Güçlü Şehirler Ağı 1. Küresel Zirvesi

Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Dünyanın geleceğinin kararmasını istemiyorsak ve dünyadaki barışçıl ortamın rüzgarının esmesini istiyorsak, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm küresel örgütler, yerel, bölgesel örgütler ve hükümetler, buna akılcı çözümleri bulmak zorunda." dedi.

Topbaş, Antalya'daki "Güçlü Şehirler Ağı 1. Küresel Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, 21. yüzyılda baş döndürücü teknolojik gelişmelerin yaşandığını, bu kadar değişen, küçülen bir dünyada, adeta coğrafya sınırlarının öneminin kalmadığı bir dönemde, başka sıkıntılarla baş edilmeye çalışıldığını söyledi.

Bütün dünyayı etkileyen terör olayları olduğunu dile getiren Topbaş, bunun birçok nedeninin bulunduğunu ifade etti.

Özellikle yönetimde bulunanların her birinin, sivil toplum kuruluşlarının buna karşı ciddi sorumluluk taşıdığını vurgulayan Topbaş, küçülen dünyada tüm insanların kaderinin birbirine bağlı olduğuna dikkati çekti.

Herkesin bireysel olarak da terör konusunda hassasiyet göstermesi gerektiğini belirten Topbaş, "Sivrisineği öldürmek değil, bataklık nasıl kurutulur, bundan başlamak gerekir." diye konuştu.

Dünyanın birçok yerinde değişik adlarla terörün kendini gösterdiğini ve insanlığı tehdit ettiğini anlatan Topbaş, "Esasında terörizm bugün bir sektör, bir anlayış, bir mantık. Bu sektör, değişik ülkelerde, değişik kisvelerle ortaya çıkıyor, kendine göre yandaşlar oluşturuyor. Bu sektör, destek verilmediği, iş havale edilmediği takdirde, taraf bulamayacaktır. Nerelerde hata yapıldığını tüm insanlığın gözden geçirmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yerel yöneticiler olarak çözüm ortaklığı yapmak istediklerine işaret eden Topbaş, şunları kaydetti:

"Samimi olarak bunun üstesinden gelebiliriz. Silahlarda vardır 'geri tepme', ileride terörizm de geri tepecektir ve o ülkeleri de etkileyecektir. Son 7 büyük canlı bomba eyleminin faillerine baktığınız zaman 6 tanesi kardeş, ikişer kişiler. Bir tanesi de aile, çift. Demek ki ortak akıl, beyin var, üst akıl bunları yönetiyor. Paris'teki böyle, Ankara'daki, İstanbul'daki de böyle. Nedir bu? Bir üst akıl bunları yönetiyor, demek ki bir sektör oluşmuş. Bu sektörün önüne geçmek için bütün insanlara insancıl yaşam hakkını vermek gerekiyor. Yaşadıkları yerlerde mutlu olmalarını sağlamak zorundayız. Maddi hırslar, çok daha zenginliğe gitmek, gelecek kuşakları tehdit edecek sonuçları verir."

Dünyada kaos oluştuğunu ve bunun da bütün insanlığı tehdit ettiği söyleyen Topbaş, özellikle terör örgütlerinin finans ağlarını ortadan kaldıracak bir çalışmaya girmek gerektiğini bildirdi.

Topbaş, "Dünyanın geleceğinin kararmasını istemiyorsak ve dünyadaki barışçıl ortamın rüzgarının esmesini istiyorsak, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm küresel örgütler, yerel, bölgesel örgütler ve hükümetler, buna akılcı çözümleri bulmak zorunda." dedi.

Türkiye'nin Suriye'den gelenlere kapısını açarak insanlığa sahip çıktığına değinen Topbaş, Türkiye'nin esasında insanlığı kurtardığını, güneyde güvenli bölge ortaya çıkarılması için fikir oluştuğunu anlattı.

İnsanların kendi kültürüyle, değerleriyle orada yaşaması gerektiğini belirten Topbaş, "Avrupa'da 310 kişiye bir göçmen düşüyor, Türkiye'de 26 kişiye bir göçmen düşüyor. Avrupa tedirgin." diye konuştu.

"Antalya'da teröristlere, vandallara ve barbarlara yer yok"

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de küresel ölçekte karşı karşıya bulunulan terör ve şiddete varan aşırıcılık sorununa karşı mücadelede yerel çözümler üretme arayışıyla bir arada bulunduklarını söyledi.

Terörizmin ve şiddete varan aşırıcılık kaynaklı tehditlerin, iyi örgütlenmiş ve gelişmiş iletişim teknolojilerini kullanan küresel ağlar üzerinden yapılandığına dikkati çeken Türel, şöyle devam etti:

"Bu küresel şebekelerle mücadelede başarılı olmak istiyorsak, ulusal ve uluslararası katmanlarda aynı örgütlenme ve ağ kurma becerilerini edinmek zorundayız. Gücümüz, göstereceğimiz dayanışma ve iş birliğinden kaynaklanacaktır.

Keza, terörizm ve şiddete varan aşırıcılığın her türüne karşı aynı kararlılıkla mücadele etmemiz, amacı ve ideolojisi ne olursa olsun terörizme hiçbir şekilde müsamaha göstermeyeceğimizi açıkça ortaya koymamız hayati önem taşımaktadır."

Türel, terörizmin herhangi din, etnik grup veya mezheple ilişkilendirilmemesi, eylemleriyle toplumsal fay hatlarını derinleştirmeyi hedefleyen teröristlerin oyununa gelinmemesi gerektiğini kaydetti.

Zirveyi, geliştirecekleri yerel ve akıllı çözümlerle, kentleri terörizm ve şiddete varan aşırıcılık tehditlerine karşı daha dirençli kılma yolunda örecekleri güçlü ağın ilk ilmeği olarak gördüklerini ifade eden Türel, "Terörle mücadele ve aşırıcı akımların engellenmesinde tabiatıyla ulusal düzeyde geliştirilen stratejiler ile bütüncül devlet anlayışının öncelikli rolü bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

"Ne PKK Kürtleri temsil etmektedir ne de DAEŞ'in İslam ile alakası vardır. Diyarbakır'ın UNESCO ödüllü tarihi mekanlarını hendek kazıp patlayıcı döşeyerek tahrip eden PKK ile Musul Müzesi'nde Asur heykellerini yıkan DAEŞ vandallık ve barbarlıkta yarışmaktadır." diyen Türel, Antalya'da teröristler, vandallar ve barbarlara yer olmadığını vurguladı.

Konuşmaların ardından, sunumlar gerçekleştirildi.