DHA YURT BÜLTENİ - 9

Adana sele teslim oldu (3)

'AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN'

CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Adana başta olmak üzere Çukurova Bölgesi'nde etkili olan sağanak nedeniyle ekili-dikili tarım arazileri sulara gömülen üreticilerin mağduriyetinin giderilmesini istedi. Üreticilere 'Geçmiş olsun' dileğinde bulunan Barut, yağışlar nedeniyle oluşan zararın acilen tespit edilip Çukurova'nın afet bölgesi ilan edilmesini talep etti.

Görüntü Dökümü

Haber-Kamera: ADANA,

=========================

Karadeniz'de 5 ilde 71 noktada yangınlar sürüyor (4)8 KİŞİ HAKKINDA YASAL İŞLEM BAŞLATILDI

Karadeniz Bölgesinde 5 ilde 71 noktada süren orman ve örtü yangınları ile ilgili Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 8 kişi hakkında yasal işlem başlatıldı. Bu kişilerin yaktıkları anız ateşleri nedeniyle orman yangınlarına sebebiyet verdikleri değerlendiriliyor. İfadelerine başvurulan 8 kişi hakkındaki yasal işlemler sürüyor.

HABER: TRABZON/

=========================

Halime'yi 25 bıçak darbesiyle öldürdü, 'Bana bıçakla saldırdı' diye savunma yaptı ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, gayri meşru ilişki yaşadığı 1 çocuğunun annesi Halime Şenal'ı (31), 25 bıçak darbesiyle öldüren Ümit Gür'ün (39) yargılanmasına başlandı. Hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen Gür, "Gece yarısı, iş çıkışı tartışmaya başladık. Hakaret ve küfür etmeye başladı. Tokat attı, yüzüme tükürdü. Bıçakla saldırdı. Ben de yanımda bulunan bıçakla ona saldırdım. Yere düşünce elindeki bıçağı alıp kenara attım. Sonrasında kendimi kaybettim" dedi.Manavgat ilçesine bağlı Kumköy turizm merkezinde, geçen 23 Temmuz'da yaşanan olay iddiaya göre şöyle meydana geldi: Her ikisi de evli olan Ümit Gür ve Halime Şenal, 2 yıl birlikte oldu. Çiftin bir çocukları dünyaya geldi.  Bir süre sonra ise Halime Şenal, çocuğu da bırakıp, Ümit Gür'ü terk etti. Gür, olay gecesi  genç kadını 25 bıçak darbesiyle öldürdü. Ümit Gür tutuklanırken, olayla ilgili hazırlanan iddianame, Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, otopsi sonucunda Halime Şenal'ın vücudunda 17'si öldürücü 25 bıçak darbesi bulunduğu, ölüm sebebinin iç organ kaybı olarak belirtildiği ifade edilerek, "Müşterek çocuğun bakımı nedeniyle maktule karşı husumet besleyen ve maktulü öldürme düşüncesini kendisinde benimseyen şüphelinin olay günü maktulü öldürme amacıyla ekmek bıçağını yanına alıp, maktulün işten çıkış saatini beklediği, maktulü gece saatiyle atıl (boş) alana götürüp, yaşanan tartışmanın akabinde vücuduna çok sayıda tek başına öldürücü nitelikte bıçak saplamak suretiyle tasarlayarak kasten öldürdüğü anlaşılmıştır" denildi. İddianamede tutuklu sanık hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talep edildi.'HALİME ŞENAL BENİ TEHDİT ETTİ'Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Ümit Gür, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitinin ardından ifadesi alınan Ümit Gür, Halime Şenal'la 2 yıl duygusal beraberlik yaşadıklarını anlatarak, "Daha sonra bir çocuğumuz dünyaya geldi. Müşterek çocuğumuzun dünyaya gelmesinin ardından Halime Şenal'ın resmi nikahlı eşime ve çocuklarıma davranışı değişti. Eşimden boşanıp, kendisiyle evlenmemi istiyordu. Ben kabul etmedim. Beni çocukla tehdit etti, bana olan kininden çocuğa kötü davranışlarda bulundu" dedi.'ÇOCUĞUNU İSTEMEDİ 'Gaziantep'teki ailesini ziyarete gittiklerinin 3'üncü gününde, Halime Şenal'ın çocuğu istemediğini ve bakmayacağını söyleyerek, Uşak'a gittiğini anlatan Gür, "Aradan bir süre geçince ben de yanına gittim. Çocuğun annesine ihtiyacı olduğunu söyledim. Çocuğu istemediğini, bakmayacağını, annelik yapmayacağını, kendisine göre çocuğun 'p..' olduğunu söyledi. Bu sırada çocuğa resmi nikahlı eşim baktı" diye konuştu.Halime Şenal'ın evli olduğunu ilişki yaşamaya başladıklarında bilmediğini, daha sonra öğrendiğini öne süren Gür, ortak çocuklarını ise Şenal'ın eşinin nüfusuna kaydettiklerini bildirdi. Çocuğu üzerine almak için Halime Şenal'ın eşine 2 kez para gönderdiğini de öne sürdü.'KENDİMİ KAYBETTİM, BİRKAÇ KEZ YERDE BIÇAK SAPLADIM'Halime Şenal'ın daha sonra Manavgat'a gelerek çalışmaya başladığını öğrendiğini ifade eden Gür, şunları kaydetti: "Konuşmak için Manavgat'a geldim. Gündüz görüşmeye gittiğimde işe gitmesi gerektiğini söyledi. Gece yarısı, Halime'nin iş çıkışında servis aracından inmesini bekledim. Olayın olduğu yerde konuşmaya başladık. Konuşma tartışmaya dönüştü. Bir anda bana hakaret ve küfür etmeye başladı, tokat attı. Yüzüme tükürdü. 'Öleceksin bu gece, senden kurtulacağım. Çocuk, yurda gidecek' dedi. Bıçakla saldırdı. Ben de yanımda bulunan bıçakla ona saldırdım. Yere düşünce elindeki bıçağı alıp kenara attım. Sonrasında kendimi kaybettim. Birkaç kez daha yerde bıçak sapladım." SANIK AVUKATI TAHLİYE VE BERAAT İSTEDİSanık avukatı da çift arasındaki sorunların sebebinin çocuğun bakımı olduğunu kaydederek, olayın haksız tahrik ve meşru müdafa sınırlarının aşılması sonucunda meydana geldiğini savundu.'MEŞRU MÜDAFA VE HAKSIZ TAHRİKTEN BAHSEDİLEMEZ'Şenal'ın babası Lütfü Şenal'ın avukatı Hatice Kübra Turan ise sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini belirterek, "Halime Şenal, sanık aleyhine Manavgat Aile Mahkemesi'nden 2017 yılında koruma kararı aldırmıştır. Sanığın, Halime Şenal'ı tasarlayarak canavarca hislerle öldürdüğünü düşünüyoruz. Halime Şenal'ın vücudunda 17'si öldürücü nitelikte olmak üzere 25 bıçak darbesi vardır. Sanık, Halime Şenal yere düştükten sonra da defalarca bıçaklamıştır. Meşru müdafa ve haksız tahrikten bahsedilemez" dedi.'SALDIRDIĞI İDDİALARI GERÇEK DEĞİL'Olayda 2 bıçak olduğunu hatırlatan avukat Turan, sanığın kullandığı ekmek bıçağında Halime Şenal'ın DNA'sına rastlandığını, diğer bıçağın ise ölene 7 metre mesafede kapalı olarak bulunduğunu ve üzerinde Gür'e ait DNA izi bulunmadığını belirterek, sanığın kadının kendisine saldırdığı şeklindeki savunmasının gerçek olmadığını söyledi. Duruşma, ertelendi.'CANAVARCA HİSLERLE YAPILMIŞ BİR KATLİAM'Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan avukat Hatice Kübra Turan, şöyle dedi: "Halime Şenal imam nikahlı eşi tarafından 25 bıçak darbesiyle 23 Temmuz'da katledildi. Dava şu anda tanıkların dinlenilmesi aşamasına geçildi. Savcılık 'tasarlayarak adam öldürmek' suçundan iddianame hazırladı. Ayrıca meşru müdafa ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasını istiyor. Biz de bu kanaatteyiz. Bu bizim açımızdan canavarca hislerle yapılmış bir katliam. Çünkü 25 bıçak darbesi olduğu, 17 bıçak darbesinin öldürücü nitelikte olduğu ve iç organ harabiyetinden dolayı ölümün gerçekleştiği belirtiliyor. Biz haksız tahrik ve meşru müdafa hükümlerinin uygulanmayacağı kanaatindeyiz."

Görüntü Dökümü-------------Sanığın adliyeye getirilmesi  Sanığın adliyeden cezaevine götürülmesi Manavgat Adliyesinden görüntüAvukat Hatice Kübra Turan'ın açıklaması

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya),

=========================

Kömür ocağındaki göçükte mahsur kalan işçinin çıkarılması için çalışma

ŞIRNAK'taki Cudi Dağı eteklerinde özel şirkete ait kömür ocağında dün akşam meydana gelen göçükte mahsur kalan işçi Hasan İnal'ın (30) kurtarılması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca görevlendirilen ekibin çalışması sürüyor. Şırnak merkeze bağlı Üçkiraz köyündeki Cudi Dağı eteğinde, özel şirkete ait kömür ocağında dün akşam saatlerinde göçük meydana geldi. Göçüğün meydana gelmesiyle bölgeye sağlık görevlileri, jandarma, AFAD ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekiplerce yapılan incelemede kömür ocağında çalışan igşçilerden Hasan İnal'ın mahsur kaldığı belirlendi. Arama çalışmalarına katılmak üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca Hakkari'de görev yapan 11 kişilik özel ekip bölgeye sevk edildi.Dün akşam başlatılan arama çalışmaları sürerken, AFAD Şırnak İl Müdürü Mustafa Kınay, arama çalışmalarında zorluklar yaşandığını söyledi. Kınay, "Olay yerine geldiğimizde maden faaliyetinin yapıldığı alanın çok dar ve derin bir alanda olduğunu gördük. Bir işçinin mahsur kaldığının bilgisini almamızla arama çalışmalarına başlattık. Ardından başkanlığımızla görüşerek buraya teknik alanda ekiplerin buraya gelmesi talebinde bulunduk. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gönderilen 11 kişilik bir ekip dün geceden beri burada çalışıyor. Sabah saatlerinde yine maden faciasının yaşandığı kuyuya indiler. Onların verdiği bilgiler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Temennimiz o dur ki bir an önce vatandaşımıza ulaşıp olduğu yerden çıkarmaktır. Sadece maden alanın zorluklarından kaynaklanan arama çalışmaları devam ediyor. Ortalama 70-75 metre derinliğinde olduğu düşünülüyor. Yine sadece bir insanın 1 metre genişliğe sahip bir kuyudan söz ediyoruz. Dolayısıyla içine girilmesi çok zor. İndikten sonra aşağıdaki çalışma alanı çok dar" dedi.

Görüntü Dökümü-------------Olay yerinden görüntü-Yapılan çalışmalar-Bekleyen vatandaşlar-AFAD müdürü açıklama-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,

=========================

Kask takmayan motosikletlilere ceza yağdı

MUĞLA'nın Datça ilçesinde, motosiklet sürücülerinin kask kullanma alışkanlıklarının artırılması, olası kazalarda ölüm ya da yaralanma olaylarının en aza indirilmesi ve toplumda farkındalık sağlanması amacıyla denetimlere yoğunluk verildi. Ocak ayında bu yana 1748 motosiklet sürücüsüne kask kullanmadıkları gerekçesiyle toplam 188 bin 784 lira para cezası kesildiği bildirildi.

Datça İlçe Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri tarafından gün içerisinde değişik yer ve zamanlarda gerçekleştirilen denetimlerde, kasksız ve ehliyetsiz motosiklet sürülerine para cezaları uygulandı. İlçe merkezindeki Osman Akkaraca Caddesi'nde dün akşam saatlerinde yapılan denetimlerde, sürücülerin kısmen de olsa kask kullanım alışkanlığına başladıkları gözlendi. Datça İlçe Emniyet müdürü İsmail Toygun, ocak ayından bu yana 1748 motosiklet sürücüsüne kask kullanmadıkları gerekçesiyle toplam 188 bin 784 lira para cezası uygulandığına dikkat çekti.  Denetimlerde cezai işlemden çok, sürücülerin kask takmalarını sağlamak ve meydana gelebilecek kazalarda ölüm ve yaralanma olayları sayısının en aza indirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Toygun, "Datça'da, motosiklet yaygın bir şekilde kullanılıyor. Amacımız, motosiklet sürücülerinin kendi can ve mal güvenlikleri için kask kullanma alışkanlıklarını artırmaktır. Motosikletlilerin karıştığı trafik kazalarında, en çok ölüm ve ağır yaralanma olayları kask kullanmayan sürücüler arasında görülüyor. Emniyet kemeri kullanımının yaygınlaşması amacıyla yapılan uygulamalarda olumlu sonuçlar alındı. Yaptığımız denetimlerde kask kullanımında da aynı olumlu sonuçları almayı umut ediyoruz. Ayrıca akşam ve gece saatlerinde alkol denetimlerimiz de sürüyor" dedi.Okul önlerinde yapılan denetimlerde, bazı öğrencilerin ehliyetsiz ve kasksız motosiklet kullandıklarının tespit edildiğini vurgulayan Toygun, ailelere uyarılarda bulundu. Ehliyetsiz ve kasksız motosiklet kullanımının kazalara açık davetiye anlamına geldiğini belirten Toygun, "Öğrenci velilerinin, kendi çocukların can güvenliği için çok dikkatli olmaları gerekiyor. Çocuklarını, ehliyetsiz ve kasksız okula göndermesinler. Trafik kuralı gereği, ehliyetsiz sürücüye 2 bin 18 lira para cezası uygulanırken,  ruhsat sahibine de ayrıca 2 bin 18 lira para cezası kesildiğini bilmelidirler" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ----------------Datça Osman Akkaraca Caddesi'nde gerçekleştirilen denetimlerden görüntüKasksız sürücülere para cezası kesilmesinden görüntü

Haber-Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

===========================

HDP önündeki eylemde 114'üncü gün

DİYARBAKIR'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen 61 aile, HDP il binası önündeki oturma eylemini 114'üncü günde de sürdürdü. 5 Mayıs'ta kaybolan oğlu Yusuf (16) için nöbetini sürdüren Celil Bekdaş, "Buradan kimsenin gideceği yok. Bu işe çözüm bulunsun" dedi.

Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra partinin Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın HDP il binası önünde başlattığı eylemle çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP il binası önünde oturma eylemine başladı. Hatice Ceylan, terör örgütü PKK'nın elinden kurtarılan oğlu Cafer'e kavuşmasına rağmen diğer ailelere destek için oturma eylemine devam ediyor. 61 aile, HDP il binası önünde 114'üncü günde de eylemini sürdürdü.

Diyarbakır'da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, 5 Mayıs'ta oğulları Yusuf'un HDP'liler tarafından düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia ederek, 4 Eylül'de oturma eylemine katıldı. Celil Begdaş, "Bugün 114'üncü gün oldu; ama bu o kadar zor ki bize 114 sene gibi geldi. Şimdi diyorlar ki 'Belki buradan giderler'. Buradan kimsenin gideceği yok. Bu işe bir çözüm bulunsun. Çocuğumun nerede olduğunu da bilmiyorum. Oğlum okul okuyordu ve bayan kuaföründe çalışıyordu. Sessiz bir çocuktu" diye konuştu.

Görüntü Dökümü-------------HDP il binasından görüntü-Oturma eylemindeki aileler-Celil Begdaş'ın konuşması -Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera:  Selim KAYA/DİYARBAKIR,

===========================

63 yıldır şapka dikiyor

AKSARAY'da 13 yaşında çırak olarak başladığı  şapkacılığı 63 yıldır sürdüren Mustafa Mollaoğlu (76), birçok kişinin mesleği bırakmasına rağmen o halen dikiş  makinesi başına geçip, şapka dikip satıyor. Mollaoğlu, "63 yıldır işini severek yapıyorum. Başladığım ilk günkü heyecanla çalışıyorum ve üretmeye devam ediyorum" dedi.  Şapka takmanın meşhur olduğu dönemlerde çırak olarak şapkacılığa başlayan Mustafa Mollaoğlu, yıllar içinde birçok meslektaşının dükkanlarını kapatmasıyla yalnız kaldı. İlerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdüren Mollaoğlu, küçük atölyesinde dikiş makinesinin başına geçerek şapkaları üretmeye devam etti. İlk okulundan mezun olduktan sonra çırak olarak şapkacılığa başladığını ifade eden Mollaoğlu, "İlkokuldan sonra şapka ustası Mehmet Erkol'un yanında İstanbul'a çırak olarak gittim. Askere gidene kadar ustamla beraber okul şapkaları, kep, sivil kasketler ile birçok firmaya şapka ürettik. 1965 yılında Aksaray'a gelerek kendi dükkanımı açtım. Sektörde birçok elaman çalıştırdık. Ama son yıllarda hiçbir usta yetiştiremedik. Bu işi tek başıma sürdürüyorum. Ben öldükten sonra Aksaray'da kimse kalmayacak" diye konuştu. Mesleğe ilk başladığı yıllarda 8 köşeli şapkaların moda olduğunu ifade eden Mollaoğlu, "Mesleğe ilk başladığımda 8 köşe şapkalar meşhurdu.1980 yılından sonra ise düğmeli tıp şapkalar üretiyorum. Son yıllarda ise spor tarzı şapkaya ağırlık verdik. Yazın ince kumaştan, kışın ise kalın kumuştan üretiyorum. Zaman içinde belki farkı şeklilerde olabilir." dedi.AYDA 300 ŞAPKA DİKİYOR63 yıldır işini severek yaptığını ifade eden Mollaoğlu, "63 yıldır işimi severek yapıyorum. Başladığım ilk günkü heyecanla çalışıyorum ve üretmeye devam ediyorum. Burada kullandığım tüm ürünleri İstanbul'dan getiriyorum. Kumaşı kesip içinin astarını hazırlayıp, şapkaları dikip satışına da kendim yapıyorum. Ayda ortalama 300 şapka dikiyorum." diye konuştu. MESLEĞİ DEVAM ETTİREN KALMADI Mesleğini devam ettirecek ustaların olmaması nedeniyle üzüldüğünü belirten Mollaoğlu, " Ürettiğim ürünleri genel olarak perakende satıyorum. Aksaraylı gurbetçi hemşerimiz çok. İzine geldikleri zaman kışın giyecekleri şapkaları, kendileri, eş ve dostlarına götürüyorlar. Bu şekilde de Avrupa'ya çok şapka gönderdik. Niğde, Nevşehir ile Konya'nın Ereğli ilçesinde meslektaşlarım hepsi öldü. Ölenlerin arkasında mesleği devam ettiren de kalmadı. Ben burada tek kaldım. Ben bu gün gözümü kapatsam maalesef bu işi yapacak kimse yok." dedi.

Görüntü Dökümü ------------  Mollaoğlu'nun şapka dikmesi Şapkalardan detayMollaoğlu röp.

Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY

===========================