İKTİDAR BURADA, ÜNİVERSİTE NEREDE?
Onlar (üstadlar) köprüleri geçtiler ve Seine nehrinin sol yakasına yerleştiler...Kilisenin vâsiliğinden kurtulunca kendi çıkarlarını düşündüler. Çıkarlarını ve düşüncelerini savunabilmek için kendi öğrencileriyle birleştiler ve bir lonca, Üniversitas oluşturdular.
Émile Durkheim
Sosyal bilimlerde sağlıklı bir analiz, araştırmacıdan bütünlüklü ve incelenen alana ilişkin karşılıklı bir bilgi yapısını çözümlemesini ister. Siyasetin genel doğası üzerine düşünüldüğünde, siyasetin araç ve amaçlar, güç ve ahlâk gibi görece ve zorluk katsayıları yüksek değerleriyle karşılaşırız. Sosyal bilimlerin iktidar söylemleriyle koşulsuz bağlar kurması giderek saf bir çözümlemeyi imkânsız hale getirmektedir. Böylelikle üniversite ya da belirli bir dil, tavır, gelenek ve ekolü sürdürme anlamındaki akademia’nın ‘iktidar’la olan ilişkisi tutuculuğa son derece açık kapılar bırakır.
Türkiye’nin genel akademik dünyası düşünüldüğünde ise, akademiye ilişkin bağımsız ideal çözümler üretmenin pek bir şansı bulunmamaktadır. Çünkü ülkemizde akademinin siyasetle değil, doğrudan iktidarla birebir ilişkisi vardır. Akademinin iktidarla olan hem epistemolojik (Bilgi iktidardır) bağı, hem de iktidarı sorgusuz sualsiz kabul eden tavrı, akademi, siyaset ve iktidar arasında sancılı bir diyaloğu açığa serer.
Ülkemizdeki akademik kurumsallaşma geleneği, toplumla kurduğu zayıf düşünsel ilişkiler nedeniyle birçok bakımdan handikaplar taşır. Üniversiteler bağımsız ve ideal bir gelişimi yansıtmaktan çok boyun eğmeyi öğreten bir kurumunun tipik özelliklerini içerir. Örneğin her üniversitenin hükümferma değerleri, yani akılcılık, pozitivizm ve çağdaşlık gibi değerler yaşamla içselleştirildiği oranda değil, tezelden pragmatik bir karşılığın izdüşümleri olduğu için iltifat görmüşlerdir. Bir akademinin geleceğe ilişkin plan ve programı, şimdiye kadar varoluş nedeni hiç sorgulanmamış bir takım anakronik değerlerle doldurulmaya çalışılırken, sözü edilen değerler bütünsel yapıda ve gündelik hayatta hiçbir anlam kümesine kavuşamamıştır.
Klasik anlamıyla otoriteye karşı bir eleştiri olarak görülen hümanizm ve aydınlanma süreci, dış dünyanın hareketlerini toparlayamama huzursuzluğundan insanın kendi içine çekilmesi, kendinde çözümler üretme sonucunu doğurmuştu. İnsanın kendini evrenin merkezinde bir değer olarak görmesi, başlangıçta bencil ve sorumsuz ama sonuçta birey olabilmenin koşulu olarak yorumlanmıştır. Ülkemizde ise, kuşkucu ve rasyonel hümanist değerler manzumesi bir yandan idealleştirilirken, diğer taraftan resmî ideolojiye derin bir sadâkat duygusu beslenmiştir. Dolayısıyla üniversite ve akademisyen profili bağımsız bir bireyin isyanını, arayışını değil boyun eğen bir cemaatin kabulünü getirmiştir.
Üniversitelerin günümüzdeki durumunu resmetmek açısından başka bir örnek vermek gerekirse, Descartes’ın cogito ergo sum formülü modernleşme projesinin kalıp cümlesi olarak tekrar edilegelmiştir. Descartes’ın bu ilkeyi belirli bir sistematizasyon çerçevesinde, mathesis üniversalis (evrensel olma) düşüncesinden türettiği hatırlanmalıdır. Öyleyse sormak gerekir, Türkiye’deki üniversiteler hangi üniversel değeri, kendi sınırları dışında hangi evrensel ilkeyi dile getirmekte ve savunmaktadırlar? Sık sık akademisyenlerin özgün önermelere, aykırı kanılara sahip olmadıklarından yakınılır. Doğrudur, çünkü düşünme yalnızca tekil bir eylem değil (‘düşünüyorum’da olduğu gibi) geniş kültürel bir iklimde hayatiyet ve canlılık kazanabilen eylemdir.
Nietzsche çoğu akademisyenin cansız bir doğaya sahip olduğunu söylemektedir. Üzerine ölü toprağı serilmiş akademisyenin talep ettiği güç aslında salt iktidardan başka bir şey değildir. Biz de sosyal bilimcilerimizden akademik ilmihâlin bu portresini talep ettik. İlerleyen sayfalarda –özellikle satır aralarında– sürekli “iktidar burada” göndermelerine tanık olduk, sorduğumuz “üniversite nerede?” sorusunun karşılığı olarak...
Yazar: Kolektif
Yayınevi: Doğu Batı Dergileri
ISBN: S00101-07-099
Boyut: 16x24
Basım Yılı: 2014
Basım Yeri: Ankara
Cilt Durumu: Karton Kapak
Kağıt Türü: 2. Hamur
Dil: Türkçe
Son Dakika › Kültür Sanat › Doğu Batı Düşünce Dergisi Sayı: 07 Akademi ve İktidar Kitabı - Son Dakika
Adana'da düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında şarkıcı Mert Demir, Seyhan Nehir kıyısındaki Merkez Park'ta konser verdi. Konserine çok sayıda kişi katıldı ve Demir'in sevilen şarkılarına müzikseverler eşlik etti. Performansı alkışlanan Demir, dinleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi.
Hüseyin Başkadem'in Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali, Afyonkarahisar Yeni Müzesi'nde başladı. Festivalin açılış konserinde Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve solist kemancı Çekyalı Daniel Matejca sahne aldı. Festival, Çekyalı besteci Antonin Dvorak'ın ölümünün 120. yılı anısına gerçekleştirildi. Festival kapsamında okul söyleşileri de düzenleniyor. Festival, 23 Nisan'da sona erecek.
Yönetmen, yazar ve ressam Tayfun Pirselimoğlu'nun 'Tuhaf Zamanlar' adlı kişisel sergisi, İstanbul Concept Gallery'de ziyaretçilere açıldı. Sergi, Pirselimoğlu'nun tuhaflıklar üzerine kurulu resimlerini içermekte olup, sanatçı tuhaflığın kendisindeki karşılığını bulmaya çalıştığını ifade etti. Sergi, 16 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından düzenlenen 38. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi konser verdi. Çankaya Sahne'deki konserde, Jiri Sevcik, Vladislav Borovka, Jan Brabec, Vaclav Fürbach ve Mikulas Koska'nın yer aldığı topluluk, Mozart, Farkas, Bizet, Dvorak ve Hallam'ın eserlerini seslendirdi. Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi üyeleri, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazanmıştır ve birçok önemli orkestrada görev almaktadır.
ENKA Sanat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında, ENKA Sahne Gala Konseri ve Sihirli Karpuz Müzikali adlı iki özel dijital içerik sunacak. Konserde genç yetenekler sahne alırken, müzikal çocukları İpek Yolu'nun müziğine ve kültürüne dair büyülü bir yolculuğa çıkaracak.
İş Sanat, karikatürist Latif Demirci'nin yarım asırlık sanat hayatını anlatan bir sergi düzenliyor. Sergi, Demirci'nin eserlerini, çizgi karakterlerin maceraları, yayımladığı kitaplar ve farklı çalışmalarıyla birlikte kronolojik ve tematik bir düzen içinde sunuyor. Ayrıca sergide, unutulmaz kahramanların yanı sıra günlük gazete karikatürlerinden örnekler de yer alıyor. Sergi, 30 Haziran'a kadar ziyaret edilebilir.
Rize'de düzenlenen 'Turizm Haftası' etkinlikleri kapsamında il merkezinde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü renkli görüntülere sahne oldu. Protokol, sporcular, öğrenciler ve vatandaşların katıldığı yürüyüşte Rize kültürünü yansıtan ürünler ve kıyafetler sergilendi. Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, turizmle ilgili olarak 12 ay boyunca faaliyetlerin devam edeceğini belirtti ve Rize'nin turizm şehri olma hedefine vurgu yaptı.
Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, Edremit Sosyal Dayanışma Merkezi (SODAM) projesi kapsamında kadın kursiyerler tarafından hazırlanan el emeği ürünlerin sergilendiği etkinliğe katıldı. Sergide başarılı olan kursiyerlere sertifikaları verildi.
Sizin düşünceleriniz neler ?