Türk- Japon ortak yapımı Ertuğrul 1890 filminin Kanada turu sona erdi.
Kanada turu kapsamında ilk gösterimi Toronto'da haziran ayında gerçekleştirilen Ertuğrul 1890 filminin son gösterimi Ottawa'daki Japon Büyükelçiliğinde yapıldı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Japonya'ya gönderilen firkateyn Ertuğrul'un hazin hikayesi ile İran- Irak Savaşı sırasında THY'nin Japon vatandaşlarını kurtarmasını konu alan film, Türk ve Japon Büyükelçiliklerinin ortak ev sahipliğinde Kanadalı seyircilerle buluştu. Japonya Büyükelçiliğinde yapılan özel gösterim ilgi ve beğeniyle karşılandı.
-"Ailevi anlamı var"
Japonya Büyükelçisi Kenjiro Monji, film gösterimi öncesi yaptığı konuşmada, bu filme konu olan olayların iki ülke ilişkilerinin tarihini çok iyi anlattığını vurguladı. Kendisi için filmin şahsi bir boyutunun da olduğunu ifade eden Büyükelçi Kenjiro Monji, eşi Etsuko Monji'nin dedesinin Ertuğrul felaketinden kurtulan Türk denizcileri Türkiye'ye geri götüren iki gemiden birinde görevli subaylardan olduğunu, bu nedenle konunun kendisi için ailevi anlamının bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin Ottawa Büyükelçisi Selçuk Ünal, filmin, Ertuğrul faciasına ilişkin kazanın cereyan tarihi, geminin Koshimoto'dan Kobe'ye hareket tarihi gibi önemli tarihlerin yıl dönümlerine denk getirilerek Toronto, Vancouver, Montreal ve Ottawa'da gösterildiğini söyledi. Ünal, "Olayda şehit olan bahriyelilerimizin hatırası yad edildi." ifadesini kullandı.
"Bir insani olay daha var"
Büyükelçi Ünal, iki ülke tarihinde sadece bu iki olayın değil, üçüncü bir benzeri insani olayın cereyan ettiğini hatırlattı. I. Dünya Savaşı'nda Yarbay Çomora komutasındaki Japon gemisi Heymeymoro'nun, Türk savaş esirlerini Anadolu'ya getirmek üzere görevlendirildiğini aktaran Ünal, "Meşakkatli bir yolculuktan sonra Boğazlar önüne gelen gemi, Yunan gemileri tarafından durduruldu. Çomora'nın Türk askerlerini teslim etmemesi üzerine gemi, sekiz buçuk ay mahsur kaldı. İki buçuk yıl sonra Anadolu'ya dönebilen Türk askerleri Yarbay Çomora ve iki halk arasındaki iyi ilişkiler sayesinde hayatta kaldı." dedi.
Ertuğrul 1890
Film, 1890'da Japon karasularında batan Osmanlı firkateyni Ertuğrul'un hazin hikayesi ile 1985'te 215 Japon vatandaşının Turgut Özal'ın talimatıyla THY tarafından İran-Irak savaşından kurtarılmasını kurgusal bir senaryoyla aktarıyor.
Yapımcılığını Türkiye tarafında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Japonya tarafında ise Ertugrul Film Partners yapım ortağı grubunun üstlendiği filmin uygulayıcı yapımcılığını Japonya'da TOEI şirketi, Türkiye'de Böcek Yapım yaptı.
Filmin oyuncu kadrosunda Kenan Ece, Alican Yücesoy, Uğur Polat, Mehmet Özgür, Tamer Levent, Melis Babadağ, Murat Serezli, Deniz Oral, Hakkı Haluk Cömert, Cem Cücenoğlu, Erkan Pekbay, Mert Aygün, Alper Düzen ile Japon sinemasının tanınmış oyuncularından Seiyo Uchino ve Shioli Kutsuna ile Naoto Takenaka, Yui Natsukawa, Toshiyuki Nagashima, Takashi Sasano ve Yukiyoshi Ozawa yer aldı.
Yönetmen Mitsutoshi Tanaka imzası taşıyan filmin senaryosu Eriko Komatsu tarafından kaleme alınırken, senaryo ve tarih danışmanlığı Prof. Dr. İskender Pala tarafından yapıldı. Filmin görüntü yönetmenliğini Tetsuo Nagata, sanat yönetmenliğini Hakan Yarkın ve Hidefumi Hanatani üstlendi. Filmin çekimleri, Japonya ve Türkiye'de 4,5 ayda tamamlandı.
Dünya sinema tarihinin ilk Türk-Japon ortak yapımı "Ertuğrul 1890", Japonya'da 5 Aralık'ta, Türkiye'de 25 Aralık'ta gösterime girdi.
Son Dakika › Kültür Sanat › Ertuğrul 1890 Filminin Kanada Turu Sona Erdi - Son Dakika
Cumhuriyetin birinci asrında üretilen sinema eserlerinden hazırlanan '100 Yılın 100 Sinema Eseri' adlı çalışma, İstanbul Dijital Sanat Festivali'nde ziyaretçilerle buluşacak. Festivalde, Anadolu Ajansı'nın yayımladığı kitaptan yola çıkılarak yapay zekayla üretilen görsel eserler sergilenecek. Ayrıca, festivalde Türk filmlerinin yanı sıra Azerbaycan sinemasının klasik filmlerinin de yapay zeka ile canlandırılması gösterilecek. Festivalde farklı kategorilerde eserlerin yanı sıra çocuk ve yetişkin atölyeleri de yer alacak. Festival, diji-fiziksel olarak gerçekleştirilecek ve sergilenen eserlerin metaverse versiyonu da festival sonrasında deneyimlenebilecek.
Küratörlüğünü Zeynep Öztürk'ün üstlendiği ressam Orhan Umut'un 50 eserinden oluşan 'Gece Görüşü' sergisi, DG Art Gallery & Projects'de ziyaretçilere açıldı. Serginin adı, gece temalı resimlerden esinlenilerek konuldu. Sergi, 11 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu, sezonun iddialı projelerinden olan 'Küçük Korku Dükkanı' adlı müzikalin prömiyerini gerçekleştirdi. Howard Ashman ve Alan Menken'in yazıp bestelediği müzikal, tiyatroseverlerin beğenisini topladı. Müzikal, sezon sonuna kadar Bursa'da sahnelenecek ve daha sonra İstanbul ve Antalya'da da gösterilecek.
Erzurum'un Tortum ilçesine ait kızılcıklardan üretilen Tortum Ekşi Pestili, TÜRKPATENT tarafından coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Şeker ve renklendirici içermeyen pestil, sadece su ve kızılcık kullanılarak doğal yöntemlerle üretiliyor.
Kırşehir Belediyesi Çocuk Meclisi, 20 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 14.00'te Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi'nde toplanacak.
Edirne Valisi Yunus Sezer, restorasyon çalışmaları devam eden tarihi yapıları inceleyerek, kentte restore edilmeyen tarihi yapının kalmayacağını belirtti. Sezer, Muradiye Camisi bahçesindeki Mevlevihane'nin ihyası çalışmalarını da inceledi. Ayrıca, Kaleiçi semtindeki tarihi konakların restorasyonuna da devam ettiklerini vurguladı.
Başakşehir Belediyesi'nin hayata geçirdiği Başakşehir Sanat Galerisi, Kur'an-ı Kerim'deki yemin ayetlerinden oluşan 'Yemin Olsun' sergisini ziyaretçilere açtı. Sergi, kainatın derinliklerine yolculuk yapmayı ve yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor.
CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında genel merkezde toplanacak.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, yaşanan depremlerde zarar görmedi. Antik kentin, Anadolu Ajansı tarafından dron ile yapılan görüntüleme sonucunda zarar görmediği belirlendi. Sebastapolis Antik Kenti, M.S 98-117 yıllarında Kapadokya eyaletine dahil edilmiş ve Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olarak biliniyor. Ancak zamanla önemini kaybeden ve unutulan antik kent, 1986 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılmaya başlandı.
Hüseyin Başkadem'in yönettiği 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ikinci gününde, Suk Dörtlüsü Quartet sahne aldı. Prag Sahne Sanatları Akademisi'nden gelen sanatçılar, çello, viyola ve keman enstrümanlarıyla seçkin eserlerini seslendirdi. Başkadem, konserde yaptığı konuşmada, dünyada keman ailesinden 4 enstrümanı bir arada çalabilen çok az grubun olduğunu belirtti ve Suk Dörtlüsü Quartet'in festivale üçüncü kez katıldığını söyledi.
Sizin düşünceleriniz neler ?