İşitme cihazları ve implantları teknolojinin gelişmesiyle fonksiyonel hale geliyor - Son Dakika
Güncel

İşitme cihazları ve implantları teknolojinin gelişmesiyle fonksiyonel hale geliyor

İşitme cihazları ve implantları teknolojinin gelişmesiyle fonksiyonel hale geliyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı ve Gülhane Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.

19.09.2020 11:14  Güncelleme: 11:42
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı ve Gülhane Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Gerek, teknolojinin gelişmesiyle işitme cihazlarının daha rafine hale geldiğini, koklear imlant, beyin sapı implantı veya "baha" denilen kemiğe implant edilebilir işitme cihazlarının daha üst seviyede fonksiyon kazandığını belirtti.

Prof. Dr. Gerek, 19-15 Eylül Dünya İşitme Engelliler Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, işitme kaybının başta doğumsal olmak üzere birçok farklı nedenle ortaya çıkabileceğini söyledi.

Doğumsal işitme kayıplarının Sağlık Bakanlığı'nın işitme tarama programlarıyla tespit edildiğini belirten Gerek, işitme kaybı yaşadığı erken dönemde belirlenen çocuklara uygun tedavi yöntemlerinin uygulandığını, başta işitme cihazıyla tedaviye başlandığını, daha sonrasında gerekirse "koklear implant" denilen çeşitli implantlar kullanılarak çocuğa sağlıklı bir işitme ve konuşma fonksiyonunun kazandırılmasının hedeflendiğini anlattı.

Gerek, işitme kaybına birçok faktörün neden olabileceğine işaret ederek, kaybın 3 temel nedenini ve diğer faktörleri şöyle sıraladı:

"Sesin iletiminde bir problem varsa, dış ve orta kulak sorunları ortaya çıkmışsa, bunlara bağlı işitme kaybı olabilir. Bir de iletim tipi yani sesin alımıyla ilgili 'sensörinöral' dediğimiz alım tipi işitme kayıpları söz konusu. Burada iç kulak, işitme siniri, beyinle ilgili bir hastalık söz konusuyla bu tür kayıplar olabilir. Eğer her ikisini ilgilendiren, hem iletimi hem sensörinöral yani işitme yolaklarını ilgilendiren bir problem varsa da bu karışık bir işitme kaybıdır. Tabii başka sebepleri de var. Dış kulaktaki her türlü kulak kirinden tutun da dış kulak yolu tümörlerine ve kulakta doğumsal şekil bozukluğu kadar olan geniş bir alan. Orta kulağı ilgilendiren sebepler de olabilir. En sık gördüğümüz kulak zarının delinmesi, çocuklarda orta kulakta sıvı birikimi, çocuk erişkinlerde kulak kemikçiklerinde kireçlenme, orta kulakta iltihap, tümör, orta kulağı ilgilendiren bazı genetik hastalıklar. Yine iç kulağı ilgilendiren bazı sebepler olabilir; iç kulağın iltihabı, enfeksiyonu, travma. Özellikle kafa travmaları, trafik kazalarında meydana gelen kırıkların işitme siniri ve yolaklarının olduğu bölgeden geçmesi işitme kaybına yol açabilir. Bazı doğumsal anomaliler de söz konusu. Yaş da genetik yapıyla birlikte işitme kaybında çok önemli bir faktör."

İşitme rehabilitasyon programı

Yenidoğanlara yapılan işitme tarama testlerinin erken tespit için önemli olduğunu belirten Gerek, hastanelerde bebek taburcu olmadan işitme taramasının yapıldığını ve taramadan geçip geçmediğine ilişkin aileye bilgi verildiğini kaydetti.

Eğer şüpheli bir işitme kaybı varsa, çocuğa ortalama 3 aylık bir sürenin ardından yeniden test yapıldığını aktaran Gerek, "Çocukta hala işitme kaybı olduğu düşülüyorsa daha ileri araştırma yapılır. Çocuk uyutularak beyin işitme yolaklarının tümünün değerlendirildiği bir elektro fizyolojik işitme testi yapılır ve burada bir kayıp söz konusuysa artık işitme kayıplı çocuk olarak kaybın seviyesine göre bir işitme rehabilitasyon programına alınır. Bu program başlangıçta bir işitme cihazı şeklinde olabilir ama belli bir süre sonra bu yeterli kalmayacaksa 'koklear implant' dediğimiz çeşitli implantlar vasıtasıyla işitmenin rehabilite edilmesi yoluna gidilir." diye konuştu.

Prof. Dr. Gerek, erişkin yaşta ileri düzeyde işitme kaybı olursa işitme cihazlarıyla rehabilite edilebileceğini ancak işitme cihazı yetersiz gelirse bir süre sonra kişinin duymadığı için konuşma yetisini de kaybedebileceğini, bu nedenle hastalarda hem implant edilebilir işitme cihazları hem de koklear implantlar ve beyin sapı implantlarının kullanılabileceğini belirtti.

Doğum sonrası ve ilkokul çağı

İşitme kaybında iki tür erken tanı olduğuna işaret eden Gerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğum sonrası işitme kaybı var mı yok mu, bunu tanımak lazım. İşitme kayıplı bir çocuk varsa, bunlarda konuşma da gelişmeyecektir, iletişim olmayacaktır. Dolayısıyla bunların rehabilite edilmesi, kabul edilebilir bir işitmeye ve konuşma yetisine kavuşturulması çok önemli. Erişkinler için de benzer bir durum söz konusu. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda bir duymama varsa ve bunun farkında değilse veya tedavi görmemişse, bu ders başarısını da iletişimini de çok etkileyecektir. Bu gibi problemlerin önüne geçmek için mutlaka ilkokul çağındaki çocukların da işitme yönünden değerlendirilmesi lazım."

Prof. Dr. Gerek, ailelere, "Eğer çocuk evde televizyonun sesini yüksek açıyorsa veya seslendiğinizde dönüp bakmıyorsa, cevap vermiyorsa işitme kaybı olabileceğinden şüphelenmek lazım. Mutlaka bir kulak burun boğaz hekimi tarafından değerlendirilmelidir." uyarısı yaptı.

"İşitme tedavisinde yaş ve kaybın nedeni çok önemli"

Her işitme kaybının işitme cihazı gerektirmediğini belirten Gerek, şunları söyledi:

"İşitme kaybının meydana geldiği yaş ve kaybın nedeni tedavi seçiminde çok önemli. Her işitme kaybı cerrahi tedavi veya her işitme kaybı ilaç tedavisiyle düzeltilmeyebilir. Her işitme kaybında da mutlaka işitme cihazı veya koklear implanttan yarar sağlayamayabiliriz. İşitme kaybının altındaki nedenler tıbbi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedaviyle düzeltilebiliyorsa öncelikle bunlar tercih edilir. Kulakta bir kireçlenme varsa, dış kulak yolunda bir kirlenme ya da tıkanmaya yol açan bir durum söz konusuysa, iltihap varsa bunlar çeşitli kademelerde cerrahi veya tıbbi tedavilerle giderilir ve işitme restore edilir. Ancak işitmenin tıbbi veya cerrahi olarak restore edilemediği durumlarda işitme cihazını veya diğer cihazlarla tedavi yöntemleri uyguluyoruz."

İşitme sinirinin hasarlandığı veya yok olduğu durumlardaki en iyi seçeneğin koklear implant olduğunun altını çizen Gerek, özellikle doğumsal anomalilerden kaynaklı bir işitme kaybının söz konusu olduğu durumlarda koklear implant tedavisini daha iyi değerlendirmek gerektiğini, her hastanın buna uygun olmayabileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Gerek, "Teknolojinin gelişmesiyle işitme cihazları daha rafine hale geliyor. Koklear imlant, beyin sapı imlantı veya 'baha' dediğimiz kemiğe implant edilebilir işitme cihazları daha üst seviyede fonksiyon kazanıyor." dedi.

Ani işitme kayıplarında mümkün olan en erken zamanda hekime başvurmanın önemini de vurgulayan Gerek, uygun tıbbi tedavilerle ani işitme kayıplarında belli bir iyileşmenin yakalanabileceğini ancak eğer zaman geçerse işitme kaybının kalıcı hasarla sonuçlanabileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İşitme cihazları ve implantları teknolojinin gelişmesiyle fonksiyonel hale geliyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement