"Fatih'te Geçen Bir Ömür" etkinliği - Son Dakika
Kültür Sanat

"Fatih'te Geçen Bir Ömür" etkinliği

"Fatih\'te Geçen Bir Ömür" etkinliği

Prof. Dr. Abdullah Uçman, Fatih Belediyesi tarafından çevrim içi düzenlenen "Fatih'te Geçen Bir Ömür" isimli etkinliğe konuk oldu.

18.12.2020 22:41  Güncelleme: 22:55
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Prof. Dr. Abdullah Uçman, Fatih Belediyesi tarafından çevrim içi düzenlenen "Fatih'te Geçen Bir Ömür" isimli etkinliğe konuk oldu.

Osman H. Özsoy moderatörlüğündeki etkinlik, Fatih Belediyesinin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı.

Uçman, İstanbul'a üniversite eğitimi için geldiğini ve 50'li yılı aşkın bir süredir Fatih'te yaşadığını belirterek, "Üniversiteye başladığımda, Kıztaşı'nda daha önce Komünizmle Mücadele Derneği olan binayı pansiyon haline getirmişlerdi. Orada bir tür pansiyoner gibi kalmaya başlamıştık. Abdülkadir Özcan, Davut Doğan ve Fahri Babalı'nın da aralarında olduğu 6-7 kişilik bir grup olarak orada kaldık." dedi

"Marmara Kıraathanesi çokça uğradığımız mekanlardandı"

Daha sonra öğrencilik yıllarında Karagümrük ve Nişanca'da ikamet ettiğini aktaran Uçman, şunları kaydetti:

"Havaların iyi olduğu günlerde Edirnekapı'ya çıkar, surların üstünde dolaşırdık. Şimdi çok değişti. Vatan Caddesi'nden Edirnekapı'ya doğru uzanan yol üzerinde sahabe-i kiramdan Abdurrahman Paşa'nın kabri vardı. Hem sahabeden hem nasıl paşa olur diye düşünürdüm. Sonraları öğrendim. Eyüp Sultan'a sultan unvanı halk tarafından verilmiş. Fakülteden mezun olduktan sonra rahmetli Mustafa Miyasoğlu'yla beraber Hüsrev Paşa Türbesi'nin bulunduğu sokakta bir apartmanda oturduk. Öğrencilik yıllarımızda Marmara Kıraathanesi çokça uğradığımız mekanlardandı. Caddeye bakan pencerenin önünde büyük bir masa bulunurdu. Rahmetli Ziya Nur Aksun ve Erol Güngör orada olurdu. Ziya Ağabey konuşurdu, dinlerdik. Haftanın hemen hemen her gecesi açık olurdu. O yıllardaki kültür mahfillerinden biri de Çarşıkapı'daki Kubbealtı Akademisi'ydi. Orada da salı ve perşembe akşamları seminerler olurdu. Orada da çok önemli isimleri dinleme fırsatı bulduk. Orası da bir tür açık üniversite gibiydi."

Abdullah Uçman, Fatih türbedarı Ahmet Amiş Efendi'nin "Fatih, İstanbul'un Medine'sidir" sözünü hatırlatarak, Fatih'in Osmanlı'dan bu yana alimlerin ve şairlerin şehri olarak adlandırıldığını ifade etti.

Fatih Camisi haziresinde Türk İslam tarihinden önemli zatların medfun olduğuna dikkati çeken Uçman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okurken Erol Kılınç, Sedat Yenigün ve ben Milli Kültür Vakfında burs almak için bir sınava girmiştik. İmtihanı kazandık ve 1 yıl oradan eğitim bursu aldık. Ay başında parayı alır almaz doğruca gidip kitap alırdık. Çok hatıralarımız var. Fatih'te ilgimi çeken yerler arasında Nesih Mehmet Paşa Camisi, Küçük Mimar Sinan Mescidi ve Kenan Rıfai Dergahı bulunuyor. Ben İstanbul'a geldiğim zaman okulu bitirip diplomamı alacağım ve tayinim çıkınca bu şehirden ayrılacağım diye düşünüyordum. Ancak kader izin vermedi. İstanbul'a aidiyet duygusuyla alakalı hislerim İstanbul'u keşfetme arzusuyla başladı. Eşim İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde memur olarak çalışıyordu. Yaz aylarında zaman zaman yanına uğruyorum. Bir gün eşim 'Seni bir Amerikalıyla tanıştırmak istiyorum' dedi. Benden daha genç bir Amerikalının Kur'an-ı Kerimin tasavvufi bir tefsirini yazma bir eserden okuyor ve bunun üzerine doktora yapıyordu. Kültür bakımından biz nerdeyiz sorusunun cevabı bu örnek aslında."

Uçman, Fatih'in her açıdan zengin bir semt olduğuna işaret ederek, Türk edebiyatında da Fatih'in çok önemli yeri olduğunun altını çizdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat 'Fatih'te Geçen Bir Ömür' etkinliği - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement