyoruz. Son yıllara baktığımızda özellikle Amerika'da, Avrupa'da ne gibi tedaviler yapılıyorsa burada hepsi yapılıyor. Biz endoskopi ve gastroentoroloji olarak şu anda Japonya'da olsun, Amerika'da olsun, Avrupa'da olsun yapılan bütün işlemlerin hepsi burada yapılıyor. Bu cihazların alınmasından tutun da süreklilik sağlanması anlamında sağlıkta bir dönüşüm var. Biz de bunun öncülüğünü yapmaya çalışıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Operasyondan görüntü

Rektörün açıklamaları

Haber-Kamera: Çağla DAŞCI/İZMİT(Kocaeli), -

=================================================

Malatya FETÖ davası devam ediyor

Tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Müşterek Plan Grubu Başkanlığı Plan Koordinasyon Şube Müdürü ve 7. Ana Jet Üssü 171. Filo Komutanlığı'nda binbaşı olarak görev yapan Tuncay Öztürk, savunmasında, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddialarını reddettiğini söyledi.

Kendisine yönelik F-4 uçağına binip role yapmaya çalıştığı suçlamayı kabul etmeyen Öztürk, "Uçakların kalkmamasının nedeni pistteki araçlar nedeniyle pistin kapalı olması değildir. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) emriyle kalkmamış, geri dönmüşlerdir. 7. Ana Jet Üssü'nden kalkan hiçbir uçak olmamıştır. Emre aykırı bir durum yaşanmamıştır. BHHM'nin emrine aykırı davranılmamıştır." diye savunma yaptı.

Malatya Havalimanı'nda pistin kapalı olmasından değil BHMM'nin emri dolayısıyla kalkmadığını iddia eden Öztürk, savunmasını şöyle tamamladı: "Ana pistte F-4 kalkması için yeterli mesafe mevcuttur. Ancak buna rağmen bilinçsiz kişilerin iddialarının iddianamede yer alması hatalıdır. Uçakların kalkmaması pistin kapalı olması değil, pilotların emre uymasıdır. Ben o gece ne kalktım ne uçtum ne bomba attım."

Öztürk, daha sonra Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un sorularını yanıtladı.

EMİR KARGAŞASI VARDI

Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç ise 15 Temmuz'da görevimi yerine getirmeye çalışırken bugün çok ağır suçlamalarla yargılandığını söyledi. Nöbetçi olmasa bugün bu suçlamalarla karşı karşıya kalmayacağını iddia eden Kılıç, FETÖ ile ilgili hayatının hiçbir safhasında ilişkisinin olmadığını savundu.

Amirlerinin emirlerini yerine getirdiğini aktaran Kılıç, savunmasına şöyle devam etti: "Bylock'u kullanmadım, 1 dolarım olmadı. Örgütün dershanelerine gitmedim. BHHM'nin emrine aykırı bir hareketim olmamıştır. 04.00'te uyandırıldım sanıklardan Binbaşı Metin Çivilibal, mühimmatsız 4 uçağı hazırlanmasını görevi bilmediğini ve terörle mücadele olabileceğini söyledi. Uçaklarımızın başına gittik. Olağandışı o an ve o ana kadar yaşanmadı. Personel amirlerinin aldıkları görevi yerine getirmiş ve uçakları hazırlamışlardır. O gece 4 uçaktan birindeydim, ikinci koltuktaydım. Pist başına gitme gibi bir durum katiyen söz konusu değildir. Komutanımızın talimatını bekledik. Filo komutanımızdan durumu netleştirmesini bekliyorduk. Emir kargaşası vardı."

Kılıç, kargo uçaklarını arasına sıkıştıkları ve kalkamadıkları iddialarına ilişkin ise "Kasa uçaklarının arasına sıkışmış olsak geri dönemezdik. Piste girme teşebbüsümüz olmamıştır. Pist ve bağlantı yolları açıktı. Çünkü kasa uçakları inmeye devam ediyordu. Kalkış için yeterli mesafe ve alan vardı. Piste girmek için hiçbir uçağın girişimi olmamıştır. O gün nöbetçi olduğum için 9 aydır tutukluyum." savunmasını yaptı.

Kılıç, Mahkeme Başkanı Koç'un uçuş yasağını duyup duymadığı ile ilgili sorusuna, "Uçuş yasağını televizyonlardan duymadım, tutuklandıktan sonra öğrendim. Uçakta telsiz ile konuşabilmem için motoru açmam lazım. Ben ikinci koltukta olduğum için Kule ile bağlantım olamaz." savunmasını ileri sürdü.

Duruşmaya katılan TBMM Başkanlığı avukatının, "Saat 01.00 ile saat 04.00 arasında istirahatli olduğunu söyledin, sosyal medyayı ve haberleri takip etmedin mi?" sorusuna Kılıç, "Uykusuz olduğum için istirahata çekildim." cevabını verdi.

UÇAKLAR PİSTTEN RAHATLIKLA KALKABİLİRDİ

Tutuklu sanıklardan pilot üsteğmen Eray Bakır, savunmasında 15 Temmuz günü eşine doğum günü sürprizi hazırladığını öne sürdü. Darbe girişimi sırasında eşinin arkadaşlarıyla birlikte sürpriz yaptıktan sonra akşam yemeğine gittiklerini ve bu sırada gelen telefon sonrası mesaiye çağırıldığını savunan Bakır, görevi sorduğunda beklemesi gerektiğinin söylendiğini anlattı.

Bu sırada televizyondan darbe girişimini öğrendiğini iddia eden Bakır, savunmasını şöyle sürdürü: "Uçuş için uçaklar hazırlandı ve motorlar çalıştırıldı. Kuleden BHHM'nin uçuşları yasakladığını iletti, bu emirden sonra içinde bulunduğum uçak bir santim dahi ilerlememiştir. Kargo uçakları iniyordu ve pistler açıktı. Rahatlıkla kalkış yapılabilirdi emrin teyidi sonrası geri dönüş yapıldı."

Uçakların pist başı yapmadığını ve pisttin büyük bir bölümünün gece ilerleyen saatlere kadar açık olduğunu savunan Bakır, "BHHM'nin kesinlikle uçakların kaldırılmaması emri sonrası geri dönülmüştür. Eğer BHHM'nin uçakların kaldırılmaması emri aksine hareket edilseydi, uçaklar pistten rahatlıkla kalkabilirdi. Başbakan Binali Yıldırım, Akıncı Meydanı'nı 16 Temmuz günü darbe girişimini bastırma amaçlı görevi BHHM 171. Filoyu görevlendirmiştir. Kapanan pist, valilik tarafından açılmadı için filomuz hazır olmasına rağmen bu görevi yerine getirememiştir." diye savunma yaptı.

UÇUŞ YASAĞI GELDİĞİNDEN BENİM HABERİM OLMADI

Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Muhammed Yusuf Tür ise FETÖ/PDY ile ilişkim olmadığını, örgüt üyesi olmakla suçlanmasına rağmen örgütle uzaktan yakından ilişkisi olmadığını iddia etti.

Tür, 15 Temmuz'da saat 18.00'da BHHM'nin aradığını ve uçakların pist başı yapmasını istendiğini, daha sona görev iptal olunca geri döndüklerini anlatarak. savunmasını şöyle sürdürdü: "Darbe girişiminin olsa dahi bu o gece terör saldırısı olmayacağı anlamına gelmez. Bu hayatın olağan akışına uygundur. Uçuş yasağı geldiğinden benim haberim olmadı. Uçuş yapmayın emri BHHM'den gelmiştir. BHHM, emrini yerde ve havada istediği şekilde değiştirmektedir. Saat 04.00'te uçuş emri üzerine uçaklar hazırlanmıştır. Bana tahsis edilen uçak hangarda değil, açık alandaydı. Havacılıkta ısrarla motor çalışma tabiri yoktur. Kulenin ikazına rağmen uçaklar çalıştırıldığı söyleniyorsa, motorlar çalışmadan telsizi açmak mümkün değildir. Görev nedeniyle ruleye çıktım. Kuleden, uçuşların BHHM tarafından yasaklandığını duydum, bizde park yerine gittik. 15 Temmuz'u, 16 Temmuz'a bağlayan gece emir kargaşası vardı. Konu suç teşkil etmediği sürece amirlerime itaat etmekten başka ne yapabilirim? Darbe girişiminden önceden haberim yoktur, televizyondan öğrendim. Uçak başı yapmak ve geri dönme emri aldım. Suç teşkil eden bir görev yapmadım. Mühimmat dolu 14 uçak varken, emir gereği mühimmatsız uçağa bindim."

HİÇBİR ŞEYDEN ŞÜPHEM OLMADI

Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Halil Karan ise 15 Temmuz saat 22.00-23.00'da halı saha maçlarını olduğunu, maçın iptal edildiğin Whatsapp'tan bildirildiğini anlatarak "Binbaşı Metin Çivilibal, filoya gelmemi istedi. 10-15 dakika içerisinde filoya intikal ettik. Görev iptal olduğu iletilince aracımıza bindik nizamiyeden çıkmadan geri arandık, filoya döndük ve gazino da beklemeye başladık. Darbeyle alakam yoktur. Hayatımda ilk kez bu tür olayla karşılaştım. Darbe girişimini televizyondan öğredim, terörle mücadele olduğunu düşündük. O gece bize veriler görevi icra ettik. Bize verilen görevler hep acildir. EN küçük ihmal teröristleri kaçırmamıza neden olur. Her şey olağan şekilde geliştiği için hiçbir şeyden şüphem olmadı." savunmasını yaptı.

Karan, savunmasını şöyle sürdürdü: "Filo komutanımız, terörle mücadele olabileceğini ve BHHM tarafından bir görev verildiğini söyledi. Kule, 'BHHM'nin emri var, uçaklar kalkmayacak' şeklinde ikazı üzerine filo komutanımıza ulaştım ve uçakların kalkmayacağını söyledi. Kule bizi ikaz edince durdum. Ben burada kulenin emrini dinlemeyecek olsam pist başı yapardım. Daha önce nasıl göreve gittiysek, 15 Temmuz günü de o şekilde göreve gittik. Uçakların mühimmatsız olduğunu uçuşa giderken öğrendim. Gece televizyon izledik, köprünün kapatılması ile ilgili haberi izledik, ama nerenin bombalandığını izlemedik."

Karan, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un sorusuna, "Kilo fazlalığı nedeniyle Eskişehir'de görev uçuşum kesildi, spor salonuna giderek gerekli standarda gelince tekrar uçuş görevim verildi. Malatya ise kan değerlerimle ilgili bir sıkıntı vardı, düzelmesine takiben tekrar uçuş görevi verildi." cevabını verdi.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: MALATYA

============================

Çay parasını isteyen garsonun 'İşten çıkarıldım' iddiası

DÜZCE'de 48 yaşındaki Cuma Beyaz, 9 yıldan bu yana garsonluk yaptığıı çay ocağında, Ak Parti İl Başkanı Hikmet Keskin'den, içtikleri 45 çayın parasını istediği için belediyenin baskısı ile işten çıkarıldığını öne sürdü. Belediye Başkan Yardımcısı Murat Caymaz ise, Beyaz'ın fazla çay parası istediği için patronu tarafından işten çıkarıldığını öğrendiklerini belirterek, "İşyeri sahibi doğru yapmış" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 2 Nisan Pazar günü Düzce'de referandum çalışmaları kapsamında esnaf ziyaretlerinde bulundu. Bakan Özlü ve beraberindeki partililer, Belediye Meydanı'nda bulunan 'Ahmet Usta'nın Yeri' isimli çay ocağı önünde oturarak çay içti. Çay ocağında çalışan Cuma Beyaz, iddiaya göre İl Başkanı Hikmet Keskin'den çayların parasını isteyince partililerle arasında tartışma çıktı. İddiaya göre, 1 gün sonra zabıta ekipleri çay ocağı önündeki masa ve sandalyeleri kaldırdı. 3 çocuk babası Cuma Beyaz da belediyenin baskısı ile günlük 60 TL yevmiye ile 9 yıldır çalıştığı çay ocağında işten çıkarıldı.

"GÜNLÜK KAZANCIM KESİLMESİN DİYE ÇAY PARASI İSTEDİM"

Cuma Beyaz, işsiz kaldığını ve yeni iş aradığını belirterek şu iddialarda bulundu:

"Bakanımız kalabalık bir grupla bizim çay bahçesine çay içmeye geldi. Kalkarken AK Parti İl Başkanı'na, 'Afiyet olsun başkanım, çay hesabı duruyor' dedim. İl Başkanı bana 'Buraya gelmeyelim mi, buraya oturmayalım mı? Her geldiğimizde bizden çay parası istiyorsun' diyerek bağırdı. Gittikten sonra patronum Ahmet Güzelsu bana, 'Neden çay parası istedin?' dedi. Ben de 'Sen bana buraya her gelen partiliden çay parasını alacaksın. Senin günlük kazancından bu çay paralarını kesrim' dedin dedim. 1 gün sonra zabıta arkadaşlar geldi bütün masa ve sandalyeleri toplayarak kaldırdılar. Ben günlük kazancımın kesilmemesi için çay parasını istedim. Belediye Başkan Yardımcısı Murat Caymaz, 'O şahsı biz orda görmek istemiyoruz. O şahsın işine son verirsen sandalye ve masayı dışarıya çıkartırım' demiş ve sonra işime son verdiler."

BAŞKAN YARDIMCISI: ÇALIŞAN HATA YAPMIŞ

Belediye Başkan Yardımcısı Murat Caymaz ise daha önce dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Düzce Valisi de çay ocağında çay içtiğinde benzer durumların olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bize gelen iddia şu şekilde; 50-60 çay içiliyorsa hep daha fazla çay parası istenmiş. Hatta orada oturan vatandaşlardan bize şikayetler geliyordu. Çay dayatması var. İşyeri sahibinin bize söylediği çalışanlarının bunu yaptığı yönündeydi. Kendisinin bundan haberi olmadığını söyledi. Hatta bu çalışanların kendisini de mağdur ettiğini ve parayı kendi ceplerine atıp vermediğini söyledi. Düzce Belediyesi böyle ufak konularla uğraşmaz. Biz kimsenin ekmeği ile oynamayız. Neden 'Çık' diyelim? Çalışan bir hata yapmış, işyeri sahibi de inisiyatif kullanarak haklı olarak çıkarmış. Ben olsam ben de çıkarırım. Benim yanımda çalışan bir personel benim adımı, inisiyatifimi kullanarak fazla para alıp cebine koyuyorsa ben de çıkarırım. İş yeri sahibi doğru yapmış."

Çay ocağı sahibi Ahmet Güzelsu da Cuma Beyaz'ın hata yaptığını, ancak işten çıkarmadığını, kendisinin ayrıldığını ve telefonlarına bakmadığını ileri sürdü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Cuma Beyaz ile röp

-Belediye Başkan Yardımcısı Murat Caymaz ile röp

-Çay ocağının görüntüleri ve detaylar var

Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

==========================================

Siirt'te vrajı alamayan otomobil takla attı: 5 yaralı

Siirt- Eruh karayolunda virajı alamayan otomobilin devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında, araç içindeki 5 kişi yaralandı.

Bugün öğlen saatlerinde Adurrahim Sevgi'nin kullandığı 56 AB 038 plakalı otomobil Eruh yolunda seyrederken, virajı alamayarak takla attı. Meydana gelen kazada otomobil içerisinde bulunan 5 kişi yaralandı. Çevredeki vatandaşların haber vermesi üzerine kaza yerine gelen ambulanslarla yaralı 5 kişi Siirt Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

Hastanede tedavi gören 5 yaralının hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenilirken, kaza ile ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Meydana gelen kazada takla atan aracın görüntüsü,

Takla atan araçta sızan benzinin ekler tarafından boşatılması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

===========================================

Hayallerindeki üniversiteye akın ettiler

BU yıl 17'ncisi düzenlenen Yüksek Öğretim ve Tanıtım Günleri (YÖTGEF), 48 üniversitenin katılımı ile Antalya Cam Piramit'te başladı.

Kaleiçi Rotary Kulübü'nün sosyal sorumluluk projesi dahilinde gerçekleştirdiği fuar, her seviyedeki lise öğrencisinin yüksek eğitim seçimlerine katkı sağlamak amacıyla yapılıyor. Üniversitelerin akademik programlarını ve yaşam ortamlarını tanıyan öğrenciler, var olan ve gelecek vadeden meslekleri öğrenme ve inceleme fırsatı buluyor.

3 gün açık kalacak fuar için tören düzenlendi. Açılıştan dakikalar önce öğrenciler fuar alanına akın etti. Açılışta konuşan Kaleiçi Rotary Kulübü Dönem Başkanı Bilal Kalaycı, eğitim fuarı süresince rektör ve akademisyen öğretim görevlilerinin geleceğe ışık tutacak meslek ve eğitim konularında konferanslar vereceğini söyledi. Kalaycı, 8 Nisan Cumartesi günü de yurt dışında eğitim ve staj konuları ile ilgili konferans ve tanıtımların yapılacağını duyurdu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Cam piramit önündeki kalabalıkta görüntü

Açılış töreni öncesinde detay görüntüler

Açılış kurdelesinin kesilmesi

Fuar içinden detay görüntüler

Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,

====================================

'Allah için evet inşallah' yazısıyla referandum çalışması

BOLU'da, Başbakan Binali Yıldırım'ın dev fotoğrafı ve parti afişi asılan binaya 'Allah için evet inşallah' yazıldı. Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin ve Ak Parti Gençlik Kolları üyelerinin, yazının önünde çektirdikleri fotoğraflar parti tarafından sosyal medyada paylaşıldı.

İzzet Baysal Caddesi Oğuz Sokak üzerinde bulunan Ak Parti İl Başkanlığı'nın yanındaki binaya, referandum çalışmaları kapsamında Başbakan Yıldırım'ın fotoğrafı ve parti amblemi bulunan afiş asıldı. Binanın duvarına da, 'Allah için evet inşallah' yazıldı. 'Ak Parti İl Başkanlığı' yazılı parti ambleminin bulunduğu afişin asılı olduğu duvara kırmızı sprey boya ile yazılan yazı dikkat çekti.

Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, yazının önünde, elinde partisi tarafından hazırlanan evet broşürü ile poz verdi. Metin'in fotoğrafı, Ak Parti İl Başkanlığı'nın Facebook hesabında paylaşıldı. Ak Parti Gençlik Kolları üyelerinin yazının önünde toplu halde çektirdikleri fotoğraf da referandum çalışmaları kapsamında twitter'da paylaşıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Duvardaki yazıdan görüntü

-AK Parti İl Başkanlığı binasından görüntü

-Duvarlardaki diğer yazılar

-Yazının olduğu binaya asılı AK Parti pankartlarından görüntü

HABER-KAMERA: Mutlu YUCA/BOLU

=============================================

Devrilen traktörün altında kalıp öldü

TOKAT'ın Erbaa ilçesinde devrilen traktörün altında kalan 62 yaşındaki Faik Bayraktar feci şekilde yaşamını yitirdi.

Kaza saat 11.00 sıralarında ilçeye bağlı Benli köyü yolunda meydana geldi. Benli köyünde oturan evli ve üç çocuk babası Faik Bayraktar, 60 KA 950 plakalı traktörüyle tarlasını ilaçlamak için yola çıktı. Köye 7 kilometre uzaklıktaki tarlasına 200 metre kala Bayraktar'ın kontrolünü kaybettiği traktör yol kenarındaki tarlaya devrildi. Çevreden kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Traktörün altında kalan Faik Bayraktar'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Kazayı duyup olay yerine koşan ağabeyi Fahri Bayraktar ve kardeşi Rayif Bayraktar traktör altında kalan kardeşlerinin cansız bedenini görünce gözyaşı döktü. Bayraktar'ın cenazesi yapılan incelemelerin ardından Erbaa Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Jandarma kazayla ilgili çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü:

-Olay yerinden görüntüler

-Traktörün görüntüsü

-Ekiplerin çalışmaları

-Olay yerine gelen kardeşlerinin üzüntüsü

-Cenazenin çıkarılıp götrüülmesi

Haber-Kamera: İbrahim UĞUR/ ERBAA(Tokat), DHA

====================================

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement