Hrant Dink Cinayeti Davası - Son Dakika
Güncel

Hrant Dink Cinayeti Davası

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 85 sanığın yargılandığı davada savunma yapan dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlisi tutuksuz sanık Emre Cingöz, Dink'in öldürüldüğü gün iddia edilenin aksine Şişli'de değil Beyoğlu'nda bulunduğu ve kamera...

15.03.2018 14:13
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 85 sanığın yargılandığı davada savunma yapan dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlisi tutuksuz sanık Emre Cingöz, Dink'in öldürüldüğü gün iddia edilenin aksine Şişli'de değil Beyoğlu'nda bulunduğu ve kamera görüntülerine göre olay yerinde olduğu belirtilen 9 kişiden hiçbirinin İstanbul jandarma görevlisi olmadığını savundu.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı istihbarat görevlileri tutuksuz sanıklar eski astsubay Emre Cingöz ile uzman çavuşlar Ecevit Emir ve Musa Yıldırım'ın savunması alındı.

"Dosyanın sulandırılması için kurban seçildik"

Dink cinayetinin işlendiği dönemde İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi'nde bölücü örgüt faaliyetleri unsur komutanı olarak görev yaptığını belirten Cingöz, "Adımın böyle bir cinayet davasında geçmesinden dolayı çok üzgünüm. Jandarma görevlisi olmam, adımın bu davada yer alması için yeterli görülmüştür. Dosyanın sulandırılması için kurban seçildiğimiz, delilsiz ithamlardan ve gerçek dışı haberlerden anlaşılmaktadır." dedi.

Cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007 günü saat 13.00'de Halaskargazi Caddesi'nde baz bilgisinin bulunduğu ve fail Ogün Samast'ı takip eden şahıslar arasında bulunan "X2" kod isimli kişinin kendisi olduğunun söylendiğini aktaran Cingöz, "1981'de Şişli'de doğdum. Ailem de 1945 yılından beri Şişli Gültepe'de ikamet etmektedir. Halen de orada oturmaktadırlar. Hayatım boyunca buralarda olduğum ve görüşmeler yaptığım için baz sinyali verdim." ifadesini kullandı.

"HTS kayıtlarında nerede olduğum bellidir, 'X2' ben değilim"

Sabah kendisini arayıp ulaşamayan babasını geri aramasıyla ilgili Gültepe civarında baz bilgileri olduğunu ve o dakikalarda bir boşanma sorunu nedeniyle akrabalarını sıklıkla aradığını anlatan Cingöz, şöyle devam etti:

"Babamın iş yeri, Ortaklar Caddesi'ndeydi, annemin evinden oraya geçtim saat 12.50'ye kadar. Unsur personelim olan Ecevit Emir'den bilgi aldıktan sonra personel Eyüp Temel ile birlikte Taksim'e hareket ettim. Halaskargazi Caddesi'ne direk geçiş yapılamamaktadır. Her zaman kullandığım E-5 yan yoldan, Kuştepe Mahallesi çıkışı karşısındaki Rum mezarlığı yanından, Abide-i Hürriyet Caddesi'ne çıkıp Taksim'e geçtim. Cinayet mahallinden transit bile geçmeden Taksim'e geçmişimdir. Benimle ilgili yapılan incelemede cımbızlanan bir baz alınmıştır bu da Şişli Camisi'nin olduğu yerdir. Burası da zaten olay yerine 4 kilometre mesafededir. Bu hatalı yaklaşım nedeniyle doğru tespitler yapılamamıştır. Saat 12.55'te Rum mezarlığı civarındayım. Saat 13.00'te de Şişli Camisi'nin orada, 4 kilometre mesafeli baz kaydım var. Saat 13.20'de Beyoğlu İstiklal Caddesi Mis sokaktayım. Araçla intikal halinde olduğum bellidir. Mesafe ve trafik durumuna göre 20 dakika, hiç durmadan Taksim'e gittiğimi gösteren makul bir süredir. Bu kısa sürede oraya geçmem mümkün değildir. Bu atılı suçun bu şekilde gerçekleşmediğinin de kanıtıdır. Ogün Samast'ı takip etmediğim, araçla Beyoğlu'na intikal ettiğim ortaya çıkmaktadır. Görüntülerde, 'X2' denilen şahsın, olay yerindeki Saray Kumaş adlı iş yerinin önünden geçtiği görünmektedir. HTS kayıtlarına göre benim nerede olduğum bellidir zaten."

"Görüntüdeki şahıslar 18 Ocak'ta da olay yerinde"

Eyüp Temel'i il jandarma komutanlığına gönderdiğini ve bu kişinin cinayet öncesi, anı ve sonrasında Fatih ilçesinde bulunduğu bilgisinin HTS kayıtlarında mevcut olduğunu da savunan Cingöz, "Görüştüğüm kişilerden anlaşılacağı üzere PKK terör örgütü faaliyet önlenmesi için çalışma yaptım. Taksim'e giderken Şişli'de baz vermemle başlayan her iddia çürümüştür. Davada aleyhime gösterilen baz sinyalleri aslında lehimedir." dedi.

Cingöz, kamera görüntülerine yansıyan kişilerin cinayetten bir gün önce de olay yerinde oldukları, kendisinin de o gün HTS kayıtlarına göre Arnavutköy'de bulunduğunun belli olduğunu söyleyerek, Adli Tıp Kurumu uzmanlarının incelediği görüntülerle ilgili "Uzmanlar, ellerinde yeterli veri olmasına rağmen tanımlama yapamamışlardır. Görüntülerde ben sanılan kişiyle yaş, boy, beden yapım tamamen farklıdır. 'Benzerlikler görünmektedir' denmiştir ama yapım o kişiyle uymamaktadır. Görüntülerdeki kişi ile 19 yıl sonra cezaevinden alınan yüz fotoğrafım karşılaştırılmıştır. Burun, yanak, çene, dudak ve kulak yapım farklıdır ama bunlara değinilmemiş bile. 'X2'de görünen kişi değilim. 'Andırıyor' şeklindeki tespitleri kabul etmiyorum. Ben yanlış değerlendirilen baz bilgileriyle kolluk görevlilerinin yanlış teşhis yaptığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Kullandığım araç mavi değil beyazdı"

TİM komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale ile yaptığı telefon görüşmelerinin saptırıldığını ve görevi gereği komutanıyla hemen hemen her gün görüşmüşlüğünün olduğunu öne süren Cingöz, "Olay günü yapılan konuşmaların, saate göre ilçe değiştirmeden önce bilgi verme amaçlı konuşmalar olduğu açıktır. 5 görüşmemiz var. Taksim'de yaptığım görüşme, ola yerinde yapmışım gibi gösterilmiştir. Oysa baz bilgilerine göre araçla hareket halinde Fatih'e gidiyorum." ifadelerini kullandı.

Kullandığı aracın iddianamede belirtildiği gibi mavi değil beyaz renkte olduğunu ve "mavi" diye yazılmasının iddianamenin özensizliğini ortaya koyduğunu iddia eden Cingöz, görev defterinde yazılı olan yer haricinde kendi inisiyatifleriyle de başka yerlere gidebileceklerini ve hatta bazen görev yerinin yazılmasının unutulduğunu söyledi.

Emre Cingöz, "İstanbul jandarmadan hiç kimse olay yerinde olduğu iddia edilen kişilerden değillerdir. Ben de değilim." diyerek, gazeteci Mehmet Baransu'yu dinlemesiyle ilgili hakkında dava açıldığını, FETÖ'cüler tarafından yargılanıp mağdur edildiğini ve FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü.

Beraatını talep eden Cingöz, "Dink cinayetiyle alakam yoktur. Hiç kimseden kanunsuz emir almadım, zaten alsam da yapmazdım. Biraz özenli çalışılsaydı gerçekleri görürlerdi biz de bu kadar mağdur olmazdık." dedi.

Savunma yapan diğer sanıklar Ecevit Emir ve Musa Yıldırım da suçlamalarla bir ilgilerinin olmadığını, görüntülerde yer almadıklarını ve FETÖ ile herhangi bir ilgileri bulunmadığını savunarak beraatlarını talep etti.

Duruşmaya, bir süre ara verildi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Hrant Dink Cinayeti Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement