Gökhan Kırdar "Müzikle Tedavi Yöntemi Milattan Önceye Dayanıyor"

Duygulara dokunarak konaklamayı, benzerlerinden farklı bir deneyime dönüştürmeyi hedefleyen AKRA, yeni nesil otelcilik konsepti Urban Social'ı Türkiye turizmine kazandırdı. Misafirlerin kalbine dokunup, benzersiz bir deneyim ve iyi anılarla AKRA'dan ayrılmalarını hedefleyen Urban Social çalışmalarının bir halkası olan Akra Talks (Akra Sohbetleri) etkinliklerinde Özlem Çetinkaya moderatörlüğünde bu kez Gökhan Kırdar, Antalyalılar ve otel misafirleriyle buluştu.

MÜZİK, TÜM FİZİKSEL RAHATSIZLIKLARIN ÖNÜNE GEÇER

Adını 1990'larda "Yerine Sevemem" ve "Fayton" gibi şarkılarla duyuran ünlü müzisyen Gökhan Kırdar, müzikle terapi yöntemleri sayesinde fiziksel bütün rahatsızlıkların önüne geçilebileceğinin altını çizerek, anne karnında başlayan bir hayatı, duyması ve alması gerektiği frekanslarla destekleyerek, çocuğun hayatta kalmasını sağlayacak bir vücut yapısına sahip olmasına yardımcı olduklarını söyledi.

MÜZİKLE TEDAVİ TÜM DÜNYAYI İLGİLENDİRİYOR

"OQ" artist markasıyla yayına sunmaya başladığı SkyGen Müzikle İyileşme hakkında da bilgi veren Kırdar, müzikle tedavi yönteminin M.Ö 10 – 15 bin yıl öncesine dayandığını, birtakım atölye çalışmalarından oluşan "SkyGen" projesinin temelini ise 2003'te hazırladığı "Yağmur Duası" projesinin oluşturduğunu kaydetti. Üniversite yıllarında müziğin şifa yönünü incelediğini ifade eden sanatçı, müzikle tedavi yönteminin bütün dünyayı ilgilendirdiğini söyledi.

İNSAN VÜCUDU MANYETİK ENSTRÜMANA BENZER

İnsan vücudunu manyetik bir enstrümana benzeten Kırdar, insan vücudunda 7 ana manyetik çark olduğuna dikkati çekerek, "Bu 7 frekans, bildiğimiz müzikteki bazı frekanslara karşılık gelir. Bu frekansları dinlediğiniz zaman siz bir manyetik enstrüman olarak kendinizi akortlamış olursunuz. Bu akortlama sonucunda da salgı bezleri ve hormonlar olması gerektiği gibi salgılanıyorlar" şeklinde konuştu.

Bu keyifli sohbet, söyleşinin ardından 15 dk'lık uygulama ile müziğin titreşimlerinin beden sağlığı üzerindeki etkileri ve onlarda bıraktığı his üzerine soru – cevap şeklinde devam etti.