Esed Rejiminin Kimyasal Silah Saldırılarına Tepkiler

İzmir, Manisa ve Aydın'da bir araya gelen STK üyeleri, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düzenlediği kimyasal saldırısına tepkide bulundu.

İzmir'de, cuma namazının ardından Memur-Sen ve İHH öncülüğünde Konak Meydanı'ndaki Yalı Camisi önünde bir araya gelen vatandaşlar, Esed rejiminin İdlib kentinide düzenlediği kimyasal silah saldırısında hayatlarını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.

Grup adına basın açıklaması yapan Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi Ali Musa Bina, 'Orta Doğu'nun vahşet üçlüsü' dediği Esed, Putin ve Hamaney'in ölüm kusmaya devam ettiğini söyledi.

Esed'in halkına yaptığı zulmün bir an önce bitmesi gerektiğini aktaran Bina, şunları dile getirdi:

"Eğer Çanakkale geçilmez iradesini Suriye'ye taşıyamazsak daha uzun zaman çocuk tabutları taşımak zorunda kalacağız. BM'den, AB'den, NATO'dan himmet beklemenin kendi ellerimizle başımızı giyotine sokmaktan farksız olduğunu biliyoruz. O halde, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Arap'ıyla bir araya gelip, nasıl ki Çanakkale'de destan yazdıysak, nasıl ki 15 Temmuz'da işgal girişimini çöpe attıysak, coğrafyamızın ve insanlığın kanayan yaralarını da aynı ruhla saracağız. İşte o zaman çocuk tabutları değil, umut taşıyacağız dünyaya. İşte o zaman bu tabutların içinde çocuk bedenleri değil, uluslararası dünyanın kirli tezgahları, BM'nin suskunluğu, AB'nin tel örgüleri, emperyalizmin paylaşım planları, mezhep asabiyeleri, ulusal çıkar putları, Şebbiha medyasının algı operasyonları ve ümmetin sessizliği olacak."

Basın açıklaması sırasında Suriyeli çocuklar ellerinde İdlip'deki katliamda ölen yaşıtlarının resimlerini taşıdı. Protestoya katılan bazı vatandaşların konuşmalar sırasında ağladığı görüldü.

Etkinliğe İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, STK üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Manisa

Beşşar Esed rejiminin düzenlediği kimyasal saldırısı Manisa'nın Akhisar ilçesinde protesto edildi.

Yeni Gülruh Camisi'nde kılınan cuma namazının ardından sivil toplum kuruluşları adına basın açıklaması yapan Memur-Sen İlçe Temsilcisi Süleyman Erdem, İran, Rusya ve Esed'in soykırımı aşan vahşetlerine devam ettiğini ifade etti.

Esed ve ona yardım eden İran ile Rusya'nın uluslararası toplumun sesiz kalmasını fırsat bilerek şiddeti arttırdıklarını söyleyen Erdem, "Barış ve huzur güvercinlerini kanatlarından vuruyorlar. Bizim için ölümlerin konvansiyonel veya kimyasal olması arasında fark yoktur. Bizim için asıl olan 'Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir.' bakışıyla zulme direnmek, zalimi tarihin çöplüğüne göndermektir. Biz, İdlib'e, Halep'e, Şam'a, Dera'ya özgürlük ve adalet gelinceye kadar sözümüzü söyleyecek, sesimizi yükselteceğiz. Bu haksız savaş, bu zulüm anaforu sona ersin, Baas rejimi bitsin, Esed canisi gitsin, demeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Düzenlenen basın açıklamasına AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, Belediye Başkanı Salih Hızlı ve çok sayıda vatandaş katıldı.

- Aydın

Aydın'da, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler, İdlib'deki kimyasal silah saldırısını protesto etti.

Kent Meydanı'nda toplanan grup, ellerinde "Sen sustukça onlar ölür", "İdlib yardım bekliyor" yazılı ve saldırıda ölen çocukların fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşıyıp, "Katil Esed Suriye'den defol" sloganı attı.

Grup adına açıklama yapan Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Aydın Şubesi Başkan Vekili Sefa Şık, Esed rejiminin İdlib'de insanlık suçu işlediğini söyledi.

Kimyasal saldırı sonucu çoğu çocuk çok sayıda sivilin öldüğünü anımsatan Şık, "Bu insanlar katledilirken kendisini muasır medeniyet olarak gören ülkelerin ve onların hükümranlığını koruyan birliklerin sessizliği artık Müslüman ölümleri üzerine kurmayı planladıkları yeni bir sömürü imparatorluğu kurulacağına işaret etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Saldırıyı herkesin kınaması gerektiğine dikkati çeken Şık, "Sözde medeniyetin temsilcisi ülkelerden gösterilen Amerika Birleşik Devletleri, 'Kimyasal silah kırmızı çizgimiz.' dese de, Suriye'de sivillerin açıkça katledilmesine göz yummuştur. Biz Müslümanlar olarak dünyadaki tüm masum ölümlerini ırk, din ve mezhep taassubiyeti gütmeden eşit olarak görmekteyiz." sözlerine yer verdi.

Grup açıklamaların ardından dağıldı.