İbn Haldun Üniversitesinin Resmi Açılışı - Son Dakika
Güncel

İbn Haldun Üniversitesinin Resmi Açılışı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece Batı dünyasında değil, Türkiye'de de özellikle sosyal bilimler alanında İbn Haldun'un katkısının bilinçli şekilde perdelendiğini belirterek, "En basitinden, Auguste Comte gibi birçok açından sorunlu Batılı bilim adamlarının sosyolojiye...

20.05.2017 14:07
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece Batı dünyasında değil, Türkiye'de de özellikle sosyal bilimler alanında İbn Haldun'un katkısının bilinçli şekilde perdelendiğini belirterek, "En basitinden, Auguste Comte gibi birçok açından sorunlu Batılı bilim adamlarının sosyolojiye katkısı önemsenirken, bu kişinin dahi hakkını teslim ettiği İbn Haldun adeta yok sayılmıştır. Yüzünü tamamen Batı'ya dönmüş, bilginin yegane kaynağı olarak Batı'yı kabul eden Türk aydınları, hikmet-i tarihin kaşifi İbn Haldun'u, adeta ademe mahkum etmeye çalışmıştır." dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde İbn Haldun Üniversitesinin Resmi Açılışı ile 4. Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu'nun açılışındaki konuşmasında, 2015'te kurulan İbn Haldun Üniversitesinin 2 yıllık hazırlık sürecinin ardından 2017-2018 Akademik Yılı'ndan itibaren öğrenci kabul etmeye başlayacağını dile getirerek, üniversiteye başarılar diledi.

Üniversitenin, Türkiye'de eksikliğinin daha fazla hissedilmeye başlanan bir araştırma üniversitesi hedefini layıkıyla yerine getireceğine inandığını aktaran Erdoğan, öğrencilerin Türkçe'nin yanı sıra Arapça, İngilizce, Malayca, Çince gibi dilleri öğrenecek olmasının İbn Haldun Üniversitesini muadilleri arasında müstesna bir konuma taşıyacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylece öğrencilerimiz bir taraftan İslam dünyasının, diğer taraftan Batı dünyasının kapılarını açacak anahtarlara, aynı anda sahip olacaktır. Bir taraftan köklerimiz, müktesebatımız ve medeniyet havzamızla irtibatlarını sağlam tutacak öğrencilerimiz, aynı zamanda güncel ve küresel gelişmeleri de yakından takip edebilecek." diye konuştu.

Erdoğan, Yahya Kemal'in "kökü mazide olan ati" diye tarif ettiği idealin üniversite bünyesinde vücut bulacağını ümit ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üniversitemizin öğrenci kontenjanının önemli bir kısmının uluslararası öğrencilere tahsis edilmesi, ayrıca takdire şayandır ve bir ilktir. Dünya genelinde öğrenci hareketliliğinin arttığı, her yıl milyonlarca öğrencinin diğer ülkelere seyahat ettiği bir dönemde Türk üniversitelerinin de uluslararası bir anlam, bir görev üstlenmesi, büyük bir önem arz ediyor. Böylece hem karşılıklı tecrübe paylaşımı güçlenecek hem de üniversitemiz, gerçek anlamda beynelmilel hale gelecektir. Mezuniyet sonrasında da bu öğrenciler, dünyanın farklı ülkelerinde Türkiye'nin gönül elçileri olarak hizmet edecektir. Her alanda olduğu gibi bir üniversitenin teşekkülünde de temel çok muhkem olmalıdır. Altyapı ne kadar sağlam ve pürüzsüz olursa, hedeflere de o kadar kısa sürede varılır. 2015 yılından bu yana geçen 2 yıllık sürenin bu açıdan verimli değerlendirildiğini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dünyanın farklı üniversiteleriyle kurulan işbirlikleri, imzalanan mutabakat belgeleri, temelin sağlam atıldığına işaret ediyor. Bundan sonraki süreçte de titizlikle ve özveriyle faaliyetlerinizi sürdürmenizi Allah'tan temenni ediyorum. Gelecek seneden itibaren yapılan bütün hazırlıkların meyvelerini inanıyorum ki toplamaya başlayacaksınız. Üniversitemizin bilhassa sosyal bilimlerde mukayeseli eğitim modeliyle kritik bir boşluğu dolduracağını düşünüyorum. İnşallah biz de diğer üniversitelerimiz gibi buraya da gerekli desteği vermeye, sizlerin önünü açmaya devam edeceğiz."

"İbn Haldun ve eserleri, uzun süre ikinci plana atılmıştır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu'nun da hayırlara vesile olmasını dileyerek, 2 gün sürecek sempozyum boyunca İbn Haldun'un ilmi ve fikri mirasının farklı yönleriyle en iyi şekilde tartışılacağına inandığını ifade etti.

İbn Haldun gibi tarih, iktisat, siyaset, sosyoloji, hukuk ve hadis gibi çok farklı alanlarda müktesebatı olan, ufku çağları aşacak kadar geniş bir alim hakkında konuşmanın çok kolay olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü her ne kadar bir silsilenin devamı olsa da İbn Haldun hem metodoloji hem de muhteviyat itibarıyla seleflerinden çok farklıdır. O, müstakil bir ilim dalını, yani ilm-i ümranı kurmayı başarmış, çok yönlü, özgün ve dahiyane bir şahsiyettir. Cemil Meriç bu keşfin öneminden bahsederken, 'Ümranın keşfi, tarihten tesadüfü kovan bir ihtilaldir' ifadesini kullanır. Zor bir dönemde yaşayan, Tunus'ta başladığı hayat yolculuğunu Kahire'de sona erdiren İbn Haldun'un tarih, toplum, insan ve devletle ilgili tespitleri, bugün bile bizlere rehberlik ediyor. Burada şu tespiti de yapmak durumundayız. Kimi şarkiyatçıların 'Şimdiye kadar hiçbir ülkede, hiçbir çağda, hiçbir insan zekası Mukaddime gibi bir eser ortaya çıkarmamıştır.' diye tarif ettikleri İbn Haldun ve eserleri, uzun süre ikinci plana atılmıştır. Sadece Batı dünyasında değil, ülkemizde de özellikle sosyal bilimler alanında İbn Haldun'un katkısı, bilinçli bir şekilde perdelenmiştir. En basitinden, Auguste Comte gibi birçok açından sorunlu Batılı bilim adamlarının sosyolojiye katkısı önemsenirken, bu kişinin dahi hakkını teslim ettiği İbn Haldun, adeta yok sayılmıştır. Yüzünü tamamen Batı'ya dönmüş, bilginin yegane kaynağı olarak Batı'yı kabul eden Türk aydınları, hikmet-i tarihin kaşifi İbn Haldun'u, adeta ademe mahkum etmeye çalışmıştır. Aslına bakılırsa İbn Haldun bu çevreler tarafından tarihten, felsefeden, toplumdan ve akademyadan izi kazınmak istenen bir medeniyetin, devasa bir birikimin sembolüdür. Onun çağları ve sınırları aşan ilmi mirasının bilinçli bir şekilde yok sayılmasının asıl sebebi de budur."

Erdoğan, uzun yıllar genç nesillerin Mukaddime gibi eserlerden ve İbn Haldun gibi ilim deryalarından yoksun bırakılmasının muhasebesinin iyi yapılması gerektiğini dile getirerek, Muhammed İkbal'in Mukaddime'nin bütün ruhunun Kur'an-ı Kerim olduğunu, eserin ilhamını buradan aldığını belirttiğini aktardı.

İbn Haldun'un düşüncesinin çekirdeğini Kur'an-ı Kerim'in oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İbn Haldun'un tarih anlayışı, Araf Suresi'ndeki 'Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi ne bir an geri kalabilirler ne de öne geçebilirler' ayetinin adeta tefsiri gibidir. Bu büyük İslam aliminin eserlerine, incelikle nakşettiği mesajlar, çoğu Batılı ve Batıcı aydını rahatsız etmiştir. Bu marazi ruh hali de kendini görmezden gelme, yok sayma, tahkir etmek olarak göstermiştir. Batı'ya karşı alabildiğince ezik, kendi müktesebatına karşı da aşırı nobran ve küstah bu tavrın izlerine hala rastlıyoruz. İlmi ve alimi kendi kısır ideolojilerinin kalıplarıyla tartanların gayesi, dinle bilginin bağını koparmak, bizi tek bir kaynağa mahkum etmektir. Ne yazık ki bu hedeflerinde belli oranda başarı da sağladılar. Son bir asırdır akademiden edebiyata, sosyal bilimlerden sanata kadar birçok alanda yaşanan çoraklığın en büyük nedeni işte budur." şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İbn Haldun Üniversitesinin Resmi Açılışı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement