Hava Kuvvetleri "Mahrem İmamlar"I Davası - Son Dakika
Güncel

Hava Kuvvetleri "Mahrem İmamlar"I Davası

Hava Kuvvetleri "Mahrem İmamlar"I Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

17.07.2017 22:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları katıldı.

Sanıklardan eski Hava Pilot Üsteğmen Abdullah Özen, iftiraya uğradığını, ( Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünü bombaladığını itiraf eden) eski Hava Pilot Üsteğmen Müslim Macit'in somut delile dayanmayan beyanı üzerine gözaltına alındığını, bu kişi dışında hakkında aleyhte ifadesi olan başka biri bulunmadığını söyledi.

Macit'in örgütün zarar görmemesi için FETÖ mensubu arkadaşlarının ismini gizleyip, kendisi gibi örgütle ilgisi bulunmayan kişilerin ismini verdiğini öne süren Özen, "Macit'in iddia ettiği gibi örgüt evlerine gittiğim kesinlikle doğru değil. Tayin olduğumuz İzmir Çiğli'de Macit ile ev kiralamadığım yalan, hatta onun ev kiraladığından dahi haberim yok." dedi.

Çiğli'den sonra Konya'ya tayin edildiklerini belirten Özen, burada da Müslim Macit ile hiçbir iletişiminin olmadığını savundu.

Konya'dan sonra Ankara'daki Öncel Filoya tayin edildiğini aktaran Özen, "Macit buradaki eğitimi birinci bitirdi, ben ise sonuncu olarak tamamladım. Örgüte üye olsam iyi bir dereceyle bitirmem gerekmez miydi? Oysa ben çok zorlanarak sonuncu olarak bitirdim. Zaten ilerleyen süreçte de sicilim bozuldu." diye konuştu.

Hakkındaki fotoğraf teşhislerini de kabul etmeyen Özen, şöyle devam etti:

"Aleyhimde fotoğraf tespiti yaptığı söylenen Sinan Kurt'u tanımıyorum. Macit'in iddia ettiği gibi beraber Kurt'un yanına gitmiş olsaydık, Kurt benim de geldiğimi ifadesinde söylerdi. Oysa Macit'i tanıyıp söylerken benimle ilgili bir beyanı yok. Beni teşhis ettiğini söyleyen Hüseyin Ediş'i de tanımıyorum. Aleyhimde fotoğraf teşhisi var ama şahıs ismimi polisten öğrendiğini söylüyor. Benim mahrem abiliğimi yaptığını söyleyen Kurt ve Ediş ismimi bilmiyorlar. Bu olağan değil."

MASAK raporunu da kabul etmediğini belirten Özen, para alışverişinde bulunduğu kişilerin iş arkadaşları olduğunu söyledi.

"FETÖ'ye üye değilim, hiçbir zaman da üye olmadım. Mesaiye gitmedim, o gece orada bulunmadım. Bilerek veya bilmeden hiçbir gayrimeşru oluşumun içinde olmadım. Sadece devletime itaat ettim. Kimse beni devletime küstüremez. Tek gayesi devletimize zarar vermek olan hain örgütün iftiraları yüzünden görevimi yapamıyorum. Hain örgütten ve onun hain elebaşı Gülen'den şikayetçiyim" diyen Özen, beraat ve tahliye tale petti.

"FETÖ mağduruyum"

Sanıklardan örgütün Akıncı Ana Jet Üst Komutanlığı sorumlularından olduğu iddia edilen Satuk Enes Bilici de üzerine atılı suçları kabul etmedi.

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi fizyoterapi bölümü mezunu olduğunu ifade eden Bilici, Ankara'da özel fizik tedavi merkezlerinde çalıştıktan sonra KPSS puanı ile İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde memurluğa başladığını anlattı.

Hakkında Sinan Kurt'a bağlı olarak görev yaptığı yönünde Ufuk Işık'ın itirafı bulunduğunu anlatan Bilici, Sinan Kurt'u tanımadığını öne sürdü.

FETÖ mağduru olduğunu iddia eden Bilici, "5 Kasım'da evlendikten 3-4 saat sonra gözaltına alındım. Evlendiğim günden beri tutukluyum. Damatlıkla başladım, günü emniyette tabure üstünde yatarak bitirdim. Eşim güne gelinlikle, davul zurnayla başladı, ağlayarak baba evine döndü. Mağduruz. Kaçmadım. Kaçmaya dahi niyetlenmedim. Düğün arabası yapmak niyetiyle kiraladığım arabanın içinde balayına giderken havalimanına gözaltına alındım. Cuma günü tahliye edileceğimi düşünüyorum. Evlendiğim günden beri ayrıyız. Tahliye ve beraat istiyorum" diye konuştu.

Sanık eski Pilot Üsteğmen Temür Koçyiğit, kendisini fotoğraftan teşhis eden itirafçı Samet Özmekik'i tanımadığını, itirafçının ifadesinde de kendi isminin bulunmadığını söyledi. Koçyiğit, "Bu şahıs fotoğraf tespiti sırasında beni ifadesiyle ilişkilendirerek bu hain terör örgütünün içine çekmeye çalıştı." diye konuştu.

Darbe girişimini televizyondan öğrendiğini, filoda beklediğini, kimseden emir almadığını kimseye de emir vermediğini savunan Koçyiğit, darbe girişiminin ardından sınır ötesi operasyonda görevlendirildiğini belirterek, "Pilotluk yaşamını terörle ve teröristle mücadeleyle geçiren ben, terör suçundan yargılanmak üzere karşınızdayım. Kod adım yok. Örgütün toplantılarına katılmadım. ByLock yüklemedim, kullanmadım. Örgütün yayın organını takip etmedim. Kaçma şüphem yok. Tahliyemi beraatimi talep ediyorum." dedi.

"İftira ile karşı karşıyayız"

Sanık Hava Pilot Binbaşı Ömer Faruk Ünsal, 4. Ana Jet Üst Komutanlığında görev yaptığı sırada örgütün mahrem abileriyle irtibatlı olduğu yönündeki iddiayı yalanladı.

2015 yılı tayinleriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahına atandığını anlatan Ünsal, darbe girişiminden sonra hava kuvvetleri harekat merkezinde çalıştığını, kriz yönetim merkezini kuran personelden biri olduğunu söyledi. Ünsal, "Sinan Kurt tarafından iftira atılmış, hakkımda yakalama kararı çıkarılmış. Sinan Kurt denilen şahsı tanımıyorum, ismimi nasıl verdi bilmiyorum ama eninde sonunda gerçek ortaya çıkacak. Şahsımla ilgili ne kod isim, ne de eşkal bilgisi var. FETÖ terör örgütü ve terrorist elebaşı Gülen'den şikayetçiyim. Hayatımın hiçbir döneminde FETÖ ve benzeri hiçbir illegal yapıya katılmadım. Bazı fırsatçılar bu ortamı kötüye kullandılar. İnsanlar suçlarını örtmek, gerçek suçluları gizlemek için bizlere iftira attılar." diye konuştu.

Tutuksuz sanık eski Hava Pilot Üsteğmen Rabia Kübra Çamoğlu da bir mail ile hakkında dava açıldığını, suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini söyledi.

Aleyhinde beyanda bulunan Ufuk Işık'ı tanımadığını öne süren Çamoğlu, "Ben ve eşim iftira ile karşı karşıyayız. Örgüt üyesiysem kimden talimat alıyorum kime talimat veriyorum, şemanın neresindeyim. 'Hamileydi, arada toplantılara gidip gelirdi diye insanlara tanık adı altında iftira etmek bu kadar kolay olmamalı. 15 Temmuz'da 9 aydır doğum iznindeydim. O geceyi 6 aylık bebeğimle Akıncı Üssünde geçirdi. Eşim Caner Çamoğlu ile aynı devredeydik. İlişkimiz okulda başladı. Kesinlikle katalog evliliği değil. Geçer notu 85 olan sınavdan 83 olduğu için akademiden elendim. Kendi elemanları olsam 2 puanı gözardı ederlerdi. Yer personeli olarak 2 yıl görev yaptım. Gerek subay, gerekse anne olarak bu suçlama bana çok ağır geliyor. Daha fazla yıpranmak istemiyorum. Ufuk Işık'tan da örgütten de terör örgütü elebaşından da şikayetçiyim. Adalete güveniyorum. Beraat talep ediyorum." diye konuştu.

Sanıklar iş adamı Olcay Maleker ve Mehmet Taştepe'nin beyanının alınmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Hava Kuvvetleri 'Mahrem İmamlar'I Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement