ABD'li romancı, hikaye yazarı ve gazeteci Ernest Hemingway'in "Bizim ya da Hiç Kimsenin" (To Have And Have Not) başlıklı romanı, Osman Şenkul'un çevirisiyle, Scala Yayıncılık'tan yayınlandı.
Hemingway'in, "The Torrents of Spring" adlı kitabından sonra, ABD'de geçen ikinci kitabı olan Bizim ya da Hiç Kimsenin, odağında Florida Key West'te balıkçı teknesi kaptanı olan Harry Morgan'ın olduğu, 1929 Büyük Bunalım sonrasında, Küba ve Florida arasında yapılan mal ve insan kaçakçılığına bulaşan balıkçıların, rıhtımdaki serserilerin, yaşamın kıyısındaki aydınların dünyasını anlatıyor.
Arka kapakta kitaptan bir bölüm yer alıyor: "Çünkü, biz buradakiler hepimiz çaresizleriz" dedi."Kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar. Tam anlamıyla vahşileştirilmişleriz biz. Biz, orjinal Spartaküs'ün birlikte çalıştıklarından da beteriz. Ama aynı zamanda, artık birlikte birşeyler yapılabilcek tipler olmaktan da çoktan çıktık. Çünkü bugüne kadar yalnıza dayak yedik, kaybettik. Bu nedenle tek tesellimiz demlenmek... Elbette en büyük onur da demlenebilmek. Ama, buradaki herkes böyle değil elbette. Aramızdan bazıları, zamanı gelince bütün bunları iade etmesini bilecek.""Kampta çok Komünist var mı?"Uzun Adam, "Yalnızca kırk kadar" dedi. "İki bin kişi içinde komünist olmak demek disiplinli ve fedakar olmak, reddetmek demektir. Bir ayyaş komünist olamaz." Kırmızı kafalı eski asker araya girdi, "Dinleme şunu" dedi."O yalnızca lanet olası bir radikal."Richard Gordon ile bira içmekte olan diğer eski asker de, "Dinle" diye söze başladı. "Sana donanmada neler olup bittiğini anlatayım. Sen de dinle lanet olası radikal." Kırmızı kafalı yeniden söze girerek, "Dinlemeyin şunu." dedi. "Filo New York'a yanaştığında, gemiden kıyıya atlayıp doğru nehir boyundaki, sakalları uzamış, bir dolar verseniz sakalına işemenize izin verecek bir sürü moruğun doldurduğu mekanlara takılırsınız. Bütün bunlara ne dersin?"Uzun adam, "Sana bir içki ısmarlıyorum"dedi. "Ama sen de bunları unut. Böyle şeyleri duymaktan nefret ediyorum."ABD'li ünlü yönetmen Howard Hawks, Hemingway'in 1937 yılında yayınlanan bu romanını, 1944 yılında, orijinal adıyla (To Have And Hove Not) film yaptı. Sinema eleştirmenlerinin, "Amerikan aşk - savaş - macera filmi" diye nitelendirdiği filmin başrollerinde, Humphrey Bogart, Walter Brennan ve Lauren Bacall ve aynı zamanda Dolores Moran, Hoagy Carmichael, Sheldon Leonard, Dan Seymour ve Marcel Dalio rol aldılar.Hemingway'in yakın arkadaşı olan Hawks'un diğer bir iyi arkadaşı romancı William Faulkner, filmin senaryosunun yazımına katkı yaptı. Böylece, hem Hemingway hem de Faulkner'ın katkılarından dolayı film, "Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan iki kişinin çalıştığı tek film hikayesi" olarak kayıtlara geçti.Filmin çekimleri 29 Şubat 1944'te başladı, Faulkner senaryo üzerinde çalışmaya devam etti ve 10 Mayıs'ta sona erdi. Film, 11 Ekim 1944'te ulusal olarak gösterime girdi. Film aynı zamanda, Humphrey Bogart ile Lauren Bacall'ın birlikteliğinin de zeminini oluşturdu. Bogart ve Bacall, yapım sırasında ekran dışı bir ilişki kurdu ve filmin gösterime girmesinin ardından 1945'te evlendi. Film, 1944'te en çok hasılat yapan otuz filmden biriydi ve National Board of Review'dan bir ödül aldı ve günümüzde de en iyi 1001 film arasına girdi. (Fotoğraflı)
Son Dakika › Kültür Sanat › Hemingway'den 'Bizim ya da Hiç Kimsenin' - Son Dakika
Küratörlüğünü Zeynep Öztürk'ün üstlendiği ressam Orhan Umut'un 50 eserinden oluşan 'Gece Görüşü' sergisi, DG Art Gallery & Projects'de ziyaretçilere açıldı. Serginin adı, gece temalı resimlerden esinlenilerek konuldu. Sergi, 11 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu, sezonun iddialı projelerinden olan 'Küçük Korku Dükkanı' adlı müzikalin prömiyerini gerçekleştirdi. Howard Ashman ve Alan Menken'in yazıp bestelediği müzikal, tiyatroseverlerin beğenisini topladı. Müzikal, sezon sonuna kadar Bursa'da sahnelenecek ve daha sonra İstanbul ve Antalya'da da gösterilecek.
Erzurum'un Tortum ilçesine ait kızılcıklardan üretilen Tortum Ekşi Pestili, TÜRKPATENT tarafından coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Şeker ve renklendirici içermeyen pestil, sadece su ve kızılcık kullanılarak doğal yöntemlerle üretiliyor.
Kırşehir Belediyesi Çocuk Meclisi, 20 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 14.00'te Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi'nde toplanacak.
Edirne Valisi Yunus Sezer, restorasyon çalışmaları devam eden tarihi yapıları inceleyerek, kentte restore edilmeyen tarihi yapının kalmayacağını belirtti. Sezer, Muradiye Camisi bahçesindeki Mevlevihane'nin ihyası çalışmalarını da inceledi. Ayrıca, Kaleiçi semtindeki tarihi konakların restorasyonuna da devam ettiklerini vurguladı.
Başakşehir Belediyesi'nin hayata geçirdiği Başakşehir Sanat Galerisi, Kur'an-ı Kerim'deki yemin ayetlerinden oluşan 'Yemin Olsun' sergisini ziyaretçilere açtı. Sergi, kainatın derinliklerine yolculuk yapmayı ve yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor.
CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında genel merkezde toplanacak.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, yaşanan depremlerde zarar görmedi. Antik kentin, Anadolu Ajansı tarafından dron ile yapılan görüntüleme sonucunda zarar görmediği belirlendi. Sebastapolis Antik Kenti, M.S 98-117 yıllarında Kapadokya eyaletine dahil edilmiş ve Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olarak biliniyor. Ancak zamanla önemini kaybeden ve unutulan antik kent, 1986 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılmaya başlandı.
Hüseyin Başkadem'in yönettiği 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ikinci gününde, Suk Dörtlüsü Quartet sahne aldı. Prag Sahne Sanatları Akademisi'nden gelen sanatçılar, çello, viyola ve keman enstrümanlarıyla seçkin eserlerini seslendirdi. Başkadem, konserde yaptığı konuşmada, dünyada keman ailesinden 4 enstrümanı bir arada çalabilen çok az grubun olduğunu belirtti ve Suk Dörtlüsü Quartet'in festivale üçüncü kez katıldığını söyledi.
Adana'da düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı'nda şarkıcı Ferhat Göçer, Seyhan Nehri kıyısındaki Merkez Park'ta konser verdi. Katılımcılar, Göçer'in şarkılarına eşlik ederken, dinleyiciler ise performansı cep telefonlarıyla kaydetti ve konser sonunda sanatçıyı alkışladı.
Sizin düşünceleriniz neler ?