Görüş - 2023'e Beş Kala Eğitim Sistemimiz - Son Dakika
Güncel

Görüş - 2023'e Beş Kala Eğitim Sistemimiz

2011 doğumlu çocukların okula başladığı bir eğitim-öğretim yılına girmiş bulunuyoruz.

20.09.2017 10:38
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İPEK COŞKUN- 2011 doğumlu çocukların okula başladığı bir eğitim-öğretim yılına girmiş bulunuyoruz. 2011'de doğmuş çocukların hayatlarında internetsiz, akıllı telefonsuz bir dönem hiç olmadı. Her şeyin kısa yoldan kısa sürede gerçekleştiği bir dönemin çocukları onlar. Dolayısıyla sevimli oldukları kadar tatmini de hayli zor bir nesil var karşımızda . Aynı zamanda halihazırda hem akademik hem de sosyoekonomik ve kültürel (SEK) arka plan olarak son derece heterojen bir yapıdan bahsediyoruz. Bu nesil için ortaya konulacak eğitim politikalarının onların hızını ve çeşitliliğini dengeleyici ve zenginleştirici bir hal alması, eğitimde sürdürülebilir başarı göstermemiz açısından kritik. Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılına erişeceği 2023'e giderken odaklanmamız gereken asli meselemiz bu olmalı. Bunu yaparken nasıl bir yöntemi benimseyeceğimiz ise bir diğer asli husus: Reform mu, restorasyon mu?

Son 10-15 yıla bakıldığında, eğitim gündemini en çok meşgul eden kelimelerden biri 'reform'. Başlarda kulağa sevimli gelen ve pek çoğumuza heyecan veren 'reform' kelimesi, bugünlerde bir hayli yorucu ve sıkıcı bir hal almaya başladı. Hakkının tam anlamıyla verilememesi ya da altının doldurulamamış olması bu durumun temel nedenlerinden biri olabilir, ama artık eğitimde reform gibi 'büyük hikaye'lerden biraz sıyrılıp daha küçük, nokta atışı restorasyonlara odaklanmak durumundayız. Çünkü ne geleceğe dönük okulsuz toplum fantezisi yapacak ne de geçmişe aşırı öykünerek kara tahta romantizmi yapacak bir noktada değiliz. Restorasyonun doğru yapılabilmesi için, eğitimde sorunun ya da gerçekliğin doğru tespit edilmesi büyük önem taşıyor.

- Eğitimin zayıf halkası: Dirençli öğrenciler

Restorasyonla yapılacak küçük dokunuşlarda ilk ve en önemli alanların başında 'dirençli öğrenciler' geliyor. Uzun yıllar önce tespit edilmiş, hatta FETÖ ve benzeri yapıların doğrudan hedef aldığı bir gruptan söz ediyoruz. Peki dirençli öğrenci kime denir? SEK durumu zayıf, ama akademik başarısı ve kapasitesi yüksek öğrencilere dirençli öğrenci deniliyor. FETÖ yıllarca bu tip öğrencilerin sömürüsünden bir eğitim imparatorluğu kurdu. Şimdilerde bu imparatorluk çökmüş olsa da telafisi uzun yıllar sürecek. Ne yazık ki bu sürecin derin izler bıraktığını kabul etmek durumundayız. Milli eğitim politikalarında önemli bir odak politika ve restorasyon alanı olarak dirençli öğrenciler, öncelikle ele alınması ve bir eylem planı hazırlanması gereken konu. SEK durumu avantajlı öğrencilerin akademik bilgiye okul içinde olduğu kadar okul dışında da erişmesi mümkün, ama aynı şey dezavantajlı ya da dirençli öğrenciler için geçerli değil. Onların akademik bilgiye erişimde yegane kaynakları okul. Dolayısıyla okul onlar için akademik olarak ne kadar zengin hale getirilirse, okul dışındaki dezavantajlı durumları ne kadar minimize edilirse o kadar iyi yol alınmış olacaktır.

- Sınavlar kalksa, hayat bayram olsa

Kulağa hoş geliyor değil mi? Eğitimde bütün sınavlar kalksa, herkes mahallesindeki okula gitse. Peki herkes mahallesindeki okula razı mı gerçekten? ya da eğitimde asgari de olsa bir rekabete ihtiyaç yok mu? Özellikle son günlerdeki TEOG tartışmalarını da dikkate alırsak, okulsuz toplum ne kadar imkansızsa sınavsız eğitim de bir o kadar imkansız bir varsayımdır. Dünyada sınavsız eğitim örneği hiç mi yok? Az sayıda da olsa var, ama toplamda sadece 500 bin öğrencisi olan bu ülkelerin sınavsız eğitim politikalarının, 18 milyon öğrenciyi taşıyan Türkiye'nin eğitim gerçekliğinde bir yeri olduğunu söylemek güç. Ayrıca sorun sınavlar mı, yoksa sınavları nasıl araçsallaştırdığımız mı? Pekala bu sınavlar eğitim sisteminin izlenmesi ve az sayıda çocuğun az sayıda sınavla öğrenci alan okullara yerleştirildiği bir şekilde de tasarlanıp uygulanabilir. Herkes bu sınava girebilir, sonucundan herkes farklı nasiplenebilir, ama sınavlardan -en azından orta vadede- vazgeçilmesi mümkün görünmüyor. Mahalledeki okula gitme eğitimcilerin en büyük arzusu olsa da, eğitim politikalarında belirttiğimiz restorasyonlarla her mahalle okulu adil eğitim fırsatlarına sahip olmadığı müddetçe, herkesin mahallesindeki okula gitmesi tezinin arkasında durmayacağım.

- Genç öğretmenin hayatta kalma kılavuzu

Şanlıurfa Suruç'a bu yıl ataması yapılan bir sınıf öğretmeni, atanmış olmanın verdiği heyecan ve nihayet öğrencileriyle buluşmanın mutluluğu ile dolu, fakat bir korku taşıdığını söylüyor. Nedenini sorduğumuzda, 'Aslında çocuklar değil korkum, gittiğim ortam korkutuyor beni' diyor. Genç öğretmenimizin bu cümlesi bize E. D. Hirsch Jr.'In bir analizini hatırlatmalı. 'Eğitimcileri Savunurken' (In defense of Educators) başlıklı bu analiz önemli bir vurgu ile başlıyor: Eğitimde öğretmenin etkinliği ya da sözüm ona 'kalitesi' doğuştan ya da Allah vergisi bir şey değil, bağlamsaldır (contextual) diyor. Bağlamdan kastımız sınıf içi gerçekliği, çalıştığı kurumun kültürü ve içinde bulunduğu toplumsal gerçeklik. Dünyaya benzer şekilde, görevden istifaların çoğunlukla ilk 3-5 yılda olduğu düşünüldüğünde, genç öğretmenlerin eğitim hayatında kalması için asgari bir eğitim bağlamına ihtiyaçları var. Bunun için hizmet verdikleri eğitim kurumunda iyi bir eğitim liderliğine ve dayanışmaya, toplumsal olarak da velilerden yapıcı bir desteğe ihtiyaçları var. Bu bakımdan özellikle okul yöneticilerinin patronluk değil liderlik yapması, deneyimli öğretmenlerin ise genç öğretmenlerimizi ezmesi değil desteklemesi ve yol göstermesi gerekiyor.

Veliler konusuna gelince: Velilerin çocuklarına verdiği değerin ya da desteğin önemine değinmeye gerek yok. Ama son yıllarda 'çocuk erkil' bir aile yapısına doğru evrildiğimizden dolayı sorunlar yaşıyoruz. Nihayetinde her anne babanın çocuğunu 'prens' ya da 'prenses' olarak gönderdiği okullarda 'taht kavgaları' da kaçınılmaz oluyor. Öğrenciye "yürü" dediğinde koşmasını söyleyen bir veli tipolojisine doğru evriliyoruz. 'Veli anksiyetesi' olarak tanımlayabileceğimiz bu durum, öğrenci üzerinde olduğu kadar genç öğretmenlerde de ciddi bir baskıya dönüşüp mesleğinden soğumaya, hatta ayrılmaya dahi yol açabiliyor. Velilerin de daha tutarlı ve öğretmenlerle işbirliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Aksi halde, eğitim sistemine taze kan taşıyacak öğretmenlerin, daha işin başında havlu atmasına neden olabiliriler.

- Dünya nereye gidiyor?

Dünya bir tür birbirini kopyalama sürecine evrilmiş durumda. Değerlendirmeleri en az E.D Hirsch kadar önemsenmesi gereken bir diğer eğitimbilimci olan Çinli akademisyen Yong Zhao geçtiğimiz hafta bir yazı yayınladı. Yazının başlığı "Öldüren Cazibe: Birbirini kopyalamak neden eğitimi geliştirmez?". Zhoa yazıda, dünyanın eğitim politikalarında Asya'ya yönelimin, yani bir tür Asyalaşmanın yaşanmaya başladığına dikkat çekiyor. PISA ve TIMSS gibi uluslararası sınavlarda uzak Asya ülkelerinin sergilediği başarıdan etkilenen Batı, eğitimde Asya yöntemlerini test etmeye başlamış durumda. Örneğin İngiltere'de Bakan Nick Gibb, ülkedeki 8 bin ilkokulda 53 milyon dolarlık destekle Çin modelinde matematik eğitim verileceğini açıkladı ve bu doğal olarak beraberinde okul kitaplarında ve müfredatta da değişimi getirecek. Konu Şangay'dan öğretmen ithaline kadar gelmiş durumda. Benzer bir durum ABD ve Avustralya gibi son derece adem-i merkeziyetçi eğitim modelleri için de geçerli. Pek çok batı ülkesi Asyalaşma yolunda; merkezileşiyor, standartlaşıyor ve daha mekanik hale geliyor. Zhao bu durumu şu şekilde eleştiriyor: Her ülkenin elbette belli eğitim standartları olmak durumunda, ama bunu kendi eğitim ve sosyal gerçeklikleri üzerine inşa etmek durumundadır. Dolayısıyla doğrudan ithal yöntemlerle yeni bir gerçeklik inşa etmek, Türkiye'de de uzun yıllar denenmiş, ama etkin sonuçlar ortaya koyamamıştır. Bununla birlikte kör bir kopyalamadan ziyade, yöntemlerin nasıl uygulamaya konulduğuna odaklanmak ve eğitimde akademik başarısı önde ülkelerin geçmişte yaşadığı zorlukları nasıl aştıklarına bakıp ders çıkarmak daha yerinde olacaktır.

Sonuç olarak, 2023'e beş kala, eğitimde kat edeceğimiz yolda ayağımıza takılan taşlardan kurtularak, kendi gerçekliğimizin farkında olarak, bir tür restorasyonla ilerlememiz gerektiği açık. Bu kendinden emin, temkinle izlenen yol, beraberinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında görmeyi beklediğimiz ekonomik ve sosyal kalkınmayı da getirecektir. İşbirliği, tutarlılık ve bütünlüğün olduğu eğitim politikalarıyla birlikte yapılacak restorasyon, nihayetinde 2023'te büyük bir reformla sonuçlanmış olacaktır.

[İpek Coşkun SETA Eğitim ve Sosyal Politikalar Direktörlüğü'nde araştırmacı olarak çalışmaktadır]

"Görüş" başlığıyla yayımlanan makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansı'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Görüş - 2023'e Beş Kala Eğitim Sistemimiz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay: Kapsamlı Bir Çözümü Destekliyoruz. Kategorik Olarak Hiçbir Şeyin Karşıtı Değiliz
    12:24 Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay: Kapsamlı Bir Çözümü Destekliyoruz. Kategorik Olarak Hiçbir Şeyin Karşıtı Değiliz

    KKTC'de Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs sorununa ilişkin, "KKTC hükümetinin uluslararası toplumun parçası hâline gelecek bir kapsamlı çözümü destekliyoruz. Kategorik olarak bir şeyin karşıtı değiliz. Her ne olacaksa nihai ortaklığın veya ilişki biçiminin zaman içerisinde belirlenmesi gerektiğini ve bugünden belirlenmeye kalkılırsa zamanı yitireceğimizi düşünüyoruz" dedi. Özersay "sahte üniversite diploması" krizine ilişkin, "YÖK heyeti geldi, YÖDAK ile birlikte çalışarak sorunu çözecek. Evet bunu konuşmamız lazım, doğrudur ama eğer biz mevcutların üzerini örterek 'Yeni bir sistem yaratalım, geçmişe bakmayalım' dersek, bu çuval içerisinde kalan o çürümüş patatesler hepsini çürütecek ve bu koku gitmeyecek." diye konuştu.

  • Kayseri İhracatı Şubat Ayında Yüzde 17.67 Arttı
    12:23 Kayseri İhracatı Şubat Ayında Yüzde 17.67 Arttı

    Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.67 artışla 314 milyon 61 bin dolar ihracat gerçekleştirildiğini açıkladı. Gülsoy, zorlu dönemde özverili çalışmalarıyla başarıya imza atan ihracatçıları kutladı ve destek verilmesi gerektiğini vurguladı.

  • Ankara'daki Barajların Doluluk Oranı Açıklandı
    12:23 Ankara'daki Barajların Doluluk Oranı Açıklandı

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü, başkente içme ve kullanma suyu sağlayan barajların doluluk oranını açıkladı. Yapılan ölçümlere göre, barajların toplam doluluk oranı yüzde 47,79, aktif doluluk oranı ise yüzde 40,72 olarak belirlendi. Barajlardaki toplam su miktarı 757 milyon 648 bin metreküp, aktif kullanılabilir su miktarı ise 568 milyon 691 bin metreküp olarak görüldü. ASKİ yetkilileri, su kaynağının sınırlı olduğunu vurgulayarak, suyu tasarruflu kullanma çağrısı yaptı.

  • Konya Büyükşehir Belediyesi Seydişehir'de iftar programı düzenledi
    12:21 Konya Büyükşehir Belediyesi Seydişehir'de iftar programı düzenledi

    Konya Büyükşehir Belediyesi, Seydişehir'de düzenlenen iftar programında Cumhur İttifakı Belediye Başkan adayı Abdulmuttalip Demirel'e destek verdi. Programda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, İslam coğrafyasında yaşanan acı ve zulümlere dikkat çekti. Seydişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen seminerde ise lise öğrencilerine sınav motivasyonu ve stresle mücadele konularında bilgi verildi.

  • CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel'den Seçmenlere Sandık Çağrısı
    12:21 CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel'den Seçmenlere Sandık Çağrısı

    CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, seçmenlere sandık çağrısı yaparak, 'Bu pazar kullanacağımız oylar çok kıymetli, çok önemli. Karanlık düşünceleriyle içimizi karartan örümcek kafaları, tarikatları, onlara hizmet edenleri rahatsız edeceğiz. Bu pazar günü tek işimiz var o da oy kullanmak, geleceğimize ve irademize sahip çıkmak' dedi.

  • Tekirdağ'da Uyuşturucu Ticareti Yapan Şüphelilerden Biri Tutuklandı
    12:19 Tekirdağ'da Uyuşturucu Ticareti Yapan Şüphelilerden Biri Tutuklandı

    Tekirdağ'da gerçekleştirilen operasyonda uyuşturucu ticareti yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 5 şüpheliden biri tutuklandı. Diğer 4 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Operasyonda yapılan aramalarda ise 15 gram esrar, 27 sentetik ecza, 15 gram metamfetamin ve 2 hassas terazi ele geçirildi.

  • CHP Milletvekili: AKP İktidarıyla Yaşlı Nüfus Yoksullaştı
    12:19 CHP Milletvekili: AKP İktidarıyla Yaşlı Nüfus Yoksullaştı

    CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarları döneminde yaşlı nüfusun yoksullaştırıldığını belirterek, dededen toruna harçlık döneminin bittiğini ve yaşlı kesimin çocukları ve torunlarının desteğine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Gürer, Türkiye'de yaşlı nüfusun yoksulluk oranının arttığını ve emekli maaşlarının açlık sınırının altında kaldığını ifade etti.

  • Bozüyük'te firari hükümlüler yakalandı, düzensiz göçmen yakalandı
    12:19 Bozüyük'te firari hükümlüler yakalandı, düzensiz göçmen yakalandı

    Bilecik'in Bozüyük ilçesinde polis ekipleri tarafından yapılan çalışmada, hırsızlık ve uyuşturucu suçlarından aranan 2 firari hükümlü yakalandı. Ayrıca, düzensiz göçmen yakalanarak Bursa Geri Gönderme Merkezi'ne sevk edildi.

  • CTP Girne Milletvekili Fikri Toros:
    12:19 CTP Girne Milletvekili Fikri Toros: "Kıbrıs Bölünemeyecek Kadar Küçük, Herkesi Barış İçerisinde Barındırabilecek Kadar da Büyüktür"

    KKTC'nin ana muhalefet partilerinden Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Dış İlişkiler Sekreteri ve Girne Milletvekili Fikri Toros, "CTP Kıbrıs kimliğinin devam edebilmesi için gerçek anlamda bağımsız bir Kıbrıs devletine ihtiyaç olduğu görüşündedir. Bu siyasi eşitliğin ve tek egemenliğin paylaşılabilmesi noktasında olmazsa olmaz olan bir şey olduğu görüşündedir. Kıbrıs bölünemeyecek kadar küçüktür. Herkesi barış içerisinde barındırabilecek kadar da büyüktür" açıklamasını yaptı.

  • KKTC'de yabancılara mülk satışı ve Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalar
    12:18 KKTC'de yabancılara mülk satışı ve Kıbrıs sorunuyla ilgili açıklamalar

    KKTC'nin ana muhalefet partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ülkenin ekonomik ve güvenlik sorunlarına dikkat çekerek, yabancılara mülk satışının artması ve nüfus yapısının değişmesi konularında endişelerini dile getirdi.

  • Bilecik'te Çift Sıra Parklanmalar ve Yaya Geçitleri Üzerine Park Edilen Araçlar Tartışma Yaratıyor
    12:18 Bilecik'te Çift Sıra Parklanmalar ve Yaya Geçitleri Üzerine Park Edilen Araçlar Tartışma Yaratıyor

    Bilecik merkezinde bir araç sürücüsünün gelişi güzel park etmesi ve yayaların tepkisi, çift sıra parklanmalar ve yaya geçitleri üzerine park edilen araçlar konusunda tartışmalara yol açtı. Yayalar, aracın kaldırıma çıkacak şekilde park edilmesine tepki gösterirken, yetkililerden konuyla ilgili önlem alınmasını istedi.


Advertisement