Dönerci Cinayetleri Arkasındaki Neonazi Şoku Sürüyor

Almanya'da 2000-2006 yılları arasında 8 Türk ve 1 Yunan'ı, 2007 yılında da bir Alman kadın polisi öldürdüğü belirlenen Neo-Nazi terör grubunun Federal Başsavcılık tarafından ortaya yıllar sonra ortaya çıkarılması, siyaset dünyasını karıştırdı.

Yanmış bir karavanda bulunan örgüt üyeleri Uwe M. ve Uwe B'nin cesetlerinin bulunması ardından yıllardan bu yana gizli faaliyet gösteren 'Nasyonalsosyalist Yeraltı' (NSU) adlı Neonazi terör hücresi üyelerinin 7 yıl içerisinde çoğu dönerci 8 Türk ve 1 Yunanı, Alman kadın polisi öldürdüğü belirlenmesi ardından şok dalgası etkisini yitirmedi. Örgütün kanıtlarını ortadan kaldırmak için hücre evini ateşe vermesi istenen ancak uymayarak polise teslim olan diğer üyeleri 36 yaşındaki Beate Z.'nin sorgusu sürüyor. Gruba destek verdiği belirtilen Holger G. de Hannover'e gözaltına alındı.

Örgüt üyelerinin kullandığı hücre içinde silahların da ele geçirildiği propaganda DVD'lerinde, 9 cinayet ve göçmenleri hedef alan bir dizi bombalama olayına yer verilerek, bunlar üstleniliyor. Der Spiegel dergisi 15 dakikalık DVD'de örgütün yeni saldırılar düzenleyeceklerinin belirtildiğini aktardı. Dergi, seri cinayetlerine 10 sayfa ayırırken katillerin itiraflarının yer aldığı bir DVD'ye ilişkin detayları yayınladı. Evde bulunan 4 DVD'de katillerin çizgi film kahramanı "Pembe Panter"i kullanarak Türkler'in öldürüldüğü yerleri gösterilirken görüntülerde çoğu dönerci 8 Türk'ün öldürülmesine ilişkin bilgiler, Haziran 2004'te Köln'deki saldırıdan önce Keupstrasse'de bir bombanın hazırlanırken görülüyor. Ayrıca örgüt üyelerinin bisikletle olay yerine götürülürken yansıtan fotoğrafının yanı sıra, üç kurbanın öldürüldükten sonraki fotoğrafları yer alıyor. DVD'lerden ayrıca Köln kentinde bir Türk mahallesinde 9 Haziran 2004 tarihinde patlayan ve 22 kişiyi yaralayan parça tesirli bombayı da bu üçlünün koydukları anlaşılıyor. Örgütün hücre evinde 9 tabanca, 1 tüfek ve 1 makineli tüfek bulunurken, tabancalardan birinin dönerci cinayetlerinde kullanıldığı tespit edildi.

Alman medyasındaki haberlerde aşırı ırkçı Uwe M. ve Uwe B. suç ortakları 36 yaşındaki Beate Z'yi arayarak kanıtları yok etmesini isterken, Z., bunu yerine getirdi. Ancak, kendisinden istendiği gibi yaşamına son vermeyerek 4 gün sonra teslim oldu. Uwe M. ve Uwe B. karavanda intihar etti. Örgüt üyelerinin talimatını yerine getirmeyerek polise teslim olan Beate Z'nin, Alman yasalarına göre ömür boyu hapis ile yargılanacağı ancak, durumu göz önüne alınarak cezasının hafifletilebileceği belirtilirken, Bild gazetesi, anlaşma yapılması durumunda Beate Z'nin sadece 10 yıl hapiste tutulabileceğini yazdı.

Bild Gazetesi sitesinde, cinayetleri işleyen ve daha sonra intihar eden 2 aşırı sağcı Uwe B. ve Uwe M'nin oturduğu karavanda, sadece gizli servis çalışanlarına Federal Anayasayı Koruma Dairesi'nden verilen pasaportlar bulunduğunu öne sürdü. Thüringen Eyalet Kriminal Dairesi'nin 10 yıl önce hem Beate Z. (36), M. (38) ve B. (34) hakkında arama emri çıkarttığı ve bombalı eylem yaptıklarını gösteren fotoğraflarıyla birlikte arandığını bildirdi.

BAŞBAKAN MERKEL'İN TEPKİSİ

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Neo Nazi çetesinin 8 Türk ve 1 Yunan dönercisini öldürmesine ilişkin katıldığı canlı yayında cinayetlerin Almanya'da bilinmeyen aşırı sağcı bir yapıyı ortaya çıkarttığını, iyice irdelenmesi gereken olağanüstü bir olay olduğunu söyledi. Merkel, 'Bu olaylar, her türlü radikal akımlar karşısında daha dikkatli olunması gerektiğini gösterdi. Soruşturmanın kısa sürede sonlandırılmasını, cinayet ve katillerle ilgili ayrıntıların tümüyle ortaya çıkartılmasını ümit ediyorum' dedi.

İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de, aşırı sağcı terörizmin yeni bir şekliyle karşı karşılaştıklarını bildirdi.

ÖRGÜT ANAYASAYI KORUMA ÖRGÜTÜ RAPORUNDA

Almanya'da 1990'lı yıllarda Thüringer Heimatschutz (THS) isimli aşırı sağcı örgütün üyesi olan dönerci cinayetleri ile ilgili 3 ismin 1998'deki anayasayı koruma örgütü raporunda yer alırken örgütteki bir muhbire yıllar içinde toplam 200 bin mark ödendiği iddia edildi.

Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, organize, sistematik bir aşırı sağcı terörle karşı karşıya olduklarını bildirdi. Deutche Welle'ye göre, muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti hakkında yeni bir kapatma davası açılması talebini yineledi. SPD milletvekili Ralf Stegner, 'Nazilerin siyasi kolu olan NPD, bu anayasanın düşmanı olmasına rağmen, mükelleflerin ödediği vergilerden kaynak almayı sürdürüyor. Buna artık son verilmeli' dedi.

2003 yılında NPD hakkında açılan kapatma davası, partinin yönetim kademelerinde bulunan dört kişinin Anayasayı Koruma Teşkilatı adına da çalıştığının ortaya çıkması üzerine, sonuç vermemişti.