Gasbettikleri kişiyi dere yatağına atan zanlıların yargılanmasına başlandı

Bahçelievler'de bir kişiyi darbederek dere yatağına attıkları iddiasıyla yargılanan 4 sanığın 3'ü hakkında 33'er yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istenirken bir firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verildi.

Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Serkan Koç, Görkem Bedir ve Ahmet Kürşat Çakır ile müşteki Muhammed Selmo katıldı. Tarafların avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada tutuksuz sanık Yakup Eren hakkındaki yakalama emrinin henüz infaz edilmediği belirtildi.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Serkan Koç, mahallesinde müşteki Muhammed Selmo'nun uyuşturucu sattığı söylemlerinin olduğunu ve olay günü tesadüfen karşılaştıklarını, müşteki ile aralarında uyuşturucu satıp satmadığına dair konuşma sırasında arbede yaşandığını söyledi.

Sanık Koç, diğer sanıklar ve müşteki ile dere yatağına gittiklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Müştekiye 'Seni polise vereceğiz' dedik. Bunun üzerine müşteki bize küfürler etmeye başladı ve yumruk salladı. Kendimi korumak için müştekiye bir iki yumruk vurdum, herhangi bir silahım yoktu. Dere kenarında bu olay yaşandı. Müştekiyi bagaja sokma gibi bir niyetimiz yoktu. Sadece kendisini arabaya bindirip, polise teslim edecektik. O sırada müşteki ile sanık Ahmet Kürşat yumruklaştı. Arbede esnasında müşteki dereye düştü, pişmanlık yaşadık. Ahmet Kürşat telefonla polisi, itfaiyeyi aradı. Müştekinin malını almadık. Arabasına verilen ufak tefek zararlar vardır. Müştekinin arabasına zorla binmedik. 3 sene uyuşturucu kullandığım olmuştu. Ancak kesinlikle ben bunu satmıyorum. Sakin bir yere gitmek istediğimiz için derenin oraya gitmeye karar verdik."

Diğer sanık Ahmet Kürşat Çakır da savunmasında, amaçlarının müştekiyi yakalayarak polise teslim etmek olduğunu, gençliğin heyecanı ve olayın etkisiyle kendilerini polis gibi hissettiklerini ve bunun üzerine dere yatağına gittiklerini söyledi.

Sanık Görkem Bedir de savunmasında, diğer sanıkların anlattıklarının doğru olduğunu dile getirerek, "Olay yerinde müşteki Muhammed, Ahmet Kürşat'a vurunca ben de müştekiye vurdum. Vurma amacım yoktu ama bunu tepkisel olarak yaptım. Arbede sırasında biz kendisine vururken müşteki kaçtı, ayağı taşa takıldı ve dereye düştü. Olay sırasında hiçbirimizde silah veya benzeri bir alet yoktu." dedi.

"Şikayetçi değilim, zararım 75 bin lira"

Müşteki Muhammed Selmo da olay günü yolda giderken sanıkların kendisini durdurduğunu, sanıklardan Ahmet Kürşat Çakır'ın kendisine "Bu araba ne kadar güzel satılık mı, bakabilir miyim?" diye sorduğunu, kendisinin de izin verdiğini ve sanık Çakır'ın aracı kullanmaya başladığını anlattı.

Diğer sanıkların da aracın içinde olduğunu belirten müşteki Selmo, şunları söyledi:

"Sanık Serkan Koç, 'Üzerinde ne kadar para varsa ver, sen Suriyelisin, bu paraları nereden getiriyorsun?' dedi ve soda şişesiyle kafama vurdu. Arabada beni darbetmeye başladılar. Beni sonrasında olayın olduğu yere götürdüler, duvara yasladılar. Serkan bana taşla vurmaya başladı, paraları istedi. Ahmet Kürşat 'Paraları almayın, karışmayın' diye öbürlerine söyledi ancak Serkan 'Hayır paraları çıkar' dedi ve cebimdeki 5 bin 700 lirayı aldı. Telefonum da olay sırasında alındı. Arbede sırasında yüzüme darbe almıştım, başım dönmeye başladı. Daha sonrasında yüzüğümü vermemi söylediler. Bunu kim dedi bilmiyorum çünkü o esnada başım dönüyordu. Yüzüğümü vermemek için öne doğru eğildim ve kollarımı karnımın içine sakladım. Daha sonra beni dereye attılar."

Sanıklardan Yakup Eren'in tabancayla başına vurarak para istediğini, hepsinin kendisine taş attığını, olay sırasında sanık Serkan Koç'un kendisine küfürler ettiğini iddia eden müşteki Selmo, sanıkların kendisini sürükleyerek dereye attığını, uyuşturucu ticareti yapmadığını, hayatında sadece bir kez hap kullandığını söyledi.

Müşteki Selmo, "Sanıklardan şikayetçi değilim. Toplam zararım 75 bin lira." dedi.

Sanıklar, müştekinin zararını ödemek istemediklerini beyan etti.

Firari sanığın dosyası ayrıldı

Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında sanıkların darbettiği müştekiyi derenin istinat duvarının kenarına bıraktığı, bunun üzerine müştekinin dere içerisine düştüğü, sanıklarla müşteki arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektirir bir husumet bulunmadığı, müştekinin hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralanmadığından, sanıkların kasıtlarının öldürmeye yönelik olmadığı kaydedildi.

Mütalaada, sanıklar Serkan Koç, Ahmet Kürşat Çakır, Görkem Bedir'in "Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama", "Birden fazla kişi tarafından silahla cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Nitelikli yağma" suçlarından 15'er yıl 6'şar aydan 33'er yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları ve tutukluluk hallerinin devamı talep edildi.

Sanıklar hakkında "mala zarar verme" suçundan ise müştekinin şikayetini geri alması nedeniyle düşme karar verilmesi talep edilen mütalaada, firari sanık Yakup Eren'in dosyasının ayrılması istendi.

Mahkeme, sanık avukatlarına mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek, duruşmayı erteledi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, müşteki Muhammet Selmo'nun 7 Temmuz 2020'de, dere yatağı içerisinde hareketsiz halde bulunarak hastaneye kaldırıldığı anlatıldı.

İddianamede, sanıkların yağma eylemini gerçekleştirmek için müştekiyi hürriyetinden yoksun kılarak olay yerine zorla götürdükleri, istedikleri parayı vermek istemeyen müştekiyi dövmeye başladıkları anlatıldı.

İddianamede, sanıkların bu sırada olay yerinde bulunan üçüncü kişilerin müdahale etmesi üzerine uzaklaşmak için müştekiyi kendi aracının bagajına koymaya çalıştıkları ancak Muhammet Selmo'nun buna direndiği kaydedildi.

Sanıkların müştekiyi bagaja bindiremeyince darbetmeye devam ettikleri aktarılan iddianamede, sanıkların ise baygın halde olan müşteki Muhammet Selmo'yu yaklaşık 6 metre yükseklikten kuru zemine attıkları bildirildi.

Sanıklar Serkan Koç, Ahmet Kürşat Çakır, Görkem Bedir ve Yakup Eren'in bu şekilde üzerlerine atılı "kasten öldürmeye teşebbüs", "birden fazla kişi tarafından silahla cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "mala zarar verme" ve "nitelikli yağma" suçlarını işledikleri bildirilen iddianamede, toplam 17 yıl 4'er aydan, 52'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.