Dha Yurt Bülteni-8 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-8

1)ÇANAKKALE'DE ŞAŞIRTAN KAZA; MİNİBÜS, TEKNEYE ÇARPTIÇANAKKALE'de E.S., aküsü biten minibüsünü traktörle çekerek çalıştırmak isterken, araçla Sarıçay içinde bağlı bulunan balıkçı teknesine çarptı.

27.02.2018 12:58
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)ÇANAKKALE'DE ŞAŞIRTAN KAZA; MİNİBÜS, TEKNEYE ÇARPTI

ÇANAKKALE'de E.S., aküsü biten minibüsünü traktörle çekerek çalıştırmak isterken, araçla Sarıçay içinde bağlı bulunan balıkçı teknesine çarptı.Görenleri şaşkına çeviren kaza sabah saatlerinde Sarıçay'da meydana geldi. E.S., Sarıçay üzerinde bulunan 16 ED 899 plakalı minibüsünü çalıştırmak istedi. Aküsü bittiği belirlenen minibüs, traktör yardımıyla çekilirken kontrolden çıkarak çay içinde bağlı bulunan Mehmet Atçı'ya ait tekneye çarptı. Çarpmanın etkisiyle balıkçı teknesinde hasar oluştu. Minibüs ise Sarıçay'a düşmekten tekne sayesinde kurtuldu. Kazayı gören vatandaşlar şaşkınlık yaşadı. Kazada maddi hasar meydana geldi. Minibüs, çekici ile kaza yerinden kaldırıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Tekneye çarpan minibüsten görüntü.

-Kazadan genel görüntü.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

1 dakika 9 saniye. 35.7 MB.

===================================================

2)ESKİ TUĞGENERALİN AVUKATI: MÜVEKKİLİM AÇLIĞA MAHKÜM EDİLDİ

FETHULLAHÇI Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan sıkıyönetim direktifinde ismi, 'Diyarbakır Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı' olarak geçen 16'ncı Mekanize Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yerel mahkemenin kararına Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'nde itiraz eden Beyribey'in avukatı Mehmet Nizamettin Haznedir dilekçesinde, müvekkiline kimin gördüğü belli olmayan bir rüya iddiası ile ceza verildiğini belirterek, emeklilik tazminatı, emeklilik aylığı ve OYAK kesintileri olmak üzere tüm mal varlığına tedbir konularak Beyribey'in açlığa mahküm edildiğini kaydetti. Haznedar, yerel mahkemenin kararının yürürlükteki hukuk sistemini tepetaklak eder nitelikte olduğunu söyleyerek, bozulmasını talep etti.

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan listede ismi 'Diyarbakır Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı' olarak geçen, 16'ncı Mekanize Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından beraat ederken, 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Beyribey'i yurt dışına çıkış yasağı uygulayarak tahliye eden Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, sanığın darbe girişiminde aktif veya pasif bir eylemi olmamakla birlikte sıkıyönetim direktifinde Diyarbakır Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak isminin yazdığını kaydetti.

SAVCI KARARA İTİRAZ ETTİ

Yargılama sırasında, Beyribey'in 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını isteyen savcı, sanığa sadece 'terör örgütü üyeliği' suçundan ceza verilmesine itiraz etti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf başvurusu yapan Cumhuriyet savcısı, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan cezalandırılması gereken sanığa bu suçtan beraat kararı verilip, tahliye edilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istedi.

'RÜYA YORUMU, HUKUK VE İNSAN MANTIĞIYLA ÇELİŞİYOR'

Beyribey'in avukatı Mehmet Nizamettin Haznedar da müvekkiline 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan ceza verilmesine Gaziantep Bölge Adlliye Mahkemesi'nde itiraz etti. 4'üncü Ceza Dairesi'ne gönderdiği dilekçesinde müvekkili hakkında verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirten Haznedar, ortada kalkışma olarak nitelendirilebilecek bir eylem olmadığını savundu. Dilekçesinde müvekkiline rüya nedeniyle ceza verilmesini eleştiren Haznedar, şunları kaydetti:

"Yerel mahkemenin gerekçesi hukuk mantığı ve yaşamın olağan akışı ile doğrudan çelişmektedir. Ali Osman Uzun'un içeriğini kısmen değiştirerek, var olup olmadığı bilinmeyen bir hemşirenin, 4'üncü elden işittiği ileri sürülen ve tanıklar Ali Durmuş ve Bülent Gürdoğan'ın anlatımlarıyla doğrulanmadığı kesin olarak belirlenen düş anlatımının sanığın aleyhine yorumlanması; sırf hukuk ve olağan insan mantığıyla çelişen bir akıl yürütme değil, fazlasıyla yapay bir tutum olarak belirmektedir. Düşler elbette insan yaşamının bir parçası olup korku, kaygı ve özlemlerimizden beslenen zihinsel oluşumlardır. Görülen düşü aktarma yoluyla bir suçu övme, bu suçu işleyenlere destek verme biçiminde çeşitli eylemler ortaya çıkabilir. Bunların cezalandırılabilmesi suç işleme kastının varlığına bağlıdır. Ancak bu dosyada yer alan ve özellikleri belirtilen kanıtları, sanığın FETÖ/PDY üyesi olmasına kanıt göstermek hukuk mantığıyla ilişkisiz bir tavırdır."

'AÇLIĞA MAHKÜM EDİLDİ'

Yerel mahkemenin, müvekkilinin mal varlığı üzerinde sürdürdüğü tedbir uygulamasının hukuki olmaktan fazlasıyla uzak olduğunu belirten Haznedar, dilekçesinde şunları ifade etti:

"Müvekkilimin, aralarında emeklilik tazminatı, emeklilik aylığı ve OYAK kesintileri de olmak üzere tüm mal varlığına soruşturma aşamasında tedbir konulmuştur. Sulh Ceza Hakimliği kararı ile bu tedbirler kaldırıldığı halde, kaldırma kararının OYAK'a bildirilmesini istememiz üzerine, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce müvekkilimin mal varlığına yeniden tedbir konulmuştur. Hukuka aykırı nitelikteki bu kararın ortadan kaldırılması konusunda yaptığımız başvurular gerekçesiz biçimde reddedilmiştir. Mahkeme, mal varlığı üzerine sonradan koyduğu tedbirlerin kaldırılmasını kararın kesinleşmesine ertelemiştir. Yerel mahkemenin kararı yürürlükteki hukuk sistemini tepetaklak eder niteliktedir. Üzerinden tedbirin kaldırılması istenen emeklilik tazminatı, emeklilik aylığı ve OYAK kesintileri türünden ekonomik değerler, suçtan elde edilen ya da edilebilecek, FETÖ/PDY ile ilişkilendirilebilecek değerler değil, yıllarca süren mesleki çalışmalar boyunca resmi fonlarda toplanan ya da sanığın kendisinden kesilen tutarlardır. Ülkedeki hiçbir mahkemenin bu yönde uygulama geliştirdiğine tanık olunmamıştır. Sanık bu uygulamayla açlığa mahküm edilmiş, temel gereksinmelerini karşılamaktan yoksun bırakılmıştır. Sanık, bu çeşit bir uygulamayla karşı karşıya bırakılan tek örnektir."

Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, -

==========================================================

3)TUTUKLU HDP'Lİ ÇELİK, ERZURUM'A GETİRİLECEK

HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik'e verilen 6 yıllık hapis cezası, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşmalı olarak incelendi. Duruşmaya tutuklu bulunduğu Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan katılan Burcu Çelik, SEGBİS ile savunma yapmak istedi. Çelik'in bu talebini kabul eden 2'nci Ceza Dairesi, 26 Mart'a bırakılan duruşma için sanığın Erzurum'a getirilmesini kararlaştırdı.

HDP'li Çelik, 8 Haziran 2015 tarihinde, Muş Belediye Meydanı'nda yaptığı konuşmada, koruculara yönelik "Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini çok iyi biliriz" demişti. Çelik, 19 Nisan 2017'de 'terör örgütünün propagandası yapmak, örgüt üyeliği ve yardım yataklık' suçlarından gözaltına alınıp, cezaevine konuldu. HDP'li Çelik hakkında Muş 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme heyeti, Burcu Çelik hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütü üyesi olmak' suçlamalarından beraat, 'terör örgütüne üye olmamakla birlikte, bilerek ve isteyerek terör örgütüne yardım ve yataklık etmek' suçundan ise 6 yıl hapis cezası kararı verdi.

Sanık avukatı ve cumhuriyet savcısının karara itiraz etmesi üzerine dosya, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi tarafından incelendi. Dosyanın İstinaf Mahkemesi'nde duruşmalı yapılmasını kararlaştıran 2'nci Ceza Dairesi'nce, Burcu Çelik'in tutukluluk halinin devamına karar verildi.

MİLLETVEKİLLERİ DURUŞMAYI TAKİP ETTİ

Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi'nde bugün görülen istinaf duruşmasında Burcu Çelik Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma salonunda ise sanığın avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Erzurum'a gelen HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez ve Van Milletvekili Lezgin Botan da takip etti.

Cezaevinden kendisine duruşmayı olduğuna yönelik tebligat yapılmadığını İstinaf Mahkemesi'nin bu kararını ailesinden ve basından öğrendiğini söyleyen Burcu Çelik, "İlk derece mahkemede belirttiğim gibi savunmamı, yüz yüzelik ilkesi amacıyla kendimi daha iyi ifade edebileceğim, delillerimi sunabilmem için mahkeme huzurunda yapmak istiyorum. SEGBİS ortamında kendimi  rahat ifade edemiyorum. Bu hususun değerlendirmesini talep ediyorum. Yarın göz ameliyatı olacağım bunu dikkate alarak uygun bir gün verilmesini istiyorum" dedi.

'CEZAEVİNDE GRUP TOPLANTISI YAPABİLİRİZ'

Sanık avukatlarının da savunları sonrası heyet, karar için 10 dakika ara verince Burcu Çelik, SEGBİS ile duruşma salonundaki milletvekilleri ve avukatlarıyla sohbet etti. Aycan İrmez ile konuşan Burcu Çelik, moralinin iyi olduğunu söyledi. Burcu Çelik, Aycan İrmez'e "Dışarıdayken buradaki milletvekillerini ziyaret için zorladım olmadı. Sonra beni de buraya gönderdiler. Selma Irmak, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak her birlikteyiz. Burada da bir grup toplantısı yapabiliriz. Selma Irmak ile birlikte kalıyoruz bir yatak boş bekliyoruz" dedi. Bunun üzerine Aycan İrmez, "Aman almayayım. Sizi bekliyoruz" diye yanıt verdi.

'KIZIMI YANIMA ALACAĞIM'

Lezgin Botan, cezaevindeki milletvekillerinin yaklaşan Kadınlar Günü'nü kutlayınca Burcu Çelik, "Bunlar kayıt altına alınmıyor değil mi? Biz bayağı sohbete dönüştürdük. Moralimiz iyi görüyorsunuz. Kızım Asmin'i açık görüşlerde görüyorum önümüzdeki günlerde yanıma alacağım" diye konuştu.

2'nci Ceza Dairesi heyeti, Burcu Çelik'in duruşma salonunda bizzat bulunarak savunma yapma isteğini kabul ederek 26 Mart'ta yapılacak olan duruşma için Erzurum'a getirilmesini kararlaştırdı. Heyet, Çelik'in tutukluluk halinin devamını uygun buldu.

Görüntü Dökümü ARŞİV

----------------------------

-Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi

-Adliye içerisi

-2'nci Ceza Dairesi

Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM,

==========================================================

4)ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI MAĞDUR ETTİ İDDİASI

BURDUR'un Akyaka köyünde oturan bazı vatandaş yapılan arazi toplulaştırma çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını öne sürdü.

Merkeze bağlı Akyaka köyünde oturan bir grup vatandaş, ekim ayından başlayan ve 13 bin dönüm araziyi kapsayan toplulaştırma çalışmalarının kendilerini mağdur ettiğini savundu. Süleyman Akbaş (57), "Benim 17 dönüm tarlam var, 6 dönümünü bir yerden, 9 dönümünü bir yerden vermişler. Kaç defa gidip rica ettik ama bizi dikkate almadılar. 16 dönüm tarla beş parçaya bölünmüş. Madem böyle olacaktı tarlalarım yerinde dursaydı. Hiç olmazsa iyi yerde ekerdik. Sulayamayacağım tarlayı ne yapayım. Bana göl kenarından tarla vermişler. Su yok, yolu uzak, sebze ekilmez, ağaç dikilmez. Mağdur oldum" dedi.

Melahat Camgöz (62), "30 dönüm arazimi 13- 15 parçaya bölmüşler. Bazı yerlerde 157 metrekare, bazı yerlerde 240 metrekare yer vermişler. Bu birleştirme değil bölünme olmuş. İyi yerlerimi alıp kır, taşlık yerlere vermişler. Bu adalet değil. Eşime ait tarlalarda da aynı şekilde mağdur olduk. Telefon açıyoruz. Telefonu yüzümüze kapatıyorlar. Zengin olan 10 kişi ovanın iyi yerlerini almış, geri kalan fakirleri kenara köşeye atmışlar. Biz bu toplulaştırmaya razı değiliz. Bir an önce keşif yapılıp ona göre yetkililerimiz karar versin" diye konuştu.

Yakup Şahin, "Toplulaştırma yapılmadan önce yapılan toplantıda 'ağaçlar kesilmeyecek' dendi. Benim tarlam kendi yerinde kaldığı halde ceviz ağaçlarımı kestiler. Telefon açtım söyledim. 'Tamam mağduriyetini giderelim' dediler ama sonuç çıkmadı. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyorum" dedi.

Mustafa Uysal (62) da "15 dönüm tarlamızı almış, gölün kenarına atmışlar. 5 dönüm yeri 5 parça etmişler. Bunların düzeltilmesini istiyoruz. Müracaat ettik 'çaresine bakacağız' dediler ama bir sonuç çıkmadı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Toplulaştırma yapılan araziler

Köylülerle röportaj

Kesilen ceviz ağaçları

Detay

(Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,

========================================================

5)MOTOSİKLET MOTORUYLA OTOMOBİL YAPTI

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı İlçesinde bisiklet tamircisi Mustafa İlhan(48), Türklerin otomobil yapacağını göstermek için motosiklet motoru kullanarak tek kişilik mini otomobil yaptı.

Sandıklı'da bisiklet tamircisi Mustafa İlhan, kullanmadığı 4 vitesli motosiklete ait motoru kullanarak tek kişilik otomobil yaptı. Profil demirler ve ahşap kullanarak otomobilin gövdesini oluşturan İlhan, arka kısma ise motoru yerleştirdi. İçerisine koltuk yapan ve direksiyon yerleştiren Mustafa İlhan, bir otomobilde bulunan ışıklandırma sistemlerini ve korna sistemini de yaptı. Mustafa İlhan yaptığı mini otomobilini her gün iş yerine gidiş gelişte kullanıyor.

'TÜRKLERİN ARABA YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN YAPTIM'

Mustafa İlhan, "Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman söylüyor. Her şeyimiz yerli olsun. İşte, 'Tankımız yerli olsun. Uçağımız yerli olsun, Helikopterimiz yerli olsun.' Bundan bir yıl önce 'kendi arabamızı da yapacağız' diye söylemde bulunmuştu. Ama bazı insanlar 'Türkler araba, uçak, helikopter yapamaz' diye alay etmişlerdi. Bunlara çok kızıyorum. Bu tür söylemlere kızdığım için bu arabayı 5 günde yaptım. Sinyali var. Kornası var. Marşı var. Bir arabada olması gereken her şeyi var. Bu arabayı 5 günde piyasaya çıkarttım. Bir firma arabayı piyasaya çıkarasıya kadar 5 yıl Ar-Ge çalışması, projelendirmesi, dizaynı, şekli, şemalıyla uğraşıyor. Bir arabayı piyasaya sürmek için 5 yıl uğraşıyor. Ben bu arabanın üzerinde 5 gün değil de 5 yıl uğraşsam bu araba kesin uçar. Yani ben Türklerin araba yapabileceğini göstermek için ve cumhurbaşkanın 'araba yapabiliriz' demesine alaycı yaklaşanlara kızdığım için bu arabayı yaptım" dedi.

'MOTOSİKLET MOTORUM VARDI'

Arabanın yapılışını anlatan Mustafa İlhan, "4 vites, 100'lük motosiklet motorum vardı. Onu kullanarak başladım yapıma. Önce kadrosunu yaptım. Alt takımı tamamladıktan sonra üst tarafa geçtim. Motoru oturttum. Dişlilerini, frenini monteledim. Sonra üst tarafını monteledim" diye konuştu.

'TÜRKLER HER ŞEYİ YAPABİLİR'

Gençlere de tavsiyelerde bulunan Mustafa İlhan, şöyle dedi:

"Artık kumdan kafanızı çıkartın gençler. İnternet kafeleri bırakın. Telefonları bırakın. Türkiye'miz sizlere emanet. Sizler kafanızı çalıştırdığınızda dünya Türklerin önünde eğilecek. Türkler her şeyi yapabilir. Aslında bu arabayı yapmamın bir amacı da gençlere Türklerin her şeyi yapabileceğini göstermek. Bizler yaşımızı aldık ama bu ülke sizlere emanet. Üretime geçin üretmek zorundasınız."

Görüntü Dökümü

-----------------------

Mustafa İlhan otomobile binerken

Mustafa İlhan otomobilini çalıştırırken

Mustafa İlhan otomobille çarşıda gezerken

RÖP: Mustafa İlhan

Mustafa İlhan otomobilini çalıştırırken

272 MB/// 04.28"

Haber- Kamera: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI(Afyonkarahisar),

===========================================================

6)KARSLI FENOMEN ZÜMRAN: KADINA ŞİDDETE HAYIR DİYORUZ

KARS'ın merkez Boğatepe köyünde başkanlığını yaptığı dernekteki üye kadınlarla yıllar önce Fransızca öğrenen ilkokul mezunu Zümran Ömür (46), köydeki yaşamı, çalışkanlığı, bilgi ve birikimiyle dikkat çekiyor. Ömür, başkanlığını yaptığı köy derneğinde, kadınlarla faaliyetlerini ve ürettikleri ürünleri bazen Fransızca da konuşarak sosyal medyada tanıtıp, fenomen oldu. Fenomen olmasını doğallığı ve kadına hizmetine bağlayan Zümran Ömür, kadının erkeğin önünde ve ya arkasında değil, yanında olması gerektiğini belirterek, "Sadece kadınlara saygı göstersinler. Kadına şiddete hayır diyoruz" dedi.

Evli ve 3 çocuk annesi Zümran Ömür'ün hayatı, İlhan Koçulu'nun 2007 yılında Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği'ni kurmasıyla değişti. Dernekte başkanlık yapmaya başlayan ilkokul mezunu Ömür, 45 kadınla birlikte birçok projeye imza attı. Projeler kapsamında köyde Ekolojik Peynir Müzesi ve Bitki Müzesi kurulurken, gravyer ile kaşar peynirinin tanıtımı için çalışmalar yapıldı. Zümran Ömür, eşi Celal Kazım Ömür ve dernek kurucusu İlhan Koçulu'nun da büyük destekleriyle günden güne kendisini geliştirdi. Ömür ve dernek üyesi kadınlar, Fransızca öğrenip, yoga dersleri aldı, uzmanlar eşliğinde bitkiler üzerine eğitim gördü, daha sağlıklı bir yaşam için adımlar attı. Zümran Ömür öncülüğündeki çalışmalarla Boğatepe köyü, göç veren konumdan çıkıp göç almaya başladı.

Ömür, ayrıca, köy derneğinde, kadınlarla faaliyetlerini ve ürettikleri ürünleri bazen Fransızca da konuşarak sosyal medyada tanıtıp, fenomen oldu. Zümran Ömür, derneğin asıl amacının kadının toplumda yer alması, ayakları üzerine durması, erkeğin arkasında veya önünde değil yanında yürüyen birey olmasını sağlamak olduğunu söyledi. Fenomen olmasını doğallığı ve kadına hizmetine bağlayan Ömür, şöyle dedi:

"Fenomen olduk ama sadece yaptıklarımızı anlattık. Yaptıklarımızın dışında bir şey anlatmadık. Sağ olsunlar onlar da değer bulmuş ve yayınlamışlar. Belki kadınların yapmış olduğu bu değerleri anlattığımız için bizi fenomen yapmışlar. Eşim fenomen olmadı ama o benim gözümde fenomen. Herkes bizi arıyor. Doğal bir konuşma yapmıştım. Sadece yapmış olduğumuz süreci anlattım; buradaki kadınlarımızın başarısını, erkeklerimizin bize verdikleri destekleri, saygıyı anlattık; onlar da takdir ettiler. Türk erkeklelerine buradan sesleniyorum. 'Saygı, saygı, saygı'. Sadece kadınlara saygı göstersinler. Kadına şiddete de hayır diyoruz."

Celal Kazım Ömür ise eşi Zümran Ömür ile her zaman gurur duyduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Yaşadığımız köyü çok seviyoruz. Gelen misafirlerimize de kültürümüzü tanıtmaya çalışıyoruz. Peynir kültürünü, üretim kültürünü tanıtıyoruz. Gelen misafirlere de bu süreçte bunları anlatıyoruz. Eşim son derece aktif. Kendini çok iyi yetiştirdi. Eğitim semineri veren hocalardan yararlandılar. İletişim ve Fransızca kursu aldılar. Kadınlarımız bizler için her zaman değerlidir. Kadın üretimin her yerinde hayatın her alanında var. Hayatın en zor kısmını kadın yaşar çünkü kadın annedir. Anne olduğu için de kadının farklı bir özelliği var. Onun için bizler de değer veriyoruz. Hak ettikleri yerlere de kendileri geliyorlar."

Köydeki tüm gelişmelerin mimarı olan İlhan Koçulu ise Zümran Ömür ve kadınların başarısıyla ilgili şöyle konuştu:

"Biz Boğatepe köyünde yaklaşık 18 yıldır, uzun yıllar süregelen yaşam biçimini bir formata soktuk. Bir dernek çatısı altında toplandık, kadınlarla birlikte götürmeye başladık. Zümran Hanım'la da köyde ve şehirde yer yer değişen bir dernek başkanlığı süreci yürüttük. İnsanların bütün Anadolu'da hatta abartmasam üzerinde yaşadığımız dünyada doğaya ve doğallığa olan özlemi, Zümran Hanım'ın konuşmalarıyla dile geldi. Buraya gelip giden insanlar burada böyle bir gelişme beklemiyorlardı. Anadolu toplumunun kafasında bir kır-kent önyargısı, algısı oluşmuş. Oysa kırsal alanda da bilgiye ulaşma artık kolaylaştı. Bilgiye ulaşılabildiğinde nice Zümran Ömür'ler çıkacaktır. Bizim köyde 17 Zümran ile birlikte bu işi, bayrağı eline alıp götüren kadınımız var. Kadınlardan 45'i bu sürecin içerisinde 17'si bir adım öne çıktı ama diğerleri de onlarla birlikte her alanda her etkinlikte bulunuyorlar. Buradaki olay şu; bilgiye ulaşım kolaylaştıktan sonra bu ulaşım kanallarını açıp kadınımıza kırsal yaşama önemin bilincini artırmaktır."

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Zümran Ömür'ün gelen misafirlere peynir müzesini gezdirmesi

-Genel ve detaylar

-Zümran Ömür'ün eşi Celal Kazım Ömür'ün konuşması

-Celal Kazım Ömür'ün misafirlere müzeyi anlatması

-Köye gelen misafirlerin atlı kızaklarla fotoğraf çektirmesi

-Zümran Ömür'ün komşusunun evini ziyaret etmesi ve aralarında Fransızca konuşmaları

-Zümran Ömer'ün ve eşi Celal Kazım Ömür'ün konuşmaları

-İlhan Koçulu'nun konuşması

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

(SÜRE: 6 DK BOYUT: 407 MB )

===========================================================

7)KIZLARIYLA ERZURUM'U GEZİP, TARİHİNİ ANLATAN KİTAP YAZDI

ERZURUM'da öğretmen olan Taner Özdemir, çocuklara okuma ve yazma bilincini kazandırmak için başlattığı proje ile kızları Nazlı Sude (10) ve Aslı Sena Özdemir (9) ile birlikte kitap yazdı. Kızlarıyla Erzurum'daki tarihi yerleri gezen Taner Özdemir, kendi imkanlarıyla 'Nazlı ile Aslı Erzurum Tarihini Öğreniyor' ismini verdiği kitabın ilkini çıkardı.

Türk Telekom Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi'nde tarih öğretmeni olan Taner Özdemir, 4'üncü sınıf öğrencisi olan Nazlı Sude ve 3'üncü sınıf öğrencisi Aslı Sena'yla birlikte kitap yazmaya karar verdi. Taner Özdemir, kızlarını yanına alarak Erzurum'un tarihi yerlerini tek tek gezdirdi. Tarihi yerleri gezen baba ve kızları aldıkları notları kitap haline dönüştürdü. Yaklaşık iki yıllık bir çalışma sonucu 'Nazlı ile Aslı Erzurum Tarihini Öğreniyor' kitabının ilki olan 'Nazlı ile Aslı Kümbet Köyünde'yi çıkardı. Hikayenin kahramanları Özdemir ailesinin oluşturduğu kitabın son kısmına okuyucuların cevaplandırması için soru kısımları konuldu.

Kızları ile kitap çıkarmanın mutluluğunu yaşayan Taner Özdemir, yaşadığı şehrin tarihini bilmeyen çocuk ve gençlerde farkındalık oluşturmak için projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Doğum yeri olan Kümbet köyüyle kitaplarının ilk serisini çıkardıklarını belirten Taner Özdemir şunları söyledi:

"Özellikle çocuklarımı seçmemin temel nedeni şuydu: Bizim toplumumuzda çocuklarımız okumuyor, okumadığı gibi de yazmıyorlar. Amacım çocuklarım üzerinden diğer çocukların da böyle bir adım atabileceğini, yazabileceğini, okuduğunu kaleme dökebileceğini ispat edebilmekti. Çok şükür bunu başardık. Kızlarım tarihi yerleri gezerken çok hoşlarına gidiyordu. Kızlarımla gezdiğimiz yerlerde çocuklarım bana sorular sordu, notlar aldık. Ben onları kaleme döktüm, sonra benim yazdıklarımı onlara açıkladım. Onlar beğenmedikleri yerleri yazdılar çizdiler. Kümbet köyü ilk eserimiz. İçerisinde Kümbetli Ahmet Baba'nın da türbesinin olduğu, Erzurum yemeklerini de tanıttığımız bir bölüm oluşturduk. Yöresel yemekleri tarihi bilgileri derleyerek  bir kitap oluşturduk."

9 KİTAP DAHA ÇIKARACAK

Seri halinde 9 kitap daha çıkarmayı düşündüklerini belirten Taner Özdemir, "İlkini çıkardık diğerlerini yazdık  ama üzerinde bir takım oynamalar yaparak inşallah okuyucularımızla buluşturacağız. Şu an Erzurum tarihini anlatma konusunda bir boşluk var. Çocuklar kendi tarihlerinden haberdar değiller. Ben de kızlarım üzerinden yerel tarihi öğretme projesini başlattım. Yazarken çok güzel şeyler hissettiler. Bazen benim göremediğim şeyleri söylediler. Onları notlarına aldılar. O tarih bilinçleri çok şükür oluştu. Türkiye'de kendi yaşadığı şehri yazan yerel tarih yazıcıları içerisinde en genç unvana kızlarım sahip olmuş oldu. Okudukları okulda öğrenciler kendi yaşıtlarından çocukların kitap yazdılarını görünce  onlar da yazmak ve kitap çıkarmak için büyük bir gayretin içerisine girdiler. Onların yüzündeki sevinci gördüğümde ben hedefime şu an itibariyle ulaşmış sayıyorum. Yeşim Kaymaz diye bir öğrencimizin Tolga Suci diye bir karikatür yapan öğrencimiz ile Naci Elmalı'nın katkılarını unutmamamız lazım" dedi.

'KİTAP YAZINCA MUTLU OLDUM'

Yaşıtlarına bol bol kitap okumayı tavsiye eden Nazlı Sude ve Aslı Sena kardeşler ise ilk kitaplarını çıkarmanın mutluluğunu ve heyacanını yaşıyor. Ablası ile tarihi bölgeleri gezince çok mutlu olduklarını belirten Aslı Sena Özdemir, "Tarihi yerleri çok merak ettiğim için görmek istiyorum. Kitabı yazınca çok mutlu oldum, heyecanlandım. Sınıfta sadece bizim olmamızın ayrı bir keyfi var. Kitap okuma zihni açar yeni kelimeler öğreniriz. Kitabımızı okumalarını tavsiye ediyorum" dedi.

Görüntü Dökümü: ÖZEL

------------------------------

- Lalapaşa medresesinden detay

-Taner Özdemir ve kızlarının Lalapaşa medresesini gezmesi

-Kızlarına medresenin tarihini anlatması

-Kızlarının ellerinde bulunan kitaplarından detay

-Taner Özdemir ile röp

-Nazlı Sude ve Aslı Sena Özdemir ile röp.

Haber: Hümeyra Pardeli Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

(SÜRE: 04.43 BOYUT: 528 MB)

======================================================

8)SİLOPİ'DE ENGELLİ ÖĞRENCİLERE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI TARAMASI

ŞIRNAK'ın Silopi İlçesi Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından, ilçe merkezindeki 4 rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören engelli öğrenciler, ağız ve diş taramasından geçirildi.

Silopi ilçesinde hizmet veren 4 rehabilitasyon merkezinde eğitim gören 100 engelli çocuğa ağız diş sağlığı bakım ve taraması yapılırken, rehabilitasyon merkezlerinde görevli 50 kişiye de ağız diş sağlığı konusunda eğitim verildi. Bilgilendirme seminerinin ardından okulda hazır bulunan fiziksel ve zihinsel engelli öğrencilerin ağız bakımı yapıldı. Eğitmen ve velilerin gözetiminde yapılan sağlık taramasında diş çürüğü tespit edilen öğrencilerin isimleri not alındı. Sağlık görevlileri daha sonra öğrenci ve velilerine diş fırçalamaları konusunda da eğitici uyarıda bulundu.

Rehabilitasyon merkezlerinde ağız ve diş sağlığı konusunda ağız bakımı yaptıklarını belirten Diş Hekimi Zeliha Börta, "Lütfen çocuklarınızın düzenli ağız bakımlarını yaptırın. Çocuklarınızın dişlerini fırçalaması için onlara yardımcı olun, örnek olun, destek olun. Biz bakanlık olarak bütün çocuklarımızın arkasındayız. Sizlerde yardımcı olun. Çocuklarımız sağlıklı dişlere mutlu gülüşlere kavuşsunlar" dedi.

Özel rehabilitasyon merkezi yetkilileri de, bilgilendirme yapan ve engelli öğrencilerin ağız ve diş taraması yapan sağlık görevlilerine teşekkür etti.

Görüntü Dökümü

----------------------------

-Rehabilitasyon öğrencileri

-Engelli öğrencilerin taramadan geçirilmesi

-Rehabilitasyon merkezi görevlililerinin bilgilendirilmesi

-Dt. Zeliha Börta'nın açıklaması

-Rehabilitasyon merkezi müdürü Selahattin Saygıdar'ın açıklaması

-Genel ve Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ (Şırnak), -

====================================================

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement